22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHUKİYE7 26MART1993CUMA 8 DIŞ HABERLER Flistin lıeyefl ABD/de • AMV1AN(\A)-İşgal topraklanndaki Filistinlileri temsil eden bir heyet, ABD Dışişleri Bakanı VVarren Christopher ile banş süreci konusunda görüşmek üzere VVashington'agitti. Ammandaki Filistin kaynaklan. heyette, Ortadoğu Banş görüşmelerinekatılan Filistin heyetinin yönlendirme komıtesı başkanı FaysaJ Hüseyni ile heyet sözcüsü Hanan Aşravi'nin yer aldığını belirttiler. Hüseyni. daha önce yaptığı açiklamada. bu ziyaretin banşgöriişmeleri önündekiengelleri kaldırmak amacıyla Christopher tarafından yapilan resmi davete cevap nıteliğinde olduğunu söylemişti K.Kore'den ABD'ye tehüit • TOKYO(AA)-Kuzey Kore, ülkedekı nükleer tesisleri incelemeye açmadığı gerekçesiyle ABD'nin askeri saldınva kalkışması halinde. "savaşçıkacağı vesavaşın tüm yanmada>a yayılacağı" tehdıdinde bulundu. Kuzey Kore hükümetinin resmi yayın organı Rodong Sinmun'da dün yayımlanan biryorumda. K. Kore'nin nükleer silahlann yayılmasını önleme anlaşmasından çekilmesinin, ••meşru müdafaa" olduğu iddiaedıldı Karabağ'da çattşmalar • MOSKOVA(AA)- Azerbaycan'ın Karabağ bölgesinde Ermenilerin başlatüğı saldınlar üzerine genişleyen çarpışmalann devam ettiği bildiriliyor. Interfaks Ajansı. Ermeni ve Azeri kaynaklara dayanarak verdiği haberlerde, Akdere bölgesindeki çarpışmalarda Ermenilerin bölgenin merkezi olan Akdere kasabasına iki kilometre mesafedeki Azeri köylerine kadar ilerlediklerini, ancak Azeri kuvvetlerinin güçlü bir direnişle Ermenilerin ilerleyişini durdıırduklannı bildirdi. Ajansın haberine göre, bu bölgedeki çarpışmalarda Ermenilerin üç fankı ile bir zırhlı araa tahripedildi. Azerbaycan'öan Rusya'yanota • MOSKOVA(AA)- Azerbaycan yönetimi, ülkenin kuzey sirur komşusu olan Rusya bünyesindeki Dağıstan özerk cumhuriyetinde yaşayan Lezgjlerin, Azeri topraklanndaki aynhkçı eylemlerinden şikâyet etmek amacıyla Rusya'ya nota verdi. Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı tarafından Bakü'deki Rusya temsilciliğine iletilen notada, Dağıstan'daki Lezgi toplumunun kurduğu "Savdal" adlı örgütün, Azerbaycan'm kuzey bölgelerindeki yerleşim merkezlerinde düzenlediği iziniz gösteri ve yürüyûşlerin kamu düzenini ve toplumsal huzuru bozduğu belirtildi. Londra, kömür 1I LONDRA (AA) - îngjltere hükümeti, kâretmeyen kömûr ocaklannın kapatılması karanna gelen sert tepkilerin ardından kömür üretimıne hükümetin sübvansiyon ödeyerek 12 ocağjn kapatılmaktan kurtanlacağıra açıkJandı. Ticaret ve Sanayi Bakanı Mkhael Heseltine tarafından dün açıklanan plana göre, hükümetin devlet kömür işletmeleri "British Coal" şirketinevereceği sübvansiyon, vergi mükellefîerine "birkaç yüz milyon skterlin"e mal olacak. Rabbani'ye suikast girisimi • KABİL (AA) - Afganistan Devlet Başkanı Burhaneddin Rabbani'ye geçen pazartesi günü birsuikast girişiminde bulunulduğu, olayda Rabbani'nin iki koruma görevlisinin yaralandığı bildirildi. Kabil radyosu suikasta ilişkin olarak dün verdiği haberinde, "Devlet başkanını öldürme girişiminde bulundular. Allah'a şükür yara almadan kurtuldu'"dedi. Rabbani"nin, bir süre önce Pakistan'da mücahit gruplar arasında sağlanan anlaşma gereği başbakan olarak belirlenen eski rakibi Hizb-i İslami'nin lideri Güibettin Hikmetyar ile Kabil'in doğusundaki biryerde görüşmeye giderken saldınya jğradığı kaydedildi. Rum Yönetimi Başkanı Glafkos Klerides, zaman geçtikçe sorunun daha da çözülemez hale geldiğini söyledi: Kıbrıs'taçözümTürkiye'yebağb • 1963'te Denktaş'ın eşi ve çocuklannın uçakla Ankara'ya gönderilmesine yardımcı oldum. Ben ve Denktaş gibi iyi zamanlara şahit olmuş liderler, sorunu çözemezsek yıllardır birbirleri ile hiçbir ilişkileri olmayan gençler nasıl çözecek. • Denktaş ile beraber avukathk yaptık. Her zaman birbirimize karşı açık ve samimi olduk. Ben büyürken annem bir yere gittiginde bizi komşumuz Türk kadına teslim ederdi. O da bir yere gittiginde çocuklannı anneme bırakırdı. LONDRA (AA) - Güney Kıbns Rum yö- netimi lideri Glafkos Klerides, KKTCCum- hurbaşkanı Rauf Denktaş'la 'bnbirlerinegü- venen iki dost" olduklannı. ancak bu dost- luğun çözüme yardımcı olması ıçin Tür- kiye'nın Kıbns'ta federal esasa göre çözüm zamanı geldığinc karar vermesı gerektiğinı söyledi. İngiltere Başbakanı John Major'la bir gö- rüşme yapmak amacıyla geldiği Londra "da Anadolu Ajansı'na özel bir dcmeç veren Klerides. 1963 Noel"i sırasındakı olaylarda Denktaşın kendisine güvenerek eşi ve ço- cuklannın uçakla Ankara'yagönderilmesin- de yardıma olmasmı istediğini, bunu seve- rek yaptığını ve kendisinin de Denktaş'a gü- vendiğini belirtti. Klerides. "Türkıve. Kıbnsta federal esasa göre çözüm zamanı geldiğine karar verirse Rum tarafında, her zaman iki toplum ara- sındaki sorunlann çözülmesi gereküğine ınanmış ve savunmuş bir Klerides bulacak- tır. Denktaş ile dostiuğumuz da o zaman işe yarar. Ancak Türkıye, böyle bir çözüm için zaman gelmedığine İcarar verirse Denktaş ve ben birbirimizi ne kadar iyi tanırsak tanıya- lım. ne kadar dost olursak olalım çözüm bu- lamavız" dedi. Denktaş ile aynı okula gittikleri yolunda yanlış bılgiler bulunduğunu da kaydeden Klerides. "Rauf (Denktaş) benden beş yaş küçüktür. Onunla benım kuzenim Lefkos Klerides aynı okula gittiler. Ancak Sayın Denktaş ile beraber avukatlık yaptık. Her zaman birbirimize karşı açık ve samimi ol- duk. Benim avukatlık ofisimın müşterileri- nin çoğu Türklerdi. Ben büyürken de annem bir yere gittiginde bizi komşumuz Türk ka- dına teslim ederdi. O da bir yere gittiginde çocuklannı anneme bırakırdı" dedi. Klerides. sözlerini şöyle sürdürdü: "Ben ve Denkıaş gibi iki toplum arasında iyi zamanlara şahit olmuş liderler. sorunu çözemezsek yıllardır birbirleri ile hiçbir iliş- kileri olmayan gençler bu sorunu nasıl çöze- cek. Zaman geçtikçe sorun daha da çözül- mez hale gelıyor." Federasyon Klerides, Rum yönetimi liderliğine daha önce seçilmiş olsa durumun bugün daha de- ğişik ve sorunun çözümünün daha kolay olacağını savundu. Klerides, Kıbns Türk tarafı ile anlaşmaz- lık konulannı sayarken de "Türk tarafı fede- ral çözümü daha önce kabul etmesine rağ- rrien çözüme dahil edilmesini talep ettiklen bazı şeyler. bizi federasyondan çıkanp kon- federasyona götürüyor. Örneğin Denktaş'ın iki devletin ayn egemenlikleri olması ve iki devletin ayn kendi geleceklerini tayın hakkı- nın olması gibi talepleri federasyon değıl; konfederasyonun özellikleridir" diye konuş- tu. Klerides, Türk tarafının harita konusun- da da "yüzde 29 artı' ilkesini kabul etmesine karşın Denktaş'ın BM'ye sunduğu haritala- nn yüzde 30'un üzerinde olduğunu söyledi. Klerides, Kıbns'ta yeni birmülteci sorunu yaratılmasını istemediklerini. bu yüzden eski Rum mültecilerin yoğun olarak yaşadıklan bölgelerle ilgili hat yeniden çizilirken bu mültecilerin mümkün olduğu kadar çoğu- nun Rum tarafında kalmasının sağlanmaa gerektığini kaydetti. Aniaşmalar Klerides, çözüm yolunun BM gözetıminde müzakereler olduğunu ve çözüme esas teşkil edecek metinlerin de 1977"de Makarios ve Denktaş arasında üzerinde anlaşmaya van- lan ve 1979 yılında Denktaş ile Spiros Kipri- yamı arasında teyit edilen anlaşmalar olması gerektığini belirtti. Klerides. Rum ve Türk toplumlannın en üst düzey liderlerinin geç- mişte üzennde anlaştıklan bu ilkelerde iki kesimli. iki toplumlu, federal bir Kıbnscum- huriyeti öngörüldüğünü kaydetti. İNGİLTERE Bölüıımüş Kıbns AT> giremez EDtPEMİLÖYMEN LONDRA - Kıbns Rum yönetiminin, AvTupa Topluluğu'na üyelik başvurusu ömindeki en büyük etıgelin, adanın bölün- müşlüğü olduğu \e buna da Yunanistan'ın adaya yaptığı sivasi müdahaleierin >ol aç- tığı belirtildi. "l luslararası Stratejik Araştırmalar Fnstitüsü" tarafından ya- yimlanan araştırma dergisiıtdeki bir ma- kalede, Yunanlı ve Rıbrıslı Rumlann 'ENOSIS' planlannın tamamen su\a düş- tüğü. ancak bu arada çok sayıda kıbrıslı Rum'un ölümüne neden olduğu, ve adanın 1963 öncesindekine benzer biçimde yeni- den buieştirilmesi şansını ortadan kaldırdı- ğı da savunuidu. Enstitümin dört ayda bir yavımladığı "Survial" adlı bilimsel araştırma dergisin- de "Etnik Bunalımlar \e L luslararası Gü- venlik" başlığı altında inceknen sorunlar arasmda yer alan Kıbns sorunu için "Ada- nm birleşmesini, Kıbrıslı Rumlann çoğun- luğu. ENOSIS'ten çok daha fazla tercih ederdi. Adanın bölünmüşlüğü. yarattığı birçok sıkıntımn yanı sıra Yunanistan >e Kıbrıslı Rumlann emelierinden biri olan AT üyeliğini de engellevecekhV* denildi. Türkiye'nin müdahalesi Makalede, Türkiye'nin, 1974 müdaha- lesiyle adaya Vunanistan'm cl kovmasını önleyerek, jeostratejik amacına ulaştiğı belirtiliyor. Adadaki Türk toplumunun ko- runmasmm ana hedef oldnğu kavdedilir- ken şu gözleme yer >erili>or "Makarios'a karşı darbe vapanların ni- telikleri dikkate alındığında. Kıbrıslı Türklerin güvenliğinin, Türkive'nin bir mödahalesi olmaksızın nasıl korunabilecc- ği belirsizdi. Türkiyeü >e kıbrıslı Türklerin çoğu için adanın bölünmüş biçimde kalma- sı, Türk toplumunun gmenliğini sağlamak için tek gecerli yol olarak.görülüyor.'1 Makale, her ne kadar enstirünün resmi görüşünü yansıtmıyorsa da yazan. yakın zamana kadar İngiltere Dışişleri Bakanlı- ğı Siyaset Planlama Dairesi Başkanı'.vdı. Makalede dile getirilen görüşler hüküme- tin değil, yazarın kişisel görüşleri oltnakla birlikte, bu denli \iiksek düzeyde bir görev- u'nin görüşleri ile İngiltere hükümetinin bu konudaki turum ve göriişü arasındaki "uyum ve karsıtlığm" derecesi. halen sa- vurnna ve strateji çevrelerinde ortaya atı- lan bir soru. İngiltere hükümeti. Kıbns konusunda sürekli olarak BM Genel Sekreteri'nin ca- balannı desteklediğini. tekil bir Kıbns Cumhuriyeti'nden v ana olduğunu açıkladı, KKTC diye bir "devlet" tanımadığını sü- rekli jineledi. .Ancak İngiltere'nin, belli re'nıparda. Kıbns sanki bölünmemiş gibi miş gıimayı seçtiği de göriilüyor. DIŞ BASIN Basinger'a para cezasıAmerikalı film yıldızı Kim Basinger, bir şirket 1 ile yaptığı anlaşmayı bozduğu için 8.9 milyon milyon dolar (yaklaşık 85 milyarTL.) tazminat ödemeye 11 mahkûm oldu.. Günümüzün en önde gelen "seks sembolü" olarak anılan Basinger'ın. bağımsız Main Line Pictures şirketiile"Boxing Helena" adlı fılmde başrol oynamak için sözlü bir anlaşma yaptığı ancak bu anlaşmaya uymadığı belirtildi. Los Angeles'teki mahkeme, şirket avukatlannm başvurusunu haklı bularak Basinger'i 8.9 milyon dolar tazminat ödemeye mahkum etti. Basinger ise savunmasında, şirket ileöngörüşme yaptığını ancak bir anlaşmaya varmadıklannı söyledi. Şirketin Basinger'a bu film için 3 milyon dolar önerdiği bildirildi. Alman ordusunda bazı birlikler en basit ateşli silahtan yoksım, subaylar askere çok katı Doııaııım yetersiz, askerler moralsiz DtLEKZAPTÇIOĞLU BERLİN - Alman ordusu bugün her- hangi bir çatışmada aktif yer almakta zorlanacak. Askerin moralinin çok bo- zuk olduğu ve ordunun teçhizat bakı- mından da büyük noksanlar içerdiği saptandı. Alman parlamentosunun or- dunun durumu hakkında hazırlattığı raporda askerler arasında aşın sağ eği- limlere de değinildi. Alman ordusunda subaylann askere çok katı davrandığı ve birçok vakada subaylar hakkında di- siplin soruşturması açıldığı da basına sızan bilgıler arasında. Parlamentonun asken kuvvetler hak- kında ınceleme yapmakla görevlendir- diği "Ordu Sorumlusu" Alfred Biehle'- nin raporu kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Buna göre dünyanın en geliş- kın ülkelerinden Almanya'da ordunun donanımı yetersiz. Özellikle Doğu Al- manya'da bazı birliklerde en basit ateşli silahlann bile bulunmadığı belirtiliyor. Rapora göre Alman askerinin morali ülke tarihinin en düşük noktasında sey- rediyor. İki Almanya birleşip Soğuk Savaş sona erdikten sonra askerin moti- vasyonunu yitirdiği ve orduda hangi iş- leve sahip olunduğu konusunda büyük bir belirsizliğin hâkim olduğu ortaya çıktı. Asker politikaalann kendisine ye- terince yön verememesinden şikâyet ediyor. Doğu Alman ordusu dagıtıhp bazı birlikler birleşik Alman ordusuna satıldıktan sonra küçülen ordu içinde atamalar ve rütbe değişikliklen konu- sunda da belirsizlik hâkim. Askerin motivasyonunu sıfıra indiren olgulann başında. parlamentoda bir türlü sonuçlandınlamayan "görev ala- nı" tartışması geliyor. Bilindiği gibi Almanya. anayasasının izin vermediği- ni öne sürerek uluslararası operasyon- larda aktif yer almıyor. Ordunun NATO görev alanı dışında, "out of area" operasyonlara katılımını sağla- mak için anayasa değişikliği gerekli. Koalisyon iktıdanndaki Hıristiyan De- mokra'tlar "out of area" operasyonlara katılmaktan yana. Ancak gerek diğer koalisyon ortağı liberaller. gerekse mu- halefetteki sosyal demokratlar buna karşı. Sürekli anayasa tartışması ordu- da geleceğe ilişkin motivasyon kaybına yol açıyor. Raporda vurgulanan konulan bir sü- re önce Genelkurmay Başkanı da dile geürmişti. Genelkurmay Başkanı, hü- kümeti, "ordunun işlevini ve görevlerini biran önce belirlemeye" çağırmıştı. Bu- nun üzerine hükümet ve muhalefet, Genelkurmay Başkanı'nı "politikaya müdahale ettiği için" eleştirmişlerdi. Alman toplumundaki aşın sağ eği- limlere silahlı kuvvetler bünyesinde de rastlanıyor. Geçen yıl 61 kişi hakkında bu yüzden soruştunna açıldığı. erlerin yanı sıra subaylann da dahil olduğu 13 kişinin ordudan atıldığı açıklandı. An- cak gözlemciler. orduda aşın sağın çok daha etkin olduğunu belirtiyor. Almanya'daki sisteme göre parla- mentonun silahlı kuvvetler sorumlı^u ordudan şikâyetleralmak vebunlan Sa- vunma Bakanlığı'na ilctmekle yetkili. Görevliye geçen yıl ordunun çeşitli ka- demelerinden 8 bini aşkın şikâyet geldi. Bunlann beşte bıri subaylann tutumu- nu eleştiren erlerden geliyordu. Olaylar- dan birinde genç bir teğmen tatbikat sırasında "düşman" saflanndaki birça- vuşu tutuklattıktan sonra gözlerini bağ- layarak bir binanın çatısına çıkarttı ve bacaya bağlattıktan sonra saatlerce bu- rada tuttu vedört metre uzaklıktan üze- rine yalancı mermiyle atış dahi yaptırttı. Teğmen hakkında soruşturma açıldı. Başka bir olayda 42 kilometre yol katet- meye zorlanan bir asker başına güneş geçtiği halde yürümeye zorlandı, ölüm tehlikesiyle hastaneye kaldınldı. Bir as- kerin de uzun bir yürüyüşün ardından bacağından amelıyatla doku ve kas par- çalan ahndığı. askerin sakat kaldığı be- lirlendi. LE FIGARO ABD-Avrupa çatışması Hayale fazla kapılmamak gerek: ABD Başkanı Bill Clinton ile Avrupa arasındaki "ticaret savaşı" önünde sonunda patlayacak. Batı ile ABD'nin bu konuda çatışmasının zamanı geldi çünkü. Clinton'm. seçim kampanyası sırasındakı vaatlerini tutmayışı karşısında alaycı bir tavır sergilemenin de bir anlarru yok doğnısu. Kendisi kampanya sırasında. "her şeyden önce Amerika" sloganını öyle sık tekrarlayıp durdu kı onu iktidara getirenleri "tehdit"eden konularda en küçük bir ödün bile verebilecek durumda değil. Hatta.sözkonusu çevrelerin. 1996"da kendisinı ^yeniden desteklemelerinin hesabı içinde. Fakat. Avrupa ile ABD arasında bir "ticaret savaşının" çıkmayacağı şeklinde yazılann basında yer almasıiçın AT Komisyonu Başkanı Jacques Ddors'un VVashington'da Bill Clinton'ı ziyaret etmesi yetti de arttı bile. ABD Başkanı'nınetkili müzakerecisi Mickey Kantor'un söyledikleri de bu izlenimi pekiştirdi. Hem de öylesine ki mevcut bulutlar mucızevi bir şekilde dağıldı gıtti. Oysa bu "jest'in beklenen boyut ve nitelikte olmadığ], Avrupa firmalannı kimı ABD kamu ihalelerinın dışında tutan karann sadece birkaç günlüğüne enelendiği kaydedildi. Jacques Delors yanılmamıştı demek ki. AT komisyonu Başkanı Brüksel'e. "kaygılı, hattaçok kaygılı" döndü. NVashington'a doğru yol alırken zaten Clinton'm görüşlerinden haberdardı. Aynca blokaj noktalannın sadece ABD'de değil. fakat Avrupa'da ve özellikle Fransa'da bulunduğunun bilincindeydi. Delors bunlan biliyor. "Ticaret savaşı" her şeyden önce Avrupa içındeki birçatışma. Yazık. Bill Clinton'm işi kolay. Umabm ki dünyanın çıkarlannı dikkate ahp bu durumu istısmar etmeye kalkışmaz. (25 mart) KOMJJNİZMLE MÜCADELE tÇİN HARCAMAN TRİLYONLAR Nedersın. şu zavallıya yardırn için birkaç milyar dolan gözden akarsak mı? Bilmem ki, bu paravla iki bombardıman uçağı üretilir. Intemanonal HeraM Tribune EORÎ&EAJM Batı yardımı ve Yeltsin Rusya'daki bunalım. ABD Dışişleri Bakanı'nın sözlçri ile "Dönemimizin en önemli stratejik sorunudur". Kaybedilecek çok şey var. Eğer reformcular ayakta kalırlarsa, birserbest piyasa ekonomisi yaratabilirlerse, Doğu-Batı ilişkisi uzun süre istikrarlı bir tabana oturur. Ancak anarşi veya diktatörlük. Rusya'yı, birbiri ile savaşan eyaletlere dönüştürecektir. Batı için bunun anlamı, nükleer zıtlaşmanın yeniden gündeme gelmesi, ve ekonomik istikrarsızhktır. Batılı liderler, Boris Yeltsine hemen arka çıktılar. Bunu hak ediyordu. Yeltsin, demokrasiyi savunuyor: 1991 darbesi sırasında büyük kişisel cesaret gösterdi. O zamandan beri de Batı'ya, Irak ve Yugoslavya konulannda hayatidestek verdi. Ancak Yeltsin de bir Rus lideri ile Batılı hükümetler arasındaki çok yakın ilişkinin tehlikelerinin farkında. hele Batı, Yeltsin'in kaderini etkileme konusunda sadece marjinal etkiye sahiptir. Çatışma, M oskova'da çözülmek zorunda. Ve bu. Batının yapacağı dayanışma gösterileri ile ya da yazacağı çeklere bir kaç sıfır eklemekle olmayacak. Ruslann, Yeltsin'i Batının maşası gibi görmemeleri gerek. Aslında bir gerçek daha var. Rusya'nın geleceği için Yeltsin, Batı'nın kabul edebileceği tek reçeteyi de sunmuyor. Hatalan olmuştur. Yenilmesinin, eski tür komünizme geri dönüş anlamına da eelmesi şart değil. Baü, 1991 Darbesi'ne başkaldıran Hasbulatov ya da Rutskoy ile de iş yapabilir. Bu nedenle Batılı liderier, Rusya'ya yardımın, Yeltsin'in iş başında kalmasına baglı olmadığını belirtmelidirler. Elbette desteğin çekilmesi gereken durumlar vardır: Batı aleyhtan eski tür komünist bir yönetime Batı destek veremez. Ancak bunun dışında, siyasi koşullar öne sürülmemeli. Rusya, eninde sonunda demokrasi ile bağdaşacaktır. Bu amaçla yeni seçimlere gidilmeli. Hem parlamento hem cumhurbaşkanlığı için yapılacak yeni seçimler, yeni bir yönetime yetki verecektir. (25 mart)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear