22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 29 NİSAN1993 PERŞEMBE 12 DIZIYAZI Hindistanparalanna ne oldu? B,üyük Taarruz öneesitule Milli Savunma Bakam Kazım Özalp ve Matiye Bakam Hasan Fehnü A taç 'ın önerileriyle ve Mustafa Kemal Paşa 'nın emriyleçekildi, geçiciolarak Matiye Bakanhğı 'na devredildi. Paşa bir bölümünü Yunan 'ın Ege 'de yaktığı köylere dağıttı. Harcanan ktsmt zaferden sonra iade edildi Osmanh Bankası 'ndaki bir hesapta korundu. koşulu da "bilginin kaynağVdır. "Hin- distan'dan gelen paralar" konasundaki iddia, Malıye Bakanhğı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdür eski Yardımcısı Alptekin Möderrisoğhı'nun. Cumhuri- yet'in 50. yıldonümu dolayısıyla 1974'te yazdığı "Kurtuluş Savaşı'nın Mali Kay- naklan" adlı kitabmda var. Müderrisoğ- lu bu iddiayı aktanrken iki kaynaktan yararlanmış. Biri Lord Kinross"un "Atatürk" adlı yapıunın 298. sayfası; öteki de dönemin Milli Savunma Bakam Kazım Özalp'in "Milli Mücadele" kita- bı. Lord Kinross'un kitabırun 298. say- fasında bö> le bir bilgi yok. Dipnot yanlış düşülmüş olabilir düşüncesiyle 198. 398, 498, 598 ve 698. sayfalara bakıldığmda i Mûski- rat Yasası tarüşması da uzun süre gün- demde Mec- lis, yasanm uygulanması konu- sunda ülke düzeyinde başan sağlıyor, ışgal alundaki Istan- bul'a söz geçiremıyordu. Ya- sanın • yürürlükte kalmasına karşı çıkan Lazistan Milletve- kilı Osman Özgen söz aldı ve şöyle dedı: "... Bukonudalehvealeyhte bir karar vermeyelim. +Iükü- met bunu araştırsın, yoklasın; on-on beş gün sonra Meclis'e gçlsin. Hep bırlikte düşûnelim ki, hükümeti ve yüce Meclis'i zor durumda bırakmayalım. Çünkü herhangi bir durum be- lirebılir. Biz yasanın uygulan- masını isiersek, kuşkusuz on- lar da bu karara uyacaklardır Eğer kabul etmeyecek olurlar- sa savaş ilan etmemiz gerekir. Efendim ben. Lazistan halkının vekili sıfatıyla üç ka- Birinci TBMM'de en çok tartışılan komdardan biri de Kurtuluş Savaşımıza destek oimak amacıyla Ruslar'm gönderdiği altmlardı.hk döoetn milletvekillefi MecuVûı bahçesinde. deh rakı için savaşa girmeye karar ve- receklerden değilim." Yeni Maliye Bakam Hasan Fehmi Ataç'ın içki yasağının Istanbul'da bir sü- re için kaldınlması önerisi, Meclis'i ka- nştırdı Olaya karşı çıkanlann başında den bağırarak vineliyorlardı. Ulaş, altı- nlann büyük bölümünün Doğu Cephe- si'nde kaybolduğunu iddia edıyordu. Maliye Bakam Saka, açıklamalarda bulundu. Rusya'dan yola çıkanlan altı milyon lira değerindeki 616 bin altının Burdur Milletvekili (şair) Mehroet Akif 400 bini Doğu Cephesine gelmış, 165 Ersoyla Lazistan Milletvekili Necati bini Ankarayaçekilmişti. Gerisidebek- Memişoğlu yer aldı. Milletvekillerinin önergclcn kabul edildi ama, tstanbul'da içki ıçılmoini kimse önleyemedi. Rııs altınları Birinci TBMM'de en çok tartışılan konulardan biri de Kurtuluş Savaşımıza destek olmak amacıyla Ruslar'm gön- derdiği altınlardı. Mustafa Kemal Paşa, Sıvas Kongresi sonrasında. "yardım olanaklannı araş- tırmak" için Hatil Paşa'yı Sovyetler Bır- liği'ne gönderdi. Yiiz bin lıra tutanndakı ilk Rus altınıyla 1920 temmuzunda Moskova'dan aynlan Halil Paşa, iki ül- ke arasında karayolu olmadığı için, bü- yük güçlük çekerek ve Ermeniler'le sava- şarak Nahcıvan'a ulaşabildi (1). Külçe altınlan Karaköse'de Tümen Kamutanı CavitBey'eteslimetti (2).8 Eylül 1920- de Erzurum'a getirilen alünlar, hastane kantannda tartılarak teslim alındı. Yak- laşık 200 kilosu Doğu Ordusu'na aynldı, kalanı Ankara'ya gönderildi (3). Mos- kova Antlaşmasfmn imzalanması ve İkinci tnönü Savaşı'run kazanılması üze- rine göndenlen 30 bin altını da Sovyet- ler'in Ankara Büyükelçisı Mdivani. Mustafa Kemal Paşa'ya sundu (4). Da- lenmekteydi. Yeşiloğlu. ele gcçmeycn allınlann İs- tanbul'a göıürüldüğünü, paraya çev- rildığini öne sürdü. Bakan bu görüşe katılmadı ama, ülkede altın ka- çakçılığı olduğu- nu doğruladı. Çünkü Ankara'- da 540-550 kunış eden altın. Isian- bul'da 650-700 kuruştu. Millet- vekili, hükümetin kaçakçılığa ortak okiuğunu iddia etti. tddıayı reddeden bakan, kaçakçılann ya- kalanıp tstiklal Mahkemelerine Hüseyin Avni Ulaş verikliklerini açı- (Erzurum) klayınca. salonda "bravo" ve alkış sesleri duyuldu. Bau imalar konusunda tek sözcük yok!.. Neden acaba?.. Devlet kuran, bir ülke ve ulus için kel- lcsını koltuğunun altına alıp yola çıkan, bu uğurda genç denecek >aşta canını ve- ren bir insanı suçlamadan önce. iki ko- nuya dikkat etmek gerekir ki. araştırma- nın ilk koşulu da budur! Binncısi; Mus- tafa Kemal Paşa neden zımmetine para geçirsin! Çocuğu yoktu, ailesi geniş de- ğildi; bir tek kız kardeşi vardı. Ona bir cv bıraktı. Gene kardeşiyle manevi kızian. Kazım Özalp (Karesi) Teokratik kesim sözcüleri, günümüz- de bir şarkı tutturmuşlar, "ilk Meclis'e Hindistan'dan gelen paralar ne oldu" dı- ha sonra kuzey komşumuza gideıî İkti- ye şakıyıpduruyorlar. Dokundurma yo- sat Bakam Yusuf Kemal TengirşeııkTe luyla da Mustafa Kemal Paşa'yı bu pa- " "" ' " ralan zimmetine geçirrnekle suçluyorlar. 23 Nisan 1920'de başlayıp 25Ekim 1934'te sona eren görüşmeleri kapsayan Sinop Milletvekili Rıza Nur da dört mil- yon ruble tutannda altın getirdıler. Meclıs'in gizli oturumlannda Erzu- rum milletvekilleri Mehmet Salflı Yeşi- loğiu'yla Hüseyin Avni Ulaş, "Rusya'dan gelen altınlar ne oldu" diye soruyorlar, dört ciltlik ve toplam 3271 sayfalık Gizli Oturum Tutanaklan'nda "Rusya'dan gelen altınlar" tartışmasına yeı yer rast- kürsüye çıkamazlarsa, soruyu yerlerin- lanırken, "Hindistan'dan gelen paralar" Türk Tarih ve Dil Kurumlan'na. tş Ban- kası'ndaki paylanndan gclecek faizin belirli oranlarda böluştürülmesini vasi- yet etti. Tüm mal varlığını CHP'ye bağı- şladı; fsmet Paşa'nın çocuklannın öğre- nim giderlerinin karjilanmasını istcdi (5). Millete 18 yıl babalık. önderlik etti. Bir kez bile yurtdışına çıkmadı. Ülke so- runlannın tartışıldığı. edebiyat söyleşile- rinin yapıldığı akşam sofralanndan baş- ka hiçbir lüksü olmadı. O. parayı ne ya- pacaktı? Vahdettin gibi düşmana sığınıp kaçmayı mı düşünüyordu ki zimmetine para geçirsin? Araştırma yönteminin ikinci önemli da bu bilgiyi görmek olanaksız! 1880 doğumlu Kazım özalp Paşa 1968de 88 yaşında öldü. Oğju Profesör Teoman özalp, anılan iki ciltlik kitabı babasmın vasiyeti üzerine 1970'te yeni- den düzenledi. Ve "Milli Mücadele" adlı yapıt. 1971'de Türk Tarih Kurumu'nca basıldı. Kilapta "Hindistan Parolası" dıye bir anlatı yok. Sadecc "Taarruz Ha- zırlıklan" başlıklı bölümde 233. sayfada şu bılgi var: "...Mustafa Kemal Paşa, Bakanlar Kurulu'nda taarruz görüşleri- mızı açıkladı. Fevzi Paşa ile ben geniş bilgi verdik. Mustafa Kemal Paşa durumu bir kere daha özetle- dikten sonra, ba- kanlann göriişle- rinin ne olduğu- nu anlamak iste- di. Hemen bütün bakanlar verilen bilgiye göre taar- ruz etmek gerek- tiğini bildirdiler. Son hazırlık için 600 bin liraya ihtiyaç vardı. Maliye Bakanı Hasan Fehmi Bey'e başvurdurn. Görü- nürde ödenek vardı, fakat maliyenın ka- sasında para yoktu. Çok zor durumda kalmıştık. Maliye Bakanı bir çare bula- mayacağını anlayınca kesin olarak be- lirtti. Mustafa Kemal Paşa'dan, Os- manlı Bankası'nda adına korunan para- dan 600 bin lira verilmesi için izin iste- dim. Bankaya emir verdi, parayı aldım. Son eksiklıklerimız de giderildi. (...) Mustafa Kemal Paşa, Fevzi Paşa ve îsmet Paşa ile yaptığımız görüşmeden sonra 26 ağustos tarihinde büyük taar- ruza başlanmasını kararlaştırdık." (6) Müderrisoğlu. "Hindistan'dan geîen paralar"la sonucıma iu'şkin bilgileri kita- bında özetle şöyle anlaüytjr: "Osmanh fmparatorluğu 1. Dünya Savaşı'na gjrince. padişah ve Halife Mehmet Reşat, 13 Kasım 1914'tedünya Müslümanlanndan yardım istedi. Çok sayıda Müslüman Arap ülkesi İngıliz- ler'le işbirliği yaptı, Arap yanmadasın- daki Türk bırliklerini arkadan vurdu. "Dünya Müslümanlan içinde halifeye bağlılığıru bildirenlenn başında Jngiliz sömürgesi Hindistan geliyordu. Merkezi Bombay'da bulunan Hindistan Hilafet Komitesi'nin (Indian Commitee of the Caliphate) açtığı yardım kampanyası, Hint Müslümanlan arasında -özelh'kle fakir ve orta sınıf- büyük ügiyle karşılan- dı. 125 bin fngiliz Lirası An- kara'ya gönderildi. Para, Ma- liye Bakanlığı ve Hazine kayı- tlanna girmedi. Mustafa Ke- mal Paşa'nın emrinde durdu ve Osmanh Bankası'nda ko- rundu. Kurtuluş Savaşı'ndan önceki mali sıkıntıya karşın paraya el sürülmedi." "Büyük Taarruz öncesinde Milli Savunma Bakanı Kazım özalp ve Maliye Bakanı Ha- san Fehmi Ataç'ın önerileriyle ve Mustafa Kemal Paşa'nın emriyle bankadan çekildi. geçi- ci olarak Maliye BakanlığYna devredildi. Paşa bir bölümünü Yunan'ın Ege'de yakıp yıktığı köylere dağıttı (cephe komu- tanlığı aracılığıyla). Paranın harcanan kısmı büyük zafer- den sonra iade edildi ve Os- manlı Bankası'ndaki bir he- sapta topluca korundu." "Hint Müslürnanlannın gönderdiği para, Hıristiyan or- dulannın yakıp yıktığı yerler- deki Türk Müslümanlan için kullanıldı." "Mustafa Kemal Paşa'nın, halifeliği kaldıracağı zaman Müslümanlannın gönderdikleri Mehmet SalMı Yeşfloğlu (Erzumm) Hint paralann amaç dışında kullanıldığı yo- lunda ileri sürebilecekleri ıtirazlan hesa- ba katarak. ihtiyatb davranmak istediğı anlaşılmaktadır Büyük zaferden sonra gönderilen paradan harcanan kısım Ma- liye Bakanhğı taraftndan iade edllerek, paranın tümünün bir hesapta toplan- ması da ihtiyatlı davranışın son halkası olmaktadır." Iş Bankası "Bu durum, Mustafa Kemal Paşa'nın Hindistan Hilafet Komitesi'nin gönder- diği paralan gerektiğinde geri yollamayı düşündüğünü ortaya koymaktadır." "Söz konusu para bir süre sonra, Tür- kiye'nin ekonomik hayatında büyük hizmetleri ve katkılan görülecek olan Türkiye Iş Bankası'nın kuruluş serma- yesi olarak kullanılmıştır." Atatürk'ün anılan bankadaki payı %27'ydi. Bankaran kurucusu ve ilk ge- nel müdürü Celal Bayar'dı Bayar, 27 Ağustos 1984'te genel müdürlüğünü zi- yaret ettiği bankanın nasıl kurulduğunu anlattı. fakat nedense "'Hindistan'dan gelen paralar"dan hiç sözetmedi! Oysa o da dönemin iktisat bakanlanndandı. Yarın: Meclis'in rfvri dlllileri MYNAKÇA: (1): tstiklal Harbi'nde BotşenkkrTe seİtiz tty • ünûvar, Veysel (2): Atatürk Aaadohı'da - Bıyıkoğbt, Tevfik (3): Istiklal Harbimiz - Karabekir, Kazvn (4): Türk Kurtuluş Savaşı Kronohjist • Jaesechke, Gottand'tan aktaran Müder- risoğlu, Alptekin - "Kurtuhtf Savap'mn MaB Kaynaklan" (5): Meydan Laromse - cüt: 1. (6): "MUB Mücadele" - özalp, Kazım. Ânchmız, karanlığa yer yok O N B I N L E R İÇİN YA2Pİ Korktular, korkuttuk onlan... Kustuklan kin, nefret, pislik batağında çırpınıp duruyorlar hâlâ. Oysa boğuklular, boğulu- yorlar kendi batakhklannda. Bunun farkında değiller... Işte böyle... Sen Gazi Paşa'dan ve diğer kuvayı milliyecilerden oluşan toplulukta eminim yin- he biz aydınlatmanın yoUannı anyorsundur. Biz de senın yok- luğunu gün geçtikçe daha bir duyumsayarak, acımız tapteze, yaşamaya devam ediyoruz... Sevgiler sana ve ordakilere... B.AIİ Gözümüz, kulağımız seninley- di. Ne kadar doğru ve güzel dü- şündüğünü, dürüst olduğunu bilirdik. Severdik,çok severdik, çok güvenirdik. Ama bu kadar çok sevenin olduğunu öğren- memiz için aramızdan ay- nlmam mı gerekiyordu? Bizler yaşadıkça, ilkelerin ve sen ya- şayacaksın. RO. Senin şahsında tüm insanhk sana karşı yapılmış insanhk suçlanru lanetliyor. Ayşe Yıkhran Kardeşim, içimdesin. Seni müzı- ğimle yaşatacağım. Mehmet Ateş Sen ölmedin bizim bevinleri- mizde kalplerimizde yaşıyor- sun seni öldürenler veya öldür- tenler gün olacak kendilerinden korkacaklar. Ama (sen) ve se- nin gibilerinin bu vatana ve bu millete, mumlanmıza ihtiyacı var... M.Erydmaz L'tanıyorum. A.Muirat Oörter Demokrasi ve laiklik mücade- len geleceğin Türkiyesi'nde de- vam edecek. Sana ve bütün devrim şehitlerine sözüm olsun. Bu ülkede karanlık böcekleri emellerine ulaşamayacaklar. Türkiye çağdaş dünyada yerini alacak. Biz Pir Sultan Abdal Kültür ve Tanıtma Derneği plarak Demokrasi ve laiklik mücadelesinde. mücadeleni yükselteceğiz. Örümcek kafab- lar tarihin karanlığına. Yaşasın Demokrasi. Gazi Aslan Onurlu bir şekilde yaşadın. Al- çakça katledildin!... Son yolcu- luğunda. son görevini de en iyi şekilde yaptın. Silkindik!.. Keş- ke bedeli bu kadar ağır olma- saydı ya da keşke görebilseydin ya da keşke biz bu denli ağır be- deller karşısında sağduyusu. uyanan bir ulus olmasaydık. Çok üzgünüm. Buket Güreli Sevgili Uğur abimize, laikliğe ve cumhuriyeti koruyan bu in- sanlar ölmedi ve öldürülmeye- cek. Bu olayı şiddetle kınıyo- rum. Katillerin bulunup en iyi şekilde cezalandınlmasını isti- yorum. Emine Sözen SÜRECEK Ortlar toz bile değil Atatürk 'üm birer satıbntş, Birer ayrüc otu, bin türlü hıyanetle yalan Birer kara diken, sıtmah çirkefte kamış. Biz vaktığın meşaleviz nygarıık yolıtnaa Uçâcağız şirnşek gibi ülkunü duyaraktan Andımız, yer yokkaranlığa Anadolu 'da. Bölemevecek bizi hiç kimse, hiç bir kuvvet Kara sâkal, kara takke, boşluğa inanan. Sen vatansın Atatürk'üm,senhürrivet!... Hattm Yağcnğlu ÇALIŞANLARIN SORULARI SORUNLARI YILMAZ ŞIPAL "İşyeri Iflas Ederse" S 1- 1986 yılmdan bu yana bir işyerinde sigortalı olarak çalışmaktayım. tşe girdiğhnden bugûne kadar işveren aylık \e dört a\lık bildirge >e bordrolan Sosval Sigortalar Kunımu'na dfizenli olarak vermektedir. Ancak 1989 yılı ekim ayı- ndan bu yana bildintiği prim tutariannı ödememektedir. Bu durum emekliliğiıni etkiler mi? 2- Böyle bir işyeri iflas ederse, aylık bfldirgeler ve dört aylık bordrolar verilmiş oba da, prim borçlannın ödenme- miş oiması çaltşan sigortalmın emekliliğini olumsuz yön- de etkiler mi? 3- Emekli aylığnun hesabında şu anda uygulanan ölçü nedir? Son beş yılın ortalaması mı, yoksa bütün sigorta ,. primi ödenmiş toplam sürelerin ortalaması mı? 4- Askerlik görevimi 1968'de bitirdim. İlk sigortalılı- ğım 1969 yıiında başladı. Bu durumda askerlik borçlan- masmın bana bir yaran ohır mu? Ş.T. YANIT: I- Sosyal Sigortalar Yasası ile Sosyal Sigortalar Işlemle- ri Yönetmeu'ği'nin öngördüğü bildirge ve bordrolan kuruma ve- rip sigorta primlerini geç ödeyen ya da hiç ödemeyen işverenlerin faturası sigortalıya çıkanlmaz. Primlerin ödenmemesi durumunda Sosyal Sigortalar Kurumu işverene, "Amrae Alacaklannın Tahsili Usulü Hakkmda Ka- nun" hükümlerine göre işlem yapar. Prim bildirge ve bordrolann veriüp primlerin ödenmemesi, emekliliğinizi etkilemez. Kaldı ki,"Yönetmelikle tespit edilen bel- geleri işveren tarafmdan verilmeyen veya çabşüklan kurumca tespit edilemeyen sigortahlar, cahştıklannı hizmetlerinin geçtiği yıhn sonundan başlayarak 10 yıl ıçerisinde mahkemeye başvura- rak alacaklan ilam ile ispatlayabilirlerse, bunlann mahkeme ka- rannda belırtılen aylık kazanç toplamlan ile prim ödeme gün sayılan nazara alınır." 2- İşyerinin iflası durumunda prim bildirge ve bordrolanrun usulüne uygun venlmesi koşuluyla sigortalının haklan geçerlidir. 3- 22 Mart 1993 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 3869 sayı- lı yasa ile yaşlılık aylığı bağlanması için esas alınan kazanç ortala- masının son 10 takvim yıhna göre ve kademeli olarak uygulan- ması öngörülmüştür. Bu uygulama 1993 yıiında bağlanacak ayhklann hesaplanma- sında son 5 yıl, 1994 yıiında son 6 yıl, 1995 yıiında son 7 yıl, 19% yıiında son 8 yıl, 1997 yıhnda son 9 yıl ve 1998 yıiında ise son 10 yıhn prime esas kazanç ortalaması esas ahnacaktır. 4- Askerlik borçlanmalannda "borçlandınlan sürenin karşıhğı olan gün sayısı sigortahnın prim ödeme süresine katılır. Ve "sigor- tahlığın başlangıç tarihinden önceki süreler için borçlandmlma halinde sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlandınlan gün sayısı kadar geriye götürülür." Askerlik borçlanması sigortalılık başlangıanı (askerlik süreniz iki yıl ise) 2 yıl geriye götürecek ve sigorta başlangıcınız, 1966 yılı olacakür. Aynca 2 yıM (720 gün) süre bağlanacak yaşlılık aylığı oranını en az yüzde 3 oranında arturacaktır. AMCARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Riyad Mahluf'la Söyleşi (3) Sllahımız Bilgiydi... Tunuslu Riyad Mahluf'la ilgili söyleşiyi yazarken, Mül- kiyeliler Birliği Başkanı Prof. Alpaslan Işıklı aradı, özetle şöyle dedi: - Tunuslu Riyad Mahluf'la ilgili olarak, "biz ne yapabi- liriz?" diye düşündük. Üyelerimiz bize soruyorlar; bu olayla ilgitenmemizı istiyorlar... Alpaslan Işıklı, Birleşmiş Milletler Türk Derneği Baş- kanı Prof. Cahit Talas'la konuşacağını söyledi. BM Türk Derneği Başkanı Cahit Talas'ı ben de aradım, arkadaş- larıyla toplantı yapacağını, konunun üzerine eğilecekle- rini bildirdi. Türkiye'de şimdi herkes, Cumhurbaşkanlığı kulisle- riyle mi uğraşıyor? Süleyman Bey, Çankaya'yatrmana- cak mı, sonra ne olacak? Gazeteler, radyolar, televiz- yonlar buna çalışıyor. Tunus'ta demokrasi savaşımı veren bir demokrat genç, Riyad Mahluf da, Kırklareli Cezaevi'nde tutuklu bekliyor! Kendisinin niye cezaevine konduğuna şasarak. Riyad Mahluf, Türkiye'den sığınma hakkı istedi, kabul edilmedi. Bunun üzerine, Birleşmiş MillerJer'in Türkiye'deki bürosuna başvurarak, kendisl- nin demokrat bir ülkeye gönderilmesini istedi. Ülkelerin- de demokrasi savaşımı verenler, başları derde girdiğin- de, Avrupa'nın demokrat ülkelerine gidebilmişler, orada ülkelerindeki faşizmin sona ermesini beklemiş- lerdir. Türkiye'den nice aydın, 12 Eylül faşizmi dönemin- de, Avrupa'larda barınıp, yasamını sürdürmedi mi? Tunus'ta şimdi Zeynel Abidin Bin Ali yönetimi var. Ri- yad Mahluf da, Türkiye'yi bir Avrupa ülkesi sandığı için buraya gelmiş, Tunus'un isteği üzerine cezaevine kon- muştur. Riyad Mahluf'la konuşurken, ülkesinin bir de- mokrat aydını ile konuştuğunuzu anlıyordunuz. Karade- niz'den gitmiş, bilmem kaçıncı göbek bir dedenin toru- nu. Oral Çalışlar'la birlikte, onu yakından tanıma amacıyla, Kırklareli Cezaevi'negitmiştik. Elimizde, Ada- let Bakanhğı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Zeki Güngör'ün imzasını taşıyan "görüşme izin belgesi" var. Adalet Bakanı Seyfi Oktay, olayın üzerinde titizlikle dur- makta. Bunu biliyorum. Riyad Mahluf, okullan bitirip elektroteknik mühendisi olduktan sonra, Suudi Arabistan'da, Mekke'de üç yıl ça- lıştığını anlatıyor. Burada soruyorum: - Hacı mı oldunuz? - Yooo, çalıştım mühendis olarak. 1983'te döndüm. Suudi Arabistan'dan materyaller aldım. - Nasıl materyaller? - Benim uğraşım elektroteknik. Video film gibi mater- yaller aldım. Tunus'ta bir video kulübü kurdum. Bu bü- yüdü. Çok adam çalışıyordu. Bu video kulübünü bırak- tım. Bir dükkan aldım; çocuk mağazası, çocuk giysileri, araba.. Her şey çocuk için. Çalıştım, daha iyi bir dükkan aldım, şimdi mühüriü. - Fransa 'da okudun mu? - Bilgisayar öğrenimi gördüm orada. Sonra, Tunus'a dönerek okulu bitirdim. - Evli misin, çocuMann var mı? - Evliydim, ama boşandım. Eşimi orada rahatsız etti- ler. Bir kizım var, adı Şeyma. t Senin durumun, Türkiye 'de, hükümette konuşuluyor. Hükümetten ne bekliyorsun? - Hükümetten çok çabuk karar vermemesini bekliyo- rum. Acele bir karar veriyorlar, yanlış bir karar veriyor- lar ve bir hayat gkJiyor! - Ivedi işe şeytan mı karışır? - Anlamadım. (Gülüşmeler, sonra sözüm Arapçaya çevriliyor) Yani bu işi biraz incelemek gerek. Çünkü, eğer acele davranırlarsa... - Yine burada, Türk mahkemelerinde yargılanmak is- tiyor musun? - Tabii, öyle olmalı. Bir kişinin suçu varsa, mahkeme- ye çıkmalı! Oral Çalışlar alıyor sözü: - Sen siyasi olduğunu iddia ediyor musun? -Tabii. - Siyasisin ama, örgütünü açıklamıyorsun! - Avukatım Burhan Apaydın açıklarsa açıklar. Çünkü o, sizin hukukunuzu daha iyi biliyor. Benim yasamım yö- nünden bir sakıncası yok. Ama, ben bir kişi değilim. Başka insanlara kötülük edebilirler. Eğer ben Tunus'a dönersem çok kötü olacak... Sözü ben alıyorum, soruyu yani: - Tunus ta demokrasi yok? - Hiç yok. Eğer demokrasi olsa, bu dosya burada olur muydu? Tunus'ta siz benimle bu konuşmayı yapsanız, gazeteniz kapanır! - Biz de yaşadık, Türkiye de o dönemleri. Sizin örgütü- nüz ne yapıyor? Ne yaptı? - Demokrasi için çok, çok şey yapt. - Şimdi yapıyor mu? - Şimdi durduk. Çünkü, bütün materyalleri aldılar. Bi- raz önce söyledim: Suudi Arabistan'dan geurdiğimiz materyallerte (video, kaset) gerçekleri banda alıp, halka göstermek, yaymak işini yapıyorduk. Silahımız bilgiydi. Başka bir şey yapmıyorduk. Broşür, doküman, kaset Çok güzel bilgisayarlarımızı aldılar, Fransa'dan getir- miştik, her şeye el koydular. Benim kendi malıma el koydular... BULMACA 1 2 3 4 5SOLDAN SAĞA: 1/ Necati Cumalı'nın bir tiyatroyapıtı. 2/Gereğin- den çok yemek yiyen... Ankara'mn bir ilçesi. 3/ Tabut... Evrensel alıcı olan kan grubu.. Kenar süsü. 4/ tnce bir halatın ucuna kurşun parçası baglanarak yapılan bir çeşit kırbaç. 5/ Noneçli kâşif Thor Heyerdahl'ın, eski Mısırlılann Ame- rika'ya gittiğini kanıtla- mak için papirüsten yap- tığı ve ikinci seferinde başanya ulaştığı teknenin adı... Engel. 6/ Avrupa'da bir başkent... Şaşma behrten bir ünlem. 7/ Eylerrueri olumsuz yapmakta kullanılan ek.. Kuzgunkılıcı da denilcn, sivri yap- raklı bir süs bitkisi. 8/ Bir tartı biri- mi... Sıkınü verme, üzme. 9/ Çö- zümlemeli. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Joseph Conrad'ın, dılimize de çevrilmiş ünlü bir romanı. 2/ Yün- den dövülerek yapılan kalın ve kaba kumaş... Ergenekon'dan çıkışlannda Göktürklere yol gösteren dişi kurt. 3/ Uzun tüylü bir süs köpeği... Kalayın simgesi. 4/ Şarkı, türkü... Genellikle büyük yerleşim merkezlerinin üzerinde toplanan kirli hava. 5/ Soyundan gelinen kimse... Dili tutulmuş, konuşamaz hale gel- miş. 6/ Yapımı tamamlanmış bir eşyarun üzerindeki deri kın- şıklıklanru gidermeye yarayan ve ısıtılarak kullanılan araç. 7/ Bir zaman birimi... "Hak söyleyen evvel dahi menfûr idi gerçi/ Hainlere amma ki — yeni çıkü" (Ziya Paşa). 8/ Eski boyalan. ve paslan çıkannakta kullanılan çehİc araç...Dinyeper Irmağı'- nın Karadeniz'e döküldüğü noktada Osrnanhlar tarafından yapılan eski Türk kalesi. 9/ Işın... Haberci.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear