22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 14 TEMMUZ1993 ÇARŞAMBA 10 DIZIYAZI tebliğlebaşlar, silahlasürer' HAYALİ DEVLETİN HAYALİ EMİBİ CEMALETTİN KAPLAN ORAL ÇALJŞLAR *EDE!\ CEMA LETTIN HOCA ? • • -ı- O zel bir görüşme > apabilmenin zor olduğu Cemalettin Hoca ile Bonn'daki Alman Parlamento binasının hemen yanıbaşında Alman Basın Kulübiinde konuştuk. Çevresinde yardımcılan ve taraftarlan da buJunuyordo. Cemalettin Kapiania tartışmalı bir söy leşi >aptık. Taraftarlan da ilgiyle izlediler. Zaman zaman onlâr da müdahalede bulundular. Hepsi cöbbeli ve sarıklıy dı. Alman Hükümet merkezinin yakınmda lüks bir salonda, Hoca ve arkadaşlannın görünüşleri garip bir zıtlık oluşturuyordu. Daha garip olanı Hoca'nın çevresinde topladığı azsayıda taraflanyla bir devlet kurduğunu Uan etmesiydi. Kendisi de bu sayede deviet başkaru > ani Emir haline gelmişti. Kaplan'la Sı>as olaylarından, Tansu Çiller'in Başbakan olmasına. Aziz Nesin hakkında çıkardığı ölüm fet>asından, Erbakan'a kadar bir çok konuyu göriiştük. Hoca, tane tane konuşuyor, sıkıştığı zaman dunıyor düşünüyor, etrafın a bakıyor ve ağır ağır yanıtlıyordu. Çevresinde az insan bulunduğunu kabul ediyor, uzun bir dönem içinde ücte bire ulaşarak ikridarı bir ayaklanma ile ele gecireceğini söylüyor. Bu tür konulan Alman hükiimetinin başkentinde konuşmak da ayn bir ironi sayılabilirdi. "AUah akıl fVkir versin. Allah işini rast getirsin" demekten başka uygun söz bulamıy orum. Bazı okuyuculannuz belki de hakh ola- rak bize soracaktır: Cumhuriyet gazete- si, ülkemizde önemti bir gücü olmayan bir kisi ile neden görüşüyor? Ona niçin hak ettiğinden fazla kıymet veriyor? Bir yöniîyle hakh olan bu tepkiye ya- rutınuz var. Gerçekten işimizi gücümüzü bırakip Almanyalara, Cemalettin Kap- lan ile görüsmeye gitmemizin hem bizim açınuzdan, hem okuyucumuz açısından mutlaka anlamı olduğunu düşünüyaruz. Cemalettin Hoca'nın, Ahnanya'daki ta- raftarlanna bakınca sanıldığı kadar bü- yük birgüce sahip obnatbğım görüyoruz. Yurt dtşındaki dini cemaatler içinde Re- fah Partisi taraftarlannın oluşturduğu Milli Görüs Teşkilatt örgütlenme ve ta- raftar sayısı bakımından daha etkiti . Yüzlerce Cami, kuruhış, bu çevrenin et- rafinda örgütlennüş durumda. ,\itekim bu yüzden, okuyucunun bir karşıhıs- tırma yapabümesini sağlamak amaayla Cemalettin Hoca'ya yönehtiğinu'z soru- lan daha sonra Milli Görüs teşkilatının Federal Almanya'daki liderlerinden ve Alman Devleti'ninresmen Şeyhülislam Uan ettiği Ati Yüksel'e de sorduk. * * * İnsanların düşünceleri nedeniyle yas- güanmasma ve saldmya uğramastna karşıyız- Bu kim ohırsa obun böyledir. Ancak Cemalettin Hoca, Sıvas'ta, en değerli insanlarımtzt diri diri yakanfa- natiklerle aynı anlayışa sahip. Aziz Ne- sin hakkında ölüm fetvası çıkardığtnt açık açık Uan ediyor. Bir çok dinfanati- ğinin dile getiremediği görüşleri söyle- mekten çekinmiyor. Şeriat'la neyigetir- mek istediğini bütün çıplakhğıyla ifade ediyor. Onun gücünün ne olduğundan çok söylediğifikirler önemti. Eğer bu an- layıştaki insanlar bir gün iktidara gelse- ler neleryapacakları, Cemalettin Hoca '- nın görüşleriyle berrakak kazamyor. "Çocuktan alhaberi" diye bir halk sözü vardtr. Cemalettin Hoca elbette çocuk değil. Yıllarca \ecmettin Erbakan'ın "rahle-i tedrisV'nden geçnds, o çevrenin adanu ohnııs. 12 EyhVden önce MSP'- nin Erzurum miüetvekiti adayt. Bilmedi- ğinv'z bir dünyanm insanı değil. Bu ütke- nin resmi deviet kurumu olan Diyanet tşleri'nde Başkan Yarduncıhğı yapmış, 15 yılAdana Müftüsü olmuş. Ona "rnec- zup" diyerek olay hafifletilemez. Uze- rinde ciddi ciddi düşünühnesi, ciddi ciddi sorgulanması gereken bir konıı ile yüz- yüzeyiz. Cemalettin Hoca'nın şahsmdan çok, şe- riat ve din adma söyledikleri önemti. ölûm/etvastnı bu ülkede de savunanlar var. Inanan insanlara saygıbyız. Evet, ülkemizin yiizde 98'ine yakını Müslü- man. Onlann kendi inançlarını büyük bir özgürlük içinde savunmalart ve iba- detlerini serbetçe yapmalarını destekh'- yoruz. Bu konuda eğer bir engel varsa kaldtnlmahdır. Ama görünen o ki işin boyutlan böylesine safve içten taleplerin ötesindedir. Getin hep birUkte, her gö- rüşten insanlar ve yurttaslar olarak, bağnazhğın ve saldırganhğın karşısına dikilelim. Getin bu ülkeyi kan gölüne çe- virmek isteyenlere ftrsat vermeyetim. Özgür ve demokratik bir ülke kurahm. Bundan en çok inanan insanlarımız ya- rarlanacak/ardtr. Demokratik bir ülkede Cemalettin Ho- ca'lann hiç bir önemikalmaz; sözlerine güaınüp geçilebihr. Ama şimdi ciddi bir dönemeçteyiz. Kimse kelle avcılanm sa- vunmasın. Bunu kabul etmek mûmkün değiMr. Cemalettin Hoca'nın görüşlerini oku- yuculanmıza hiçbir sey katmaksızın su- nuyoruz. Cumhuriyet okuyucuları bun- ları tartışıp değerlendirecektir. Bu gö- rüşlerin yayuuanmasuun ülkemizin için- de buüınduğu durunuı aydınlatmak açısından önemti olduğu kanısındayız. O v a I Ç a I ı k v / a r Tarikat ehliylearamızda sürtüşme var' T ürkiye'de inanç taraşmalan yüzfinden insanlar canlan- ndan rduyorlar. Canları- ndan oJmak verine, otunıp tartışma olaoağı bulmak. konuşmak daha güzei bir yoL Bu noktadan yola çıkarak Konuyu "Şeytan Ayetleri" tarttşmasına getirmek jsb'yorum. Bunun yayınlaıunasına siz de tepki gösterdiniz. "•Şeytan Avetlen'nin yayınlaıunasına bu kadar tepki gösterme- ye gerek >ar mıydı? Eğer bîırada Jslami- yete yöneiik bir saJdırı söz konusuysa, siz de buna fikri düzeyde cevap verirdiniz. Ni- tekim "•Şeytan Âyetlerinin yaymlan- ması insanların inançlarını sarsmadı. Ne- den o zaman bunca teJaş? KAPLAN - "Insanlan derecelere ayı- rmak gerekiyor. Bir kimse Kuran'ı an- ladı mı? Bunun delıli nerden kaynak- lanır? Kuran Allah kelamıdır, buna böy- le inamr. Buna ters dûştüğü zaman onu şeyeder. Ancak bunun dışında bir takım saplanulara kapılmış sadece felsefeciler- de olduğu gibi, sadece akla dayanır. Ve ona karşı da akli delıller gösterilir. tslam A Cevap vermişiz. Cevap vermeleri gerek. Müslümanımız cevap veriyor. Şeytan demiyeyim yani, Salman Rüşdi'ye karşı olsun, Aziz Nesin'e karşıolsun cevap veriyorlar. Gelsinler^ ûleması kelam ılmınde -kelam ilmi \a.TdiT felseferün karşısında- Allah"ın varbğını ve birliğini akli ve nakü deliller- le ispat etmişlerdır. Öyle ıspat etmışlerdır ki. artık bunun karşısında kimse tered- düte mahal bırakmaz. Tereddüt bile ol- maz. Binaenaleyh biz Müslüman olarak, Müslümanımızın inanaru rencıde eden cereyanlara nza gösteremeyiz. -Ama aynı şeyi siz yapıyorsunuz. Ke- matizme tağut diyorsunuz. Türk devle- tini mahvetmıştir.Kemalist sıstem temiz- lenmelıdir' diyorsunuz. Bu da aynı şekilde Kemalizme inanan insanuı düşüncelerini rencide ediyor diye kabul ediknesi gere- kir. KAPLAN- Yok. Biz diyoruz ki, doğrusu budur. - Aynı rencide edilme durumu Kemalistler için de söz konusu olabilir. KAPLAN- Cevap vermişiz. Cevap ver- meleri gerek. Müslümanımız cevap veri- yor. Şeytan demiyeyim yani, Salman Rüşdi'ye karşı olsun, Aziz Nesin'e karşı niz. Şura karar verir demenizin bir gereği yok. KAPLAN - Yalnız şurayı toplanz ısüşa- resini yapanz, herkes fikrini beyan eder, karar vermek bize aittir. Ama ışjn fetvası olmadığından. hayaü tehlikesı olduğun- dan. İslam buna müsaadeetmiyor. - Türkiye'de çeşitli tarikatler var. Mesela Nurcular. Siz tarikatçıüğı kabul etmeyen çeşitli açıklamalar yaptınız. Nurcular, Fetullahçılar, İran yanlısı Hizbullah, Türk-İslam sentezi gibi çeşitli egilimler altında gruplar var. Bunlan nasıl deger- lendiriyorsunuz. KAPLAN- Biz tarikata karşı değılız. îslamın ruhunda ve mebdınde tankat vardır. Zühd ve takva ismınde vardır. Biz ılan etmışiz her müslüman aym za- manda bir zikre yani bır tarikata bağlıdır. Ve ölçüsünü de vermişizdir. Yalnız bizim ölçümüzle onlann ölçüleri arasında fark vardır. Biz sadece sağlam kaynaklara dayanarak, günlük zikir nasıl olacaktır, tarikat nasıl yapılacak. neden ibarettir, bunlar hep delile. kıtap ve sünnete dayanarak neşretmişız, biz de olsun ce\ap \envorlar Gelsmler - Tartışmak laznn. Sizin gibi ölüm fet- valan çıkarmak verine. Mesela Kemalist deviet sizin hakkınızda ölüm fetvası çıkar- sa, Kemalist deviete yöneiik hücümlanna nedeniyle. KAPLAN- Çıkardı zaten - Ölüm fetvası çıkarmadı. Ölüm fetvası çıkarmak yanlış değil mi? Kemalist devle- tin s'ze karşı tutumuna yanlış derseniz, ölüm fetvası daha ağır bir y ankş değil mi? Öidürme fetvalan vermek verine fikri bakımdan tartışmak daha doğnı değil mi? Mezheplerin durumu KAPL\N- Biz diyoruz ki buyurun gelin. Biz zahmet ediyoruz onlar etmiyorlar. Onlar tepeden inme kabul ettirmek isti- yor. Jşte biz buna karşıyız. - Sizin İran yanlısı olduğnuz ve tran'dan yardım aldığınız basında çok yer aldı. Er- bakan ve taraftarian bu yönde açıklama- lar yaptılar. Türk dünyası asıl itibariyle Sünni dünyadır, Şii dünyasıyla Cemalet- tin Hoca'nın işbirliğı yapması. Türk- İsUrn dunydbind kar^ı bırcereyan ıtade etmektedır' dediler. Bunu sizin aleyhiniz- de kullandılar. Belki sizin taraftarlannız arasında bu açıklamalar olumsuz etkiler de yapmıştır. Şiilik de İslam içindeki mez- heplertlen birisidir. Siz hangi mezhebin ta- raftansuuz? KAPLAN- (Bunlan sorunca yanında otu- ranlara dönerek.) Biz bunu yazmıştık. Getirin o bolumü okuyun. (Bu sırada CemalettinHoca'nın yardımcılanndan bi- risi broşürden o bölümü buldu ve okuma- ya başladı) Burada var. Hareketımiz. Ehlı Sünnet akideffine ve Ehu' Şünnet fıkhına bağlı olup, mezhepsizliğe ve mezhep değiştirmeye karşıdır. - Peki sizin mezhebiniz ne? KAPLAN- Ehh sünnet ve Hanefî. PKK'vı nasıl değerİendiriyorsunuz? KAPLAN (Yardımcılaruia dönerek) Bu- lun onu. (Açıklamalanndaki PKK bölü- münün bulunmasını istiyor) Bana böyle sormayın nasıl değerİendiriyorsunuz diye. Böyle sormak yanhştır. (Bu sırada Hoca'nın yardımcılanndan birisi ilgüi bö- lümü okumaya başladı) Kcza doğudaki çatışmalar derhal durdurulacak. Aslı- nda ve temelinde kardeş olan ve aynı za- manda ümmeli Muhammed bulunan ve fakat Kemalist rejımin kafirüğı ve zalim- liği, eğitim sisteminin materyalistliği neticesinde oyuna getirilmiş olan taraf- lar, çatışmayi durdurup Kuran etrafinda sulh ve seleme davet edilecek ve bu suret- le yaralar sanlacak ve tslam kardeşliğı biiznillah yeniden ieessüs edecektir. Do- ğudaki olaylar aniında yatan gercekler başlıkla yazımız bir daha okunmalı. Bak gördün mü ?Aynca bir de yazı yazmışız. Şura kararları - Sizin merinlerinizin birinde okudum yanlışsa düzeltin. Şuranın karan emiri bağlamaz diye bir hüküm var mı? KAPLAN- Var. - Konuşmanızda Türkiye'ye dönmek söz konusu olunca şuranın karar vermesi ge- Eekir dediniz, Şuranın karan sizi bağlamı- yor. Karar Emire :üt. KAPLAN- Bağlamaz. - Siz Türkiye'ye gitmek isterseniz gidera- Tarikat ehline diyoruz sizzikirlecihadı birbirinden ayırmış bulunmaktasınız. Halbuki bir taraftan zikir yapacaksınız, bir taraftan da şeriatı tebliğ edeceksiniz. bılfiil yapmaktayız. Tarikat ehliyle yani tekkelerle aramızda bir nevi sürtüşme vardır. Çatışmaktayız. Onlara diyoruz ki siz zikirle cihadı birbirinden ayırmış bulunmaktasınız. Halbuki zikirle cihat beraber yürümeli. Bır taraftan zikir ya- pacaksıruz. bir taraftan da şeriatı tebliğ edeceksiniz. Çünkü cihadın da kade- meleri vardır. Cihat tebliğden başlar, si- lahb şeye kadar gider. Onlara öyle diyo- ruz, şimdi belki silahlı çatışma yok ama, fakat gelin elele gönül gönüle verelim de şu ihmal edılmiş eğitimden mahrum edil- miş insamızı, Anadolu insammızı hiç ol- mazsa, İslam aym zamanda devlettir, İslam aym zamanda siyasettir, İslam di- ninden devleti siyaseti ayırmak mümkün değildir, diye müştereken hareket ede- lim. Fakat onlar yanaşmıyorlar diyorlar ki, şimdi zikir devridir. YARIN:Kadın başbakan olursa... Senne MîisHüııaıısuıne de Srvaslı ly benim elüyükk ömrümün sakin, tdçakgönüUü,yüzüyer- de, inançh Anadolu halkı,sesime biryankı verin. Deyin kihep beraber: "HayırJ Müslüman bu değildir. O bir avuçgözüdönmüş katil bizden olamaz!" II OZANLAR KENT daha yaktın. Sen nasıl Sıvaslısın? Sen, "Kavaklar" şurinin dizeleri, Se- zen'in sesiyle dalga dalga tüm Anado- lu'ya yayılan; yıllanm inamlmaz bir özveri güzelli- ğiyie Anadolu kentlerinde öğren- cilerine adayan, Türkçenin en iyi çağdaş ozanlann- dan Metin AJtıok'u ONATKLTLAR Sen insan bile değilsin. Gözü dön- müş bir katil. bir yaratıksın. Sen, yüreği insan ve yurt sevgisiyle çarpan, tüm yaşamını ulusal edebiya- tın en güzel eserlerinı incelemeye, araştırmaya, değerlendirmeye ada- rnış, kırk yıllık dostum o değerli yazar ASÎBI Bezird'yi yakmadın. Sen. "Bâ:â, bâzâ! Çi hest-ü bâzâ!", "Gel,gel!Kim olursanolgenegeUİster kifir ol ister putperest gene gel! Bizim dergâhtmtz umutsuzhık dergâht değtf- tSr.'..." dıyen hoşgörü kutbu Hazret-i Mevlânâ'yı yaktın. Sen nasıl Müslüman olabilirsın? Yaktığın, göz göre göre, sıntarak ve alkışlayarak yaktığın o mazlum yiğit, dünist arkadaşım, o büyük cura us- tası, halk ozanı, Sıvaslı Nesüni Çimen değildi. Sen. bir toz tanesinde alemleri gö- ren, yüce tannnın bir suretiyken senin gibi biri manfetiyle derisi yüzülerek aslına dönen Seyyit Nesiıni'yi bir kez vahşice yaktığıru saruyorsun. Ey zavalh gafıl hayvan. yaktığın Yunus'tur. "Bir kez gönül yıktın ise Bu küdıpn namaz değil Yetmiş ıki nüllet dahi, Etin yüzün yumaz değil..." diye yüzlerce yıl öncesinden seslenen Yu- nus Emre'yi yaktın. Yunuş Emre'yi yakana Müslüman demek, İslam'a hakarettir. İslam'a asıl hakaretı sen ettin. Sen, Cumhuriyet Türkiyesi'nin genç şairlerim, Behçet Aysan'ı Orhan Kaynar'ı, kız-erkek gencecik çocuk- lanmızı, geleceğimiz olan gençlerimi- zi, üstlerine benzin dökerek hunharca yakmakla kalmadın. Kurtuluş Savaşımızın ilk kongrele- rinin şanh ve onurlu kenti Sıvas'ı yaktın. Ey soysuz! Sen nasıl Sıvaslı olabilir- sin? Sen, uğursuz zebani ateşinle bizim koca bir geçrnişimizi yakmaya kalkıştın. Koca bir uygarlık olan geç- mişimizi, barbar ve iLkel kavimlerin karanlık geçmışlerine benzetmek için. Atımn ayağı surlan gecerken tüm din- lere, ırklara, inançlara güvence veren Fatih Sultan Mehmet'in anısını; Itri'- den Şeyh Gaüb'e. Şeyh Hamdullah'- tan Koca Sinan'a, Baki Efendi'den Sü- leyman Çelebi'ye sevdiğımiz, değer verdiğimiz, gözümüz gibi koruduğu- muz sonsuz bir kültürü bir hay\r an gibi hiçe sayarak, yaraüklann en eşre- fi otuz yedı cam yakarak yok ettin. Ortaçağ engizisyon papazlan gibi. Sen Müslüman olabilir misin? Sen benim çocukluğumu, ilk gençli- ğimi yakmaya kalktın. Serin bayram Sabahlanmı; cami sebillerindeki banşçı güvercinleri. babalanmızın al- çakgönüllü mezarlanndaki servileri, inançlı, nur yüzlü analanmızın hiç ek- sümeyen dualannı, bir küfür gibi fırlattığın ateşle yakmaya kalkıştın. Ey benim çocukJuk arkadaşım Se- zai Karakoç, aym gençlik yıUannın şa- in İsmet Özd, bu yaratık Müslüman- sa, siz nesiniz? Ey benim elli yıllık ömrümün sakin, alçakgönüllü, yüzü yerde, inançlı Anadolu halkı, sesime bir yankı verin. Deyin ki hep beraber: "Hayır! Müslüman bu değildir. O bir avuç gözü dönmüş katil bizden olamaz!" Ey Sıvasblar! Asıl siz yükseltin sesi- nizi. Anadolu'nun en eski töresi olan, ocağına misafir olana düşman bile olsa saygı gösterme geleneğim bir yana bırakıp, konuklannı kor ateşte yakan bu alçaklann sizden olmadığını söyleyin. Belki yanan yüreğimize bir merhem olur. SİIRECEK POLJTİKA VE ÖTESİ MEHMED KEMAL Duman Boğar, Ateş Yakar.Günler var, kurtulur mu diye beklerken, dumanda bo- ğuldu, ateşte yandı. Kızı Zeynep ölüm haberini verdi: "Bir ortaçağ karanlığında babamı kaybettim. Metin Altı- ok şiiriyle hep yaşayacak." Elbette yaşayacak!.. Öteki Sıvas kurbanlarıyla birlikte Enver Gökçe de, Ah- med Arif de yatıyorlar. Metin Altıok u Dil / Tarih'ten Nusret Hızır'ın öğrenci- siyken tanırım. Öğrencilik yıllarında "Şair olacağım" derdi, oldu: Behçet Aysan, Nesimi Çimen... ölülerimizi birer birer gömüyoruz. Biz bir karman çorman çelişkiler ülkesiyiz. Bir yant- mız alevler içinde kavrulurken, bir yanımız buzlar içinde donar. Kimimiz ağlarken, kimimiz düğün dernek yapar. Şairlerimiz, yazarlarımız, ses ve söz sanatçılarımız Sı- vas'ın Madımak otelinde can verirken, Meydan gazetesi yazıyor, 10 milyar liraya nişan yapan Sultanhamam zen- gınlerimiz var. Bursa Milletvekili Cavit Çağlar'ın kızı tatil sitesinde nişanlanıyor. Nişan törenine katılan davetliler için, Çelik Palas ile beş yıldızlı Almura otelinde 300 oda ayrılıyor. Görkemli villanın dekorasyonu ve girişi Vakko tarafından düzenleniyor. Mönüler Hilton otelinin ahçıları tarafından hazırlanıyor. Konuklara oradaki garsonlar- dan ayrı 80 garson daha servis yapıyor. Geceyi Hülya Avşar, Ibrahim Tatlıses, Bülent Ersoy şenlendiriyor. Yü- züğü Demirel takıyor. Nişan bin bir gece masalları gibi, kimbilir düğün nasıl olacak? Nişanı kız, düğünü erkek tarafı yapar. Keseyi Emin Haddat açacak... Bunlan Meydan gazetesinde (ötekilerde de) okurken, Hürriyet gazetesinde bir haber gözüme ilişti. Genelkur- may Başkanı Doğan Güreş, yakınlarının özendirmesi iie Marmaris'de bir yazlık edinmek istiyor. Ancak parası çı- kışmıyor, yazlığı alamıyor. "... Benim bir erkek kardeşim var, mühendis. Bir de kız kardeşim var. Gittiler, orada (Marmaris) yazlık aldı- lar. Sen de gel bak, dediler. Evren Paşa da, ben sana göstereyim, dedi. Adam diyor ki, hatırınız için bir milyar. Yahu dedim tüccar mıyım ben? Yine hatır için 700'e indi. Kardeşım dedim, benim bir tane otomobılim var, bir ta- ne de 100 metre karelik evim var. Bir de, basit de olsa, hanımın yazlığı var. Bu ikisini satacağım. Yoksa imkânı yok bu parayı denkleştiremeyiz. En sonunda 500-600 milyona bir arsa buldular. Arabayı, hantm da müsaade ederse onun yazlığını satayım. Bir kısrhını peşin, bir kıs- mını da krediyle veririm diye anlaştk. Arabayla yazlığı satuk. Ondan sonra da adam yan çizmeye başladı. Çün- kü kaparo verecek para da yok. Durum bu yani." Evetdurumbu!.. Paşa'nın parası çıkışmıyor. Bir paşa, Harp Okulu'nda okusun, Harp Akademisi'ni bitirsin; bir arsa almak için parası çıkışmıyor Böylesi milyarlık nişan, düğün yapmak için Sultanha- mam'dan, Tahtakale'den geçmek gerekiyor. Eğer bura- lardan geçmediyseniz avucunuzu yalarsınız. Ben tüccar değilim dersiniz. Asım Bezirci. Rıfat llgaz, Zincirlikuyu'ya Aşık Nesimi Çimen Karacaahrrtet'e, Metin Altıok, Behçet Aysan Kar- şıyakaya gömüldüler. Bir karışlık toprağı zor buldular. Çetin Altan, 1940 kuşağının çile çekenlerinin bir liste- sini çıkarmıştı Dönüp bakıyorum da bunlardan kaç kişi kalmış? Içlerindeedebiyattarihinegirenlervardı, unutu- lanlar olmuştu. Çok görkemli bir törenle gömülen Rıfat llgaz'ın, sekseninden sonra bu görkeme erişmesi sevin- diricidir. Çok hakkı yenmişti, unutulanlar arasma kon- muştu. Şimdi toplum, değerini biliyor. Bir 'sınrf' sözcü- ğünden ötürü bunca çile çekilirse... Şimdi sınıfı onun değerini biliyor. bağrına basıyor. BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/Andrey Tarkovski'nin bilimkurgu türündeki ünlü fılmi. 2/ Osmanlılar- da önceleri halktan yalnız n olağanüstü durumlarda, sonralan ise sürekü ola- rak toplanan vergi... g Türkçede ilgj adılı. 3/ DoğuKaradenizyöresin- 6 de oturan halka venlen •, ad... Ham ıpeği iplik ve ibnşim durumuna geti- 8 ren kimse. 4/ GenellıkJe g Güney Amerika'da üreti- len, kafeini az, kalitesi yüksek kah- ve cinsi. 5/ Bir değiş tokuşta üste verilen şey... Yankı. 6/ Mentese... Bir işi yerine getirme. 7/ Doğu Anadolu'nun Irak sının yakımnda yüksek bir dağ... Karaciğerin iri- leşmesi ya da körelmesi ile beliren hastalık. 8/ Yaratıcısımn adı bilin- meyen yapıt... Nikelin simgesi. 9/ Uğraş... Eski dildedul kadınlar. YUKARIDAN AŞAGlYA: 1/ Yılmaz Güney in bir kitabı... Çahşan, gayret eden. 2/ Yazı... DaJ. 3/ Bir limanda, bulaşıcı hastalıklar bulunan bir ülkeden gelmiş gemideki insanlann ka- rantina süresirü doldurmak üzere götüriildüklen bina. 4/ Bir yüzey ölçüsü birimi... "Kalsın o dıdelerdeki 1 emel nihan/ Gönlüm diler ki ruh-i leyâl anlaşılmasın" (Tevfık Fikret)... Bir soru sözü. 5/ Arap harflerinin en çok kullamlan el yazısı biçi- mi... Tutsak. 6/ Madenleri ergitme, sıvı duruma getirme... Ki- naye. 7/ Anma, söyleme, sözünü etme. 8/ Kimi sözlerde, çıkak- lan yakın seslerin art arda gelmesi sonucu söyleyişin kulağı rahatsız etmesi. 9/ Kumarda ortaya süriilen para... Görevden alma. însanın en doğal hakkı olan yaşamın katledilmesine, yakılmasına seyirci kalan.. "SORUMLULARA" 37 güzel insanımi2a yakarak istediklerini elde edeceklerini sanan gerici YOBAZLARA, DÎYORUZ Kİ; ONLARI BİZ YARATTIK BİZLERDE YAŞAYACAKLAR... DÜNYA DÖNDÜKÇE, SÖNMEYECEK ATEŞ OLACAĞIZ YÜREKLERİMİZLE ÜRETEN BEYİNLERİMİZLE "KARA KEFENLERİNİZİN" ÜZERİNDE. Ali Aktay, Abdullah Belli. Ahmet BUal. Asuman BUal, Cemal Ertugah, Emel Aktay, Kamuran Onat. Mustafa Ozbilge, Mihriban Özer, Önder Murabıt, Sadettin Talşık, Ali Aydın, Aslı tnan, Aydın Nacar, Boket Berk, Cevdet Ural, Hasan Koçan, Metin Aktay, Mahir Vecdi Başkesik, Oktay Köylü, Sadık Üştidttr, Yaşar Uysal.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear