Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
İmtiyaz sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönelmeni- Özgen Acar •Genel
Yayın Koordinatörü: HikmetÇetinkava •Genel
Yayın Danışmanı: Orhan Erinç • Yaa İşlen
Müdürü: Ceial Başlangıç • Haher Merkea Mü-
dürü: Mustafa BaJbay
Gorsel Yönetmen: Ali Acar •Düzenlerae Mustafa Sağlamer Ankara Temsilcisı: Cüneyt Arcayürek *Haber Müdürleri: lşık Kansu, Hakkı Muessese Müdur V. Erol Erkot •Koordina-
lstanbul Haberlen Şenay Kalkan «Dış Haberler: Ergun Bakı Erdem Z.Gökalp Blv.İnk'ılap S. No:19/4. Tel: 4331141-47, Telex: 42344. Fax: tör Ahmet Konıban •Muhascbe Bûlent Ye-
(4)4330565• İzmir Temsilcisı: Serdar Kıak, H.Zıya Blv. 1352S.2/3 Tel:83123O,
Telex: 52359,Fax: (51)895360 «Adana Temsılasi: Çefin Yiğenoğiu İnönü Cd.
119 S. No: 1 Kat: 1. Tel: 59 37 52 (4 hat), Telex: 62155, Fax: (71) 59 25 78
• lş - Ekonomr Dinç Tayanç • Yurt Haberlen. Mehmet Saraç
• Makaleler. Sami Karaören •Spor AMnlkadir Yücetanan »Dü-
zeltme. Abduflah Yancı
ner •Idare: Hûseyin Gürer •lşletme: önder
Çeük «Bılgı-İşjem: Nail lnal • Bılgisayar Sıs-
tem: Mürüvet Çüer 0 Reklam: Reha Işıtman
Y»>iıııl»jıı:YenıGanHdberA)ansı.BasınvcYdVincı!ık A Ş B»s»n:CumhurıvctM<ıtbadCilık vcGa/etecılıkTAŞ
Tûrkocagı Cad 3941 Cdğaloğlu 34334 Ist PK 246İsUnbulTel 512()5O5Telex 22246. Fax (1151JS595 Imsak- 5.05 Gune,. 6 29 Oğle: 12.21 Ikındı 15 29 Akşanv 18.03 Ydtsı. 19.22
SalmanRüşdü
boşandı
• LÖNDR\(\A)-Hint
asıllı yazar Salman Rüşdü
(45). iki yıldır a> n v aşadığı
Amerikalı \azar kansı
Marianne NViggins'ten
boşandı Londra Yüksek
Mahkemesı"nde dün görüleı
duruşmada. çıftin şıddetli
geçimsızlik vefıkir
uyuşmazlığı nedenhle
geçinemediğı bıldırildi.
Oldürülme korkusuyla dört
yıldır polis konıması altında
gizı biradresteyaşayan
Salman Rüşdü. Amerikalı
kansıylal988yıhnda
evlenmiştı. Rüşdünün
öncekievlıliğinden 14
yaşındabiroğluvar.
ÇetinEmeç
gazetecilik
ödöllepi
• İsfanbul HaberSenisi-
Gazetemiz muhabırlennden
Remzi Gökdağ'a. Çetin
Emeç Teşvik Ödülü
Yanşması"nda, ""Son
Sahne\ i Oynuyordu
Matmazer'başhklı haberiyle
mansiyon ödülü vcrildı. 7
Mart İ990'daöldürülen
Gazeteci Çctin Emeç'in
anısına düzenlenen
yanşmada teşvik ödülünü
Hürriyet Gazetesi. Ankara
bürosu muhabirlerinden
Kamil Elibol ve Ahmet
Köprülü"Bakan
Danışmanına Şeflaf Dayak"
başlıklı haberlenylekazandı.
Değerlendirmeyi Şevki
Adalı. L'ğur Dündar, Bilge
Emeç. Doğan Hızlan. İnan
Kıraç. Güngör Mengi.
Orhan Olcay. Tan Oral ve
Altan Öymen'den oluşan
Seçıci Kurulyaptı.
Gazetecilere ödülleri piyanist
Mehveş Emeç'in de
babasının anısına resital
vereceği törenle venlecek.
Törcn. 7 mart akşamı Cemal
Reşit Rev Salonu'nda
düzenlenecek.
Çevreci
profesöp
• tSTANBUL (AA) - Çevre
bilincinin yerleşmesi için
yaptığıyoğunçalışmalar
nedeniyle 'çevreci profesör"
olarak tanınan Prof. Dr.
Kriton Curi, Boğaziçi
Üniversıtesi Çevre Bilimleri
Enstitüsü Müdürlüğü'ne
atandı. Katı Atıklar Türk
Milli Komitesi Başkanı ve
Akdeniz'i Kirlenmekten
Kurtarma Uluslararası
Ahlak Mahkemesi Yönetim
Kurulu üyesi olan Prof. Dr.
Curi, 1942yılındadoğdu.
Robert Kolej Yüksek
Okulu'ndan inşaat-çevre
mühendisi olarak mezun
olan Prof. Dr. Cun. 1989'da
profesörlüğe > ükseldi. Prof.
Dr. Knton Curi'nın. bılimsel
çöp toplama ve depolama
konulannda 150yi aşkın
yayınıbulunuyor
Kanser ve
depresyon
• KONYA(AA)-
Günümüzde birçok kişinın
"kanser miyım' korkusuyla
yaşadığı, bunun da insanlan
depresyona sürükledıği
bildinldi. Selçuk Üniversitesi
Tıp Fakültesi Öğretim Cyesi
Yard. Doç. Dr. Ishak özkan,
kansere yakalanan kişilerde
birtakım ruhsal reaksiyonlar
meydana geldiğini belirterek
"Kanserli hastalann
kaprislerine sevgi ve şefkatle
yaklaşılmalı vemoral
dopingi yapılmalıdır" dedi.
Doç Özkan. kansere
yakalanan kışilerin ruhsal
reaksiyonlan göz önünde
bulundurularak hastalığın o
kişiye umutlandıncı bir
şekilde dolaylı yollarla
söylenmesinin yararlı
olacağını vurguladı.
Fransa: Tarikat
sayısı 900'e
ulaşö
•STRASBOURG(AA)-
Fransa"dakı tarikatlann
sayısının 900"e ulaştığı ve
bunlara yaklaşık 700 bin
kişinin üye olduğu bildirildı.
France-Soir gazetesinin
haberinde. Aile ve Bireyleri
Koruma Derneği'nin bu
tarikatlardan 200'ünün
tehlikeli olduğu yolundaki
görüşlerine yer veriliy or.
Ozellikle son beş yıldır.
Fransa'da. kendilerine özgü
inanç ve görüşleri savunan
tarikatlann sayısında büyük
artış olduğu belirtilen
haberde. tarikatlarda.
değişik yaşlardan ve
mesleklerden insanlann
bulunduğu hatırlatılıyor.
Tarikatlann çalışmalan ile
ilgili şikâyetlerin de arttığı
belirtilen haberde, bu
gruplann, üyelerinden
yüksek miktarda paralar
topladığı ve üyelerini
toplumdan soyutlamak için
yoğun çaba sarfettikleri
bıldinhvor.
Kemerköy, Yeniköy ve Yatağan santrallan Türkiye'nin en önemli turistik yöresinde kirlilik üçgeni oluşturuyor
Gökyüzünü karaya boyuyorlar• Yatağan doğayı ve insanlan yoketmenin
cezasını çekerken, Gökova görkemli bacasını
denizin sanki içine dikmiş. Yatağan"ın bugünkü
durumuna bakıp Gökova körfezinin yannını
düşünenler, buralara değil turist tek bircanlı
uğramayacağını söylüyorlar.
• Çarpık yapılaşma ve kıyı yağmasının yanı
sıra bir de gökyüzünün dumana boğulması
turizmcileri tedirgin ediyor. Seyahat acenteleri,
BBCde yayımlanan haberleri örnek göstererek
yetkililerin ilgisini çekmeye çalışıyor.
ÜMtTOTAN
Kemerköy
tZMİR - Güzelim doğanın
ortasında bir üçgen oluştur-
muşlar. Biri yıllarca yarattığı
kirlilığin cezasını çekiyor sankı;
suskun. Diğeri 200 metrelik ba-
casıyla "fosur fosur". üçüncüsü
dünyaca ünlü Gökova Kör-
fezi'ne "kurulmuş" çevreyi öl-
düreceği, insanlan kaçıracağı
günleri bekliyor...
Onlar "kirlilik üçgeni" oluş-
turmuşlar doğanın en güzel ye-
rine. 120'şer, 200 ve 300 metre-
lik bacalanyla yöreyi esir almış-
lar. Yatağan yıllardır götürece-
ğini götürmüş. Gökova körfe-
zine kurulan Kemerköy de "ya-
şarru boğacağı" günleri bek-
liyor...
Yatağan-Yeniköy-Kemer-
köy üçgenindeki düşük kalorili
kömür stoklannı "değerlendir-
mek" en önemli turizm merke-
zimizin geleceğini kararüyor.
Bacalardan çıkan, duman, gaz
ve tozlar insanlan caresizlik
içinde bırakırken turizmciler de
endişeli...
Çevresel güzellikleriyle ülke-
mizde ve dünyada ün salmış.
Gökova Körfezi'ne gitmek isti-
yorsunuz. Eğer kuzeyden kara-
yoluyla gitmek isterseniz önce-
likle Yatağan Temük Santralı'-
nın 120'şer metrelik üç dev ba-
cası tüm "siyahlığıyla" size
merhaba diyecek. Kül dağlan-
nın arasından geçerken nefesi-
niz daralacak, üç bacanın yöre-
yi 11 yılda nasıl "talan" ettiğine
tanık oiacaksınız. Yeniden gü-
zelim çam ormanlanyla buluş-
tuğunuzda "oh be kurtulduk"
diyemeyeceksiniz.
Bu kez karşınızda 200 metre-
lik dev bacasıyla Yeniköy var. bir baca karşılıyor sizi. Hem de
Yöredeki "bedava" kömürü tam 300 metrelik dev bir baca.
paraya çeviriyor bu bacalar. Sanki denizin içıne usulca yer-
"Ne pahasına" diye sormaya- leştirilmiş. sanki hiç kimseler
caksıruz, çünkü bu sorunuza görmemiş...
hiçbir yetkili ve etkili yanıt vere- Q j r e g ö r e
y a n J m a k
meyecektir. Aruk güzelim Gö- — =
kova Körfezi'ne yaklaşıyorsu- Yatağan Termik Santralı
nuz. Güzelliklerinden önce yine 1982 yılında ilk ünitesini devre-
Onlar "kirlilik üçgeni" oluşturmuşlar doğanın en güzel jerine. 120'^er, 200 ve 300 metrelik bacalamla jöreji esir almışlar. Yatağan yıllardır götüreceğini götür- ^
a i a m
- Yıllardır konu
müş. Gökova körfezine kurulan Kemerköy'de "yaşamı*boğacağı" günleri bekliyor... Yatağan-Yeniköy-Kemerköy üçgenindeki düşûk kalorili kömür stoklannı gündeme getirdik amadinJey
"degerlendirmek" turizın merkezimizin geleceğini karartıyor. Bacalardan çıkan, duman, gaz ve tozlar insanlan caresizlik içinde bırakırken turizmciler endişeli... olmadı.'
alarm zi1leri doğanın yok olu-
şunu somut olarak belirlerken
turizmcilerin "gözbebeği" bir
yöre yok oluyordu.
DEÜ Mühendislik Fakültesi
Çevre Mühendisbği Bölümü'-
nde Prof. Dr. Aysen Müezzi-
noğlu, termik santrallan doğa
dengesini alt üst edecek riskli
bir olay görüyor. Müezzinoğlu
bu riskli olayın tüm yetkililer
tarafından arük fark edilmesini
belirterek şunlan söylüyor:
"Yapımdan önce bütün pro-
jelerin ve alternatif projelerin
hazırlanması incelenmesi gere-
kirdi. Bunlar yapılmadı. Ancak
yapılan santrallann doğayı na-
sıl yok ettıkleri açık seçik orta-
da. Göz göre göre havamızı tü-
ketiyoruz, kendimızi öldürü-
yonız." "Kirlilik üçgeni" yöre-
sindeki turistik belediyelerin
başkanlan. turizm gelirlerinin
giderek artacağııu hesaplayan-
lan uyararak "Bu hesaptan
vazgecsinler. Hem çevreyi du-
mana boğacaksınız hem de tu-
nzm geliri bekleyeceksiniz,
böyle sacma şey olmaz" diyor-
lar.
Henüz bacasmdan zehirli
gazlann fışkırmadığı Gökova'-
daki Kemerköy Santralı için
Ören Belediye Başkanı Kazım
Turan şunlan söylüyor:
"Öncelikle insanlar psikolo-
jik olarak etkileniyor. Hiç kim-
se tatile geldiginde deniz kıyı-
sında, gözünün önünde bir
santral bacası görmek iste-
mez."
Uzmanlar, Kemerköy Ter-
mik Santrak'nın açılması duru-
munda çok yiikick bacası nede-
niyle havanın dunımuna göre
Marmaris ve Bodrum'u bile et-
kisi alüna alabileceğıni söyler-
ken turizmciler, "'bu bacalar tu-
rizme çakılmış kazıklardır" de-
>ip sürdürüyorlar;
"Yabana turistlere yöredeki
santrallaranlaulıyor. Hava kir-
liliğı artık konuşulmaya baş-
landı. Yabancı turist termik
santrallann altında bir tatili gö-
alır mı? Yıllardır konuyu
F
en
ye soktuktan sonra yörede he-
men "hissedildi". Ortalık toza
dumana kanştı. İklim değişti.
bitkı önüsü değişti. Sankı baca-
lar "hınç" çıkanyordu. 1986
yılında Yeniköy devreye sokul-
du. O da çevreye 'aman' vermi-
yordu. Gökova körfezine bir
santral kurulması 1984 vılı
programına ahnınca, yöre in-
sanlan ayaklandı.
İnsanlar hemen yakınlann-
daki Yatağan'ı, Yeniköy'ü gös-
terdıler yetkililere. "Bizde böyle
olmayahm" dediler. Kimseler
dinlemedi. Yetkililer yöreye
uçak dolusu insan götürüp,
santralın ne kadar iyı olabilece-
ği anlattılar. Sonuçta Polonya"-
nın Elektrim Firması 2x210
megavat santralın yapınu için
kollan sıvadı.
Yöre halkı işin peşini bırak-
madı. Kamuoyu yarauldı. İn-
şaat sürüyordu. 1989 yılında ilk
ünitesi devreye girmesi planla-
nan Kemerköy Termik Sant-
ralı'nda işler "arap saçına"
döndü. Açıhş 1992'yeertelendi.
Yine olmadı. Çeşitli öneriler
geldi. Sonuçta santral "açılacak
mı açılmayacak mı" tartışmala-
n gündemde gezindi. Bugünler-
de yaşanan ise belirsizlik...
Oysa Yatağan belirsizliği
çoktan aşmıştı. Yörede çalan
Turist yörelerde kıyı yağması
ve çarpık kentleşme hızla sü-
rerken her geçen gün yeşil bi-
raz daha azahrken gökyüzünü
"kara"ya boyamak için de
sanki bir yanş var. Gerekli ön-
lemler alınmazsa gelecek yıllar-
da en önemli tunstik yöre-
lerimize uğrayacak canlı bul-
mak biraz zor olacak...
Sayılarla cinsellik
Evlılikten
sonra
cinsellik GÜLÇINILCI
Burdur Gölü'nde artan kirlilik ve avlanma yüzünden bazı kuş türlerinin nesli tükeniyor
Dikkuyruklar yaşama şansım yitiriyor
dahaiyiHaber Merkezi - Masters ve
Johnson'ın cinsellik üzenne >apnğı
araştırmalardan sonra, şimdi de yi-
ne bir kan koca Amerikah araşür-
macılar. Samuel ve Cynthia Janus,
ABD'de 2765 kişiye cinsellik üzeri-
ne sorular yöneltti. Araşarmanın
baa sonuçlan şöyie:
- Erkeklerin yüzde 44'ü, kadın-
lann yüzde 4l'i cinsel yaşamlannın
üç yıl öncesine göre harekeüendiğj-
ni söyledi. Cinsel yaşamı gerileyen-
lerin oranı ise erkekkrde yüzde 27,
kadınlarda yüzde 32
- Evb erkeklerin yüzde 59'u. evli
kadınlann yüzde 6l'i evlilikten
sonra cinsellığin daha iyi olduğunu
düşünüyor.
- Evlı erkeklerin yüzde 35'i, evii
kadınlann yüzde 26'sı en azından
bir kez kanlannı aldatnklanm iti-
rafetti.
- Erkeklerin yüzde 10'u, kadın-
lann yüzde 4'ü bugüne kadar yü-
zün üzerinde kişiyle cinsel ihşkiye
girdiklerini söyledi.
- Dinlerine bağlı olduklannı söy-
leyenlerin yüzde 3l'i esjerini aldat-
nİdannı belirtti. Bu kişjlerin yüzde
71 "inin evlenmeden önce cinsel iBş-
kisioldu.
- Kendüerini pohtik olarak "aş>-
n muhafazakar" olarak tanımla-
yanlann yüzde 26'sı kürtaj yapur-
dı. (Amerika'da muhafazakarlar
kürtaja şiddetle karşı çıkıyor.)
- Erkeklerin yüzde 22'si, kadın-
lann 17si en azından bir kez ho-
moseksüel ilişkiye girdiklerini söy-
ledi.
- Kadınlann yüzde 45'i, erkelde-
nn yüzde 19'u işyerinde cinsel taci-
ze maruz kalmaktan şikayetçi.
- Erkeklerin yüzde 20'si en azın-
dan bır kez cınsellıa para ile sattık-
lannı >a da satın aldıklannı belirtir-
ken, kadınlarda oran yüzde 8"de
kaldı.
- Erkeklerin yüzde 47si. kadın-
lann yüzde 23"ü düzenli olarak
mastürbasyon yapüklannı söyledi.
İngiliz su kuşlan ve sulak alanlan uzmanı
Dr.Andy Green, Burdur Gölü'nde kışlayan
dikkuyruk ördeklerinin artan av baskısı ve
kirlilik yüzünden önemli bir yaşama ortamını
yitirmek üzere olduklannı söyledi. Green.
dünya nüfusunun yüzde 75'ine yakını kış
avlannda bu göle gelen dıkkuyru.-.lann kırliliğin
pençesındeki Burdur Gölü ile birlikte v aşama
şanslannı da yitireceklerini bildirdi.
Başlıca amacı, dikkuv ruğun davranış ve
beslenmeekolojisinin incelenmesi olan, aynca
kırliliğin ve insanlann ozellikle av lanarak
verdiği zararlann dikkuyruklann davranış ve
beslenme ekolojisi üzerindeki etkilerini
incelemev i amaçlayan "Burdur Gölü'nde
Dikkuv ruğun Kış Ekolojisini Araştırma
Projesi" sürüvor.
Araştırmayı birlikte yürüten Burdur Beledıyesi.
Doğal Hayatı Koruma Derneği ve Su Kuşları
ve Sulak Alanlar Bırliği uzmanlan, ilk gözlem
ve gölde yapılan bıyolojik analizler sonrasında
bir basın toplantısı düzenlediler.
Belediye Başkanı Armağan İlci, Burdur
Gölü'nün bilimsel araştırmalar için önem
taşıyan, nesli tehlikeye düşmüş ve dünya için
endemik olan türlerin yaşama ortamı olan
uluslararası öneme sahip bir alan olduğunu
belirtti.
Gölde gözlem ve örneklemelerin süt fabrikası,
şeker fabrikası. plaj ve sahil evlerinin bulunduğu
bölge ile gölün güneybatı kıyısı olmak üzere
toplam dört alanda yürütüldüğünü kaydeden
İngılız uzmanı Dr.Andy Green, her alanda top-
lam 48 saatlik gözlem yapıldığını bildirdi.
Green, gözlemlerin ilk değerlendirmesini şöyle
yaptı: "Bütün göl çevresinde, sadece gözlem
yaptığımız noktalarda, her seferinde iki ile dört
dikkuvruk ördeğjnin vurulmuş olduğunu
gözledik. Bütün göl alanını aynı şekilde
gözleyemedığimizi göz önüne alarak. her kış
• İngiliz su kuşları ve sulak alanlan
uzmanı Dr. Andy Green, her kış 500-2000
arasında dikkuyruğun vurulduğunu
düşünüyor. İki yıl önce Burdur Gölü'nde
dikkuyruklann sayısı 11 bin. Oysa bu yıl
dikkuyruk sayısının 3 binin altında
olduğunu belirtiyor. Dr. Green'e göre bu
durum, av baskısırun, dikkuyruklar için
ne kadar büyük bir tehlike olduğunun
göstergesi.
500-2000 arasında dikkuyruğun v urulduğunu
düşünüyoruz. İki yıl önce Burdur Gölü'nde
dikkuyruklann sayısı 11 bın iken bu yıl sayı 3
binin altında. Bu durum, av baskısının.
dikkuyruklar için ne kadar büyük bir tehlike
olduğunun gösıergesidir."
Avcılardan kaçamadığı için kolay bir av olan
dikkuv ruğun salt gündüz değil gece de aktif
olarak beslendiğinin görüldüğünü kaydeden
Green. gözlemlerden elde edilen bilgilerin kesin
sonuçlannın, verilerin istatistiksel olarak
değerlendirilmesinden sonra açıklanabileceğini
belirtti.
Gözlemlerin dışında biyolojik analizlerin de
önemli ölçüde tamamlandığını belirten İngiliz
Biyolog Geofrey Hilton, dikkuyruklann
"Kronomid" adı verilen kurtçuklarla beslendik-
lerinin belirlendiğini bildirdi.
Şeker ve süt fabrikalan atıklannın gölün
ekolojik yapısını olumsuz yönde etkilediğini be-
lirten Hilton. kirlilikıe ilgili olarak şunlan
söyledi:
Organik maddelerde artış
"Ozellikle şeker ve süt atıklannın Burdur
Gölü'ne kanştığı bölgelerde. organik madde
konsantrasyonunda aşın bir artış var. Aynca
şeker fabrikası atıklannın göle kanştığı bölgede
organik kirlenmenin işareti olan bazı canlı
türleri tespit ettik. Süt fabrikasınm atıklannda
ağır yağlara rastladık."
Gölü atıklanyla tehdit eden bir başka işletmenin
de Keçiborlu Kükürt Fabrikası olduğunu
sö> leven Hilton. "Kükürt fabrikası çok
kirletiyor. Atılan geniş bir alana yayılıyor" diye
konuştu. Burdur Gölü'nün bi> olojik çeşitlilik
açısından zayıf. ancak biyokütle açısından çok
zengin olduğunu vurgulayan İngiliz biyolog,
fabrika atıklannın gölde yarattığı kirlilikle ilgili
kesın sonuçlann kimyasal analizlerin
sonucunda ortaya çıkacağını kaydetti.
Stockholm'deki moda fuanna Türk mankenler katıldı
Güzel mankenler kaıı erittiler
• Ülkemİ2xien de 11 fırma, 12 mankenle fuara renk kattı. Türk
firmalan, daha çok deri ve tekstil örneklerini yeğlediler. Etekler uzun,
düz ve genişti. Koyu yeşil, kahverengi, bej ve mavi renkler
ağırlıktaydı.
GÜRHAIS UÇKAN
STOCKHOLM - StockholnTün ünlü
Alvjö Fuan'nda geçen hafta sonu, uluslara-
rası moda fuarı düzenlendi. Birçok ülkeden
600 fırmanın katıldığı fuara. ülkemizden de
11 firma, 12 mankenle renk kattı. Türk fir-
malan, daha çok deri ve tekstil örneklerini
yeğlediler.
Bu yılın moda fuarı, çok renkli bir şov gibi
geçti. Etekler uzun, düz ve genişti. Koyıı ye-
şil, kahverengi, bej ve mavi renkler ağırlı-
ktaydı. Kadın dergilerinin bu konudaki de-
nevimli kalemleri, ozellikle erkek takım el-
biselerinde epey yanhşlıklar buldular ama
bu satırlarm yazarı gibi sıradan bir gözlemc-
gördüklerinden gayet hoşnut kaldı.
Bu tür dcflleler, büyük ölçüde koregraf-
ların imzasını taşır. Türk mankeniere koreg-
raf Neşe Erden öncülük etti. Gerçekten de
daha ilk gösteriden sonra Türkler, büyük be-
ğeni kazandılar. Bunda, Neşe Erden \e asis-
tanı Yakup Erden'in payı büyüktü. Türk
giysilerini sunan mankenlerimizden bazdarı
şunlar: Gülay Onay, Avlin Arasıl, Ipek Te-
nolcay Ersov, Gülay Puıarbaşı, Nilgün
Han. Janet Henry. Tank Tarcan, Omer Se-
yal ve Seu'm Tekeli. 11 Türk firmasından ge-
niş koleksiyonla gelenler arasında, Jalva
Triko, Altınok Deri Konf. Deniz önne
Tekstil ve Gökova Deri Sanayi \ ardı. Tür-
kiye Büyükeiçiliğf nde konuklarımızuı onu-
runa bir de kokteyl >erildi. Büyükelçi Sol-
maz Ünaydın'ın evsahipliğinde >e sıcak bir
havada geçen toplantıda vatandaşlanmız,
mankenlerie ve firmalann temsilcileriyle
tantşma olanağı buldular. Bu arada man-
kenlerimizin güzeüiği ilgi topladı.
Günlük giysi ağırlıklı
Bu yılın Moda Fuan'na katüan ünlü fir-
malardan bazılan şunlan Marc O'Polo,
Dobber, SOS, Di Ski Getti, Newhouse,
Björn Borg Underwear ve Shirt Factory.
tsveç'in en tanuınuş moda yaratıcısı Anan
Noltblad da günlük giysilere ağırlık \er-
mesiyle dikkat çekti. Gösterilere katılan-
lar, dışandaki kara ve ayaza karşuı, sıcak
saatler geçirdiler.