22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
31YFA CUMHURİYET 28MAYIS1993CUMA 2 OLAYLAR VE GORUŞLER Evrensel-Ulusal VCELİHCEVDETAND A Y şıtızdır Ganı Gırgın le,r ama o genç durur bakar çunku kendıne Geçen- lerde du\dutn kı hasta- lannuş, yoklamaya gıuım evıne Eşı açtı kapıyı -Ne oldu, nesı var 9 dıye sordum tyı, güzel bır harumdır -Son gunlerde akşamlan bır sıkıntı jeçmyor, dedı Soluklama guçlüğu ıabız ve ateş yuksehyor Bereket, on «nbeş dakıka sürüyor bu bunalım Sonra da yorgun düşuyor -Doktora neden gjtmıyorsunuz 9 -"İyıleşeyım de oyle gıdenz' dıyor tçerde, baküm, bır koltuğa otur- nuş Ganı Gırgın, yanında kıtaplar 3enı görünce, -Beklıyordum, dedı, hoş geldın' -Ne oldu sana 9 dıve sordum -Sen şımdı onu bırak da, şöyle karşı- na otur Anladım, tartışacak bır konusu var benımle Ne adam yahu' -Salı gûnku koşe yazında, dedı, bız- dekı muak çeşıtlenru yazmışsın -Evet, ne olmuş 9 Ganı Gırgın, -Hıçbır toplumun onca mûağı yok- tur, dedı -Ben de onu belırtmek ıstedım de- dım -Anlamıyorsun Gerçekte ıkı çeşıt muak v ardır sadece Surüp gelen halk muzığı (folklonk muak) ıle uygarlık muzığı -Gençlenn sevdığı muak çeşıtlennı muakten saymıyor musun 9 Yanıtlamadı sorumu Anlaşılan söyleyeceklennı sıraya dızmış, bu sıra- nın bozulmasım ıstemıyor Sustum ben de. bekledım -Lst yaru gevezelıkür, dedı Bızde mılb muak, evrensel muak dıye ayı- ranlar var ya, o bolümleme de gereğın- ce anlaşılmış değıl önce şunu söyleye- vım. bır muağe "mıllı" yaftasını ya- pıştırdın mı ötekı ıster ıstemez ya- bancı sayılır Insanlık gereğınce gelış- medığı ıçın "yabancı" olana değer ve- nlmez Bızde çok seslı muağe "gavur' damgasının vurulması bundandır Alaturka muakten hoşlanmadığımı goren kırru mılbcı yobazlar, bana 'Sen Turk değıl mısın 9 " dıyorlar -Pekı, alaturkayı neden kanşürdın şımdı 9 -Dınle, geleceğız oraya Bır cıgara yaktı -Cıgara ıçmesen olmaz mı° dedım Bak, akşamlan çarpıntı gehyormuş Ganı Gırgın denn bır nefes çektı cı- garasından -Bır gun arkadaşlardan bınne Fık- ret Mualla'nın resımlennı ovuyor- dum, ne dedı bana bıbyor musun ' Ama Turk değü' dedı Neden Turk değılmış Fıkret Mualla 9 Camı resnıı vapmadığı ıçın mı 0 Ya da Turk koyu- nu, köylusunu resmetmedığı ıçın mı 9 Kestım sozunu -Muakten resme geçtın, dedım Ganı Gırgın şoyle surdurdu sozunu -Sanatta mıllı ya da evrensel olma somnu hepsı ıçın soz konusu Muzığe doneLm gene Bır toplum hangı uy- garhk butünu ıçındeyse o uygarlığın muağını benımser Çok sesb muaktır bızım uygarlık muağımız Osmanlı donemınde ıse. bugun 'alaturka de- dığımız Bızans kaynakü muaktı Bır toplumun ve tek tek yaraücılann ev- rensellığını sağlayan bu ortak uygar- hktır Söylemeye gerek yok evrensel muak evrenın her yanında çalınan mûak demek değıldır elbet, ortakhğın anlayışını ve olçulennı benımsemış olanlar kendı evrenlennı kurarlar Pe- kı, dünyamızda bır çok, ya da bır kaç uygarük mı t> Bak dostum, tanhın her donemınde o donem ıçın ılen sayılmış uygarhklar vardır Soylemeye gerek yok kı, en ılen uygarhklarla en gen uy- garhklar yan yana yaşar her zaman, ama donem, çağ o en ılen olan uygar- lıkla nıtelerar Bunda üzulecek. gocu- nacak bır yan yok Istemeyen kendı bvldığj yolda gıder ve sonunda yıter Geçenlerde genç bır romancımız ba- na ' Nasıl evrensel olunur 1 ' dıye sor- du -Sen ne yanıt verdın 9 - "Çağdaş uygarlığa katkıda bulun- makla' dıye yanıtladım o soruyu Ne demektır bu 9 Elbette varatıcıhk de- mekür Bak şımdı nereşe geleceğız Yanhş olan, e\rensel-ulus>al avnmıdır Buaynmkafalan kanştınyor hemde çok Sankı bın \abana bın verlı ıkı anlayış çarpışıyor 1 Bır bestecı, çagdaş uygarlığın muağını kendı katkılan ıle yemden yaratırsa, hıç korkmayahm ulusaldır o sanatçı Romancı ıçın de durum budur Roman bır batı buluşu- dur bunu kaç kez >azdın sen \ma bunun boyle olması, romana yabancı kalmamıa gerektıımez Dunyanın en ulusala romancısı belkı de Dostoyev s- kı'dır, ama bak ne dıyor bu unlu sa- natçı Ganı Gırgın, yanındakı kıtaplardan bınnı açtı aradığı ven bulmak ıçın kı- tabı kanşürmava başladı Baktım, Andre Gıde'ın "Dostoyevskı' adlı ın- celemesı Ganı Gırgjn buldu aradığı >en, ordan okumava başladı -Dostoyev skı, Rus toplumunun onemı konusunda yanılsamalara ka- pıhyorsada gulunçbırmıllıvetçılıkten değıl, tersme bır Rus olarak, kendısı- nın, Avrupa yı ayıran çeşıtb neden \e tutkulann denn sezgı ve bılıncıne \an- şından (boyle sanryordu) ıltn gelıvor- du bu Puşkın den soz ederken onda- kı evrensel sevgı veten<"ğınden dolayı over onu ve ardından ekler Puşkın bu ıstıdadı pek açık olarak halkımızla pa>laşmaktadır ve ışıe ozellıkle bu ya- nı ıle ulusaldır zaten Ben gene araya gırdım -Demek Ruslarda da bu aynm var- mış -Ruslarda değıl özelbkle Dosto- vevskı'de Ama gordun nasıl bağdaştı- n>or evrenselbkle ulusalbğı' Bızdekı 'ulusal olursan. ancak o zaman evren- sel olursun' savı yanlıştır Bır yaraücı evrensel olabıldıkçe ulusaldır Demek ulusalbktan evrensellığe gı- dılmez, tersıne e\ renselbkten uhısalh- ğa gelınır Durdu nabanı vokladı, sonra şoyle surdurdu sozunu -Ben de saçmalıyorum Bu tartış- mada en ıvısı ulusallığı bır v ana bırak- makür Bır yaratıcı, gozunu sadece ev- renselbğe dıkmelıdır Onu yonetecek olan, msanbk anlayışıdır Genç ya- raücılar ulusal olmak ıçın boşuna va- kıt harcamamahdırlar dunya ıle ya- nşmak ohnabdır onlann amacı Me- rak edılmesın, ulusalbk çantada kek- lıktır Ve şunu da unutmayabm, Fık- ret Mualla, ne resmı yaparsa yapsın, Türk ressamıdır Başka turlüsu ola- maz ARADABIR Prof. Dr. AYDA EKEL Kurullar Uıerine••• Kamuoyu ıle basını bır suredır meşgul eden Çember- lıtaş takı katlı otopark olayı, ıster ıstemez Kultur ve Tabı- atVarlıklarını KorumaKurulları'nın ışlevvesorumluluk- larının, daha genış bır bağlamda ıse bu kurullara ışlev ve sorumluluk yukleyen devlet katındakı polıtıkalann sorgulanmasına yol açmaktadır Korunacak taşınmazların envanterını yapmamış, 1983-1988 arasında daha once belırlenmış olan korun- ması gereklı yapı ve SlT'lerı tescılden duşuren mevzuat ve uygulamadakı önemlı açık ve sakatlıkları gormezlık- ten gelen, burokratık ışlemlerın sureklılığını, sağlam ko- ruma polıtıkalarının kalıcılığına yeğleyen geçmış yo- netımler yaşama geçırıldıklermde onemlı sonuçlar do- ğurabılecek, kulturel ınsanı, ekonomık ve sıyasal yonle- rı ıçıçe gırmış bır dızı kararı arada bır ve bırkaç saatlığı- ne toplanan kurulların yetkısıne vermışlerdır Bu kurul- lar, aldıkları kararları doğrudan denetleme ve yaptırım getırme erkıne sahıp olmadıklan gıbı bu kararların so- rumluluğunu da doğrudan taşımamakta, hesap verme durumunda bulunmamaktadırlar Böylece, bır ıdarı or- gandan otekıne havale edılen yetkıler surecıyle, kağıt uzerınde kalan soyut denklemlere donuşen bu kararlar burokrasının gırdabı ıçınde çozulup gıtmektedırler Bu- rada sorulması gereken, hukuksal yonden bağlayıcı olan bu kararların neden Resmı Gazete benzerı duyuru bultenlerınde kamuya ve / ya da eleştırı ıle tashıhe açıl- madıklarıdır' Kaldı kı koruma kurullannın ışlev rol ve konumları, uygulamada yasa ve yonetmelıklerın belırledığı sınırla- rın dışına taşmaktadır Kurulların temel gorevı ılgılı mevzuatı çalıştırmak ve yasaların uygulanmasını sağla- yan kararlar almak ıse de, mevzuatın açıkça karşılama- dığı durumlarda kurul kararlarının ıçerığı kışısel takdıre bağlı kalmaktadır Dahası çevre bakanlığının kurulma- dığı bır tarıhte benımsenen 2863 sayılı Kultur ve Tabıat Taşınmazlarını Koruma Yasası doğal varlık ve SİT lerın korunmasını da kurulların sorumluluklarına kattığından yetkı alanları gıtgıde genışleyen kurulların mudahalesı- nırları da belırsızleşmekte ve bunları korumayı amaçla- yan bır strate]inın araçları olmaktan çok kent ve mımar- lık alanında ılke, olçut (krıter) ve beğenı ureten YCıksek Mımarlık ve Şehırcılık Kurulları olarak ışlemektedırler Bır başka deyışle arkeolojık ve tarıhsel değerler ıle ge- leneksel mımarlık ve kent parçalarının korunması ve bunların çağdaş dokuya uyumu (entegrasyonu) ıle yu- kümlü olan kurulların, zamanla nıtelık ve uğraş kayması belırtılen gösterdıklerı gozlemlenebılmektedır Sonuçta ıse yapılan retrospektıf korumacılık olmaktadır Yanı envantere geçmeyen, raslantılarla ortaya çıkan taşın- mazların, ış ışten geçtıkten sonra korumaya çalışılma- sıi Bugun Turkıye'de kultur varlıklarının korunmasında karşılaşılan en buyuk zorluk, korumanın geleceğe yone- lık tasarıların onune dıkılen bır engel gıbı gosterılmesın- den kaynaklanmaktadır Bugünku devlet yonetımının de çok farklı duşuncede olduğunu soylemek zordur Nıte- kım Başbakanlık Personei ve Prensıpler Genel Mudur- luğu'nun Sayın Demırel ımzalı 5 2 1993 tarıh ve 12-383- 04409 sayılı genelgesı ıle oluşturulan 'Istanbul'un Şe- hırleşme ve Yerleşme Yuksek Koordınasyon Kurulu şehırcılık ve konuttan sorumlu Devlet Bakanı başkanlı- ğında, Devlet PlanlamaTeşkılatı, Içışlerı Bakanlıgı Ma- lıye ve Gumruk Bakanlıgı, Bayındırlık ve iskan Bakanlı- ğı Sanayı ve Tıcaret Bakanlıgı temsılcılennden oluştu- rulmuşken, bu dokumde Kultur Bakanlığfna yer verıl- memıştır Aynı şekılde Yuksek Kurulun kararlarına esas olacak çalışmaları yurutmek uzere istanbul Valılığı uhdesınde oluşturulan Merkez Koordınasyon Kurulu, Valılığın, Buyukşehır Beledıye Başkanlığının, Odalar ve Borsalar Bırlığının, Muhendıs ve Mımarlar Odasının temsılcılenne yer verırken, Koruma Kurulları Temsılcı- lerıne uyelık hakkı tanımamıştır Bundan da ote, koruma kurulları 2863 sayılı yasa uyarınca oluşturulmuşken ve başatgorevlerı yasanın uygulanması ıken, yanı kurullar oncelıkle 2863 sayılı yasaya tabı ıken Başbakanlık Per- sonel ve Prensıpler Genel Mudurluğu nun genelgesını duyuran Bakanlık yazısında, oluşturulan Yuksek Kurul Kararları nauyulması ıstenmektedır Bu çelışkılerın, bu tutarsızlıkların yaşandığı bır ortamda bır koruma strate- Iisınden soz edılebılır mı? Dıyeceğım şu Ne yaptığımızı bılelım Neyı nıçın ve nasıl yapacağımızı da Allahaşkına OKURLARDAN Ahşacak ımyız?.. Bunca problem arasında, bahsedeceğım onemsız gozûkebıbr Ancak, konunun uzenne gıdılmedığı takdırde de sınemalar, yakın bır gelecekte yemekhaneye donecektır Anlaşılıyor kı sınemada, patlamış mısır veya kabuklu yemış yemenın saygısızlık olduğu unutulmuş veya bıbnmıyor Gerçek sınema ızleyıcılennı fazlasıyla rahatsueden, gıderek sınemadan soğumalanna yol açacak bu saygısızlığı onlemek kımın gorevıdır 9 Bu konuda yetkılı kımdır 9 Yoksa, her şeye abşuğımız gıbı buna da mı alışacağız 9 Selçuk Kayatunç TARTIŞMA Geç mi kaldık? O zel televızyonlar (hattaTRTlde) artıkelkrİDdeki medya gûcunü adamakıüı ısüsmara başladı. 'Basuı halkın av nasıdır' anlayışındanhareketk, kultur $eviyesı döşük halkımızın bu v a/gısını pekjştirmek için ellennden geleni ardına koyınayan renkli basuı; ve bu anİa> ışı 4'dan Z'ye benımseyerek programlannı duzeysu sanatçüar. ikı gunde çevrÛmiş >e dolayısıyla senarv osu da bır saa'tte tamaınlaıunış uzun filmler, bir saatdep de tûm gece dev am etse dahi ağızlardan duzgun bir Türkçe cumle çıkması olasılığı bulunmayan konuklarla dolu söyleşi programları ve 9001u teİefonlu yanşma programlan ile doMuran ve betgesel progranüara ayıracakları zamanı çok gören T\ kanallan ik yaşayan bizlere \e dahası bunlarla büyüyen çocuklarımıza vazık. kültürlu bır nestl isüvonız ama bunu nasıl oluşturabiliriz bu ortamda?Televizyon çağı öncesi de okur sayisı pek azolan insanlanniızın kemikleşmiş tembeüiği \e§envor, ozel kanalların vurdumdu\ mazlığı ve reklamkaNgıianyla G«rçekte pek doğal olan; fazla izleuen program-fazla reklam-fazla kazanç' ilkeleriyle varotana ve karhlık şarüannısağlayan bu kanalları >e gazetelen liberal-kapıtalısl dûzen içinde suçlamak ne kadar destek bulabilir? Adam gazeteyı sabah açtığında 7 sûtuna manşeu aşığını baltayla doğrayan kadın veya yeni bir 27 Mayıs ve gerçekler T arflıındoğru öğrerulmesı ve ırdelenmesı, tanhtenders almanın ve geleceğı doğru yönde yakalayabılmenm ön koşuludur Bır bölüm kışıler, uzun yıllardır yakın geçnuşte ıçınde yaşadığırnız 27 Mayıs darbesını çarpıtarak yorumlamakta, darbeyı yapanlan buyuk olçüde suçlamakta dahası darbenın nedensız yapıldığı ve halkın onayı olmadığı, demokrası uygulamasına kıyıldığı duşuncesını uretmektedırler Demokrasırun onunü keserek 27 Mayıs darbesıne yol açan koşullan yaratanlar değılde, darbeyı yapanlar suçlanmaktadır Darbeye neden olanlar, 1946 yılındanbaşlayıp 1950yıbnda ıktıdar değışıklığıyle gerçekleşen demokrası denemesınden yararlanarak demokrasıyı ûlkede kokleştıreceklen yerde, bağımsızlık ılkesıne oturtulmuş ulkeyı bu yörungeden çıkartarak kapıtahst- emperyabzme bağırrüı duruma sokma ve parü çıkarlan ıle kışısel çıkarlar ıçın demokrasıyı yozlaşünna yollanna yönelmışlerdır O gunkü sıyası ıktıdar kendısıne ıktıdar yollannı açan, halkın devıngen ve eşıthkçı bıbnçlenmesıne ve demokratık ozgurlükçu ısteklenne karşı olan bır tutum ıçıne gırmıştır Gerçekte bu ıstekler bağımsız, ozgurlükçu, çağdaş ve demokratık Turkıye'mn kurulmasına yonelık Kemakstuygulamanın sonuçlanydı Genç cumhunyeün bu yolda sapmadan yurümesı de gerekıyordu Toplumsal ortamda gebşen düşünsel ve sıyasal arayışlann gelışmesının sağlanması gerekırken tam aksı yonde bunlan baskı altına alma ve gıderek baskıyı yoğunlaştırma yolu neden seçılmışü 9 Bu neden açıktır Amaç yaıkarda behrttığımız gıbı ulkeyı ve ekonomıyı baünın .kapıtahst-emperyalıst yontemlennın ıçıne çekebılmekür Bunun ıçın deen büyuk engel olan Kernaüst uygulamayı yozlaşürmak ve yoketmektır Bu duşunce ıçınde de halkın Atatûrk'e olan sevgjsı ve Turk devnmının uygulamasında dırenen burokrasının aşılması gerekıyordu Buengellenn aşılması ıçın de demokratık haklann kısıhnası ve sonuçta demokrasının rafa kaldınlması yollanna yonehnmıştır 1950-1960 yıllan arasında darbeye yolaçacak yanhş uygulamalann say ısız orneklen bulunmaktadır İşedıbn. kültunın ve eğıtımın yozlaşünhnasule başlanılmıştır Anayasadıh eskıye donüşturulmüş, Tûrk devnmıne ve laık uygulamaya aykın olarak ezan okunması Türkçeden Arapçaya dönüşturulmüştur Halkevlen ve Koy Ensütulen kapatüarak halkın büınç dûzeyınm vûkselmesı onlenmışür Iküdara oy vermeyen Kırşehır ıü ılçeye dönuştürulmûştür Yabana sermaye ve petrol yasalan çıkanlarak bağımsızlık ılkesı sapunlmıştır Oy alabılme kaygısıyla dınsel genalığın odaklan olan tankatlara büyuk odünler venlmışür Hukumet başkanınca tankat şeyhlenmn ellen ve sakallan opuİmuştur Boylece de Kemahzmın laıklık ılkesı ayaklar altına alınmıştır Başbaİcan koltuğunu korumak ıçın mılletvekıllenne sız ıstersenız hılafeü dahı geurebıhrsınız dıyerek Cumhunyeün temellennı dınamıtlemeyı bıle göze almışür Daha sonra ıse ayıu başbakan ben odunu koysam mılletv ekılı seçünnm dıyerek demokrasıyı hafife alma orneğıru sergılemışur Anamuhalefet partısı bdennın gea ozgurlüğu kısıtlanmış, basın ve unıversıte baskı altına alınmışur Ekonomık tutarsızlıklar nedenıyle enflasyon buyumuş ve halk nedensız ekonomık sıkıntıya sokulmuştur Bütunbunlann sonucunda da seçım kaybetme korkusuvla demokrasıye paydos denılme noktasma geûnmıştır Bu konuyu ılgınç bır ornekle noktalayakm 27 Mayıs oncesı sıyasal bunabmlann y oğunlaştığı sırada dev nn cumhurbaşkaru kurtuluş yolunu 'takhbı hukumet' sevgüi edınen çıçeğı burnunda assoüst sanatçK!)nm dedikodusunu > ahut da televizyonda her telden bır rutam eğteoce (!) programlarıru, ganp solistkr, üç notalı bestelen, 'Amiral Battı' ve "SLan havanız iyi oLsun"ları veğliyorsa suç kıındedır? Geİişmiş filkekrdeki -ayakiistii metrolarda bile gözler önfioe serilen- okuma alışkanlığı ne yaak ki, bizler için kıskançlık verici. Düzen değışıklığı ıle birden fakirhğın cenderesıne giren (gecenîerde gittigım) L'kra> na'da yaşlı kadınlann ve gençkrin parklarda, yol kenarmdaki banklarda ve başka her fırsatta ceplennden çıkardığı paçavra gıbı gazeteler ve saman kağidına basdnuş kitaptar, çalgılı lokantalanndaki dûzeyii müzikler hep bır kültûr işaretıvdı. gozleyenier içın, (AvTica onlar fakirükten veya umutsuzluktan arabesk diniemı> orlardı.) Duşûnmek üzücu. erken mi başladık diye, bu boş TV 'ler bolluğuna; geç mi kaldık diye, okuma-öğrenme zevki asılamay a. C.MuratŞenova fomulunde bulur Şoyle soyler •Seçımle ıküdan kaybedersek bır daha ıktıdar yüzu goremeyız Eğertakbbı hükumetle (hukumet darbesıyle) ıktıdardan düşersek, yenıden ıküdan kolayca ele geçırebıhnz Hukumet darbesıyle ıküdara gelenler, her zaman gaynmeşru durumdadırlar Gaynmeşru dunımda olanlann elınden ıktıdan almak ıse çok kolaydır' der Aynca hukumet üyelenne tenkıd devn çoktan geçü şımdı yapılacak ış tenkıldır, şıddettır' dıyerek darbeye açıkça çağnda bulunur Bu demokrasmın seçvm olanağını yok eden çarpık duşünce degılse nedır 9 Sonuç olarak, kuşkusuz darbelere karşı oknak demokrasının gereğıdır Ancak çaresızbkJer ıçınde bunalmış bır ulkede demokrasının tıkanan yolunu açmak da ıç hızmet yasasıyla orduya venlen sorumluluğun gereğıydı Suçun, mudahelenın butün koşullannı yaratarak demokrası yolunu tıkayanlarda aranması gerekır Bugün olaym saponlmasına yonelık çabalar ıse o gunkü koşullan yaratanlar ıle ay nı çıkar bırbğı ıçmde olanlara özgüdür Ulkenın ıçıne surükkndığı açmaz ve borç batağı da bunun en güzel göstergesıdır Ayyuk Erenberk Atatürkçü Düşünce Demeğı uyesı PENCERE Emekli dul ve yetimlere müjde!.. S onunda Emekh Sandığıdaçağı vakaladı Yıllardır bıtmeyen şıkâyet konusu olan, emekblenn olumu ıle şende bıraktığı dul ve yeümlenne maaşlan artık aylar, \ular sonra değıl, "bır hafta ıçınde" bağlanmay a başlandı Ustelık aruk olenın gende bıraktıklanndan "Gıt, vukuatb nufus kayıtlannı nufus memurluğundan getır", "Gıt olunün mırasçısı olduğunu belgeleyen mahkeme karan getır", "Gıt şu şu evraklan tamamla getır de derulmıyor Emekli Sandığı, olümu öğrendığı anda hemen ışlemlen başlaüyor, olenın gende bıraküklannı tespıt edıyor, maaşını hesaplatıyor, maaş cüzdanını tanzım edıyor \e tum bunlan bır hafta ıçınde tamamlayarak olenın gende bıraktıklanna "denn bır oh' dedırtıyor Aç-açık bırakmıyor Aynı şekılde, olenın gende bıraküğına odenecek "olüm yardımındada' tum tbrmalıteler kaldınlıyor, bır hafta ıçınde hesaplanan "olum y ardımı" olenın gende bıraktığı dulun "banka hesabına şak dıye ödenıvenyor" "Korbırkurşunla yaşamını yıtıren pohslenmızın' gende Diraktıklan, yıllannı devlete-mıllete vermış emeklılenmızın gende bıraktıklan, ölen kocasından halen maaş bağlanamamış. kırasmı ödevememış, bakkala borcunu odeyememış"'Avşe Nıne " Bu yazdıklanm karşısında feryatedıp "Bıralayedılmedık hahmız kalmıştı. sen de onunla alay et" demeyın "Aylardır Emekb SandığYndan gelecek maaşlan beklıyoruz, nerede bu surat 9 " demevm Evet, sonunda Emekli Sandığı daçağıatladı Olenın gende bıraküklanna bır hafta ıçınde maaşını bağhyor Ustelık "Gel al" demeden, "Gır banka kuyruklanna, bekle al" demeden gende kalanın şahsı banka hesabına yaünvenyor Sızler de cumhurbaşkanının gende bıraktıklanndan olsaydınız, sız de çağı yakalardınız Sıande maaşlannız bır hafta ıçınde hesaplanır, banka hesabınıza odenıvenrdı Sız de aç-açık kahnazdınız Evet, halen yururlükte olan bır Anayasavar OAnayasa'nın da "eşıtlıkten' demvuran 10'uncu maddesı var Ve bu ulkede bır hafta ıçınde olenın gende bıraküğına maaş bılem bağlayan, bunu da hemen banka hesabına yatınveren Emekli Sandığı var RefikCeylan 81iKi Madde~ Haberı 27 Mayıs 1993 gunu çıkan Cumhurıyefte oku- dum sonra çok satışlı ve promosyonlu gazetelerde de varmı dıye merak ettım hıçbırınde gormedım Haber şoyle "Özgur Gundem gazetesı Haber Merkezı Mudtıru Ah- met H Akkaya Toplumsal Dayanışma Dergısı'ndeyaz- dığı bır yazıdan oturu tutuklanarak cezaevıne kondu 'Toplumsal Dayanışma Dergısı'nm 2 Nısan 1993 tarıhlı sayısında yayımlanan Yenı Islahatçılık mı, Bağımsız- Bırleşık Kurdıstan Hedefı mû' başlıklı yazı nedenıyle Ahmet H Akkaya ıle dergınm sorumlu Yazıışlerı Mudu- ru Eşe Yılmaz hakkında, 'boluculuk savıyla soruşturma başlatıldı DGM Savcısı Yuzbaşı Yaşar Turk, 'yayın yo- luyla boluculuk propagandası' yaptığı ılen surulen Ah- met H Akkaya nın tutuklanmasma karar verdı • Yıne Cumhurıyefte okuduğum ve otekı gazetelerde gormedığım ıkı haber daha var "Nevrozladık Şafaklan ' kıtabında boluculuk propa- gandası yaptığı gerekçesıyle Ankara DGM tarafından 2 yıl hapıs ve 50 mılyon lıra para cezasına çarptırılan ya- zar Edıp Polat ıle 1 mılyar 728 mılyon lıra ağır para ceza- sına çarptırılan kıtabın yayıncısı Hıkmet Koçak la ılgılı davanın temyız duruşması yapıldı ' "Boluculuk propagandası yaptığı ıçın Ankara Devlet Guvenlık Mahkemesı'nde ıkı yıl ağır hapıs cezasına çarptırılan Işçı Partısı Genel Başkanı Doğu Pennçek'm Yargıtay dakı duruşması, avukatlarının ıstemı uzenne ertelendı • Terorle MucadeleYasası nınboluculuğeılışkın8 ıncı maddesı şakır şakır çalıştırılıyor Bu madde bır teror ey- lemını değıl bır duşunce suçunu cezalandırmaktadır ve gerçek demokrasıye temelınden ters duşmektedır Oy- sa bu madde kapsammda kışı ıkı şey soyleyebılır Bırıncısı Turkıye de geçerlı unıter devlet modelı değıştınlsın, federasyona donuşturulsun Bunu soyleyenın amacı Guneydoğu da federe devlet kurmaktan başka bır şey değıldır Ikmcısı TC (Turkıye Cumhunyetı) parçalansın, Lozan Antlaş- ması çop sepetıne atılsın, Mıllı Mısak sınırları değıştınl- sın, Anadolu'da bağımsız Kurdıstan devletı kurulsun Her ıkı fıkrın de serbestçe soylenmesınde yarar var Çunku bu duşunceler yasaksız cezasız açığa vurulabı- lırse, soyleyenler mazlum konumuna duşmeyecekler- dır karşıt fıkırler ve tepkıler rahatça dıle getınlecektır, demokratık ortamda Anadolu bırlığının duşunsel altya- pısı guçlenecektır Yasaklar, Turklerle Kurtlerın sorunlarını serbestçe tartışmalarını engellıyor Nereye kadar engelleyebılır? lletışım devrımını yaşayan dünyamızda fıkırler uydu- lardan yansıyor sınırları hıçe sayıyor yasakları çığne- yıp geçıyor gorsel kılığa burunup okuma yazma bılme- yelere de ulaşmaktan gerı kalmıyor Fıkırlerıne katılmadığımız kışılerın duşuncelerını dıle getırme ozgurluklerını sağlamak zorundayız demokrat- lığın bırıncıl yasası budur • özgur Gundem gazetesı Haber Merkezı Muduru Ah- met H Akkaya yı DGM Savcısı Yuzbaşı Yaşar tutukla- mış ^ ^ t Olur mu boyle şey 9 * '* ""* - î Askerı savcıların sıvıllerı tutukladığı ve asken yargnç 1 - ların sıvıllerı yargıladıkları bır rejıme demokrası denebı- lır mı 9 Sıvıl toplum boyle mı kurulacak? ' Sıvıl toplumcu ANAP ' sekız yıl ıktıdarda kaldı parla- mentoda çoğunluğu varken bu duzenı değıştırmedı, koalısyon hukumetının demokratıkleşme programı da şımdılık askıya alınmış gıbıdır Ama demokrası savaşımı durmaz Suruyor l'DAN HABERLER 1993 ORHAN KEMAL ROMAN ARMAĞANI Peygamber'ın Son Beş Gunu, su- reklı bır bolunmenın oykusu. Dev- nmcı ozan Rahmı Sonmez, takma adıyla Teygamber bır kış ak§a- mı, Istanbul'un Taksım Alanında, arkasından kımsenın gelmedıgını bıle bıle, en onden gıdıyormuş gı bıbır duy gu ıçmtieyurur Bu yuru- yoış bır bakıma onun butun yaşa- mını ozetler Hep en onde olduğunu, hep üerıye doğru gıttı ğını sanırken yaşamın dışma suruklenır, gensınde kalır. Hepçevresındekılerlekaynaşmakıstemış ama onlarkendı- sını şu ya da bu bıç'mde yarı yolda bırakmışlardır Gerçek devnmcı ozanlar arasma katümasını sağlayacak 'tabut- luk'lar duşleyıp durmuş, ama evınde bır tur tutuklu yaşamı surdurmuştur Bıryan bılınç ıçınde geçen son beş gununde ıse, duşlerım gerçekleştırdığını sanır, ama yalnızca yıkı- hşlarınıyaşar Bovlece, gulunç ıle acıklının ıç ıçegırdığı bır dongu ıçmde, sureklı bır bölunme oluryaşamı. TahsinYücel . PEYGAMBERIN SONBEŞGÜNÜ 2 basım/59 000lıra CAN YAMNLARI/ BâbıâhCad \ o 19/Z 34410 Cagaloğlu istanbul ORALÇALIŞLAR HZ. ALİ - MUAVİYE ÇATIŞMASI 1992 Gazetecıler Cemıyetı Inceleme Odülu 2 Baskı cıktı Pencere Yayınları Salkım Soğut Sok. 2/4 Cağaloğlu-lstanbul BOLU1. tCRA MÜDÜRLÜGÜ'NDEN Sayı 1992/2128 AJacaklı AbantParkeA.Ş BoluVekılıAv YafesAlıok'amasraflarha- nç 161 527 00f> TL ödemeye borçlu Şatun Ömür hakkında yapılan ıc- ra takıbatı sırasmda, Işbu borçtan dolayı borçlu Şahın Ömür'e çıkanlan örnek 163 ödeme emn teblığ edılememış ve yapılan adb tahkıkatta da adresı bulunama dıjjndanl t Yasası gereğınce üanenteblıgatyapılmasına karar venlmıştır tşbu ılanın neşnnden ıtıbaren kanunı süreye 10 gün eklenerek ılgihsı tarafından gereklı ıtıraz yapılmadığı takdırde takıbın kesınleşeceğı ıla- nen teblığ olunur 7 5 1993
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear