25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17 ŞUBAT1993 ÇARŞAMBA DIZIYAZI Doktor Çağlar Kırçak, 'Atatürkçülüğün' yılmaz savunucusunu kaybettiklerini belirtti Uğur Mumcu içîmizde bir aıııttır ^ ağlar Kırçak, Uğur Mumcu'yu anlaiıyor: 1960'lıyıl- lann başlannda tanıdım Uğur'u... O günlerde 27 Mayıs hare- katına yöneltılen saldınlar karşısında 1962'de kurduğu- muz 27 Mayıs Mılli Devrim Derneği'nin ılk üyeleri arasında pınl pınl, gencecik bir hukuk öğrencisi de vardı.. Uğur Mum- cu'ydu adı... • Dürüst bir solcuydu. Atatürk ilkelerine yürekten bağlıydı... Gericilerle ağız birliği yapan kimi şizofren solcular gibi Atatürk'ü ve Kurtuluş Savaşı'nı yadsımak gafletine hiçbir zaman düşmedi. A R K A D A Ş L A R I UĞUR MUMCU'yu A N L A T I Y O R B öyle tanıştık ve otuz yıl- Iık bir zaman dilimi içınde kar- şılıklı sevgi ve saygımız her gün bıraz daha pekişerek O'nu yitir- dığimiz güne değin sürdü dost- luğumuz. • 12Martçılar . hukuk mezu- nu Uğur Mumcu'ya as- kerliğinierola- rak yaptırdılar. Bu haksızlığa Mumcu, gül- mece açısından bakmıştı. Çok sağlam bırmantığ) vardı Uğur'un... "Atatürk ilkelerinin çiğnenmesı karşısında bir ulu- sun vicdanında uyanan kaygı- lann tepkısınden doğan 27 Mayıs harekatının" her zaman savunucusu oldu. 12 Mart ve 12 Eylül darbelerini ise kaygıyla karşıladı ve bu dönemlerdeki baskılan. hukuk dışı, insanlık dışı uygulamalan kaygıyla izle- di; zıpkın gibi kalemıyle de- mokrası ve hukuk düşmanlan- na karşı savaş verdi. büyük saygısı vardı. Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde Batı emperyalizmine karşı ger- çekleştirilen ulusal Kurtuluş Savaşfmıza toz kondurtmazdı. Sağlam bir sol mantıkla, "yolu- muza Atatürk"ün bıraktığı yer- den devam etmemız" gerektıği- ne ınanırdı. Eksantrik düşünce- lerin daıma karşısında oldu. Çok cesurdu Uğur... \^ eyrek yüzyıllık gazeteci- lik ve yazarlık yaşantısında tüm karanlık güçlerle. faşistlerle. ge- ricilerle, silah kaçakçılanyla. mafya babalanyla, aydın geçı- nen döneklerle korkusuzca sa- vaştı. Boyalı basının allame yazar- lan. Istanbul'daki görkemli da- ırelerinde. Boğaziçi'ndeki villa- lannda, milyonlarca lira maaş- la viskili, havyarlı tatlı yaşantı- lannı sürdürürlerken. Uğur. öl- dürüldüğü Karlı Sokak'takı bodrum kaıında. yıllarca ölü- mün kalleş namlusunu sırtında du\arak, ama savaşımından zerre ödün vermeyerek yaşadı. O'nu hep uyanrdık... O'- na bir kötülük vapılacağı endi- şesiyle. "Kendine dikkat et Uğur, bu adamlardan her şey beklenir" dediğımde sanki so- runu bilı>ormuşçasına kederli, kederli gülümser ve ses çıkar- mazdı. Çok yardımsever, çok cö- mert bir kişiliği vardı. Bir derdi- nız, bir sorununuz, bir hastalı- ğınız olmasın, Uğur'u bulurdu- nuz yanınızda... Şimdi, O'nun unutulmaz bir davranışını dıle getırmeyi kendim için bir na- mus borcu sayıyorum: 12 Eylül döneminde, 12 Ey- lülün Atatürkçüleri (!) tarafın- dan S.S.K. Ankara Meslek Hastalıklan Hastanesi başhe- kimliği görevınden alınmış ve işsiz bırakılrruştım. Hastaneyı de darmadağın etmişlerdi. Çok zor günler geçiriyordum Bu zor günlerimde yanımda bir tek Uğur'u buldum. Hiç de geniş olanaklara sahip olmadığı hal- de bana parasal destek vermek istemişti. Ve birkaç kez de üste- lemişti konuyu... İşte, bunu hiç unutamıyorum ve yaşadığırn sürece unutmayacağım... O, bir karagün dostuydu.. u ğur Mumcu, artık ici- mizde bıranıttır.. Budünyadan aynlacağımız güne değin o anıtı her gün çiçeklerle süsleyeceğiz. 12 Martçılar. hukuk fa- kültesi mezunu Uğur Mumcu'- ya askerliğini er olarak yaptır- dılar Bu haksızlığı soğukkanlı- lıkla karşılamış ve olaya gülme- ce açısından bakmıştı. Sakı- ncalı Piyade adlı yapıtı bu yak- laşımın ürünüdür. Mustafa Kemal Paşa'- nın önderlığin- de Batı emper- ' yalizmine karşı gerçekleştirilen Kurtuluş Savaşımıza asla toz kon- durmazdı. _ _ Dürüst bir solcuydu. Atatürk ıJkelenne yürekten tfâğlıydı... Geririİerle ağız birli- ği yapan kimi şizofren solcular "gibi Atatürk'ü ve Kurtuluş Sa- Vaşı'nı yadsımak gafletine hiç- bir zaman düşmedi. K okuşmuş bir hanedana son veren, laik Türkıye Cum- huriyetı'ni kuran, Latin abece- sini getian, Türk dilini Arapca ve Farsçarun boyunduruğun- dan kurtaran ve Türkiye'ye ya- şadığımız çağın pencerelerini açan Mustafa Kemal Pasa'ya Uğur Mumcu "Sakıncalı Piyade" olarak biriiğinde. Uğur Mumcu "Sakıncalı Pi\ade" o>ununun galasında. Eski Sümerbank Genel Müdürü Tapan, Mumcu'nun her zaman 'tarafsızlığını' koruduğunu söyledi Türkiye'nin ona uzun yıllar ihtiyacıvardı • Eski Sümerbank Genel Müdürü | Erkan Tapan, ANAP'tan Çankaya Belediye Başkanı adayı oluyor. Seçim sloganlan Mumcu'nun evinde haarlanıyor. j Kazanamıyor Tapan. Bu kez milletyekiÜıği seçimlerine katıüyor, yine ANAP'tan. Seçimi kaybediyor. Tapan'ın yarunda ANAP'b arkadaşlan değil, Mumcu ve iki hukukçu arkadası vardır, A. ine, Deneme Lısesi'n- de başlayan bır arkadaşhk. Bu kez. politik farklıhklar söz konusu. Erkan Tapan, ilerleyen yaşlannda Turgut Özal'a ve onun poliükasına inanıyor. Uğur Mumcu ise tam tersıni savunuyor. Ama bu, arkadaşhğı bozmuyor. Eski Sümerbank Genel Müdürü Erkan Tapan, ANAP'tan Çankaya Beledi- ye Başkanı adayı oluyor. Se- çım sloganlan Mumcu'nun evinde hazırlanıyor. Kaza- namıyor Tapan. Bu kez mil- letvekilliği seçimlerine katılı- yor, yine ANAP'tan. Ter- cihli oy sistemi, ilk sırada ol- masına karşın seçimi kay- bettıriyor Tapan'a. Sonuç- lan, çocukluk arkadaşlan Ercüment Ulay'm bürosun- da izliyorlar. Tapan'ın yanında ANAP'lılar; arka- daşlan değiL Mumcu ve iki hukukçu arkadası vardır. A apan. herhangi bir iş girişiminde, Mumcu'ya danışır. Bilgisine ve deneyi- mine güvendiğindendir bu. Mumcu, yeni aldığı bir bil- ginin doğruluğunu, geçmişte konuyla ilgili birikimiyle sınar. "Şu şirket ya da kişi- nin adı" der Tapan'a, "Geç- mişte şu kaçakçılık olayına kanşmıştır." Genel Müdür- lüğü döneminde de Sümer- bank'la ilgili yolsuzluk sav- lan ortaya atılmıştır Tapan'- ın. Araştınr Mumcu, arka- daşlığa karşın yansızlığını koruyarak. ğur Mumcu, bir ka- çakçılık olayının peşindedir yine. Kaçakçılığa kanşan şırketin genel müdürlüğün- dedir Tapan da. İsviçre'ye gider, yanında Rauf Tamer de vardır. Tapan, Mercedes marka arabayla karşılar Mumcu'yu. Tamer sorar, "Bunlar kim" diye. "Bizim teşkilatın adamlan" yanıtını alır. İsviçre'de, hiç bilmediği bu ülkede, kimsenin, arka- dası Tapan'ın yardımmı bile almaksızın kaçakçılann baş- lanna ulaşır. görüşür Mum- cu. A. apan, ölümünden dolayı Mumcu'ya olan kız- gınlığını gizleyemiyor. 80-90 yaşına kadar yaşaması gere- ken binnin, böyle ölümüne sivrilmesine. şimşekleri üze- rine çekmesine öfkeli. Bir de çalışmalannı kaldığı yerden sürdürecek bırinı yetiştırme- mesini bağışlayamıyor. Memleket içinde her tür kul- lanıma açık bilgiye sahip bir insandı ve o bilgi kaynağı kesildi artık. ¥ « n n : Önder P e k c a n , Saml Crürtürk, Ömer Clravoğlu UMCUNUN ALBÜMÜNDEN Mumcu, okul sıralarında futbola meraklıydı. Galatasarav taraftan olan Mumcu, kalesini konıduğu Ankara DenemeLisesi 'nde kurtarışları ile alkış alırdı. Daha sonra üniversite yaşamı onun spordan uzaklaştırdı. Gazetecüik yaşamı boyunca yazdığı kitaplarla ses getiren Mumcu, imza günlerinde en çok aranan isimler arasındaydı. Mumcu, mütevazı aile >aşanttsından da bir an olsun uzak- laşmadı. Ona ya bir yakının mutlu bir gününde, ya da Deneme Lisesi'nin akrivitelerinde rastlayabilirdiniz. POLTTIKA VE OTESI MEHMED KEMAL Bde Ne Var?.Numune Hastanesi ile Halkevi arasında kalan cadde- nin köşesinde bır ılıca vardı, "Uyuz Hamamı" derlerdi. Suyu deri hastalıklarına iyı geldiğı için bu adı vermişler- di. Uyuz hamamının bir tür kükurtlü suyu ünlüydü. Has- taneye de (Numune) Cumhuriyet döneminde örnek olsun diye bu ad verilmişti; sıracalı hastalar bu suda yı- kandılar. içlerinde iyileşenleri çoktu. Nedense sonra o yörede büyük yapılar konduruldu. Dil/Tarih, Mavi Hasta- ne, Hacettepe hastaneleri uyuz hamamını örttü. Dahası hastane yok olup gitti. Yerine Tarıh Kurumu ve basımevi konduruldu. Bir gun mimarıyla tanıştığımda suyun ne olduğunu sordum: "Suyu bir boşluğa verdik" demişti. Oysa o yıllarda ülke büyük bır yakıt krizi içindeydi, hastaneler bile ısıtılamıyordu. Eğer ılıcanın sıcak suyu ısıtmada kullanılsa, belli yerler ısıtılabilirdi. Düşünen ol- madı. Çevresindeki birkaç tepeyı dikkate almazsanız Anka- ra bir düzlük içındedir, Haymana Ovası'na değin uzanır. imar planını yapan Yansen, kentin taş çatlasa üç bini aş- mayacağmı söyler. Suyuna Çubuk Barajı, havasına da Mürtet Ovası yeter sayılır. Oysa bundan birkaç yıl önce kent dünyanın en kirlisiydi. Bugün Istanbul'dan da temiz bir kenttir. Ekolojı uzmanlarımız buna tanıklık ederler. istanbul temizlikte sondan üçüncü geliyor. Nasıl da meydan okuyor? Hava kirliliği yuzünden kent mi değiş- tırsek, ne dersiniz! Geçende radyoda, televizyonda, gazetelerde haber verdiler. Ankara elli yıl içinde bir çöle dönecekmiş... Sa- dece Ankara mı? Ulkenin 50 yıllık bir ömrü kalmış. Elli yıla varmaz, çole dönecekmişiz. Bütün toprakları seller, sular alıp götürecek. yenileri yerine gelmediğinden ola- cakmışız bır çöl!.. Ne yapalım, 25 yıllık Istanbul'dan son- ra yeniden Ankara'ya mı göçsek!.. Nereye gitsek orayı çöle çevirdiğimiz bellidir. Orta Asya'dan Anadolu'ya gelmeyle övünürüz. Orta Asya'yı kuruttuktan sonra buralara duşmüşüz Becerimiz, geldi- ğimizyeri kurutup çöleçevirmek oluyor. "Dörtnalagelip uzak Asya'dan" diye fıyakalı söz yetmiyor. Bundan 25-30 yıl önce çevre kırliliğinden söz etmek bir fantezi gibi gelirdı. Şair Şınasi Özdenoğlu'nun çevre kirlenmesi konusunda kürsuye çıkıp konuşmasına, ki- mileri, "Bu şair de neler söylüyor" diye gevrek gevrek güler- di. Dostum özdenoğlu, Meclis'e derdini anlatamadıktan sonra yurttaşa nasıl anlatırdı?.. Bugün Ankara, ıthal kö- murü ve doğalgazla övünüyor. Ankara'yı kirden temizle- yen Murat Karayalçın, kirli gökyüzunü mavilerle arındır- mıştır. Hele metro sıkıntısından da bir kurtulsa, bizim gibi eskiler, yeni kenti tanımaz olacaklardır. Akatlar'da oturuyorum, on yılı aştı. Ilk günlerde çevre yolu ve otoyol yoktu. Karanfilköy ve Armutlu dolayları tertemiz tepeciklerdi. Gecekondular tek tüktü. Sabah kalktınız mı mis gibi bir havayı solurdunuz. Bugün geniz- lerinizi kazıyan linyit dumanıdır. Hele pencereyi de ge- ceden aralık koymuşsanız dumanaltı olmuşsunuzdur. Öksürük bir yandan/tıksırık öte yandan.. Çevreciler sadece sosyolojik değil, politik de bir güç oldular. Eğer örgütlenirlerse politik bir güç olmaları iş- te» bile değildir. Batı'dagüçlerinigösteriyorlar, Doğuda onlara özeniyor. Gecekonducular nasıl ekonomik bir güç oldular. Yıl- larca önce tepelere gelişigüzel konmuş bahçeli gece- konduların ederi bir milyarı aşkındır. Mamaklı bir dos- tum anJatti, Çevre yoluMamak sırtlarını kuşatmış. Daha şimdiden bîrkaç dönümlük bır gecekondu arazisinin tu- tarı bir milyar ediyormuş... Kondusu milyar edenler neden oy vermesinler! Solculann elinde verecek ne var? Tersine, almaya kalkarlar, bir şey vermezler... BULMACA SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Barrie'nın yazdığı. co- cuk edebiyatının klasikle- rinden biri olan ünlü yapıt. 2/ Halk şairi... Üzüntü. 3/ Kokmuş hay- van ölüsü... Boksta vuru- lan bir yumnık çeşıdi. 4/ Bir nesneye zorunlu ola- rak bağlı olmayan ve onun özünde bulunma- yan nitelik... Yiğit. 5/ Çabuk kurumasını sağla- 8 mak amacıyla boyaya g katılan madde. 6/ Tann- tanımaz... Hatay ilinde bir ırmak. 7/ Bir tür kâğıt süslemecılıği...Bay- rağın uçkurluk karşısındaki kena- n. 8/ Antalya Korfezı'nin güney- batısında bir koy ve burun. 9/ İzmir'in birilçesi... Bir zaman biri- mi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Anz Nesin'in bir anı kitabı. 2/ Başlangıcı olmayan... "Kimseden ümmid-i feyz etmem, dilenmem perr ü —" (Tevfık Fikret). 3/ Tıp dilinde kalp atımının hızlanmasına verilen ad. 4/ Hayvanlara vurulan damga... tnsanın yaradılış özelliği. 5/ Bır ans çörek... Balık yakalama araa. 6/ Tatlı su levreğı... John Dos Passos'un üç kitaptan oluşan roman dizisı. 7/ Telefon sözü... "Giysi" an- lamında argo sözcük. 8/ Dışa vuran sevinç... Erkek ördek. 9/ Yapraklan yaz kış yeşil kalan, beyaz çiçekli bır ağaç. UĞUR MUMCU'yu saygıyla anıyoruz. İnsan haklannın, Atatürk devrim ve ilkelerinin savunucusu öğretmenler N.AVDOCDU. N.ARAN. Ö.ARTAÇ. S.ALMAS. L.AKÇA, S.AKBATUR. G.4RTEL. C.ALKAÎV. E.AKMAN, A.AYDINALP. Y.ALTI'NAY. S.AKSU. A.BEYAZIT. F.BAŞOL. K.BEK. W.R.BOWER. t.BEKMEZCİ. E.BUĞDAYPINARI, N.BAŞER, B.BAŞARAN. A.BODLR. F.ÇINAR, Y.CİVANER, F.ÇANK4YA, G.DEMİR. B.DEMİRCİ. F.ELİOCLL. K.G.ERDOĞAN. M.ERSU. A.ECEVİTOGLL, Ş.ERTLRK, H.ERGUVANLI, Ş.GÜVEİVÇ, H.GLNER. O.GENÇTÜRK, E.GÜLERMAN. İ^ÜREL. B.HAŞLAMAN, S.İLDEŞ, Y.KESKİN. A.KARAKAŞ. T.KOÇGÜNDLZ, H.KOÇ. F.KOÇ. C.KAPLAN. S.KARAMANOGLU. B.KARADAĞA. A.KARAKAŞ. F.KİRKÇl OĞLL, B.MELÎN. A.MALKOÇ. S.MOLVA. T.\4İPOĞLU. G.OKSLZ. V.ÖZTLRK. H.OZTİ'RK. S.OLCAY. C.OKATAN. N.OKÇABAL. T.PAMUR. 1.SARIKAYA, Ö.SOYER. D.ŞİRANLR. R.ŞAHİN. M.TLRAN, G.TÜZÜN. G.TAŞÖZ, M.TECİMEN. S.TÜRET, J.THAI^. A.LRAL, 4.ULIDLZ. S.LYSALER, İ.YILMAZ. S.YLCEL. M.Y1LDIZ. S.YALÇIN. B.YAYKIN. T.YAZAL. N.YÖNEYMAN. N.YILMAZ. S.ERDOCAN
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear