22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 12 NİSAN1993 PAZARTESİ 12 DIZIYAZI Ç u k o b i r l i k B İ R J A L A N I N Ö Y K Ü S Ü ÇETİNYİâENOâLU Çukobirtik'teii -ı- "Bekçi Zahit Ava ökiürül- dü." "Muhasebe Müdürü Ali Osman Esenyel ile Fınansman Müdürü Mehmet Kaya dövül- dü." "Hukuk Danışmanı Avu- kat Celal Ünalan ile Dokuma Fabrikası Makine Encıji Mü- dürü Mehmet Gökpınar ayn ayn uğradıklan bıçaklı saldın- iarda yaralandılar." "İkmaJ Müdürü Velı Karcı kaçınldı." "Mamul Gelişürme Şefı Hüse- yin Durak'ın evi basıldı. köpeği öldürülerek bahçedeki ağaca asıldı." "'tplik Dokuma Fabri- kası Başpuantörü Tufan Bütev silahlı saldın sonucu yaralandı. "Genel Müdür Sedat Do- |an'ın kayınbiraderi Lami Aralp silahlı iki kişinin saldınsı sonucu yaralandı." Bunlar Çu- kobırlik'te geçen yıl (1992) meydana gelen ve basına yansı- yan olaylardan bazılan. Gaze- telcr bu olaylardan bazılannı manşetten yayımladı. Özel tele- vizyonlar ilgılendi. özel prog- ramlar yaptı. Dergiler kapsamîı incelemeyazılan yayımladı. Bu olaylar, günlerce değil, hafta- larca değıl, aylarca kamuoyunu meşgul etti. Uzun süre gündem- deki yerirü korudu. Çukobirlik Genel Müdürü Sedat Doganın açıklamalanyla bir "mafya" tartışması başladı Adana'da. Olaylar kulislere taştı. Gazete- lerin, dergilerin, televizyonlann yayınlan yetmemiş olmalı ki Çukobirlik kulislerin günde- mınde de ilk sırayı aldı. Sedat Doğan. yolsuzluklara, usulsüz- lüklere, vurgunlara, talanlara "dur" deyınce mafyanın saldı- nlanyia karşılaşuklannı anlattı sürekli. Kulislerde Sedat Doğan'ın savlannı destekler söylenü'ler çıktı. Ancak, buna karşın bazı yerel gazetelerde Çukobirlik'in yeni döneminde de yolsuzluk yapıldığma ilişkin yayım yapıl- dı; kulislerde Sedat Dogan ve arkadaşlan hakkında fıaltı ea- zetesi işlevini yerine geürdi. (şın aslı neydi? Bu kadar olay neden çıkmıştı? Bu karşıbklı karalama kampanyası nereden kaynakla- nıyordu? Bu sorulann yanıünı tam verebilmek için eskiye, Çu- kobirlik'in kuruluşuna dek git- mek gerekiyordu. Altın yumurtlayan tavuk Çukobirlik... Güney ve Gü- neydoğululann yakından tanı- dığı bir kurumdu. Emekçiler içın bir zamanlann Alman- yası'ydı. Üreticiler için güven- ce, bir sigorta kurumu, bir altın yumurtlayan tavuktu. EUi bin üretici ortağıyla ulusal ekono- mının dev dişlılerinden bıriydı. Bir tanm satış kooperalifleri bırliği ama, son zamanlarda ba- zı kişilere göre "devletin kam- buru." Bir lanıma göre ise üre- ticilerin ahn teriyle harman etti- ği ürûnüne pıyasanın alunda fı- yat vererek sermaye bırikimi yapan anlayışa karşı üreü'cı- lerin direncidır Çukobirlik... Bir gün geldı, adı Çukoçiftlik'e çıktı Çukobirlik'in. Evet, Çu- kobirlik nereden geldi, nereye gjdiyordu. Yanıtı aranan soru buydu. Anlatıldığına göre bun- dan tam yanm yüzyıl önce Adana'da kütlü pamuk fiyatla- nnı birkaç tüccar belirlerdi. Üreticiler 193O'lu yıllarda ürünlenru Adana'nın Yüreğir (Karşıyaka) ilçesinde bugün Bossa Fabrikası'nm bulundu- ğu alandaki Pazar Yeri'ne geti- rirlerdi. Pazar Yeri'ndeki çaya dükkanını ofıs gibi kullanan birkaç tüccar günlük kütlü fi- yatlannı belirlerdi. Bu fıyatlar belirlenırken ne dünya piyasası ne de iç piyasa dikkate alınırdı. Dikkate alınan tek şey, tek öl- çü, tüccarlann kendi kâr ora- nıydı. Örneğın, piyasa fiyatı kırk kuruş ise üreü'ciye verilen taban fiyat 28 kuruştu. Yani tam on iki kuruş, yani yüzde otuz aşafpsına belirlenirdi fiyat. Bu, bugün için olduğu gibi o gün için de büyük farkü. Köy- den camız arabasıyla kütlüsünü getiren üretidlenn belirlenen fi- yatlann üstüne çıkma olanak- İan da şanslan da yoktu. tşte böyle bir sömürii çarkında üre- ticinin ahn teri toza toprağa bu- lanırdı. Üreticinin koruyucusu Çukobirlik. Yani Çukurova Tanm Satış Kooperatifleri Birliği. Binlerce ortağı,yurdun çeşitliyerlerineyayûmış çıkafrÇukobirı B ^ i ! talanedilişmn <r aktarmaya çahşacağı uçuncu kstü 'on lira Adana'dan Mersin'e doğnı karayohı ya da trenJe gidenler, yolun sohnda, görkemti bir yapı görürter. BurasL içtnde neter olup bitti- ğinin pek anlaşılamadığı Çukobirtik Genel Mûdûrlüğü binasıdır. Bir kBometre sonra Adana il suun biter, fçel il sının başlar. Çukobirlik işte bu anlayışı yıkmak, üreticilerin haklannı korumak için kurulur. Çuko- birlik ilk yıllarda işlevini yerine getiremiyor gibi.görünse de kı- sa sürede dengelerini oturtmuş bir kurum olur ve 1940'lann so- nuna doğru ortaklanna prim verir duruma gelir. Çukobirlik o yıllardan itibaren kütlü (çe- kirdekli pamuk) fiyatlannın iç ve dış piyasa dikkate alınarak üretici çıkanna oluşmasını sağ- lar. Çukobirlik zamanla daha da gelişir ve büyür. Peş peşe ku- rulan kooperatiflenn sayısı kırk yediyi bulur. Yüzbini aşkın iğ- lik iplık fabrikası, dokuma fab- rikası, ya| fabrikası, boya ve apre tesisleriyle Çukobirlik tekstil alanında dünyanın üçüncü büyüklükteki dev tesisi haline gelir. Mersin-Adana arasında 650 dönümlük alan üzerindeki ip- lık, dokuma, basma, yağ, boya- apre ve sawgın tesisleriyle genel müdürlük idare bınasının da bulunduğu bu dev entegre ku- ruluş (entegre kuruluş oümadan önce) üreticilerin umududur, geleceğidir, güvencesidir, yûza- kıdır. Çukobirlik entegre yaü- nmlanna başlayıncaya değin ortaklannın sağüklı üreüm ya- pabilmelerinı sağlayıcı önlem- İer ahr. Tohum, gübre, üaç gibi her türlü girdiyi piyasa fıyaUnın altında sağlayarak ortaklanna vadeü verir. Ûreücilerden saün alırken en yüksek fıyatı verdiği ürünler en iyi bicimde değerlen- dirilir. Çukobirlik"te o sezon saüş- lardan elde edilen kazançtan daha sonra ortaklara "fiyat far- .. kı" adı altında pay bile verilir. Uç döoem İşte bu uygulamalar üreticileri Çukobirlik'e bağlar. Bu yüzden bazı sezonlar serbest piyasada kütlü fıyatlan yüksek olsa bile üreticiier Çukobirük'i yeğler. Şimdi, bütün bunlar neredeyse unutulmuştur. Üreüci ortakla- nn çıkarlan geri plana iulmiş- tir. Üreticiler, Çukobirük'in sa- dece kooperatifçilik yaptıgı altın çağı özlemektedir. Çukobirlik'in geçmişine şöy- le bir göz atınca üç dönem göze çarpar. Birinci dönem, Çuko- birlik'in kuruluşuyla 1976 yılla- n arasıru kapsar. Bu dönem "Kooperatifçilik Dönemi"' dıye de tanımlanabılir İkinci dönem 1976-1981 yıllan arasıdır. "Ya- tınm Dönemi" olarak tanımla- mak gerekir. Üçüncü dönem ise 12 Eylül'ün yaşandığı, Çuko- birlik yönetim biçıminin yapı- sal değışikliğe uğratıldığı, yo- ğun yolsuzluk olaylannın ya- şandığı, mafya söylenülennın. savlannıngündemegeldiği, "ay- Üreticiler ne diyor? AZİZ EKİN (60): "Çukobir- lik, yolsuz- luk ve mafya söylentileri- ne kanş- masına karşın çiftçinin sigortası. Bu kuruluş olmazsa ürünlerimizi nereye dökecektik? Tüccarlar mı ürünümüzü desteklemeye alacakü, tabanfiyataçıklaya- caktı? Eskiden birlik falan yokmuş. Yine de halimize şükretmek laam. Ürünü çok iyı paraya saün aldı. Borcunu ödemekte gecikti. Alacaklılar kapıda ama sıramıa bekle- mek lazım. Para geldi mi bor- cunu ödüyor. Zarar ettiğini biüyoruz. Kendi kendini dü- zeltmesi lazun. Büyük fabri- kalan, tesisleri var. Bizden aldığı ürünü burada işlesin. Çalışmadan para alan insan- lardan kurtulsun. Eski hesap- lar incelensin, kimler yolsuz- luk yapmışsa yakasına yapışüıp çiftçinin hakkı alınsın..." HAYRİ SEYREK (73): "Çuko- birlik'in olumlu yan- lan da var, olumsuz yanlan da. Şimdi pamuğa verdiği taban fıyat, laırnın edici. Eğer ürün- lerimizi âlmazsa rezil olur- duk. Tüccann ınsafına kahrdık. Çukobirlik, biz çift- çilerin bir anlamda sigortası. Hemen hemen ektığimız tüm ürünlen saun alıyor. Hem de zarar eunesine karşın alıyor. Çukobirlik'te aksayan taraf- lar da var. örneğin ürünümü- zün bedelini peşın alamıyo- ruz. Bırakın peşın almayı, ay- larca bekleyenlerimız oluyor. Bu arada alacaklılar kapıya dayanıyor. Tarlanızda çahştırdığınız yoksul insan- lar, emeklerinin karşıLğını bekliyor. Size mal satarüar kapınızdan aynlıruyor. Son- ra yolsuzluk söylenüleriyle sürekli çalkanular yaşanı- yor". İSMAİL UYAR (65): "Ekonomik anlamdaÇu- kobirlik'in durumu pek parlak gö- rünmüyor. Çiftçilerden zaranna mal saun alan bir kuruluş. Ancak birçok tesisi var. Fabrikalan var. Bunlarla seri üretim yapıp zarar yerine kara geçe- biür. Çukobirlik'in üretıciye yararlan elbette inkar edile- mez. Şayet şu anda birlik ol- masaydı, ürünlerimizi tücca- ra yan fıyaüna bile sata- mazdık. Ancak ürünümüzün karşıLğını geç alıyoruz. Ala- caklıbr peşimize düşüyor. Türkiye'nin birçok ilinde kooperatifleri olan bu kadar büyük bir kuruluşta isükrar sağlanması şart. Yani secim- lerle birlikte yönetim, genel müdür değişmemeli. Sık sık işcı alımı ve işçı cıkışı yapı- Imamalı. Güç, ama politi- kacılann Çukobirlik'ten elle- rini çekmeleri gerekiyor..." yuka" cıktığj süreci kapsar. Çu- kobirlik'te kuruluşundan bu yana yolsuzluklar olmuştur. Dönem dönem değerlendiri- lecek olursa yolsuzluklann bi- rinci dönemde yok denecek denli az olduğu, ikinci dönem- de hızlandığı. üçüncü dönemde ise talana dönüştüğü görülür. Birinci dönemde üreticiler- den ürün olarak sadece kütlü alınır. Sawgin, rollergin fesisle- rinden gecirilerek çekirdeğln- den (çiğit) aynbp pamuk haline gelinlen ürün, "tahsis yön- temi"yleçeşitli kuruluşlara satı- hr. Henüz ürün ç^şitlemesi aşa- masına gelinmediğı için iki ürü- nün alım ve satımını yapar Çu- kobirlik. Bunlardan biri kütlü, öbürü ise "pamuk tohumu" diye de tanımlanabilecek çığit- tir. İşletme kapasitesinin yeterh olmadığı bu dönemde işletme- ler, fabrikalar kıralanır, fason işietmecihk yapılır. Doğa! ola- rak sadece fason işletmecilik so- runlan çıkar bu duneımte.T*By laşmazhklann, yolsuzluklann söylenülerin temelini. tartım sonuçlanmn eksik çıkması oluşturur. O yıllarda Çukobir- lik yılda en az 200 bin ton kütlü almaktadır. Kendi tesisleri yet- medığı zaman hangi fabrika ki- ralanmak için yeğlenirse o fab- rikanm sahıbi "ihya" olur. Bu fabrikalann belirlenmesi sırası- nda yolsuzluk ve rüşvet söylen- tileri yoğundur. Ancak, "alan da, satan da ra- zı" olduğundan yolsuzluklar pek ortaya cıkmaz. Bunun yani sıra depo fazlası, depo eksiği gi- bi temebnde yolsuzluk olan olaylar meydana gelir. SÜRECEK O N B I N L E R İÇİN YAZDI Küçükhesaplardanvazgeçelim Düşüncelerini hiçbir güçyok edemeyecek Sen her zaman fîkirierinie bizlerk berabersio. Seni çok seviyonız. Mustafa Eser Merhaba sevgili dost, senia bedenniparçaparça ederek düşünceieriınizi ve yana bizlereyoi gösterdin, gerçekleri öğrettin. Zabmlerin soou gelene kadar bu yotdao yûrfiyeceğiz. RahatoL Sen demokrasüun, insan haklaruun sesisin. Sen sıtsnıadın. ^tsnıayacnksin. Bu Fikirleri öldüremeyeceklerini hâlâ anlayamadı gafiller. Tülay Bayrak Her zaman belleklerimizde yaşayacaksın. FigenAkknrt Biz, Atatürk düşmanlanndan daha mı korkağiz? Neden hala birbirinizi yiyorsunuz aydınlar! Yeterartık tek biryumruk olahm, küçük hesaplannızdan vazgeçin. Ûzerimize birçığgibi gelen Atatürk düşanlığınj görmüyor musunuz? Uğur Mumcu yaşıyor bizimle... Taşovalı bir grup adma HüseyinŞahin Bir kitaba başlar gibi Koşarken yavaşlar gibi Ölen arkadaşlar gibi Sessiz sitemsiz... Sevgili Uğur Mumcu; Bu bomba bizi susturamaz. Bu hain kahpeler bir bedeni yok etmekle düşüncelerin yokedilemeyeceğini bilmeliler. Seni yokettiklerini zannedenler seni ölümsüzleştirdiler. Bızler yaşadıkça Kemalizm ölmez, bizler yaşadıkça laiklik ölmez, bizler yaşadıkça Uğur Mumcu'larölmez. Mücadelemiz engellenemez. Sonuna kadar... Banş ve özgürtük adma Uğur Mumcu'ya yapüan bu suikast, tümTürkiye'ye özgürlük ve demokrasiye yapılmışür. Bu bedeni yoketmekle, düşüncelerin de yok edilebileceğinı sananlar yamlmışlardu-. Bizler yaşadıkça Uğur Mumcular ölmeyecekür. özgürlük ve Demokrasi adıoa Hepimizin, Türkiye'nin ışığjydın. Sana nasıl böyle vahşice kıydılar inanılası güç. Ama onlar seni görünüşte imha ettiler. Senin ideolojini asla ımhaedemıyecekler. Aydmlık Türkiye'ye doğru daimi bir mum olacaksın. Senin yolundayız. Sen milyonlann yüreğinde yaşıyorsun. Söküp alnıaya y isteyenfer sanmasmlar ki bir şeyleri başardıklannı. Bizi, gençlikflteşimizi söodûrenıeyecekler ve vaşam var oldukça hngıinıimii7ii zefair etmek isteyenlere sesleniyoruz. Yannbizim. BirgünBarkıo Birgiöerbingeüriz Bizi vurmak kurtuiuş mu? Knriprfiiiyni ütnetk kınıyOTUZ. Tüm dostlar adına öriemŞimşek demokrasiden yanaolanlar kazanacaktv. FadhDinçer Hiçbir zaman ödün vermediğin doğnılannla bize daima örnek okhın,olacaksn. Kafanuzdaki tim<a> karstrtamayacak. l M ö yğ k a r m a y Gaye Ozyol, Mahina özyol Hergûn biraz daha yokedibneye çalışıyonız. Direnmekten ve k h İ Senin gibi biıini kaybetmek bizim için çok büyük bir acı, fakat sen da'urtn bizim kaibimizde y aşayacaksıo. Aysuo Yarlık Bu savaşın galibi sensin Mehmet Güldikü Sevgili Lğur, 1975 yrfmdan bu yok. Sinan Özbaş, lVIelike Ourmjiztıına Senia için üçbeşgünağlay ıpsenig p ğunuı sanma. Ben yeni nesil olarak özgür bir denıokrasi uğruna senin dtişüncelerûı doğnıltusunda bu kavganuı en öaünaesavaşınayasöz veriyorum Mehmet îğur Mumcu Kırşehirİl HalkKütiiphanesi'nde sizi bekliyor !.. NİAMU© îKTÎPA ANl öM bekliyor L AhmetErkanlı güçleri yetmez. CuinnurErcan Demokrasi ve laikliğin yıhnaz savunucusu seni yüreğirnizde, fıkirlerimizde yaşatacağız. tskender Davitoğlu Düşünen insan, ancak bu şekildesusturulabilir. Birgün hiç tarumadığım biri, size bombaü bir paket uzatırsa şaşırmayın. Türkiye'nin fıkir ûreten insanlara yaşam vadeden bir ülke olması dıleğiyle.. Bir özgürlük neferi Uğur Mumcu'nun anısına. İlker Bir halk çocuğu olarak bu kahpecinayeti lanetliyor. Düşüncelerini ve ilkelerini daima kendımızc örnek olacagunızı, Atatürk ilke ve devrimlerini yaşatacağımı içtenlikle söylüyor rahat uyu dıyorum. Türkiye düşüncelerinle aydınlanacakür. CemaJŞahin Saygılanmla Uğur abimize. Fikirleri vedüşünceleri hiç bir güçyıldıramazyıldırmadı da. Sana kurşun sıkan elleri bir gün bulup hesabını soracağız. Senin buakuğm eserlenn tümü ile yaşayacak tır. Bu bomba sadece Uğur Mumcu'ya değil tüm Türk aydınlannın arabasına konulmuştur. Saygılanmla anıyorum. Mubarrem Altıokka Sevgili Uğur Mumcu; şunu iyi bil ki bu atmış milyonluk. ülkemizde senin gibi düşünenler onlann milyonlarca kere fazlası. Onun için ruhun rahat etsin. EnverYddırım SÜRECEK POLTTIKA VE OTESI MEHMEDKEMAL Latfeı abCsMn Antaıda.Arap harfleriyle yazarken elifbe derdik, Latin harfleri- ni alınca alfabe (abc) demeye başladık. Harf devrimjnin kolay olmayacağını söyleyenler çoktu. Ama halk kolay- ca benimsedi. Arap harfleriyle yazanlarm yüzdesi ne olmalıydı ki; siz deyin yüzde beş, ben diyeyim yüzde on... Doğru dürüst okur-yazar yüzdesi bile yoktu. O yıllarda abc'nın değişmesiyle işsız güçsüz kalan ya- zarlar oldu. Gazetelerin baskı sayısı eksildi, patronlar yazarlara ücret veremez oldular. Ahmet Rasim'in bir hi- kayesini anlatırlar. Üstat, birçok gazete ve dergide ya- zarmış, geçimi de bu yüzdenmiş. Gazete çıkmamaya, kitap basılmamaya başlayınca işsiz kalmış. Oerken so- luğu Ankara'da almış. Tsmail Müştak'a (Mayakon) rastlamış, işsiz oldugunu söylemiş. Akşam sofrada, Mayakon da durumu Gazi'ye anlatmış. Istanbul milletvekiliiği boşmuş, Ahmet Rasim'i milletvekili yapmışlar. Burada, Gazi'nin gençliğinde üs- tadın yazılarının tiryakisi oluşunun etkısi büyük. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra Türki devletler de birer birer bağımsızlaştılar. Sorunlarının başında yazı geliyûr. Artık Kıril alfabesiyle yazmak istemiyorlar. Ki- misi Latin alfabesini almak istiyor, kirni de Arap alfabe- sini... Latin'i almak isteyenler çoğunlukta... Arap alfabe- sini almak isteyenler de Iran ve Arap etkisinde olanlar... Acaba Türki devletlerde okuma yazma oranı nedir, ki- tap ve gazete için ne kadar kağıt kullamyorlar? Okuma yazma oranının bizden çok olduğu su götürmez. Çünkü 1917 Devrimi yazıda, sanatta, edebiyatta, müzikte önle- rini açmıştr. Bizde kitap, gazete, dergi basımını anlamak için kağıt kullanımına bakmalı... Böyle bir kaynak nerede var? Fet- hi Naci'nin bir yazısında okudum. "1991 yılında tuvalet kağıdı ve benzerlerinin tüketimi 38 bin ton, kitap kağıdı- nın tüketimi 15 bin ton"muş. Bir not daha var: Matbaanm icadından 1928 yılına ka- dar Arap yazısıyla Türkçede basılan kitap sayısı 25 bin- miş. Bir ortaokul kitaplığı kadar bir yer tutar. Şimdi Orta Asya Türk devletleri arasında bir alfabe kavgası sürüp gidiyor. Orta Asya Türk devletleri Kiril'i bırakacaklarına göre Latin harflerini kabul etmeleri da- ha açık görünüyor. Ama belli Orta Asya Türkleri arasına fit sokmak isteyenler var. Arapı, Acemi boş durmaya- caklar... llberOrtaylı, "Ta Bizans'tan beri bütün Balkanlar'ın ve Ortadoğu'nun yazma kitapları, minyatürleri Istanbul'a akmış... On beş yüzyıl boyunca Istanbul kadar degerli kitap toplayan şehir azdır. Ama Istanbul kadar kitapları dışarı götürülen de azdır. Sahaflarda artık yazma ve basma kitap bulmak azaldı" diyor. Büyük kütüphanelerimiz yok değil, var: Süleymaniye, Topkapı... Süleymaniye'de 65 bin, Topkapı'da 15 bin yazma ve basma kitap bulunduğu söyleniyor. Buralarda yüzü aşkın Latince, Yunanca, eski Slovence, Süryanice yazma kitap bulunuyor. Kıtaplıkta çalışan uzmanlar; az okuyan, hele kütûpha- nelere giren çıkanlara bakılırsa meraklısı çok az olan bir toplum oldugumuzu söylüyorlar. Son Osmanlı aydfnlanndan Ali Emiri Efendi hayatını kitaba verenlerdenmiş. Hamit döneminde defterdariık, maliye müfettişliği yapmış, çok kitap toplamış. Kitapları özenle saklarmış. Belleği çok güçlü imiş, hangi kitabın nerede oldugunu bilirmiş Ittihatçıiarı sevmezmiş. Tarih- ierde ittihatçı sözcüğü görünce tepesi atar, kıpkırmızı kesilirmiş. Sevdiği bir kitabı edinmek için aylarca pey- nir, ekmek yer, para biriktirirmiş. Kaşgarlı Mahmut'un Divan-ı Lugat'itTürk'ünü böyle edinmiş. Bütün kitapları- nı Millet Kitaplığı'na bağışlamış. ölüsünü, Millet Kitaplı- ğı önünden geçerken beş dakika havada tutmuşlar, son yolculuğuna öyle uğurlamışlar. Biz pek okumuyoruz, ama Kiril alfabesini bırakıp Latin alfabesine geçince Orta Asya Türk okurları daha çok okuyacaklar mı? BULMACA SOLDANSAĞA: 1 2 3 1/ Zeki ökten'in yönetti- ği ve Yıbnaz Gûney'in senaryosunu yazdığı bir film... Derviş selamı. 2/ Çit, perde... Yunan mito- lojisine göre uçmayı ba- şaran ilk insan. 3/ Mi- markkta "sahın" anla- mında kullanılan söz- cük... süreyya Dunı'nun. yönetirken öldüğu son fılmi. 4/ Gerçekleştiril- mesi olanaksız tasar ya da düşünce... Eski dilde söylcmc. 5/ Halk dilinde cam bile- ziğe verilen ad... Büyük ün kazan- mış sinema ya da müzik sanatcısı. 6/ Zahmet, sıkınü... Felsefede bir durumdan başka bir duruma geç- meye verilen ad. 7/ Ekmek kınnü- lanyla yapılmış çorba. 8/ Tarihin ilk yazılı yasalannı çıkarmasıyla ünlü Babil krab. 9/ Utanma duy- gusu... Yan memnunluk belirten ünlem... Tepkili uçak. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1/ Türkân Şoraj'ın yönetmen olarak çevirdıği ilk fılmi... Cey- lan, 2/ Herhangı bir mekamk enerjiyı elektrik akımına cevıren aygıt... Ali özgentürk'ün, yurtiçinde ve dışında çeşıüi ödüller kazanmış bir fılmi. 3/ XX. yüzydın ilk yansında ortaya çıkan bir resim akımı. 4/ Bir nota... Irmaklarda işleyen, alü düz kayık. 5/ Eskiden İstanbulda Galata Köprüsü ile Adalar arasında de- niz taşımaahgmı üstlenen işletme... Sürt'in bir ıkjesi. 6/ Tarlayı sürerek dinlenmeye bırakına... İridyumun simgesi. 7/ Eski Mı- sırdagüneştannsı... Birticaretgemisinintaşımakapasitesi.8/ Holmiyum elementınin simgesi... Yengj. 9/ Cıvata ve somun- lardaki yiv... Terbiyesiz kimse. MALİYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI KONYA DEFTERDARUĞI'NDAN İŞYERİKAPATM4 DUYURUSU "Aşağıda adı ve soyadı belirtilen mOkellefin i$yeri, bdge düzenine uymaması nedeniyle, Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 354. madde- si uyannca, 1992 yılı içınde birinci defa 3 gün, ikinci defa 5 gün sUre ile kapatılmıştır" İŞYERİ KAPATILAN MÜKELLEİİN: Adı, soyadı veya unvanı: ömer San lşyerinin adı veya unvanı: Tavuk ve Yumurta Tic Adresı: Larende Cad. No: 338/E Konya Kapatma nedeni: Belge düzenine uyulmaması Duyurunun kanuni dayanagı: Bu duyunı 213 sayılı Vergi Usul Ka- nunu'nun S'inci maddesi bükmü ile aynı kanunun 182 sıra numarah genel tebligi uyannca yapılmışür. Basın: 24319 FATİH 2. ASLÎYE HUKUK HÂKİMLİCİ Esas No: 1992/1093 . - Davacı Vedat Sayın vekili tarafından davalı Gülşen Sayın aleyhine açılan boşanma davası sırasında; Gazi Mal). 1405. Sokak N a 11 Kücukköy/tstanbul adresmde ika- met ettıği bildirilen davalı Gulsen Sayın'a duruşma gunü teblig edile- mediğı gibi zabıtaca yapılan araştırma da netice vermediğınden du- ruşma günunun ilanen teblığıne karar verilnus olmakla adı gecenin durujmamn bulunduğu 9.6.1993 günü saat 10.00'da mahkememizdc hazır bulunması, bulunmadığı takdirde HUMK'nın 509-510. madde- leri gereğince durusmarun gıyabında devam olunacagı hususu dave- tiye yerine geçmek üzere ilanen teblig olunur. 19.3.1993 Basın: 3432
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear