01 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 22 MART1993 PAZARTESİ HABERLER Meclis, Nursi'nin mezarı peşinde •ANKARA(ANKA)- Nurculann lideri Said-i Nursi'ye ıade-i ı tibarda bulunanTBMM İnsan Haklan Komisyonu, bu kez de Nursi'nin mezarının yerinın belirlenmesi için devreyegırdi. K.omisvon İçişleri Bakanlığı'ndan varsa Nursi'nin mezannın yeri ile ilgili bılgı ve belgeleri ıstedi. Said-ı Nursi yeiade-i itibarda bulunulmasını içeren alt komisyon raporunu kabul ederek dikkatleri üzenne toplayan İnsan Haklan Komisyonu. yine Nursıiçindevreyegirdi. Komisyon. raporda yer alan "Nursi'nin mezannm yerinin bulunupaılesıne teslim edilmesi"ne ilışkin ıstemin yerine getinlmesı amacıyla içişleri Bakanlığı'na başvurdu. HakkıArar toprağa veriliyor • Haber \jerkezi -Adalet eski bakanlanndan İsmaıl Hakkı Arar, bugün toprağa veriliyor. Önceki gün Ankara'daki e\ inde geçirdiği kalp knzi sonucu ölen 12 Mart döneminde Nihat Erim hükümetinde Adalet Bakanlığı yapan Arar. 72 yaşındaydı. Hakkı Arar'ın cenazesi. bugün Maltepe Camıi'nde kılınacâk öğle namazınından sonra Cebeci Asn Mezarlığı'nda toprağa verilecek. Hakkı Arar'ın cenaze törenine Başbakan Süleyman Demirel de katılacak. Güneş'ten efleştlpi IANKARA (ANKA) CHP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Fehmi Güneş, hükümetin faili meçhul cinayetlen unutturarak kamuoyunun gündeminden çıkarmak ıstediğinı savunarak Uğur Mumcu, Turan Durşun, Çetin Emeç ve Bahnye Üçok anayetini her gün gündeme . geüreceklerini bildırdı. Hasan Fehmi Güneş düzenlediğı basın toplantısında, faili meçhul cinayetlerin sayısının bini aştığını belirtti. Çözülemeyen hercinayetın terörde bir sonraki cinayete davetiye çıkardığınj. terör örgütlerinı özendırdiğini ifadeeden Güneş. cinayetlerin çözülmesinin ıse terör örgütlerinı ürküteceğini bildirdi. Siyasette ateşkes günteri • ANKARA(ANKA)-PKK lideri Abdullah Öcalan'ın 25 gün süreyle ilan ettiği ateşkesın tartışmalan sürerken solda bütünleşme komitesi başkanı ErolTuncer deılkplandal994yerel seçimlerine kadar sol partilere ateşkes çağnsında bulundu. Tuncer.CHPile SHParasındakiöok tartışmasının sona erdinlmesıni istedi ve bay ramdan sonra solda birlık için SHP. CHP ve DSP'yeyönelikyeni girişimler başlatacağını bildirdi. Liderler toplanıyor • ANKARA(ANKA)- TBMM'de temsil edilen siyasi partilerir liderleri 23 mart günü bir araya gelip anayasada yapılacak değişiklikleri tartışacak ve bırîeştiklen noktalarda değişikliğe gitrnenin yollannı araştıracaklar. 23 mart günü TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk başkanlığında yapılacak zirveye DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel. SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, AAAP Genel Başkanı MesutYılmaz, RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan,CHPGenel Başkanı Deniz Bay kal. M H P Genel Başkanı \lpaslan Türkeş. H EP Genel Başkanı Ahmet Türk, BBP Genel Başkanı Muhsin Ya/ıcıoğlu. DSP Genel Ba5kanı Bülent Ecevit ve MPCenel Başkanı Aykırt Edibali'nin katılması bekleniyor. CHP lideri Baykal, bütünleşme için hâlâ denenecek yollar bulunduğunu söyledi: Birliğin engeli SHP iktidarı BÎZBIZE ERDAL ATABEK Heilî kelr heitl fOtllll^ Deniz Baykal. solda bü- tünleşme için "hem kel. hem fodul" diye nitelendirdi- ği SHP"nin iktidarda olmasının engel oluşturduğu- nu öne sürdü. Birleşmenin adresinin CHP olduğu- nu tekrarlayan Baykal. diğer partilerden gelecek her türlü öneriyi değerlendirmeye hazır olduklannı vursuladı. İstanbul Haber Servisi -CHP Genel Başkanı Deniz Baykal. bırleşme konusunda daha de- nenecek yollar olduğunu belir- terek. "Önümüzdeki seçıme nasıl girileceği belli olmaz" de- di. Sosyal demokrat tdbanın. "SHP bu işı götüremeyecek. birleşin" dediğini ıfade eden Baykal. "Bu dağınıklık bizim ıçın de engel" dıye konuşlu. Baykal, Cumhunyet'e yaptı- ğı açıklamada. solda bütünleş- me için "hem kel. hem fodul" dıye nitelendırdiği SHP'nin ik- tidarda olmasının engel teşkıl ettığinı öne ->ürdü. Bırle^menın adresinin CHP olduğunu tek- rarlayan Baykal. diğcr partiler- den gelecek her türlü öneriyi de- ğerlendirmeye hazır oldukİannı vurguladı. Baykal, şöyle konuş- tu: "Biz parti karanyla birleşme için adresi söyledik. Onlar da yüksek sesle söylesınler. Herkes doğru olduğuna inandığını or- laya koysun. 'İktidanz" dıyor- lar. İküdarsan yerel seçimlerde görürüz. 'CHP'nin devamıyım" demişsin. şu anda ortaya koy- duğun kimlığin CHP ile muka- >ese edilmesi mümkün değıldir. Atatürk'ün kurduğu. özendi- ğin CHP'ye girmek için niye te- reddüt ediyorsun? CHPyi bana verin" diyorsun. CHP'yi açanlar buna karar verdiler. CHP'ye geçmen. senin zaafiyet- lerini aşmak için sana fırsat ve- recek. Başına geçmek istıyor- san. gel geç." Haksız eleştiriler 9 Mart'taki CHP kongrcsi öncesr yaptığı çağnnın haksız yere eleşlirildiğinı öne süren Baykal. kimseyı tuzağa düşür- me çabası içınde olmadığını söylcdı. "Kımse ıyi niyetle ba- kalım demıvor. Birleşme gerek şarttır ama yeter şart değildir. Gelsinler sıfırdan konuşalım" dıyen Başkal. ılk aşamada SHP \e CHP delegasyonlannın ya da parti meclisi üyelerinin bir a- raya gelerek örgütlenmenın şe- kıllenmesi konusunda çalışma- lar yapması gerektığini yinele- di. Kamuoyunda yaygınlaşan. "Birleşmezlerse ilk seçimde SHP de. DSP de. CHP de par- lamentoya giremeyecek" ka- naatinin partılen olumsuz yön- de etkilediğine dikkat çeken Baykal. bunu aşmak gerektıği- yaygınlaşan, "Birleşmezlerse ilk seçimde SHP de, DSP de, CHP de parlamentoya giremeyecek" kanaatinin partileri olumsuz yönde etkilediğine dikkat çekti. SHP'nin iktidarda bulunmasının birleşmenin önündeki te- mel neden olduğunu savunan Baykal, "'Çünkü SHP hayatından memnun" dedi. ni belirtti. dayım. sonrası beni ilgilendir- SHP'nin iktidarda bulunma- mez' düşüncesiyle hareket edi- sının birleşmenin önündeki te- mel neden oldueunu savunan Baykal. "ÇünküSHP hayatın- dan memnun. "Bırleşme iktida- ra kadar lazım. ben de iktidar- Dr. Tolga Yarman, bölünmetıin devam etmesi halinde sosyal demokrat ideal ve düşüncenin parlamentoda temsil ediletneyeceğini söyledi. Çağdaş-Toplumcu-Demokrat Açılım toplandı: Birlikte çözümütaban bulacak İstanbul Haber Servisi- Solda bütünleşme- nin önündeki tüm engellerin kaldınlmasını is- teyen Çağdaş-Toplumcu-Demokrat Açılım. bu amaçlı ikinci loplantısını dün gerçekleştir- di. Toplantıda. partilcnn ön kadrolanna baskı yapılarak birleşmenin sağlanamaya- cağının ortaya çıktığı belırtilerek, tabanın bu konuda birşeyler yapması gerektiği üzerinde duruldu. Taksim Evlendirme Dairesi'nde yapılan toplantıda konuşan SHP kurucu üyesi Prof. Dr. Tolga Yarman. bölünmenin dcvam etme- sı halinde sosval demokrat ideal ve düşünce- nin parlamentoda temsil edilemeyeceğini söy- ledı. Dünya sosval demokrat larihınde görül- memiş bir şekiîde Türkiye'de üç sosyal de- mokrat parti meydana çıktığını ifade eden Yarman, "Kimse bugünleri öngöremedi. Ta- raflar parti içi muhalifleri tasfıye edınce ba- şanlı olacaklannı sandılar. Kurullaylarda bir- birlerini yerken, bugünü göremediler. Hâlâ görmek ıstemıyoriar" dedi. Bölünmenin sadece yapay değıl. önemlı ölçüdc yapısal olduğuna dikkat çekcn Yar- man. şöyle devam etti: "Taa. ülkemızdc yaşa- nan göçe bağlı fevkalade özgün insan hareket- lerinin ele alınmasındaki yetersizlikten kay- naklanmaktadır. Taraflar bunu henüz göre- memişlerdır. Önümüzdeki ilk seçimlerde onca umut bağladığımız sıvasi oluşumlardan han- gısi sıralamada dördüncülükten dahd iyı bir sonuç almuyı umut edıyor'.' Sıralama. 4-5-6 olacak. Sorumsuzluklan. umursamazlıklan diz boyu."' mez' ş y yor"' diye konuştu. Baykal. SHP'ye yönelik eleştirilerini şöyle sıraladı: "Perspektifın yok. İki yılda ne değiştı? Çelişkıler. tutarsız- lıklar. güven kavbı. yolsuzluk- lann bulaşması... fktidardan düştükten sonra böyle bir parti olmayacak. Kamuoyundaki birleşin baskısına açıkça söyle- yemiyor ama "Yav varmayın üstüme. ben hayatımdan mem- nunum' dıyor. Hem kel. hem fodul. Engel orasıdır. Konuş- maktan kaçınıyor. Bızım SHP'- den aynlışımızın çok gerekli ol- duğu ortaya çıktı. O yapıyla daha iyı bir sonuç alınamayaca- ğı yaşanarak görüldü. Ne mut- lu ki. sosval demokrasi artık SHP'den ibaret değıl. Onlar bit- miştir." *SHP işi götüremez' Sosval demokrat tabanın. ik- tidarda olmasına rağmen 'SHP'nin bu işi götüremeyece- ğıni' gördüğünü ve 'birleşin' baskısını vaptığmı anlatan Bay- kal. "Bu dağınıklık bizim için deengel"' dedi. Birleşme konusunda DSP"- den de umut kesilmemesı ge- rektıği üzennde duran Baykal, "Önümüzdeki seçime nasıl giri- leceği belli olmaz. Birleşme ko- nusunda daha denenecek^ yollar vardır" dedi.. Birleşmenin sosyal demok- ratlaravenı birşansgetireceğini anlatan Bavkal. "CHP've verin bu şansı. Ö şansı kullanıp. kul- lanamayacağımızı doğru polıtı- kalar ve doğru yönetim kadro- lan bulup bulmadığımızda kanıtlavacagız" dedi Başbakan Süleyman Demi- rel"ı de eleştiren Baykal. Turgut Özal'ın çizgisiriden farklı bir çizgisi olmadığını savundu. Komisyonun incelemeye aldığı Teftiş Kurulu raporuna uzman yorumu: ÖKımd, TLNCAY ÖZKA* ANKARA - Hayati İhracatı İnceleme Komisyonu, dönemin Başbakanı Turgut Özal'ın tali- matıvla ha/ırlanan ve havali ih- racat olayında en temel belgeler- den biri sayılan Başbakanlık eski Teftiş Kurulu Başkanı Kut- lu Savaş'ın raporunu incelemeve aldı. L'zmanlara incelettirilen raporla ilgili olarak komisvona sunulan değerlendirmede, "kut- lu Savaş'ın, dönemin Başbakanı Turgut Özal ile DPT Müsteşarı tusuf Bozkurt Ö/al'ı aklama çabasında olduğu ve hazırladığı raponı tarafsız olarak değerlen- dlrmenin mümkün oünayacağı" ileri sürüldü. Raporla ilgili olarak kamu oz- manlarına hazırlatılan değerlen- dirmede, rapordaki aksaklıklar ^ıakUmmaçabasmdasayfa savfa çıkarıldı ve komis- >onun dikkatine sunuldu. Ra- porda havali ihracat uvgula- malarının yapıldığı dönemde DPT müsteşarı olarak görev >a- pan ve dönemin Başbakanının kardeşi olan Yusuf Bozkurt Özal'ın adının anümamasına, buna karşın uygulamalardan müsteşar yardımcısı ile diğer memurların sorumiu tutulması- na dikkat çekildi. Özal'ı aklama çabası Havali İhracatı Araştırma Komisyonu'na sunulan ve Kutlu Savaş raporunun eleşririsi niteli- ğindeki değerlendirmenin döne- min üst düzey vöneticiierini kap- sayan bölümleri tutanaklara özetle şöyle v ansıdı: "Raporda iki husus hemen dikkati çekmektedir: \- Rapo- run 1. savfasında da ifade edildi- ği üzere teftiş kurulunun çalış- maları. havali ihracat olayları- nın değerlendirilmesine ve bu mekanizmanın tetkikine yönel- memiştir. Bu nedenle bu rapor çok eksik bir araştırma nctice- sinde çok vanlış bir değerlendir- me ortava koymuş ve vanlış so- nuçlara varmıştır. B- Rapor adeta Başbakanlık makamını ve bu makamda bulu- nan kişileri, zoraki de olsa akla- yabilmek amacıvla IC'nin ger- çekten sa>gın kurumlarını (Ma- liye Bakanlığı, Hazine DışTica- ret Ylüsteşarlığı, Merkez Ban- kası) suçlamak için kaleme alınmış havasını vermektedir. Raponın her sahifesi adeta bu düşüncelerimizi doğrular mahi- yettedir: Başbakanlık genelgeler >a- >ınla\arak havali ihracaatın önündeki bütün engelleri orta- dan kaldırmıştır. Önce 24 Nisan 1987'de, Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem bir genelge ile de- netim yapılmasını engel lemiştir. Bu genelge yetirince tesirini göstermemiş olacak ki 22 Kasım 1987 tarihinde bizzat sa\ın Baş- bakanın im/asıvla vavınlanan meşhur genelge ile de hukuka avkın bir şekilde muhtelif > asa- lardaki \etkiler ortadan kaldırıl- mava çalışılmış \c kamu dene- tim elemanları (Emnijet teşkila- tı dahil) ile Merkez Bankası ele- manlarına açıkça gözdağı veril- miştir. Ancak bu genelgevi imzala- yanı sorumluluktan kurtarabil- mek için sayın başbakanın ade- ta bilgisiz bir şekilde bunu imza- ladığını (Bir cumartesi günü, vani istirahat gününde. rehavet halinde iken konunun ciddiyet ve vehametini fark etmeksizin im- zaladığını) ispat etmek gibi bir zorlamaya girmiştir. Bürokrasi yanıltıyor R aponın35.say fasındaki" Bü- rokrasi üst makamları ya- nıltnııştır. Nitekim sayın başba- kan kendisine vaptığımız basit bir ikaz üzerine genelgelerini derhal yürürlükten kaldırmışlar- dır" derken başbakanın sanki imzaladığı bu genelgenin muhte- viyatının farkında olmadığını ifade etmek istemişlerdir.Halbu- ki sav ın Başbakan bu genelgenin uygulandığı şekilde olması ge- rektiğinin açık bir şekilde far- kındadır. Bayramda Nereye Gidiyorsunuz?... Büyuk kentlerde yaşayan insanların bir süredir birbir- lerine sordukları soru budur: Bayramda (ya da tatilde) nereye gidiyorsunuz? "Bir yere gitmek" artıkdinlenmek ya da gezmek değıl, bir sosyal prestij olçütü. Şöyle evde oturup da başınızı dinlemek istiyorsanız, evde kalmanı- zanedenolanözürlerianlatmanızgerekiyor.'Sizhâlâan- neanneniz gıbi mi yaşıyorsunuz?" sorusuna utangaç yanıtlar aranıyor. Bir sosyal test gibi herkes birbirine -bi- raz da zorlayan niteliklı- sorular sorarak kentlerin yeni yaşam biçimıni yansıtıyor. Bu işın başlangıcı, geleneksel bayram ziyaretlerinden kurtulmak isteyen hali vakti yerındelerın bayramlarda kentten kaçıvermeleriyle başladı. Uludağ'a kaçıverdi- ler, 'güneye uzanıverdiler. Sonra da kentlerin bunalmış insanları turizm endüstrisıyle konut spekülatörleri tara- fından keşfedildi. ' Dertlerinizı evde bırakın, valizinizi alıp gelin" sloganıyla yeryuzü cennetlerini vaat eden akıllı turizm pazarlamacıları. insanları gezdirmeye baş- ladılar. Paket programlar, yarım pansıyon geziler, açık büfe akşam yemekleriyle tanışan insanlar, günlerin pek çabuk, paraların çoz hızlı uçuverdiğini anladılar, ama artık yapacakları pek bir şey kalmamıştı. 'Tatillerde, bayramlarda bir yerlere gitmek ele güne karşı yapmak zorunda oldukları bir gereklilikti. Bu konu artık evlerde açıkça tartışılıyor. eşlerin somurtmalarına, çocukların küsmelerine yol açıyordu. Artık kışları karıncalar gibi bir şeyler biriktirip yazları ağustos böcekleri gibi şen şak- rak dolaşmak, yeni 'hayat biçimi-lifestyl' oluvermişti. Eh böyle her yaz mılyon paralar saçıp geride sadece fotog- raflar kalacağına bir yazlık edinmek daha akılhca değil miydi 9 Hiç değilse elde ikinci bir ev' olurdu. Birinci evi edinmek ıcin dışinden tırnağından arttıran insanlar bu kez de yazlık ev'ler için paçaları sıvadılar. Kooperatifler dolaşıldı. gelecekteki komşular soruşturuldu, eşe dosta akıllar danışıldı. Bir yerde girilıp yeni ev taksitleri öden- meye başlandı. Artık iki ev arasında gidip gelmek için bir de otomobil gerekiyordu. Ucundan kulpundan bir de araba edinildi. Şimdi iş uzun tatil'lerin gelmesine kalı- yordu. O da pek uzakta değildi. Şeker bayramıyla kur- ban bayramı işi kolaylaştırıyordu. Kimi zaman hafta sonlarına eklenen birkaç gün, yaza saklanan bir aylık tatil de hesaba katılırsa 'yazlık ev'ın yararı epeyce sayı- lırdı. Durduğu yerde değer kazanması da cabasıydı. Toplumun yeni yaşama ıdeolojisi olan 'bir ev-bir ara- ba-bir yazlık' uçgeni boyle tamamlanıyordu. Kimileri buna şeytan uçgeni' diyebilirdı, ama mülkiyete dayalı mutlu olma biçiminin inançlı müritleri böyle kuşkuları akıllarına bile getirmıyorlardı. Kıyıların beton yığınlany- la dolup taşma işlemi böyle gerçekleştirildi. Kimi yöre- lerde artık denıze bile gırilemiyordu ama olsundu, "yaz- lığınız nerede? " sorusuna yanıt veriliyordu ya. Her şey iyiydi hoştu ama şu insanın içindekı sıkıntıya ne demeliydi? Gezmeler tozmalar. mangalı yakıp kafa- ları çekmeler, el çırpıp şarkılar söylemeler iyi oluyordu ya. dönüp gene o sıkmtılı işte saatler geçirmeye ne de- rneliydi 9 Eve dönüp de artık konuşacak şeyleri bile kal- mamış insanların çaresizliğiyle televızyona gözünü di- kip saatler geçirmek yaşamak mıydı canım? Evden işe, işten eve çizilmiş bir hayatın kahverengi tortusuyla baş- başa kalmak nasıl çekilirdi. Çaresiz boyle zamanlarda "aman canım, artık uzun etmeyelim, işte evimiz var, arabamız var, yazlığımız bile var" diye teselli bulmak gerekiyordu. Çok sıkılırsa takvimi açıp önünde uzayıp giden tatil günlerine bakmalıydı. Şunun şurasında önü- müzdeki tatile ne kalmıştı ki? Bireysel mutluluğu için kendisine şans verilmemiş, toplumsal mutluluğun önündeki yollar tıkanmış insanın böyle bir tutamlık ferahlamalara gereksinmesi çok bü- yük. İnsanı günlük hayatın içinde bunaltmak. işinde, evinde, hayatında değişiklik yapamadan, üretemeden, yaratamadan, paylaşamadan bırakıp da bir rahat solu- ğu bile ona parayla satmak ince bir zekânın ürünü olmalı. Havası kırletilmiş kentlerimizde yakında takmak zorun- da kalacağımız oksijen maskelerine konacak oksijeni satın alır gibi, bugün butun umutlarımız bıze satılıyor. Hiç değilse bu bayram tatilinde yanımızdaki yöremiz- deki insan ilişkilerine bakalım. Bu kördüğüm edilmiş ha- yatımızda kirletilen insan ilişkilerimize bakalım. Uzun zamandır birbirimize bakmadığımızı fark edelim. Birbi- rimize bakalım. Birbirimizı yeniden anlamaya çalışalım. Erkekler, kadınlar, gençler. çocuklar, yaşlılar olarak bir- birimize bakalım. Yollara dikkat etmekten yorulmuş, ek- ranlara bakmaktan kamaşmış gözlerimizi birbirimize çevırelim. Belki de uzun zamanlar içinde birbirimize bakmayı unutmuştuk. İşte şimdi bakalım. Ve birbirimizi görmeye çalışalım. Belki de çok uzaklarda aradığımız şeyler çok yakınımızdadır... Demirci Kava ve zaliııı Dalılıak söylencesiüzerine -4- RIZA ZELYLT Dahhak. ordulanyla İran'a girdi. Cem- şıd'i venip lahta oturdu. Bin yıl İran'a ege- men oldu. Bu arada yılanlanna insan beyni vedirmeji sürdürdü. Aşçılardan bınsi. bu gelen gençlerden birisini bırakıvor. ona ka- çıp dağlarda gizlenmesını söylüyordu. Onun bevninin yerine de kuzu beyni veriyordu yı- lanlara. Bu kaçıp gizlenenler o dağbaşlann- da kendi dillennı. kültürlennı unuttular. İşte Kürt kavminin aslı. bu kışılerden türemiştir. Bunlar mamur şehir nedir bilmezler. Kalplennde hiç Tann korkusu yoktur." Dahhak'ın daha sonraki serüvenini de uzun uzun anlatıyor Fırdevsı ve konuyu De- mirci Kava'ya getinşor. Demircı Kava'nın sekizoğlu vardır. Bun- lardan yedisinin beyni çıkartılıp yılanlara ve- rilmiştir. Son oğlu da elinden ahnan Kava öfke> le Dahhak'ın sarayına gider. Adalet is- ter ve oğlunun bağışlanmasını sağlar. Daha sonra dahalkı bu zalim padişaha karşı is>an etmeve ve İran Şehzadesi Ferıdun'un çevre- sınde toplanmaya çagınr. Kendısi de gidip Feridun'un hizmetınc girer. Sonra Feridun Dahhak'a savaş açar. Feridun Dahhak'ı gürzüyle yıkar. bağlar ve bir mağaraya kafa- sından çıvılcr. işkencevle öldürür. Kürtlenn sahiplendıği bu söylenceyle ilgili en eski kaynak 1020 vılında ölen Firdevsi'- nin yazdığı Şehname'dir. Bu eserde ve bu esere dayanan diğer kavnaklarda Kürtleri doğrudan ılgilendıren bir durum >oktur. Yalnızca Kürtlerin nereden türedikîeri ko- nusunda bir söylence anlatılmaktadır. Bu söylencenin de gerçckle ılgisi bulunmadığı. bugün artık bir gerçektir. Kürtler de diğer uluslar gıbi tarihin en eski dönemlerinden beri Anadolu'da var olmuş kavimlerden birisidirler Bunların Sasaniler donemınin başlangıcında böylc söylenceyc dayalı bir olayla ortava çıklığına. ancak or- taçağ manlığı inanabilir. Zatcn eski destan- IEVRUZ GERCEĞI KURTLER • Demirci Kava'nın sekiz oğlu vardır. Bunlardan yedisinin beyni çıkartılıp yılanlara verilmiştir. Son oğlu da elinden ahnan Kava öfkeyle Dahhak'ın sarayma gider. Adalet ister ve oğlunun bağışlanmasını sağlar. Daha sonra / \ d a halkı bu zalim padişaha karşı isyan etmeye ve İran Şehzadesi /—^^^>^Feridun'unçevresindetoplanmayaçağınr. lann. halkm çoğunluğunun uydurduğu olaylann anlatımından başka şey olmadığı bilinmektedir. Bu söylence öğelerine baka- rak Kürtlerin dağa sığınan insanlann lopla- mından oluştuğu söylenemeyeceği gibi bu- rada anlatılan olaylan da Kürtlere mal et- menin olanağı voktur. İranlılarla Araplar arasındaki savaşı Kürtlerin ısyanı ve özgürlüklerini kazanma- lan olarak göstenmek. bu belgeleri açık açık çarpıtmaktır. Aynca Kava'nın Kürt oldu- ğuna ilişkin hiçbir bilgi, açıklama yokken, onu Kürt özgürlük harekelinin lideri gibi göstermek de bu kavnaklan çarpıtmaktır. Yine Kava'vı yıkan güçlerin Demirci Kava çevresinde örgütlenen güçler olmadığı orta- dadır. Kava.iran'da görev alan savaşçılar- dan birisıdir. Ve destanın anlatımından da anlaşıldığına göre Kava bu zalim Dahhak'ın egemen olduğu bölgedeki bir Arap'tır. İşin daha da ilginç yanı, tarihin karanlık döneminde meydana gelen ve kesin yılı dahi bilınmeyen ve tarihteadı bilegeçmeyen kişi- lerden birisi olan Kava'nın serüvenini Nev- ruz günü meydana gelmiş kabul etmemiz için hiçbir bilgı. hiçbir ipucu voktur. Aynca bu bölgelerde savaşların bahar sonu ve yaz aylannda yapıldığı da bilindiğine göre 21 Martı bir savaşm son günü veya zafer günü saymak geleneksel bilgilerle de uyuşmamak- tadır. Çağdaş Kürt araştırmacılan nediyor? Araştınnacılardan Selahaddın Mıhotuli. Dahhak ve Feridun (Ferhad) söylencelerını tanhi bilgılerc ılişkilendırmeyeçahşmakta ve oldukça mantıklı. gerçekçi açıklamalar yap- maktadır. Mıhotuli şöyle diyor: yıl yaşadığı ve şehrinin Dıcle kenannda ol- duğu belırtilmiştir. Bu tarif Asurlar'a uy- maktadır. Asur krallannın yönetimının bin yıldan fazla bir süreÖn Asya halklannın ka- nı ile sulandığını, bunlann Sami (Proto- Arap) olduğunu. ilk başkentlen Asuru ve son başkenllerı Ninova'nın Dicle kanannda olduğunu bılıyoruz. Bu durumda Dahhak'- ın Asur krallannı temsil ettiğinden başka bir alternatif yoktur. Sonuç Tanhı olaylara bakınca Dahhak. Asur krallannın içinde simgeleştıği ısım olarak karşımızaçıkmaktadır. Asurlann vahşetdo- lu binlerce yıllık yönetimıni ve uyguladıklan dehşet verici öldürmeleri burada anlatmaya gerek yoktur. Ancak bu uygulama sadece Ary a halkı için değil. o dönemdekı Asur hal- kı dışında bütün On Asya halklarına uygu- lanmışür. Buna benzer uygulamalar İskitler. Babil. Mısır ve Pers krallannca da yapılmış- tır. Ancak bunlann hıçbin Asurîular'ınki gibi sistemli ve sürekli olmamıştır. Şehname'de Dahhak'ın Arap olduğu, bin Nevruz'la ilgili bilgilervebclgelerönyargı- sız biçimde değerlendinldiğinde şu gerçekler ortaya çıkar: a) Nevruz, Doğu halklannın ortak bay- ramlarından birisıdir. Doğanın ve evrenin durumundan çıkartılan ipuçlan ile bu özel gün insanlar arasında bir kutsallık kazanmış ve özel olarak kutlanmıştır. Acılı değil; se- vinçli bir günün. bolluğun, verimin sembolü olmujtur. b) iran kültürü. egemen ve ileri niteliği ile bugüne kendi damgasını vurmuş, bugünün anılmasında kendi öğelerini ön plana çıkart- mıştır. Zamanla Nevruz. İransal birgörüntü kazanmıştır. c) Nevruz'un yalnız Türklere özgü bir gün olarak gösterilmesi de gerçeklerle uyuşma- maktadır. Ergenekon ovasından çıkış tüm olarak destansal birolaydırve gerçekle ilgisi yoktur Aynca bu olayın 21 martta olduğu- nu gösteren hiçbir belge ve bilgi yoktur. Bu sav. bıryakıştırmadan başka bir şey değildir* ç) Nevruz'un Kürt bayramı olduğu. Kürt bağımsızlık harekelinin başlangıcı olduğu yolundaki çok yakın zamanlı ıddialar da ta- nhi belgelere, sosyolojik ve folklorik verilere uygun düşmemcktedir. Bazı Kürt örgütleri tarafından olan değil, olması gereken bir he- def olarak Nevruz Kürtlere mal edilmek is- tenmektedir. Kamuoyunda da Nevruz'un Kürt bayra- mı olduğu biçiminde son yıllarda oluşan yar- gı. bu konudaki bilgisizlikten ve yanlış ya- yınlardan kaynaklanmıştır. Devlet televızyonu.' resmi görüşe uyma- yan kültür öğelerini görmezlikten geldiği için Ne\ ruz gibi. Hıdırellez gibi eski kökenli bayramlar yok sayılmış. bu durum da bu bayramlann ya unutulmalanna ya da yanlış alanlara çekiîmelerine yol açmıştır. Nevruz bu yanlış yönlendirmeye somut bir örnektir. Türkıyede basın da bu konuda gerekli iş- levi yerine getirememiştir. Ramazan gelince özel sayfalar hazırlatan gazetelerimiz Nev- ruz gerçeğini araştırmak ve bunu halka an- latnnak gereğini duymamışlardır. Ülkemizdeki kültürel erozyonun somut bir göstergesi de Nevruz çarpıtması ile orta- ya çıkmıştır. Toplumumuz, kendi kültür de- ğerlerinden kopartılmakta. ya salt Batı kül- türüne ya da tutucu nitelikli Islam kültürüne yöneltilmektedır. Bu durumu yine en somut biçimde gazete ve televizy on yayınlannda iz- leyebiliyoruz. Yılbaşı için aylar öncesinden hazırlık yapan televizyonlar, Nevruz'u, Hıdırellez'i hiçbir biçimde anmamaktadır. Bu kültürel yok oluş, devletin kültür politi- kası ile desteklenmektedir. Devlet resmi gö- riiş dışındaki kültür öğelerine karşı sindır- me. susturma. yasaklama anlayışını bırak- madığı için halk. kendi değerlerini öğre- nememekte, onu koruyup geliştirememekte- dir. N'ev ruz olayı ve Nevruz kavramının çarpı- tılması. kendi varlığımıza ve kültürümüze bakış açımızı değiştirmede bir araç olabilirse yme de h;ıyırlı bir sonuç doğurmuş olacak- tır. BİTTİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear