22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet fmtiyaz sahibi: Berin Nadi Genel Ya\ın Yonetmem. Özgen Acar •Gcncl Yavın Koordin.ılörü HiLmet Çetinkava •Genel Y;;yın Dam^manı Orhan Krinç • >azı İşleri Müdürir CriaJ Başlangıç •Hjher Mcrkezı Mü- dunı: Mustafa Balbav Görsel Yönetmen: AB Acar •Düzenleme: Mustafa Saglamer Ankara Temsilcisi: Cüneyt .Arcayürek »Haber Müdürleri: Işık Kansu, Hakkı Müessese Müdür V Erol Erkut •K.oordına- • Istanbul Haberleri: Şenay Kalkan »Dış Haberler: Ergun Balcı Erdem Z.Gökalp Blv.İnkılap S No.19,'4. Tei: 4331141-47, Tele\ 42344, Fa.x: tör Atanet Korutsan »Muhasebe Bütent Ve- • Iş - Ekonomi Dtaç Tajanç • Yurt Haberlen Mehmet Saraç (4)4330565• İzmır Temsilcisı: Serdar Kızık, H.Zıya Blv. 1352S.2 3 Tel:83123O, ner »Idare Hüseyin Gürer •Işletme ömter • Makaleler Sami Karaören »Spor Abdülkadır Yücefaıan •Dii- Telex: 52359.Fax: (51)895360 »Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğhı fnönü Cd. Çelik »Bilgı-İşlem Nail lnal «BılgısayarSis- zeltme: Abduiiah Yazıcı 119 S. No: 1 Kat: 1. Tel: 5937 52(4hat), Telex. 62155, Fax: (71) 5925 78 tem: MürüvetÇiler •Reklam RehaIşrtman Tûrkocagı K Yenı Gûn Habcr Aıansı. BjMim;> jvmçılık \ Ş B*sım:l umhunvei Vt.ıiKı.ıcılık uOuTCtccılık TAŞ Cad 39 41 Cagalogju m i t l ' . ı PK J-ttı Uunhul TV1 3120505Tdc\ 2::46. F.n ( ı p 5138595 I4NİSAN 1991 lmsak: Güneş: 6 20 Öele 13.09 lkındi 16 51 Akşam- 19.48 Yatsı:21.14 Bahardd k3lbe dikkat • KONYA(AA)-Kalp hastalannın. baharaylannda gıdalanna ve giyimlerine özen göstermeleri gerektiği bildirildi. Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğreum üyelerinden Doç. Dr. Hasan Gök, baharla birlikte kişilerde yorgunluk halinin göröldüğünü belirterek "Kalp hastalan. bu yorgunluğu yenerek egzersizlerine, beslenmelerine ve giyimlerine çok dikkat etmelidirler. Fazla yağlı ve hamurlu gıdalardan uzak durmalıdırlar"dedi. HarçMve nasihat •ADANA(AA)-Farklı sosyo-ekonomik yapıdaki. 8-9vell-12yaş gruplanndaki çocuklar arasında yapılan araştırma, verilen harçlıklann büyük bölürnünün okul kantinlerinde harcandığmı ortaya çıkardı. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Ev Ekonomisi Yüksekokulu Ev İdaresi ve Aile Ekonomisi Anabilim Dah öğretim üyesi Prof. Dr. Emine Gönen'in de yardımıylabir araştırma yapan Dr. Özlen Ozgen, AA muhabirine yaptıği açıklamada. sosyo-ekonomik yapı farklılıklanrun. çocuklarda harçhk alma sıkbğı ve miktannda etkili olduğunu söyledi. llkokul cağındaki çocuklardan büyük bir bölümünün televizyon reklamlanndan etkılendiklerinin veyansına yakınının aldıklan malın markasına önem verdiklerinin belirlendiğjni bildiren Dr. özlen Özgen. "Çocuklarda bazı kavramlar tam oluşmadığı ıçin, önerilere daha açık oluyorlar"dedi. Köylükadındaha • ANKARA (ANKA) - Halk arasında kemik erimesi olarak bilinen osteoporoz hastalığının genellikle hareketsiz bir yasam süren kırsal kesîm erkeği île kentlerde de kadınlarda daha çok görüldüğü saptandı. Son yıliarda teknolojinin sunduğu olanaklarla günlük yaşamında daha az hareket eder hale gelen kentliler arasında kadın veerkeklerde kemik erimesi oranlan artış gösterirken kentlerde ilk sırayı kadınlaralıyor. Bir zamanlar osteoporozun az görüldüğü Hong Kong'da yapılan bir araştırmaya göre, 1966-1989 yıllan arası nda erkeklerde kemik erimesi binde 3'ten 9'a, kadjnlarda dabinde7'den 13'eçıktı. Dünyamn nüfusıı kadmaemanet • ANKARA (ANKA)- Birleşmiş Mılletler Nüfus Fonu Genel Direktörü Bayan Nafıs Sadık, Türk erkeğinin doğum kontrolü konusundaki tavnnı değiştirmesi ve kadın ile ortak sorumluluk alması gerektiğini söyledi. Dünyada din ile devlet işlerinin kanştınldığı ülkelerde aile planlaması konusunda istenilen hedeflere ulaşılamadıgmı söyleyen Dr. Sadık. Türkiye ile yüriitülen ortak aile planlaması çalışmalannda Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesine ağırlık venldiğini bıldirdi. 2'inci Ulusal Sağlık Konseyı nedeniyle Türkiye'debulunan Nafls Sadık, Türkiye'nin aile planlaması konusunda başanlı sonuçlarelde ettiğine, son 25 yılda doğum kontrol medotlannı kullanma oranınm yüzde 22"den yüzde 77'ye yükseltildiğine dikkat çekti. dikkat • tSTANBUL/KADIKÖY (AA) - Yaz aylannda güneş ışınlannın gözlerimizi rahatsız etmemesi için taktığımızgözlükler, bilinçsiz bir şckilde alınıp kullanılması halınde yarardan çok zarar getiriyor. Operatördoktor Engin Atığ, göz sağlığının öneminedeğinerek, uygun koşullarda üretilmcmiş gözlüklerin göze hasar vcrdiğini belirtti. Özellıkle seyyarsatıcılardasatılan bu tip gözlüklerin üretimine özen göstenlmediğini, ne tür boyama yapıldığının da belirlenmediğıni kaydeden Atığ, "Bu gözlüklcr, güncşe karşı sözde bir koruma sağlamaktadır. Çünkü hıçbir koruma fonksiyonu yoktur. Plansız ruhsatlann kıskacı altmdaki kentte geçici imar kararlanyla kalıcı çirkinlikler yaratılıyor Istaıılnıl geçici hüktimlerle yapılaşıyorOKTAY EKİNCİ üyükşehir Belediyesi, Istanbul- geneline ait bir nazım plaru yeniden üretebilmek için çalış- malannı hızlandınrken Sunçi ve Polonezköy gibi tarihsel ve doğal koruma bölgelerinde "imarsız ruhsatlar" yaygınlaşıyor. Belediye mecbslerinde bölgesel nazım planlara ekle- nen "geçici" hükümlerle, uygulamaya dö- nük imar planlan beklenmeden ınşaat ızınle- ri veriliyor. Böylece İstanbul, adı "geçici"; ama çirkin- likleri "kaba" birplansız betonlaşmanın "ya- sal" uygulamalan alünda her geçen gün daha da eziliyor. Suriçi "inşaat cenneti" tstanbul'un tarihsel kimbğinın yaşatılması bakımından "en sıkı" korunması gereken bölgeleri arasında Suriçi, özel bir önem taşı- yor. Eminönü ve Fatih belediyelerinin deneti- minde olan bu tarihsel bölge, 2600 yıllık • İstanbul'daki bölgesel nazım planlara belediyelerce eklenen geçici hükümler, suriçi ve Polonezköy gibi tarihsel ve doğal koruma bölgelerinde 'imar planlan beklenmeden' yapılaşmaya olanak sağlıyor. Böylece İstanbul, adı 'geçici'; ama çirkinlikleri 'kalıcı' bir plansız betonlaşmanın 'yasal' uygulamalan altında her geçen gün daha da eziliyor. kentsel geçmişin tüm kültür değerlerini banndınyor; Roma, Bizans, Osmanb ve Cumhuriyet dönemlerinde yaratılan zengin uygarbklar mozaiğinin yanı sıra, tarih öncesi devirlere ait ilk yerleşme izleri de yine bu bölgede bulunuyor. Suriçi bölgesi için "ilke kararlan" ve tek- nik çalışmalanna Bedrettin Dalan zamanın- da başlanılan, onaylanması ise Nurettin Sö- zen dönemine "nasip" olan, 1/5000 ölçekli bir "koruma amaçlı" nazım imar planı bulu- nuyor. Suriçi Nazım Planı, Dalan'ın önerdiği 3. Boğaziçi Köprüsü ile bağlantıh ünlü Beşik- taş-Samatya (BE-SA) yolu projesini, tarihi yanmada içerisinde de yeni bir ana ulaşun arteri olarak kabul ettiği için yoğun tepkiler alıyor. Planda bu amaca yönelik düzenlenen yeni Haliç köprüleri ve tarihsel semtleri tü- nellerle "yanp" geçen kent içi otoyol düzen- lemeleri, bölgeye koruma adına "yıkım" ge- tireçek ciddi tehlikeler olarak eleştiriliyor. Öte yandan, yine bu planın uygulanabil- mesi için gerekli olan 1/1000 ölçekli ait imar planlan ise henüz yürürlüğe girmemiş du- rumda. Dolayısıyla, imar yasası ve şehircilik kurallanna göre "uygulama planlan olma- dan" yeni inşaat izni verilmemesi ve yapılaş- manın "bekletilmesi" gerekiyor. Polonezköy'de yapdaşmalar Ne var ki, Büyükşehir Belediye Mecli- si'nde nazım plana eklenen 'geçici' bir hü- kümle, tarihsel yanmada içinde imar plan- lan ru bekleme koşulu kaldınbnış durumda. Her iki. üç ayda bir "uzatılan" ve "uygula- ma imar planlan yapıkncaya kadar naztm plana göre ruhsat verilmesini" öngören bu madde ile Fatih ve Eminönü belediyeleri "kat ilaveleri" ve yeni inşaatlar için izin veri- yorlar. Böylece, bir yandan Istanbul'un tarihsel kent merkezi tartışmab bir naam plana göre hızla yapılaşırken, öbür yandan nazım plan- daki bazı sakıncaJann hiç değilse uygulama planlan aşamasında giderilebılmesi olanağı da giderek ortadan kalkmış oluyor. Tarihi yanmadadaki "boş kalan" arsalar 1 /5000 nazım plana göre yapılaşmaya açılır- ken Polonezköy ve çevresinde de bu kez 1/25 bin ölçekli "çevre düzeni" planlanyla, tarla- lar üzerine inşaat izinleri verilmeye başlandı. Yine imar yasasına ve şehircüik kurallan- na göre bu planlara göre uygulama yapıla- bilmesi için, benzer şekilde 1/1000 ölçekJi imar planlannın düzenlenmesi gerekiyor. Beykoz Belediyesi ise uygulama planlannı beİdemeden, doğrudan 1/25 bin ölçekli pla- na bakarak, 1000 m 2 'nin üzerindeki tarla ve arazilerin "tamamı" üzerinden imar dunı- mu ve inşaat ruhsatı veriyor. Böylece Polonezköy'deki araziler, köyün sağbkb gelişmesi için gerekli olan yol, yeşil alan, otopark vb. gibi kamu alanlanna "pay vermeden", rümüyle arsa olarak kabui edi- bp imara açıhyor. Yine, çevre düzeni planına eklenen "geçici" hükümlerle yürütülen bu uygulama sonucunda, aynı çevre düzeni planının "amaçlanna" da aykın olarak köy ve çevresindeki yeşil doku hızla betonlaşı- yor... Ne yapmalı? öncelikle, Büyükşehir Beledıyesı'ndeki yeni İstanbul Nazım Planı çalışmasıru hız- landırmak gerekıyor. Ancak, bu planının da kağıt üzerinde kalmaması için, yürürlükteki nazım planlara eklenen "geçici hükümlerin" hemen kaldınlması ve İstanbuTun bilim dışı ruhsat uygulamalanndan kurtanlmaa gere- kiyor... "Martin Guerre'in Dönüşü'nün HollyMood uv arlamasının yeni adı Somersbv olmuş. Filmde Richard Gere, Jodie Foster rol alıyor. (Solda) Bir diğer film "Niki- ta"\ yeni uvarlamasındaki adı "Potnt of no Return". Amerikalı yönetmenler, özellıkle Fransız fılmlerinden uyarlamalar yapıyor. Hottywoodyeıti konıı bukumyor Son yıliarda AvrupafilmlerininAmerikalı yönetmenlerce tekrar çekilmesi moda oldu Haber Merkezi - Hollyvvood, Avrupab sinemaalann özgün konulu filmlerini tekrar fıbne alıyor. tkinci kez ayru konunun işlenmesine sinemaseverler ve eleştirmenler tepki gösterirken şu soruyu soruyor: "Holly\vo- od yeni konular bulmakta zor- lanıyor mu?" Her mart ayında, özelükle Amerika'da, sinema dünyasını bir heyecan sarar: Oscar ödülle- ri. Bu bütün dünyamn yakın- dan izlediği, yıbn en büyük si- nema olayıdır. Ödül törerunden önce ödüllerin dağıtımıyla ilgili yorum yapıbr. Sinemaseverler ve eleştirmenler filmleri, oyun- culan, yönetmenleri ve bir film- de önemli olan daha birçok un- suru inceler ve kimlerin Oscar ödülüne layık olacağını tahmin A merikan sineması ekonomik gücüyle orantdı olarak bufilmlerigeniş bir bütçeyle çeviriyor. Star oyuncular, ileri teknoloji ûrünü ışık, ses ve görüntü teknikleriylefilmlerisüslüyorlar. Fransız eleştirmenler ve sinemaseverler Hollywood'un bu tarzda yapnğı fılmlere "a l'Amerikan" diyor. etmeye çabşırlar. Ödüller dağıtıldıktan sonra ise hangi et- kenlerin ödül dağıümında etkili olduğu konuşulur. özgün fîlmler moda Ödül alan fıbnler eleştirmen- lerce yeniden değerlendirilir ve genelükle gazetelerde övgü dohı eleştiriler çıkar. Bütün bunlar sinemayla ilgilenenlerin alışkın olduğu gebşmelerdir. Gazetelerc baktığımızda ödüllü fılmlerin eleştirilerini gö- rüyoruz. Ama özelükle Avru- pab eleştirmenler Hollywood yapımlanna bir başka açıdan bakıp eleşüriyor. Son yıliarda özgün konulu fılmlenn tekrar çekjlmesının moda olduğunu belirtiyorlar. Bu filmlerin yeni- den çekimi sırasında orijinal se- naryodaki olaylann, yerlerin, kişıbklerindeğıştiğıne- hatta fil- min ana temasından uzaklaştı- ğına dikkat çekiyorlar. Amerikan sineması ekono- mik gücüyle orantıb olarak bu Ülmleri geniş bir bütçeyle çeviri- yor. Star oyuncular, ileri tekno- loji ürünü ışık, ses ve görüntü teknikleriyle filmleri süslüyor- lar. Ama eteştirmenlere göre bütün bu olanaklara rağmen senaryo yazarlan ve yönetmen- ler orijinal senaryodan uzakla- şıp fılrrun can aba sahnelerini izJeyicilere tam olarak yansıta- mıyor. Çünkü amaçlan teknik üstünlüklere dayalı, bol starb kâr amaçlı tican filmJer yap- mak. Film gebrlerine bakılırsa Hollyvvood yapımalan istedik- lerini elde etmişler. Amerikab yönetmenler özel- bkle Fransızfilmlerdenuyarla- malar yapıyor. ömek vennek gerekirse "Martin Guerre'in Dönüşü"nün Hollywood uyar- lamasında, filmin adıyla bera- ber, orijinal senaryodaki ülke ve savaş tamamiyle degişmiş. Fibnin yeni adı "Somersby" ol- muş. Bir diğer film "Niİcita", yeni uyarlamasındaki adı "Po- int of No Return". listeye "Fracture du Myocarde" yeni adıyla "Cross My Heart" da eklenebUir. Fransız eleştirmen- ler ve sinemaseverler Hollyvvo- od'un bu tarzda yapüğı filmlere "a l'Amerikan" diyor. Bu film- lerden bazılannın Oscar aday- lan arasında yer abnasına, hat- ta ödüllendiribTiesine Fran- sızlar tepki gösteriyor. Hem banşık hem düşman Kasparov ve Short'un satranç savaşıHaber Merkezi - Eylül ayın- da yapılması beklenen Dünya Satranç Şampiyonası'nın ol- dukça çekişmeli geçeceği sanıb- yor. Şampiyon unvanını eb'nde tutan Garri Kasparov ile ona başkaldıran İngibz NigeJ Sbort bir meydan savaşına hazırlaru- yorlar. Bu iki amansız rakip, şaşırtıa bir biçimde güçbirliğine giderek Uluslararası Satranç Federas- yonu'yla her türlü ib'şkiyi tepti. Federasyonun, dünyamn en önemb profesyonel satranç ya- nşmasını düzenleyebilecek ni- tebkte olmadığı görüşünü savu- nan oyuncular, kendilerine özel bir dernek kurdular. Uluslara- rası Satranç Federasyonu (FI- DE) bu kopmayı tepkıyle karşı- ladı ve şampiyonanın düzenlen- Kasparov • Satrançta oyuncular iç dünyalannı yansıtıyorlar. Short'un Kasparov'a meydan okumasının altında oyuncunun savaşımcı ruhugizli. Azerbaycanlı Kasparov ise yaşamı boyunca insan haklan ve seçme özgürlüğü için savaşmış. Oyunda sergilediği biçem saldın ilkesine dayanıyor. Maçın sonucu konusunda kendisine oldukça güvenen Kasparov, yine defizikselve ruhsal eğitimini sürdürüyor. mesi yolunda yasal haklannı elinde tutmak için girişimlere başladı. Maçın bu kerte önemb oluşu, verilecek ödülden çok, satranca kazandıracağı saygınlıktan kaynaklanıyor. Oyuncular, sat- ranan çıkarlannı en iyi göze- tenlerin yine kendileri olduğu görüşündeler. Karşılaşma ön- cesi Kasparov ve Short ile ilgili çeşitb söylentiler var. Bügi, de- neyim ve bu konudaki yeteneği açısmdan eşi benzeri bulunma- yan Kasparov'un oyunu al- masına kesin gözüyle bakıhyor. Ancak Short'un olağanüstü sa- vaşçı ruhu ve inanılmaz derece- deki soğukkanlılığı oyunun on- dan yana gelişmesinde etkili olabibr. Şampiyona değerlendirme maçlannda Short, her yanbş hamleden sonra kendisini to- parlayıp daha güçlü. daha azimb bir biçimde ortaya çıktı. Satranç fınalleriain öteki spor- lardan farkı, aylarca sürebilme- si ve bu nedenle oyunculann kendilerini toparlama olanağı bulması. Satrançta oyuncular iç dün- yalannı yansıüyorlar. Short'un Kasparov'a meydan okuması- nın alünda oyuncunun sava- şımcı ruhu gizli. Azerbaycanlı Kasparov ise yaşamı boyunca insan haklan ve seçme özgürlü- ğü için savaşmış. Oyunda sergi- lediği biçem saldın ilkesine da- yanıyor. Maçın sonucu ko- nusunda kendisine oldukça gü- venen Kasparov, yine de fizik- sel ve ruhsal eğitimini sürdü- rüyor. Kasparov'un maçı kazanma- sı, onun satrancın yaratıa gü- cüne olan inancını pekiştirecek. Oyuncu, "Satranç çocuklann geleoeği için son derece önemli- dir. Çünkü özgüveni gebştirir, yaşamı daha iyi kavramamıza yardımcı olur ve her şeyden öte sorumluluk duygusunu aşılar" diyor. Türkiye eğitimsizlikteıı beslenemiyor KENAN BtLİZ ERZURUM - Dünya çocuklan, ba- zen yokluktan, bazı kıtalarda açbktan, genelde de bilinçsizlikten dolayı yeterli bcslenemıyor. Erzurum Araşıırma Hastanesi Çocuk Scrvısı Anabilim Da- lı Başkanı Prof. Dr MuzafTer Kürkçiî- oğlu, Amerika'da çocuklann çokluk- tan, Afrika'da yokluktan, Türkiyc'de ise bilinçsizlikten bcslenemedığini söy- ledi. 3 bin çocuk üzcrındc yaptıklan tırma sonuçlannı açıklayan Prof. Dr Muzaffer Kürkçüoğlu, çocuklann yüz- de 70.8'inde çeşitli derecelerde malnüt- rasyona rastlandığını belirterek "Bu oran ailedekı kişi sayısına, adetlere, eği- tim düzeyine ve aile yapısına göre de- ğişiyor. Örneğin ailelerin yüzde 17'sinde ço- cuğa anne sütü hiç verilmez. Ailelerin yüzde 47'si çocuk ağlayınca süt verir. Geç konuşmaya yol açtıgı için değerli vitaminleri içeren yumurta yediribni- yor. Bunlann oranı yüzde 17.9. Bu neden- lere bağlı olarak çocukta gelişim normalin altında kalıyor" dedi. Doğu Anadolu Bölgesi'nde Kars, Ağn, Erzurum ve Erzincan'ı kapsayan il ve bağb ilçelerde 3 bin çocuk üzerinde yaptıklan araştınnalarda alınan sonuç- lann ürkütücü olduğunu kaydeden Kürkçüoğlu, daha sonra şunlan söyle- di: "0-6 aybk çocuklann yüzde 27.6'- sında, 7-12 yaş grubununyüzde 33.8- inde, 13-18 grubunun yüzde 22.3'ünde çeşitb derecelerde malnütrasyon tespit edildi. En fazla 4 nüfuslu ailelerin ço- cuklannda yüzde 66.9 malnütrasyona rastlanırken, cekirdek tipı ailelerd». malnütrasyon oranı yüzde 71.1. Az nüfuslu aılelerde bu oran yüzde 28. 7'de kalmıstır. Pkur yazar olmayan ailelerin çocuk- lannda bu oran yüzde 89 iken, okur ya- zar ailede bu rakam 38.4. Gelir düzeyi düşük aılelerde yüzde 52, iyi olan aile- lerde yüzde 18.9 olarak bebrlendi." Cinsel etkinlik azalıyor mu? Erkeklerde 50 yaş tehlikesi • îngiltere'de araştırmayı hazırlayan Dr. Andrev Stanway, ileri yaşlarda cinsel yaşamın bu denli az olmasına çok şaşırdığını vurgulayarak "50 yaşın üzerindeki erkeklerin yüzde 3 l'i hiç cinsel ilişkıye girmediklerini söyledi" diye konuşuyor. Haber Merkezi- îngiltere'de 802 erkek üzerinde yapılan bir araştırmada, 50 yaşın üzerin- deki erkeklerin üçte birinde cinsel etkinbğin kalmadığı sap- tandı. 50 ila 59 yaşlan arasında, cinsel yönden etkin erkeklerin yüzde 79'u son bir yıl içinde büfük bir sadakat göstererek tek eşb cinsel yaşamı seçti. Yalnızca yûzde 5'lik bir azınlık iki ya da daha fazla kadın ile ılişkide bulundu. Etkin bir cinsel yaşam sür- düren erkeklerin yüzde 45'i ereksiyon yetmezliğı gibi cinsel sorunlarla karşılaşüklanru açıkladı. Araştırmayı hazırlayan Dr. Andrew Stanway, ileri yaşlar- da cinsel yaşamın bu denli az olmasma çok şaşırdığmı vur- gulayarak "50 yaşın üzerinde- ki erkeklerin yüzde 3 l'i hiç cin- sel ilişkiye girmediklerini söy- ledi" diye konuşuyor. Erkeklerin çok azı nonnal birleşmenin dışında, farklı cin- sel ilişkileri denedi. Oral ilişki en çok benimsenen değişikbk. Yüzde 20 tarafından tercih edildi. Yüzde 56 artık mastur- basyon yapmadığını, yüzde 9 ise yaşamı boyunca hiç dene- mediğini belirtti. Eşcinselbk büyük çogunluk tarafından reddedildi. YalnıZ- ca yüzde 4'ü eşcinsel ib'şkisi olduğunu belirtti. Sonuçlar ile- ri yaşlarda cinselliğin cazibçsi- ni yitirdiğini gösteriyor. Araştırmada aynca prostat sorunu ile cinselh'gin azalması arasında bağlantı olup ol- madığı incelendi. Erkeklerin yüzde 45'inin prostat sorunu olduğu ortaya çıktı. Bu kişik- rin cinsel yaşamlan daha pasif, genelde daha sinirliler ve ken- dilerini daha kötü hissediyor- lar. Müşterilerine fazla para verdi Cömert baııka makinesiHaber Merkezi - Müşteriler cömert otomatik para makine- leriyle istedikleri miktarın iki kat fazlasını alabiliyoriar! lagihere, Grimsby'de, Yorksfaire Bankas'na ait bir otomatik para makinesi, 1 Ni- saa Çarşanıba günü, para çek- meye geienlere, istedikleri para miktannm iki katmı verdi. l nû birdeabire bütün şehre yayılao otomatik para makinesiııin önünde uzun kuynıklar oluştu. tonimn ayıklanmaanı jste- roeyen 24 yaşndaid bir genç, 100 pound istediğiiH, makinenin ise kendisine 200 pound verdiği- ni söyiüyor; "Tam istediğm «bi bir banka, para saçryordu. Once 1 Ntsan şakası otduğunu sandun, ama gerçekti. Otoma- tik para makinesiniıı önünde genellikle uzun kuynıklar otuş- maz, onca insamn bekleşroesine önce bir aafaun veremedim. Eümdeki parayı saymca, duro- mu hemen anladmı." Çarşamba akşanu, işgûnü bi- timinde göreve başlayan kay- nak, iyiKksever bir müsteri ha- tayı haber verene kadar para akıtmaya devam etti. Yorkshire Bankas'nra bir sözcüsü, sonmun yalnızca Grimsby şubeani etkilediğim söyledL Ustelerin iocekmesi sonacu sekiz müşterinin bundan yarariand^mmgörûMüğÜDÛde sözlerineekledL Ancak istedikleri ya daaitk- lan para miktan, hatta sfiz ko- nusu olan paranm topbun mik- tan hakkında bir bflgi ?ermedi. Müşterilerden biri, fazladan aMığı parayı gönüDü olarak bankaya geri verdi. Gerekirse, öteki mûşterikrle kişisel olarak bağlaırtıy a geçilecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear