26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İmtiyaz sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönelmeni- Özgen Acar •Genel Yayın Koordinatörü: HikmetÇetinkava •Genel Yayın Danışmanı: Orhan Erinç • Yaa İşlen Müdürü: Ceial Başlangıç • Haher Merkea Mü- dürü: Mustafa BaJbay Gorsel Yönetmen: Ali Acar •Düzenlerae Mustafa Sağlamer Ankara Temsilcisı: Cüneyt Arcayürek *Haber Müdürleri: lşık Kansu, Hakkı Muessese Müdur V. Erol Erkot •Koordina- lstanbul Haberlen Şenay Kalkan «Dış Haberler: Ergun Bakı Erdem Z.Gökalp Blv.İnk'ılap S. No:19/4. Tel: 4331141-47, Telex: 42344. Fax: tör Ahmet Konıban •Muhascbe Bûlent Ye- (4)4330565• İzmir Temsilcisı: Serdar Kıak, H.Zıya Blv. 1352S.2/3 Tel:83123O, Telex: 52359,Fax: (51)895360 «Adana Temsılasi: Çefin Yiğenoğiu İnönü Cd. 119 S. No: 1 Kat: 1. Tel: 59 37 52 (4 hat), Telex: 62155, Fax: (71) 59 25 78 • lş - Ekonomr Dinç Tayanç • Yurt Haberlen. Mehmet Saraç • Makaleler. Sami Karaören •Spor AMnlkadir Yücetanan »Dü- zeltme. Abduflah Yancı ner •Idare: Hûseyin Gürer •lşletme: önder Çeük «Bılgı-İşjem: Nail lnal • Bılgisayar Sıs- tem: Mürüvet Çüer 0 Reklam: Reha Işıtman Y»>iıııl»jıı:YenıGanHdberA)ansı.BasınvcYdVincı!ık A Ş B»s»n:CumhurıvctM<ıtbadCilık vcGa/etecılıkTAŞ Tûrkocagı Cad 3941 Cdğaloğlu 34334 Ist PK 246İsUnbulTel 512()5O5Telex 22246. Fax (1151JS595 Imsak- 5.05 Gune,. 6 29 Oğle: 12.21 Ikındı 15 29 Akşanv 18.03 Ydtsı. 19.22 SalmanRüşdü boşandı • LÖNDR\(\A)-Hint asıllı yazar Salman Rüşdü (45). iki yıldır a> n v aşadığı Amerikalı \azar kansı Marianne NViggins'ten boşandı Londra Yüksek Mahkemesı"nde dün görüleı duruşmada. çıftin şıddetli geçimsızlik vefıkir uyuşmazlığı nedenhle geçinemediğı bıldırildi. Oldürülme korkusuyla dört yıldır polis konıması altında gizı biradresteyaşayan Salman Rüşdü. Amerikalı kansıylal988yıhnda evlenmiştı. Rüşdünün öncekievlıliğinden 14 yaşındabiroğluvar. ÇetinEmeç gazetecilik ödöllepi • İsfanbul HaberSenisi- Gazetemiz muhabırlennden Remzi Gökdağ'a. Çetin Emeç Teşvik Ödülü Yanşması"nda, ""Son Sahne\ i Oynuyordu Matmazer'başhklı haberiyle mansiyon ödülü vcrildı. 7 Mart İ990'daöldürülen Gazeteci Çctin Emeç'in anısına düzenlenen yanşmada teşvik ödülünü Hürriyet Gazetesi. Ankara bürosu muhabirlerinden Kamil Elibol ve Ahmet Köprülü"Bakan Danışmanına Şeflaf Dayak" başlıklı haberlenylekazandı. Değerlendirmeyi Şevki Adalı. L'ğur Dündar, Bilge Emeç. Doğan Hızlan. İnan Kıraç. Güngör Mengi. Orhan Olcay. Tan Oral ve Altan Öymen'den oluşan Seçıci Kurulyaptı. Gazetecilere ödülleri piyanist Mehveş Emeç'in de babasının anısına resital vereceği törenle venlecek. Törcn. 7 mart akşamı Cemal Reşit Rev Salonu'nda düzenlenecek. Çevreci profesöp • tSTANBUL (AA) - Çevre bilincinin yerleşmesi için yaptığıyoğunçalışmalar nedeniyle 'çevreci profesör" olarak tanınan Prof. Dr. Kriton Curi, Boğaziçi Üniversıtesi Çevre Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğü'ne atandı. Katı Atıklar Türk Milli Komitesi Başkanı ve Akdeniz'i Kirlenmekten Kurtarma Uluslararası Ahlak Mahkemesi Yönetim Kurulu üyesi olan Prof. Dr. Curi, 1942yılındadoğdu. Robert Kolej Yüksek Okulu'ndan inşaat-çevre mühendisi olarak mezun olan Prof. Dr. Cun. 1989'da profesörlüğe > ükseldi. Prof. Dr. Knton Curi'nın. bılimsel çöp toplama ve depolama konulannda 150yi aşkın yayınıbulunuyor Kanser ve depresyon • KONYA(AA)- Günümüzde birçok kişinın "kanser miyım' korkusuyla yaşadığı, bunun da insanlan depresyona sürükledıği bildinldi. Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Cyesi Yard. Doç. Dr. Ishak özkan, kansere yakalanan kişilerde birtakım ruhsal reaksiyonlar meydana geldiğini belirterek "Kanserli hastalann kaprislerine sevgi ve şefkatle yaklaşılmalı vemoral dopingi yapılmalıdır" dedi. Doç Özkan. kansere yakalanan kışilerin ruhsal reaksiyonlan göz önünde bulundurularak hastalığın o kişiye umutlandıncı bir şekilde dolaylı yollarla söylenmesinin yararlı olacağını vurguladı. Fransa: Tarikat sayısı 900'e ulaşö •STRASBOURG(AA)- Fransa"dakı tarikatlann sayısının 900"e ulaştığı ve bunlara yaklaşık 700 bin kişinin üye olduğu bildirildı. France-Soir gazetesinin haberinde. Aile ve Bireyleri Koruma Derneği'nin bu tarikatlardan 200'ünün tehlikeli olduğu yolundaki görüşlerine yer veriliy or. Ozellikle son beş yıldır. Fransa'da. kendilerine özgü inanç ve görüşleri savunan tarikatlann sayısında büyük artış olduğu belirtilen haberde. tarikatlarda. değişik yaşlardan ve mesleklerden insanlann bulunduğu hatırlatılıyor. Tarikatlann çalışmalan ile ilgili şikâyetlerin de arttığı belirtilen haberde, bu gruplann, üyelerinden yüksek miktarda paralar topladığı ve üyelerini toplumdan soyutlamak için yoğun çaba sarfettikleri bıldinhvor. Kemerköy, Yeniköy ve Yatağan santrallan Türkiye'nin en önemli turistik yöresinde kirlilik üçgeni oluşturuyor Gökyüzünü karaya boyuyorlar• Yatağan doğayı ve insanlan yoketmenin cezasını çekerken, Gökova görkemli bacasını denizin sanki içine dikmiş. Yatağan"ın bugünkü durumuna bakıp Gökova körfezinin yannını düşünenler, buralara değil turist tek bircanlı uğramayacağını söylüyorlar. • Çarpık yapılaşma ve kıyı yağmasının yanı sıra bir de gökyüzünün dumana boğulması turizmcileri tedirgin ediyor. Seyahat acenteleri, BBCde yayımlanan haberleri örnek göstererek yetkililerin ilgisini çekmeye çalışıyor. ÜMtTOTAN Kemerköy tZMİR - Güzelim doğanın ortasında bir üçgen oluştur- muşlar. Biri yıllarca yarattığı kirlilığin cezasını çekiyor sankı; suskun. Diğeri 200 metrelik ba- casıyla "fosur fosur". üçüncüsü dünyaca ünlü Gökova Kör- fezi'ne "kurulmuş" çevreyi öl- düreceği, insanlan kaçıracağı günleri bekliyor... Onlar "kirlilik üçgeni" oluş- turmuşlar doğanın en güzel ye- rine. 120'şer, 200 ve 300 metre- lik bacalanyla yöreyi esir almış- lar. Yatağan yıllardır götürece- ğini götürmüş. Gökova körfe- zine kurulan Kemerköy de "ya- şarru boğacağı" günleri bek- liyor... Yatağan-Yeniköy-Kemer- köy üçgenindeki düşük kalorili kömür stoklannı "değerlendir- mek" en önemli turizm merke- zimizin geleceğini kararüyor. Bacalardan çıkan, duman, gaz ve tozlar insanlan caresizlik içinde bırakırken turizmciler de endişeli... Çevresel güzellikleriyle ülke- mizde ve dünyada ün salmış. Gökova Körfezi'ne gitmek isti- yorsunuz. Eğer kuzeyden kara- yoluyla gitmek isterseniz önce- likle Yatağan Temük Santralı'- nın 120'şer metrelik üç dev ba- cası tüm "siyahlığıyla" size merhaba diyecek. Kül dağlan- nın arasından geçerken nefesi- niz daralacak, üç bacanın yöre- yi 11 yılda nasıl "talan" ettiğine tanık oiacaksınız. Yeniden gü- zelim çam ormanlanyla buluş- tuğunuzda "oh be kurtulduk" diyemeyeceksiniz. Bu kez karşınızda 200 metre- lik dev bacasıyla Yeniköy var. bir baca karşılıyor sizi. Hem de Yöredeki "bedava" kömürü tam 300 metrelik dev bir baca. paraya çeviriyor bu bacalar. Sanki denizin içıne usulca yer- "Ne pahasına" diye sormaya- leştirilmiş. sanki hiç kimseler caksıruz, çünkü bu sorunuza görmemiş... hiçbir yetkili ve etkili yanıt vere- Q j r e g ö r e y a n J m a k meyecektir. Aruk güzelim Gö- — = kova Körfezi'ne yaklaşıyorsu- Yatağan Termik Santralı nuz. Güzelliklerinden önce yine 1982 yılında ilk ünitesini devre- Onlar "kirlilik üçgeni" oluşturmuşlar doğanın en güzel jerine. 120'^er, 200 ve 300 metrelik bacalamla jöreji esir almışlar. Yatağan yıllardır götüreceğini götür- ^ a i a m - Yıllardır konu müş. Gökova körfezine kurulan Kemerköy'de "yaşamı*boğacağı" günleri bekliyor... Yatağan-Yeniköy-Kemerköy üçgenindeki düşûk kalorili kömür stoklannı gündeme getirdik amadinJey "degerlendirmek" turizın merkezimizin geleceğini karartıyor. Bacalardan çıkan, duman, gaz ve tozlar insanlan caresizlik içinde bırakırken turizmciler endişeli... olmadı.' alarm zi1leri doğanın yok olu- şunu somut olarak belirlerken turizmcilerin "gözbebeği" bir yöre yok oluyordu. DEÜ Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisbği Bölümü'- nde Prof. Dr. Aysen Müezzi- noğlu, termik santrallan doğa dengesini alt üst edecek riskli bir olay görüyor. Müezzinoğlu bu riskli olayın tüm yetkililer tarafından arük fark edilmesini belirterek şunlan söylüyor: "Yapımdan önce bütün pro- jelerin ve alternatif projelerin hazırlanması incelenmesi gere- kirdi. Bunlar yapılmadı. Ancak yapılan santrallann doğayı na- sıl yok ettıkleri açık seçik orta- da. Göz göre göre havamızı tü- ketiyoruz, kendimızi öldürü- yonız." "Kirlilik üçgeni" yöre- sindeki turistik belediyelerin başkanlan. turizm gelirlerinin giderek artacağııu hesaplayan- lan uyararak "Bu hesaptan vazgecsinler. Hem çevreyi du- mana boğacaksınız hem de tu- nzm geliri bekleyeceksiniz, böyle sacma şey olmaz" diyor- lar. Henüz bacasmdan zehirli gazlann fışkırmadığı Gökova'- daki Kemerköy Santralı için Ören Belediye Başkanı Kazım Turan şunlan söylüyor: "Öncelikle insanlar psikolo- jik olarak etkileniyor. Hiç kim- se tatile geldiginde deniz kıyı- sında, gözünün önünde bir santral bacası görmek iste- mez." Uzmanlar, Kemerköy Ter- mik Santrak'nın açılması duru- munda çok yiikick bacası nede- niyle havanın dunımuna göre Marmaris ve Bodrum'u bile et- kisi alüna alabileceğıni söyler- ken turizmciler, "'bu bacalar tu- rizme çakılmış kazıklardır" de- >ip sürdürüyorlar; "Yabana turistlere yöredeki santrallaranlaulıyor. Hava kir- liliğı artık konuşulmaya baş- landı. Yabancı turist termik santrallann altında bir tatili gö- alır mı? Yıllardır konuyu F en ye soktuktan sonra yörede he- men "hissedildi". Ortalık toza dumana kanştı. İklim değişti. bitkı önüsü değişti. Sankı baca- lar "hınç" çıkanyordu. 1986 yılında Yeniköy devreye sokul- du. O da çevreye 'aman' vermi- yordu. Gökova körfezine bir santral kurulması 1984 vılı programına ahnınca, yöre in- sanlan ayaklandı. İnsanlar hemen yakınlann- daki Yatağan'ı, Yeniköy'ü gös- terdıler yetkililere. "Bizde böyle olmayahm" dediler. Kimseler dinlemedi. Yetkililer yöreye uçak dolusu insan götürüp, santralın ne kadar iyı olabilece- ği anlattılar. Sonuçta Polonya"- nın Elektrim Firması 2x210 megavat santralın yapınu için kollan sıvadı. Yöre halkı işin peşini bırak- madı. Kamuoyu yarauldı. İn- şaat sürüyordu. 1989 yılında ilk ünitesi devreye girmesi planla- nan Kemerköy Termik Sant- ralı'nda işler "arap saçına" döndü. Açıhş 1992'yeertelendi. Yine olmadı. Çeşitli öneriler geldi. Sonuçta santral "açılacak mı açılmayacak mı" tartışmala- n gündemde gezindi. Bugünler- de yaşanan ise belirsizlik... Oysa Yatağan belirsizliği çoktan aşmıştı. Yörede çalan Turist yörelerde kıyı yağması ve çarpık kentleşme hızla sü- rerken her geçen gün yeşil bi- raz daha azahrken gökyüzünü "kara"ya boyamak için de sanki bir yanş var. Gerekli ön- lemler alınmazsa gelecek yıllar- da en önemli tunstik yöre- lerimize uğrayacak canlı bul- mak biraz zor olacak... Sayılarla cinsellik Evlılikten sonra cinsellik GÜLÇINILCI Burdur Gölü'nde artan kirlilik ve avlanma yüzünden bazı kuş türlerinin nesli tükeniyor Dikkuyruklar yaşama şansım yitiriyor dahaiyiHaber Merkezi - Masters ve Johnson'ın cinsellik üzenne >apnğı araştırmalardan sonra, şimdi de yi- ne bir kan koca Amerikah araşür- macılar. Samuel ve Cynthia Janus, ABD'de 2765 kişiye cinsellik üzeri- ne sorular yöneltti. Araşarmanın baa sonuçlan şöyie: - Erkeklerin yüzde 44'ü, kadın- lann yüzde 4l'i cinsel yaşamlannın üç yıl öncesine göre harekeüendiğj- ni söyledi. Cinsel yaşamı gerileyen- lerin oranı ise erkekkrde yüzde 27, kadınlarda yüzde 32 - Evb erkeklerin yüzde 59'u. evli kadınlann yüzde 6l'i evlilikten sonra cinsellığin daha iyi olduğunu düşünüyor. - Evlı erkeklerin yüzde 35'i, evii kadınlann yüzde 26'sı en azından bir kez kanlannı aldatnklanm iti- rafetti. - Erkeklerin yüzde 10'u, kadın- lann yüzde 4'ü bugüne kadar yü- zün üzerinde kişiyle cinsel ihşkiye girdiklerini söyledi. - Dinlerine bağlı olduklannı söy- leyenlerin yüzde 3l'i esjerini aldat- nİdannı belirtti. Bu kişjlerin yüzde 71 "inin evlenmeden önce cinsel iBş- kisioldu. - Kendüerini pohtik olarak "aş>- n muhafazakar" olarak tanımla- yanlann yüzde 26'sı kürtaj yapur- dı. (Amerika'da muhafazakarlar kürtaja şiddetle karşı çıkıyor.) - Erkeklerin yüzde 22'si, kadın- lann 17si en azından bir kez ho- moseksüel ilişkiye girdiklerini söy- ledi. - Kadınlann yüzde 45'i, erkelde- nn yüzde 19'u işyerinde cinsel taci- ze maruz kalmaktan şikayetçi. - Erkeklerin yüzde 20'si en azın- dan bır kez cınsellıa para ile sattık- lannı >a da satın aldıklannı belirtir- ken, kadınlarda oran yüzde 8"de kaldı. - Erkeklerin yüzde 47si. kadın- lann yüzde 23"ü düzenli olarak mastürbasyon yapüklannı söyledi. İngiliz su kuşlan ve sulak alanlan uzmanı Dr.Andy Green, Burdur Gölü'nde kışlayan dikkuyruk ördeklerinin artan av baskısı ve kirlilik yüzünden önemli bir yaşama ortamını yitirmek üzere olduklannı söyledi. Green. dünya nüfusunun yüzde 75'ine yakını kış avlannda bu göle gelen dıkkuyru.-.lann kırliliğin pençesındeki Burdur Gölü ile birlikte v aşama şanslannı da yitireceklerini bildirdi. Başlıca amacı, dikkuv ruğun davranış ve beslenmeekolojisinin incelenmesi olan, aynca kırliliğin ve insanlann ozellikle av lanarak verdiği zararlann dikkuyruklann davranış ve beslenme ekolojisi üzerindeki etkilerini incelemev i amaçlayan "Burdur Gölü'nde Dikkuv ruğun Kış Ekolojisini Araştırma Projesi" sürüvor. Araştırmayı birlikte yürüten Burdur Beledıyesi. Doğal Hayatı Koruma Derneği ve Su Kuşları ve Sulak Alanlar Bırliği uzmanlan, ilk gözlem ve gölde yapılan bıyolojik analizler sonrasında bir basın toplantısı düzenlediler. Belediye Başkanı Armağan İlci, Burdur Gölü'nün bilimsel araştırmalar için önem taşıyan, nesli tehlikeye düşmüş ve dünya için endemik olan türlerin yaşama ortamı olan uluslararası öneme sahip bir alan olduğunu belirtti. Gölde gözlem ve örneklemelerin süt fabrikası, şeker fabrikası. plaj ve sahil evlerinin bulunduğu bölge ile gölün güneybatı kıyısı olmak üzere toplam dört alanda yürütüldüğünü kaydeden İngılız uzmanı Dr.Andy Green, her alanda top- lam 48 saatlik gözlem yapıldığını bildirdi. Green, gözlemlerin ilk değerlendirmesini şöyle yaptı: "Bütün göl çevresinde, sadece gözlem yaptığımız noktalarda, her seferinde iki ile dört dikkuvruk ördeğjnin vurulmuş olduğunu gözledik. Bütün göl alanını aynı şekilde gözleyemedığimizi göz önüne alarak. her kış • İngiliz su kuşları ve sulak alanlan uzmanı Dr. Andy Green, her kış 500-2000 arasında dikkuyruğun vurulduğunu düşünüyor. İki yıl önce Burdur Gölü'nde dikkuyruklann sayısı 11 bin. Oysa bu yıl dikkuyruk sayısının 3 binin altında olduğunu belirtiyor. Dr. Green'e göre bu durum, av baskısırun, dikkuyruklar için ne kadar büyük bir tehlike olduğunun göstergesi. 500-2000 arasında dikkuyruğun v urulduğunu düşünüyoruz. İki yıl önce Burdur Gölü'nde dikkuyruklann sayısı 11 bın iken bu yıl sayı 3 binin altında. Bu durum, av baskısının. dikkuyruklar için ne kadar büyük bir tehlike olduğunun gösıergesidir." Avcılardan kaçamadığı için kolay bir av olan dikkuv ruğun salt gündüz değil gece de aktif olarak beslendiğinin görüldüğünü kaydeden Green. gözlemlerden elde edilen bilgilerin kesin sonuçlannın, verilerin istatistiksel olarak değerlendirilmesinden sonra açıklanabileceğini belirtti. Gözlemlerin dışında biyolojik analizlerin de önemli ölçüde tamamlandığını belirten İngiliz Biyolog Geofrey Hilton, dikkuyruklann "Kronomid" adı verilen kurtçuklarla beslendik- lerinin belirlendiğini bildirdi. Şeker ve süt fabrikalan atıklannın gölün ekolojik yapısını olumsuz yönde etkilediğini be- lirten Hilton. kirlilikıe ilgili olarak şunlan söyledi: Organik maddelerde artış "Ozellikle şeker ve süt atıklannın Burdur Gölü'ne kanştığı bölgelerde. organik madde konsantrasyonunda aşın bir artış var. Aynca şeker fabrikası atıklannın göle kanştığı bölgede organik kirlenmenin işareti olan bazı canlı türleri tespit ettik. Süt fabrikasınm atıklannda ağır yağlara rastladık." Gölü atıklanyla tehdit eden bir başka işletmenin de Keçiborlu Kükürt Fabrikası olduğunu sö> leven Hilton. "Kükürt fabrikası çok kirletiyor. Atılan geniş bir alana yayılıyor" diye konuştu. Burdur Gölü'nün bi> olojik çeşitlilik açısından zayıf. ancak biyokütle açısından çok zengin olduğunu vurgulayan İngiliz biyolog, fabrika atıklannın gölde yarattığı kirlilikle ilgili kesın sonuçlann kimyasal analizlerin sonucunda ortaya çıkacağını kaydetti. Stockholm'deki moda fuanna Türk mankenler katıldı Güzel mankenler kaıı erittiler • Ülkemİ2xien de 11 fırma, 12 mankenle fuara renk kattı. Türk firmalan, daha çok deri ve tekstil örneklerini yeğlediler. Etekler uzun, düz ve genişti. Koyu yeşil, kahverengi, bej ve mavi renkler ağırlıktaydı. GÜRHAIS UÇKAN STOCKHOLM - StockholnTün ünlü Alvjö Fuan'nda geçen hafta sonu, uluslara- rası moda fuarı düzenlendi. Birçok ülkeden 600 fırmanın katıldığı fuara. ülkemizden de 11 firma, 12 mankenle renk kattı. Türk fir- malan, daha çok deri ve tekstil örneklerini yeğlediler. Bu yılın moda fuarı, çok renkli bir şov gibi geçti. Etekler uzun, düz ve genişti. Koyıı ye- şil, kahverengi, bej ve mavi renkler ağırlı- ktaydı. Kadın dergilerinin bu konudaki de- nevimli kalemleri, ozellikle erkek takım el- biselerinde epey yanhşlıklar buldular ama bu satırlarm yazarı gibi sıradan bir gözlemc- gördüklerinden gayet hoşnut kaldı. Bu tür dcflleler, büyük ölçüde koregraf- ların imzasını taşır. Türk mankeniere koreg- raf Neşe Erden öncülük etti. Gerçekten de daha ilk gösteriden sonra Türkler, büyük be- ğeni kazandılar. Bunda, Neşe Erden \e asis- tanı Yakup Erden'in payı büyüktü. Türk giysilerini sunan mankenlerimizden bazdarı şunlar: Gülay Onay, Avlin Arasıl, Ipek Te- nolcay Ersov, Gülay Puıarbaşı, Nilgün Han. Janet Henry. Tank Tarcan, Omer Se- yal ve Seu'm Tekeli. 11 Türk firmasından ge- niş koleksiyonla gelenler arasında, Jalva Triko, Altınok Deri Konf. Deniz önne Tekstil ve Gökova Deri Sanayi \ ardı. Tür- kiye Büyükeiçiliğf nde konuklarımızuı onu- runa bir de kokteyl >erildi. Büyükelçi Sol- maz Ünaydın'ın evsahipliğinde >e sıcak bir havada geçen toplantıda vatandaşlanmız, mankenlerie ve firmalann temsilcileriyle tantşma olanağı buldular. Bu arada man- kenlerimizin güzeüiği ilgi topladı. Günlük giysi ağırlıklı Bu yılın Moda Fuan'na katüan ünlü fir- malardan bazılan şunlan Marc O'Polo, Dobber, SOS, Di Ski Getti, Newhouse, Björn Borg Underwear ve Shirt Factory. tsveç'in en tanuınuş moda yaratıcısı Anan Noltblad da günlük giysilere ağırlık \er- mesiyle dikkat çekti. Gösterilere katılan- lar, dışandaki kara ve ayaza karşuı, sıcak saatler geçirdiler.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear