25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
29 NİSAN1993 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Tarilıyağmasındageri acbıııSÎT alanlannı yağmaya açacak önerinin miman Amiklioğlu, tepkiler karşısında taşanyı geri çekmek eğiliminde SERDARK1ZIK İZMİR - Anadolu'nun tarihi ve kültürel mira- sında ycni bir yağma döncmini başlatacak yasa dcğişikliği önerisi kamuoyunda büyük bir tepkiyle karşılandı. Şimdi, önerinin sahibi ANAP Çorum Milletvekili Ateş Amiklioğlu geri adım atıyor, tasa- nyı geri çekmekten söz ediyor... Amiklioğlu yanlış anlasılmaklan yakınıyor. "Ben vatan haini değilim, SIT alanlanm yağmaJa- tacak. Pamukkale'yi, kıyılan, koylan bozmak ni- yetinde değıldim. Bir çarpıklığı dile getirdim ve dûzeltilmesini istedim. Aynca şerefım hakkı için ki- şisel bırçflcanm olamaz." Amiklioğlu böyle diyor. Ancak, TBMM İmar Komisyonun'da kabul edilen ve önümüzdeki gün- lerde Bütçe Plan Komisyonu'nda görüşülecek yasa değişıklıği önensi, yeni bir yağmalama döneminin kapısını aralıyor. Yasa değişikliğj önerisi şöyle: "...Kısmen veya tamamen gerçek ve tüzel kişile- rin mülkiyetine geçmış olan korunması gerekli ta- şınmaz kultür ve labiat varhklan ile koruma alan- lan Kultür Bakanlığınca haarlanacak proğramla- ra uygun olarak kamulaştınlır. Bu kanunun yürürlüğe gjrdiği tarihten itibaren SİT alani olarak ilan edilecek koruma alanlannın, ilan edilen tarih- ten itibaren 3 yıl içinde kamulaştınlması yapılır. Kamulaşürma ve takas gerçek leştirilmediği takdir- de özel mülkiyete konu alanlann maliklerinin mül- kiyet haklan sırurlandınlamaz." Korumacılar, arkeologlar, uzmanlar bu yasa değşikliğmc büyûk tepki gösterdiler. Oyle ki, Ord, Prof. Dr Ekrem Akurgal "Bu öneri ülkeyi mahve- der. Kültürel varlıklan kamulaştırmaya devletin bûtçesı yetmez. Baalan köşe dönmek istiyor. Bu kanun çıkarsa uygar ülke olmaktan çıkıyor, Avru- TASARININ MİMARIAMİKLİOĞLU • BENİ YANUŞ ANLADILM Ben vatan haini değilim, SİT alanlannı yağmalatacak, Pamukkale'yi, kıyılan, koylan bozmak niyetindedeğildim. Bir çarpıklığı dile getirdim ve dûzeltilmesini istedim. Konunun uzmanı değilim, redaksiyonunda bulunmadım. Aynca kişisel birçıkanm olamaz. • TEKLİFİMİ GERİ ÇEKERİMTasannın gerekçesinde konunun sadece konutlarla, me'skenlerle ilgili olduğunu belirttim. SİT alanlan ve koylarla ilgisi yok. Komisyonun yorumu yanhş oldu. Bütçe ve Plan Komisyonu'nda tekrar konuşacağım. Teklifimi, hazırladığım çerçevenin dışına çıkılırsa geri çekeceğim. palınm bize yakıştırdığı barbar sözcüğünü hakeder dunıma düşüyoruz. Bunu yapmaya kimsenin hak- kı yok" dedi. Amiklioğlu'yla söyleşiyoruz. Yasa değişikliği önerisi budenli açıkken, yanlış anlaşılmaktan nası! söz etüğini soruyoruz. Şu yanıtı veriyor. "Bakın benim verdiğjm teklif. SIT alanlanyla, koylarlajlgili değildi. Ben sadece vadandaşlann mesken olarak kullandıklan konuüarla ilgili teklif vermiştim. Kamuoyuna yanlış aksetti. Tabiat Var- lıklan Koruma Kunıüan Türkiye'de işlemiyor, hanıal kuruluşlar. Çarpık birdüzen var. Bunu gös- termek istedim." Amiklioğlu'yla söyleşimiz soru yanıt biçimine dönûşüyor • Nasıl bir çarpık düzen? Ifade etmek gerekirse tam bir rûşvet kapısı. Bu- nu söylerken bu kurullarda herkes rüşvet alıyor demiyomm. Ama mesela şöyle oluyor; kunılun bir üyesi geliyor mahalleye veya bir sokağa. buraa eski eserdir diyor. Parası olan bunu, gidip eski eser nite- liğinden çıkanyor. Çıkaramayan çivi bile çakamı- yor, devkt kredi vermiyor. Bazısı kendi cvini yakı- yor apartman yapmak için. lşle ben bunlar önlen- sin dedim. • Siz böyk söylöyorsumz ama yasa öneriniz söy- tediginiz gibi defil. Ben komisyonda şunu dile .getirdim; tasannın gerekçesinde konunun sadece konutlarla, mesken- lerle ilgili olduğunu belirttim. Bu arada ben konu- nun uzmanı değilim, bakanhğın uzmanlan var, bu yasada noksanhk olabilir, hatalı bir şey olabilir, dedim. Bunun redaktesi konusunda başkanhk di- vanına yetki verelim, divan redakte etsin, dedim. Olay da şerefim hakkı için buydu. Yani redaksi- yonla benim hiç ilgim yok. Bu komisyonun üyesi de değilim. • Yani konunun redakte böfömünde sizin çizdiği- niz çerçevenin dışına çıkılmtş oldu. Bu düzelecek bir olay. Bu iş plan bütçe komisyo- nuna geleoek. Ben orada yine konuşacağım. Ka- muoyu bunu yanlış anlamıştır, yeterli açıklamayı vermiyor, konunun uzmanlan şu şekildedüzeltsin, diyecegim ama koruma altındaki meskenlerin du- rurumu ile ilgili teklifimi savunacağım. Aynca be- nim söylediğjm, bundan sonra korumaya almacak meskenlerle ilgili, bundan öncekileri kapsamıyor. Bu durumda, bundan sonra çıksa çaksa konımaya almacak 300-500 ev çıkar. • Peki Bütçe Plan KomisyoMi'nda da öoeri bo- günkü biçimiyle kabul edilirse ne otacak ? Orada lekrar konuşacağım. Benim teklifimi, ha- arladığım çerçevenin dışına çıkılırsa geri alaca&m. leklifimi çekeceğim. • Yani siz komisyonda bir yanhşhk ytpıtdığıııdan söz ediyorsunuz Burada komisyonun yorumu yanlış oldu. • Peki, siz, komisyonda tektffimzin «bşmda bir çerçeve oluştuğunda niçin itiraz etmediniz? Ben komisyonda konuşmamı yapüm, önerimi getirdim, sonra da toplanü bitmeden oradan aynl- dım. Redaksiyonunda oturup kalmadım. Aynca ben konunun uzmanı değilim, ben sadece bİT çar- pıklığı dile geürdim. Ozel yurtlara 'haberli' denetimANKARA (Cumhuriyet Bû- rostı) • Milli Eğitim Bakanhğı Teftiş Kurulu, büıün ıllerdeki özel ortaöğrenim yurtlannı denetleyecek. Bakanlık yetki- lilerinden alınan bilgiye göre, 3-21 mayıs tarihleri arasında 500 yurtta gerçekleştirilecek denetim için toplam 320 mü- fettiş görevlendirildi. Teftiş Kurulu yetkilileri, yurtlarda, genel "asayiş"in kontrolünün yanısıra, baa ta- rikatlar tarafından kurulan : yurttefinöncelikletteabnaca- ğmı bildirdiler. Bu konuda bazı ülerden şikayetler aldık- lannı belirten yetkilüer, bu yurtlarda öğrencilere son de- rece konforlu hizrnet sunuldu- ğunu, ancak, dini istismara açık yerler olduğunu bildirdi- ler. Ailekrin, çocuklannı bu tür yurtlann konforuna güve- nerek teslim ettiğini belirten yetkililer, ancak bir süre sonra çocuklannın kendilerinden uzaklaşüğı yönünde yakın- malarda bulunduklannı ifade ettiler. Özelükk, temizlik ve saglık koşullan bakımından yctersiz olan kuruluşlar hakkında so- ruşturma yapılarak, gerekirse bu yurtlar kapatüabilecek. Aşı politikası tutmadı ŞEBNEMGÜNGÖR ANKARA - Bulaşıcı hastalık- larm kontrol altına alınması ve konıyucu saglık hizmetleri açv- smdan bûyiik önem taşıyan aşı- laraa faaliyetleri, aşı programla- nnın günceUeştirilmemesi nede- niyle etkisiz kalıyor. Uonanlar, 1986'dan bu yana doz ve şeması değiştirilmeden uygulanan 6 n> tin aşı progranunın biran önce yeniden ele alınarak, kapsamı- nın gefiştiritmesi gerektiğini be- Krtiyorkr. Saglık Bakanlıgı yetkilileri, bu konudaki en bü- yük sorunun kaynak yetersiziiği olduğunu, ancak güacelleştiril- menin mutlaka gerçekleştirilıne- si gerektiğini bildirdiler. Saglık Bakanhğı Temei Sağ- lık Hizmetleri Genel Müdüıiüğû yetkilileri. mevcut aşılarna prog- nunıyfaı Dünya Saglık Örgütü'- nce 19901ı yıllar için öngörülen yözde 801ik aşdâma oranına ulasrnanın müınkün olmadığını belirterek, "Bu programla, an- cak okul öncesi çağda bulaşKi hastalıklan kontrol altına atabi- liyonız."dediler. Rutin aşı programında yer al- mayan Hepatit-B türü aşdarm, artik programa dahil edümesi gerektiğini vurgulayan yetkili- ler, bu amaçla bakanlık tarefin- dan maliyet araşnrmalan yaptt- nldtğını, ancak gefişmtş ülkeler- deki gibi Hepatit-B ve grip asısı tûrö aşılann rutin programa da- hil cdilmesinin büyük kaynak aktanmı gerektirdjğini söyledi- ler. Saflık Bakanı Dr. YıMının Aktuna tarafmdan 6 nisan tari- hinde yayınlanan ve aşdama faa- liyetkrinin bundan böyie iDerde, butaşıcı hastahklar şube mödür- lükleri yerine, ana çocuk saglığı şube mödürlüklerince yünıtüt- tnesini öngören gendge, aşüama ve buna ah istatistikkrin tırtul- masmdakarmasaya nedenoldu. Derskitapları güncelleştirildî AYŞESAY1N ANKARA - Milli Eğiüm Bakanhğı, ders kitaplannın "sadeleştirilmesi" ve "güncelleştirilmesine" ilişkin çahşmala- n tamamladı. Coğrafya, Tarih ve Va- tandaşbk Bılgısi ders kitaplannda yapı- lan sadeleştirmeyle, bilgilerin "özet" olarak sunulması amaçlanırken, dünya siyasi haritasmdakı değişiklikler, Tür- kiye'de oluşumu yeni olan kurumlar da, ders kitaplannda yer aklı. Kitaplarda yer alan harita ve fotoğraflar ise, nere- deyse "yok denilecek" kadar azalüldı. Bu düzcnlemelere göre, Valandaşlık Bilgisi derslerinde öğrencilere ilk kez, Türkiye'de yeni kurulan "çocuk mah- kemeleri" tanıülacak, işlevleri anlatıla- cak. Buna karşın, öğrcnciler, Anayasa Mahkcmesi, Yargıtay, Danıştay, Sayış- tay ve Devkt Güvenlik Mahkemesi'nin işlevlerini, ancak ortaöğrenim çağını bi- tirip, üniversiteye gittiktcn ya da "haya- la aUldıktan" sonra öğrcncbilecekler. Yapılan düzenlemeyle, bu konular, ço- cuklann "seviyelerinin üstünde" bulu- narak, tümüyle kilaplardan çıkanldı. Aynca, kitabın "anayasa" bölümü özet halinde verilirken, "Anayasamızdaki temel hak ve hürriyetjer" konusu ile •'Anayasamız ve önemi" başlıkh konu da tamamen çıkanlarak, yerine yeni meıin oluşturuldu ve eklendi. "Aile" konusunda verilen bilgiler de özet hale getirilerek, ailenin tanımı, "aile bireyleri arasındaki sevgi, saygı vc bağlılık" ko- nıuan öğrencikrin sevıyekrine uygun olarak sadeleşıirildi. Lisekrde okutulan Coğrafya ders ki- tabı da, sbn 10 yılda dünyadaki gelişme- leri de içerecek biçimde yeniden düzen- lendi. Coğrafya kitaplannda en büyûk "indirim" hantalarda oldu. Haritalann yanısıra, Sovyeller Birliği'nin dağılma- ssndan sonra siyasi harita üzerindeki değişiklikler dekitaplarayansıdı. Lise2. smıf Coğrafya kitabında yer alan "Sov- yetlcr Birliği, Açıklık vc Yeniden Yapı- lanma Dönemi" başlıkh konu çıkanla- rak, yerine "Rusya Federasyonu, Kafkas Cumhuriyctlcri (Azerbaycan, Ermnistan, Gürcistan) ve Orta Asya Türk Cumhuriyeüeri (Kazakistan- Oz.- bckistan, Türkmenistan, Kırgızislan)" başlıkh yeni metinkr konuldu. Iran'ın komşulan tanıülırken de, "Birleşik Dcvktler Topluluğu" yerine, "Azer- baycan, Azerbaycan'a bağlı Nahcıvan özerk Cumhuriyeü, Ermenistan ve Türkmenistan" yazıldı. Kitaptan ayn- ca, "Ege Adalan" başlıkh metinde, ada- lann Yunanca ve Italyanca adlan, yüzölçümleri gibi bilgiler ezberc dayan- dığj gcrekçcsiylc, kitaptan çıkanldı. Bazı yerlerin isimkri de yenideft düzen- lendi. Buna göre, "Islranca Dağlan"nın adı, eski adı olduğu için "Yıldız Dağla- n", "Munzur Irrnağı" da yine eski adı olduğu gerekçesiyk "Mcrcan Irrnağj" olarak değıştirildi. Tarih kitaplannda ise Osmanlı Impa- ratorluğu'nun adı "Osmanlı Dcvleti" olarak değiştirilirken, 'Osmanlı Dev- leü'nin duraklama dönemi padişahlan- nt kötüleyici cümkler de metinden ayık- landı. KARACA DÖKTÜRDÜ-Hifton'da yapdan Türk Gecea'ndeisraiUi konuklar, fasıl ve alaturkaşarkdv eşRğinde Tûrk mutfağmdanzenginyemekçeşitlerinitattıktansonra Türkkahvesindenyudumladdar. (Fotoğraf:MUHARREM AYDIN) Israillikonuklara oryantal sürprizMagazinSeoisi- Siz hiç yıldızlann altında, Ilgaz Dağı'nın etekkrinde, Heybeli'de mehtaba çıkarken ya da Üsküdar'a giderken; İzmir köfte, Adana kebabı, kadınbudu köfte, dilberdudağı, vezir parmağı yiyip, şarap içtinizmi? Bununla da yetinmeyip, ielekten bir gece çalıp, oryantal Zinnur Karaca'nm kıvrak göbek hareketlerini seyrederek kendinizden geçtiniz mi? Eğer siz de önceki akşam İsUnbul Hilton Oteli'nin 8. katındaki Marmara Süiü'nde olsaydınız bunlann hepsini yaşardınız. Çünkü; Tel Aviv ve Kudüs Hilton Otelkri'nde 10 mayıs larihinde düzenlenecek "Türk Yemekleri Günleri" öncesinde ülkemize gelen İsrailli Mutfak Dostlan ile basın mensuplan işte böylcsine zengin bir mönüyle taruşülar! İstanbul Hilton Oteli Genel Müdürü Rico de Schepper ile Halkla İlişkiler Müdürü Mehtap Uyguner'in evsahipliğj yapuğı Türk Gecesi'nde aralannda 5OO.YılVakfıBaşkanı Nedim Yahya'nın da bulunduğu konuklar, fasıl ve alaturka şarkılar eşjiğinde Türk mulfağindan zengin yemek çeşitlerini tattıktan sonra ocakta pişirilen Türk kahvesinden yudumladılar. "Türk Gecesi olurda, oryantal dansöz olmaz mı?" diycn Hilton yöneıicileri İsrailK konuklanna Zinnur Karaca adlı dansöz ile'sürpriz' yapülar. görüşmeleri ertelendi ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) -Anayasanın radyo-TV tekeline ilişkin 133. maddesinin değiştirilmesine ihşkin önerinin TBMM Genel Kurulu'nda gö- rüşülmesine dün devam edildi. İlk madde üzerinde çok sayıda değişiklik önergesi bulunması ve parti temsilcikrinin uzlaşma arama isteklerini dile getirmele- ri üzerine görüşmeler geleoek haftaya ertelendi. Özel radyolan kapatan ge- nelgenin ardından anayasanın 133. maddesinin değjştirihnesi konusu ivedilikk gündeme ahndı. tlk madde üzerindeki görüş- meler sırasında DYP gnıbu adına konuşan Uğur Aksöz "fıl- U duruma uygun olarak çıkan- lacak" yasa hakında bilgi verdi, TRT Yasası'run da tekrar ele alınacağını söyledi. SHP adına konuşan Mûmtaz Soysal, bu anayasa değişikliğinin "hayırîı bir başlangıç olacağına inandı- ğını" söylerken, CHP adına konuşan L'luç Gûrkanda DYP, SHP ve ANAP'ın anlaşmaya vardığı değişiklik önergesinin kabul edilmesi durumunda "üst kunılun sansür kurulu ha- line geleceğini" belirtti. Hükümet- adına konuşan Ulaşürma Bakanı Yaşar Topçn "Bu metin ideal bir metin midir, tartışılıyor. Bu metin bana göre doğrudur. Ama herkesin içine si- necek bir metin için arayçlarda butunulur" dedL 32 yıllıkdüşmanınıbarışırkentanıdı Viranşehir'in iki güçlü aşireti 32yıllıkhasım. Bu sürede 18 kişi öldürülmüş. Şaban Mendanlıoğlu kıüağına 13 yaşındayken adı fısıldanan düşmanını ancakbanş masasında görebildi. MEHMETFARAÇ ŞANLRJRFA - "32 yıldır ölümü karan- lık bir gölge gibi ensemde hissetüm. Düş- manım kim tanıyamadım. Her günüm ölümün korkusuyla geçti. Hayatımda bir tavuk bile öldürmedim ama dünyam rin- dan oldu." Siz hiç 'faili meçhul bir korkunun' esiri oidunuz mu? Yıllarca nereden. kimden geleceğj belli olmayan bir ölümün endişe- siyte yasadınız mı?.. Ya da tanımadığınız bir düşmanmız oldu mu?.. Şaban Mendanhogta Mardin- K-ıaltepe-Şanlıurfa üçgenindeki 18 köyde yaşayan 5 bin kişilik Mendanlı aşiretinin lideri. 32 yıl önce mera tartışması yüzün- den Poran aşiretiyle başlayan kan davası yüzünden iki kardeşinı ve çok sayıda yakı- nmı yiürmiş. Viranşehir yörcsinin güçlü aşiretlerin- den olan Mendanhlar'la Poran aşireti ara- sında 32 yıldır devam eden ve 18 kişinin ölümüne yol açan kan davasmın yeniden alevlenmesini önlemek için harekete geçen HEP Viranşehir ilçe örgütü, iki aşiretin yaklaşık 2 bin bireyini Viranşehir'in Ner- gizli Köyü'nde bir banş yemeginde birara- ya getirdi. HEP milletvekilleri SeBm Sa- dak, Nizamertin Toğuç, Naif Güneş, HEP Gene! Başkan Yardıması Feridun Yazar ve HEP tl Başkaru Muhsin MeBk'inde bu- lunduğu banş yemeğine Şanlıurfa Valisi Ziyaettin Akbulut. Emniyet Müdürü Mehmet Cebe ile çok sayıda kamu kurulu- şunun yelkilisiyle birlikte kalıldı. Nergjzli Köyü'nün meydanında yere yüzlerce metre uzunluğunda sofra dizil- miş... Köylü kadınlar bir kenarda. 80 ko- yun ve yüzlerce kilo pirinçten yapılan yemeği hanrhyorlar... Mendanlı aşireti- nin lideri Şaban Mendanlıoğlu yemek te- laşında sorulanmızı yanıtlıyor. Mendanh- oğlu'na düşmanı olan aşirel reisi Tahir Dağdelen'le bir fotoğrafmı çekmek istedi- ğimizi söylüyoruz. "Vallahi tammıyo- rum" diyor. "Düşmammmı tanımıyorum. Ben henüz 13 yaşındaydım, bu kan davası başladı. Bana düşmanımızın Tahir Dağ- delen olduğu söylendi" diye konuşuyor. Şaban Mendanlıoğlu çevresindekilerin şaşkın bakışlan arasında adamlanna emir veriyor; "Bulun şu Tahir ağayı. Tanıyan varsagetirsin." Ancak aşiretindiğer birey- leri de TahİT Dağdekn'i tanıyamıyorlar. Onlar ararken, Şaban Mendanlıoğlu an- lauyor: "13 yaşımdan bu yana aşiretçiliğin ce- zasını çekiyorum. Basil bir mera tartışma- sı yüzünden biz, 32 yıl önce Reşit Ceylan'ı vurunca, Poranlılar da Bilal Tanış'ı vur- dular. İşte ölüm ve korku iki aşiretin bi- reylerinin üzerine bir kabus gibi çoktü. Yaşamımız zindan oldu. İki kardeşimi öl- dürdüler. Hayatımda bir tavuk bıle öldür- memişken iki kcz müebbetle yarplandım. Beş yılım Mardın zindanlannda geçti. Ha- piste bile ölümün korkusuyla yaşadım. Düşmanımı tanımıyordum. Ölümün ne- reden geleceğini biliyordum ama, kimden gelecekti. Bu yüzden mahkemeye gider- ken can güvenliğim için yüzkrçe dilekçe verdim. Düşmanlanmı hiç göremedim. 32 yıldır beni kim, ne zaman vuracak diye korku ve endişe ile bekledim. Bu yüzden milyarlanm gıtti. başıma ne geldiyse aşi- retçılikten geldi..." Nergizli Köyü'ndeki banş yemeginden sonra Şanlıurfa valisi Ziyaettin Akbulut, 32 yıldır öldürmek için birbirkrini kolla- yan ancak hiç tanışmayan Mendanlı aşire- tinin lideri Şaban Mendanlıoğlu ile Poran aşirelinin lideri Tahir Dağdelen'i yan yana getiriyor. îki lider utangaç yüzlerle birbir- lerine bakıyorlar. Utangaçlık ve tebüssüm yüzlerindeki 32 yıllık korkuyu alıp götü- rüyor. Vali Akbulut, onlan el sıkıştınyor. banş için söz verdinyor. ARAYIS TOKTAMIŞATEŞ 28-29 Nisan'ın Ammsattıkları Yakın tarihimize damgasını vuran olgulardan bin, gençlik eylemleri ve bu eylemlerin kimi zaman insanı şaşırtan bir boyuta ulaşan etkileridir. Ancak öncelikle şunu vurgulayalım ki; burada "gençlik" derken, öğrenci gençliği ve öğrencilik statüsünü yeni tamamlamış işsiz gençleri düşünüyoruz. Genç işçiler ve kırsal kesimde yaşayan gençleri tanım dışı tutuyoruz. Zira bunlar çogu kez "aile sorumluluğunu" genç yaşta üstlenmiş olan ve bu sorumluluğun baskısı altında olan insanlardır. Yaşla- rı ne olursa olsun. Osmanlı tarihindeki "suhte ayaklanmalan", yani medrese öğrencilerinin giriştikleri güdümlü bazı eylem- ler, imparatorluğun son dönemlerinde ve işgal istan- bul'undaki Darülfunun öğrencilerinin protesto gösterile- ri bir yana, asıl öğrenci eylemlerini cumhuriyet döne- minde görüyoruz. Bunun nedeni; Mustafa Kemal'in kurduğu cumhuriyeti gençlere emanet etmesi bir yana, her planda gençleri ön plana çıkarması ve politizeetme- sidir. Mustata Kemal'in gözünde gençler, rejimin gü- vencesidir. Ve özellikle 2. Dünya Savaşı sonrasında, çok partili yaşama geçilirken ve Demokrat Parti döneminde, gen- ler bir dizi toplumsal hareketin öncüsü olmuşlardır. Bunlar arasında en önemlileri, Kıbrıs mltingleridir. Ama burada, siyasal iktidarın gençleri yönlendırmeterini de gözardı etmemek gerekir. 27 Mayıs sonrasındaki gençlik eylemleri; getirdikleri ve götürdükleri başka yazılarda ele alınabilir. Ben bu yazımda 28 Nisan 1960'da İstanbul Üniversitesi'nde başlayan ve 29 Nisan 1960'da Siyasal Bilgiler ve Hukuk takültelerinde süren ve değişken bir tempoyla 27 Mayıs 1960 Devrimı'ne dek uzanan gençlik eylemleri üzerinde durmak istiyorum. Zira bir lise ogrencisi olarak ucun- dan-kenanndan katıldığım ve şimdiki öğrenci kuşağı için "otuz yıl önceki tarih" olan "28-29 Nisan", tarihimi- zin dönüm noktalarından birinin başlangıcı olmuştur. Ve aradan otuz üç yıl geçti. Benim de içinde olduğum elli yaş kuşağının ve bizden daha yaşlı olanların unut- maması gereken bir dönemdi o günler. Ve şimdi nere- deyse kimse hatırlamak istemiyor o günleri. Belki de Menderes ve iki arkadaşının dramatik sonlarının sorum- luluğunu unutmak istiyor kimileri. Oysa ki 1961 Anaya- sası, Türk demokrasisine en az otuz yıllık bir ivme ka- zandırmtş ve 12 Mart'ların, 12 Eylül'lerin kazıyamadıkla- rı, çoğulcu bir bilinç oluşturmuştu. Bütün bu gelişmele- rin başlangıcı, 28-29 Nisan öğrenci eylemleridir. Birkaç arkadaşla birlikte Laleli'den Beyazıt'a çıkan yokuşun köşesınde, şimdi yıkılmış bulunan Mlgros'un önünde duruyorduk. Lise öğrencileriydik Okuldan çıkmış, evle- rimize gkjiyorduk. Etrafımızda telaşlı bir heyecan vardı. Üniversitede olaylar olduğu söyleniyordu. Nefes alırken havadaki gerginliğin kokusunu ciğerlerimizde hissedi- yorduk. Derken Fen Fakültesi'nin yanındaki sokaktan kızlı- erkekli kalabaiık bir grubun geldiğini gördük. Elle- rinde "kitapları ve defterleri" gırtlaklarını yırtarcasına, "Diktatörter kahrolsun" diye bağırıyorlardı. Beyazıt'a d«ğru döndüler ve yürümeye devam ettiler. Sonradan emekli bir öğretmen olduğunu öğrendiğimiz yaşlıca bir harnm, yolur» kenarında elinde bir bayrak "... yavrutfr- nm:.," diye bağınyordo. Ben ve arkadaşlafuti. rîeplmîz birden ağlamaya başladık. Gözyaşlannı tcrtamayanla)- âadece biz değildîk. 0ok yakından tanıdığım bir uhlver- stte hocasi yanıbaşımda.'Daha ölmerMfşfctf' diyor ve6 da hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Bu gençler Beyazıt Meydanı'na ulaştıklarında polis ateş açacak ve Orman Fakültesi öğrencisi Turan Emek- siz yaşamını, Hukuk Fakültesi öğrencisi Hüseyin Onur bacağtnı orada yitirecek ve değişik fakültelerden bir dizi öğrenci polis kurşununu orada tadacaktı. Zaten çok kı- sıtlı bulunan özgürlüklere yeni sınııiamalar getirtlmek istenmesi karşısında sıkılan kurşunların yanıtı da 27 Ma- yıs'ta gelecekti. Ah, geçmişin o heyecan, umut ve duygu dolu günleri. Şimdi 33 yıl sonra, buruk bir hüzünle anımsanıyor. Ama büyük usta Nazım Hikmet'in o günü ölümsüzleştirdiği şiirinde dediği gibi, ... Daha gün o gün değil, Derlenip dürülmesin bayraklar. Uzaktan duyduğumuz Çakalların uğultusudur... Ne hazindir ki; demokrasi yolunda elde ettiğimiz tüm kazanımlara karşın, korkarım bugün çakalların sesi çok daha yakınlarda duyulmaktadır. Acaba bayraklar biraz erken mi derlenip dürüldü. Trafîk 10 can aldı •SIVAS (Cumhuriyet) -Sivas'ın Imranlı ilçesindeotobüsile minibüsün çarpışması sonucu 8 kişi öldü. 18 kişi de yaralandı. Dün akşam saat 18.00 sıralannda AB Rıza Çmar yönetimindeki 58 EF 072 plakalı minibüs, İmranh ilçesi yakınlannda, karşı yönden gelen ve asker taşıyan Ahmet Bingöl yönetimindeki 34 JU 270 plakalı otobüşje çarpıştı. Kazada, minibüste bulunan Ali Rıza Çmar, Etem L nsal, Nazmiye Karaman, Bektaş Cnal, Yusuf Karaman, Bektaş Erdemir, Elif Altıııtaş, Elif Erdemiryaşanunı yıürirken, otobüsteki 18 asker yaralandı. Yarahlann Sıvas Numune Hastanesi'nde tedavi altına alındığı bildirüdi. Öte yandan İstanbul Yeşilyurt'ta, bir otomobilin çarpması sonucu devrikn askeri araçtaki astsubay üstçavuş ile bir sivil memur öldü, bin ağır 4 kişi de yaralandı. F-16 döştür piiot kurtuldu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -Müned 4. Ana Jet Üssü'nden önceki gece eğiüm uçuşu yapmak üzere kalkan bir F-16 uçağı düştü. Ankara'nın Kayaş ilçesi yakınlanndaki meskun bir araziye düşen uçağın pilotu atlayarak kurtuldu. Edinilen bilgiye göre önceki akşam, saat 22.30 sulannda Mürted 4. Ana Jet Üssü'nden gece eğitimi amaayla iki F-16 uçağı havalandı. Lıderlik eğitimi yapan uçaklardan, geride uçmakta olan F-16, önündeki uçağı geçerken, kanadı bu uçağın yakıt tankını parçaladı. Yakıt tankeri parçalanan uçak, yedek yakıt tanklannı devreye sokarak, Mürted'e geri dönerken, kanadından yara alan diğer F-16 ise, Kayaş yakınlanndaki meskun bir araziye düştü. Uçağın pilotu ise, düşüşten kısa bir süre önce atlayarak kurtuldu. Alınan bilgiye göre. önceki gece düşen F-16, bugüne kadardüşen beşinci uçak oldu. Türk Hava Kuvvetleri'nin elinde ise halihazırda 110 F-16 uçağı bulunuyor. Etektrîk kesintîsi • ANKARA (Canhuriyet Bürosu) - Kentin elektrik dağıüm şebekesinde yapılacak onanm calışmalan nedeniyle, yanna kadar bazı semtlere elektrik verilemeyeceği bildirildi. Yapılan açıklamaya göre, bugün 09.00-17.00 saatleri arası, Keçiören'c. bağlı, Kuşcağız ve Büyükdere Sokak ile Kanuni Mahallesi 74.; ye 79. Sokak'lara, yarîn da, 09.00-17.00 saatleri arası Mamak İlçesi'ne bağlı Şahintepe MahaUesi 54.88,94,94 ve 114. Sokak'lara elektrik verilemeyecek. DÜZELTME • 24 nisan larihli Cumhuriyet'te A&B Halkla İlişkiler fırmasının Borusan Oto (BMW) ile hizmet sözleşmesini yenıleyeceği konusundaki haberde bir yanhşhk olmuştur. A&B Genel Müdürü Sibel Asna bir açıklama yaparak Borusan Oto ile sözleşmekrinin sona erdiğini, yenilenmenin söz konusu olmadığını beliıtü.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear