25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
16MAYIS1993PAZAR • * • * CUMHURİYET HABERLERIIV DEVAMI 15 GUVCEL CÜNEYT ARCAYÜREK U Baştarafi 1. Sayfada üzerinde duruyor. O maddede yer alan devlet organlarının düzenli ve uyumlu' çalışmasını gözeteceğini özenle belirtirken Çankaya-parlamento-hükümet üçgeninde uyum sağla- yacağını sürekli ön plana alıyor örneğin, -son TRT 1'deki söyleşıde- Antalya'nın bir il- çesindeki bır kurum müdürüne ılişkin kararnamenin Çankaya'nın onayına sunulmasına karşı çıkıyor; ne var kı icranın içinde bulunmayı tanımlarken Genelkurmay başkanını cumhurbaşkanının atayacağını söylüyor. Bır işaret veriyor gibi. Bir valinin, bir bakanın imzasıy- la yetinilecek olan basıt yerel ışlemlerı doğrudan olma- yan yoldan yadsırken çeşitli eleştirilere yol açan, örne- ğin Devlet Denetleme Kurulu'nu saptamak, Anayasa Mahkemesi, Danıştay üyeleri gibi önemli kurumlara üye seçme yetkisini kullanmaktan vazgeçmeyeceğim duyu- ruyor. önümüzdeki günleri yaşayarak göreceğiz; dış politi- kayı hükümete karşın oluşturmaya girişecek mi, yaban- cı devlet başkanlanyla ilişkiler kurarak ve yetkisini aşa- rak Türkiye adına 'taahhütlerde' bulunacak mı, elini doğrudan partıyesokacakmı, sorumsuzlukzırhını kulla- narak hükümetin sorumluluk alanlarına girecek mi? Daha bir yığın, geçmişte örneklerini gördüğümüz olay- ları yineleyecek mi? Üstelik garipsenecek bir telaş, bir bakıma bir tezat dik- kati çekıyor Demirel'in 'Özallaşması'ndan kaygılanan- ların başında, 'rahmetli'nin anayasayı biryana atarak iç ve dış siyasette başına buyruk hareketlerıni onaylaya- rak içlerıne sindirenler geliyor. Cumhurbaşkanı seçiminden sonra gözler bir yandan Çankaya'da olacak, bır yandan da her kesim yenı baş- bakan aramaya başlayacak. Kuşkusuz başta gelen ıstek Çankaya'nın 'arkasına bakmaması' ya da dünkü -doğruluğu kuşkulu- gazete haberlerine göre Demirel'in kongreden kim çıkarsa onunla başbakan olarak çalışacağını vaat etmesi. Sancısız DYP Genel Başkanlığı'na adaylığı söz konusu olan Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan doğru söylemiş: "De- mirel, ne kadar işaret vermemeye çalışırsa çalışsın, bir el sıkmasından, bir bakışından doğal olarak mana çıka- nlacaktır. En azmdan çıkarılmaya çalışılacaktır." Daha doğrusu, aday olan ya da bir adayı destekleyen- ler Demirel'in kimı hareketleri ve sözlerini kendilerine yontarak yorumlayacak ya da kamuoyu veya delege avında önemli bir öğe olarak kullanacaklar. Taze örnek, Cindoruk'u destekledikleri söylenen kimi DYP milletvekillerının Demirel'le yaptığı görüşmeden sonra piyasaya salınan birbirini tutmaz, hatta bir yerde diğerine ters düşen haberler... Bunlardan birinde, Cindoruk'un son günlerde yaptığı açıklamaların kendisine destek veren milletvekıllerinde de rahatsızlık yarattığı belirtiliyor. Bu milletvekillerinden bir grup Demirel'e giderek "kendilerinden cumhurbaş- kanlığı oylamasında bir tane fire olmayacağı guvencesi- ni verdikleri" yazılıyor. Ama haber, Demirel'den Cindoruk'a verilen güvence diye takdim ediliyor. Başbakan'ın söylediği basit: Seçil- dikten sonra parti işlerine karışmayacağından, kongre- den kim çıkarsa onunla çalışacağından söz etmiş. Oysa, haber dikkatle okunursa milletvekillerinin De- mirel'e güvence verdiği anlaşılıyor. Demirel öyle bir aşamada, öylesine duyarlı bir çizgide yürüyor ki... Isa'yı da Musa'yı da memnun etmesi zor. Üstelik, genel başkanlık sorununun 'belirli kurallar ve doğal olarak parti tüzüğündeki yöntemlerle çözüleceği- nt" vurgulayageliyor. Kaç aday çıkarsa çıksın, partide olası bölünmelere meydan vermemek için aralarından birine güvence ve- remeyeceğinin bilincinde olmalı Demirel. Kongrede seçim gününe değin bu tutumu saklaması olağan. Ya o gün? On beş yirmi gün sonrasını bugünden kestirmek elbette olanaksız. Hiç kuşkusuz geçiş döne- mıni sancısız, kavgasız aşmak istiyor. Bakalım başarabilecek mi, başarabilecekler mi? TÜRKİYEDE DÜNYADA OLAYLARIN ARDBNDAKI GERÇEKM Baştarafi 1. Sayfada Iktidar el değiştirince ANAP dönemine damgasını vuran hayali ihracat olayları- nı araştırmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bir komisyon kuruldu; 55 bürok- rat, politikacı ve yöneticinin ifadesi alındı, devletin belge- leri incelendi; müfettişler bu çalışmanın ışığında raporla- rını hazırlıyorlar. Birkaç günden beri gazete- mizde bu çalışmanın belge- lerinden yansıyan bilgileri ve tanıklıkları ızliyorsunuz. Eğer 1991 yılında Türkiye- de DYP-SHP koalisyon hükü- meti kurulmasaydı, TBMM- de böyle bir araştırma komis- yonu oluşturulması olanak- sızdı; çünkü hayali ihracat' denen yöntemin şemsiyesı olarak ortaya zamanm baş- bakanı özal çıkmaktadır; Özal ailesi de işin İçinde gö- rünüyor, ancak bu olguda ai- le bireyleri ne kadar sorum- ludurlar? Soruşturmanın sonucu bu sorunun yanıtını aydınlatacak. Gerçekte hayali ihracat ko- nusundaki araştırma ANAP iktidarı döneminde yapılma- lıydı; ama, zamanm başbaka- m, bu yoldaki girişimi durdur- muştur Hayali ihracat nedir? Bunu somut bir örnekle anlatmak 2000 vıllık heykel Baştarafi 1. Sayfada sızlar Hygieia heykelini çaldı- lar. Daha önce müzede sergile- nen Hygieia heykeKnin bundan bir süre önce ören yerindeki an- tik yolun üstünde, restorasyo- nu tamamlanan antik baharat- cı dükkanına götürüldüğü, öğrenıldi. Burada sergilenmeye hanrlanan heykel, 3 mayıs gece yansı çaundı. Soygunculann antik dükkana kapı kilidim kı- rarak girdıklen öğrenildi. Sel- Meteoroloji Genel Mudurluğu nden alınan bılgıye gore. yurdun batı kesımlen ÇOK bulutlu. Marmara. Ege. Batı Akdemz İç Anadolu nun kuzeybatısı ıle Batı Karadenız yağmur yeryersağanakyağışlı otekı yerlef parçalı ve az bulutlu geçecek Hava sıcaklıgında onemlı bır değışıKlık olmayacak. Denızlerımızde ruzgar Oogu Karadenız de gundoğusu ve keşışleme Ege de kıble ve lodos. dığer deiızlerımız- de lodos ve keşışlemeden 3-5 kuvvetınde, saatie 10-21 denız mılı hızla eseceK Van Gdü'nde hava, parçalı bulutlu geçecek. Adana Atyofi Ağrı Ankara Antalya Aydtn Bursa Çanakkaıe Oıyarbakır Edıme Erzurufn Estuşehır Istanbul Izmtr Kars Konya Samsun Trabzon ZongutcMt B23' Y 17' B 16" Y 18' Y23- Y22 - Y 15° Y 15° B21 ' Y 17" B 13 • Y 17' Y 16' Y20' 8 12" B 1t* B 16' B 16' V W 13 9 5 8 15 10 9 9 12 10 5 9 11 12 4 8 12 12 12 Amsterdam Arrman Atına Bajöaı Bofin Bruksel Cenevre Cezayır Frankfur leAco«a Petersborg Londra Madrıd Mılano Mostova Uunıh Oslo Pa/s PraQ Fbyad Roma B 22' B 25 - Y 20' B29" B20- B 23° Y 16" B23' B22- B23* B 2 V Y 18' Y20 - Y 17* B22' B22' B20' Y X' B24' A36 - Y21 - B-24- j Yağmurlu ı Bulutlu Sisli # Güneşli § Kariı Ege'nin iki yakasında dört a\ıı Foça m Baştarafi 1. Sayfada Ege'nin ıkı vakasında 4 par- çaya bölünen Foçalılardan Ha- mit Ateş'in sesı titrektı. Mü- badele günlerinde koptuğu ba- ba toprağına yaklaşmarun he- yecaruyla otobüsün koltuğun- da yaşlı bedenini öne geriye salhyordu... Kurtuluş Savaşı sonunda Yunanistana göç eden Foçab- lar, geçen >ıl Foça'ya gelmişler- di. 70 yıllık özlemle sanlmışlar- dı buranın Foçalılanna. Sonra. "karşı yakaya gelecek yaz bek- liyoruz" deyip vedalaşmışlardı Oncelen bir kavram karmaşası >aşandı. Daha sonra anlaşıldı ki, dört tane Foça var İzmir'in Foça ılçesi, bu ilçeye bağlı Ye- nifoça, Atına'ya 50 kilometre uzaklıktakı Palea Fokea (Eskı Foça) ve Selanik'in 60 kilomet- re güneyindeki Nea Fokea (Ye- nı Foça)... 1922 yılında Foça'dan goç- mek zorunda kalan Foçalılann bir kısmı Selanik yakınlannda- ki Nea Fokea'yı. bır kısmı da Atina güneyinde Palea Fokea"- yı kurmuşlar. Palea Fokealılann geçen vılkı dostluk gezisine. Foçahlar bu >ıl karşılık verdi. Foça Beledı- vesi'nin organizasyonuyla 70 kişilik bir kafıle Yunanistan"a gitti. Bu geziye katılanlann bü- yük bir çoğunluğu ya Yunanıs- tan'da doğmuştu ya da aılelen orada yaşamıştı. Çocukluğu Yunanistan'da geçmiş olanlann heyecarunı, duyduklan mutluluğu yüzle- rinden okumak zor degildi. Birçoğu 80 yaşın üzerinde olan bu insanlar gezinin yorucu programına aldınş etmıyor- îardı. Kımileri ellerinde bas- tonlarla, kımileri uzun yıllann yorgun gözleriyle, ama dinç ve sevgi dolu hedefe yaklaşmanın mutluluğuyla yol alıyorlar. Bostancılı köyünden Foça'- ya göçmüş olanlar, bir an önce otelden aynlmak istiyor. Hıris- to ve eşi, 1922 yılında İstanbul Paşaköy'den Kavala Bostan- cılı'ya gelmişler. Eskiden köy camisinin bulunduğu yerdeki binada, çayocağı ve bakkaüye işı yapıyorlar. Yaşlan 90'ın üzerinde. Kansı telefonu çevi- riyor "Hıristo çabuk gel, Türk arkadaşlann geldi." Türkçe yapılan bu telefon konuşması, duyanlarda anlatı- lamaz bir sevinç yaratıyor. Hı- risto'nun 40 vaşlanndaki kıa da Türkçe konuşuyor. Kucak- laşmalar. Türkçe-Yunanca sohbetler... Herkes köyün bir yanına da- ğıhyor. Kimisi çocukluğunun geçtiği e\i, kimi ailesinin yaşa- dığı yerlen buknaya çalışıyor. Köyün yaşhlan bulunuyor. El- lerinde bastonlarla gelen ko- nuklara rehberlik yapıyorlar. İskender Kaptanoğlu, 13 ya- şında Yunanistan'dan Foça'ya gelmiş. Yol boyunca koyü Bos- tanah ve "ilk göz ağnsf Qeni dilinden düşmedı. Evinı buldu- ğunda gözleri nemlendı. Du- varlannı. kapısını okşadı evı- nin. Evın yeni sahibı "'Buyur içeri, hoşgeldın" dedı. Evını görmüştü Iskender Kaptanoğ- lu, ama Eleni nerdeydı? Evin yeni sahıbıne, "Senin adın Ele- ni mi" diye soruverdı aniden. Sessizlik oldu. Ev sahibesı komşusu Eleni'nın 35 gün önce öldüğünü söyledı. Kaptanoğlu duvara döndü, yaşlı bedeni da- ha da ufalnuş görünüyordu. "Ahhh... Eleni" dedi. o kadar Sonra sırtını döndü, kapıdan dışan çıktı... Atina'daki Foça Palea Fokea da Foça gibi bir sahil kentı. Yaşlılann çoğu Türkçe bıliyor. Belediyede coş- kulu bir karşılama töreni. Bele- diye Başkanı Dimitrios Magi- ras'ın karşılama konuşmasını. Başkan Yardımcısı Zacharo Papadopouiou, içtenlikle, ina- narak Türk-Yunan dostluğuna duyduğu aşkla çe\iriyor. "Bız çok güçlü ve büyük in- sanlar değiliz. Hiçbir şeyin ha- yalını kurmuyoruz. Palea Fo- kea halkırun temsilcilen olarak, Türkiye ve Foça halkına dost olduğumuzu açıkhyoruz." Foça Belediye Başkanı Nihat Dirim de aynı dostlukla yanıt ve- riyor: "Sının geçtiğimizden beri, Yunanistan'da gördüğümüz dostluktan son derece memnu- nuz. Belediye Başkanı Dimitrios Magiras'ın konuşmasmda be- lirtüğı duygulan büyük bir ço- ğunlukla Yunan halkında da gözledik. Bu da dostluk ve kar- deşliğe olan özlemlerimiz için önemli bir umut ışığıdır." - Selanik'teki Foça Aüna'nm Palea Fokea'sın- dan, Selanik'in Nea Fokea'sına geldığimızde şaşınyoruz. Kö- yün hemen tüm halkı karşılama ıçın toplanmış. Belediye Başka- nı Bay Karadimas. Foça köken- li. 'Krallar gibi karşılanmak...' Bu deyişi k.ullanmanın tam ye- n. Gidenler Türk ve Müslü- man, karşılayanlar, Yunan ve Hıristiyan. Bunlan bilmeyen binnin, konuklarla evsahıpleri- nı ayırt etmesi olanaksız. Sofra- lar kurulmuş, uzolar, rakılar birbınne kanşmış. Şarkılar tür- küler söyleniyor birlikte. Nea Fokea Belediye Başkanı Bay Karadımas da Palea Fokea Belediye Başkanı Dimitrios Ma- giras gibi, Türk-Yunan dostlu- ğunun kurulması ıçın çaba har- camak gerektiğine ınanıyor. Ka- dehler dostluğa kalkıyor... GÖZLEM UĞURMUMCU daha kolaydır. Bir işadamı yurtdışına mantar satıyor. Mantarın uluslararası piya- sada fiyatı 5 dolar. Ancak işa- damı bunu 35 dolardan dışa- rıya satıyor, içeride devletten aldığı 10 dolar vergi iadesiyle Hazine'yi soyuyor. Dışarıdaki ve içerideki firmalar soygun için işbirliği yapıyorlar ya da dışarıda böyle bir firma yok- tur, uydurmadır, bu, tezgâhı işletmek için paravanadır. Bu soygunu zamane iktidarının başı şöyle savunmuştur: Ama döviz geliyor ya! Ger- çekte hayali ihracat olayında matya ve terör örgütlerinin ilişkileriyle 'kara para'nın ak- lanması işlemleri iç içe geç- miş bir bütün oluşturmakta- dır. Şimdi sorun nedir? Meclis Araştırma Komis- yonu, büyük güçlüklerle ça- lışmış, türlü engellemelerle karşılaşmıştır; hayali ihraca- ta adı karışanlar, ülkede güç- lü gruplara sırtlarını daya- mışlardır. Özal'ın beklenme- yen ölümü ve Demirel"in cumhurbaşkanhğıyla ortaya çıkan hükümet sorunu, bu dosyanın kapatılması yolun- da uygun bir ortam oluştura- bilir. Türkiye'nin dramı da bu- dur. Hesap sorma mekanizma- ları bir yerde işlemiyor, so- luksuz kalıyor, duruyor. Dile- riz ki bu kez değişik bir sonuca ulaşılır; çünkü hayali ihracat, hiçbir çuvala sığabi- lecek bir mızrak değildir. LOf DINIZ Hello Türkiye'nin en iyi magazin dergisi Almayı unutmayın. Fısıltıları Kaçırmayın! Berna Yılmaz'ın gizemli dünyasında neier var? ~ w/ 'Dinamit' gibi yaşamıyia Neşe Düzel... Hello'da! : >/ Temel İçgüdü'nün erotik yıldızı Sharon Stone 'un Türk Partneri kim? Hello'da! '>» ,;1* X » ' * > * * • »*»> • * .,W" *1#& • Baştarafi 1. Sayfada me hakkı tanımak gerekir. Örgütlenme hakkı, siyasal partileri, dernekleri, sendikaları, meslek kuruluşlarını ve kooperatifleri kapsar. Düşünce ve örgütlenme özgürlüklerı, birtakım düşün- celer, birtakım ideolojiler için yasaklanırsa, halkın bir kesimi, ister istemez bu katılımın dışında tutulmuş olur. örnek aldığımızı sık sık yinelediğimiz Batı demokrasile- rinde hiçbir düşünceye yasak getirilmemiştir. Yasak olan ve olması gereken, silahlı örgütlenmeler ve eylem- lerdir. Silahlı eylemler ve örgütlenmeler dışında yasak getirilmesi, demokrasinin özü ve sözü ile bağdaşmaz. "Aldıkaçtı Anayasası" temel hak veözgürlükleri kulla- nılmayacak ölçüde sınırlamaktadır. örgütlenme özgür- lüğüne kayıtlar getiren antıdemokratık hükümler, jna- yasataslağınaegemendir.Tasarı, bugörünümü ıleçağ- daş demokrasi anlayışına oldukça yabancıdır. Ve tasarı, başta tanıdığı lokavt hakkı ile işverenlere, iş ve sermaye çevrelerine anayasal güvenceler ve ayrıca- lıklar tanıyan bir "işveren programı" niteliğindedir. Yirminci yüzyılın son çeyreğinde "sağsız ve solsuz demokrasi olmayacağı" gerçeğinın ülkemizde henüz anlaşılmamış olması, demokrasimiz ve geleceğimiz için içler acısı bir durumdur. Şu uzay çağında biz, her- hangi bir siyasal görüşün, ideolojinin "zararlıdır, yıkıcı- dır, zehirltdir" diye nitelenemeyeceğini; duşüncelerin "doğru" ya da "yarılış" gjbi ölçülerle değerlendirilmesi gerektiğini -ne yazık ve acı ki- henüz anlamış değiliz. Bu tek boyutlu ve yönlü kısır anlayış ve yüzeysel dün- ya görüşü ile Atatürk'ün belirlediği "çağdaş uygarlık dü- zeyi'ne nasıl ulaşacağız? Çağdaşlık, bu yasaklarla, bu kısıtlamalarla, bu "aman özgürlük vermeyin, sonra azarlar" kaygıları ile nasıl oluşacaktır?.. Şu çağda, Türkiye'yi "ikinci smıf bir demokrasi" anla- yışına mahkûm etmenin, allahaşkına, savunulur neyanı vardır? Eğer "Batı demokrasileri" bizler için ölçü ise çaresi yoktur, beğensek de beğenmesek de her türlü düşünce- ye söz ve örgütlenme hakkı vermek zorundayız; sağcısı- na da vermek zorundayız, solcusuna da, yoktur bunun çaresi... Ya da vardır sanılır, ama bunun adı "demokra- si" olmaz, bir başka rejim olur; örneğin "Filipin demok- rasisi" olur, ama "demokrasi" olmaz; "Batı demokrasi- si" olmaz. Işverenlerin, toprak sahiplerinin ve bütün egemen çevrelerin örgütlenip seçim yoluyla iktidara gelmeleri nasıl kendileri için demokratik bir haksa, işçilerin veöte- ki emekçi smıf ve tabakaların aynı yollarla iktidara gel- meleri ya da siyasal iktidara, partiler, sendikalar ve der- nekler olarak ağırlık koymaları da aynı ölçüde denokra- tik bir haktır. Bu eşitlik sağlanmazsa, hiç olmazsa bu eşitliğin sağ- lanması için demokratik çerçeveler çızilmezse, işte o zaman "bir sosyal sınrtın egemenliği", yani işverenle- rin, toprak sahiplerinin egemenliği sağlanmış olur. Demokrasi, halk yığınlarının demokratik sürece en geniş ve yaygın biçimde katıldıkları bir sistemin adıdır. Demokrasinin bu özelliğini değiştirmeye ya da demokrasinin bu niteli- ğini unutturmaya bir değil, bin "Aldıkaçtı Anayasası"- nın gücü yetmez. Düşünceyi açıklama öz- „ . gürlüğü sınırlanamaz. Sınırlanırsa, bu sınırlama, siyasal iktidarların elinde, temel hak ve özgürlükleri kaldırmaya yarayan bir "otomatik silah" gibi çalışır. Sınırlama, yalnızca ve yalnızca, silahlı eylemler, silahlı örgütler ve bunların yurtiçi ve yurtdışı bağlantı- ları ile ilgili olmalıdır. Böy- lesine yasakları yürekten destekleriz; ancak düşün- ceyi açıklama özgürlüğü- nün özüne dokunan her dü- zenlemeyi ise demokrasi- ye aykırı buluruz. Demokrasi, halk yığınlarının demokratik sü- rece ne ölçüde katıldıkları sorusuna verilecek yanıta bağlı çok boyutlu bir kav- ramdır. "Çoğulcu demokrasi", örneklerini Batı'da gör- düğümüz demokrasidir. Bu tür demokrasilerde hiç- bir düşünce, hiçbir ideoloji yasak değildir. Ve halk, bü- tün kesimleri ile bütün smıf ve tabakalarıyla demokra- tik sürecin içinde partileri, sendikaları, dernekleri ve kooperatifleri ile siyasal ik- tidara ağırlıklarını koymak- tadırlar. öztediğimiz demokrasi işte böyle bir demokrasi- dir. 11 eylül gününe dön- mek istemiyoruz. Amacı- mız, siyasal katılımın tam olarak sağlandığı gerçek demokrasi düzenidir. ör- neklerdeBatı'dadır. Demokrasinin taklitJerin- den sakınıyoruz. ••• çuk Emniyet Amıriği'nden edinilen bilgiye göre, aranmaya başlanan soygunculann 4 kişi olduğu sanılıyor. Bakan Fikri Sağlar, heykeün müzeden değil, ören yerinden çalınmış olduğu- nu söyledi. Sağlar, "Olayı Muğla'ya gehrken öğrendim. Olaya hakim vaziyetteyiz. Gü- venlik güçleri şu anda araştın- yor. Heykeli en kısa zamanda bulup, müzeye koyacağiz" de- dı. * %/ Billur Kalkavan'ın gözüyle, kalemiyle 'Sosyete' Hello'da! \ H E L L O H E R C U M A B A Y İ N İ Z D E ! Tüpgazda • Baştarafi 1. Sayfada yapağı açıklamada, Başba- kanhğın uygun görüşlen doğrul- tusunda yapılan son ayarlamada, LPG dahil petrol ürünleri rafine- ri çıkış fiyatının yüzde 10 ora- nında arttınldığıru. bu artışın akaryakıt dağıtım firmalannca pompa fıyatlanna aynen yansıüldığıru bildirdi. Işık, yüzde 10'luk artışın, tüp fıyatlanna da aynı oranda yan- aması beklenirken, fiyatlann yüzde 17'ye kadar varan oranlar- da artünküğının belirlendiğini be lirtti. Bu gehşme üzenne, dün 'çok acele' kaydıyla Likıt Petrol Gazcılar Derneği ve Anadolu LPG Sanayicileri Denıeği'ne faks çeken Tüpraş Genel Mü- dünî Işık, LPG dâgıtım fınna- lanndan "Başbakanbğın uygun görüşü dışında yapılan artışın, acılen yüzde 10 olacak şekilde re- vize edilmesini" istedi. Işık, bundan sonraki fıyat ar- tışlannda da farkh bir uygulama yapılmamasını istedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear