22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2SŞUBAT1993 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KULTUR 11 Bostancı ve Kezer anısına yarışma Kffltür Servisi-Sabah Gazetesı. MuammerYaşar Bostancı ile Izzet Kezer adına ödıillü yanşmalar düzenledi. Bostancı adına düzenlenen "HaberÖdülü 93" ve Kezer adına düzenlenen fotoğraf yanşmalanna son katılma tanhi31mart. Konu nırlaması konmayan ^anşmalara, 1 ocak 1992-31 aralık 1992tarihleriarasında yaalı basında yer aian her türlü haber ve fotoğrafla kaülınabılecek. Haber yanşmasının seçici k urulunda, Güngör Mengi, Altan Öymen, Güngör Uras, Özgen Acar, Yazgülü AJdoğan ve Ercan Anklı bulunuyor. Büv ük ödülü 25 milyon olan Fotoğraf yanşması seçici k urulunda da. Şakir Eczacıbaşı, • Mazlum Göknel, Ara Güler, PaulMcMilkn,Aydın ötürk, Umur Talu ve Seçkin Tûresay bulunuyor. ÇDSO'daİtalyan şefADANA (AA)-Kültür Bakanlığı Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası'ru bu hafta vereceği konserlerde. İtalyan şef Francesco Lentini yönetecek. 26-27 şubat konserlerine kemana Cthat Aşkm da solist olarak katılacak. ÇDSO konserlerde, Stramnski'nin Küçük Orkestra için 1 ve 2 nolu Suit'ini, Bach'ın Mi Mınör Keman Konçertosu'nu ve Beedıoven'in 3. Senfonisi'ni jeslendirecek. 'Yagcıbedir Halıları' sergisi BANDIRMA(AA)- Balıkesir'in Sındırgı ilçesinde el tezgahlanndadokunan, tarihi "Yağcıbedir' halılan Bandırma'da sergjleniyor. Tamamen doğal boya ve malzeme ıle hazırlanan hahlarda özellıkle lacivert ve kırmızı renkleri hakim. Ortaiama ömrü 100-150 yıl olduğu bilmdınlen 2 mctrekarelık bir hab, iki kişı tarafından 25-30 gîinde dokunuyor. Grillet Gflndogan Edebiyat'ta Kültür Servisi - Gündoğan Edebiyat adlı derginın 5'inci sayısında, Gürsel Aytaç, lnci And'ın "Olü Erkek Kuşlar" dalı romarunı inceliyor." Bir yazar kendini anlatıyor" bölümünde Afet Ilgaz yer alıyor. Onur Bilge Kula, Şeref Ateş, Nuran Özyer, "'Alman Edebiyatı" bölümünde Sten Nadolny'in "Selim"inı ele aJıyor. Derginin, Fransız Edebiyatı bölümünde, Adeibert Reif in, ünlü romancı ve edebiyat kuramcısı A. Robbe-Grillet ilesöyleşisi, Hint Edebiyatı bölümünde, Korfaan Kaya'nın "Rhampsinitos Öyküsünün Hint Anlatımf * başhklı yaası okunabilir. Özbey'in sergisi Avustralya'da MELBOURNE(UBA)- Karikatürist-ressam Güisen Özbey'in, Avustralya'nın Melböume kentinde açüğı sergi büyük ilgi gördü. Broadmeadows Historical Museum'daki sergi hakkında Avustralya basınında çeşitli yazılar çıktı. 30'un üzerindeki tabloda, "insan haklan" konusu işleniyor.Avustralya'daki üçbuçuk ayhk programjnda. Sydney ve başkant Canberra'da da sergi ler açacak olan Özbey, Melboume'de yapılacak olan "An FestivaF'e de kaulacak. Kaleiçi için kampanya ANTALYA (AA) - Geçen yılın aralık ayında yakılan \ntalya Kaleiçi Sanatevi'nin yeniden kurulması amacıyla başlatılan kampanya sürüyor. Antalya Dağcılık İl Temsilcisi Kemal Göneş, geliri kampanyaya bağışlanmak üzere, "Antik Kentleri ve dağlan" içeren bir saydam gösterisi düzenleyecek. Antalya Sanatçılar Birüği'nde. 27 şubat cumartesi günü saat 17.30'da düzenlenecek saydam gösterisinde, Antalya yöresinin ünlü ören yerleri Seige, Cremna, Ariassos, Sagalassos, tdebessos ve Kyenai ile Bakırdağlan'nın zirvelerinden. Bakırtepeve sedirormanlanyla kaplı Geyiksivrisi'nin görüntülcri yeralacak. Yazınbilimci, çeviribilimci, denemeci Prof.Dr.Akşit Göktürk'ü 26 Şubat 1988'de yitirmiştik Bir çeviri sanatçısı: Akşit GöktürkCEVAT ÇAPAN Kendini bilen bir insan için hayatta- ki en büyük mutluluk kaynaklanndan birinin sevdiği işi yapmak olduğuna inanıyorum. Akşit Göktürk de sevdiği işte başanyla çalışmış. o ender, mutlu kişilerden biriydi. Neydi Akşit Göktürk'ün işi ? Oku- mak- yazmak, öğrenmek- öğretmek, doğru bildiği yolda yılmadan, yorul- madan yürümek. Hem de örnek bir aydın, sorumlu bir yurttaş, parlak bir öğretim üyesi olarak. Çeviri anlayışı İstanbul Cniversitesi Edebiyat Fa- kültesi'nın İngiliz Dili ve Edebiyatı bö- lümüne hemen hemen aynı yıllarda asistan olarak gırmiştik. Bu bolümde uzun yıllar oda arkadaşlığı da ettik. İkimizın uzmanhk alanı da modern İngiliz edebiyatıydı. O, roman konu- sunda ders veriyordu, ben de şiir ve ti- yatro konulannda. Ama İngiliz ede- biyatı dışında da paylaştığımız bırçok ilgi alanlan vardı. İşte bu yakınlığa da- yanarak diyebilirim ki, Akşit Gök- türk, yalnızca derslerinin yetkınliğıyle bile onu tanıyanlann sevgisini ve saygısını fazlasıyla hak etmiş bir bilım adamı, öğrencileri için aydınlatıcı bir yol gösterici, meslektaşlan ıçın güveni- lir bir dosttu. Onun bu çok yönlü ve parlak kışılığıni. yaan ve düşün dün- yamızı inceleyenlerelbetteayn ayn de- ğerlendireceklerdir. Ben burada yalnı- zca Akşit Göktürk'ün çeviri anlayışı, özellikle de, Lawrence çevirileriyle ilgi- li düşünoelerimı açıklamak istiyorum. 'Robinsop Crusoe' ile ilk ödül Yabana bir dilin ve o dilin edebi- yatının uzmanı olan biri için çeviri her zaman vazgeçilmez bir uğraş alanı de- ğildir. Hele yabana dillerden değişik konularda başanlı çeviri yapabilecek yeterince uzman kişiler varsa, belli bir edebiyatın uzmanlan çeviri uğraşını rahatça küçümseyebilirler. Oysa Tür- kiye'de çevin sorunlan çözüme ulaş- maktan uzak olduğu için. asıl işi edebi- yat araştırması olan uzmanlann da olanca birikimleriyle ve büyük bir öz- veriyle çeviri işine sanlmalan gereki- yordu. İşte Akşit Göktürk böyle bir özve- riyle ve öbür sorumluluklanru savsak- lamadan girişti çevirmenlik işine. Önce çevirinin kuramsal yönünü ince- ledi. Bu amaçla gınştiği çalışmalann- da, çeviri derslerinde öğrencileriyle başlattığı verimli deneyımlerinden de yararlandı. Çeviri, dilden dile bir ak- tanm olduğu için Türk. çdebıyatına duyduğu ilgiyi ve sevgiyi ae ömek bir yaratıcılık kaynağı olarak kullandı. Bu alandaki çalışmalannı gazete ve dergjlere yazdığı yazılarla yaygınlaş- tırdı. Türk dilinin gerçek kimliğinı bir bilim ve yazın dili olarak bulması- ndaki çabalara, Türk Dil Kurumu'- nun etkin bir üyesi olarak katıldı. Bir çevirmenin başanstnın bir ölçü- tü de seçüği metinlerin yaşadığı ülke- deki okur- yazarlar için ufuk açıa nite- lite olmasıdır. Akşit Göktürk bu konuda da liuzlıği clden bırakmadı. İlk yayımlanan çeviri kitaplanndan biri ünlü İngiliz şairi ve denemecisi T. S.EUiot'un denemeleriydi. Bu dene- melerden birçoğu özellıkle eleştiriyle uğraşanlar için kaynak danışma me- tinleri oldu. Akşit Göktürk, daha sonraki yıllar- da yoğunlaştığı İngiliz romanı konu- sunda da yalnızca derslenyle ve tanıtıcı yazılanyla yetinmedi : Robüv son Cnısoe çevirisi ve bu çeviri- ye yazdığı önsözle daha büyük bir açıklık getirdi. Roman türünün doğu- şu ve gelişme sürecini F.R.Leavis, Ar- noM Kettle, Ian VV'att gibi bu alanının en yetkin eleştirmenlerinin görüşlerin- den yararlanarak açıkladı. Türk Dil Kurumu'nun 1969 Çeviri Ödülü'nü alan "Robinson Crusoe' ilk kez Türk- çe'ye eksiksiz olarak çevrilmiş oluyor- du. Esin kaynağı D.H.Lawrence Akşit Göktürk'ün önemli çevirileri arasında Francis Bacon'un 'Deneme- ler'iyle Samuel Beckett'ın Mutlu Günler' adlı oyununu da unutmamak gerekir. Bu iki çeviri, onun deneme ve oyun gibi iki ayn türde de aynı ustalık- la sonuç alabileceğinin örnekleriydi. Günümüzde çeviri uğraşının bir bı- lim olduğu görüşünun yaygınlaşması elbette sevindina bir durumdur. Bu görüşün yerleşmesinde Akşit Gök- türk'ün çeviri derslerinin, çeviriyle ilgi- li kuramsal yazılannın ve yaptığı çevi- rilerin büyük bir payı olduğu da yadsı- namaz. Ama çevirinin aynı zamanda bir sanat olduğuna da inanmamızı ge- rektiren birtakım çeviriler varsa, bun- da da Akşit Göktürk'ün emeklerini gözardı edemeyiz. Başanlı çeviride de, yaratıcı birçok uğraşta olduğu gibi bir esin ve heyecan kaynağının gerekliliğinden sözedilebi- lir. Akşit için böyle bir esin kaynağı D.H.Lavvrence'tı. Lavvrence'ın Anka Kuşu adlı secme denemeler kitabına İSTANBUL DEVLET TÎYATROSU Üçözel hafta • 'Ferhat Günleri', 'Kadınlar Haftası' ve- 'Godot Günleri' mart ve nisanda gerçekleşecek. Kültür Servisi - İstanbul Deviet Tiyatrosu, mart ve ni- san aylannda düzenleyeceği üç özel haftada, değişik gös- teriler sunacak. özel haftalann ilki "Ferhat Günleri" olarak belirlendi. Mart ayının ilk haftasında gerçekleşecek Ferhat Günle- n'nde, Naznı Hikmet'in yazıp, Ergin Orbey'in yönctti- ği "Ferhat ile Şirin" ile Yüksel Pazarkaya'nın yazdığı, Raik Alnıaçık'ın yönettiği "Ferhaf- ın Yeni Acılan'' adlı oyun bir- likte sahnelenecek. 8 mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla düzenlenen "Kadınlar Haftasf'nda ise İstanbul ve Ankara Devlet Ti- yatrolan'nca dört değişik oyun sunulacak. İstanbul Devlet Tiyatrosu (İDT), Nezflıe Araz'ın yazdığı. Mustafa Avkıran'ın yönettiği "Savaş Yorgunu Kadınlar"ı, AKM Oda Tiyat- rosu'nda sürekli sergileyecek. Ovun aynca 8-9 mart günleri, Pendik Belediye Tiyatrosu'nda sahnelenecek. İDT hafta içinde de Schot- tenfekTin yazdığı, Engin Cez- zar'ın yönettiği "7 Kadın" adlı oyunu da sunacak. "Kadınlar Haftasf'na Anka- ra Devlet Tiyatrosu da iki oyunla katılacak. Güner Sümer'ın yazdığı, Olcay Poyraz'ın yönettiği "Hüzzam" ile, Tülin Tuıaz Tankut'un yazıp, Baykal Sa- ran'ın yönettiği "Kız Doğdu " hafta kapsamında İstanbullu- lar'a sunulacak. Nisan ayının 3. haftasında gerçekleşecek olan "Godot Günlen", "Godot Günierf'n- de de üç oyun sunulacak. •Önce çevirinin kuramsal yönü- nü inceledi Akşit Göktürk. Çeviri, dilden dile bir ak- tanm olduğu için Türk edebiyatına duyduğu ilgiyi ve sevgiyi de örnek bir yaratıcılık olarak İcullandı. Birkaççizgiyle ben AKŞİT GÖKTÜRK Bir AnadoİD çocuğu, küçük, sapa, uy- kulu kasabalarda gecen : Karavazı (Er- zunım), Detnirkö) (Kırklareli), Karapı- nar (Konva), Reyhanlı (Hata>), Saim- beyli (Adana). Beş kardeşiz. AUam. ben, kiicük kar- deşim, sıtmadan ka\rulu>oruz uzun süre. Taşralı bir memur evinin geçim sıkıntılan gündelik küçük soinçieri, acdan. Babamızdan ne istesek, "aybaşında"- diyor. Annem çok genç yaşta hastalanı- yor. Dokuz on vaşJannda\ını o zaman. Bir daha hiç mleşmiyor. \ atalak anne- mizin bakımı birim çocuk omuzlarunız- da. L ykularunız delik deşik onun inle- meleriyk. Yirmi yıl köfürüm yaşıyor öiümüne dek. Bu durum bütün kardieşle- rimde görünür görünmez izler. eziklik- ler bırakıyor. Babamız hep düşünceli, acıya doy gun. ggene de gülönsuyor ara- da bir. Bugün de öyle. On iki yaşında. yuk kamyonlannın üstünde komşu kentlerc giriyonım. Or- taokul, Anrakva, Adana. Sonra \ an'a döaüyorun tek başıma. Liseyi orda okuyonım. Yalnızhk, aray ış, özieın için- de bir ilk gençlik. Resim yapmayı sevi- yonım o yıllarda. Babam emekli oJunca bütün aile \ an'a döoiiyor. Kitaplar, der- güer. Okuyorum hep. Van Gölü'nün gii- müş kavaklann, çepeçevre karlı dağ- Unn ötesinde büyük, yabancı, değişik dünyaya kanatlanıyor düşJerim. Işıklı, büyûk kenttere. İstânbui'u, ötesini dûşû- nüyorum. Tabta bavullarımız elimizde, Kurta- lan Ekspresine biniyoruz bir gün, birkaç arkadaşımla. Ankara. İstanbul. üniver- site. Büyük kent yalni7İığı. L yumsuz- luk. Sıkıntılı. bunahmlı. yoksul öğrenci- lik yılları. Türkçede, yabancı dilde oku- yorum hep. Yazın. sanat, felsefe, dil • İnsanlarda en çok içtensizlik,heryeni esinti doğrultusunda fırdöndübir değişkenlik, lkg ürkütüyor beni. tarhşıyoruz boyuna. birkaç arkadaşia. Sıkıcı dersierden kapatabildilderimizi yaşama öziimlemeye çalışnoruz, ka- famıza, yüreğimize. Kolay olmuyor bu. Küçük insaniardan, doğadan. sokaklar- dan daha çok şey öğreniy oruz sanki. Çocukluğumdan bu yana çeiremde sık sık gözlediğim, olduğundan başka görünmek. kendine önemU süsü >ermek, başkalanna tepeden buyurmak gibi buylar irkiitiyor beni. Okul günieriade Tann'nın günü saç, şapka, kravat. yaka denetlemesi diye öğrencileri sıraya di- zen, elinde koca makasla, kız erkek de- meden saçlaranızı koyun kırkar gibi kırkan alruı disli okul müdüni, nicemi- zin çocuk bdincinde yıllar yılı bir kara- basan olarak sürüyor. Yıllar ikrdikçe. kendilerini hem dün- yayı, hem insanları düzeltmekle görevli sanan bu tür sözde önemli kişilerin, toplumumuzda tepeden tırnağa birçok kunımda işbaşında bulunduklanna tanık oluyorum. İnsanlarda en çok iç- tensiziik, her yeni esinti doğrultusunda fırdöndü bir değişkenlik, omurgasızuk ürkütüyor beni. Bir yandan bu tür gözlemier sürerken, bildiğîm. öğrendiğim, yaşadığnn her şeyi, kafamm yüreğitnin yettiğince, ken- di çabamla ediniyorum. Bu koşuDarda otabâdigince. Eşim Angela'nın katkısi büyük oluyor. Ydlardır, her yeni başlan- gıçta, her aşamada hep yürekiendiriyor beni, destek oluyor. Kannca karannca, yazıyoruz, çiziyoruz. öğretiyonız. Kızun Deniz, öğrencilerim, çocuk- lanmız, sevgi içinde, erdemi, hoşgöriiyü. içtenliği, açıkyürektih'ği, inancia yûcelt- sinler isterim. İnsana saygı, her türlü yapmacıgı, çıkarcılığı, ikjyâdü buyur- ganuğı kovsua Gönlüınde üstüne n'treyerek büyüttü- ğüm umut budur. (Çağdaş Türk Dffi, Nisan 1988) yazdığı önsözde Akşit onu şöyle tanıtı- yordu : Özgön İngiliz yazan "D.H. Lawrence, yüzyılımızın ilgiy- le okunan. değen en çok tartışılan, üzerine en çok yazılıp çizilen birkaç büyük yazanndan biridir. Ölümünden bu yana geçen otuz altı yıllık süre için- de kıtaplan bütün önemli dillere çev- rilmiş, gerek yaşayışıyla, gerek yapıtla- nndaki başansıyla. gerekse genış et- kisiyle, yirminci yüzyıl yazınında sağ- lam bir yer kazanmıştır. Kendini bun- ca değişik yazı türünde dile getiren, el attığı her türde böylesine özgün, aşıl- maz bir başan sağlayan bir İngiliz yazan daha yoktur, dcmek hiç de aşınlık olmaz. Aşağı yukan yirmi yıllık sanat yaşamı boyunca hem ro- mana, hem öykücü, hem ozan, hem düşünür, hem eleştirmen, hem dene- meci olarak sesinı duyurmuş, ölümün- den sonra derlenip yayımlanan mek- tuplan da, en ilgi çekici mektup yazar- lanndan biri olduğunu tanıtlamıştır. Bu türlerden her birindeki etkinliği, ötekilerdeki başansını engellememiş, bunca dağınık bir alana yayılan yapıt- larda dile gelen soluk, gücünden, yo- ğunluğundan hiç bir şey yitirmeden, bu yapıtlan bir arada tutan başlıca et- ken olmuştur." Sansür tuzağına karşı Gerçekten, Lavvrence'ın sanayileş- menin, kentleşmenin tekdüzeleştırdi- ği, yozlaşurdığı İngiliz toplum hayatı- na karşı öfkeyle karşı çıkışı, sevgiyi so- yut ve etkisiz bir duyguculuğa dönüş- türen Hıristiyan ahlaka başkaldınşı; bunun yerine canlı insanı yaratacak bir ten ve kan duyarlığınm sözcülüğü- nü etmesi, onu Akşit Göktürk'ün de bir yol gösterici olarak benimsenmesi- ni sağlamıştı. Bu konuda, yayın dün- yasının çığırtkanlığına ve bağnaz ah- lakçılann düştükleri sansür tuzağına karşı da cephe almak gerekiyordu. Ör- neğın, cinsel aşkın roman türündeki en başanlı örneklerinden biri olan Lady Chatterley'in Sevgflisi'ni muzır kunılu kafalı sansürcülerin ve 'müstehcen edebiyat' simsarlannın tekelinden kurtarmak bu yolda atılacak bir adımdı. Bu romanı Lavvrence'ın şiir- selliğine denk düşen bir dille Türkçe'ye kazandıran Akşit Göktürk bu güç işin de üstesinden geliyordu. Güzellik ve doğruluk Akşit. 'Aftka Kuşu" ıJe "Lady Chat- terley'in Sevgilisi'nden başka Lavvren- celülaplannı da çevirmek isterdi. Ör-' ^eğın. çok sevdiği Gökkuşağf nı, Seven Kadmlar'ı Thomas HardŞ ve romanla ilgilı başka denemelerini ve baa mek- tuplannı. Buna ne yazık ki, vakit bula- madı Ama çevırdikleriyle bile, okur- lanna onlann hayatlannı zengınleşti- recek, onlan birlikte yaşadıklan insan- lara, çevrelenndeki dünyaya daha du- yarlı, daha canlı kılmada yardıma ola- cak bir yazan tanıtmayı başardı. Yaptığı öbür işlerdeki gibi, Lawrence çevirilerindeki güzellik ve doğruluk da onu yaşatan ve yaşatacak güçte ve yo- ğunluktaydı. Son çalışmalannı Bilim Sanat Galerisi'nde sergileyen Ekrem Kahraman 'Cinsellik kendini arayıştır 9 AIVILAL 'Boşluklann, sonsuzluklann ressamı' olarak tanınan Ekrem Kahraman, Bilim Sanat Gale- risi'nde açtığı son sergisinde bu kez çok daha değişik bir çalış- mayla karşımızda. Kahraman, bu sergisinde resimlerinde yer alan sevişen kadın ve erkek fı- gürleriyle cinselliği anlatıyor. Cinsellığin en doğal ve yay- gın bir yaraücılık şekli. sevişme- nin hayatın bir bütün oiarak dönüştürüldüğü en insansal ey- lem biçimi olduğundan yo'la çıkan ressam, 'Dünyanın biyo- lojik düzeni iki cins arasındaki birliktelikle devam ediyor. Be- nim resimlerim bir bakıma in- sanlann çiftleşmesine, sevişme- sine bir yüceltme, bir övgüdür" diyor. Resimlerinde yer verdiği ko- nulara sanat anlayışının da et- kisiyle biraz tannsal ve idealıst olarak yaklaşıyor Ekrem Kah- raman. Sanatçının sevişen in- sanlan resimlediğı erotik yapıt- lannda figürlen hep tannlara, tannçalara benzeyen idealleşti- rilmiş kadın ve erkekJer. Kah- raman, kadın ve cinselliği bir erkeğin bakış açısından anlattı- ğını söylüyor. "Cinsellik bir insanın kendi kendisini aramasıdır" diyen sa- natçı. bütün dünyada çok önce- leri önem kazanan, ön plana ge- çen cinsellığin Türkıye'de yeni yeni gündeme geldiğine değinı- yor. Resimlerinde cinselliği bu son sergisinde olduğu kadar açık olarak hiç ele almadığını. bunun da hem erkek, hem birey olarak, hem de içinde yaşadığı toplum olarak belli bir aşama- ya gelinememiş olunmasından kaynaklandığını söyleyen sa- natçı, artık bu olgunluğa ulaştı- ğını belirtiyor: "Sanat ve cinsel- lik, pazarda metalaştınlmış bu iki olgu bir araya geldiğınde çok kolay pazarlanabilecek bir meta halıne gelıyor. Daha önce Türkiye'nın koşullannın uygun olmaması dolayısıyla da bu ka- dar doğal ve insana ait bir ey- lcm olarak algıladığım cinselliği Göktürk'e Saygı' Kültür Servisi- Adam Yayınlan, ölümünün 5. yılında 'Akşit Göktürk'e Saygı' adlı kitap yayınladı. Fazıl Hüsnü Dağlarca nın Göktürk'ün için yazdığı şi- irle başlayan kitapta, 'öğ- rencılik yıllan' ndan Musta- fa Canpolat, Gürel Öğtit, Güngör Dilmen, Onat Kut- lar, ıVlemet Fuat, Arslan Kaynardağ, Eray Canberk, Sait Maden, Oktay Akbal, 'iş arkadaşlan ve öğrencile- ri' bölümünde Berke Var- dar, Mina Urgan, Berna Moran, Cevat Çapan, Tah- sin Yücel, Prof.Dr.Nezahat Baydur, Prof.Dr. Jale Bay- sal, Prof.Dr.Oya Başak, Edward Foster, Ayşegül Yüksel, Veysel Kılıç, Nazan Aksoy, Bülent Aksoy, Nesii- han Uraz, özcan Kabakç- ıoğlu, Sibd KamtsJımn, 'Türk Dil Kurumu'ndan dostlan' olarak ömer Asım Aksoy, Emin özdemir, İsmetZeki Eyüboğlu, Prof. Dr. Şerafettin Turan, Sami Karaören. Adnan Binyazar ve Sevgi Özel "ın yazılan yer alıyor. 'Çevirmen ve çeviri ku- ramcısı olarak Akşit Gök- türk' bölümünde ise Çevat Çapan, Tomris Uyar, önay Sözer. Sadık Göksu, S^er- pil Savcıoğln, Nilüfer Kuru- yazıcı, Suat Karantay, Sa- liha Paker, Füsun Akatlı, Ahmet Cemal, O.Senemoğ- lu, Ayşe Nihal Akbulut un . 'Dil, yazın, sanat kuraması olarak Akşit Göktürk' üze- rine de Adnan Binyazar, Ünal Aytür, Nesrin Kasap, Berna Moran, Enis Batur, Tahsin Yücel, Nazan İpşi- roğlu, Nilüfer Kuruyazıcı, Dilek Doltaş'ın yazılan bu- lunuyor. KJtabm son bölümünde de Akşit Göktürfc'ün yaa- lanndan seçmeler yer alı- yor. Bakanlıktan yeni yasa taslağı Sanatayatınm vergidenmuafANKARA (AA) - Kültür Ba- kanlığı, kültür ve sanat yatınm- lannı da vergj muafıyetinden yararlandırmaya hazırİaruyor. Kültür Bakanlığı, kültür ya- şamıyla ilgili bir "reform pake- ti" hazırladı. Pakette yer alan yasa taslaklanndan baa Ian, kurumlar ve gelir vergisi ka- nunlannda değişiklikler yapıla- rak, kültür yaşamına maddı kaynak sağlamayı hedefliyor. Gelir Vergisi Kanunu'nda değişıklik öngören taslağa gö- re, Mıllı Eğıtim. Sağlık ve Spor bakanlıklannın yararlandığı vergi muafiyetı kapsamında Kültür Bakanlığı'nın yaunm prograrrunda bulunan ve aynı zamanda, onayladığı bir proje- yi üstlenen özel sektör, vergj muafıyetinden yararlanacak. Taslak, kültür ve sanat yaşamı- nı canlandırmak, sanat eserleri- nin topluma yansımasını ve böylece genç kuşağın estetik de- ğerlerle büyümesini sağlamayı amaçlıyor. Kurumlar Vergisi Kanunu'n- da değişiklik öngören yasa taslağmda ise, Belediye ve diğer kamu kurumlanna, yaptıklan her yatınmın yüzde 3'ü ora- nında bir sanat yatınmı yapma zorunluluğu getirihyor. Buna göre kurum. yaptığı yatınmın yüzde 3*ü oranında bir rölyef, duvar resmi ya da bir plastik sa- nat eseri yaptırma zorunlulu- ğunda olacak. Sanatçının sevişen insanlan resimkdiği yapıtlannda figürler ideaJleştirilmiş kadın ve erkekler. yapıtlanmda anlatüğımda onun rahatlıkla ucuzlatılabile- ceği kaygısı vardı. Çünkü bu iki tavır arasındaki sınır çizgisi çok incedir. Ben şimdi kendimde bu konuyu calışabilecek yetkinliği hissediyorum." köyünde doğmuş, köy kültürü içinde yetişmiş, tarlalarda işçi olarak çalışmış fakir bir ailenın çocuğuyum. Çukurova resim- leri yaparak başladım işe. Res- mim bir bölgeydi önce. Sonra ulusal bir kimliğe dönüştü. Da- • Son sergisinde diğer çalışmalanndan farklı olarak 'cinsellik'ten yola çıkan Ek- rem Kahraman, 'resimlerim bir bakıma insanlann çiftleşmesine, sevişmesine bir yüceltme, bir övgüdür' diyor. Kahraman'ın ressamlık serii- veni de bu olgunluğa ulaşınca- ya kadar ilerlediğı yolu, kendi- sinin deyimiyle 'köy kültürün- den" 'burjuva kültürüne' geçişi- ni yansıtıyor: "Tarsus'un bir ha sonra da evrensel bir kimli- ğe. Bu da bcllı bir kültür biriki- mınin doğal sonucuydu. Şimdi öyle bir yerden gelip sevişen nü figürlen yapmak çoğu insana ters geliyor. Ama benim yaşadı- ğım köyde de cinsellik var. 'Ek- rem Kahraman Çukurova re- simleri yaparken niye yani çok daha üst kesimde birinin yapa- bıleceği sevişme resimleri yapı- yor' deniyor. Ben sevişmiyor muyum? Benim böyle bir.iste- ğim yok mu?" "Eskiden boşluklann ressa- mı ıken şimdi nasıl oldu da bun- lan yapıyorsunuz?" şeklindekı tepkilere, yine eskisi gibi boş- luklann resmıni yaptığını, son- suzluklan çalıştığını söyleyerek yanıt veriyor sanatçı: "Hangi konuyu çalışırsam çalışayım, o boşluk ve sonsuz- luk duygusu, sende olan o heye- canın karşılığını bulamama duygusu hep var. iki cins ara- sındaki cinsellik isteğinin doyu- rulması da bazen ınsanda umutsuzluk hissini. boşluk duygusunu yaratıyor." İranh diplomatlardan tepki SalmaııRüşdü IVIajorla buhışacak LONDRA (AA) - İngiltere'- deki İranlı dıplomatlar. Başba- kan John Major'ın "Şeytan Ayetleri"nin yazan Salman Rüşdü ile görüşme karannın, ölüm fetvasmın kaldınlması bir yana "Tahran'ın tavnnı daha da sertleştireceği" uyansında bulundular. Adlan açıklanmayan İranlı diplomatlar, İngiltere hüküme- tıni aynca ölüm fetvası konusu- nu yeniden gündeme getirmek- le suçladılar. "İngiliz hükümeti bu konu- nun çözümü için hiç dc yardım- cı olmuyor" dıyen bir İranlı dıplomat, Rüşdü'nün gecen hafıa İngiltere Dışışlen Ba- kanlığı'na çağnlarak Bakan Yardımcısı Douglas Hogg ile görüşmesının ardmdan şimdi de Major ile görüşmek üzere Downing Strect'e davct edildi- ğini anımsatü ve "Önce Hogg, ardından Major. Sırada kim var? Kralıçe mi?" diye sordu. Bu arada The Independent gazetesi İngiltere Dışişleri Ba- kanlığı'nın fetva konusunda yaptığı son değerlendirmesinde Iran'a baskı yapmanın sonuç getireceğine inandığını savun- du. îran'ın eski dini lideri Ayetul- lah Humeyni tarafından dört "yıl önce hakkında ölüm fetvası verilen Hint kökenli İngiliz ya- zar Salman Rüşdü, hafta so- nunda BBC ile yaptığı görüş- mede, Major ile görüşmesinin İran'a karşı iyi bir mesaj ola- cağını söylemiş. Başbakan- lıklan önceki gün yapılan açık- lamada Major'ın Rüşdü ile gö- rüşmeyi kabul ettiği bildirihruş- ti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear