22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 2 26 HAZİRAN1993 CUMARTESİ KULTUR 21.ULUSLARARASI İSTANBUL FESTİVALİ Kalbindeki ses, parmaMannauJaştımı?E\1\ İLYASOĞLL Aldo Ciccolini, bir zamanlann ünlü ttalyan piyano uslası. I925'te Napoli'- dedoğmuş. l97rdeFransızvatandaşı olmuş ve Paris konservatuvannda da pıyanoprofesörü olarak hocalığa baş- lamış. Ozellıkle Eric Satie'nin pivano yapıtlannı giin ışığına çıkanp plağa al- masıyla ünlenmış Cıccolini, son yıllarda turneden tur- neye sahneden sahneve koşan hır pı- yanist değil. Öğretmenlıkle. jün uyelı- ğı ıle I99l-92'de yaptığı Liszt \e De- bussy plaklanyla etkinlık göstermış Bir de Roma'da yönettıği uzmanlık kurslan ünlü Cıccolinı'nin. Nc de olsa bir devnn pıyanistı. Bir müzik dılimı- nin, bir tanhı dönemin uzmanı İzle- nima piyano müağınırı en guzel or- neklenni yorumldmış. İstanbul Festı- vali"nde de ılk kez 1973'te adını duyur- muş. Ve yırmı yıl sonra bir kez daha burada çalmayı kendı ıstemış. Cıccolini'nin Ravel-Debussv \e Lıszt yapıllanndan oluşan programını dinlerken, pıyanonun tuşlannda ne renkler bulup çıkardığına. özellikle Lıszt"in parafrazlannda varattığı so- noriteyi izleyıp belli bir bırıkımın, bcllı bir pıyanistik deneyım sahibı olmanın güzelliğine tanık olduk. Ancak kalbin- dekı ses. parmaklanna ulaşıyor muy- du acaba? Pıyanistik hünerıne. par- maklannın tuşlardakı dansına, gön- lünden gelen bir şarkıyla katılmadı. Hele Ravel'ın "Mıroırs"ında bıraz • Bir müzik diliminin, bir tarihi dönemin uzmanı Aldo Ciccolini. İzlenimci piyano müziğinin en güzel örneklerini yorumlamış. Festivalde20 yıl sonra bir kez daha çalmayı kendi istemiş. daha ateşlı, biraz daha coşkun bir izle- nim kalacağını sanmıştık kulaklanmı- zda. Daha ateşli, derken bis olarak ünlü Ateş Dansfnı seslendinp. pıya- nonun çalgı olarak olanaklannı sergı- ledi. Pıyanodan söz ederken de pıya- nolan. dünyaca ünlü solistlere sunar- ken. akordlanna bıraz daha özensek diye düşünüyorum. Şefika Kutluer, lezzetli bir program seçimıyle Aya İnnı'de dınleyicilerin karşısına çıktı. Morlacchinin 18. yüzyıl sonlannın az tanınmış bir beste- cisi ile başlayıp Ekrem Zeki Ln, Fau- re'nın Pavan'ı. Doppler'ın Fantazisi, Paulenc'ın Sonatı. Yilla-Lobos'un Ar- yası (no.5) ve Bizet'nin Carmen Fan- tazisi ıle genelde çok ıvı bılınen ezgılen seçmiştı Bunca ıyı bılınen ezgıleri çalmak da ayn bir yüreklılık ıster. Şefika Kutlu- er. kendınegüvenlı. coşkulu, yaptığı ışı çok seven ve kalbindeki sesı flütünde duyuran bir sanatçı Vakın gelecekte Lozanda Gallo fir- ması için yapacağı plakta. bu festıval- dekı eşhkçisı ıleçalacakmış Genç İtal- yan piyanıst Igor Longato lyi bıreşlik- çi. ancak oldukça pasif. Carmen Fan- tazısı gibi bazı yapıtlarda, daha bir oda müzıği söyleşısı bekleniyor çalgı- lar arasında. Şefika Kutluer. dısiplınlı bırsanatçımız Tüm resııal programını ezberden çaldı. "Notalann kaygusunu biryana bırakıp. müzik yapmanın tadına var- mak açibindan. ezber çok önemlı. Ama flüt gıbı nefes kontrolünde bir çalgı ile nefes ve ezber olayının kon- santrasyonu da yorucu oluyor" diyor. Bundan sonrakı planlan yoğun: ""Ozandaki CD kaydından sonra Londra'da Ashkenazy'nın oğlu klar- netçı Dımıtn Ashkenazy ıle çalacağız. Sonra Howard Grifîiths'ın Koch şır- kctı ıle vaptığı Türk bestecılen dızısın- de çalacağım Ardından Moskova Radyo Senfonı Orkestrası veTokyo'- da bir dızı konsenm olacak." Bu arada genç sanatcılara. yenı yeti- şen muzisyenlerimıze oğütlennı so- ruyoruz Şefika Kutluer'ın Okulubıti- nrken nasıl ilişkıler kursunlar. neye yönlensmler? "Flüte başladığı an. son- rasını da planlamaya başlamalı öğren- cı Bitınrken. ne yapsam. demek çok geç. Orkestracı mı olacak, solıst mı. solıst olacaksa nelen göze alabilır. iliş- kılen iyı mıdir, ne kadar özvenlı olabı- lır? Kendını tartıp kararlı davranması gerek " 225 yıldır düzenlenen Londra Kraliyet Akademisi'nin geleneksel yaz sergisi sanat çevrelerini birbirine düşürdü Nitelikten yoksun ama rdcelik olarak zenginKültür Servisi - Bu yıl "Prenses Dia- na'nın iğrenç bir portresini satın al- mak istiyorsanız, Kraliyet Akademısi yaz sergisi tam size göre" gibi oldukça sert yorumlarla basında yankı bulan Londra Kraliyet Akademisi'nin gele- neksel yaz sergisi, Londra'da sanat çevrelenni birbirine düşürdü. Tam 225 yıldır hiç aksatmadan düzenlenen ve 15 ağustosa dek sürecek olan sergide. profesyonel-amatör. ünlü-ünsüz yüz- lerce sanatçının yapıtlan sergilenıyor. Kraliyet Akademisi'ne bu yıl 13 bini aşkın yapıtla başvurulmuş, bu işlerden 11.200 tanesi reddedılmiş. Eleştirmenlerin "nitelik-nicelik" bağlarrunda tartıştıklan Kraliyet Aka- demisi yaz sergisi. "nitelikten yoksun ama nicelik olarak zengin" bir etkınlık olarak değerlendinlıyor. Sanat eleştir- menlerinın bu denli tartıştıklan sergı- ye halkın ilgisi ise oldukça yoğun: Ge- çen yıl fngjltere'deki ekonomik knze karşın 122 bin izleyici yaz sergisini zi- yaret etrniş. Bu yıl giriş ücretı yaklaşık 100 bin lira olan 225. sergiye de aynı il- ginın gösterilmesi bekleniyor. Kraliyet Akademisi'nin bu yılki yaz sergisinde. her yıl olduğu gibi "artık aramızda bulunmayanlara" aynlan geniş bir bölüm var. Bu bölümde, ge- çen yazdan bu yana yaşamını yitiren sanatçılar Elisabeth Frink ve F.E. McWilliam'ın heykelleri, ünlü mımar James Sterüng'in çizimleri. John Bratby, Ridıard Eurich, Peter Greeo- ham, Sidney Noian ve Robin Philip- son'ın resimlen yer alıyor. Ölmüş sa- natçılann sergide 'estetık' değıl ama polıtik nedenlerle yer aldığı söyleni- yor. Bunun da nedenı akademının kendı geleceği ıçın kuşkulu olması. Yaz sergjsının farklı bir kımlığe bü- rünmesi için elınden geleni yapan an- cak 'gelenek'le savaşmakta 'eli-kolu' bağlı olduğunu gösteren şımdıkı yö- netmen Roger de Grey. bu vıl emeklı oluyor. Yerine kimın geleceği ıse he- nüz belli değıl. Sanat çevrelennde me- rak edilen konu, atılımlar yapabılecek gerçekten "yenı" bınsi mı yoksa eski geleneklen aynen sürdürecek "eskı ka- falı" birisının mi geleceği'? 1768 yılında Kraliyet Akademısi ılk kurulduğunda. bu kurumda eğıtim Londra Kraliyet Akademisi'nin geleneksel yaz sergisinde R B Kitaj'ın* 'VMıistler vs Ruskın"adlı yapıtı. gören İngihz sanatçılann yapıtlannı sergıleyecek. adlannı duyuracak bir etkınlığe gerek duyuluyordu. Kraliyet Akademisi de Floransa, Roma ve Pa- ns'tekı sanat enstıtülennden esinlene- rek, İngıltere'de resmı sanat eğıtımi ve- ren bir kurum kimliğı altında kendi sa- natçılannın yapıtlannı hem sergıleyip hem saıabilecekleri bir platform oluş- turmak ıçın boyle bir yaz sergisı dü- zenlemeye başladı Akademi'nin bu etkinliği, gerçekten belırlenen bu amacı yenne getirdi. Çoğu genç sa- natçı, bu etkinlık sayesinde bir "çıkış" yapabildi. resim ya da heykcl satabil- di. Yaz sergisi bir dönem sanat çevre- lennde öyle bir konuma v ükselmiştı ki bir üyesı bunu "Akademı olmasa. sa- natçıîara hala zanaatçı gözüyle bakılırdı" şeklinde ıfade edıyordu. Bu bağlamda bakıldığında. Akade- mi'nın düzenledıği yaz sergilen Lond- ra sanat çevrelerinde bir kesim tarafı- ndan "herşeye rağmen" mutlaka ger- çekleştirilmesigereken biretkinlik ola- rak görülüyor İngilız eleştirmen Frank Whitford. bunu şöyle ıfade edı- \or "Birçok sanatçının yapıtlannı Londra'da sergılemc ve satabilme ola- nağını yıllar boyu bir tek Akademi sağladı. Bu ozellıği de hala sürüyor. Akademi'nın düzenledıği yaz sergilen olmasa, genç yctenekler başka hangı platformda profesyonellerle karşı karşıya gelebilir. aynı mekanda sergi açabılır? Başka nerede bu denli çeşıtli sanat yapıtı. bu kadar çok sayıda gele- cck vaadeden genç yetenek birarada görcbilirsiniz?" Bu arada yaz sergilerinin Kraliyet Akademisi'ne getirdiğı maddi destek de onemli. Sergıden elde edilen gelir olmasa Akademi'nin kapanabileceği bile söyleniyor. Yaz sergilerinden elde edilen gelir. genelde Akademi'nin yıl ıçinde düzenledıği daha rutelikli özel sergiler için kullanılıyor. "Genç yetenek"lenn yanı sıra yaz sergisinde, sergıyı bıranlamda "kurta- ran" birçok sanatçının. örneğin bir Jasper Johns'un. David Hockneynin, R.B. KJtaj'ın. Peter Greenham'ın yapı- tlan da v ar. Ancak. uluslararası ün ka- zanmış gençler. yaz sergısıne pek itibar göstermemiş. Sonuçta. 225 yıldır pek bir yenilik getırmeden. ama "olmazsa olmaz" bir mantıkla düzenlenen Kraliyet Aka- demisi yaz sergisi bu yıl da iyi-kötü eleştirilerle sürüyor. Kimi eleşürmen- ler sergiyle ılgıli yazılarında oldukça 'kibar' davranırken. kimısı de şu tür vazılar vazıvor. "Sergide ver alan ya- pıtlann fıyatlan konusunda bahse gir- mek pek keyifli doğrusu! Bir resme bakıyorsunuz, Bay Gibbs adında bir ressam. resmıne 50 pound biçmış- ne- den acaba^ Kendisine neden bu denli güvensiz? Öte yandan Mary Davidge adında bir cvhanımı-ressam iğrenç bir Prenses Dıana portresıne tam 650 po- und fiyat koymuş! Bir sanat yapıtının parayla hıçbir ilgısı yoktur demek. at yanşlanna salt atlan sevdiğın için git- tığinı söylemek kadar saçma doğru- su... Bu sergi neden tam 225 yıldır sü- rüvor?" Benjamin Britten'ın 'müzikten söze geçişi' vurgulayan, en az tanınan operası, bugün de canlılığını koruyor 'Gloriana' 40 yıl sonra yeniden keşfedildiKiütür Servisi - 40 yıl önce Benjamin Britten. "Glonana" adlı operayı besteleyıp sah- nelediğinde sonuç tam bir fı- yasko olmuştu. Bu ay, Lytton Starchey'nin "Elizabeth ve Essex" adlı kitabından konu- sunu alan opera, ilk kez kay- dedilerek piyasaya sunuldu ve bu sefereleştırmenlenn büyük övgüsüyle karşılandı. 1940'lann başında Benja- min Britten, kendisi gibi genç bir besteci olan dostu Micheal Tippet'e kendıni ve gelecekle ilgiü projelennı şu sözlerle dile getiriyordu: "Ben yanhş yüzyılda doğmuşum, çağdışıyım. bır tanh ha- tasıyım. Ben operalar besteli- yorum. Opera bu çağın müzi- ği değil, ama ebmden başka bir şey yapmak gelmiyor. Sonuç ola- rak yapmak istediklerimi gerçekleştı- rebilmek için belki de kendi opera gru- bumu kurmam gerekecek. Ama ne olursa olsun bir çok opera besteleyece- Benjamin Britten. bu yapıtında bütün ulusal kültürii v ansıtacak biçimde tek bir tarihi kişiliği enincea ynnttsına kadar inceler. (DALEY) "Odepıus Rex"ı ve Sbostakovich'in "Lady Macbeth of Mtsensk"ı opera salonlannın dolup taşmasını sağla- maktaydı. Bntten bir tarih hatası ol- duğunu söylerken, operanın altın çağı ğim. Işte o kadar" Bntten, bu sözleny- gecükten sonra doğduğunu değjl, her le ne İcastediyordu? Modernist döne- zaman bestelennın modern öncesi, hatta VV'agner öncesi çağın müziğını andırmasından sozediyordu. 18.yüzyıl operasından ve özellikle Verdi'den etkılenen Bntten, bu döne- min "opera öldü" sloganlannı cıddiye almasından kaynaklanıyor olamazdı bu sözler, çünkü söz konusu yıllarda Berg'in "Wozzeck"i, Straviıtsky'nin mın tüm biçimsel özelliklerini kul- landı. Britten, 1951 yılından itibaren bu eskı ve hazır formlann yerine kendi yeni biçimini koymaya başladı, ama bu dönüşümü gerçekleştirmeden önce geleneksel "grand opera"tarzında son bir yapıt oluşturdu. Bestelennın arasındakı en "çağdışı" yapıt sayılan bu opera "Glonana" idi. Gloriana'yı yapma fikn neden İngil- tere'nin "ulusal operalan" olmadiğı tartışması sırasında ortaya çıktı. Lord Harewood tarüşmayı "Neden bir ulusal operamız yok bilmıyonım. ama sen bir tane yazmahsm" diyerek bittirdi ve Britten'ekonu olarak "Ehza- beth ve Essex"ten yararlanmasını önerdi. "Gloriana", kişisel sevgi ile toplumsal görev arasındakı çelişkıyi ele alışıyla basıt, hatta naif bestelenyle, Verdı'nın ruhuna en yakm operası oldu. Ancak Verdi'nin karakterlerin- deki çelişkılenn yaratığı büyük fırtma- lara rağmen Gloriana, daha ilk sahne- de bır kadın olarak kişisel özlemlerini her zaman bir kraliçe olarak. toplum- sal görev lennin gensinde tutacağını şüpheye yer bırakmıyacak biçimde be- lirtir. Libretist VVillam Plomer, kralıçe- nin Essex'le yaşadığı aşkı bir dram un- suru olarak değıl. onun bir ulusal amblem olarak kabul edilen karak- tenrun farklı vönlerini sergilemek için kullanır Sonuçta, Britten'in hiçbir yapıtına benzemeyen bir opera çıkar ortaya: butün bır ulusal kültürii yansı- tacak biçimde tek bir tarihi kişiliğin en ince aynntısına kadar incelenmesi. Opera ilk sahnelendiğinde, ilk bölü- münde şarkılar ağırbktayken, ıkinci bölümünde sözJü replıklerin ağırlık kazanması, yoğun eleştirilere hedef ol- muştu Ancak bu dönüşüm Gloriana'- nın karakterindeki dönüşümü sergile- mek açısından, bugün artık tam ter- sine başanh sayılıyor. Gloriana, sevgi- lisi Essex'in ölüm fermanını imzaladı- ktan sonra. bir bırey olmaktan tama- men çıkarak bir ikona dönüşmüştür. Müzikten söze geçiş, bu dönüşümü başanh bir biçimde vurguluyor. Brit- ten'in bu en az tanınan operasının ye- niden keşfi, operanın Bntten'ın döne- mınde ölmediğı gibi bugünde tüm canlılığını koruduğunu gösteriyor. Artıksöyleşi yazılmayacak mı? MEMETFUAT \'azınımızda elcştın anlavı^lannın gelışmesıni, sovleşi tu- ründen ıncelemeve doğru dne özetlevebilinz. Aslında "ince- leme" deyip geçmek yeterlı değıl. çünkü çok çeşıtli ınceleme uygulamalan var. Turgut Lyar gıbı. doğrudan bır şıiri ele alıp. üzennde belli bır şıir kültürüne davanarak konuşmak da "ınceleme" dı>e adlandınlıyor. bilımsel vöntemlerleyapı- lan yaklaşımlar da... Dahası, Cemal Süreva'nın Fazıl Hüsnü Dağlarca ıçın vazdığı vazıva da. Enis Batur'un Ece Ayhan için vazdığı vazıva da. Tahsin Yücel'in Bülent Ecevit'in "Pü- lütnürün Yaşsız Kadını" şnn ıçın vazdığı vazıva da. tek söz- cükle. "ınceleme" dıvoruz O\sa benzeyen yanlan olduğu kadar. benzemeyen vanlan da var bu ıncelemelenn. Yazınımızdaki eleştin anlayışlannın gelışmesini herhangi bır ınceleme türune doğru dıye nitelemek olanaksız. ama ge- nel anlamıyla "inceleme"ve doğru gıdıldiğıni sövleyebiüriz. Öylesine kı bugun "eleştın" devınce. "inceleme" akla geli- yor. Peki. sanatlan konu alan bunca vazı. makale. söyleşi. de- neme. onlara ne denecek'1 Eleştinden savılmıyorlar mı artık? Onlar da. sanatlan konu aldıklan kadar "eleştin" çerçeve- sınde ver alıyorlar ıster ıstemez Ama "öznel eleştin" dıye anılarak.. Bıraz kuçumsenerek.. Aslında değışen şu Eskıden eleştin alanında Ataç'ın söy- leşılen. Orhan Burian ın eleştırel denemeleri. Sabahattin Eyuboğlu'nun tatlı tatlı okunan yazılan öndeydı: şımdı ıse bilımsel yontemlerle yapılan ıncelemeler onde . Atilla İlhan, Hüseyin Cöntürk. Asım Bezirci. eleştinyı güzel yazı yazma sanatının dışında biretkinlik diye nıteleyerek. bu alanda ılk uyanlan yapan kışıler olmuşlardı. Öznel eleştin - nesnel eleşlın tartışmalan az sünmedi Ama sonradan ış çok gelıştı. bu tur tartışmalar aşılıp bilımsel yöntemlere. göster- gebılıme. alımlama estetığıne. yazınbilıme, çevınbilime. şıir- bılımevb gelıpdayanıldı. Ne var kı sanatlan konu alan yazılar. makaleler. söyleşi- ler. denemeler gene yazılmakta Işin ilginç yanı. onlan ya- zanlar arasında bilımsel eleştinden yana olan kımseler de var Bir yandan bilımsel vontemlerle ıncelemeler yapıyor, bir yandan da bu lur yazılar vazıvor. "öznel" vargılar veriyor. sırasında tartı^malara bıle gınyorlar . Eleştin alanında ıncelemenın one çıkışı sanınm en çok sa- natçılan sevındırdı. Genellıkle bir yargı verme gereğı duyul- madan yapılan bilimsel ıncelemeler. dayanıksız, aşın yargı- larla doldurulabilen ele^iırcl deneme >a da söyleşi yazılan gibi tedirginetmiyoreleştınlen kışilen Ama yaptığınız güzel işler için övgü de alamıv orsunuz. I ncelemeciler sizi konu ola- rak secmiş olmarun ötesinde bir mutluluk vermeyı gereksız buluyorlar. Neyse ki butün ıncelemeler öylesine duyarsız bi- limsel yaklaşımlarla yazılmıvor. Arada eleştırel denemelere daha yakın duran incelemecıler de var. Yazınımızdaki eleştin anlayışlannın gelışmesini olumsuz karşıladığım sanılmasın Yıllarca böyle olması gerektiğıni savunan yazılaryazdım. ^ma bugelişmeyledahaöncekıuy- gulamalann sona erdiğıne ınanmıyorum Gene sanat üzeri- ne yazılar, makaleler. soyleşıler. denemeler yazılacak. gene öznel yargılar venlecek. Eleştin anlavışlanndakı gelışmeler getirdiklen yenılıklerle bırtakım şeyîeri sılıp yok etmiyor. onlara ekleniyorlar. Haziran ayınınfotoğrafları Kültür Servisi - İ FSAK'ın her ay üv elerı arasında düzenledıği "ayın fotoğrafı" yanşması sonuçlandı. Seçıleceğinı Cengjz Karlıo>a'nın yaptığı siyah-beyaz baskı dalında Gül Seckin'ın üç. Önıür .41tınçîznıe'nın bir yapıü dereceye gırdı. Seçicılığını Barbaros Gürsel'ın yaptığı saydarh dalında ıse Çiğdem Çolakoğhı, Firdevs Salıyan, Tanju Akleman, Engin Kaban ve Gült^kinTetik ın bîrer yapıtı dereceye gırdı Parklardayapılsa resimler Kültür Servisi - Mahır- Numan A Ş. (MANLf)tarafından, Marmara Üniversıtesıöğrencılenyle daha önce gerçekleştinlen "Parklarda Resım V apılsa" adlı etkinlık, bugünyınelenecek. M.Ü Ataturk Eğıtim Fakültesı Resim-iş bölümü öğrencılennını öğretım görevlilerinin gözetiminde yapacaklan çalışmalar. Fenerbahçe Parkı "RomantıkaCafe"de 14.00-19 00 arasında gerçekleşecek. Ortaya çıkan yapıtlar M.C. Atatürk Eğıtım Fakültesi Resim-iş Bölüm'ü yaranna satışa çıkanlacak. Türev Berki'nin piyano resitali saat 11.00'de AKM'de istanbulFestivati'nde bugün Kültür Servisi - 21. Uluslararası İstanbul Festıvalfnde bugün Angel Romero gitar v e Türev Berki piy ano resitallenyle, Saraydan Kız Kaçırma operası ızlenebilecek. AKM Büyük Salon'da 18 30'dadınlenebılecekolan İspanyol gıtarcı Angel Romero. dönemınin en önemlı klasik gıtaralanndan bin kabul edilıyor Malaga'dadoğan ve ilk resitalini altı yaşında v eren Romero. bugünkü konserinde Mudarra'nın Fantasıa. Gaspar Sanz'ın İspanyol Süiti, Bachın 2 no lu Partıta'sından Chacoone, Giulıani'den La Rossmıana. Lauro'dan 5 vals ve Albeniz'den Leyenda">ı seslendırecek Gençpıyanistler bölümünde yer alan Türev Berkıde AKM Büyük Salon'da saat 11.00'debirresitalverecek.Pıyanoeğıtimınedokuz yaşında başlayan Berkı. bugunkü konserinde Bach. Chopin. Mendelssohn. Bartok ve Lıszt'den vapıtlar seslendirecek. Bugünun son gostensi ise. İstanbul Devlet OperasrnınTopkapıSarayıMüzesı'nde21 30'da sunacağı Mozart'ın "Saraydan Kız Kaçırma" operası. Yozgat'ta tiyatro çalışmaları YOZGAT(AA)-Yozgattatıyatro alanında ilk cıddi çalışmalar, Gazı Ünr. ersıtesı Yozgat Meslek Yüksek Okulu tarafından başlatıldı Kısa adı GÜM YOT olan ve okul öğretım görevlılennden Müçteba Alp Kılıçarslan yönetimındekurulan tiyatro. ılk oyununun kültür merkezı salonunda sahneledi Orhan Asena'nın "Öç" adlı oyununda başlıca rollen Müçteba Alp Kılıçarslan. Nihal Bozdoğan. Yalçın Akdoğan v e Sav aş Er paylaştılar Anton Çehov'un "Ayf' adlı oy ununda ıse Ibrahim Taranoğlu, Dilek L yanık, Aysun Vadal ve Lnsal Küçükkaya rol aldılar. Bugüne kadar iki gösterımle perde açan GÜM YOT. önümuzdeki günlerdekı 4 ayn gösterimde bulunacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear