26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 3 MART1993 ÇARŞAMBA DIŞHABERLER İsrailli sivii taslanarak öldürüldü • Dış Haberler Servisi- İsrail'in Tel Avıv kentinde önceki gûn iki İsraillinin bıçaklanarak öldürülmesinin ardından dün de ışgal akındaki Gazze Şeridi'nde bır İsrailli sivil taslanarak öldürüldü. Ajanslann bıldirdığine göre Gazze'nin gûneyindeki Refah mülteci kampına arabasıyla yanuşlıklagiren40 yaşlanndakı İsrailli, Fihstinlilerce taşlandı ve ardından sılahla ateş açılarak öldürüldü. Gazze Şeridi. ikıncı bir emre kadar İsrail ordusu tarafından güvenlik çemberi altına alındı. 775 bin Filistınlinin yaşadığı Gazze'den İsrail'e geçişler yasaklandı. Afganistan: Görüşmelertie ilerleme sağlandı •İŞLAMABAD(AA)- Pakistan'ın başkenti İslamabad'da dün başlayan mücahit gruplar arası görüşmelerde "önemli ilerleme" sağlandığı Pakistan tarafından bîldinldi. Pakistan Dışışlen Bakanı Şehrivar Muhammed Han, hükümeünın ginşımlenyle bir araya gelen mücahit liderlerinın. ılk günkü görüşmelerde, ateşkes ve Kabilde çatışan gnıplann silahsızlandınlması konulannda görüşbirliği elde ettiklerini açıkladı. Camillion görevden aynUı • LEFKOŞA(AA)-BM Genel Sekreteri'nin Kıbns özel lemsilasi Oscar Camillion görevindcn aynlarak, ülkesi Arjantin'e döneceğini açıkladı. Camillion. Rum yöneümi lideri Glafkos Klerides ıle dün görüştükten sonra yaptığı açıklamada, Arjantin Cumhurbaşkanı'nın kendisine Savunma Bakanlığı'nı önerdığinı ve görevi kabul ettığıni bıldirdi. Camillion. Kıbns'tan ne zaman aynlacağmı belirtmedi. Kıbns sorunu ile ilgıli gelişmelere de değinen Camillion, yeni tur görüşmelerin nerede ve ne zaman yapılacağı konusu dahil, birdururn değerlendirmesi yapılmasının gerekli olduğunusöykdi. Tarikat evinî tanklar sardı • Dtş Haberler Servisi - ABD'nin Teksas eyaletinde güvenlik güçlennın Davidyenler tarikatmm evlennın çevresindeki kuşatması devam ediyor. Tarikat lideri 33 yaşmdaki Vernon Howefl ile militanlannın dırenmelen üzerine FBI ajanlan çok sayıda asker tarafından taİcvıyeedıldi. Bölgede 500'ü aşkın özel tım görevlisi bulunuyor. Aynca Ulusal Muhafız Biriiğinden tanklar da harekâtta kullanılmak üzere çiftlik evinin çevresinde konuşlandınldı. Tarikat lideri Hovvell, hücre evinde "eğitimden geçirdiği" 6 çocuğu dün sabah serbest bıraktı. Korirev'den Start-2 uyansı • MOSKOV A (AA) - Rusya Dışişleri Bakanı Andrei Korire>, parlamentonun Start-2 anlaşmasını onaylamaması halinde, Rusya' nın ya ABD'nin nükleer gücüne teslim olmak zorunda kalacağıru ya da silahlanma yanşının yeniden başlayacağını söyledi. Start-2 aniaşmasının onay sürecini başlatan Rusya parlamentosunda konuşan Kozirev, bu anlaşmanın Rusya'yı yalnızca silahlanma yanşından korumakla kalmadığını, aynı zamanda ülkenın temel güvenliğini tehlikeye düşürebilecek bir silahsızlanma yanşmdan da koruduğunu vurguladı. Ermenistan'da • MOSKOVA (AA)- Ermenistan'a doğal gaz taşıyan boru hattının Gürcistan'ın Marneuli bölgesinden geçen kısmmda dün yeniden bir patlama meydana geldiği bıldirildi. Ermenistan Devlet Başkanı LevonTcr- Petrosyan'ın sözcülüğünden yapılan açtklamada, 40 gün içinde boru hattında meydana gelen bu dördüncü patlamayla cumhuriyeünyeniden bu önemli enerji kaynağından mahrum kaldığı belirtildi. Batı'ya açılankapı: Balkaıüar Türkiye, SSCB ve eski Yugoslavya'nın dağümasmdan sonra Balkanlar'a büyük önem veriyor • Balkanlar'daki gelişmeler. Türkiye'nin Karadeniz ve Kafkasya bölgelerinde izlemek istediği politika açısından da büyûk önem taşıyor. HALUKGERAY ANKARA - Sovyetler Bir- liği'nin yıkılmasından sonra Ankara'nın oluşturduğu dış politika cizgisi ve Türkiye'nin Balkanlar'la tarihsel vakınlığı, Balkanlar'ı Türkiye için vazge- çilmez önemde stratejik bir böl- ge yapıyor. Türkiye'nin bir Balkan ülkesi olması, bu bölgedeki gelişmele- ri Ankara'nın her zaman dik- katle ızlemesinı zorunlu kılıyor- du. Yugoslavya'nın dağılması sonucu ortaya çıkan durum, et- kin rol almaya doğru gelişmesi- ne yardımcı oldu. Ancak Tür- kiye'nin Balkanlar'da izlediği politika, Ankara'nın eski Sov- yetler Birliği'nin dağılmasıyla Ortaasya. Kafkaslar ve Kara- deniz bölgesinde izlemek istedi- ği politika ıçin de büyük önem taşıyor. Türkiye, bu bölgelerde olu- şan ve pazar ekonomisine geçişi tercıh eden cumhuriyetlerin kendisi içın önemli bir ekono- mik potansiyel oluşturacağına inanarak buralarda hem tican hem de diplomatik etkinlik kurmayı hedeflıyor. Bunun ger- çekleşmesi için bu bölgelerde sıcak çaüşmalann yerini ıstık- ıarlı yönetimlerin alması gere- kiyor. Türkiye'nin parasal kaynaklan bu hedefı gerçekleş- tirmeye yetmeyeceği için ABD. Japonya ve Batı ülkelerinin desteğini alarak onlarla birlikte bu bölgelere girmek Ankara'- nın kaçınılmaz dış politika ter- cihi olarak ortaya çıkıyor. Bu politika resmi söylemde "banş ve istikrann içinde he*" alanda bölgesel ve ikili işbirliğ nin geliştirilmesi" ve "dünyayla birlikte hareket etmek" olarak somutlaşıyor. İkikuruluş Karadeniz ve Balkanlar'daki 12 ülke ile birlikte oluşturulan Karadeniz Ekonomik İşbirliğı ve İran, Pakistan ve Ortaasya cumhuriyetleriyle geli§tınlen Ekonomik İşbirliğı Örgütü (ECO) bu politikanın hedefieri- nı ortaya koyan ikı kuruluş ola- rak behriyor. Türkiye, böylece soğuk savaş yıllannda kendisi içın oluşturulmuş dış poliıika kavramlanrun yerine kendi "coğrafyasının dış politikasını" koyuyor. Bu politika, Dışişleri Bakan- lığı Müsteşan özdem Sanberk - in İstanbul'da geçen haziran ayında yapılan KEI zirvesinden sonra yapüğı basm toplanüsın- Kosova i)e Makedonya, Bosna'yla birlikte Balkanlar'da tehlikeü bir üegen oluştunıyor. da Türk ve yabançı gazetecılere açıklanmışu. KEİ'nin üyeleri arasında Arnavutluk, Bulgaris- tan. Romanya. Yunanistan, Rusya. Azerbaycan ve Erme- nistan da bulunuyor. Balkanlar'daki Sırp saldır- ganlığının. Sırbıstan içinde Makedon ve Arnavutlann ço- ğunlukta olduğu Kosova, San- cak ve Voyvodina'ya sıçraması sonucu Arnavutluk ve Make- donya'nın ve bu ülkelerle iyı ilişkileri bulunan Türkiye'nin sıcak savaşa gırmesıne yol aça- bılir. Sadece bu gerekçe bile, Türkiye'nin aktif olmasını ge- rektiriyor. Ankara. böyle bir sıcak savaştan kaçınılması için geçen yıl İstanbul'da bir Balkan zirvesi toplamıştı. Cumhurbaş- kanı Turgut özal'ın Balkanlara yaptığı son gezi sırasında da böyle bir gelişmenin önlenmesi için ilgili ülkelerle görüş alışve- rişinde bulundu. Balkanlar, Türkiye ile Batı Avrupa arasında fıziki bir geçış kapısı niteliğinde. Türkiye'nin yeni politikasında, kendini yeni cumhuriyetlerle Avrupa arasın- da köprü olarak sunuyor ve bu cumhuriyetlerin Türkiye üze- nnden Avrupa'ya açılmasını öneriyor. Balkanlar'da Bosna- Hersek. Arnavutluk, Make- donya gibi Müslüman ve Tür- kiye ile ıyi ilişkilen'olan ülkele- rin bulunması bu fıziki köprü açısından önem taşıyor. Aynca Türkiye'nin Macaristan. Bul- garistan ve Romanya gıbi ülke- lerle de iyı îligkıler içinde olması gerekiyor. Ozal'ın Balkanlan A\ rupa ve Türkiye'ye bağlaya- cak otoyol ve telek'omünikas- yon bağlantısı önerileri de bu fıziki geçişin önemıni ortaya koyuyor. Dikkatle izleniyor Özellikle Ortaasya cumhuri- yetlen açısından, Türkiye'nin Balkanlar'daki dostlanna ne kadar sahip çıkabileceği ve uluslararası toplumu ne kadar etkıleyebileceği, dikkatle ızleni- yor. Türkiye'nin başansızlığı. diğer bölgelerdeki dost ülkeler arasındaki ımajını olumsuz et- kileyecek. Türkiye, dünyayı hareketc geçırerek Müslümanlar'ın ço- ğunlukta olduğu Avrupa ülke- lerinin haritadan sılinmesini önleyemezse. Türkiye'nin Batı'yla iyi ilişkiler kurulmasını öneren politikası. özellikle Müslüman ülkelerde önemli bir darbe yiyebilir. Bu durumda, İran'ın radikal polıtikaları. bu cumhuriyetlerde önemli bir ta- ban bulur. Bu durum Türkıye"- nin politikasının başansızlığına yol açabılir. Sırbıstan'ın saldırganbğına hedef olan ülkelenn tamamı Müslüman olmalannın yanın- da, Osmanlı İmparatorluğu'- nun geçmişte egemenlık sür- dürdüğü bölgeler olarak, Türk ızleri taşıyor. Bu mirasın yok olmasına seyirci kalmak. Tür- kiye'nin etkili olma çabalannı yaralar. Müslüman halkın varlığı Avrupa'da Müslüman Avru- palı halkın varlığı. Türkiye'nin Avrupa Toplulugu'na tam üye olma isteğini destekleyecek bir unsur. Avrupa'nın sadece Hı- nstiyan Avrupa'dan oluşmadı- ğının ortaya çıkması. Türkiye'- nin gelecekteki çıkarlan açısın- dan önemli. Eski Yugoslavyada Türk azınlıklar da yaşıyor. Bu ülke- lerdeki kanşıklık nedeniyle mil- yonlarca Müslüman'ın, kendi- ne en yakın bulduğu ülke ola- rak değerlendirdiğı Türkiye'ye göçe başlaması, Ankara'ya önemli bir ekonomik ve top- lumsal yük getirebüır. Türkiye. bu yükü kabul etmezlik yapa- maz. Boşnaklann, Türkiye'de yaşayan akrabalan da bulunu- yor. 'Şeytan üçgem'ndeher an savaşçıkabffir• Batı Yugoslavya bunalımında kendisine yakın olan Slovenya ve Hırvatistan'a Sırp saldmlan kar- şısında sert tepki gösterdi. Ama Bosna-Hersek'te Müslümanlar'm acısı karşısmda duyarsız kaldı. StNANGÖKÇEN Soğuk savaş dönemınin ka- panmasıyla dünyayı daha güzel günlerin bekledığıne ılişkın umutlann toprağa gömüldüğü ilk coğrafya Balkanlar oldu. Bu bölgede 1991 yılında başlayan savaşlar 1992'de hükmünü sür- Balkan Antantı Bölgede ilk yakınlaşma • Balkan Antantı fıkrini en içtenlikle benimsemiş olan ülke Türkiye idi. İttifak gerçekleşirse. faşist İtalya'dan tehlike gelmesi olasıbğı azalacaktı. Dış Haberler Senisi - Türkiye, 24 Temmuz 1923'te Lozan Anlaşmasını imzalayarak banş düzenine geçtikten sonra. Balkan ülkeleri ile uzun süredir pek iyi olmayan ılışkılennı düzelt- me çabalanna gırdı. Bulganstan. Romanya, Yunanistan ve Yugoslavya ile 1929'dan 1933'e kadar iki taraflı dostluk. saldırmazlık ve uzlaş- ma anlaşmalan imzaladı. Balkan ülkeleri ken- di aralanndaki sorunlann büyük kısmını çö- zümlemişlerdı. Bundan yararlanılarak bir Balkan Birliği kurulması çabalanna girişikli ve 1930-1934 arasında Atına, İstanbul, Bükreş ve Selanik'te dön Balkan Konferansı toplandı. Bunlardan ıkisine katılan Bulganstan üçüncü- sünüterketti. Balkan Antantı fıkrini en içtenlikle benimse- miş olan ülke Türkiye idi. Böyle bir ittifak ger- çekleştirilirse, faşist İtalya'dan Balkanlar'a tehlike gelmesi olasılığı önemli ölçüde azala- caktı. Italya Akdeniz'den "bizim deniz" diye söz ediyor, gözlerini Türki>e'run Akdeniz sa- hillerine çevırmiş bulunuyordu. Balkan Antantı fıkri 1934 yılında gerçekleş- tirildi. Önce Belgrad'da toplanan Türkiye, Yunanistan, Romanya ve Yugoslavya dışişleri bakanlan, Balkan Antantı tasansını hazırla- dıktan sonra bunu 9 Şubat 1934 tarihinde Atina'da imzaladılar. Balkan Antantı Bulgaris- tan'ın katıhmı olmadan kurulmuş oldu. Ne var ki anlaşmanın imzalanmasından 2 yıl sonra 1936'da, ıtalya'nın çabalanyla Balkan ülkeleri arasında çözülme başladı. 1937'de Yu- goslavya'nın Bulgaristan'la \aptığı dostluk anlaşmasıyla Antantın gücü ıyice zayıflayacak ve son Balkan Konferansı 1940 yıhnın savaş havası içinde toplanacaktır. dürdü ve 93'e kanlı bir miras olarak kaldı. Eski Yugoslavya merkezli bu savaş gjderek tır- manma ve yayılma eğilimi de göstererek tüm bölgeyi toplu bir çılgınlığın eşiğine getırdi. Bırlikten ilk kopan Slovenya ve Hırvatistan'a yönelık Sırp saldınlan uzun sürelı olmadı. Batı'nın, özellikle de Almanya- nın kararlı tepkisi, buralardaki savaşlann uzun süreli olmasını engelledı. Ancak savaş Bosna-Hersek'e sıçradığında, Batı'nın duyarsız- lığı. tepki ile yer değişürdi. Ni- san 1992'ye kadar Bosna-Her- sek'i tanımamakta inat eden AT üyesi ülkelerin (kı Hırvatis- tan ve Slovenya'yı çok daha önce tanımışlardı) çifte stan- dartlı tavn. Sınp tarafını savaş- sız çözüme zorlayacak son şanslann da yitmesine neden oldu. Nasıl açıklanabilir? Batı'nın Hırvatistan ve Slo- venya söz konusu olduğunda tepkili. Bosna için ise duyarsız tavn nasıl açıklanabilir? İlk akla gelen "kültürel" et- mem. Şöyle ki, Hırvaüstan ve Slovenya, eski Yugoslavya'nın Batı'ya en yakın cumhunyetle- ri. Hem coğrafi olarak hem de ve daha önemlisi kültürel ola- rak. Sonuçta Batı, "kendine ait" olanı kurtardı. yani Hırva- tistan ve Slovenya'yı, Bosna ise çoğunlukla Sırplar'ın ve Müs- lümanlann yaşadığı bir coğraf- yaolarak Baü'ya uzak. İkinci olarak, Soğuk Savaş döneminde Batı ile Sovyeük blok arasında bir,tampon işlevi gören ve bu konumu nedeniyle başta ABD olmak üzere Baü- run büyük siyasi ve ekonomik lütuflanna mazhar olan eski Yugoslavya, Bush ile Gorba- çov el sıkışıp Soğuk Savaş dö- neminı kapatınca bu özelliğini ve do*layısı ıle Batı için stratejik önemini de yitirdı. Son olarak Bosna'dakı savaş "yayılma eğilimi göstermeyen" bir savaş; Bosna-Hersek. Hır- vatistan ve Yeni Yugoslavya tarafından kuşaulmış. durum- da. Başka ülkeleri içine çekecek bir konumda deği!. Batının hassas sınırlanndan uzakta. #> Kosova İşte tam bu noktada devreye Kosova giriyor. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın şubat ayında Bulganstan, Makedonya, Amavutlukve Hmatis- gp tan'ı kapsay an Balkan gezisi bölge ülkeİeri tarafından ilgi ile karşılandı. Bulgaristan, Makedon- ya, Arnavutluk \e Hırvatistan Türkiye'nin bölgede barış >e istikrann sağlanmasmda önemli rol o>namasını istediler. Turgut Özal gezisi sırasın- da kimi Balkan ülkelerinin kuşkularmı yatıştırarak, Türkiye'nin Bosna-Hersek'e tek başına müdahalevi düşünmediğini. ancak BM'nin düzenle- yeceği bir harekata katümaya hazır olduğunu bikürdi. Özal gezisinin son durağı Hırvatistan'da da sıcak bir şekilde karşdandı.(Fotoğraf:AA) îç savaş osiavyahtTİyAvn^a Tophûuğu'nuyıprattı ., ATnin Avrupa sorunlannı çözmekte ne denli başansız kaldığını gösterdi. AT, Sırp katliamına seyirci kaldı (CumhııriyetBûrosu)-EskiYugos- üzere sılah kullandüar. Yugoslav cumhuriyetlerinden Makedonya'yı ise, ne olduğu belirsiz"tarafsızşehir"halinegı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski Yugos- lavya'nın dağılmasından sonra ortaya çıkan Balkan krizi. Avrupa Topluluğu'nun Avrupa sorunlannı çözmekte başansız kaldığını gösteri- yor. Kriz, Rusya Federasyonu'nun yeni ulusla- rarası gerçekleri Sovyetler Birliği döneminden kalma ittifaklara göre yorumlamak zorunda kalmasına yol açü. ABD'nin, yavaş da olsa Bosna-Hersek konusuna girmesi, >eni Başkan Bill Clinton'ın "dünya jandarmalığıru" üstlen- meyerek "evin içini düzenleme" isteğinin kolay gerçekleşmeyeceğıni gösteriyor. Mareş^l Trto'nun 1980 yılında ölmesinden sonra devlet içinde beürleyici konuma gelen Sırplar, 1991 yılında eski Yugoslav cumhuriyet- leri arasında bulunan Slovenya. Makedonya. Bosna-Hersek ve Hırvatistan'ın birlik içinde kalmayı reddetmesini kabul etmediler. Aynı yı- lın temmuz ayında bu dört cumhuriyet bağım- sızlıklannı ilan ettiler. Sırplar, önce bu cumhuri- yetlerin birliğe yeniden dönmesini zorlamak üzere silah kullandüar. Bırliğin bir daha gerçekleşTneyeceğinin anla- şılmasından sonra ise eski devleti yaşatacak yeni Yugoslavya'yı kurmaya yöneldiler. Ancak bu yeni Yugoslavya, sadece "Büyük Sırbistan" ola- rak kaldı. Sırbistan. içlerinde çok sayıda Sırp'ın da yaşadığı Bosna-Hersek ve Hırvatistan dan toprak talebinde bulundu ve bu cumhuriyetlenn içindeki Sırplann kendi devletlerine karşı silahlı ayaklanmalar başlatmalanna yardımcı oldu. 1991Metanıdı AT, Slovenya ve HiA'atisUn'ı 1991 aralık ayında tanıdı. AT'nin. Bosna-Hersek'i ancak ni- san 1992'de tanıması, Sırbistan'ın bu devlete yönelık olarak yaptığı kışkırtmalara zemin ha- zırladı. AT'nin eski Yugoslav cumhuriyetlerine yönelik olarak çifte standart uygulayarak bir kısmını tanıması diğerlerinı tanımaması. Sırpla- nn saldırgan tutumunu teşvik etti. AT. eski Yugoslav cumhuriyetlerinden Makedonya'yı Yunanistan'm karşı çıkması nedeniyle hala tanı- mamaya devam ediyor. Ankara, bu süreç içinde eski Yugoslavya'nın dağılmasını teşvik edici bir tutum takınmadı. Ancak birliğin sağlanamayacağı ortaya çıktık- tan sonra tüm cumhuriyetlen aynm gözetmeden aynı anda tanıdı. Konferans. ateşkesin sağlanması, kuvvet yo- luyla kazanılan avantajlann yok sayılması, böl- gedekı tüm devletlerin toprak bütünlüğünün ve egemenliklerinin kabul edilmesi, bütün Birleş- miş Milletler kararlanna uyulması, toplama kamplannın kapatılması gibi kararlar aldı. Ka- rarlar Sırplar tarafından uygulanmadı. Sırp, Htrvat ve Boşnaklann kaüldığı Cenevre Toplantılan sonunda Owen-Vance planı olarak adlandınlan anayasa önerisi çıktı. Bu çerçeve öneriye göre Bosna-Hersek kendi içinde geniş özerkliğı olan 10 bölgeye aynlıyor. Saraybosna ise, ne olduğu belirsiz "tarafsız şehir'" haline geti- riliyor. Önerilen planı Hırvatlar ve Sırplar kabul etti. Ancak Bosna-Hersek. planın "etnik ann- dırma" yapılan bölgeleri Sırplara vererek bu hareketleri mükafatlandırdığını savunarak ka- bul etmediğinı açıkladı. Yeni ABD hükümeti, Bosna-Hersek konu- sunda ilerleme sağlanamaması nedeniyle kendisi de bir plan hazırlayarak de^ffeye girdi. ABD'nin planının ana noktalan arasında taraflara zorla bir çözümün kabul ettirelemeyeceği: Sırbistan'a uygulanan ekonomik ambargonun sıkılaştınla- raİc uygulanmasınm sağlanması; Bosna-Hersek üzerindeki uçuş yasağının uygulanmasınm sağ- lanması; bır anlaşmaya vanlması durumunda ABD'nin bunun uygulanmasmda rol alması gi- bi unsurlan kapsıyor. Yeni ABD planı aslında Ovven-Vancein başlattığı görüşmeler yoluna bir şans daha tanıyarak bu süreç de ABD etkisini devrcycsokuyor. Sırbistanın topraklan içinde kalan ve 2 milyon nüfusunun çok büyük çoğunluğu Ama- vutlar'dan oluşan Kosova, Bal- kanlar'da Bosna-Hersekten sonraki ikinci büyük kriz oda- ğını oluşturuyor. Tito döneminde özerk bölge statüsüne sahip olan, kendi dil- lerinde eğitim yapabilen Koso- va Arnavutlan, Miloseviç'in başa gelmesinden sonra yavaş yavaş tüm haklannı yitirmeye başladılar. 1988 yılında, Sırpça resmi dil olarak Kosova Arna- vutlan'na dayatıldı, hernen af- dından okullarda Arnavutça eğitim yasaklandı ve 6 bin Ar- navut öğretmenın işine son ve- rildi. Temmuz 1991'de Sırbis- tan Parlamentosu, Kosova'ya yerleşmek isteyen Sırplara 6 bin hektar toprak dağıulmasına karar verdi. Bu politikalara karşı çıkan Amavutlar hapse- dildi. Şımdi Kosova krizini Bal- kanlar'm gündemine getiren gelişme. Sırp yönetiminin Ko- sova'da tam olarak hakimiyet kurmak için bu bölgeye asîcer olarak yükleneceği beklentisı. Arnavutluk'un da desteğini alan Kosova Arnavutlan. etnik anndırma ve bölgeyi tamamen Sırplaşürma anlamına gelecek bu operasyona karşı direnmek üzere hazırlanıyorlar. Batı'yn Kosova sorunu konu- sunda hassas kılan ve en büyük etmen ise Bosna'nın tersine, bu- radaki sıcak bir catışmanın, Kosova sınırlan içinde hapso- lunamayacağı. Çünkü Kosova. diğer bölge ülkeleri ile (Make- donya ve Arnavutluk) sınırlan olan bir bölge. Ve burada patla- yacak bir catışma kolaylıkla sınır ötesine taşabilecek. Makedonya Böylece Balkanlann üçüncü büyük knz odağı kendiliğınden oluşuyor: Makedonya. Makedonya, Kosova'mn patlamasına bağlı olarak bir sa- vaşa sürüklenebileceği gjbi bu gelişmenin dışında da bir catış- manın tehdidi altında. Yugos- lav birliğinden kansız biçimde aynlmayı becerebilen tek cum- hunyet olan Makedonya bu başansından ötürü ödüllendi- rilmeyı beklerken cezayla karşı- laşıyor. Sırbistan'ın, Make- donya'nın aynlmasmı hazme- demediği vecoğrafyayı "Büyük Sırbistan" haritasından silme- diği biliniyor. Sonuçta, ister Kosova'da patlayacak bir savaş sonucu is- ter Sırbistan'ın doğrudan saldı- nsı sonucu olsun, Makedonya savaşı her an kapısında hissedi- \or. Bu gelişme ise çoğu bölge po- litikaası için yeni bir Balkan Savaşı anlamına geliyor. Çün- kü, Makedonya'nın bir savaşa sürüklenmesi İcarşısında Bulga- nstan'ın. Arnavutluk'un ve Türkiye'nin duyarsız ve sessiz kalamayacağı biliniyor. Bu doğu-batı hattının karşısma, Sırbistan ve Yunanistan'dan (Romanya'nın da lojistik deste- ği ile) oluşan kuzey-güney hatü oluşuyor. Bu nedenle Baü'yı asıl kaygı- landıran Kosova ve Makedon- ya. Ancak Batı bu kaygılannın gerektirdiğı adımlan atmaktan hala imüna ediyor. Make- donya'yı tanımakta direniyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear