Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 22 MART1993 PAZARTESİ
HABERLER
Meclis,
Nursi'nin
mezarı peşinde
•ANKARA(ANKA)-
Nurculann lideri Said-i
Nursi'ye ıade-i ı tibarda
bulunanTBMM İnsan
Haklan Komisyonu, bu kez
de Nursi'nin mezarının
yerinın belirlenmesi için
devreyegırdi. K.omisvon
İçişleri Bakanlığı'ndan varsa
Nursi'nin mezannın yeri ile
ilgili bılgı ve belgeleri ıstedi.
Said-ı Nursi yeiade-i
itibarda bulunulmasını
içeren alt komisyon
raporunu kabul ederek
dikkatleri üzenne toplayan
İnsan Haklan Komisyonu.
yine Nursıiçindevreyegirdi.
Komisyon. raporda yer alan
"Nursi'nin mezannm yerinin
bulunupaılesıne teslim
edilmesi"ne ilışkin ıstemin
yerine getinlmesı amacıyla
içişleri Bakanlığı'na
başvurdu.
HakkıArar
toprağa veriliyor
• Haber \jerkezi -Adalet
eski bakanlanndan İsmaıl
Hakkı Arar, bugün toprağa
veriliyor. Önceki gün
Ankara'daki e\ inde geçirdiği
kalp knzi sonucu ölen 12
Mart döneminde Nihat Erim
hükümetinde Adalet
Bakanlığı yapan Arar. 72
yaşındaydı. Hakkı Arar'ın
cenazesi. bugün Maltepe
Camıi'nde kılınacâk öğle
namazınından sonra Cebeci
Asn Mezarlığı'nda toprağa
verilecek. Hakkı Arar'ın
cenaze törenine Başbakan
Süleyman Demirel de
katılacak.
Güneş'ten
efleştlpi
IANKARA (ANKA) CHP
Genel Başkan Yardımcısı
Hasan Fehmi Güneş,
hükümetin faili meçhul
cinayetlen unutturarak
kamuoyunun gündeminden
çıkarmak ıstediğinı
savunarak Uğur Mumcu,
Turan Durşun, Çetin Emeç
ve Bahnye Üçok anayetini
her gün gündeme .
geüreceklerini bildırdı.
Hasan Fehmi Güneş
düzenlediğı basın
toplantısında, faili meçhul
cinayetlerin sayısının bini
aştığını belirtti. Çözülemeyen
hercinayetın terörde bir
sonraki cinayete davetiye
çıkardığınj. terör örgütlerinı
özendırdiğini ifadeeden
Güneş. cinayetlerin
çözülmesinin ıse terör
örgütlerinı ürküteceğini
bildirdi.
Siyasette
ateşkes günteri
• ANKARA(ANKA)-PKK
lideri Abdullah Öcalan'ın 25
gün süreyle ilan ettiği
ateşkesın tartışmalan
sürerken solda bütünleşme
komitesi başkanı ErolTuncer
deılkplandal994yerel
seçimlerine kadar sol
partilere ateşkes çağnsında
bulundu. Tuncer.CHPile
SHParasındakiöok
tartışmasının sona
erdinlmesıni istedi ve
bay ramdan sonra solda
birlık için SHP. CHP ve
DSP'yeyönelikyeni
girişimler başlatacağını
bildirdi.
Liderler
toplanıyor
• ANKARA(ANKA)-
TBMM'de temsil edilen
siyasi partilerir liderleri 23
mart günü bir araya gelip
anayasada yapılacak
değişiklikleri tartışacak ve
bırîeştiklen noktalarda
değişikliğe gitrnenin yollannı
araştıracaklar. 23 mart günü
TBMM Başkanı Hüsamettin
Cindoruk başkanlığında
yapılacak zirveye DYP
Genel Başkanı Süleyman
Demirel. SHP Genel Başkanı
Erdal İnönü, AAAP Genel
Başkanı MesutYılmaz, RP
Genel Başkanı Necmettin
Erbakan,CHPGenel
Başkanı Deniz Bay kal. M H P
Genel Başkanı \lpaslan
Türkeş. H EP Genel Başkanı
Ahmet Türk, BBP Genel
Başkanı Muhsin Ya/ıcıoğlu.
DSP Genel Ba5kanı Bülent
Ecevit ve MPCenel Başkanı
Aykırt Edibali'nin katılması
bekleniyor.
CHP lideri Baykal, bütünleşme için hâlâ denenecek yollar bulunduğunu söyledi:
Birliğin engeli SHP iktidarı
BÎZBIZE
ERDAL ATABEK
Heilî kelr heitl fOtllll^ Deniz Baykal. solda bü-
tünleşme için "hem kel. hem fodul" diye nitelendirdi-
ği SHP"nin iktidarda olmasının engel oluşturduğu-
nu öne sürdü. Birleşmenin adresinin CHP olduğu-
nu tekrarlayan Baykal. diğer partilerden gelecek
her türlü öneriyi değerlendirmeye hazır olduklannı
vursuladı.
İstanbul Haber Servisi -CHP
Genel Başkanı Deniz Baykal.
bırleşme konusunda daha de-
nenecek yollar olduğunu belir-
terek. "Önümüzdeki seçıme
nasıl girileceği belli olmaz" de-
di. Sosyal demokrat tdbanın.
"SHP bu işı götüremeyecek.
birleşin" dediğini ıfade eden
Baykal. "Bu dağınıklık bizim
ıçın de engel" dıye konuşlu.
Baykal, Cumhunyet'e yaptı-
ğı açıklamada. solda bütünleş-
me için "hem kel. hem fodul"
dıye nitelendırdiği SHP'nin ik-
tidarda olmasının engel teşkıl
ettığinı öne ->ürdü. Bırle^menın
adresinin CHP olduğunu tek-
rarlayan Baykal. diğcr partiler-
den gelecek her türlü öneriyi de-
ğerlendirmeye hazır oldukİannı
vurguladı. Baykal, şöyle konuş-
tu:
"Biz parti karanyla birleşme
için adresi söyledik. Onlar da
yüksek sesle söylesınler. Herkes
doğru olduğuna inandığını or-
laya koysun. 'İktidanz" dıyor-
lar. İküdarsan yerel seçimlerde
görürüz. 'CHP'nin devamıyım"
demişsin. şu anda ortaya koy-
duğun kimlığin CHP ile muka-
>ese edilmesi mümkün değıldir.
Atatürk'ün kurduğu. özendi-
ğin CHP'ye girmek için niye te-
reddüt ediyorsun? CHPyi
bana verin" diyorsun. CHP'yi
açanlar buna karar verdiler.
CHP'ye geçmen. senin zaafiyet-
lerini aşmak için sana fırsat ve-
recek. Başına geçmek istıyor-
san. gel geç."
Haksız eleştiriler
9 Mart'taki CHP kongrcsi
öncesr yaptığı çağnnın haksız
yere eleşlirildiğinı öne süren
Baykal. kimseyı tuzağa düşür-
me çabası içınde olmadığını
söylcdı. "Kımse ıyi niyetle ba-
kalım demıvor. Birleşme gerek
şarttır ama yeter şart değildir.
Gelsinler sıfırdan konuşalım"
dıyen Başkal. ılk aşamada SHP
\e CHP delegasyonlannın ya
da parti meclisi üyelerinin bir a-
raya gelerek örgütlenmenın şe-
kıllenmesi konusunda çalışma-
lar yapması gerektığini yinele-
di. Kamuoyunda yaygınlaşan.
"Birleşmezlerse ilk seçimde
SHP de. DSP de. CHP de par-
lamentoya giremeyecek" ka-
naatinin partılen olumsuz yön-
de etkilediğine dikkat çeken
Baykal. bunu aşmak gerektıği-
yaygınlaşan,
"Birleşmezlerse ilk seçimde SHP de, DSP de, CHP
de parlamentoya giremeyecek" kanaatinin partileri
olumsuz yönde etkilediğine dikkat çekti. SHP'nin
iktidarda bulunmasının birleşmenin önündeki te-
mel neden olduğunu savunan Baykal, "'Çünkü
SHP hayatından memnun" dedi.
ni belirtti. dayım. sonrası beni ilgilendir-
SHP'nin iktidarda bulunma- mez' düşüncesiyle hareket edi-
sının birleşmenin önündeki te-
mel neden oldueunu savunan
Baykal. "ÇünküSHP hayatın-
dan memnun. "Bırleşme iktida-
ra kadar lazım. ben de iktidar-
Dr. Tolga Yarman, bölünmetıin devam etmesi halinde sosyal demokrat ideal ve düşüncenin
parlamentoda temsil ediletneyeceğini söyledi.
Çağdaş-Toplumcu-Demokrat Açılım toplandı:
Birlikte çözümütaban bulacak
İstanbul Haber Servisi- Solda bütünleşme-
nin önündeki tüm engellerin kaldınlmasını is-
teyen Çağdaş-Toplumcu-Demokrat Açılım.
bu amaçlı ikinci loplantısını dün gerçekleştir-
di. Toplantıda. partilcnn ön kadrolanna
baskı yapılarak birleşmenin sağlanamaya-
cağının ortaya çıktığı belırtilerek, tabanın bu
konuda birşeyler yapması gerektiği üzerinde
duruldu.
Taksim Evlendirme Dairesi'nde yapılan
toplantıda konuşan SHP kurucu üyesi Prof.
Dr. Tolga Yarman. bölünmenin dcvam etme-
sı halinde sosval demokrat ideal ve düşünce-
nin parlamentoda temsil edilemeyeceğini söy-
ledı. Dünya sosval demokrat larihınde görül-
memiş bir şekiîde Türkiye'de üç sosyal de-
mokrat parti meydana çıktığını ifade eden
Yarman, "Kimse bugünleri öngöremedi. Ta-
raflar parti içi muhalifleri tasfıye edınce ba-
şanlı olacaklannı sandılar. Kurullaylarda bir-
birlerini yerken, bugünü göremediler. Hâlâ
görmek ıstemıyoriar" dedi.
Bölünmenin sadece yapay değıl. önemlı
ölçüdc yapısal olduğuna dikkat çekcn Yar-
man. şöyle devam etti: "Taa. ülkemızdc yaşa-
nan göçe bağlı fevkalade özgün insan hareket-
lerinin ele alınmasındaki yetersizlikten kay-
naklanmaktadır. Taraflar bunu henüz göre-
memişlerdır. Önümüzdeki ilk seçimlerde onca
umut bağladığımız sıvasi oluşumlardan han-
gısi sıralamada dördüncülükten dahd iyı bir
sonuç almuyı umut edıyor'.' Sıralama. 4-5-6
olacak. Sorumsuzluklan. umursamazlıklan
diz boyu."'
mez' ş y
yor"' diye konuştu. Baykal.
SHP'ye yönelik eleştirilerini
şöyle sıraladı:
"Perspektifın yok. İki yılda
ne değiştı? Çelişkıler. tutarsız-
lıklar. güven kavbı. yolsuzluk-
lann bulaşması... fktidardan
düştükten sonra böyle bir parti
olmayacak. Kamuoyundaki
birleşin baskısına açıkça söyle-
yemiyor ama "Yav varmayın
üstüme. ben hayatımdan mem-
nunum' dıyor. Hem kel. hem
fodul. Engel orasıdır. Konuş-
maktan kaçınıyor. Bızım SHP'-
den aynlışımızın çok gerekli ol-
duğu ortaya çıktı. O yapıyla
daha iyı bir sonuç alınamayaca-
ğı yaşanarak görüldü. Ne mut-
lu ki. sosval demokrasi artık
SHP'den ibaret değıl. Onlar bit-
miştir."
*SHP işi götüremez'
Sosval demokrat tabanın. ik-
tidarda olmasına rağmen
'SHP'nin bu işi götüremeyece-
ğıni' gördüğünü ve 'birleşin'
baskısını vaptığmı anlatan Bay-
kal. "Bu dağınıklık bizim için
deengel"' dedi.
Birleşme konusunda DSP"-
den de umut kesilmemesı ge-
rektıği üzennde duran Baykal,
"Önümüzdeki seçime nasıl giri-
leceği belli olmaz. Birleşme ko-
nusunda daha denenecek^ yollar
vardır" dedi..
Birleşmenin sosyal demok-
ratlaravenı birşansgetireceğini
anlatan Bavkal. "CHP've verin
bu şansı. Ö şansı kullanıp. kul-
lanamayacağımızı doğru polıtı-
kalar ve doğru yönetim kadro-
lan bulup bulmadığımızda
kanıtlavacagız" dedi
Başbakan Süleyman Demi-
rel"ı de eleştiren Baykal. Turgut
Özal'ın çizgisiriden farklı bir
çizgisi olmadığını savundu.
Komisyonun incelemeye aldığı Teftiş Kurulu raporuna uzman yorumu:
ÖKımd,
TLNCAY ÖZKA*
ANKARA - Hayati İhracatı
İnceleme Komisyonu, dönemin
Başbakanı Turgut Özal'ın tali-
matıvla ha/ırlanan ve havali ih-
racat olayında en temel belgeler-
den biri sayılan Başbakanlık
eski Teftiş Kurulu Başkanı Kut-
lu Savaş'ın raporunu incelemeve
aldı. L'zmanlara incelettirilen
raporla ilgili olarak komisvona
sunulan değerlendirmede, "kut-
lu Savaş'ın, dönemin Başbakanı
Turgut Özal ile DPT Müsteşarı
tusuf Bozkurt Ö/al'ı aklama
çabasında olduğu ve hazırladığı
raponı tarafsız olarak değerlen-
dlrmenin mümkün oünayacağı"
ileri sürüldü.
Raporla ilgili olarak kamu oz-
manlarına hazırlatılan değerlen-
dirmede, rapordaki aksaklıklar
^ıakUmmaçabasmdasayfa savfa çıkarıldı ve komis-
>onun dikkatine sunuldu. Ra-
porda havali ihracat uvgula-
malarının yapıldığı dönemde
DPT müsteşarı olarak görev >a-
pan ve dönemin Başbakanının
kardeşi olan Yusuf Bozkurt
Özal'ın adının anümamasına,
buna karşın uygulamalardan
müsteşar yardımcısı ile diğer
memurların sorumiu tutulması-
na dikkat çekildi.
Özal'ı aklama çabası
Havali İhracatı Araştırma
Komisyonu'na sunulan ve Kutlu
Savaş raporunun eleşririsi niteli-
ğindeki değerlendirmenin döne-
min üst düzey vöneticiierini kap-
sayan bölümleri tutanaklara
özetle şöyle v ansıdı:
"Raporda iki husus hemen
dikkati çekmektedir: \- Rapo-
run 1. savfasında da ifade edildi-
ği üzere teftiş kurulunun çalış-
maları. havali ihracat olayları-
nın değerlendirilmesine ve bu
mekanizmanın tetkikine yönel-
memiştir. Bu nedenle bu rapor
çok eksik bir araştırma nctice-
sinde çok vanlış bir değerlendir-
me ortava koymuş ve vanlış so-
nuçlara varmıştır.
B- Rapor adeta Başbakanlık
makamını ve bu makamda bulu-
nan kişileri, zoraki de olsa akla-
yabilmek amacıvla IC'nin ger-
çekten sa>gın kurumlarını (Ma-
liye Bakanlığı, Hazine DışTica-
ret Ylüsteşarlığı, Merkez Ban-
kası) suçlamak için kaleme
alınmış havasını vermektedir.
Raponın her sahifesi adeta bu
düşüncelerimizi doğrular mahi-
yettedir:
Başbakanlık genelgeler >a-
>ınla\arak havali ihracaatın
önündeki bütün engelleri orta-
dan kaldırmıştır. Önce 24 Nisan
1987'de, Başbakan Yardımcısı
Kaya Erdem bir genelge ile de-
netim yapılmasını engel lemiştir.
Bu genelge yetirince tesirini
göstermemiş olacak ki 22 Kasım
1987 tarihinde bizzat sa\ın Baş-
bakanın im/asıvla vavınlanan
meşhur genelge ile de hukuka
avkın bir şekilde muhtelif > asa-
lardaki \etkiler ortadan kaldırıl-
mava çalışılmış \c kamu dene-
tim elemanları (Emnijet teşkila-
tı dahil) ile Merkez Bankası ele-
manlarına açıkça gözdağı veril-
miştir.
Ancak bu genelgevi imzala-
yanı sorumluluktan kurtarabil-
mek için sayın başbakanın ade-
ta bilgisiz bir şekilde bunu imza-
ladığını (Bir cumartesi günü,
vani istirahat gününde. rehavet
halinde iken konunun ciddiyet ve
vehametini fark etmeksizin im-
zaladığını) ispat etmek gibi bir
zorlamaya girmiştir.
Bürokrasi yanıltıyor
R aponın35.say fasındaki" Bü-
rokrasi üst makamları ya-
nıltnııştır. Nitekim sayın başba-
kan kendisine vaptığımız basit
bir ikaz üzerine genelgelerini
derhal yürürlükten kaldırmışlar-
dır" derken başbakanın sanki
imzaladığı bu genelgenin muhte-
viyatının farkında olmadığını
ifade etmek istemişlerdir.Halbu-
ki sav ın Başbakan bu genelgenin
uygulandığı şekilde olması ge-
rektiğinin açık bir şekilde far-
kındadır.
Bayramda Nereye
Gidiyorsunuz?...
Büyuk kentlerde yaşayan insanların bir süredir birbir-
lerine sordukları soru budur: Bayramda (ya da tatilde)
nereye gidiyorsunuz? "Bir yere gitmek" artıkdinlenmek
ya da gezmek değıl, bir sosyal prestij olçütü. Şöyle evde
oturup da başınızı dinlemek istiyorsanız, evde kalmanı-
zanedenolanözürlerianlatmanızgerekiyor.'Sizhâlâan-
neanneniz gıbi mi yaşıyorsunuz?" sorusuna utangaç
yanıtlar aranıyor. Bir sosyal test gibi herkes birbirine -bi-
raz da zorlayan niteliklı- sorular sorarak kentlerin yeni
yaşam biçimıni yansıtıyor.
Bu işın başlangıcı, geleneksel bayram ziyaretlerinden
kurtulmak isteyen hali vakti yerındelerın bayramlarda
kentten kaçıvermeleriyle başladı. Uludağ'a kaçıverdi-
ler, 'güneye uzanıverdiler. Sonra da kentlerin bunalmış
insanları turizm endüstrisıyle konut spekülatörleri tara-
fından keşfedildi. ' Dertlerinizı evde bırakın, valizinizi
alıp gelin" sloganıyla yeryuzü cennetlerini vaat eden
akıllı turizm pazarlamacıları. insanları gezdirmeye baş-
ladılar. Paket programlar, yarım pansıyon geziler, açık
büfe akşam yemekleriyle tanışan insanlar, günlerin pek
çabuk, paraların çoz hızlı uçuverdiğini anladılar, ama
artık yapacakları pek bir şey kalmamıştı. 'Tatillerde,
bayramlarda bir yerlere gitmek ele güne karşı yapmak
zorunda oldukları bir gereklilikti. Bu konu artık evlerde
açıkça tartışılıyor. eşlerin somurtmalarına, çocukların
küsmelerine yol açıyordu. Artık kışları karıncalar gibi bir
şeyler biriktirip yazları ağustos böcekleri gibi şen şak-
rak dolaşmak, yeni 'hayat biçimi-lifestyl' oluvermişti. Eh
böyle her yaz mılyon paralar saçıp geride sadece fotog-
raflar kalacağına bir yazlık edinmek daha akılhca değil
miydi
9
Hiç değilse elde ikinci bir ev' olurdu. Birinci evi
edinmek ıcin dışinden tırnağından arttıran insanlar bu
kez de yazlık ev'ler için paçaları sıvadılar. Kooperatifler
dolaşıldı. gelecekteki komşular soruşturuldu, eşe dosta
akıllar danışıldı. Bir yerde girilıp yeni ev taksitleri öden-
meye başlandı. Artık iki ev arasında gidip gelmek için bir
de otomobil gerekiyordu. Ucundan kulpundan bir de
araba edinildi. Şimdi iş uzun tatil'lerin gelmesine kalı-
yordu. O da pek uzakta değildi. Şeker bayramıyla kur-
ban bayramı işi kolaylaştırıyordu. Kimi zaman hafta
sonlarına eklenen birkaç gün, yaza saklanan bir aylık
tatil de hesaba katılırsa 'yazlık ev'ın yararı epeyce sayı-
lırdı. Durduğu yerde değer kazanması da cabasıydı.
Toplumun yeni yaşama ıdeolojisi olan 'bir ev-bir ara-
ba-bir yazlık' uçgeni boyle tamamlanıyordu. Kimileri
buna şeytan uçgeni' diyebilirdı, ama mülkiyete dayalı
mutlu olma biçiminin inançlı müritleri böyle kuşkuları
akıllarına bile getirmıyorlardı. Kıyıların beton yığınlany-
la dolup taşma işlemi böyle gerçekleştirildi. Kimi yöre-
lerde artık denıze bile gırilemiyordu ama olsundu, "yaz-
lığınız nerede? " sorusuna yanıt veriliyordu ya.
Her şey iyiydi hoştu ama şu insanın içindekı sıkıntıya
ne demeliydi? Gezmeler tozmalar. mangalı yakıp kafa-
ları çekmeler, el çırpıp şarkılar söylemeler iyi oluyordu
ya. dönüp gene o sıkmtılı işte saatler geçirmeye ne de-
rneliydi
9
Eve dönüp de artık konuşacak şeyleri bile kal-
mamış insanların çaresizliğiyle televızyona gözünü di-
kip saatler geçirmek yaşamak mıydı canım? Evden işe,
işten eve çizilmiş bir hayatın kahverengi tortusuyla baş-
başa kalmak nasıl çekilirdi. Çaresiz boyle zamanlarda
"aman canım, artık uzun etmeyelim, işte evimiz var,
arabamız var, yazlığımız bile var" diye teselli bulmak
gerekiyordu. Çok sıkılırsa takvimi açıp önünde uzayıp
giden tatil günlerine bakmalıydı. Şunun şurasında önü-
müzdeki tatile ne kalmıştı ki?
Bireysel mutluluğu için kendisine şans verilmemiş,
toplumsal mutluluğun önündeki yollar tıkanmış insanın
böyle bir tutamlık ferahlamalara gereksinmesi çok bü-
yük. İnsanı günlük hayatın içinde bunaltmak. işinde,
evinde, hayatında değişiklik yapamadan, üretemeden,
yaratamadan, paylaşamadan bırakıp da bir rahat solu-
ğu bile ona parayla satmak ince bir zekânın ürünü olmalı.
Havası kırletilmiş kentlerimizde yakında takmak zorun-
da kalacağımız oksijen maskelerine konacak oksijeni
satın alır gibi, bugün butun umutlarımız bıze satılıyor.
Hiç değilse bu bayram tatilinde yanımızdaki yöremiz-
deki insan ilişkilerine bakalım. Bu kördüğüm edilmiş ha-
yatımızda kirletilen insan ilişkilerimize bakalım. Uzun
zamandır birbirimize bakmadığımızı fark edelim. Birbi-
rimize bakalım. Birbirimizı yeniden anlamaya çalışalım.
Erkekler, kadınlar, gençler. çocuklar, yaşlılar olarak bir-
birimize bakalım. Yollara dikkat etmekten yorulmuş, ek-
ranlara bakmaktan kamaşmış gözlerimizi birbirimize
çevırelim. Belki de uzun zamanlar içinde birbirimize
bakmayı unutmuştuk. İşte şimdi bakalım. Ve birbirimizi
görmeye çalışalım. Belki de çok uzaklarda aradığımız
şeyler çok yakınımızdadır...
Demirci Kava ve zaliııı Dalılıak söylencesiüzerine
-4-
RIZA ZELYLT
Dahhak. ordulanyla İran'a girdi. Cem-
şıd'i venip lahta oturdu. Bin yıl İran'a ege-
men oldu. Bu arada yılanlanna insan beyni
vedirmeji sürdürdü. Aşçılardan bınsi. bu
gelen gençlerden birisini bırakıvor. ona ka-
çıp dağlarda gizlenmesını söylüyordu. Onun
bevninin yerine de kuzu beyni veriyordu yı-
lanlara. Bu kaçıp gizlenenler o dağbaşlann-
da kendi dillennı. kültürlennı unuttular. İşte
Kürt kavminin aslı. bu kışılerden türemiştir.
Bunlar mamur şehir nedir bilmezler.
Kalplennde hiç Tann korkusu yoktur."
Dahhak'ın daha sonraki serüvenini de
uzun uzun anlatıyor Fırdevsı ve konuyu De-
mirci Kava'ya getinşor.
Demircı Kava'nın sekizoğlu vardır. Bun-
lardan yedisinin beyni çıkartılıp yılanlara ve-
rilmiştir. Son oğlu da elinden ahnan Kava
öfke> le Dahhak'ın sarayına gider. Adalet is-
ter ve oğlunun bağışlanmasını sağlar. Daha
sonra dahalkı bu zalim padişaha karşı is>an
etmeve ve İran Şehzadesi Ferıdun'un çevre-
sınde toplanmaya çagınr. Kendısi de gidip
Feridun'un hizmetınc girer. Sonra Feridun
Dahhak'a savaş açar. Feridun Dahhak'ı
gürzüyle yıkar. bağlar ve bir mağaraya kafa-
sından çıvılcr. işkencevle öldürür.
Kürtlenn sahiplendıği bu söylenceyle ilgili
en eski kaynak 1020 vılında ölen Firdevsi'-
nin yazdığı Şehname'dir. Bu eserde ve bu
esere dayanan diğer kavnaklarda Kürtleri
doğrudan ılgilendıren bir durum >oktur.
Yalnızca Kürtlerin nereden türedikîeri ko-
nusunda bir söylence anlatılmaktadır. Bu
söylencenin de gerçckle ılgisi bulunmadığı.
bugün artık bir gerçektir.
Kürtler de diğer uluslar gıbi tarihin en eski
dönemlerinden beri Anadolu'da var olmuş
kavimlerden birisidirler Bunların Sasaniler
donemınin başlangıcında böylc söylenceyc
dayalı bir olayla ortava çıklığına. ancak or-
taçağ manlığı inanabilir. Zatcn eski destan-
IEVRUZ GERCEĞI
KURTLER
• Demirci Kava'nın sekiz oğlu vardır. Bunlardan yedisinin beyni
çıkartılıp yılanlara verilmiştir. Son oğlu da elinden ahnan Kava öfkeyle
Dahhak'ın sarayma gider. Adalet ister ve oğlunun bağışlanmasını sağlar.
Daha sonra / \ d a halkı bu zalim padişaha karşı isyan etmeye ve İran
Şehzadesi /—^^^>^Feridun'unçevresindetoplanmayaçağınr.
lann. halkm çoğunluğunun uydurduğu
olaylann anlatımından başka şey olmadığı
bilinmektedir. Bu söylence öğelerine baka-
rak Kürtlerin dağa sığınan insanlann lopla-
mından oluştuğu söylenemeyeceği gibi bu-
rada anlatılan olaylan da Kürtlere mal et-
menin olanağı voktur.
İranlılarla Araplar arasındaki savaşı
Kürtlerin ısyanı ve özgürlüklerini kazanma-
lan olarak göstenmek. bu belgeleri açık açık
çarpıtmaktır. Aynca Kava'nın Kürt oldu-
ğuna ilişkin hiçbir bilgi, açıklama yokken,
onu Kürt özgürlük harekelinin lideri gibi
göstermek de bu kavnaklan çarpıtmaktır.
Yine Kava'vı yıkan güçlerin Demirci Kava
çevresinde örgütlenen güçler olmadığı orta-
dadır. Kava.iran'da görev alan savaşçılar-
dan birisıdir. Ve destanın anlatımından da
anlaşıldığına göre Kava bu zalim Dahhak'ın
egemen olduğu bölgedeki bir Arap'tır.
İşin daha da ilginç yanı, tarihin karanlık
döneminde meydana gelen ve kesin yılı dahi
bilınmeyen ve tarihteadı bilegeçmeyen kişi-
lerden birisi olan Kava'nın serüvenini Nev-
ruz günü meydana gelmiş kabul etmemiz
için hiçbir bilgı. hiçbir ipucu voktur. Aynca
bu bölgelerde savaşların bahar sonu ve yaz
aylannda yapıldığı da bilindiğine göre 21
Martı bir savaşm son günü veya zafer günü
saymak geleneksel bilgilerle de uyuşmamak-
tadır.
Çağdaş Kürt araştırmacılan nediyor?
Araştınnacılardan Selahaddın Mıhotuli.
Dahhak ve Feridun (Ferhad) söylencelerını
tanhi bilgılerc ılişkilendırmeyeçahşmakta ve
oldukça mantıklı. gerçekçi açıklamalar yap-
maktadır. Mıhotuli şöyle diyor:
yıl yaşadığı ve şehrinin Dıcle kenannda ol-
duğu belırtilmiştir. Bu tarif Asurlar'a uy-
maktadır. Asur krallannın yönetimının bin
yıldan fazla bir süreÖn Asya halklannın ka-
nı ile sulandığını, bunlann Sami (Proto-
Arap) olduğunu. ilk başkentlen Asuru ve
son başkenllerı Ninova'nın Dicle kanannda
olduğunu bılıyoruz. Bu durumda Dahhak'-
ın Asur krallannı temsil ettiğinden başka bir
alternatif yoktur.
Sonuç
Tanhı olaylara bakınca Dahhak. Asur
krallannın içinde simgeleştıği ısım olarak
karşımızaçıkmaktadır. Asurlann vahşetdo-
lu binlerce yıllık yönetimıni ve uyguladıklan
dehşet verici öldürmeleri burada anlatmaya
gerek yoktur. Ancak bu uygulama sadece
Ary a halkı için değil. o dönemdekı Asur hal-
kı dışında bütün On Asya halklarına uygu-
lanmışür. Buna benzer uygulamalar İskitler.
Babil. Mısır ve Pers krallannca da yapılmış-
tır. Ancak bunlann hıçbin Asurîular'ınki
gibi sistemli ve sürekli olmamıştır.
Şehname'de Dahhak'ın Arap olduğu, bin
Nevruz'la ilgili bilgilervebclgelerönyargı-
sız biçimde değerlendinldiğinde şu gerçekler
ortaya çıkar:
a) Nevruz, Doğu halklannın ortak bay-
ramlarından birisıdir. Doğanın ve evrenin
durumundan çıkartılan ipuçlan ile bu özel
gün insanlar arasında bir kutsallık kazanmış
ve özel olarak kutlanmıştır. Acılı değil; se-
vinçli bir günün. bolluğun, verimin sembolü
olmujtur.
b) iran kültürü. egemen ve ileri niteliği ile
bugüne kendi damgasını vurmuş, bugünün
anılmasında kendi öğelerini ön plana çıkart-
mıştır. Zamanla Nevruz. İransal birgörüntü
kazanmıştır.
c) Nevruz'un yalnız Türklere özgü bir gün
olarak gösterilmesi de gerçeklerle uyuşma-
maktadır. Ergenekon ovasından çıkış tüm
olarak destansal birolaydırve gerçekle ilgisi
yoktur Aynca bu olayın 21 martta olduğu-
nu gösteren hiçbir belge ve bilgi yoktur. Bu
sav. bıryakıştırmadan başka bir şey değildir*
ç) Nevruz'un Kürt bayramı olduğu. Kürt
bağımsızlık harekelinin başlangıcı olduğu
yolundaki çok yakın zamanlı ıddialar da ta-
nhi belgelere, sosyolojik ve folklorik verilere
uygun düşmemcktedir. Bazı Kürt örgütleri
tarafından olan değil, olması gereken bir he-
def olarak Nevruz Kürtlere mal edilmek is-
tenmektedir.
Kamuoyunda da Nevruz'un Kürt bayra-
mı olduğu biçiminde son yıllarda oluşan yar-
gı. bu konudaki bilgisizlikten ve yanlış ya-
yınlardan kaynaklanmıştır.
Devlet televızyonu.' resmi görüşe uyma-
yan kültür öğelerini görmezlikten geldiği
için Ne\ ruz gibi. Hıdırellez gibi eski kökenli
bayramlar yok sayılmış. bu durum da bu
bayramlann ya unutulmalanna ya da yanlış
alanlara çekiîmelerine yol açmıştır. Nevruz
bu yanlış yönlendirmeye somut bir örnektir.
Türkıyede basın da bu konuda gerekli iş-
levi yerine getirememiştir. Ramazan gelince
özel sayfalar hazırlatan gazetelerimiz Nev-
ruz gerçeğini araştırmak ve bunu halka an-
latnnak gereğini duymamışlardır.
Ülkemizdeki kültürel erozyonun somut
bir göstergesi de Nevruz çarpıtması ile orta-
ya çıkmıştır. Toplumumuz, kendi kültür de-
ğerlerinden kopartılmakta. ya salt Batı kül-
türüne ya da tutucu nitelikli Islam kültürüne
yöneltilmektedır. Bu durumu yine en somut
biçimde gazete ve televizy on yayınlannda iz-
leyebiliyoruz. Yılbaşı için aylar öncesinden
hazırlık yapan televizyonlar, Nevruz'u,
Hıdırellez'i hiçbir biçimde anmamaktadır.
Bu kültürel yok oluş, devletin kültür politi-
kası ile desteklenmektedir. Devlet resmi gö-
riiş dışındaki kültür öğelerine karşı sindır-
me. susturma. yasaklama anlayışını bırak-
madığı için halk. kendi değerlerini öğre-
nememekte, onu koruyup geliştirememekte-
dir.
N'ev ruz olayı ve Nevruz kavramının çarpı-
tılması. kendi varlığımıza ve kültürümüze
bakış açımızı değiştirmede bir araç olabilirse
yme de h;ıyırlı bir sonuç doğurmuş olacak-
tır.
BİTTİ