22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ÎAYFA CUMHURİYET 8 MART1993 PAZARTESİ DUNYADA GEÇEN HAFTA Madalyaları lıalk dağıtacakIDtPEMİLÖYMEN IJONDRA-Herdevlet gıbi İngiltere'de dr devlet. öndegelen vatandaşlanna rradalyavenışandağıur. Bunlann bızısı ender nişanlardır, on yılda bır vmlır, kımisi dedüzınelerle kişıye her yi. Gelenek uyannca, kime ne nışanı venleceğıne hükümet karar venr. kralıçe de onaylardı. Daha eskiden, iraparator yaparmış bu işi. Sonradan demokratikleştirmişler. Şimdı ise ki- mn hangi nişana- madalyaya layık olduğuna doğrudan halk karar verecek. Devlet. "Nişana şunu layık görüyorum. çünkü...'* yaah resmi formlar bastıracak. İsteyen. istedığinin adını buna yazıp doğruca Başbakanlık"a "Aday Sekrelerhğı. DovvningSokağı lO'"deyıp gönderecek. Halktan gelen talepler incelenecek. Eğer bir kişinın önerisi kabul edilirse. ona yazılı olarak bu bildırilecek. Edilmezse, neden edilmediği ise açıklanmayacak. Başbakan Major, ortaokuldan terk. İstiyor kı sınıfve labaka bilincine en sahip toplumlardan biri olan İngıliz toplumu daha biraz sınıfsızlaşsın. Ama devleti, sadece ülkenin değil İngilizce konuşulan ülkeler arasında da en önde gelen. ilk üç dört sırayı alan özel okullardan başlayıp dünya çapında en ünlü ve şatafatlı • üniversitelennden geçerek gelen yüksek bürokratlar yönetiyor. Önlann elbet "baldın çıplak amele" takımına gelışigüzel nişan-madalya İNGILTERE dağıtacak haliyok. Maksat. hükümet için demokrasi gösterisı olsun. Hem zaten nişan var, nişanak var. Demokrasi iyı de o da bir noktaya kadar... Bır işçı de nişan alabiliyor devletten, emeklı bir başbakan, yüksek mahkeme yargıa ya da saygın bir devlet adamı da. Çeşıtli nişan ve madalyalar varsa da kamunun en yakından tanıdıklan 9-lOtane. İmparatorluk Madalyası bütün gösterişli ismine rağmen en alt sırada. Daha çok işçi sınıfı düşünül- müş bumadalya için. Onu, MBE denilen bir üst düzeydeki izliyor. Bu. devlet için uzun yıllarını vermiş bürokratlara verilebibr, görevi sırasında göz dolduran diğer herkese de. Daha sonra OBE gehyor. En popüler nişan belki de. Doktorlar, başöğretmenler, futbolcular, gazeteci ya da televizyon sunuculan. sanatçılar. albaylar, popüler roman yazarlan alabilirler. Birsonraki nişanla bırlikte işler daha dddileşiyor. Bürokrasive toplumsal sınıfve tabaka basamakJannı çıktıkça, verilen nişan ve unvanın ağırlığı da arüyor. En son durak ise Lordlar Kamarası. Bunun iki yolu var: Ya yaşam boyunca ya da kuşaktan kuşağa geçecek şekılde veriliycr bu unvan. Yaşam boyunca oldu mu, ölümüne kadar Lord ya da Lady unvanını taşır. ama unvan ailesıne de kalacaksa bu en pınltılı unvan. Çünkü o artık bir asil. Atanmış bir asıl. ama olsun. Örnek: Eski başbakan Thatcher. Ölümünden sonra unvanı. şımank ve küstah ve serveüni nasıl elde ettiği haTâ pek belli olmayan oğluna kalacak diye basında endişeler dile getirili> or. Ortaokuldan terk Başbakan Major'ın el süremediği esas asalet ise aristokrasiye ait. Onlan demokratıkleştirmeye gücü yok. Çünkü onlar, yıllar geçu'kçe azalsa dahı, güçlerini tarihten. gelenekten, topraktan ve babadan kalma servetle- rinden alıyorlar. Orada demokrasi değil, hâiâ feodalitegecerli. Dükler, düşesler. kont ve kontesler. hSla var. Hem de masal kıtaplannda değil. Sahtebinlikler kol geziyor GÜRHAN UÇKAN STOCKHOLM - Butıkte aldığınız mallann parasını oderken çıkanp bir binlık uzatırsanız, işinız iş! Kasiyer, banknotu alıp, tepesındeki lambanın önüne tutarak bir süre ıncelev ecektir. Bu arada siz, az sonra dolandıncı mı, yoksa namuslu vatandaşmı çıkacağını merakla bekleyeceksiniz. Aynı şey, restoranda hesabı öderken de başınıza gelecektir. Ne var kı bu kez binlığinızin kontrolü sız görmeden yapılacaktır, kızılötesi ışığı veren \e yalnızca bu amaçla yapılmışbiraletin yardımıyla.. Isveç sahte bınliklerle dolu. Bugüne dek ilk kez böylesine geniş çapta ve başanyla gerçekleşmiş bir kalpazanlık olayı yaşanıyor. Piyasada 20 milyon kron. yanı 24 milyar lira tutannda sahte bınlik olduğu sarubyor. Kalpazanlar bu kez. banknota soğuk damga atmayı bıle başarmışlar. Çok gelişmiş bır ofset makınesiyle üretilen banknotlan ele veren iki şey var: İlki, kızılötesi ışıkta ortaya çıkan renk solgunluğu ve kullanılan kâğıdın kalitesinin az da olsa kötülüğü. Bankalar ve postaneler, halkın binlık almaması nedeniyle bozuk para sıkıntısınadüşüyorlar. Bazılannda personel, işine biraz daha erken gelerek önce ISVEC eldeki bınliklen tek tek gözden geçınyorlar. Polıs. Motala'da bir adamın evinde 196 adet sahte binlik bularak adamı gözaltına aldı ama. ofset makinesınin nerede olduğunu bılmiyor. Aynca sahte bınliklen 5Ö0'er krona satın alan bazı kişilenn gerçek kalpazanlan ifşa etmeye niyetleri yok. İsveç'te gecen hafta kamuoyunu ilgilendiren bir başka olay da PKK Merkez Komitesi imzalı bir faksın çeşitli gazete ve ajanslara gönderilmesıydi. Bildiride Isveçliler, yazın Türkiye'ye gıtme konusunda uyanlıyor ve turistik yerlere düzenlenecek bombalı saldınlar sırasında başlanna bir şey gelebileceği ıma ediliyor. Haber, büyük akşam gazetelerinde sürmanşet olarak verildi. Türkiye, İsveçlilenn son yıllarda çok ilgi gösterdiklen ülkeler arasında. Bu arada bıldirinin, devletin parasal yardımla desteklediği ve İsveçli birçok tanınmış politikacı ve aydını ıçeren Kürdıstan Komitesi'nin aracılığıyla dağıtılması tepkilereyolaçtı. Bırgünlük gazete, bildınde resmen cana tehdit olduğunu vurgulayarak olayın yargı önüne getirilmesini istedi. T ? ı ı c nclr**r*l**t*înîn C4*vînf»î ^ ^ Doğu Almanya'nın başkenti Doğu Berlin'de konuşlandırılan Sovyet ±\US «tÖl^Cl I C I U U 1 1 ÖC V 1111,1 K | Z Ü O r d u askerieVinin b i r bölümü ülkelerine geri döndü. Halen Berlin'de buiunaıüar ise geçen hafta bir nebze olsun Satan hasretlerini' giderebildiler. A\rupa Şampiyon Kulüpler Kupası maçında CSK Moskova, Fransa şampiyonu Marsily a ile Berlin'de karşı karşıya geldi. Rus askerleri maç boyunca takunlarını coşku> la destek- ledi, ancak maçın 1-1 sonuçianması askerlerin bunık bir sevinç yaşamasına neden oldu.(Fotoğraf:REUTER) 44 Daha AMLAR-KAMLAR ECMEL BARUTÇU Çivileri Gevşetmeyelim Eski CHP'li dostum telefon etti. - Ayol, dedim nerelerdesın, ben de seni anyorum. Son görüşmemızde Bakanlıklar kavşağında aynlıp gittin ve bir daha görunmez oldun. Adresini vermezsin, telefo- nun da yok. Başına bir şey mi geldi diye merak ettim. Telefonda boğuk bir sesle - Merak edilecek bir şey yok. Grip oldum, evden çıka- madım. Sesimden de anlamışsındır. Kış Ankara'da bu defa bıktırdı. Kötü haber olsaydı zaten çabuk duyulurdu. Geçen defa senden aynlınca Dedeman Oteli'ne gittim. Arada sırada orada arkadaşlarla buluşup çene çalarız.. Evim misafir kabul etmeye pek müsait değil. Ne de olsa yalnız yaşıyor sayılınm. Biliyorsun, hanımla ayrıyız. Neyse bırakalım bunlan, beni aramakta olduğunu yazı- larından anladım. Deniz Baykal'ın birleşme hakkındaki beyanatı ile ilgili hatamın ben de farkındayım. Ama o beyanatm olumlu bir yanı olduğunu gene de söyleyece- ğım. Fedakarlık yapabileceğini gösterdi. Geçen haftakı "Incesiz Dıplomasi" başlıklı yazın ise biraz kafamı karıştırdı. Ben seni Kıbrıs meselesinde "fe- derasyoncu" bilirdim. Hatta, şimdilerde moda olmuş bır ifadeyle söylemem gerekirse, federasyon fikrinin baba- sı sendin. Geçen yaz Cumhuriyet'te yayımladığın Kıbrıs anılarından aklımda oyle kaldı. Fikrini değiştiren nedir? - O yazımı, dedim, universiteli bır Kıbrıslı öğrenci de eleştirdi. Telefonda anlatması uzun sürer. Ne yapıyor- sun? Bana gelsene. Kalktı geldi. Elinde çay fincanı, pencereden dışarıyı seyrederken - Manzarana bayıldım. Ankara'da böyle yeşillik bul- mak zor Devletin tepesine bakıyorsun. Basın puslu gös- teriyor, ama buradan berrak görünüyor, diyerek şa- kasını geçti. Sonra bana dönerek - Söylesene, Allahaşkına, neden fikrini değiştirdin? - Bak, dedim, Bosna-Hersek'te bir seneye yakındır Müslüman halka karşı Sırpların giriştiği mezalim, bu- nun karşısmda Batı'nın gosterdiği duyarsızlık ve suret-i haktan görünürcesine aldığı yarım önlemler beni çok duşündürdü. Rum fanatizminin eline Allah kimseyi dü- şürmesin. Birleşmiş Milletler, Kıbrıs'ta iki kesimli fede- rasyonu sulandırmak istiyor. Türk kesiminin içine Rum yerleştirmek ne demek? Akıllanna göre bunun da bir öl- çüsünü bulmuşlar. Toprağını ne kadar büyük tutarsan o kadar çok; ne kadar küçük tutarsan o kadar az Rum ko- yarız içine diyorlar. Böyle bir gelişmeyi çok tehlikeli bu- lurum. Bu pazarlığın içine nasıl ve kimın zamanında dü- şülmüş bilmiyorum. Kıbrıs'ta iki kesimliliği bozmayı amaçlıyan bir federasyon, korkarım yeni bir Bosna-Her- sek olmaya namzet olur. Aynca, Rumların federasyonu hiçbir zaman içlerine sindiremediklerini de unutmamak gerekir. - Bu kadar emın mısın? - Hem de nasıl. Rum yönetiminin başına geçen Kleri- des daha ikinci Cenevre Konferansı'nda, bırakın fede- rasyonu, kanton teklifini bile kabul etmemiş ve 1960 du- zenine dönülmesini istemıştir. Şimdi de federasyona karşı olan Kipriyanu'nun desteği ile seçilmiş olduğunu goz ardı edemeyecektir. Onun için bana boşuna kürek çekiyormuşuz gibi geliyor. Oysa direnirsek çok şeyi de- ğiştirebiliriz. Bu benim görüşüm. Tabii başkalannın gö- rüşune de saygı duyarım. Yalnız Kıbrıslı üniversite öğ- UArkası 17. Sayfada Türkiye'de, insanlan bugün ulaştıkları kolaylık ve rahatlık düzeyine taşıyan banka Yapı Kredi'dir. Şöyle bir düşünelim: Bugün bazı bankalarda hâlâ rastlanan "vezne'Mer, "vezne pulları", "getir-götür"ler, "tık-tık"lar, ömür törpüsü "provizyon bekliyoruz"lar, çok değil 5-6 yıl önce bütün bankalarda vardı. Bunlann hepsi, Yapı Kredi ile değişti. Ülkemizde bankacılığın kaderini belirleyen bu sürecin adımlan, Yapı Kredi tarafından atıldi: Yapı Kredi, insanlara "Yeni Bir Hayat" sundu. Ve bugün Yapı Kredi müşterileri, "Yapı Kredi İmkânlar Dünyasfnda bu yeni hayatın keyfıyle, rahatlığıyla yaşıyorlar. Nedeni açık: Yapı Kredi, daha yenilikçi, daha yaratıcıdır. Çünkü bilgi ve deneyim birikimiyle, teknik ve personel donanımıyla, her zaman hizmet alternatifleri üretmeye ve bu hizmetleri eksiksiz sunmaya hazırdır. Yapı Kredi daha aktif, daha globaldir. Çünkü Yapı Kredi'nin coğrafyası yalnız Türkiye değildir. Yapı Kredi çok çeşitli hizmeti bütün dünyada veren bankadır. Yapı Kredi daha yetkindir. Çünkü her şubesi, tüm
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear