Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 12 NİSAN1993 PAZARTESİ
12 DIZIYAZI
Ç u k o b i r l i k
B İ R J A L A N I N
Ö Y K Ü S Ü
ÇETİNYİâENOâLU
Çukobirtik'teii
-ı-
"Bekçi Zahit Ava ökiürül-
dü." "Muhasebe Müdürü Ali
Osman Esenyel ile Fınansman
Müdürü Mehmet Kaya dövül-
dü." "Hukuk Danışmanı Avu-
kat Celal Ünalan ile Dokuma
Fabrikası Makine Encıji Mü-
dürü Mehmet Gökpınar ayn
ayn uğradıklan bıçaklı saldın-
iarda yaralandılar." "İkmaJ
Müdürü Velı Karcı kaçınldı."
"Mamul Gelişürme Şefı Hüse-
yin Durak'ın evi basıldı. köpeği
öldürülerek bahçedeki ağaca
asıldı." "'tplik Dokuma Fabri-
kası Başpuantörü Tufan Bütev
silahlı saldın sonucu yaralandı.
"Genel Müdür Sedat Do-
|an'ın kayınbiraderi Lami
Aralp silahlı iki kişinin saldınsı
sonucu yaralandı." Bunlar Çu-
kobırlik'te geçen yıl (1992)
meydana gelen ve basına yansı-
yan olaylardan bazılan. Gaze-
telcr bu olaylardan bazılannı
manşetten yayımladı. Özel tele-
vizyonlar ilgılendi. özel prog-
ramlar yaptı. Dergiler kapsamîı
incelemeyazılan yayımladı. Bu
olaylar, günlerce değil, hafta-
larca değıl, aylarca kamuoyunu
meşgul etti. Uzun süre gündem-
deki yerirü korudu. Çukobirlik
Genel Müdürü Sedat Doganın
açıklamalanyla bir "mafya"
tartışması başladı Adana'da.
Olaylar kulislere taştı. Gazete-
lerin, dergilerin, televizyonlann
yayınlan yetmemiş olmalı ki
Çukobirlik kulislerin günde-
mınde de ilk sırayı aldı. Sedat
Doğan. yolsuzluklara, usulsüz-
lüklere, vurgunlara, talanlara
"dur" deyınce mafyanın saldı-
nlanyia karşılaşuklannı anlattı
sürekli.
Kulislerde Sedat Doğan'ın
savlannı destekler söylenü'ler
çıktı. Ancak, buna karşın bazı
yerel gazetelerde Çukobirlik'in
yeni döneminde de yolsuzluk
yapıldığma ilişkin yayım yapıl-
dı; kulislerde Sedat Dogan ve
arkadaşlan hakkında fıaltı ea-
zetesi işlevini yerine geürdi. (şın
aslı neydi? Bu kadar olay neden
çıkmıştı? Bu karşıbklı karalama
kampanyası nereden kaynakla-
nıyordu? Bu sorulann yanıünı
tam verebilmek için eskiye, Çu-
kobirlik'in kuruluşuna dek git-
mek gerekiyordu.
Altın yumurtlayan tavuk
Çukobirlik... Güney ve Gü-
neydoğululann yakından tanı-
dığı bir kurumdu. Emekçiler
içın bir zamanlann Alman-
yası'ydı. Üreticiler için güven-
ce, bir sigorta kurumu, bir altın
yumurtlayan tavuktu. EUi bin
üretici ortağıyla ulusal ekono-
mının dev dişlılerinden bıriydı.
Bir tanm satış kooperalifleri
bırliği ama, son zamanlarda ba-
zı kişilere göre "devletin kam-
buru." Bir lanıma göre ise üre-
ticilerin ahn teriyle harman etti-
ği ürûnüne pıyasanın alunda fı-
yat vererek sermaye bırikimi
yapan anlayışa karşı üreü'cı-
lerin direncidır Çukobirlik...
Bir gün geldı, adı Çukoçiftlik'e
çıktı Çukobirlik'in. Evet, Çu-
kobirlik nereden geldi, nereye
gjdiyordu. Yanıtı aranan soru
buydu. Anlatıldığına göre bun-
dan tam yanm yüzyıl önce
Adana'da kütlü pamuk fiyatla-
nnı birkaç tüccar belirlerdi.
Üreticiler 193O'lu yıllarda
ürünlenru Adana'nın Yüreğir
(Karşıyaka) ilçesinde bugün
Bossa Fabrikası'nm bulundu-
ğu alandaki Pazar Yeri'ne geti-
rirlerdi. Pazar Yeri'ndeki çaya
dükkanını ofıs gibi kullanan
birkaç tüccar günlük kütlü fi-
yatlannı belirlerdi. Bu fıyatlar
belirlenırken ne dünya piyasası
ne de iç piyasa dikkate alınırdı.
Dikkate alınan tek şey, tek öl-
çü, tüccarlann kendi kâr ora-
nıydı. Örneğın, piyasa fiyatı
kırk kuruş ise üreü'ciye verilen
taban fiyat 28 kuruştu. Yani
tam on iki kuruş, yani yüzde
otuz aşafpsına belirlenirdi fiyat.
Bu, bugün için olduğu gibi o
gün için de büyük farkü. Köy-
den camız arabasıyla kütlüsünü
getiren üretidlenn belirlenen fi-
yatlann üstüne çıkma olanak-
İan da şanslan da yoktu. tşte
böyle bir sömürii çarkında üre-
ticinin ahn teri toza toprağa bu-
lanırdı.
Üreticinin koruyucusu
Çukobirlik. Yani Çukurova
Tanm Satış Kooperatifleri
Birliği. Binlerce ortağı,yurdun
çeşitliyerlerineyayûmış
çıkafrÇukobirı
B ^ i
! talanedilişmn <r
aktarmaya çahşacağı
uçuncu
kstü
'on lira
Adana'dan Mersin'e doğnı karayohı ya da trenJe gidenler, yolun sohnda, görkemti bir yapı görürter. BurasL içtnde neter olup bitti-
ğinin pek anlaşılamadığı Çukobirtik Genel Mûdûrlüğü binasıdır. Bir kBometre sonra Adana il suun biter, fçel il sının başlar.
Çukobirlik işte bu anlayışı
yıkmak, üreticilerin haklannı
korumak için kurulur. Çuko-
birlik ilk yıllarda işlevini yerine
getiremiyor gibi.görünse de kı-
sa sürede dengelerini oturtmuş
bir kurum olur ve 1940'lann so-
nuna doğru ortaklanna prim
verir duruma gelir. Çukobirlik
o yıllardan itibaren kütlü (çe-
kirdekli pamuk) fiyatlannın iç
ve dış piyasa dikkate alınarak
üretici çıkanna oluşmasını sağ-
lar. Çukobirlik zamanla daha
da gelişir ve büyür. Peş peşe ku-
rulan kooperatiflenn sayısı kırk
yediyi bulur. Yüzbini aşkın iğ-
lik iplık fabrikası, dokuma fab-
rikası, ya| fabrikası, boya ve
apre tesisleriyle Çukobirlik
tekstil alanında dünyanın
üçüncü büyüklükteki dev tesisi
haline gelir.
Mersin-Adana arasında 650
dönümlük alan üzerindeki ip-
lık, dokuma, basma, yağ, boya-
apre ve sawgın tesisleriyle genel
müdürlük idare bınasının da
bulunduğu bu dev entegre ku-
ruluş (entegre kuruluş oümadan
önce) üreticilerin umududur,
geleceğidir, güvencesidir, yûza-
kıdır. Çukobirlik entegre yaü-
nmlanna başlayıncaya değin
ortaklannın sağüklı üreüm ya-
pabilmelerinı sağlayıcı önlem-
İer ahr. Tohum, gübre, üaç gibi
her türlü girdiyi piyasa fıyaUnın
altında sağlayarak ortaklanna
vadeü verir. Ûreücilerden saün
alırken en yüksek fıyatı verdiği
ürünler en iyi bicimde değerlen-
dirilir.
Çukobirlik"te o sezon saüş-
lardan elde edilen kazançtan
daha sonra ortaklara "fiyat far- ..
kı" adı altında pay bile verilir. Uç döoem
İşte bu uygulamalar üreticileri
Çukobirlik'e bağlar. Bu yüzden
bazı sezonlar serbest piyasada
kütlü fıyatlan yüksek olsa bile
üreticiier Çukobirük'i yeğler.
Şimdi, bütün bunlar neredeyse
unutulmuştur. Üreüci ortakla-
nn çıkarlan geri plana iulmiş-
tir. Üreticiler, Çukobirük'in sa-
dece kooperatifçilik yaptıgı
altın çağı özlemektedir.
Çukobirlik'in geçmişine şöy-
le bir göz atınca üç dönem göze
çarpar. Birinci dönem, Çuko-
birlik'in kuruluşuyla 1976 yılla-
n arasıru kapsar. Bu dönem
"Kooperatifçilik Dönemi"' dıye
de tanımlanabılir İkinci dönem
1976-1981 yıllan arasıdır. "Ya-
tınm Dönemi" olarak tanımla-
mak gerekir. Üçüncü dönem ise
12 Eylül'ün yaşandığı, Çuko-
birlik yönetim biçıminin yapı-
sal değışikliğe uğratıldığı, yo-
ğun yolsuzluk olaylannın ya-
şandığı, mafya söylenülennın.
savlannıngündemegeldiği, "ay-
Üreticiler ne diyor?
AZİZ
EKİN (60):
"Çukobir-
lik, yolsuz-
luk ve mafya
söylentileri-
ne kanş-
masına
karşın çiftçinin sigortası. Bu
kuruluş olmazsa ürünlerimizi
nereye dökecektik? Tüccarlar
mı ürünümüzü desteklemeye
alacakü, tabanfiyataçıklaya-
caktı? Eskiden birlik falan
yokmuş. Yine de halimize
şükretmek laam. Ürünü çok
iyı paraya saün aldı. Borcunu
ödemekte gecikti. Alacaklılar
kapıda ama sıramıa bekle-
mek lazım. Para geldi mi bor-
cunu ödüyor. Zarar ettiğini
biüyoruz. Kendi kendini dü-
zeltmesi lazun. Büyük fabri-
kalan, tesisleri var. Bizden
aldığı ürünü burada işlesin.
Çalışmadan para alan insan-
lardan kurtulsun. Eski hesap-
lar incelensin, kimler yolsuz-
luk yapmışsa yakasına
yapışüıp çiftçinin hakkı
alınsın..."
HAYRİ
SEYREK
(73): "Çuko-
birlik'in
olumlu yan-
lan da var,
olumsuz
yanlan da.
Şimdi pamuğa verdiği taban
fıyat, laırnın edici. Eğer ürün-
lerimizi âlmazsa rezil olur-
duk. Tüccann ınsafına
kahrdık. Çukobirlik, biz çift-
çilerin bir anlamda sigortası.
Hemen hemen ektığimız tüm
ürünlen saun alıyor. Hem de
zarar eunesine karşın alıyor.
Çukobirlik'te aksayan taraf-
lar da var. örneğin ürünümü-
zün bedelini peşın alamıyo-
ruz. Bırakın peşın almayı, ay-
larca bekleyenlerimız oluyor.
Bu arada alacaklılar kapıya
dayanıyor. Tarlanızda
çahştırdığınız yoksul insan-
lar, emeklerinin karşıLğını
bekliyor. Size mal satarüar
kapınızdan aynlıruyor. Son-
ra yolsuzluk söylenüleriyle
sürekli çalkanular yaşanı-
yor".
İSMAİL
UYAR (65):
"Ekonomik
anlamdaÇu-
kobirlik'in
durumu pek
parlak gö-
rünmüyor.
Çiftçilerden zaranna mal
saun alan bir kuruluş. Ancak
birçok tesisi var. Fabrikalan
var. Bunlarla seri üretim
yapıp zarar yerine kara geçe-
biür. Çukobirlik'in üretıciye
yararlan elbette inkar edile-
mez. Şayet şu anda birlik ol-
masaydı, ürünlerimizi tücca-
ra yan fıyaüna bile sata-
mazdık. Ancak ürünümüzün
karşıLğını geç alıyoruz. Ala-
caklıbr peşimize düşüyor.
Türkiye'nin birçok ilinde
kooperatifleri olan bu kadar
büyük bir kuruluşta isükrar
sağlanması şart. Yani secim-
lerle birlikte yönetim, genel
müdür değişmemeli. Sık sık
işcı alımı ve işçı cıkışı yapı-
Imamalı. Güç, ama politi-
kacılann Çukobirlik'ten elle-
rini çekmeleri gerekiyor..."
yuka" cıktığj süreci kapsar. Çu-
kobirlik'te kuruluşundan bu
yana yolsuzluklar olmuştur.
Dönem dönem değerlendiri-
lecek olursa yolsuzluklann bi-
rinci dönemde yok denecek
denli az olduğu, ikinci dönem-
de hızlandığı. üçüncü dönemde
ise talana dönüştüğü görülür.
Birinci dönemde üreticiler-
den ürün olarak sadece kütlü
alınır. Sawgin, rollergin fesisle-
rinden gecirilerek çekirdeğln-
den (çiğit) aynbp pamuk haline
gelinlen ürün, "tahsis yön-
temi"yleçeşitli kuruluşlara satı-
hr. Henüz ürün ç^şitlemesi aşa-
masına gelinmediğı için iki ürü-
nün alım ve satımını yapar Çu-
kobirlik. Bunlardan biri kütlü,
öbürü ise "pamuk tohumu"
diye de tanımlanabilecek çığit-
tir. İşletme kapasitesinin yeterh
olmadığı bu dönemde işletme-
ler, fabrikalar kıralanır, fason
işietmecihk yapılır. Doğa! ola-
rak sadece fason işletmecilik so-
runlan çıkar bu duneımte.T*By
laşmazhklann, yolsuzluklann
söylenülerin temelini. tartım
sonuçlanmn eksik çıkması
oluşturur. O yıllarda Çukobir-
lik yılda en az 200 bin ton kütlü
almaktadır. Kendi tesisleri yet-
medığı zaman hangi fabrika ki-
ralanmak için yeğlenirse o fab-
rikanm sahıbi "ihya" olur. Bu
fabrikalann belirlenmesi sırası-
nda yolsuzluk ve rüşvet söylen-
tileri yoğundur.
Ancak, "alan da, satan da ra-
zı" olduğundan yolsuzluklar
pek ortaya cıkmaz. Bunun yani
sıra depo fazlası, depo eksiği gi-
bi temebnde yolsuzluk olan
olaylar meydana gelir.
SÜRECEK
O N B I N L E R
İÇİN YAZDI
Küçükhesaplardanvazgeçelim
Düşüncelerini hiçbir
güçyok edemeyecek
Sen her zaman fîkirierinie
bizlerk berabersio. Seni çok
seviyonız.
Mustafa Eser
Merhaba sevgili dost, senia
bedenniparçaparça
ederek düşünceieriınizi ve
yana bizlereyoi
gösterdin, gerçekleri öğrettin.
Zabmlerin soou gelene kadar bu
yotdao yûrfiyeceğiz. RahatoL
Sen demokrasüun, insan
haklaruun sesisin. Sen
sıtsnıadın. ^tsnıayacnksin. Bu
Fikirleri öldüremeyeceklerini
hâlâ anlayamadı gafiller.
Tülay Bayrak
Her zaman belleklerimizde
yaşayacaksın.
FigenAkknrt
Biz, Atatürk düşmanlanndan
daha mı korkağiz? Neden hala
birbirinizi yiyorsunuz aydınlar!
Yeterartık tek biryumruk
olahm, küçük hesaplannızdan
vazgeçin. Ûzerimize birçığgibi
gelen Atatürk düşanlığınj
görmüyor musunuz? Uğur
Mumcu yaşıyor bizimle...
Taşovalı bir grup adma
HüseyinŞahin
Bir kitaba başlar gibi
Koşarken yavaşlar gibi
Ölen arkadaşlar gibi
Sessiz sitemsiz...
Sevgili Uğur Mumcu;
Bu bomba bizi susturamaz. Bu
hain kahpeler bir bedeni yok
etmekle düşüncelerin
yokedilemeyeceğini bilmeliler.
Seni yokettiklerini zannedenler
seni ölümsüzleştirdiler. Bızler
yaşadıkça Kemalizm ölmez,
bizler yaşadıkça laiklik ölmez,
bizler yaşadıkça Uğur
Mumcu'larölmez.
Mücadelemiz engellenemez.
Sonuna kadar...
Banş ve özgürtük adma
Uğur Mumcu'ya yapüan bu
suikast, tümTürkiye'ye
özgürlük ve demokrasiye
yapılmışür. Bu bedeni
yoketmekle, düşüncelerin de
yok edilebileceğinı sananlar
yamlmışlardu-. Bizler yaşadıkça
Uğur Mumcular ölmeyecekür.
özgürlük ve Demokrasi adıoa
Hepimizin, Türkiye'nin
ışığjydın. Sana nasıl böyle
vahşice kıydılar inanılası güç.
Ama onlar seni görünüşte imha
ettiler. Senin ideolojini asla
ımhaedemıyecekler. Aydmlık
Türkiye'ye doğru daimi bir
mum olacaksın. Senin
yolundayız.
Sen milyonlann yüreğinde
yaşıyorsun. Söküp alnıaya
y
isteyenfer sanmasmlar ki bir
şeyleri başardıklannı. Bizi,
gençlikflteşimizi
söodûrenıeyecekler ve vaşam
var oldukça hngıinıimii7ii zefair
etmek isteyenlere sesleniyoruz.
Yannbizim.
BirgünBarkıo
Birgiöerbingeüriz
Bizi vurmak kurtuiuş mu?
Knriprfiiiyni ütnetk kınıyOTUZ.
Tüm dostlar adına
öriemŞimşek
demokrasiden yanaolanlar
kazanacaktv.
FadhDinçer
Hiçbir zaman ödün vermediğin
doğnılannla bize daima örnek
okhın,olacaksn. Kafanuzdaki
tim<a> karstrtamayacak.
l M ö
yğ k a r m a y
Gaye Ozyol, Mahina özyol
Hergûn biraz daha yokedibneye
çalışıyonız. Direnmekten ve
k h İ
Senin gibi biıini kaybetmek
bizim için çok büyük bir acı,
fakat sen da'urtn bizim
kaibimizde y aşayacaksıo.
Aysuo Yarlık
Bu savaşın galibi sensin
Mehmet Güldikü
Sevgili Lğur, 1975 yrfmdan bu
yok.
Sinan Özbaş, lVIelike
Ourmjiztıına
Senia için
üçbeşgünağlay ıpsenig p
ğunuı sanma. Ben yeni nesil
olarak özgür bir denıokrasi
uğruna senin dtişüncelerûı
doğnıltusunda bu kavganuı en
öaünaesavaşınayasöz veriyorum
Mehmet
îğur Mumcu
Kırşehirİl HalkKütiiphanesi'nde
sizi bekliyor !..
NİAMU©
îKTÎPA
ANl öM
bekliyor L
AhmetErkanlı
güçleri yetmez.
CuinnurErcan
Demokrasi ve laikliğin yıhnaz
savunucusu seni yüreğirnizde,
fıkirlerimizde yaşatacağız.
tskender Davitoğlu
Düşünen insan, ancak bu
şekildesusturulabilir. Birgün
hiç tarumadığım biri, size
bombaü bir paket uzatırsa
şaşırmayın. Türkiye'nin fıkir
ûreten insanlara yaşam
vadeden bir ülke olması
dıleğiyle.. Bir özgürlük neferi
Uğur Mumcu'nun anısına.
İlker
Bir halk çocuğu olarak bu
kahpecinayeti lanetliyor.
Düşüncelerini ve ilkelerini
daima kendımızc örnek
olacagunızı, Atatürk ilke ve
devrimlerini yaşatacağımı
içtenlikle söylüyor rahat uyu
dıyorum. Türkiye
düşüncelerinle aydınlanacakür.
CemaJŞahin
Saygılanmla Uğur abimize.
Fikirleri vedüşünceleri hiç bir
güçyıldıramazyıldırmadı da.
Sana kurşun sıkan elleri bir gün
bulup hesabını soracağız. Senin
buakuğm eserlenn tümü ile
yaşayacak tır. Bu bomba sadece
Uğur Mumcu'ya değil tüm
Türk aydınlannın arabasına
konulmuştur. Saygılanmla
anıyorum.
Mubarrem Altıokka
Sevgili Uğur Mumcu; şunu iyi
bil ki bu atmış milyonluk.
ülkemizde senin gibi
düşünenler onlann milyonlarca
kere fazlası. Onun için ruhun
rahat etsin.
EnverYddırım
SÜRECEK
POLTTIKA VE OTESI
MEHMEDKEMAL
Latfeı abCsMn Antaıda.Arap harfleriyle yazarken elifbe derdik, Latin harfleri-
ni alınca alfabe (abc) demeye başladık. Harf devrimjnin
kolay olmayacağını söyleyenler çoktu. Ama halk kolay-
ca benimsedi. Arap harfleriyle yazanlarm yüzdesi ne
olmalıydı ki; siz deyin yüzde beş, ben diyeyim yüzde
on... Doğru dürüst okur-yazar yüzdesi bile yoktu.
O yıllarda abc'nın değişmesiyle işsız güçsüz kalan ya-
zarlar oldu. Gazetelerin baskı sayısı eksildi, patronlar
yazarlara ücret veremez oldular. Ahmet Rasim'in bir hi-
kayesini anlatırlar. Üstat, birçok gazete ve dergide ya-
zarmış, geçimi de bu yüzdenmiş. Gazete çıkmamaya,
kitap basılmamaya başlayınca işsiz kalmış. Oerken so-
luğu Ankara'da almış.
Tsmail Müştak'a (Mayakon) rastlamış, işsiz oldugunu
söylemiş. Akşam sofrada, Mayakon da durumu Gazi'ye
anlatmış. Istanbul milletvekiliiği boşmuş, Ahmet Rasim'i
milletvekili yapmışlar. Burada, Gazi'nin gençliğinde üs-
tadın yazılarının tiryakisi oluşunun etkısi büyük.
Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra Türki devletler de
birer birer bağımsızlaştılar. Sorunlarının başında yazı
geliyûr. Artık Kıril alfabesiyle yazmak istemiyorlar. Ki-
misi Latin alfabesini almak istiyor, kirni de Arap alfabe-
sini... Latin'i almak isteyenler çoğunlukta... Arap alfabe-
sini almak isteyenler de Iran ve Arap etkisinde olanlar...
Acaba Türki devletlerde okuma yazma oranı nedir, ki-
tap ve gazete için ne kadar kağıt kullamyorlar? Okuma
yazma oranının bizden çok olduğu su götürmez. Çünkü
1917 Devrimi yazıda, sanatta, edebiyatta, müzikte önle-
rini açmıştr.
Bizde kitap, gazete, dergi basımını anlamak için kağıt
kullanımına bakmalı... Böyle bir kaynak nerede var? Fet-
hi Naci'nin bir yazısında okudum. "1991 yılında tuvalet
kağıdı ve benzerlerinin tüketimi 38 bin ton, kitap kağıdı-
nın tüketimi 15 bin ton"muş.
Bir not daha var: Matbaanm icadından 1928 yılına ka-
dar Arap yazısıyla Türkçede basılan kitap sayısı 25 bin-
miş. Bir ortaokul kitaplığı kadar bir yer tutar.
Şimdi Orta Asya Türk devletleri arasında bir alfabe
kavgası sürüp gidiyor. Orta Asya Türk devletleri Kiril'i
bırakacaklarına göre Latin harflerini kabul etmeleri da-
ha açık görünüyor. Ama belli Orta Asya Türkleri arasına
fit sokmak isteyenler var. Arapı, Acemi boş durmaya-
caklar...
llberOrtaylı, "Ta Bizans'tan beri bütün Balkanlar'ın ve
Ortadoğu'nun yazma kitapları, minyatürleri Istanbul'a
akmış... On beş yüzyıl boyunca Istanbul kadar degerli
kitap toplayan şehir azdır. Ama Istanbul kadar kitapları
dışarı götürülen de azdır. Sahaflarda artık yazma ve
basma kitap bulmak azaldı" diyor.
Büyük kütüphanelerimiz yok değil, var: Süleymaniye,
Topkapı... Süleymaniye'de 65 bin, Topkapı'da 15 bin
yazma ve basma kitap bulunduğu söyleniyor. Buralarda
yüzü aşkın Latince, Yunanca, eski Slovence, Süryanice
yazma kitap bulunuyor.
Kıtaplıkta çalışan uzmanlar; az okuyan, hele kütûpha-
nelere giren çıkanlara bakılırsa meraklısı çok az olan bir
toplum oldugumuzu söylüyorlar.
Son Osmanlı aydfnlanndan Ali Emiri Efendi hayatını
kitaba verenlerdenmiş. Hamit döneminde defterdariık,
maliye müfettişliği yapmış, çok kitap toplamış. Kitapları
özenle saklarmış. Belleği çok güçlü imiş, hangi kitabın
nerede oldugunu bilirmiş Ittihatçıiarı sevmezmiş. Tarih-
ierde ittihatçı sözcüğü görünce tepesi atar, kıpkırmızı
kesilirmiş. Sevdiği bir kitabı edinmek için aylarca pey-
nir, ekmek yer, para biriktirirmiş. Kaşgarlı Mahmut'un
Divan-ı Lugat'itTürk'ünü böyle edinmiş. Bütün kitapları-
nı Millet Kitaplığı'na bağışlamış. ölüsünü, Millet Kitaplı-
ğı önünden geçerken beş dakika havada tutmuşlar, son
yolculuğuna öyle uğurlamışlar.
Biz pek okumuyoruz, ama Kiril alfabesini bırakıp Latin
alfabesine geçince Orta Asya Türk okurları daha çok
okuyacaklar mı?
BULMACA
SOLDANSAĞA: 1 2 3
1/ Zeki ökten'in yönetti-
ği ve Yıbnaz Gûney'in
senaryosunu yazdığı bir
film... Derviş selamı. 2/
Çit, perde... Yunan mito-
lojisine göre uçmayı ba-
şaran ilk insan. 3/ Mi-
markkta "sahın" anla-
mında kullanılan söz-
cük... süreyya Dunı'nun.
yönetirken öldüğu son
fılmi. 4/ Gerçekleştiril-
mesi olanaksız tasar ya
da düşünce... Eski dilde
söylcmc. 5/ Halk dilinde cam bile-
ziğe verilen ad... Büyük ün kazan-
mış sinema ya da müzik sanatcısı.
6/ Zahmet, sıkınü... Felsefede bir
durumdan başka bir duruma geç-
meye verilen ad. 7/ Ekmek kınnü-
lanyla yapılmış çorba. 8/ Tarihin
ilk yazılı yasalannı çıkarmasıyla
ünlü Babil krab. 9/ Utanma duy-
gusu... Yan memnunluk belirten
ünlem... Tepkili uçak.
YUKARIDAN AŞAĞIYA
1/ Türkân Şoraj'ın yönetmen olarak çevirdıği ilk fılmi... Cey-
lan, 2/ Herhangı bir mekamk enerjiyı elektrik akımına cevıren
aygıt... Ali özgentürk'ün, yurtiçinde ve dışında çeşıüi ödüller
kazanmış bir fılmi. 3/ XX. yüzydın ilk yansında ortaya çıkan
bir resim akımı. 4/ Bir nota... Irmaklarda işleyen, alü düz kayık.
5/ Eskiden İstanbulda Galata Köprüsü ile Adalar arasında de-
niz taşımaahgmı üstlenen işletme... Sürt'in bir ıkjesi. 6/ Tarlayı
sürerek dinlenmeye bırakına... İridyumun simgesi. 7/ Eski Mı-
sırdagüneştannsı... Birticaretgemisinintaşımakapasitesi.8/
Holmiyum elementınin simgesi... Yengj. 9/ Cıvata ve somun-
lardaki yiv... Terbiyesiz kimse.
MALİYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI
KONYA DEFTERDARUĞI'NDAN
İŞYERİKAPATM4 DUYURUSU
"Aşağıda adı ve soyadı belirtilen mOkellefin i$yeri, bdge düzenine
uymaması nedeniyle, Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 354. madde-
si uyannca, 1992 yılı içınde birinci defa 3 gün, ikinci defa 5 gün sUre
ile kapatılmıştır"
İŞYERİ KAPATILAN MÜKELLEİİN:
Adı, soyadı veya unvanı: ömer San
lşyerinin adı veya unvanı: Tavuk ve Yumurta Tic
Adresı: Larende Cad. No: 338/E Konya
Kapatma nedeni: Belge düzenine uyulmaması
Duyurunun kanuni dayanagı: Bu duyunı 213 sayılı Vergi Usul Ka-
nunu'nun S'inci maddesi bükmü ile aynı kanunun 182 sıra numarah
genel tebligi uyannca yapılmışür.
Basın: 24319
FATİH 2. ASLÎYE HUKUK HÂKİMLİCİ
Esas No: 1992/1093 . -
Davacı Vedat Sayın vekili tarafından davalı Gülşen Sayın aleyhine
açılan boşanma davası sırasında;
Gazi Mal). 1405. Sokak N a 11 Kücukköy/tstanbul adresmde ika-
met ettıği bildirilen davalı Gulsen Sayın'a duruşma gunü teblig edile-
mediğı gibi zabıtaca yapılan araştırma da netice vermediğınden du-
ruşma günunun ilanen teblığıne karar verilnus olmakla adı gecenin
durujmamn bulunduğu 9.6.1993 günü saat 10.00'da mahkememizdc
hazır bulunması, bulunmadığı takdirde HUMK'nın 509-510. madde-
leri gereğince durusmarun gıyabında devam olunacagı hususu dave-
tiye yerine geçmek üzere ilanen teblig olunur. 19.3.1993
Basın: 3432