Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
31YFA CUMHURİYET 28MAYIS1993CUMA
2 OLAYLAR VE GORUŞLER
Evrensel-Ulusal
VCELİHCEVDETAND A Y
şıtızdır Ganı Gırgın le,r
ama o genç durur bakar
çunku kendıne Geçen-
lerde du\dutn kı hasta-
lannuş, yoklamaya gıuım
evıne Eşı açtı kapıyı
-Ne oldu, nesı var
9
dıye sordum
tyı, güzel bır harumdır
-Son gunlerde akşamlan bır sıkıntı
jeçmyor, dedı Soluklama guçlüğu
ıabız ve ateş yuksehyor Bereket, on
«nbeş dakıka sürüyor bu bunalım
Sonra da yorgun düşuyor
-Doktora neden gjtmıyorsunuz
9
-"İyıleşeyım de oyle gıdenz' dıyor
tçerde, baküm, bır koltuğa otur-
nuş Ganı Gırgın, yanında kıtaplar
3enı görünce,
-Beklıyordum, dedı, hoş geldın'
-Ne oldu sana
9
dıve sordum
-Sen şımdı onu bırak da, şöyle karşı-
na otur
Anladım, tartışacak bır konusu var
benımle Ne adam yahu'
-Salı gûnku koşe yazında, dedı, bız-
dekı muak çeşıtlenru yazmışsın
-Evet, ne olmuş
9
Ganı Gırgın,
-Hıçbır toplumun onca mûağı yok-
tur, dedı
-Ben de onu belırtmek ıstedım de-
dım
-Anlamıyorsun Gerçekte ıkı çeşıt
muak v ardır sadece Surüp gelen halk
muzığı (folklonk muak) ıle uygarlık
muzığı
-Gençlenn sevdığı muak çeşıtlennı
muakten saymıyor musun
9
Yanıtlamadı sorumu Anlaşılan
söyleyeceklennı sıraya dızmış, bu sıra-
nın bozulmasım ıstemıyor Sustum
ben de. bekledım
-Lst yaru gevezelıkür, dedı Bızde
mılb muak, evrensel muak dıye ayı-
ranlar var ya, o bolümleme de gereğın-
ce anlaşılmış değıl önce şunu söyleye-
vım. bır muağe "mıllı" yaftasını ya-
pıştırdın mı ötekı ıster ıstemez ya-
bancı sayılır Insanlık gereğınce gelış-
medığı ıçın "yabancı" olana değer ve-
nlmez Bızde çok seslı muağe "gavur'
damgasının vurulması bundandır
Alaturka muakten hoşlanmadığımı
goren kırru mılbcı yobazlar, bana 'Sen
Turk değıl mısın
9
" dıyorlar
-Pekı, alaturkayı neden kanşürdın
şımdı
9
-Dınle, geleceğız oraya
Bır cıgara yaktı
-Cıgara ıçmesen olmaz mı° dedım
Bak, akşamlan çarpıntı gehyormuş
Ganı Gırgın denn bır nefes çektı cı-
garasından
-Bır gun arkadaşlardan bınne Fık-
ret Mualla'nın resımlennı ovuyor-
dum, ne dedı bana bıbyor musun
' Ama Turk değü' dedı Neden Turk
değılmış Fıkret Mualla
9
Camı resnıı
vapmadığı ıçın mı
0
Ya da Turk koyu-
nu, köylusunu resmetmedığı ıçın mı
9
Kestım sozunu
-Muakten resme geçtın, dedım
Ganı Gırgın şoyle surdurdu sozunu
-Sanatta mıllı ya da evrensel olma
somnu hepsı ıçın soz konusu Muzığe
doneLm gene Bır toplum hangı uy-
garhk butünu ıçındeyse o uygarlığın
muağını benımser Çok sesb muaktır
bızım uygarlık muağımız Osmanlı
donemınde ıse. bugun 'alaturka de-
dığımız Bızans kaynakü muaktı Bır
toplumun ve tek tek yaraücılann ev-
rensellığını sağlayan bu ortak uygar-
hktır Söylemeye gerek yok evrensel
muak evrenın her yanında çalınan
mûak demek değıldır elbet, ortakhğın
anlayışını ve olçulennı benımsemış
olanlar kendı evrenlennı kurarlar Pe-
kı, dünyamızda bır çok, ya da bır kaç
uygarük mı
t>
Bak dostum, tanhın her
donemınde o donem ıçın ılen sayılmış
uygarhklar vardır Soylemeye gerek
yok kı, en ılen uygarhklarla en gen uy-
garhklar yan yana yaşar her zaman,
ama donem, çağ o en ılen olan uygar-
lıkla nıtelerar Bunda üzulecek. gocu-
nacak bır yan yok Istemeyen kendı
bvldığj yolda gıder ve sonunda yıter
Geçenlerde genç bır romancımız ba-
na ' Nasıl evrensel olunur
1
' dıye sor-
du
-Sen ne yanıt verdın
9
- "Çağdaş uygarlığa katkıda bulun-
makla' dıye yanıtladım o soruyu Ne
demektır bu
9
Elbette varatıcıhk de-
mekür Bak şımdı nereşe geleceğız
Yanhş olan, e\rensel-ulus>al avnmıdır
Buaynmkafalan kanştınyor hemde
çok Sankı bın \abana bın verlı ıkı
anlayış çarpışıyor
1
Bır bestecı, çagdaş
uygarlığın muağını kendı katkılan ıle
yemden yaratırsa, hıç korkmayahm
ulusaldır o sanatçı Romancı ıçın de
durum budur Roman bır batı buluşu-
dur bunu kaç kez >azdın sen \ma
bunun boyle olması, romana yabancı
kalmamıa gerektıımez Dunyanın en
ulusala romancısı belkı de Dostoyev s-
kı'dır, ama bak ne dıyor bu unlu sa-
natçı
Ganı Gırgın, yanındakı kıtaplardan
bınnı açtı aradığı ven bulmak ıçın kı-
tabı kanşürmava başladı Baktım,
Andre Gıde'ın "Dostoyevskı' adlı ın-
celemesı Ganı Gırgjn buldu aradığı
>en, ordan okumava başladı
-Dostoyev skı, Rus toplumunun
onemı konusunda yanılsamalara ka-
pıhyorsada gulunçbırmıllıvetçılıkten
değıl, tersme bır Rus olarak, kendısı-
nın, Avrupa yı ayıran çeşıtb neden \e
tutkulann denn sezgı ve bılıncıne \an-
şından (boyle sanryordu) ıltn gelıvor-
du bu Puşkın den soz ederken onda-
kı evrensel sevgı veten<"ğınden dolayı
over onu ve ardından ekler Puşkın
bu ıstıdadı pek açık olarak halkımızla
pa>laşmaktadır ve ışıe ozellıkle bu ya-
nı ıle ulusaldır zaten
Ben gene araya gırdım
-Demek Ruslarda da bu aynm var-
mış
-Ruslarda değıl özelbkle Dosto-
vevskı'de Ama gordun nasıl bağdaştı-
n>or evrenselbkle ulusalbğı' Bızdekı
'ulusal olursan. ancak o zaman evren-
sel olursun' savı yanlıştır Bır yaraücı
evrensel olabıldıkçe ulusaldır
Demek ulusalbktan evrensellığe gı-
dılmez, tersıne e\ renselbkten uhısalh-
ğa gelınır
Durdu nabanı vokladı, sonra şoyle
surdurdu sozunu
-Ben de saçmalıyorum Bu tartış-
mada en ıvısı ulusallığı bır v ana bırak-
makür Bır yaratıcı, gozunu sadece ev-
renselbğe dıkmelıdır Onu yonetecek
olan, msanbk anlayışıdır Genç ya-
raücılar ulusal olmak ıçın boşuna va-
kıt harcamamahdırlar dunya ıle ya-
nşmak ohnabdır onlann amacı Me-
rak edılmesın, ulusalbk çantada kek-
lıktır Ve şunu da unutmayabm, Fık-
ret Mualla, ne resmı yaparsa yapsın,
Türk ressamıdır Başka turlüsu ola-
maz
ARADABIR
Prof. Dr. AYDA EKEL
Kurullar Uıerine•••
Kamuoyu ıle basını bır suredır meşgul eden Çember-
lıtaş takı katlı otopark olayı, ıster ıstemez Kultur ve Tabı-
atVarlıklarını KorumaKurulları'nın ışlevvesorumluluk-
larının, daha genış bır bağlamda ıse bu kurullara ışlev
ve sorumluluk yukleyen devlet katındakı polıtıkalann
sorgulanmasına yol açmaktadır
Korunacak taşınmazların envanterını yapmamış,
1983-1988 arasında daha once belırlenmış olan korun-
ması gereklı yapı ve SlT'lerı tescılden duşuren mevzuat
ve uygulamadakı önemlı açık ve sakatlıkları gormezlık-
ten gelen, burokratık ışlemlerın sureklılığını, sağlam ko-
ruma polıtıkalarının kalıcılığına yeğleyen geçmış yo-
netımler yaşama geçırıldıklermde onemlı sonuçlar do-
ğurabılecek, kulturel ınsanı, ekonomık ve sıyasal yonle-
rı ıçıçe gırmış bır dızı kararı arada bır ve bırkaç saatlığı-
ne toplanan kurulların yetkısıne vermışlerdır Bu kurul-
lar, aldıkları kararları doğrudan denetleme ve yaptırım
getırme erkıne sahıp olmadıklan gıbı bu kararların so-
rumluluğunu da doğrudan taşımamakta, hesap verme
durumunda bulunmamaktadırlar Böylece, bır ıdarı or-
gandan otekıne havale edılen yetkıler surecıyle, kağıt
uzerınde kalan soyut denklemlere donuşen bu kararlar
burokrasının gırdabı ıçınde çozulup gıtmektedırler Bu-
rada sorulması gereken, hukuksal yonden bağlayıcı
olan bu kararların neden Resmı Gazete benzerı duyuru
bultenlerınde kamuya ve / ya da eleştırı ıle tashıhe açıl-
madıklarıdır'
Kaldı kı koruma kurullannın ışlev rol ve konumları,
uygulamada yasa ve yonetmelıklerın belırledığı sınırla-
rın dışına taşmaktadır Kurulların temel gorevı ılgılı
mevzuatı çalıştırmak ve yasaların uygulanmasını sağla-
yan kararlar almak ıse de, mevzuatın açıkça karşılama-
dığı durumlarda kurul kararlarının ıçerığı kışısel takdıre
bağlı kalmaktadır Dahası çevre bakanlığının kurulma-
dığı bır tarıhte benımsenen 2863 sayılı Kultur ve Tabıat
Taşınmazlarını Koruma Yasası doğal varlık ve SİT lerın
korunmasını da kurulların sorumluluklarına kattığından
yetkı alanları gıtgıde genışleyen kurulların mudahalesı-
nırları da belırsızleşmekte ve bunları korumayı amaçla-
yan bır strate]inın araçları olmaktan çok kent ve mımar-
lık alanında ılke, olçut (krıter) ve beğenı ureten YCıksek
Mımarlık ve Şehırcılık Kurulları olarak ışlemektedırler
Bır başka deyışle arkeolojık ve tarıhsel değerler ıle ge-
leneksel mımarlık ve kent parçalarının korunması ve
bunların çağdaş dokuya uyumu (entegrasyonu) ıle yu-
kümlü olan kurulların, zamanla nıtelık ve uğraş kayması
belırtılen gösterdıklerı gozlemlenebılmektedır Sonuçta
ıse yapılan retrospektıf korumacılık olmaktadır Yanı
envantere geçmeyen, raslantılarla ortaya çıkan taşın-
mazların, ış ışten geçtıkten sonra korumaya çalışılma-
sıi
Bugun Turkıye'de kultur varlıklarının korunmasında
karşılaşılan en buyuk zorluk, korumanın geleceğe yone-
lık tasarıların onune dıkılen bır engel gıbı gosterılmesın-
den kaynaklanmaktadır Bugünku devlet yonetımının de
çok farklı duşuncede olduğunu soylemek zordur Nıte-
kım Başbakanlık Personei ve Prensıpler Genel Mudur-
luğu'nun Sayın Demırel ımzalı 5 2 1993 tarıh ve 12-383-
04409 sayılı genelgesı ıle oluşturulan 'Istanbul'un Şe-
hırleşme ve Yerleşme Yuksek Koordınasyon Kurulu
şehırcılık ve konuttan sorumlu Devlet Bakanı başkanlı-
ğında, Devlet PlanlamaTeşkılatı, Içışlerı Bakanlıgı Ma-
lıye ve Gumruk Bakanlıgı, Bayındırlık ve iskan Bakanlı-
ğı Sanayı ve Tıcaret Bakanlıgı temsılcılennden oluştu-
rulmuşken, bu dokumde Kultur Bakanlığfna yer verıl-
memıştır Aynı şekılde Yuksek Kurulun kararlarına
esas olacak çalışmaları yurutmek uzere istanbul Valılığı
uhdesınde oluşturulan Merkez Koordınasyon Kurulu,
Valılığın, Buyukşehır Beledıye Başkanlığının, Odalar ve
Borsalar Bırlığının, Muhendıs ve Mımarlar Odasının
temsılcılenne yer verırken, Koruma Kurulları Temsılcı-
lerıne uyelık hakkı tanımamıştır Bundan da ote, koruma
kurulları 2863 sayılı yasa uyarınca oluşturulmuşken ve
başatgorevlerı yasanın uygulanması ıken, yanı kurullar
oncelıkle 2863 sayılı yasaya tabı ıken Başbakanlık Per-
sonel ve Prensıpler Genel Mudurluğu nun genelgesını
duyuran Bakanlık yazısında, oluşturulan Yuksek Kurul
Kararları nauyulması ıstenmektedır Bu çelışkılerın, bu
tutarsızlıkların yaşandığı bır ortamda bır koruma strate-
Iisınden soz edılebılır mı?
Dıyeceğım şu Ne yaptığımızı bılelım Neyı nıçın ve
nasıl yapacağımızı da Allahaşkına
OKURLARDAN
Ahşacak ımyız?..
Bunca problem arasında, bahsedeceğım onemsız
gozûkebıbr Ancak, konunun uzenne gıdılmedığı takdırde
de sınemalar, yakın bır gelecekte yemekhaneye donecektır
Anlaşılıyor kı sınemada, patlamış mısır veya kabuklu yemış
yemenın saygısızlık olduğu unutulmuş veya bıbnmıyor
Gerçek sınema ızleyıcılennı fazlasıyla rahatsueden, gıderek
sınemadan soğumalanna yol açacak bu saygısızlığı onlemek
kımın gorevıdır
9
Bu konuda yetkılı kımdır
9
Yoksa, her şeye abşuğımız gıbı buna da mı alışacağız
9
Selçuk Kayatunç
TARTIŞMA
Geç mi kaldık?
O
zel televızyonlar
(hattaTRTlde)
artıkelkrİDdeki
medya gûcunü
adamakıüı
ısüsmara
başladı. 'Basuı halkın av nasıdır'
anlayışındanhareketk, kultur
$eviyesı döşük halkımızın bu
v a/gısını pekjştirmek için
ellennden geleni ardına
koyınayan renkli basuı; ve bu
anİa> ışı 4'dan Z'ye
benımseyerek programlannı
duzeysu sanatçüar. ikı gunde
çevrÛmiş >e dolayısıyla
senarv osu da bır saa'tte
tamaınlaıunış uzun filmler, bir
saatdep de tûm gece dev am
etse dahi ağızlardan duzgun bir
Türkçe cumle çıkması olasılığı
bulunmayan konuklarla dolu
söyleşi programları ve 9001u
teİefonlu yanşma programlan
ile doMuran ve betgesel
progranüara ayıracakları
zamanı çok gören T\ kanallan
ik yaşayan bizlere \e dahası
bunlarla büyüyen çocuklarımıza
vazık.
kültürlu bır nestl isüvonız ama
bunu nasıl oluşturabiliriz bu
ortamda?Televizyon çağı öncesi
de okur sayisı pek azolan
insanlanniızın kemikleşmiş
tembeüiği \e§envor, ozel
kanalların vurdumdu\ mazlığı ve
reklamkaNgıianyla G«rçekte
pek doğal olan; fazla izleuen
program-fazla reklam-fazla
kazanç' ilkeleriyle varotana ve
karhlık şarüannısağlayan bu
kanalları >e gazetelen
liberal-kapıtalısl dûzen içinde
suçlamak ne kadar destek
bulabilir?
Adam gazeteyı sabah açtığında
7 sûtuna manşeu aşığını baltayla
doğrayan kadın veya yeni bir
27 Mayıs ve gerçekler
T
arflıındoğru
öğrerulmesı ve
ırdelenmesı,
tanhtenders
almanın ve
geleceğı doğru
yönde yakalayabılmenm ön
koşuludur
Bır bölüm kışıler, uzun yıllardır
yakın geçnuşte ıçınde
yaşadığırnız 27 Mayıs darbesını
çarpıtarak yorumlamakta,
darbeyı yapanlan buyuk
olçüde suçlamakta dahası
darbenın nedensız yapıldığı ve
halkın onayı olmadığı,
demokrası uygulamasına
kıyıldığı duşuncesını
uretmektedırler Demokrasırun
onunü keserek 27 Mayıs
darbesıne yol açan koşullan
yaratanlar değılde, darbeyı
yapanlar suçlanmaktadır
Darbeye neden olanlar, 1946
yılındanbaşlayıp 1950yıbnda
ıktıdar değışıklığıyle
gerçekleşen demokrası
denemesınden yararlanarak
demokrasıyı ûlkede
kokleştıreceklen yerde,
bağımsızlık ılkesıne oturtulmuş
ulkeyı bu yörungeden
çıkartarak kapıtahst-
emperyabzme bağırrüı duruma
sokma ve parü çıkarlan ıle
kışısel çıkarlar ıçın demokrasıyı
yozlaşünna yollanna
yönelmışlerdır
O gunkü sıyası
ıktıdar kendısıne ıktıdar
yollannı açan, halkın devıngen
ve eşıthkçı bıbnçlenmesıne ve
demokratık ozgurlükçu
ısteklenne karşı olan bır tutum
ıçıne gırmıştır Gerçekte bu
ıstekler bağımsız, ozgurlükçu,
çağdaş ve demokratık
Turkıye'mn kurulmasına
yonelık Kemakstuygulamanın
sonuçlanydı Genç
cumhunyeün bu yolda
sapmadan yurümesı de
gerekıyordu
Toplumsal ortamda gebşen
düşünsel ve sıyasal arayışlann
gelışmesının sağlanması
gerekırken tam aksı yonde
bunlan baskı altına alma ve
gıderek baskıyı yoğunlaştırma
yolu neden seçılmışü
9
Bu neden açıktır Amaç
yaıkarda behrttığımız gıbı
ulkeyı ve ekonomıyı baünın
.kapıtahst-emperyalıst
yontemlennın ıçıne
çekebılmekür Bunun ıçın deen
büyuk engel olan Kernaüst
uygulamayı yozlaşürmak ve
yoketmektır Bu duşunce ıçınde
de halkın Atatûrk'e olan sevgjsı
ve Turk devnmının
uygulamasında dırenen
burokrasının aşılması
gerekıyordu Buengellenn
aşılması ıçın de demokratık
haklann kısıhnası ve sonuçta
demokrasının rafa kaldınlması
yollanna yonehnmıştır
1950-1960 yıllan arasında
darbeye yolaçacak yanhş
uygulamalann say ısız orneklen
bulunmaktadır İşedıbn.
kültunın ve eğıtımın
yozlaşünhnasule
başlanılmıştır Anayasadıh
eskıye donüşturulmüş, Tûrk
devnmıne ve laık uygulamaya
aykın olarak ezan okunması
Türkçeden Arapçaya
dönüşturulmüştur Halkevlen
ve Koy Ensütulen kapatüarak
halkın büınç dûzeyınm
vûkselmesı onlenmışür
Iküdara oy vermeyen Kırşehır
ıü ılçeye dönuştürulmûştür
Yabana sermaye ve petrol
yasalan çıkanlarak bağımsızlık
ılkesı sapunlmıştır Oy
alabılme kaygısıyla dınsel
genalığın odaklan olan
tankatlara büyuk odünler
venlmışür Hukumet
başkanınca tankat şeyhlenmn
ellen ve sakallan opuİmuştur
Boylece de Kemahzmın laıklık
ılkesı ayaklar altına alınmıştır
Başbaİcan koltuğunu korumak
ıçın mılletvekıllenne sız
ıstersenız hılafeü dahı
geurebıhrsınız dıyerek
Cumhunyeün temellennı
dınamıtlemeyı bıle göze
almışür Daha sonra ıse ayıu
başbakan ben odunu koysam
mılletv ekılı seçünnm dıyerek
demokrasıyı hafife alma
orneğıru sergılemışur
Anamuhalefet partısı bdennın
gea ozgurlüğu kısıtlanmış,
basın ve unıversıte baskı altına
alınmışur Ekonomık
tutarsızlıklar nedenıyle
enflasyon buyumuş ve halk
nedensız ekonomık sıkıntıya
sokulmuştur Bütunbunlann
sonucunda da seçım kaybetme
korkusuvla demokrasıye
paydos denılme noktasma
geûnmıştır
Bu konuyu ılgınç bır ornekle
noktalayakm 27 Mayıs oncesı
sıyasal bunabmlann
y oğunlaştığı sırada dev nn
cumhurbaşkaru kurtuluş
yolunu 'takhbı hukumet'
sevgüi edınen çıçeğı burnunda
assoüst sanatçK!)nm
dedikodusunu > ahut da
televizyonda her telden bır rutam
eğteoce (!) programlarıru, ganp
solistkr, üç notalı bestelen,
'Amiral Battı' ve "SLan havanız
iyi oLsun"ları veğliyorsa suç
kıındedır? Geİişmiş filkekrdeki
-ayakiistii metrolarda bile gözler
önfioe serilen- okuma alışkanlığı
ne yaak ki, bizler için kıskançlık
verici.
Düzen değışıklığı ıle birden
fakirhğın cenderesıne giren
(gecenîerde gittigım)
L'kra> na'da yaşlı kadınlann ve
gençkrin parklarda, yol
kenarmdaki banklarda ve başka
her fırsatta ceplennden çıkardığı
paçavra gıbı gazeteler ve saman
kağidına basdnuş kitaptar,
çalgılı lokantalanndaki dûzeyii
müzikler hep bır kültûr
işaretıvdı. gozleyenier içın,
(AvTica onlar fakirükten veya
umutsuzluktan arabesk
diniemı> orlardı.) Duşûnmek
üzücu. erken mi başladık diye,
bu boş TV 'ler bolluğuna; geç mi
kaldık diye, okuma-öğrenme
zevki asılamay a.
C.MuratŞenova
fomulunde bulur Şoyle soyler
•Seçımle ıküdan kaybedersek
bır daha ıktıdar yüzu
goremeyız Eğertakbbı
hükumetle (hukumet
darbesıyle) ıktıdardan
düşersek, yenıden ıküdan
kolayca ele geçırebıhnz
Hukumet darbesıyle ıküdara
gelenler, her zaman gaynmeşru
durumdadırlar Gaynmeşru
dunımda olanlann elınden
ıktıdan almak ıse çok kolaydır'
der Aynca hukumet üyelenne
tenkıd devn çoktan geçü
şımdı yapılacak ış tenkıldır,
şıddettır' dıyerek darbeye
açıkça çağnda bulunur Bu
demokrasmın seçvm olanağını
yok eden çarpık duşünce
degılse nedır
9
Sonuç olarak, kuşkusuz
darbelere karşı oknak
demokrasının gereğıdır Ancak
çaresızbkJer ıçınde bunalmış bır
ulkede demokrasının tıkanan
yolunu açmak da ıç hızmet
yasasıyla orduya venlen
sorumluluğun gereğıydı
Suçun, mudahelenın butün
koşullannı yaratarak
demokrası yolunu
tıkayanlarda aranması gerekır
Bugün olaym saponlmasına
yonelık çabalar ıse o gunkü
koşullan yaratanlar ıle ay nı
çıkar bırbğı ıçmde olanlara
özgüdür Ulkenın ıçıne
surükkndığı açmaz ve borç
batağı da bunun en güzel
göstergesıdır
Ayyuk Erenberk
Atatürkçü Düşünce
Demeğı uyesı
PENCERE
Emekli dul ve yetimlere müjde!..
S
onunda Emekh
Sandığıdaçağı
vakaladı Yıllardır
bıtmeyen şıkâyet
konusu olan,
emekblenn olumu
ıle şende bıraktığı dul ve
yeümlenne maaşlan artık
aylar, \ular sonra değıl, "bır
hafta ıçınde" bağlanmay a
başlandı
Ustelık aruk olenın gende
bıraktıklanndan "Gıt, vukuatb
nufus kayıtlannı nufus
memurluğundan getır", "Gıt
olunün mırasçısı olduğunu
belgeleyen mahkeme karan
getır", "Gıt şu şu evraklan
tamamla getır de derulmıyor
Emekli Sandığı, olümu
öğrendığı anda hemen ışlemlen
başlaüyor, olenın gende
bıraküklannı tespıt edıyor,
maaşını hesaplatıyor, maaş
cüzdanını tanzım edıyor \e tum
bunlan bır hafta ıçınde
tamamlayarak olenın gende
bıraktıklanna "denn bır oh'
dedırtıyor Aç-açık bırakmıyor
Aynı şekılde, olenın gende
bıraküğına odenecek "olüm
yardımındada' tum
tbrmalıteler kaldınlıyor, bır
hafta ıçınde hesaplanan "olum
y ardımı" olenın gende bıraktığı
dulun "banka hesabına şak
dıye ödenıvenyor"
"Korbırkurşunla yaşamını
yıtıren pohslenmızın' gende
Diraktıklan,
yıllannı devlete-mıllete vermış
emeklılenmızın gende
bıraktıklan,
ölen kocasından halen maaş
bağlanamamış. kırasmı
ödevememış, bakkala borcunu
odeyememış"'Avşe Nıne "
Bu yazdıklanm karşısında
feryatedıp "Bıralayedılmedık
hahmız kalmıştı. sen de onunla
alay et" demeyın
"Aylardır
Emekb SandığYndan gelecek
maaşlan beklıyoruz, nerede bu
surat
9
" demevm
Evet, sonunda Emekli Sandığı
daçağıatladı
Olenın gende bıraküklanna bır
hafta ıçınde maaşını bağhyor
Ustelık "Gel al" demeden, "Gır
banka kuyruklanna, bekle al"
demeden gende kalanın şahsı
banka hesabına yaünvenyor
Sızler de cumhurbaşkanının
gende bıraktıklanndan
olsaydınız, sız de çağı
yakalardınız Sıande
maaşlannız bır hafta ıçınde
hesaplanır, banka hesabınıza
odenıvenrdı Sız de aç-açık
kahnazdınız
Evet, halen yururlükte olan bır
Anayasavar OAnayasa'nın
da "eşıtlıkten' demvuran
10'uncu maddesı var
Ve bu ulkede bır hafta ıçınde
olenın gende bıraküğına maaş
bılem bağlayan, bunu da
hemen banka hesabına
yatınveren Emekli Sandığı
var
RefikCeylan
81iKi Madde~
Haberı 27 Mayıs 1993 gunu çıkan Cumhurıyefte oku-
dum sonra çok satışlı ve promosyonlu gazetelerde de
varmı dıye merak ettım hıçbırınde gormedım
Haber şoyle
"Özgur Gundem gazetesı Haber Merkezı Mudtıru Ah-
met H Akkaya Toplumsal Dayanışma Dergısı'ndeyaz-
dığı bır yazıdan oturu tutuklanarak cezaevıne kondu
'Toplumsal Dayanışma Dergısı'nm 2 Nısan 1993 tarıhlı
sayısında yayımlanan Yenı Islahatçılık mı, Bağımsız-
Bırleşık Kurdıstan Hedefı mû' başlıklı yazı nedenıyle
Ahmet H Akkaya ıle dergınm sorumlu Yazıışlerı Mudu-
ru Eşe Yılmaz hakkında, 'boluculuk savıyla soruşturma
başlatıldı DGM Savcısı Yuzbaşı Yaşar Turk, 'yayın yo-
luyla boluculuk propagandası' yaptığı ılen surulen Ah-
met H Akkaya nın tutuklanmasma karar verdı
•
Yıne Cumhurıyefte okuduğum ve otekı gazetelerde
gormedığım ıkı haber daha var
"Nevrozladık Şafaklan ' kıtabında boluculuk propa-
gandası yaptığı gerekçesıyle Ankara DGM tarafından 2
yıl hapıs ve 50 mılyon lıra para cezasına çarptırılan ya-
zar Edıp Polat ıle 1 mılyar 728 mılyon lıra ağır para ceza-
sına çarptırılan kıtabın yayıncısı Hıkmet Koçak la ılgılı
davanın temyız duruşması yapıldı '
"Boluculuk propagandası yaptığı ıçın Ankara Devlet
Guvenlık Mahkemesı'nde ıkı yıl ağır hapıs cezasına
çarptırılan Işçı Partısı Genel Başkanı Doğu Pennçek'm
Yargıtay dakı duruşması, avukatlarının ıstemı uzenne
ertelendı
•
Terorle MucadeleYasası nınboluculuğeılışkın8 ıncı
maddesı şakır şakır çalıştırılıyor Bu madde bır teror ey-
lemını değıl bır duşunce suçunu cezalandırmaktadır ve
gerçek demokrasıye temelınden ters duşmektedır Oy-
sa bu madde kapsammda kışı ıkı şey soyleyebılır
Bırıncısı
Turkıye de geçerlı unıter devlet modelı değıştınlsın,
federasyona donuşturulsun
Bunu soyleyenın amacı Guneydoğu da federe devlet
kurmaktan başka bır şey değıldır
Ikmcısı
TC (Turkıye Cumhunyetı) parçalansın, Lozan Antlaş-
ması çop sepetıne atılsın, Mıllı Mısak sınırları değıştınl-
sın, Anadolu'da bağımsız Kurdıstan devletı kurulsun
Her ıkı fıkrın de serbestçe soylenmesınde yarar var
Çunku bu duşunceler yasaksız cezasız açığa vurulabı-
lırse, soyleyenler mazlum konumuna duşmeyecekler-
dır karşıt fıkırler ve tepkıler rahatça dıle getınlecektır,
demokratık ortamda Anadolu bırlığının duşunsel altya-
pısı guçlenecektır
Yasaklar, Turklerle Kurtlerın sorunlarını serbestçe
tartışmalarını engellıyor
Nereye kadar engelleyebılır?
lletışım devrımını yaşayan dünyamızda fıkırler uydu-
lardan yansıyor sınırları hıçe sayıyor yasakları çığne-
yıp geçıyor gorsel kılığa burunup okuma yazma bılme-
yelere de ulaşmaktan gerı kalmıyor
Fıkırlerıne katılmadığımız kışılerın duşuncelerını dıle
getırme ozgurluklerını sağlamak zorundayız demokrat-
lığın bırıncıl yasası budur
•
özgur Gundem gazetesı Haber Merkezı Muduru Ah-
met H Akkaya yı DGM Savcısı Yuzbaşı Yaşar tutukla-
mış ^ ^ t
Olur mu boyle şey
9
* '* ""* - î
Askerı savcıların sıvıllerı tutukladığı ve asken yargnç
1
-
ların sıvıllerı yargıladıkları bır rejıme demokrası denebı-
lır mı
9
Sıvıl toplum boyle mı kurulacak?
' Sıvıl toplumcu ANAP ' sekız yıl ıktıdarda kaldı parla-
mentoda çoğunluğu varken bu duzenı değıştırmedı,
koalısyon hukumetının demokratıkleşme programı da
şımdılık askıya alınmış gıbıdır
Ama demokrası savaşımı durmaz
Suruyor
l'DAN HABERLER
1993 ORHAN KEMAL
ROMAN ARMAĞANI
Peygamber'ın Son Beş Gunu, su-
reklı bır bolunmenın oykusu. Dev-
nmcı ozan Rahmı Sonmez, takma
adıyla Teygamber bır kış ak§a-
mı, Istanbul'un Taksım Alanında,
arkasından kımsenın gelmedıgını
bıle bıle, en onden gıdıyormuş gı
bıbır duy gu ıçmtieyurur Bu yuru-
yoış bır bakıma onun butun yaşa-
mını ozetler Hep en onde olduğunu, hep üerıye doğru gıttı
ğını sanırken yaşamın dışma suruklenır, gensınde kalır.
Hepçevresındekılerlekaynaşmakıstemış ama onlarkendı-
sını şu ya da bu bıç'mde yarı yolda bırakmışlardır Gerçek
devnmcı ozanlar arasma katümasını sağlayacak 'tabut-
luk'lar duşleyıp durmuş, ama evınde bır tur tutuklu yaşamı
surdurmuştur Bıryan bılınç ıçınde geçen son beş gununde
ıse, duşlerım gerçekleştırdığını sanır, ama yalnızca yıkı-
hşlarınıyaşar Bovlece, gulunç ıle acıklının ıç ıçegırdığı bır
dongu ıçmde, sureklı bır bölunme oluryaşamı.
TahsinYücel .
PEYGAMBERIN
SONBEŞGÜNÜ
2 basım/59 000lıra
CAN YAMNLARI/ BâbıâhCad \ o 19/Z 34410 Cagaloğlu istanbul
ORALÇALIŞLAR
HZ. ALİ - MUAVİYE ÇATIŞMASI
1992 Gazetecıler Cemıyetı Inceleme Odülu
2 Baskı cıktı
Pencere Yayınları
Salkım Soğut Sok. 2/4 Cağaloğlu-lstanbul
BOLU1. tCRA MÜDÜRLÜGÜ'NDEN
Sayı 1992/2128
AJacaklı AbantParkeA.Ş BoluVekılıAv YafesAlıok'amasraflarha-
nç 161 527 00f> TL ödemeye borçlu Şatun Ömür hakkında yapılan ıc-
ra takıbatı sırasmda,
Işbu borçtan dolayı borçlu Şahın Ömür'e çıkanlan örnek 163 ödeme
emn teblığ edılememış ve yapılan adb tahkıkatta da adresı bulunama
dıjjndanl t Yasası gereğınce üanenteblıgatyapılmasına karar venlmıştır
tşbu ılanın neşnnden ıtıbaren kanunı süreye 10 gün eklenerek ılgihsı
tarafından gereklı ıtıraz yapılmadığı takdırde takıbın kesınleşeceğı ıla-
nen teblığ olunur 7 5 1993