22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9MİSAN1993CUMA CUMHURİYET SAYFA 11 İstanbul katalogu •Haber Merkezi -Kültür Bakanlığı acnna "1993 İstanbul Yıh"nın eşgüdümünü üstlenen Türkiye Elonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı, stanbul'un belli başh kültür kurumlanna ilişkin temel bılgilenn yer aldığı birkataloghazırladı. Istanbul'un kültür yaşamına ıhşkın önemli bir boşluğu doklurmak amacıyla haarlanan katalogda belli başh kültür merkezleri, mûzeler, kütüphaneler, sanat galerileri, tiyatrolar, sınemalar. kültür etkınhkleri iledoğrudan ilgjlı vakıf, demek, birlik ve benzeri kuruluşlara ilişkin temel bilgiler yer ahyor. Sting festivalde • KültûrSmisi-Buyıl 13haziran-31 temrauz tanhleri arasında 21 .'si düzenlenen Uluslararası İstanbul Festıvali,8aynmekândatoplam 1286 sanatçırun katılımıyla gerçekleşecek. Ünlü şarkıa Sting'in konser vereceği festivale, müzık dünyasının efsanevi ısimleri Bob Dylan ve Neil Young'ın katılması için yazışmalann sürdüğü bildiriîdi. Festival ön prograrranın açıklandığı basın toplantısında konuşan İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı Yönetim Kurulu Başkaıu Nejat Eczacıbaşı, festıvalin 20 yıldır başanyla düzenlendiğını vurgulayarak "Gelmez denilen sanatçılan getirerek konser verdirdik, bundan sonra da en iyısini yapacağız" dedi. Eczacıbaşı. festıvalin sanat danışmanlıgını bundan sonra, Salisbury Fesüvali'nin başkanhğım yürüten Sir John Tootey'in yapacağııu açıkladı. Tanrıkorur'un besteleri • BURSA (AA) -Bursa Büyükşehir Beledıye Konservatuvan İcra Heyeti, 1992-1993 sezonunun son konserini 10 nisan çarşamba günü verecek. Uludağ Üniversıtesı Kültür Merkezi'nde gerçekleştırilecek konser 3 bölümden oluşacak. Şef Erdinç Çelikkol yönetimmdekı koro, konserin ilk bolümünde "cargâh" makamındaki bestelerdenörnekler sunacak İkinci bölümde son günlenn sevilen şarkılan seslendirilecek. Son bölümde ise yurtiçi ve yurtdışmda verdiğı resitallerle ve aldığı ödüllerle tanınan Çiauçen Taımkonır, uduyla kendi bestelerinden örnekler sunacak. Kerim Afşar Bandırma'da • KûltûrServisi-Bandırma Belediye- kültür sanat etkınlikleri kapsanunda Kerim Afşar yann Kültür Merkezi'nde ikı ayn gösteri sunacak. Afşar'ın, saat 17.00'de başlayacak Uğur Mumcu anısına gerçekleştireceği ılk gösterisi, "Sönmeyen Mum Uğur Mumcu" adını taşıyor. Afşar daha sonra saat 20.00'de gerçekleşti- receği gösteride Orhan Veli'nin şiirleri iie Sait Faik'in öykülerind- enbazı seçme bölümlen dramatik bicimde sahneleye- cek. Ünlü tiyatro şanatçısı Kerim Afşar 193O'da İstanbul'da doğdu. Ankara Devlet Konservatuvan'nın yüksek bölümünü bıteren Afşar, tiyatro yaşamında başanh pek çok role imzasını attı. Çeşitli filmlerde de oynayan Afşar, seslendirdiği şıirlerle de ayn bir ün kazandı. Nur Gökbulut'un pesim sergisi • ANKARA (ANKA) -Nur Gökbulut'un ream sergisi bugün OluşumSanatevi'ndeaçıhyor. Ressam NurGökbulut, 1954yılinda Ankara'da doğdu. 1975 yıhndaGazi Eğitim Enstitüsü'nü bitirerek 1981 yıhnakadar ortaöğretimdeçahştı. 1981 yılında sanatta yeterlilik alan Nur Gökbulut, 1989 yılında da yardımcı doçent olarak Gazi Üniversıtesi Gazı Eğitim Fakültesi Resim Iş Bölümü'nde öğretim üyesi oldu. Karma ve kişisel olarak 20 sergisi bulunan ressam Nur Gökbulut'un 5 de ödülü bulunuyor. Sanatçının sergisi 29 nisana kadar görülebilir. Gary Deloatch öldö •NEW YORK (AFP) -Alvin Ailey Amerikan DansTiyatrosu dansçılanndan Gary Deloatch öldü. Grubun üst düzey yöneticilerinden Midıael Kaiser'in yaptığı açıklamaya göre 40 yaşında ölen dansçı uzun bir süreden beri hastaydı. Mükemmel bir dansçı olarak nitelenen Deloatch, dansla ilk olarak Philadelphia'da tanıştı. Harlem Dans Tiyatrosu ile dansetmek için New York'a taşınan sanatçı daha sonra birçok toplulukla dans etti. 1978 yılında Alvin Ailey Dans Tiyatrosu'na katılan Deloatch, çoğunlukla dramatik rollere çıktı. Sanatcı, ünlü caz müzisyeni Charlie Parker için Alvin Ailey tarafından koregrafisiyapılan"For Bird: With Love" adh gösteride başrolü oynadı. Yönetmenliği oyunculuğunun gerisinde kalan Danny De Vito ile haşin ve sert Jack Nicholson "Hoffa"da Snrakadem basan sendikacınınHoffa / Yönetmen : Danny De Vito j Senaryo: David Mamet j Kamera: Stephen H.Burum / Mü- zik: David Newman / Oyuncular: Jack Nicholson, Danny De Vito, Armand Assante, J.T.Walsh, Ro- bert Prosky I 1992 ABD(Fox) yapımı (Ozen Film)/ Beyoğlu Dünya, Osmanbey Site, Çemberli- taş Şafak, Bakırköy Incirli sine- malarında. SUNGUÇAPAN Hollyvvood sineması, ABD'nin yakın ta- rihinin karanhkta kalmış noktalannı aydı- nlatmayı, esrarh olaylara kamera tutmayı sürdürüyor. öteden beri bu misyonu üstle- nen Hollyvvood'un, son yıllardakı "Bugsy", "JFK", "Mıssissıppı Yanıyor". "Malcolm X"vb. gibi göstenşli yapımlar- dan sonra, son ilgj odağı da. zamanının en tartışmalı ve karizmatik sendikacılanndan biri olan, Amerikalı işçi önderi Jimmy Hoffa. Festivalın koşuşturmacası ıçınde. genellikle "Avrupa işı" fılmlerin tadına ba- kan seyircinin, bana olduğu gibi, Jack Nic- hoison'un "dayanılmaz çekiciliğine" kapı- larak, birara kaçamak yaptığı" Hoffa", hayli uzun tutulmuş, yer yer sıkıcı, ağır. bı- yografık bir üstünyapım. Evet, konumuz Amerikan ışcı tarihi... Gözflkara bir halk kahramanı 1957- 71 arasında başkanhk ettiği Kam- yon Sürücüleri sendikasını, ABD'nin en büyük işçi sendikası haline getiren, 1913 doğumlu, Indıana'h kömür ışcisi Jimmy Hoffa, 1930'larda başladığı sendıkacıhkta gıttikçe parlayarak sendika başkanı seçil- miş 1957'de. Istediğini koparan, zorlu, çe- tin kişiğiyle ünlenen Hoffa'nın yeraltı dün- yasıyla sürdüregeldiği "kirh" ilışkılennin de desteğiyle gıttikçe palazlanarak yükse- lişinı, hakkında açılan kovuşturmlalar da engelleyememiş ve Robert Kennedy'yle ölümüne "kapışmış". Ama 1967'de jüriyı yanıltmak, sahtecüik ve komplo suçlan- ndan 13 yıl hüküm giymiş, cezaevindeyken de sendika başkanhğından aynlmayı red- detmiş. Yaygın kanıya göre, sendika hare- ketinde yeniden nüfuz kazanabihnek için gizü gizli çahşırken, 30 Temmuz 1975'te Detroıt yakınlanndaki "birileriyle" rande- vulaştığı bir restoranda esrarengiz bir bi- çimde ortadan kaybolmuş...(Bu ansiklo- pedik bilgiler filmden değıl, Ana Britannı- ca'dan). "Oyun Evi"nin başanh senarist-yönet- meni David Mamet'in imzaladığı fılmin se- Sendikalideri 'Hoffa'ya çok benzetüen Jack Nicholson ve onun arkadaşı Bobby Ciaro rolündeki Danny De Vito. naryosu, yer yer özgün ama genelde Hof- fa'nın yaşamına ana haüanyla sadık kalı- yor. Senaryolannda ve fılmlerinde hep erke- ğe özgü şiddeti, ABD'deki sınıflan birbi- rinden ayıran uçurumlan sürükleyia gen- lım serüvenlenne yedirerek göstermeyi se- ven David Mamet için, Hofla'nın yaşamı harika bir malzeme olmuş! Yıllarca "grev- ler, mitingler, adam öldürmeler, çekişme- ler. çatışmalarla " dopdolu karrnakanşık bir ortamda, komünist olmakla bile suçla- nan örgütünün ve "yoldaş"lannın hak- lannı sonuna dek savunup koruyan, se- venleri kaaar yığınla nefret edeni de olan Hoffa karaktennı, nerdeyse halkın bağn- ndan kopup gelmış bir kahramana çevir- mış Mamet Şevket Yılmaz'dan çok bızim es- kilerden Halıl Tunç' anımsatan bu Amenkalı ünlü sendikaa, dönemin güçlü politikacısı Robert Kennedy'yle amansız bir savaşıma tutuşacak kadar gözükara bir halk kahra- manı olarak çizilirken, Robert Kennedy de adeta "şımank bir zamane veledı" gibi karşımıza geliyor fılmde. Mamet'in özgür, serbest senaryosu, ger- çeklere bağh kalmakla birlikte, sık ak öy- künün açıkseçik anlaşılrnasını engelleyen ban boşluklara düşüyor, ileri sürülen tezle- n sonuna dek doğnılamakta başansız kalı- oyküsuyor. ^ FBI'ın, çeşith gazetecilerin araşürma- lanna göre, bırbınnden ürkütücü "ölüm senaryolanyla" ortahktan yokedilen Hof- fa rolündeki, sendika liderine acayip ben- zetılmış Jack Nicholson'u tanımakta güç- lük çekenler, 2 saat 20 dakıka kadar süren fılmde gıderek üstada ısınıyor hatta "teh- dıt edıci" bakışlanna bile ahşıyorlar. Güç ve iktidar susuzluğu Yıllarca en önde saf tutup örgütünün ge- lişmesine başkanhk eden, heranhükümet- le, pohtikacılarla çatışmaktan kaçınmayan ama işçi maaşından yüzdesını alan rüşvet- çi, suç örgütkriyle, mafyayla ışbirliğine girişen, uluslararası sendikalann kardeşhği birliğını keyfınce yöneten, hakkında sü- rüyle yolsuzluk, usulsüzlük davası açılan ve sonunda Robert Kennedy'nin bastı- rmasıyla içeri düşen, kaba saba, hoyrat bir Hoffa'yı, ahşıhruş taşkınhğından sıynlmış, daha bir düz çizgide gıden renksiz, donuk bir yorurnla canlandınyor Nicholson. Ta- biı ki, yine de fılmin "motoru" o. Hoffa'- nın kabalığma. dangıl- dungul tavırlanna dayanan Nicholson'un oyunu gıderilemez bir güç ve iktidar susuzluğundan muzda- rip, haşin ve sert bir Hoffa portresı çiziyor. Hoffa'nın gölgesinde, şoförü, yardımcısı ve arkadaşı olarak yaşlanan Bobby Ciaro rolündeki "bücür" Danny De Vito da tipik ve beylik bir ikinci kahraman olmuş fılm- de Nedenini, niçinini bile sormadan ha- yatını "ustasına" adamış, hep Hoffa'nın iki adım gerisinden gemıiş bir Bobby Cia- ro- Danny De Vito izliyoruz. Filmin yö- netmeni de De Vito. Ne var ki, "Güllerin Savaşf'nda zehir zemberek bir ton yakala- mış üslubunu bu kez tutturamıyor hazret. Dersine çok çalıştığı belli oluyorsa da, bu kez yönetmenliği, oyunculuğunun gerisin- de kahyor. Yine de zaman zaman "alaycı ve gelgeç hevesü stihnden" panltılar sezili- yor. Gerçekle efsane arasındaki çizgi Bu ağır ve kasveth "sendikaahk des- tanf'nda bazı başanh kalabahk sahnelerle Armand Assante'nin de sivnldiğı kadronun oyunculuk gösterisi dıkkaü çekıyor. Tarih- ten "hesap soran" bir Hollywood yapunı ve yıllarca medyanın dolduruşuyla yanlış aksettinlmiş bir sendika ağasının öyküsü- nü. Hoffa'dan yana tavır alarak aktaran bir "destan" olarak seyredilen "Hoffa", başta belirttiğimiz gibi yer yer izleyiciyi sikıntılara garkediyor. Bildik Hollyvvood yaklaşımıyla "gerçeklerle efsane arasında- ki o ınce çizgide" seyreden bu fılme, festi- val maratonunda "takıbnak", ancak kayıtsız şartsız Jack Nicholson tutkunlan- na mahsustur herhalde. S^îrciyi s^ondaiî kaçırtân bir öncü yönetttîen Yıflardır sinetna severier için adeta baharia da özdeskşerek, çagdaş dünya sinemasına iriB- ufaklı pencereler açan film festivalimizin birin- d haftasmı devirdik. Her yıl daha da zenginleşerek Türk vedünya sineınasının son "mamolleri" arasmdan ayı- klamuş seçmece rılmterden oiuşan programıy- la, merakltsmı 15 gfiniük bir maratooa sokan 12. Uluslararası İstanbui Fflm Festivali, bu yd "okkalı bir lngliz entelektneü^nin yoğun ve zoriu görüntü bombardntanıyla açddı. l ç yıl öncesüıin festivalinde en çok ses getirmiş filnv krinden " Aşçı, Hırstz. Kana ve Aşığın yla ken- dine "iflah olmaz \e aznnsannıayacak sayıda" hayran edinen,ressamlıktangelme Peter Gre- enaway'in, değme sinemaseveri salondan kaçn rtacak denii yoğun, çetin ve "kavramsal" sine- masmın son ürünüydü "Prospero'nun Kitap- lan". Beyaz perdede şûndiye dek altsönlageldiği- miz tüm anlah kuraÜarmı, bildik her şeyi, klasik çerçevelefneleri bozup, değiştiren, kimi zaman da soyut resim tadına ulaşan karmaşık göriinhî buiamacına ve rengârenk bir karma- caya çe\iren "'koyıı entel knamındalti" üshı- bu>la ortalama se>irciye ters gelen Greena- way'in son yapıtı "Prospero'nun Kitaplan", Shakespeare'in "Fırtına" oyunundan >ola çı- karak bütün Rönesans kültürünü 135 da- kikaya boca eden, inanıbnaz ve yer yer dayanılmaz bir denemeydL Bir kaç kez tdemenin kesinükle yetmeye- ceği, kitap gibi okunabflecek, zor ve aynksı Prospero'nun kitapian'nm ardından, Greena- «vay'in, klasik öjçülcre nispeten daha yakın du- ran eski fılmlerinden "Hayvanat Bahcesi - A Zed and Two Noughts"da bu >önetmenin ttıt- kunlannı bir hayli dovurdu, tatmin etti. Böyiesi aynlisı filmleri klasik "beğendim, beğenmedim"" edebiyatıyla yargılamak ucuz- hığu, dbette Greenawa> "e layık görüunemeliy- di. Çünkü şimdive kadarki tüm bildik knral- ları, optik kuramları. malum anlatim > oUarını, çerçeveyi. ışığı >e bizzat görüntünün kendisini, "supen»7e"lerie, şaşırocı efektleıie değiştirip bozarak yenileyen, görünrüye yeni anlamlar yökleyerek "kavramsal"' bir sinema\a gidecek yeni yoflan açan ve arayan, "Amerikan anti- etrtelektüalizıninin ve sanatı imha eden Holly- wood sineınasının'' azdı karşıtı Peter Greena- way, son ydlarda ender rastladığıınız turden çarpıcı bir "sanat uç bcyi", büyük bir resim, fotoğraf ve grafik esteti kammızca. "Yedikleri- miz" hakkındaki "Aşçı, Hırsız. Kansı ve Aşığı**ndan sonra bu kez okuduklanmıza ve kitapiara ilişkin, "Prospero'nun Kitaplan" ve "Hayyanat Babçesi"yle bağrunıza bastığımız, geçtiğbniz ydlarda yine festivalde izlemiş oMu- ğumuz "Mimarm Göbeği",u Ressamın Anlaş- ması", "Drowning By Numbers" gibi son dere- ce özgün ve tuhaf isimli fıhnleriyie "düzenie arasındaki kühürd farkı ghtikçe açan" deney- sel, öncü ve benzersiz bir sinemacı kimügiyle beiirginleşti Peter Greenawa\. Fransız süıemasmın, 1980lerin sonundaki "Oğlan Kıza Rastlar", "Kötü Kan" filmle- riyie admdan sözettirmiş, son kuşak "harika çocuk "lanndan Leos Carax'n "Les 12. ULUSLARARASI İSTANBUL FİLM FESTİVALİ RosseliııTdeıı 4 aııtifaşisf bir başyapıt AÇK ŞEHIR ROMA - Sadece öy- küsü ve içe- riğiyledeğil, biçimi ve yapısıyla da, gerçek- leştirildiği koşullarla neredeyse özdeşleşmiş, ünlü Ro- berto Rosseum klasiğı "Roma Citta Aperta - Açık Şehir Roma" , Yenıgerçekçilik akımınm yolunu açan ve bu çok önemli akımın amblemı gibi sinema tarihine geçen bir başyapıttır. Nazı çızmesı altındaki 1944'ün Roma'- sında Aünanlarla Italyan direnişçılerin sa- vaşımlannı, gercekten yaşanmış olay ve öykülere dayanarak aktaran fılmde, belge- sele yaklaşan gerçekçi tavn ve "görüntü"- ye verdiği önemle dıkkat çekmişti yönet- men Rosselini. Kurmaca bir senaryoya, yapay stüdyo çekimlerine, klişelere, yüdız oyunculara rağbetetmeden, "cumburlop" yaşamın göbeğine dalarak, yıkmüya dö- nen ülkesindekı kargaşayı, yılgınhğı, boz- gunu, "yerinde saptanmış görüntülerle" venneye girişiyor ve bu karanhk dönemin tüm çöküntüsünü yoksunluğunu, acısını yansıtıyordu, yalın, irkiltici görüntüler eş- liğinde. Bugünün "cilalı imaj"lanna koşul- landınbnış seyircinin belki de burun kıvı- racağı türden siyah-beyaz fotoğraflanna, yetersiz tekniğine karşın, sinemanın "anti- faşist" doruklanndan biri sayılan bu baş- yapıtı sinema tarihi merakhlanna kesinkes sahk veririz. TATLIHAYAT - Çağdaş sinemanın adı "fırma"ya dönüşmüş, yaşayan en büyük yönetmenlerinden Feffini bugün de ünlü "La Doke Vita - Tath Hayaf'ıyla hayran- lannın karşısma çıkıyor, festivalin "ustala- ra saygı" bolümünde. Fellini efsanesini başlatan "Tath Hayat". sahte değerlenn peşinde sürüklenen giderek yozlaşan bir çevrenin eleştirisine dönüşen okkalı bir fihndir, "skandal avası" acar bir muhabi- Pupi Avatinin "Erkek Kardeşler, Krz Kardeşler"i bugün gösterfliyor. rin (MarceOo Mastroianni) ve muhabir kahramanımızın ış tuttuğu, haber kova- ladığı, Roma aristokrasisinin gözde or- tamlannın, adeta tüm yaşama gücünü Via Veneto'nun uçuk ve çılgın gecelerinden alan bir kesimin öyküsüdür. Tanınmış film yıldızlannın, zevk-sefa peşindeki para babalannın, şık sosyete dil- berlerinın, aristokrasi artığı züppelerin "yi- yeh'm-içehm-yatahm"a yeni zenginlenn ve burnu skandal kokusu almış, uyanık ga- zetealerle aman vermez '•Pâparazzı"lenn cint atüğı Via Veneto'ya ve Roma'nın bu ünlü caddesırun lemsil ettiği o "tath hayat" tarzına kamera tutan FeUini, başta Vati- kan olmak üzere çoğu tutucu çevreyı bir hayli rahatsız ve tedırgın etmiştir, keskin hicvinin oklanyla, 1960'ın İtalya'sında. Bütün bu kaymak tabakanın yanısıra, karamsar entelektüelleri, fahişeleri,jigolo- lan, sevicileri, papazlan, turistlen ve muci- zelere tutkun halkıyla bütün bir Roma'nın da (Marcello Mastroıanni'yle birhkte) baş- rolü üstlendiğı "La Dolce Vita" kimı unu- tulmaz bölümleriyle bunca yıl sonra yeni- den keyifle seyredilecek türden bir klasik, dahası gerçekle hayah kaynaştırarak mo- dern Roma'daki bütün "inforno"lan yansıtan önemli bir Felliniyen seyirliktir. ERKEK KARDEŞLER, KIZ KARDE- ŞLER - "Aıle kurumunun zayıflaması, toplumsal değerlerin erozyona uğraması ve gençlerin çevrelerine uyumsuzluğu". İtalyan yönetmen Pupi Avati'nın 1%8'de "Balsamus" adh fıbnle başladığı "sinema"- sı o günden beri bu temalar üzenne kurulu. Avati (d. 1936) 22. uzun metrajh fılmi "Erkek Kardeşler Kız Kardeşler"de bı- kmadan, aynı yolda bir adım daha aüyor. Filmde Gloria 22 yılhk evlılikten sonra kocasının, 20 yaşında bir kızla ilişkisi oldu- ğunu öğreniyor. O çevreden uzaklaşmak için ıki oğluyla birhkte 15 yıl önce ABD'ye yerleşmış kızkardeşınin yanına gidiyor. Kızkardeşi iki çocuklu bir adamla evlen- miş. Gloria ve oğullan için bu yeni topluma uyabümek hiç de kolay görünmüyor. Glo- ria üstüne üstlük kızkardeşıyle de anla- şamıyor. Çocuklardan 18 yaşındaki ağa- bey Matteo, Amerikan toplumuna uyum sağlar gibi gözüküyor, ama Francesco gün geçtikçe ıçine kaparuyor, kuruyor.. Erkek Kardeşler, Kız Kardeşler, Pupi Avati'nin "Bix"ten (1990) sonra Ameri- ka'da çektiği ikinci fılmi. Avati, birçok senaryosunda olduğu gibi özgün mekanlarda çahşmayı bu fılmde de sürdürüyor. Filmi Amerika'da yapmasının birincil nedeni konunun St. Louis'de geçmesi. İkincisi, fılmlenn olanaklar çerçevesinde "naklen" çekihnesini istiyor Avati. Aynen bir tiyatro oyununun TV'den canh yayımı gibi ekip hazırlanıyor, bir kez "motor" dendikten sonra hatasıyla sevabıyla o sah- ne sonuna dek sürüyor ve bir daha geri dö- nülmüyor. Bu "zor" çekim tekniğine kar- şın fılmin oyunculan çok başanh. Yıllann aktörü Fraııco Nero aynı çizgisinde. Asıl sürpriz, sorunlu küçük kardeşi canlandı- ran Ludano Federico. Ancak, Erkek Kardeşler Kız Kardeşler'- de Pupi Avati sorunlara "tavır alırken" yine beklenen neşteri vuramtyor, çözüra bulmayı denemiyor. Film "hüzünlü" ama sosyal sorunlan kaşımaktan uzak. Baştan sona herkes ınutsuz, o kadar. Senaryonun dikkat çeken yönü, amaç ne olursa olsun ABD'ye göçün ardında bü- yük sorunlann yattığını, küçük yerleşim merkezlerinde nasıl yaşandığını abart- masız anlatması. Amants du Pont-Neuf, Köprüöstü Aşıklan" da, ilk haftanın bizde iz bırakan nimlerinden biriydi. Chabrol'ün Flaubert uyariamaa "Madam Bovary" ve Eric Rohmer'in "Dohı- nay Geceleri" de Fransız sineması meraklı- lannı hoşnut bırakan fibnknü. Ama Ca- ra\'ın 1990'larda "aşkın keyfi ve sefaleti" üstüne yapılmtş filmler arasında, şimdiden kendine özgü bir yer edinen "Köpröüstü AŞH klan", kimi unutufanaz, çügmca böhlmleri, oynak ve esrik ritmi, dokunakb sahneieri ve görsei düzeyiyle, heyecanmı yitinnemiş bir yönetmenin seyre ve ilgiye defer "imkansu aşk" çeşrüemesiydi. İtalyan usta EBo Petri'nin raerakla bek- lenen 1972 yapmu "İşçi Snıfı Cemete Gi- der - La Classe Operaia Va in Paradiso"su ise yıUann biraz eskitmiştiğine karşm, yine de baştan sona ilgiyle izknen >e başroldeki gencecik bir Gian Maria Volonte'nin usta oyunuyla sürüklediği, esprfli ve alaycı bir yergiydi. İlk haftanın bende hayal knklığı yaratan filmterinjıı başına, İriandalı Neü Jordan'n "The Miracle - Mucize"si yerieşti. "Muci- zen kadar olmasa da, Andre Techine'nin " J'- embrasse Pas - Öpme" sini de pek seveme- dim. Eskidea görmüş oMuğum İtalyan klasflt- kriyle Rainer VVemer FassbinderTeri mec- buren es gectJğün ilk haftadan, onca isteme- me karşn "Tuıme", "Rossini RosânT, "So- kak Çocuklan", "tkinci EdwanT, "Amigo- lar", "Venedik, Venedik". "Ayaktakmu" vb. gibi Kkaladtğm filmler de oldu tabü. FestivaUn ikinci haftası daha dolu geçeceğe benzer! FESTİVALDE BUGÜN Beyoğhı Emek: Onüç Ayh Bir Yıl (12.00 -18.30), Elveda Erkeklik (15.00 - 21.30) Beyoğlu Sinepop: Roma, Açık Şehir (12.00-18.30). Doğanın Çocuklan (15.00- 21.30) Beyoğlu Atlas: Genç Ası Ruhlar (12.00 - 18.30), Doğum Günün Kutlu Olsun (15.00 -21.30) Beyoğlu Beyoğhı: Zıkkımm Kökü (12.00), Denize Hençer Düştü (15.00), Qu- erelle (18.30), İki Kadın (21.30) Şişti Kent: Gece ye Gündüz (12.00 - 18.30), Evvel Zaman İçinde Sinema (15.00 -21.30) Kadıköy Reks: Kahcı tzler (12.00), Kayıp Ülke (15.00), Erkek Kardeşler Kız Kardeşler (18.30), Tath Hayat (21.30) FESTİVALDE YARIN Beyoğhı Emek: Querelle (12.00 - 18.30), Napoli'h Bir Matematikçinin Ölümü (15.00-21.30) Beyoğhı Sinepop: Kınk Kalp (12.00), Rahibe ve Haydut (15.00), Domuz Besicisi Leon (18.30), Okoge (21.30) Beyoğlu Atlas: Babam ve Ustam (12.00 - 18.30), Casablanca (15.00-21.30) Beyoğhı Beyoğhı: Yaşamdan İzinli (12.00 - 18.30), Mutlu Günler (15.00 - 21.30) ŞişJİ Kent: İnekler (12.00 -18.30), İlkba- harOyküsü (15.00-21.30) Kadıköy Reks: Mucize (12.00), Ha- yatımın Erkeği (15.00), Oaire'in Dizi (18.30). Leopar (21.30)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear