25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURtYET 26MART1993CUMA HABERLER HEPateşkesi değerlendirecek •ANKARA (ANKA)-HEP 13 milletvekili ve 8 parti meclisi üyesinden oluşan Nevruzgözlemci heyeünin haarlayacağı raporu iç \ e dış kamuoyuna ulaştırarak. "Kürt sorununun banşçı çözümüne katkıda bulunmayı" amaçlıyor. Güneydoğu'dakı Nevruz kutlamalannı ızlemek üzere gözlemci olarak göndenlen HEPmilletvekillerivePM üyelen Ankara'ya gelme>e başladılar. Önümüzdeki günlerde 13'ü milletvekili olmak üzere 21 gözlemcı Ankara'da Genel Başkan Ahmet Türk'ün başkanlığında bir Nevruz raporu haarlayacaklar. Törkeş'ten çağm • ANKARA (ANKA)- Mılhyetçi Hareket Panisi lideri Alpaslan Türkeş mılli ülkülen olan dünya Türklerinin birleşmesi için az birzamankaldığını bebrterek," Bu birleşme bir başka ülkenin düşmanlığı ve zaran ıçın değil. dünya banşı için olmabdır. Antalya kurultayında Sibirya daki Saka Türklerinden Bosna Türküne kadar herkes vardı. Anıalya kuruhayının devamım geürelım' dcdı. Alpaslan Türkeş. Ramazan Bayramı nedenıyle parti genel merkezinde düzenlenen bayramlaşma töreninde partililerle bayramlaşü. MHPGenel Başkan Yardımcısı Rıza Müftüoğlu, Faruk Demirtola ve Genel Sekreter Yaşar Erbaz ile Kayseri Milletvekili Osman Deveüoğlu'nun da hazır bulunduğu bayramlaşmada bir konuşma yapan Alpaslan Türkeş, 30 yılda bir Nevruz ile Kadir gecesmın aynı güne tesadüf ettiğini hatırlatarak, "Dünya banşı için bizde bu birliği dünya Türkleri arasında oluşturmahyız" dedi. Gönen'den 500. gün hesabı • ANKARA (UBA) - Devlet Bakanı vehükümet sözcüsü Akın Gönen, "Hükümet vaatlerinın üçte ikisını yapmadı" eleştirilerine. "Çalışma süremizin dörtte birinde vaatlerin üçte biri yapılmışsa daha ne olsun" yanıtmı verdi. Bakan Gönen, ÜBA muhabırinin "Muhalefeun 500 güne yönelik" eleştınlenni anımsatması üzenne. 500. gün raporlannın haarlandığını söyledi. Ozalcıların parti ppogramı hazır • ANKARA (UBA)- Cumhurbaşkanı Özal'ın konuşmalannda özellıkle kurulacak olan yeni partinin programında yer alan "konulan" kamuoyuna anlattığı belırtihrken, parti programının yazılmasının tamamlandığı ve nisan sonunda da parti için resmi başvurunun yapılacağı kaydedildi. Parti programında özellikle eğıtim, hastane. PTT, havaalanı gibı alanlann derhal özelleştınlmesı ve devletin sadece koordine. kontrol ve güvenlikten sorumlu bir yapıya kavuşturulması esas alınıyor. SHP'li Korkmaz kazada öldü • Istanbul Haber Servisi - Csküdar Belediyesi SHFli meclis üyesi Mete Korkmaz önceki gün geçırdiği bir trafık kazası sonucu öldü. Şile yolunda kaza geçiren arabada bulunan SHP'li meclis üyeleri Tank Polat ve Ferhan Keskin yarab olarak Haydarpaşa Numune Hastanesine kaldmldılar. Haydarpaşa Numune Hastanesi Beyin Cerrahı Servisı'nde tedavısi süren Keskin'in durumunun ciddiyetinı koruduğu bildirildi. Korkmaz için bugün saat 11.30da beledıye başkanlık bınasında bir tören düzenlenecek. Korkmaz'ın cenazesi Üsküdar Yenicamı'de kılınacak öğle namazından sonra Karacaahmet MezarlığYnda toprağa verilecek. Hukukçular, insan haklanna dayalı, özgürlükçü bir anayasa istiyor Darbelerekarşıbir anayasa AYŞE VILDIRIM Anayasa değişikliği çalışma- lan sürerken. hukukçular ana- yasanın "insan haklanna daya- lı. demokratik bir anayasa" ol- ması görüşünde birleşiyorlar. Prof. Bülent Tanör. klasik par- lamenter mekanizmanm "saflı- ğma" dönmek gerektiğini savu- nurken. Prof Bakır Çağlar ön- celıkle sivil toplum güçleriyle si- yabi partıler arasında organık bağın kurulması gerektiğini be- lirtu. TBMM Başkanı Hüsamettin Cindonık'un "yeni bir anaya- sa" fikrini kabul ettirmek isteğı- ni vurgulayan Prof Bülent Ta- nör, " Yani sıfır noktasından bir anayasa. demokratik bir ana>asa. Başlangıcı yepyeni bir anayasa. orduva meşruluk ver- meyen bir anayasa. darbeleri meşru gösterme>en bir anaya- sa. Bu fikır çok önemli" dedi. Tanör. Meclis'in yeni yapacağı anayasanın 1982 Anayasası"- ndan daha otoriter olmayaca- ğını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü' "1982 Anayasası çok özel koşullarda yapıldı. Seçılmiş bir Meclis tarafından yapılmadı. Mılletın temsilcıleri tarafından yapılmadı Asken gölge düştü anayasaya cıddı bir şekılde. Ye- ni bir anayasa ne şekilde olursa olsun, içeriği itibanyle. kesin- • Yeni anayasa değişikliği çalışmalannı değerlendiren Prof. Bülent Tanör, klasik parlamentermekanizmanm "saflığına" dönmek gerektiğini savunurken, Prof. Bakır Çağlar da öncelikle sivil toplum güçleriyle siyasi partiler arasında organik bağın kurulması gerektiğini belirtti. likle bence daha demokratik olacaktır. Bütün meseler parla- menter rejim, klasik çerçevesiy- le mi olacaktır. 61'de olduğu gibi. Yoksa 82'de olduğu gibı Çumhurbaşkanı'na baa önem- li yetkiler tanınacak mıdır 0 Hassas nokta budur. Benim ar- zu ettiğim şey, klasik parlamen- ter mekanizmanm saflığına, berraklığına dönmekür." Yeni anayasanın. demokra- tik hak ve özgürlüklerin bir bel- gesi olması gerektiğini vurgula- yan Tanör, "Bir yasakname ol- mamalıdır. Sanınm. bu konuda liderler arasında da bir ortak görüş az çok belirgin" diye ko- nuştu. Anayasada devletin resmi ideolojisini çok sınırlı tutmak gerektiğini de belirten Tanör. şunlan söyledi: "Demokrasi, bundan ibaret. Bunun dışında, bütün partilere, bütün görüşlere yanşma imka- nı sağlamak lazım. Partilerle il- gilı akıl almaz uzunlukta yasak- layıa hükümleri, çıkartmak lazım. Bu ve buna benzer konu- larda anayasayı hafifletmek la- zım. Bunîar yapıldığı taktirde anayasa bugün olduğu gibı bir tüzük, bir nizamname, bir ya- sakname olmaktan çıkar, daha genel çerçeveli bir metin haline gelebilir." Demokratik bir anayasa İstanbul Üniverşitesi Siyasal Bilgıler Fakültesi Öğretim Üye- si Prof. Dr. Bakır Çağlar 'ise şimdıye kadar Türkiye'de. hat- ta Osmanlı Türk Anayasal sis- teminde, anayasalann hep ola- ğanüstü hal teklifleriyle yazıldı- ğına dikkat çekerek, "Bunlann hepsi sezaryen doğumlu anaya- salar" dedi. Çağlar, 10 siyasi partinin anayasa değişikliği konusunda görüşbirliğinde olmalan ve ça- lışmalar yapılması sonucu ilk defa Türk anayasal sistemi içer- sinde "demokratik bir anaya- sa" yapma şansının ortaya çık- tığını vurguladı. Anayasa da öncelikle, sivil toplum güçleriyle siyasi partiler arasında organik bağlann ku- rulmasıru sağlamak gerektiğini söyleyen Çağlar. sözlerini şöyle sürdürdü: "İkincisi, bugün Türkiye, İn- san Haklan Avrupa Sözleşme- sine onun getirmiş olduğu yar- gısal denetime taraf bir ülkedir. Onun için, ordaki hak ve hürri- yetler anlayışını yeni anayasaya katmak gerekiyor. Şu anda Türkiye'de gündemde olan anayasa tartışmalan çerçevesi içinde kurum^ar planında ger- çekleştirilmek istenen de klasik parlamenter sisteme geri dö- nüştür. Yani Cumhurbaşkanı- nın yetkilerini kısıtlamak." Çağlar, Türkiye'de yeni bir anayasa arayışma şu krizlerini yol açtıgına dikkat çekiyor: "Bunun üç nedeni var. Birin- cisi, Başbakan'la Cumhurbaş- kanı arasında birlikte yaşanırli- lığın şu anda gerçekleştirileme- miş olması. Bu sorunu çözmek lazım. İkincisi, Türkiye'de şu anda şiddet olaylan yaşanıyor, de- mokrasi çerçevesi içinde henüz bir çözüme bağlanamayan. Bu- na bir çözüm getirilmesı gerek. Bunun için de sanınm, hem devlet yapısında hem hak ve hürriyetler rejiminde yeni bir yapılanma gerekiyor. Son kriz ise 1982 Anayasası ideolojisi ya da felsefesi bugün toplumda tartışılmaya başlan- dı. Genel kabul görmüyor. O da bir temel ideolojik ya da ha- kim ideoloji konusunda ortaya çıkan bır krian adı." Bu üç krizin sadece yeni bir anayasa ile çözülebileceğıni be- lirten Çağlar, "Yeni anayasada bu krizi çözmek için özellikle hak ve hürriyetler rejimini yeni- lemek ve herkesin üzerinde as- gari de olsa bir uzlaşmaya vara- cağı yeni bir hak ve hürriyetler rejimi getirmek gerekir" dedi. Bayrampaşa y da bayram Kapımnarababam Ben çocuğum. Sokaklan, misketleri, güneşi se\erim. Zaman ne demek bilmem, sabrermeyi de. Şimdi beni bu demirkapının önünde bekletiy orlar. O kapının ardında babam \ ar, onun için "içerde" diy orlar. Nasü bir y er içerisi? Babam neden orada? Soruyonım anneme, "AnlaLsanı da anlamazsın" diyor. Hem biliyor musunuz şimdi bay ram. Dün de bayramdı. Babamı gelir diye bekledim ama içerde bayram olmuyor galiba. Yoksa içerde başka çocukları mı var onun, başka bay ramlan mı yaşıyor onlarla? İlk kez y ılbaşında gördüm babamı içerde. Bizim evlerimizc bizim sokaklarımıza benzemivor yaşadığı y erler. Sokaklar yok, toprak da. Her yer beton >e demir. Babamla annem pencerelerin arkasından konuştular. Ben pencerenin öbür y anını da gördüm. Omuzunda birşeyler asılı bir adam götürdü beni oray a. Babam kucakladı beni. Baktım ağlıy ordu da. Şimdi yine oray a mı gideceğiz? Anneme de birşey sorulmuyor, kızıyor, u Sus şimdi'" Birazdan babamı göreceğiz. Bu kez gükr herhalde. İnsanlar bay ramda ağlamaz değil mi?(Fotoğraf: HAYRETTİN SAĞANAK) 25 tutuklu ve hükümlü, cezaevlerindeki baskılan için başlattığı açlık grevine son verdi Buca'daıı sonra Aydın'da da eylenıbitti İZMİR (Cumhuriyet Ege Bü- rosu>- Aydın E Tıpi cezaevınde dönüşümlü açlık grevi yapan 25 tutuklu ve hükümlü de ey- lemlerine dün son verdiler. Aç- lık grevi yapan mahkumlar, Devnmcı Sol, TDKP, TKP ML davalanndan yargılanan 55 mahkumun Buca Cezaevi'- ndeki baskılan protesto için sü- resiz gerçekleştirdikleri eylemi destekliyorlardı. Buca Çezaevi'nde PKK da- valanndan yargılanan 11 kadın 65 tutuklu ve hükümlünün dö- nüşümlü olarak başlattıklan açlık grevi ise 3. gününe girdi. Aydın E Tipi cezaevindekı müvekkilleriyle görüşen İzmir Barosu Avuİcatlanndan Hülya Üçpınar, Şennur Akkaya ve Sevgi Binbir, "Müvekkillerimiz Buca Cezaevi'ndeki arkadaşla- nnın eylemlerini desteklemek amaay la dönüşümlü olarak aç- lık grevine gitmişlerdi. Şimdi Buca'da açlık grevi bittiğine gö- re onlar da eylemlerine son ver- diklerini söylediler" diye ko- nuştular. PKK davalanndan yargıla- nan tutuklu ve hükümlülenn cezaevi yönetiminin katı tutu- munu protesto amacıyla dönü- şümlü olarak guruplar halinde açlık grevi yaptıklannı söyleyen İzmir Barosu Avukatlanndan, Hülya Önerge. Veysel Akay. "Müvekkillerimiz cezaevi yö- neümi havalandırma süresinin kısaltıldığını söylediler. Üst aramalannın insanlık onuru ile bağdaşmayacak şekilde yapıl- dığmı, ailelerin dışardan getir- YenibunabnıTRT yüzündençıkacak ANKARA (ANKA) - TRT Genel Müdü- rü Kerim Aydın Erdem'in 10 temmuz tari- hinde görev süresinin dolmasının ve yeni atanacak genel müdür konusunda hükü- met ile Cumhurbaşkanı Turgut Özal ara- sında yeni bir kriz çıkacağı belirüliyor. TRTnin yeni genel müdürii için 3 aday be- lirleyecek olan Radyo Televizyon Yüksek Kurulu'nda 'mutlak" bir Özal egemenüği- nin bulunduğu ifade edilirken, Özal'ın yeni adayı bekletmeden atayacağj ve hüküme- tin gerçekleştirmeyi planladığı yeni yasal düzenlemesine kadar TRT'de egemenliğini sürdüreceği ileri sürülüyor. TRT ve Radyo Televizyon Yüksek Ku- rulu (RTYK) kaynaklanndan edındığı bil- gileregöre 10 temmuz tanhindegörev süre- sı dolacak olan TRT Genel Müdurü'nün yeniden yasa gereğı RTYK'nin 3 aday be- lirleyerek cumhurbaşkanına sunması gere- kiyor. Cumhurbaşkanfnın da bu adaylar arasından bir kişiyi 4 yıllığına ataması gere- kiyor. ANKA muhabirine bilgi veren kay- naklar RTYK'nin, hükümet tarafından özellikle yayıncılıkla ilgilı yasal ve anayasal çalışmalar sırasında dışlandığı ve ilk calı- şmalann kendılennı tasfıyeye yönelik ol- duğu savıyla kırgın bulunduğunu dıle ge- tirdiler. dikleri yiyeceklerin içeri alın- madığını belirttiler. Bu uygula- malar son buluncaya dek mah- kumlann eylemlerine devam edeceklerini söyleyen avukat- lar, "Eylemin sona ermesi için bayram sonrası girişimlerimizi sürdüreceğiz" dediler. Açlık grevinin 33. gününe girdiğini söyleyen Avukat Hül- ya Önerge, son olarak 11 'i ba- yan 65 tutuklu ve hükümlünün açlık grevine başladığını, bu tu- tuklu ve hükümlülenn açlık grevinin 3. gününe girdiklerini vurgulayarak, "Cezaevi yöneti- minin katı tutumunun devam etmesi halinde müvekkillerim dönüşümlü açlık grevini süresiz açlık grevine dönüştürecekleri- ni söylediler. Şu anda açlık gre- vinde bulunanlann sağlık du- rumlan iyi, açlık grevini bıra- kanlara da mektup ve görüş ya- sağı cezası venldiğini öğren- dim" dedi. BIRBAKIMA SERVER TANİLLİ Fransız Seçimleri Ustüne... Fransız seçimlerinin sonuçlarını bilıyorsunuz. Fransa'da Millet Meclisi için, geçtiğimiz pazar günü yapılan oylamanın sonucunda, 1981 yılında görkemli bi- çimde iktidara gelmiş olan Sosyalist Parti, korkunç bir yenilgiye uğradı: Oyların % 20'sinden azını alıp, 1988 seçimlerine oranla dört milyon dolayında oy yitirdi; sos- yalist yöneticilerin çoğunun durumu da sallantıda. Sosyalistlerin erıyişine karşın, sağ, ezicı bir çoğunluk sağlamış durumda Mecliste. Bu 'sağ'ın başını çeken de iki büyük parti: Bırı, Cumhuriyet İçin Toplaşma adını taşı- yor bunlann, öteki de Fransız Demokrasisi İçin Birlik. Her ikisi de, oyların % 40'a yakınmı sağlamış durumda Ulusal Cephe adını taşıyan dupedüz yabancı düşmanı ve ırkçı, sizin anlayacağınız faşist parti, % 12'yi biraz aşan oylarıyla varlığmı sürdürüyor. Çeyreciler'\n oyları % 8'ın altında, Fransız Komünist Partisi ise, % 9'u biraz aşan bir oy sağlamış halde. Birin- cisi için, geçmişin o parlak başarılı yılları bir düş; ikinci- si, 1988 yılındakine oranla daha da geriye savrulmuş durumda. Millet Meclisi seçimleri "ikı turlu'dur Fransa'da. Bu söylediklerimiz, ilk turun sonucları; önümüzdeki pazar günü yapılacak ikinci turun soz konusu bu tabloyu kö- künden değiştirmesı söz konusu değil; ya sağ'ın zaferi- ni daha da pekiştırecek ya da bir iki noktada tozunu alacak sivriliklerin. Özetle. 'sağın iri dalgaları her şeyi yıkıp devirmiş bu- lunuyor; sol için söylenecek olansa, Villon'un ünlü Ka- dınlarBaladı ndakı o tanınmış nakarattır. Nerde bıldır yağan kar şimdi? Fransa'da Sosyalist Partinin uğradığı "tanhsel"diye- bileceğimiz bu yenılginin altında büyük nedenler var elbette. Seçimlerde "çoğunluk" sistemi, bunlardan biri. Fransa, terazinin kefelerini dengede tutmak ne kelime, teraziyi olduğu gibi kırıp parçalayan bır seçim sistemini sürdüren tek demokrasi Batı'da. Gerçı ingiltere'de, çok daha sert bir sistem yürürlüktedir; öyle de olsa, orada, "muhalefet" adına layık bir topluluk, parlamento sırala- nnda varlığmı sürdürüyor, sürdürebiliyor seçimlerin sonucunda.. Işin bu yanına bakıp ders almalı!.. öteki nedenleri mi soruyorsunuz? Başta, sosyalist iktidarın, "işsizlik " sorununa köklü bir çare bulamayışı geliyor; ve, üçü bilinen, ikisi gizli beş milyonu aşan bir işsiz yığını var Fransa'da. On iki yıllık iktidarın mirası bu! İkinci olarak, Brüksel'in ve Genel Ticaret ve Gümrük Anlaşması içinde Anglosaksonların dayattıkları Ortak Tarım Siyaseti'nin sertlıği karşısındaki edılgenliğı söyle- meli. Üçüncü olarak, kimi çevreler, dışarıdan içeriye göçu yüreklendirmedeki sorumsuz siyaseti ekliyorlar bunla- ra; bu siyasettir ki, deniyor, işsizliği gitgide daha vahim hale getırmekte, "banliyölerinçığrındançıkması"r\ayo\ açmakta, güvensizliği arttırmakta, ulusal kimliği tehlike- yesokmaktadır. Siz, şu yaşadığırrrtz yıllarda, dünyada sol ve sosyalist parti ve hareketler için esen muhalif ruzgârları da ekle- yiniz bunlara. Sozünu ettiğimiz sorunlar ise, Fransızın -üetelik "suyuna tirit"-sosyalizminin üstesinden gelece- ği sorunlar değildi; dun değildi, yarın da olmayacak. Hiç kuşkunuz olmasın: Gerçek bir sosyalizm çozecek top- lumlarınveinsanlığın temel sorunlarını; insanın insanca yaşayacağı bır dünyayı o kuracak. Bu aranış bitmedi, sürüyor, sürecek... Söz, sağ'ındır Fransa'da şimdi. Dağarcığında ne varsa dökecek ortaya. Yüzyıllık de- neyimlere sahiptir bu konuda; eskı söylediklerine yeni- leri de katarak, allayıp pullayarak. bilinçleri saptırarak iktidarını sürdürebildığı kadar sürdürecektir. Ote yan- dan. Fransız 'sol'u. sosyalisti, komünisti, çevrecisi ile, olan-bitenden dersler çıkararak, silahların» temizleyip duracaktır yeni bir ıktidar mucadelesinde Fransa'da bir dönem kapanmış, bır yenisi açılmışnr. Avrupa'nın bu güngörmüş ülkesinde olanlar ve ola- caklar, yalnız kendisini ilgilendirmiyor; bütün uygar dünyanın yaşamsal çıkarları vardır orada olup bitenler- de Gelecek neler getirecek, göreceğiz... ÇHD îdanı, çağdaş ceza politikasınaaykırı • ÇHD tarafından hazırlanan raporda, ölüm ce- zasmın 'hukuk sisteminde eski çağlann vahşetinin uzantısf olarak nitelendirilerek, insanı ortadan kaldırma amacının hukuka ve toplumun kuruluş amacına aykm olduğu belirtildi. İSTANBUL (ANKA) - Çağ- daş Hukukçular Dernea (ÇHD) İstanbul Şubesl, 'Amaç insanı ortadan kaldır- mak değil insanın mutluluğu- dur' başlığıyla hazırladığı ra- porla, ölüm cezasına bayrak açtı. 'Eski çağlann vahşetinin uzantısf olarak nitekndirilen ölüm cezasının, bugünkü ceza politikasına tamamen tersdüş- tüğü belirtilen raporda, yargı- lamanın insanı öldürme ama- ana yönelmemesi istendi. ÇHD İstanbul Şubesi Baş- kanı Av. Ali Rıza Dizdar ile Prof. Dr. Köksal Bayraktar ta- rafından hazırlanan raporda. hukuk düzeninin artık "insanı ortadan kaldırma' amacını sürdürmemesı gerektiğıne de- gnildi. Ölüm cezasının 'hukuk sisteminde eski çağlann vahşe- tinin uzantısf olarak nitelendi- rildiği raporda, insanı ortadan kaldırma amacının hukuka ve toplumun kuruluş amacına aykm olduğu belirtildi. "Amaç insan değil midir? İnsanın mutluluğu değil mi- dir?" diye sorulan raporda. yargılamanın insanı öldürme amacına yönelmemesi istendi. Raporda, ölüm cezasının. ceza hukukunun 'suçluyu topluma kazandırma' amacına ters düş- tüğüne işaret edilerek şu görüş- lere yer verildi: "Suçlu, öldürülerek toplu- ma nasıl kazandınlacak. nasıl düzeltileceku'r? Bu ceza, "suç- lunun sosyalize edilmesi, top- luma uyabilen bir kişi duru- muna getirilmesı' amacına ta- mamen ters düşmektedir. Bu- günkü ceza siyaseti, uygarlığın bize getirdığj verilerden yarar- lanarak. suçlunun toplumla uyuşma içinde tekrar yaşaya- bilmesini sağlayan bir amaca yönelmiştir. Bu açıdan ölüm cezası ile bugünkü ceza politikası ters yöndedirler. Bu cezanın uygu- lanması ile suçlunun topluma yararlı bir birey olması tama- men önlendiği gibi, suçun ne- denlerine de hiç egüinmemek- tedir. Uygarlık 'insanın aslanlara parçalatürümasını" gecmişte kalmış ilkel davranışlar olarak değerlendirmektedir. Asıla- rak, elektrikli^coltuğa bağlatı- larak. kurşuna dizilerek öldür- menin bunlardan ne farkı vardır? Bugün bunlan yaşaya- rak eski çağlara gitmeyelim, il- kel insanın vahşetinden uzaklaşalım." CUMHURtYET YOLUNDA Çağıio Yunus Nadi 20.000 lira (KDV içinde) Yaymiarı Turkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul Ödemeli gönderilmez.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear