25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 21 NİSAN1993 ÇARŞAMBA 14 DIZIYAZI Berlin'denAnadohıVuizlemek TALAT PAŞA DAVASI Dilek Zaptçıoglu I stanbul'u terk eden tttihat ve Terakki liderleri. 1918 yılının kasım ayı başında Berlin'e var- dıklannda Almanya için de ta- rihte yeni bir sayfa açılıyordu. Savaş kaybedilmişti. İngılîz- lerle Franstzlar. 8 ağustosta büyük bir tanklı taaruz başlatmış, Amiens ya- kınlannda Alman cephesini yarmış vc Ka>7er"in ordulannı ulkenin içlenne ka- dar püskürtmüşlerdi. Alman ordusunun başındakı gcneraller Hindentarg ve Lu- derdorfT bu son yenılgıden sonra savaşın kazanılamayacağını anlamışlardı. Savaş yine de yurtta seferberlik havası içinde eylül ayıran sonuna kadar sûrdü- rüldü. Genelkurmay Başkanı Luden- dorfî. 28 Eylül 1918de Amerikan Baş- kanı Woodrow VVilson'a. ünlü "Ondört Maddelik Program"ı çerçevesinde ateş- kes ve barış isteyen bir mesaj gönderdi. Savaşı on ıkıyı çeyrek geçeye kadar sürdüren ve yurtiçindeki "zafer" ha- vastnı ayakıa tutan genelkurmayın banş önensı. Almanya'da şpk etkisi yapıyor- , du. İç muhalefetm baskılanyla 3 ekimde sahne olan Batılı Berlın'de Reichstag'da ılk kez demokra- kentlerden biriydi. tik bir hükümet oluşturuldu; başına Prens Max von Baden getirildi. Amenkan Başkanı NVilson, artık yalni7 Almanya"nın kayıtsız şartsız tes- lim olmasını. işgal ettiği topraklann ıa- desini ve yüklü bir tazmınat lalcp etmi- yordu. Aynı zamanda. "Monarşik siste- mi yıkıpdemokrasıye geçin" diyordu. Almanya için dünya hegemonyası kurmaya çabalayan. kendini dört yıl ön- ceki İstanbul ziyaretinde "Müslüman- lann hamisi" ilan eden ve Sultanahmet'e bir çeşmc dıkip giden Kayzer ^ilhehn tahtım tcrk edip kaçıyor: Almanya'da ilk kcz demokratik bir cumhuriyet reji- minin >olu açılıyordu. İltihat ve Terakki liderleri ülkeden aynldıktan iki gün sonra. 4 kasımda Al- manya'da büyük bir halk ayaklanması patlak verdi. Hükümetin temsiknsi Matthias Erzberger liderliğindeki Al- man delegasyonu 11 Kasım 1918'de ateşkes antlaşmasını imzalayıp Birinci Dünya Savaşfnın altına nokta koyar- ken Almanya'da monarşi bir daha geri gelmcmek üzere yıkılmıştı. Alman tari- hine "Kasım Devrimi" olarak geçen ayaklanmalar sonucunda iktidar sosyal demokratlara ve liderleri Friedrkh Ebert'e. ulkenin dört bir yanında Sovyet modeline göre kunılan "tşçi ve Asİcer lin'de, Kasım 1918'- Konseyleri"ne geçti. Komünistler Ekim den Mart 1921'e ka- Devrimi'ndcn saçılan kıvılamlann Al- man gökyüzünü de aydınlatacağına yü- rekten ınanıyordu. Ama sosyal demokratlar Almanya'da Sovyet tipı "proletarya diktatörlüğü" değil. Batı tipi parlamenter demokrasi hedeflıyordu. Berlin'de 16-20 Aralık 1918 tanhlerinde toplanan konsey dele- gelen, Sovyet sistemini reddederek oy- lannı ycni bir millet meclisi seçiminden yana kullandılar. Böylece Almanya'da 1933'dc Hitler'in iktidara gelişiyle nok- talanacak olan Weimar Cumhuriyeti'- nin temelleri atıldı. Savaş sonrası Almanyası'nda "Erme- ni katlıamlan" geniş bir kamuoyu bul- muştu. Osmanlı lmparatorluğu'nda bu- lunup gen dönen Almanlar yazdıklan kitaplar ve basın yoluyla "Ermerü mese- lesi"ne dikkat çekmişlerdi. Alman yö- netimı, zamanında katliamlara seyirci kalmakla suçlanıyordu. İşte 1921de Berlin'de Talat Paşa da- vasına bu koşullarda bakılacaktı. Sanığın beraat etmesi, Alman yönetimi- nin bir tür "'kendini temize çıkaıma ha- rekatı" olacaktı. Birinci Dünya Savaşı 1918 yıhnın kasım ayında ardında 8.5 milyon asker ve 13 milyon sivilden oluşan bir kayıplar ordusu bırakarak sona erdi. Osmanlı nan, salgın hastalık ve açlık ölen sıvil halk oluşturuyordu. Talat Paşa savaş sonrası siyasi dönü- şümlerle çalkalanan Almanya'nın baş- kenti Berlin'e iştc bu en hareketli günle- nnde geldi. 1918 yılı sonunda savaşın yol açtığı sefalet, işsizlik. genel grevler, so- kak çatışmalan, komünistlerle sağ milis- lerin mücadelesi günlük hayatın olağan parçasıydı. Berlin'de can güvenliği yok- tu. Almanya çalkalanırken Talat Paşa'- nın tüm dikkati Anadolu'da Mustafa KemaTin başlattığı mücadeleye ve ken- disinin memleketin gcleceğinde oynaya- cağı role çevrilmişti. Eüver, Talat ve Cemal Paşalar bilındi- ğı gibi savastan sonra ülkeyi kurtarmak için çeşıtli planlar kuruyor: ittifaklara yöneliyorlardı. Bir yandan Batı Avrupa devletferiyle öte yan- ı ^ dan Rusya'yla temas- \J. ~° larda buîunuyorlardı '. f * J? " Berlin o günlerdc aynı zamanda Bolşe- viklerin propaganda faaliyetine en yoğun İttihatçılar Alman- ya'ya geldıkten sonra Berlin'in güneybatısın- daki Postdam kenti yakınlanna, unlulenn sayfıye yeri olan Neu- babelsberg'de bir vil- laya yerleştiler. Bu mekanın onlara Al- man yetkiülerce geçi- ci olarak tahsıs edıldi- ği ihtimali güçlüdür. Enver Paşa memle- ketten aynldıktan sonra Rusya'ya geç- miş; türlü maceralar- dan sonra 4 Ağustos I922'de Doğu Bu- hara'da. Pamir dağ- lannın eteğindeki Abiderya köyünde Kıalordu'yla çatış- mada ölmüştür. Ce- mal Paşa ise ondan iki hafta öncev 21 Temmuzl922'deTif- lis'te Ermeni sui- kastçılar tarafından öldürülmüştür. Talat Paşa ise Ber- dar iki buçuk yıl ya- şadı. tlk önce oturdu- ğu Neubabelsberg; Berlin'in güneybatı- sında, Nuthe ırmağının Havel neh- rine dökûldüğü bir göller bölgesinde yer ahr. O günlerde kim- se Almanya'nın çok geçmeden ikinci bir savaş başlatacağını; dünya egemenliğine doğru atacağı ikinci adımın da çok daha büyük kayıplara ne- alat Paşa bir örgüt adanuyth. Hayatım siyasetten ayn düşünemiyordu. Ama onu Berhn'de olup Nten içpotitik getişmelerden çok, ülkesinin duruntu Ugilendiriyordu. Mustafa KemaVin Anadolu 'daki başarüaruu iztiyor; dönüp ulkenin kaderiniçizmeye ortak olacağıgünû beklerken boş durmuyordu. nedeniyle mamen değişen Berlin'de Hardenberg Sokağı 4 numaradd bugün o ev artık durmuyor. Yerinde 1950'lerden kalma bir bina; içindeyse Berlin'in en büyük ki- tapçılanndan biri var artık. Savaş sonrası Berlın'inde sokak. siyasi arena kadar harekeıliydi. Ekim Devri- mi'nin coşkusu esiyordu. Komünistler küçük de olsa dikkat çeken. aktıf bir top- luluk oluşturmaktaydılar. Spartakistle- rin liderlerinden Karl Liebknecht. Talat Paşa'nın oturduğu Hardenberg SokağY- nın az ötesinde. Tiergarten Parkı'nda halka aıeşli söylevler çekiyordu. Savaşın faturası her zamankı gibi işçi- ye ve çalışana, yoksullara gkmıştı. 1919'un başından itibaren enflasyon almış başmı gidiyordu. Halkın belini bü- ken enflasyon yurtdışına giden htihatçı- lann ve bu arada Talat Paşa'nın elindekı Hans OswaW şöyle tarif ediyordu: "Talan. yağma ve kavgalar; gösteri ve çatışma; rüşvet, karaborsa, a$hk, yok- sulluk ve vıırgun; keyif ve eğlence düş- künlüğü. ahlaki çöküntü, dinsel inançsızlık, batıl inançlar. fal ve büyü, kumarbazlık ve fuhuş Berlin'de almış başını yürümüştü." Talat Paşa bir örgüt adamıydı. Ha- yatım siyasetten ayn düşünemiyordu. Ama onu Almanya'nın başkentinde olup bıten iç politik gelişmelerden çok. uzaktaki ülkesinin içinde bulunduğu üzücü durum ugilendiriyordu. Berlin'e geldikten sonra Mustafa Kemal'in Ana- dolu'daki başanlannı izliyor dönüp tek- rar ulkenin kaderini çizmeye ortak ola- cağı günü beklerken boş durmuyordu. Kendısine •Mehmet Sai" adıyla bir pasaport çıkartmıştı. Öldürüldüğünde ise üstünden "Sali Ali Bey" adına bastınlmış kartvizitler çıktı. Kimliğini gizlemeyi gerekli görmüş, ama evinde oturup saklanmamıştı. Kansı Talat Pa- şa'nın Beriin'de sokak çatışmalannın doruga çıktığı günlerde bile alışkanlık- lannı sürdürdüğünü: dışan çıkmaktan korkmadığını anlatıyordu. Ölümünden önceonunlagörüşen tngi- liz ıstihbarat ajanı Herbert Aubrey 1924te yayımladığı ve "Ben Kendim" adını verdiği anılannda Talat Paşa'yla tstanbul'da geçen bir konuşmasını ak- tanr. Ona "Oldürülmekten korkuyor musunuz" diye sormuştur. Talat Paşa lantılanndan biriydi. 1936'da Stalin'in temizleme harekatında "Sovyetler Birli- ği'ni çökertmek için Tıoçkist komplo kurmakla" suçlandı. tutuklandı ve gös- termelik bir mahkemede on yıl ağır hap- se mahkum edildi. Radek'in 1939'da bir toplama kampında veya hapishanede öldügü tahmin ediliyor. 1941'de Sovyet- ler Birliği'nde Radek'in hala yaşadığ^ ve Almanya'da anti-faşist direnişi örgütle- diği yolunda rivayetler çıktı, ama karu- tlanmadı. İıtıhatçılann Moskova bağlantısı Karl Radek. 1988'de Gorbaçov'un 'pe- restroika'sı sayesinde Yüksek Sovyet Mahkemesi'nce aklandı. Radek'le en yakın ilişlciyi sürdüren Enver Paşa'ydı. 1919'da Cemal Paşa'ya yazdığı bir mektupta Radek ile şu nokta- lar üzerinde fıkir birliği sağladıklannı anlatır "tslam milletlerinin kurtan- Iması: Avrupa'nın emperyalist kapitaliz- mine karşı sosyalistlerle işbirliği; kurtan- lan milleüerin dinine kanşmamak kaydıyla sosyalizmin kabulü." Enver ve Cemal Paşa'lar, "Türk ve tslam aleminin kurtanlması hususunda" çahşır ve Moskova'yla bağlantıyı sürdü- rürken Talat Paşa ölümünden önce, "Bolşevik sevdası"ndan vazgeçmişti. tttihat ve Terakki'nin Suriyeli mebus- lanndan Enür Şelüp Arslan'ın hatıratı- nda yazdığı üzere "Talat bir vakitler kendi reyi ile Bolşeviklere rrieyletmişti. Bolşevik şeflerinden Radek'le samimi görüşmeler yapmış ve onlarla beraber çalışmaktan hayır ummaya başlamıştı. Bu mevzuu nefsinde o kadar işledi ki Mos- kova'ya gitrneye bile karar vermişti." Şe- kip Arslan, Talat Pa- şa'yı öldürülmeden önce gördüğünde bu görüşlerirun değişmiş olduğunu anlar. Ta- lat Paşa son günlerin- de şöyle konuşur. "Bunlar (yani Bol- şevikler) Müslüman- lara hürriyetten, is- tiklalden ne vaadet- mişlerse hepsiai boz- muşlar. Yeni baştan çarlığın eski siyaseti- ne başladılar." Sa\aşsonraaBerün'de sokak, siyasi arena kadar hareketliydi. 1919>dıocaka\mda'Spartakistler'sosyaldenıokjTit- 1920'knn başında lann\aymoı^anı4teri*(\oiMaerls)gazctesiraiş^aletnıiş,barikatlarkunnuşlardı. Bukarçaşaortamı içinde Talat ? a . . a 5 a Z^^î Paşa'şinKİi yıkılmışolan Hardenterçsokağındaki 4110^binayıAnadohıu^ irtibat bûrosuhalinedönöştünnüştü.(altta) L° eski Syasrtkîe'" - , . . başladığıru görmüstü. Sovyetler Birliği*- şoyle cevap verm.ştır: ^ 7 0 ^ ^ v l k1 ım a s ı n da bir zamfn- Hayat zaten yetennce zor. k.ş, bır de . . ^ y £ .^^ v a a { ^ ^ olumden korkmaya başlarsa yuk artık ^ k k d h l h POLTTIKAVEOTESI den olarak-geri tepeceğini ve Postdam ın Almanya'nın kaderini uzun vadeli et- kileyecek bir anlaşmaya mekan ola- cağını tahmin edemezdi. Talat Paşa'yla beraber ülkeyi terk eden tttihatçılar da bir süre Berlin'in 50 km. uzağındaki Neubabelsberg'de kaldılar. Talat Paşa burada uzun süre dunnadı; Berlin'in merkezine taşındı. Kansı Hayriye Hamm'la birlikte Char- lottenburg'da, Hardenberg Sokağı 4 nu- marada, birinci katta kendine tahsis edi- len 9 odah geniş bir evde oturmaya baş- ladı. Talat Paşa'nın evi yalnız Almanya'- daki değil, onu ziyarete gelen Avrupa'- İmparatorluğu 2 milyon 850 bın askerle daki eski Jön Türklenn buluşma yen girdiği savaşta toplam 975 bin kayıp ver- oldu. di. Kayıplann çoğunu: savaşta yarala- Haritası İkinci Dünya Savaşı'nda ta- paralann değerlenmesıne yol açıyor: bu sayede orta halli bir hayat sürebiliyor- lardı. 15 Ocak 1919'da Spartakistlerin başı- ndaki Kari Liebknecht ve Rosa Luxem- burg sağa milislcr tarafından öldürül- düler. Spartakistlerin ocak ayında hızlandırdığı ayaklanma böylece son buldu. Komünistlerin ayaklanmasının sosyal demokratlarca bastınlması Al- manya'da iki grubuı- yolunun tamamen aynlmasına yol açtı. Meclis sokağın baskısmdan kaçarak Weimar'a taşındı; Almanya'daki ilk cumhuriyet tarihe bu yüzden "Berlin" değil. "Weimar Cum- huriyeti" olarak geçti. Talat Paşa'nın son yıllannı geçirdiği Berlin'i zamanın ünlü Alman gazetecisi taşınmayacak kadar ağır hale gelir." Talat Paşa. Ankara'da Türkiye Bü- yük Millet Meclisi kurulduktan sonra Berlın'de 1920 yılının mayıs ayında bir "trtibat Bürosu" açmış; memlekettekı gidişatla ilgili bildiriler kaleme almış ve bastırmiştı. Anadolu'daki ve yurtdışm- daki hadiselerden günü gününe haber alıyordu. tstihbarat ağı mükemmeldi. Temasta olduğu kişılerin başında, TBMM'nin yurtdışı temsilcilığiyle gö- revlendirilen Cami Bey vardı. Aynı za- manda tsviçre'ye yerleşen eski Maliye Nazın Cavit Bey'le ve cemiyetin Avru- pa'daki üyeleriyle de yakın temas için- deydi. Berlin'de en yakınında Dr. Ba- hartin Şakir ve Dr. Nazmt vardı- Mirhat Şûkrii'nün oğlu Turgut'la görüşüyordu. Talat Paşa tngihzlerle, ttalyanlarla. Ahnanlarla düzenli görüşmeler yapı- yordu. Mektuplanndan ve konuşma- lanndan, Anadolu'da bağımsız bir Türk devlcti kurulması için uluslararası güç dengelerini kullanmaya: bağımsız bir Türkiye'nin Bolşeviklere karşı bir tür "tampon" olarak Batı'nın ışine gele- ceğine özellikle tngiltere'yı ikna etmeye çalışügını görüyoruz. tttihat ve Terakki liderlerinin Berlın'- de Bolşeviklerle de ilişkiyı sürdürdüğü bilinir. Aracılık rolünü. Komintem'in ilk lıderlerinden biri olan Karl Radek üstlenmişti. 1885'te Galiçyalı Yahudi bir aileden olan Radek (asıl adıyla Karl Sobelsohn) 1918 "Kasım Devrimi"ni örgütlemek için Almanya'ya gönderilmişti. Alman Komünist Partisi'nin kurulmasında ta- yin edici rol oynadı. 1919'da tutuklanıp bir süre hapiste kaldı; hatta Enver Paşa'- nın Almanlar üzerindeki nüfuzunu kul- lanarak Radek'i hapisten çıkardığı tah- min edilir. Karl Radek, Enver, Talat ve Cemal Paşa'lann Moskova'daki en önemli bağ- huriyetlerin bağımsızlık özlemi büyük rol oynayacak; Moskova özellikle Müs- lüman cumhuriyetlerin üzerinde ikinci bir çariık rejimi gibi baskıcı siyasetiyle çözülmenin tohumlannı atmış olacaktı. Talat Paşa'nın öldürülmeden önceki son siyasi düşüncelerini, tngüiz gızlı ser- visince görcvlendirilmiş bir ajan olan Herbert Aubrey ile yaptığı konuşmada anlattığı, bilinen bir gerçektir. 26, 27 ve 28 şubat 1921'de Batı Al- manya'nın Hamm ve Düsseldorf şehirle- rinde gerçekleşen buluşmada Talat Paşa ısrarla Ermeni tehcirine değinmiş: "Er- meni sonımluluğunun Türklerin üzerine atılamayacağını" ifadeetmişti. Berlin'de kaleme aldığı anılannda da "Ermenılerin İstanbul'a karşı yıkıa faa- liyetlerde bulunduğunu, o zaman cemi- yette göç ettirme kanunu hazırlandığını, kendisinin bu kanunun tamamıyla uy- gulanmasına karşı olduğunu ve nitekim yürûrlüğe girmesini de geciktirdiğini: Er- meni halka karşı şiddeti önkmeye çalıştığını; ama bunda başanlı ola- madığını. o yıllarda çok sayıda Müslü- man'ın da hayatım kaybettiğini" anlatır. Talat Paşa Berlin'de kendisine yönelik suçlamalan yanıtlamak için yazdığı anı- lannda Ermeni çetelerin Ruslar'ın kış- kırtmasıyla yapüklan eylemleri sırala- dıktan sonra şöyle diyor: "Bütün bu vahşilik ve cinayetler karşısında savaşı kazananlar susuyor ve eylemleri yapanlan alkışlıyorlar. Demek ki dünyada biri kazananlara. biri kaybe- denlere has olmak üzere iki türlü adalet varmış. Gerçekte yalıuz bir tek adalet bulunmalı; bu adalet uygulanmadığı takdirde bunu yerine getirecek manevi bir güç vardır ve zaman da uygulanması- na engel olamayacaktır." YARDT: Almanya ve Ermeni Tehcirl . GençMıımculangöremeyecekkadarkörler O N B I N L E R İÇİN YAZDI Sevgili Uğur Mumcu, büyûk bir devrimciyi vüce bir özgür- lük savaşçısını yitirmenin üzün- tüsü içindeyiz. Öfkemiz büyük acımız büyük. Ancak bu öfke- nin cenazelerden cenazelere ol- mamasını hayatın tüm bölüm- lerinde devam etmesıru dili- yoruz. YıbnazŞen Değerli Uğur Mumcu, seni ha- yatımın sonuna kadar unulma- yacağım gibi değerli çahşmala- nnı veTürk halkına gösterdiğin demokrasi banş özgürlük kav- ganı sonuna kadar ben de reh- ber edineceğim. Sen susmadın seni vuran katiller gerçekte sus- muş oldu, mücadele ettiğin anti demokretik güçler tarafından katledildin değerli anın önünde her zaman saygıyla eğıliyorum. Sustunılamazsın Ertan Çakdalan Sevgili Uğur mumcu, gerici ve yobazlar sonunda senin gibi devrimci ve ilerici birini sustur- dular. Oysa bilmiyorlar ki sen her zaman yaşayacaksın ve se- nin gibiler bu millet için her za- man bulunmazlar. Seni her za- man arayacağız ve düşünceleri- ni savunacağız. Huzur içinde yat. OrfaanErdal Sevgili Uğur Mumcu! Senin dc dediğin gibi "Güzel insan senin de bildığin gibi 'Yiğit insan' 'Korkaklar bin kez ölürler an- cak!' Cesurlar bir kcz ölürler." Bu topraklar senin her damla kanından ve parçandan dölle- nip yüzbinlerce Uğur Mumcu doğuracaklar... "En büyük gücümüzdür Kahramanlıkıtr yaşamak Öjecegimfci bilip Öleceğimizi mullak ". N.Hikmet . Senin ve ışığını herzaman kafa- mızda ve kalbimizde duyaca- ğız. Esengül Gökkaya Sevgili ağabeyim! Işığımız, ön- derimizdin. Savunduğun ılkcle- ri yaşatmak için ve senin gör- meyı ve gerçekleştirmeyi istedi- ğin ideallerini yaşatmak için her türlü mücadeleyi yapacağımıza emin ol. Bu güzel vatanımıa namussuz ve alçaklara teslim etmeyeceğiz. Rahat uyu! S.Zafer Gürhan Ulkenin banş direği yıkıldı. Herşey seninle çok güzel idi. Bu ülke senin gibi insanlar zor ye- tiştiriyor. Rahat uyoı. Türk hal- kı seni çok seviyoruz. Ölümün ülkeyi ayağa kaldırdı. İnsanlar sokaklarda. Sahtekarlar. dü- zenlerbazlar, Kuveyt'te, ABD- de. Seni unutmuyoruz. A.Tahsîn Bozbaykal duyuyorum. Senin gurur duy- man için, Atatürk'ün ve senin mum ışığın altında elimden ge- len herşeyi yapacağım. Yolun açık olsun. Sevgili abim. FigenOngun Uğur abi, seni çok özleyeceğim hem de çok... H.lbrahim Şakir Sevgili Uğur abi, susmadık sus- mayacağız izınden gidip kanını yerde bırakmayacağız. SongfilÇelebi Sevgi duyduğum büyüğüm. Sevgili Uğur abi, her şeyin Uğur Mumcu, seninle gurur mum gibi erimesine izin verme- yeceğız. GülsümKaraca Uğur abi. sen tüm laik Türkiye Cumhuriyeti'nin önderi ve sa- vunucusuydun. Senin yolunda her zaman yürüyeceğiz. Sert adımlarla. Hasan Coşkun - ' Uğur Mumcu gibi idealist, ör- nek ve Atatürkçü bir karakteri öldürmekle amaçlanna ulaşa- caklannı zannedenler bu aydın insanın arkasındaki genç Uğur Mumculan göremeycek kadar da körler. Ş.Kerem Özel CTF Kardiyoloji Öğrend Araş- tırma Birimi Düşüncelerin fıkirlerin devam edecek ama ne yazık ki sensiz! Fatma Taşkır öğretmen Ey! Beni benden alan Mumcu yüreğimi delen Mumcu. Yerin yurdun cennet olsun. Vatanımın gülü Mumcu. Gükremal Karakaç Veteriner Em.Kd.Alb. Ölümle uzlaşan insanı düşünce- lerde yaşatmak. Gülten Ozdemir SÜRECEK MEHMED KEMAL Özal Ekonomisi Ekranda dehşet saçan bir Nazi filmi seyrederken alt bantta ûzal'ın hastalandığı ve hastaneye kaldırıldığı ha- beri göründü. Bant durmamacasına haberi geçiyordu. Belliydi ki özal, son gezisinde yorgun düşmüştü. Bir bu- nalım geçiriyordu. İlk ağtzda aklımıza bunlar geldi. Son bant, ûzal'ın yaşama gözlerini yumduğunu bildi- riyordu. Birden gözlerimin önünden Adana'da bir mey- dan geçti. Şişman, yusyuvarlak bir adam meydandaki kalabalığa sesleniyodu. Orta direk' diyordu. Kalabalı- ğın mutluluğunu sonradan kazı haline gelecek olan 'or- tadirek'tearıyordu. Adana'yı ve sermayeci kesimin şahdamannı çok iyi bilen işadamı arkadaşım, "Bu adama dikkat et!.." dedi. "Gelecek ne Turgut Paşa'nın ne de Necdet Calp'ındır, şu gördüğün adamın- dır." Gerçekten seçimler yapıldı, kazanan Turgut Özal ol- du. O gün Adana meydanında gördüğüm, dostlanmın "gelecek bu adamındır" dedikleri Turgut Özal'ı tanıyor muydum? Hayır tanımıyordum. Sadece uzaktan birkaç kez görmüştüm o kadar. Günlerden bir gün Ekmekçi ile Orman Çiftliği'nde ye- mekteydik. Kısa boylu, yusyuvarlak adam içeri girdi. Çevresi kalabalıktı. Garsonlar koşuşup sofrayı dizdiler. Hemen yemekler, sürahi sürahi ayranlar geldi. Belli ki çok açtılar ve alatur- ka yemeğe meraklıydılar. "Kim bu adam?" gibilerden Ekmekçi'nin yüzüne baktım, "Bu adama dikkat et!.." dedi. "Kendileri Planlama Müsteşarı'dır. Geleceği parlaktır. Süleyman Bey'in çok yakını sayılır." Atatürk'ün ölümünde 18 yaşında bir lise ögrencisiy- dim. Ankara Lisesi'nde okuyordum. Okulumuz Hacet- tepe'de şimdiki mavi hastanenin olduğu yerdeydi. Baş- kentin üç taş yapısından biriydi. Bir yanımız Numune Hastanesi, bir yanımız demiryolu. Dil-Tarih o yıllarda okulun bahçesi sayılırdı. Dersteydik. öğretmenlerin arasız kımıldanışları, üstümüze ağır bir sessizliğin çöküşü, ivedi sınıflara dolduruluşumuz, ortalıkta bir şeyin döndüğünü gösteriyordu. Önce sınıf- lara doldurulduk. Sonra bahçeye çıkarıldık. Okul müdü- rümüz şair Necmettin Halil Onan'dı. Önemli günlerde öğrencileri bahçede toplardı. Gene tören duruşuna geç- rik. Şair müdürümüz acıklı bir sesle Atatürk'ün öldüğü- nü, okulun tatil olduğunu, hemen evterimize gitmemizi öğütledi. Bayraklar yarıya indi. Atatürk ölmüştü. Ağıtlarda, türkülerde, şarkılarda kan ağladı. Yas tutul- du. Millet, eski Meclis'in önüne konan katafalkın altın- dan durmadan geçti. özal da her fani gibi aramızdan ayrıldı, öldü. ölüm araya girdi mi her şey değişir, her şey yas rengine bürü- nür. Nitekim devlet, beş günlük yas ilan etmiştir. Yasını tutacağız. Vatan Caddesi üzerindeki Adnan Menderes anıtının yanına gömülecektir; vasiyeti böyledir. Ailesine, yakınlanna, sevdiklerine başsağhğı dilemek görevimiz- dir. özal'ın fikirleri tartışılmayacak mıdır, elbette tartışı- lapaktır. On yılı aşkın bir süredir uygulanan "serbest kur, serbest fiyat, serbest faiz" politikası eleştirilmeyecek midir. elbette eleştirilecektir. Bunu kendi de ister. Bu politika kimin işine yaramıştır, bu tartışılacaktır. Bir şai- rimiz, "ölüm gelince bütün eksikler biter" diyor. Qzal'a öl'üm gelmiştir. Her ölüye Allah'tan rahmet dilenir; rah- metdiliyoruz. BULMACA 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SAĞA: 1/ Kerime Nadir'in, sine- maya da aktanrmış bir romanı. 2/ Hatay ilinde bir ırmak... Kısa çorap. 3 / " — arayıp gökte nice turfa müneccim / Gaflet ile görmez kuyuyu reh- güzerinde" (Ziya Paşa)... Bir nota. 4/ Şarkı, tür- 6 kü... Düzenü olarak ekim yapılan arazi. 5/ Bir tiyat- ro sahnesinin önünde, ışık ve ışıldaklann yerleş- tirildiği, izleyiciye en ya- kın yer... Bir renk. 6/ Sarhoş ya da külhanbeyi bağırması... Bir tür şapka. 7/ Bir birliğin, ortaklığın ya da alacaklılar grubunun haklannı korumakla görevli kimse. 8/ Üzeri kırmızı parafinle kaplanan bir tür peynir... Hile. 9/ Kısa ve kalmca... Istatistikte uzun süreli eğilime veri- lenad. YUKARIDAN AŞAĞrYA: 1/ Adalet Ağaoğhı'nun bir roma- nı... Sessiz, uslu. 2/ Teknelerdeki hamuru kazımaya yarayan araç... Tavlada bir sayı. 3/ Dağtavu- ğu da denilen bir av kuşu... Bıçak bilemeye yarayan çefikten, çubuk biçiminde araç. 4/ Şerif Gören'in birfilmi.5/ Bektaşi der- vişi... En kısa zaman süresi. 6/ Bir kuruluşun simgesi olan ve yakaya takılan nesne... İçine alacağı şeye oraıüa ölçüleri ycter- siz olan. 7/ Sahip... Fazladan kılınan namaz ya da tutulan oruç. 8/ Henri Charriere'nin, fılme de aktanlan ünlü romanı. 9/ Mal alıp karşıhğında mal vererek ödeşme... Karaciğerin salgıladığı acısıvı. T.C. ESKİŞEHİR ASLİYE 1. HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Davacı Hülya Küçük tarafından davalı llhami Küçük aleyhine açı- lan boşanma davası sebcbiyle; Adresi tespit edilemeyen llhami Küçük'On duruşmanın atıh bulun- duğu 5.5.1993 günü saat 09.00'da mahkememiz duruşma salonunda haar bulunması veya kendisini bir vekille temsil «tirmesi, aksi hal- de duruşmaya yokluğunda devam olunacağı ve karar verileceği da- valı tlhami Küçük'e dava dilekçesi ve duruşma günü davetiyesi yerine geçmek üzere ilan olunur. Basın: 47511 MERSİN İCRA TETKİK MERCtt HÂKİMLİĞt 1992/1336 Dav acı Selahattin Yeter tarafından davalı Daraak Gıda San. ve Vdi Güler aleyhine açüan imzaya itiraz davasının açık duruşması sırasında verilen ara karan geregince; Davalı Veli Güler'in adresi meçhul olduğundan duruşma 3.5.1993 günü saat 9.00'da olup, ibraz etmek istediğiniz bütün belgeleri tayin edilen günden evvel göndermeniz veya duruşma günü bu belgelerle mahkememizde bulunmanız, bulunmadığınız takdirde HUMK'nın 509. maddesi geregince gıyabınızda karar verileceği ihtan ilanen teblig olunur. 5.4.1993 Basm: 47Î08 TAŞOVA SULH HUKUK HÂKİMLİGİ'NDEN 1992/9 Davacı K K. tarafından mahkememize açılan vasiyetnamerün açıl- ınası da\asında miras bırakan Mehmet Ali Atamtürk mirasçısı 1929 D.lu Müntü Atamturk'un tüm aramalara rağmen adresi tespit edile- medığınden duruşma eünu olan 29.6.1993 günü mahkemede hazır bulunması, bulunmadığı takdirde vasiyetnamenin açılmasına karar \erilecefı hususu ıebliğ yerine kaim olmak uzere ilan müzekkeresi- dır. 8.9.1992 Basın lashihi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear