Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 2 MAYtS 1993 PAZAR
12 DIZIYAZI
Silahgölgesindesivilsiyaset
aşkent Erbil'ın sokaklan miting alan-
k lannı andınyor. İşi olsun olmasın her-
rkes dışarda. Kahvelerin lpkallerin ye-
k
nni kaldınmlar alıruş. Üçerii beşerli
uplar halinde yerlere çömelmiş ışsiz-
ordusu boş vakıtlerini dama oy-
nayarak değerlendiriyor. Sokaklarda
kadın görmek oldukça zor.
Şehıt peşmerge komutanlannın büyük boy fo-
toğraflanyla donatılmış üç geniş caddenin birleşti-
ği meydanda dev bir taş kaidenin üzerinde, Ingjliz-
ce ve Arapça "Kürdistan Ulusal Meclisı" yazıyor.
Saddam döneminin "Sahte Meclis Binası" bir
yıldır faaliyette. Binanın gırişinde Molla Mustafa
Barzani'nin dört metre yüksekliğinde dev bir res-
mı. 1960'lardan başiayarak Irak'ta mücadeleyı yük-
selten Barzani, peşmerge giysileri içinde karşıhyor
kapıdan girenleri.
İlkin Meciis Başkanı Cewher Namık Salim ile
görüşüyoruz. Salim, kendilenm Irak merkea hü-
kümetinın federe parçası olarak tanımladıklanru
söylüyor ûstüne basa basa. Hemen ardından ekli-
yor "'Bız tran, Türkiye ve Suriye ile olan
sınırlanmızı muhafaza etmek arzusundayız."
Irak'ın bunu kabul etmediğini, Kürdistan'ı. kendi-
sinin bir parçası gibi görme eğilimınde olmadığmı
hatırlattığımızda yanıtı "Irak, Saddam'ın ba-
basının malı değil. Araplar, Kürtler, Türkmenler,
Asuriler bu topraklarda kardeşçe yaşamak istiyor"
oluyor.
Kürdistan'ın oluşumundan sonra çalışmalanru
36. Paralerin kuzeyinde sürdüren Irak Muhakfeti
ile birlikte demokratık, federaüf bir Irak anayasası
oluşturma çalı-
şmalannı sürdür-
düklerini belirti-
yor Salim.
Daha sonra gö-
rüştüğümüz Baş-
bakan Kusret Re-
sul Abdullah da,
Koalısyondaki iki
büyûk patinin ile-
ri gelenleri de aynı
şeyi hem de ben-
zer cümlelerle tek-
rarlıyorlar"Irak'-
tan ayrrlmak gibi
biı niyetimiz yok.
'-Anacntuz de-
mokratik rejimin
tesisi ve diğer
halklarla birlikte
demokratik bir
rejim içinde yaşa-
mak."
Politikanın
nabzırun attığı
kentte garip bir
ikilik gözleniyor.
Sanki herşey iki büyük siyasi oluşum Kürdistan
Demokrat Parti (KDP) ile Kürdistan Yurtseverler
Birliği (KYB) arasmda eşitlik gözetilerek düzen-
lenmiş. Her iki parti de Mecliste ve Hükümet'te eşit
şayıda temsil edüiyor. 105 üyeli parlamentoda, her
ikisınin de 50'ŞCT milletvekili, 600 nüfuslu Asuri-
ler'in ise beş milletvekili var. Komünistler ve
İslamcılar seçim barajını aşamadığından, Türk-
menler ise seçimlere gjrmeyi reddettiklerinden par-
lamento dışı kalmışlar.
Eş başkanhk
Hükümette de durum aynı. 15 Bakanlığm altışar
tanesi KDP ve KYB'ye ait. Sağlık Bakanlığı
Komünistlere, Bayındırlık Bakanlığı Asurilere ve-
rilmiş "Adalet mekanizması tarafsız işlemeli fıkri"
Adalet Bakanhğı'run bağımsızlara venlmesine yol
açmış. Başbakan, KYB'den, Meclis Başkanı ise
KDP'den.
İki partınin hderleri Mesut Barzani ile Celal Ta-
labaııi ise eşit oy alarak Eş Başkan olarak göreve
başlamışlar.
Resmi olarak bu eşitliğin nedeni'"her iki parünın
eşit oy almasına" bağlanıyor ama bir KYB yetkili-
si, "geçmişte dönem dönem birbiriyle savaşmak
zorunda kalrnış iki partinin bu süreçte hıç bir bi-
çimde birbiriyle çatışmaması hatta çelişmemesi ge-
rektiğini" fısıldıyor.
özellikle, ortak düşmanı bir kenara bırakıp si-
lahlan birbirine çevirecek kadar ileri giden, Kür-
vA ıllardır
"Savaşmak boş
oturmaktan
iyidir"atasözünü
kendilerineklavuz
edinmiş olan
Irak'h Kürtler
şimdisilahsız
siyaseti öğrenmeye
çahşıyorlar.
distan'm geleceğine ilışkın programlan da birbinn-
den çok farklı olan iki partinin çelişkıleri bu koalıs-
yon içinde ne derece giderilebıliyor?
Bu konuda görüşlenne başvurduğumuz KDP ve
KYB'h'lenn yanıtı hep aynr
"'Hıçbir sorun yok. Birlikte uyum içinde çalışıyo-
ruz..."
Oysa yalcın zamana kadar iki parti arasında ger-
gjnliğin sürdüğü biliniyor Özellikle KDP'nin
"özerkük"le yetinmesine karşılık KYB'nin "federe
bir yapıyı" savunması çelişkınin merkeane oturu-
yor. Ancak kısa bir süre sonra Mesut Barzani'nin
Meclis'te yaptığı "Federasyonu savunan" konuş-
masının ardından bu sorun belli ölçülerde çözülü-
yor. tkinci önemli çelişkı de "KYB'nin Meclis'in
seçıminden sonra Saddam rejimiyle diyaloğu ve
pazarhğı kesmek istemesine karşın KDP'nin gizli
gızlı görüşmelen sürdürmesi".
fşsizler ordusu sokaklarda geçiriyor günlerini. Kahvelerin, lokallerin yerini abnış kaldınmlar.
Üçerli, beşerli gruplar dama oynuyor bütün gün.
tanı olan Kusret Resul Abdullah'ın getirilmesi bu-
güne kadar süren uzlaşma poliukalanrun değişebi-
leceği kaygısını doğuruyor.
Bu değışıkliğı anlatırİcen bır KYB yetkılisi "Şim-
dı >enı bır dönem başhyor. Bu dönemde gerekti-
ğinde masaya yumruğunu vuracak, sert kararlar
Başbakan Kusret
Resul Abdullah
Tatil günleri yeşil alanlara doluşuv or halk. Normal gûrüerde sokaklarda
gördnmeyen kadınlar, tatil günleri en güzel gi\ silerini giyip çıkıyorlar sokaklara.
Alh, yeşilli, morlu uzun giysilerle piknikten çok düğüne gider gibiler. Davullar,
zurnalar çalınıyor, halaylar çekiüyor. Cuma günlerini bayram havasında
geçiriyor Kürdistan.
Aynı zamanda iki büyük sılahlı güç olan iki par-
tinin birliğinın sürmesi için kabine oluşturulurken
özellikle uzlaşmacı ve serinkanlı Bakanlann seçil-
mesine özen gösteriliyor. Ancak, Başbakan Dr.
Fuat Mahsun başkanhğmdaki "Uzlaşma Kabine-
si"nde bir yıhn dolmasına bir kaç gün kala değişik-
lik yapılması, Koalisyonun KYB kanadının baş-
bakanla birlikte dört aktif bakanlığı da değiştırme-
si anlamlı bulunuyor.
Başbakanlığa halk arasında sevilen Erbil'in
kurtuluş hareketini yönetmiş bir peşmerge komu-
alabilecek, girişken bır Başbakan'a ihtiyaç vardı.
, Kusret bu iş için ideal bir başbakan" diyor.
KYBnın Tanm, Peşmerge ve Malıye Bakan-
lannı değjştirmesi, Toprak Reformu yasasının
Meclis'te büyük tartışmalara yol açtığı, düzenli or-
duya geçme çabşmalannm hızla sürdürüldüğü bir
döneme denk gelmesi haliyle kaygjlan artınyor.
Muhafazakar kesimin temsücisı ve daha çok aşi-
ret ilişkilenne dayalı olan KDP ile modem bir sos-
yal demokrat obna eğjlimindekı KYB arasındaki
görünür dengenin, önümüzdeki dönemde KYB le-
hine dönüşeceği görüşünü savunuyor pohtik çevre-
ler. Bu konuda yine bir KYB yetkilisi isim venne-
mek kaydıyla şunlan söylüyor:
'Biz seçimden önce MK toplantısında KDP'den
fazla oy da alsak gerek parlamentoda gerek hükü-
mette eşit temsil edilmemiz gerektiği karannı
almıştık. Bugüne kadar çeşitli tavızler de verdik.
2000 yüına kadar bu durum sürmek zorunda.
Yalruz biliyoruz ki gelecek bizim. Genç partiyiz.
Yalnız örgütlenme, ideoloji, kadro olarak değil, fı-
ziki olarak da genç bir partiyiz. 1975'de kurul-
duk."
İki parti arasındaki faıkı açıklarken de en kestir-
me yolu seçiyor
"Şöyle söyleyeyim; Allah korusun Mesoıt Bar-
zani ölse yerine mutlaka bir yakm akrabası gelir.
Oysa Talabani'ye bir şey olsa parti mutlaka kendi-
sini politik olarak ispatlamış binni getirir başına."
Yeru Başbakan Kusret Resul Abdullah, Kür-
distan Federe Hükümeti'nin acil programını şöyle
arabyor:
Emniveti sağlamak
Kürdistan gümrüklerini kontrol altına almak.
Göçün geri çevrilmesi
Eğitim sıstemini düzenlemek
Serbest silah pazannı kontrol altına almak.
Kürtler ve diğer azınlıklar arasındaki kardeşliği
muhafaza etmek ve gehştırmek.
30 bin kişitik düzenliordu
Kürdıstan'da 10-12 yaşın üstündeki, neredeyse
bütün erkekler sokağa çıkarken, ceketlerini ve
tespıhleriyle bırlıkle Kalaşnıkoflannı da alıyorlar
yanlanna. Silah günlük hayatın bir parçası haline
gelmış. Peşmergelerin sayısının 300 bini aştığı be-
lirtiliyor. Şimdi 30 bin kişilik düzenli bir ordu kur-
ma çabasında olan Kürt hükümetini en fazla
sıkıntıya sokan konu halkın silahsızlandınhnası.
Bir yanda Başkent'in yalruzca 30 kilometre uzağı-
nda her an tepelerine binmek için fırsat kollayan"
Saddam ordusu, bir yanda ise silahlı bir toplumun
yarattığı sonınlardan kurtulma ve devlet olmanın
koşullanndan biri olan düzenli orduyu kurma zo-
runluluğu.
Çareyi düzenli ordunun yanı sıra "silahlan evle-
re sokma"nın koşullanm yaratmakta bulmuşlar.
Peşmerge Bakanlığı bu konuda yasal düzenlemeyi
yapmak için hummalı bır çalışma içinde. Yeni Peş-
merge Bakanı Cabbar Ferman, 30 bin kişilik ordu-
nun 12 binının KDP, 12 bıninin ise KYB peşmergele-
rinden oluşacağmı geri kalanının ise eşit olarak di-
ğer parti peşmergelerinden alınacağını belirtiyor.
Yaklaşık 270 bin peşmergenin işsiz kalması an-
lamına gelen bu düzenleme nedeniyle önümüzdeki
günlerde bayağı sorun yaşanacağa benzıyor.
Potis ve Yargı teşkilatı
Peşmergelerin özellikle genç olanlanndan bir
bölümü ise polis teşkilatı içinde görevlendirilmiş.
Polis teşkilaünın başında bulunanlar görevden
ahnjrken, 1991'de ayaklanmaya katılan polisler
görevde kalrnış. "Bir tür evlilik yapük" diye başh-
yor İçişlen Bakanı ve sürdürüyor "Tarihle hesap-
kşmayı ıleri bir tarihe erteledik. Evelden Baas reji-
mınden emir ahyorlardı, şimdi bizden."
HükumeUn öncelikle el atüğı konulardan biri
yargının düzenknmesi. Asliye ve hukuk davalan-
na bakan yargıçlar ve savcılar görevde kahrken,
Baas Rejiminin Devrim Mahkemeleri derhal
dağıtılmış ve siyasi suç kavramı ortadan
kaldınlmış. Her türlü suç normal mahkemelerde
yargılanıyor.
Yıllardır "Savaşmak boş oturmaktan iyidir"-
atasözünü kendilerine klavuz edinmiş olan IrakTı
Kürtler şimdi silahsız siyaseti öğrenmeye çahşıyor-
lar.
YARDT: Kürdistan
gelecekten ne bekUyor?
6
Önde giden ışıksuı, bizler seııiıı selin olacağız9
O N B I N L E R
İÇİNYAZDI
Uğur'umuzu kaybettik ama, lar. Huzurunda söz veriyorum
Atatürk ilke ve devrimlerine demokrauk mücadelenin ve la-
bağhlığımızı, laik
düşüncelerimizi kaybetmedik,
kaybetmeyeceğiz. Uğur
Mumcu bize
hep önde giden ışık, bizler de
O'nun seli olacağız.
Kemal Tannkulu
Yiğjdim, aslanrm burda yatı-
yor...
Tuba Arslancan
Demokratik düzenin ve laikli-
ğin savunuculuğunu yaptığınız
bu dönemde size karşı yapılan
bu suıkastı nefretle ve şiddetle
kınıyorum. Gerici ve yobazlar
sanmasınlar ki bu mücadelede
bir mum söndürmeye duracak,
aksine binlerce meşaleyi yaktı-
ikliğin savunuculuğunu bırak-
tığın yerden devam ettireceğim.
Uğur abi sizi hiç unutmayaca-
ğırn. Çok üzgünüm.
Engin Ersan
Sayın ve de çok sevgili Uğur
Mumcu, aslında çok şey yazıl-
dı. Çok şey söylendi. Aina hiç-
biri sadece lafta kalıyor. Teh-
ditleri ahyordun ama korkmu-
yordun. Neyse seni bu kadar
korkusuz kılan tabii ki düşün-
cendi. Bedenin bir gün bihyor-
du, toprak olacağını ama dü-
şüncenin asla fikirlerinin asla
yok olmayacağıru. Senin ar-
kandan yürüyeceğimizi biliyor
ve kendini bu uğurda feda et-
men bizi her geçen gün biraz
daha büyütüp, güçlendirip ve
senin gii bir uğurda ölmeyi kor-
kusuzca göze aldığımi2] bilmeni
istiyor ve seni asla hiçbir zaman
unutmayacağız. Sözde unutul-
sanda yüreğinıizde düşünce-
mizde kısaca belliğimizde hep
var olacaksın. Atatürk gibi.
Figen Günaydm
Sen ülkemizin devrim
şehitlerinden biri olarak,
ülkemizi sonsuza dek
aydmlatacaksın. Türkiye
üzerinde sıcak bir yorgan.
Rahat uyu. İlkelerin ve
inançlann bilinçlerde. aydınhk
Türkıye'yi yaratmak üzere
harekete geçti. Bu böyle
olmamabydı, ama sen
bayraklaşmaya aday bir kişilik
olarak, şimdi, Türkiyemizde
ışık ışıksın. Seni çok
özleyeceğim. İyi ki resimlerin,
kitaplann, düşüncelerin,
inançlann var, dimdik ayakta.
Yani sen bizlerle yaşıyorsun.
Biz sensız çünkü. Seni
seviyorum. Yolunda
yürüyeceğim, sonuna dek.
Meral Pazar
Seni unutmak çok zor, ilkelerin
doğrultusunda verdiğin
savaşımı sürdüreceğiz.
Yusuf Koca
Hıçbir kelime şu anki
duygulanmı ıfade edemez. Sen
düşüncelerini özgürce yazdm,
hıçbir şeyden korkmadan,
özgürlük için savaştın, bunlan
yaalannadöktün. ama ben
senin için duyduğum üzüntüyü
yazarruyorum. Olene kadar
içimde hissedeceğirn. Ölümün
senin düşüncelerimi
öldürmeyecek. Rahat uyu.
Vaner Alper-Ayşegül Alper
Gerçeklik seninle ışıyordu
Bizler senin etrafındayız.
En büyük inanışın bilimin
önünde gerçeklik artık senin
yokluğunda, içimizdeki aayla
sonsuza dek yaşayacak bundan
hiç şüphen olmasın. Ve senin
yokJuğunun verdiği aa üzerine
yemin ediyoruz ki bizleri hiç
kimse susturamaz. Senin
kaleminle yaptığın savaşı,
bizler sürdürüp amacımıza
ulaşacağız hem de gerektiğinde
silahlanmızla.
Önünde saygıyla eğılerek.
Fuat-Çiçek Tuna
Tarih boyunca aydmlanmayı
sizin gibi ışık tohumu ınsanlar
gerçekleştirdi. İnsanlık,birtek
karanlık noktanın kalmadığı
günlere ışık insanlarla erişecek.
UğurBaşyiğit
SÜRECEK
Birgül koparddar dahnuzdan
Atatürk devrimlerinin, laikliğin, demokrasinin ve çağdaşhğm
yıbnazsavunucusu,simgesibir "güzeladanu"bombalı
sakhrı sonucu yitirdik. Bir "gül" kopardûar dalanızdcm.
Atatürk'ün Söylev'inin sonunda uygarlık, bağtmsızhk ve
özgürlük uğruna sonuna dek sürecek uğraşlarm ve savaşlarm
tükenmez buyruğu yer alır. Bu açıdan bir bitmeyen Söylev 'dir,
Atatürk ün 66 yü önce verdiği büyük Söylev.
Anayasalar değiştiriJebilir, yasalar çıkarûabüir, yasaklar
korudabilir, cezalann en ağırı biçilebilir, Uğur Mumcular
öldürülebilirfakat, Anıtkabir'in veokullarmduvarlarmdan
A tatürk 'ün, Cumhuriyet 'igençliğe emanet eden sözleri
indirilebüir rrü? Okullarda okutulan kitaplardan o sözler
çıkartılabilir mi? Buna hiç bir kimsenin ve yasanm, hiç bir
iktidarın gücü yetmez. Buna kimsenin gücü yetmedikçe,
"Emanet" kuşaktan kuşağa taşmacaktır.
Atatürk'ün Cumhuriyeti'ni, en başta o emanetin bilincine eren,
o emanetin sorumluluğuna varan genç kuşaklar yaşatacaktır.
A tatürk 'ün 1927 'deki Söylev 'inin son bölümüne girerken
söylediği "Buneticeyi Türk Gençliğineemanetediyorum"
sözü insanlık tarihinin en yüktii sözlerinden biridir.
O sözler ki
İmgelem sonsuzluğunun
A teşten gülüdürler
Yerine koymak, kutsamak o gülü
Hangi yerine?
Mustafa Kemal'in bahçesine
Bir uhısun sulachğı beslediği
Yediveren bağımsızlık gülü
Mustafa Kemal'in bahçesinden bir gül kopardûar.
Güllerüniz bitmez ki
Ulusumuzun başı sağolsun
ö a l Çakabey lisesi öğrencileri adma Gûklen Özgediz
ANKARANOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Riyad Mahluflasöyleşi: (4)
Laiklik yoksa,
demokrasi yok...
Tunuslu Riyad Mahluflasöyleşimizinamacı, onunTu-
nus'un ileri sürdüğü gibi bir "adisuçlu" mu, yoksa, siya-
sal niteliği olan bir eylemci mi olduğunu kavramaya
çalışmaktt. Söyleşimizin sonunda, bir kanıya varacak-
öm. Ancak, benim böyle bir kanıya ulaşmam yetmezdi.
Bulguların da o yönde olması, Riyad Mahluf'un ya da
savunmanı Burhan Apaydın'ın yargıç önünde açıklama-
lar yapması gerekirdi. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, bir
yapıtının sonunda, "Delilsizlik yüzünden nice haklarhe-
der olup gidiyor" der. Biz, olayın o yanırsı yargıya bıra-
kıp, söyleşimizi sürdürüyoruz; Oral Çalışlar soruyor
Riyad Mahlufa:
- Siz banka soyduktan sonra, gizli bildiri çıkarıyor
muydunuz?
- Yok, hayır söylemiyoruz!
- "Şu bankayı biz soyduk" demiyor muydunuz?
- Hayır! Zaten onlar biliyorlar. Gazete yazdı: "Banka
soygunları siyasidir" diye. Bir kişi soygun yapar, o pa-
rayla Amerika da rahatça yaşar. O kadar çok banka
soymaya gerek var mı? Ben size söyleyeyim mi, bu pa-
ralarla ne yaptık? Materyal alıyoruz (video, teyp kasetle-
ri, bilgısayarlar), uçak bileti, dış bağlantı yapıyoruz bu
paralarla. Devletten zarar görenlere (işkence görenle-
re) yardım ediyoruz...
(Türkiye'de siyasal eylemci deyince, adam öldürme-
ye karışması gerektiğini düşünüyoruz; Riyad Mahluf'un
örgütünde yok böyle bir şey. Onların tüm eylemi, halkı
uyandırıp, bilinçlendirmeyi amaçlıyor. Demokratik bir
eylem.)
Konuyu değiştirmek istiyorum:
- Cezaew nasıl? Yemekler örneğin...
- Bakın birşey söyleyeyim; burası için söylûyorum; bu-
rası cezaevi değil, çok çok rahat.
- Otel mi?
- Otel değil, ama rahat. Çok iyi davranıyorlar. Ama so-
ğuk, kalorifer çahşmıyor. Insanlar olarak söylûyorum,
çok çok iyi. Yemekler beş yıldızlı değil ama, değişik ye-
mekler. Idare eder. Yani, kişi yaşıyor, ölmüyor!
- Müdür beyin hatırı için söylemiyorsun?!
- Yok yok, hatır için değil.
- Başka hukümlulerle konuşuyor musunuz?
- Herkes burada af bekliyor! içerde herkes, özel radyo-
ların kapatılmasını protesto ediyor. Burada top var, maç
yapıyoruz, fakat radyo çok önemli!
- Bundan sonraki izlencen, programın nedir? Buradan
çıktm, ne yapacaksın, nerede çalışacaksm? Salıverilir-
sen, gene Türkiye'de mi kalmavı düşünüyorsun?
- Ben her yerde çalışacağım; bizim dava devam ede-
cek. Ben ölsem, arkadaşlarım davayı hiç bırakmayacak-
lar. Çok güveniyorum arkadaşlarıma. Her bozukluğu
düzelhmek için bir kurban gerekli. Ben kurban olacak-
sam, olsun, ben olayım. Dava yürüsün yeter ki.
- Avrupa 'ya mı gitmek istersin? Sonra ne yapmak isti-
yorsun?
ş- Onu çıktıktan sonra söyleyeceğim, şimdi olmaz. Siz
bilirsiniz!
Oral Çalışlar alıyor ele soruyu:
- Diyorsunuz ki, Tunus'ta demokrasi için arkadaşları-
mızsavasım veriyor. Onlara ileteceğin birşey, birmesaj
varmı? "*"" - - ---
- Ben bir tohum ektim. Onlar biliyorlar, mesaj istemez!
Onlar bilirler, ben ne düşünürüm, ne istiyorum şimdi...
- Tunus'ta çalışmalannızı halk destekliyor mu?
- Sadece halk. Biz orada demokrasi için uğraşıyoruz.
Halka demokrasiyi götürmez, vermezsek o zaman bi-
zim dava bozuk demek.
- Anladım... diyorum. Şöyle sürdürüyor konuşmasını
Riyad:
- Size birşey anlatıyorum: Demokrasi hayvanlar için
değil, biz ınsanlar için. Bence bizim halkımız hazır de-
mokrasiye. Bizim bütün bilgimiz, çalışmalarımız halkı
hazırlamak için. Ben bir kişi değilim. Pozisyonumu çok
fazla açıklamak durumunda da değilim. Ama şimdi, bi-
zim halkımız hazır. Hayvan gibi değil.
Oral Çalışlar giriyor:
- Demokratik sosyalizmi savunuyorum, dedin. Nasıl
bir demokratik sosyalizm olacak bu?
- Onlar da, "demokratız"diyorlar, amadeğiller. Bizim
rejim, şimdi içerde sosyal demokrat! Ama hiçbir sosyal
demokratlığı yok! Biz niye çalışıyoruz? Bu sözcük yerli
yerinde olsun. "Doğru yapın" diyoruz. Çok partili, dü-
şünce özgürlüğü olan bir rejim istiyoruz. Bunlar yok, o
zaman demokrasi yok!
Ben giriyorum araya:
- Türkiye'de çok önem verilen bir ilke var, laiklik.
- Tunus'taki rejimin laiklikle ilgisi yok. Bakın size bir-
şey söyleyeyim, biz Müslümanız Elhamdülillah, biz ina-
nıyoruz. Din şahsi birşey. Allah, hiçbir zaman, "Gelin bir
parti kurun!" demedi. "Allah Partisi" Htzbullah, ne de-
mek? Benim düşüncem böyle, ister Müslüman olsun,
ister olmasın, özgür olmalı, hür konuşmalı. Laiklik yok-
sa, demokrasi de yoktur o zaman. Netice, dinin siyasetle
hiçbir alakası yoktur...
- Şimdiki iktidar nasıl? islamiyete mi dayanıyor?
- Bu Müslümanlar, yalancı Müslümanlar. Dinin arkası-
na sığınarak sandalye istiyorlar!
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Saz şairlerinin, kendi- ^
lerinin ya da başkalannın
şürlerini derledikleri 2
uzunlamasına açılan def- o
ter... Hatay üinde bir göl
ve ova. 2/ Asya ile Av- 4
rupa'yı ayıran dağ sıra-
sı... Bir taşınmazın mül-
kiyet hakkını gösteren
belge. 3/ Bir nota... Halk
dilinde sütkardeş. 4/
Maksûn Gorki'nin bır ro-
manı... Bilgiçlik taslayan
kimse. 5/ Yüksek ma-
kamdaki devlet adamlan. 6/ Hura
da denilen ve kerestesi marangoz-
lukta kullanılan Tropikal Ameri-
ka ağacı... Telefon sözü. 7/ Zim-
babvve'nın başkenti... Sulak yer. 8/
Halkın aşağı tabakası... Franz
Kafka'nın tanınmış bir romanı. 9/
Türlü nedenlerle başanlı olama-
yan kimse... Akdeniz bölgesinde
bır akarsu.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Türk halk müziğinde, bağlama
ailesinden calgılann en küçük boylusu... Hattatlann kağıt cila-
lamakta kullandıklan bileşim. 2/ Eski yapı ya da kent kahnü-
sı... Haber. 3/ Sodyumun simgesi... Ağn Dağı'na verilen bir
başka ad. 4/ Güreşte bir oyun... Yerine koyma, yerine kullan-
ma. 5/ Yol yapımında kullanılan taş kınntısı. 6/ Eski zamanla
ilgili... Büyük erkek kardeş. 7/ Bağ, bahçe ve bostanlarda ekil-
mek için aynlmış küçük toprak parçası... Yemek. 8/ Parlak...
Briçte kazanılan her ele verilen ad. 9/ Bir çocuk oyunu... Halk
şaıri