25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 ARALIK1993 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Işd Kurultayr'na mesajyok • ANKARA (ANKA)- Türk-İş'in 4 kasımda Adana'da yaptığı İşçi Kurultayı'nda. gönderdiği mesajlar okunurken yuhalanan Başbakan Tansu Çiller. SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın ile bakanlar, geçen gün Sıvas'ta yapılan Işçi Kurultayı'na mesaj göndermediler. Türk-Iş Genel Teşkilatlanma Sekreteri Sabri Özdeş, ANKA'ya Sıvas kurultayı için tüm siyasilere davetiye gönderdiklerini bildirdi. Adana kurultayı için davetiye gönderdikleri herkesten kutlama meşajı aldıklannı hatırlatan Özdeş, Adana'nın aksine Sıv as kuruliayı için tek bir siyasiden kutlama mesajı gelmedığini bildirdi. RP'den Meclis araşörması • ANKAR A (ANKA) - RP Konya Milletvekıli Mustafa Ünaldı. Türkiye'de her çocuğun lOOOdolarborçlu doğduğuna işaret ederek dış borçlarla ilgilı Meclis araştırmaşı açılmasını istedi. Mustafa Ünaldı ve arkadaşlan tarafından haarlanıpTBMM Başkanlığı'na sunulan Meclis araştırma önergesinin gerekçesinde. bütçede en önemli konulan dış borçlar ve borçlanma gereğinın oluşturduğu belirtildi. Gerekçede. günümüz itibanyla maksimum düzeye uJaşmış ve hergecen gün daha da artmakta olan borçlann kaba bir hesapla her Türk vatandaşını bin dolarcivannda yük altına soktuğuna işaret edılerek "Başka bir deyişle ülkemizde her yeni doğan bebek. bin dolarborçlu olarak dünyaya geliyor" denildi. Çiller tek lider olma hevesinde' • ANKARA (ANKA)- DYP'den istifa eden İstanbul Milletvekili ve Çevre eski Bakanı Bedrettin Doğancan Akyürek. istifa gerekçesini Başbakan Tansu Çiller'e bağlayarak "Çiller hiçbir şeyi bılmiyor. Buna rağmen tek lider olma hevesinde" dedi. Bedretün Doğancan Akyürek parlamentoda düzenlediği basın toplantısında DYP'den istifa gerekçelerini açıkladı. Istifasırun Çiller'den kaynaklandığını ifade eden Akyürek. Çiller"i '"hiçbirşey bilmemekle" de suçladı. Akyürek, "Sayın Çiller çok konuşuyor, ama hiçbir şey yapmıyor. Hepdüşüncede kalıyor" dedi. Çiller'in son zamanlarda herkesi tehdit etmeye başladığınıda kaydeden Akyürek. şunlan söyledi. "Grupta birlik sağlanmasını istiyor. disiplin kurallanyla tehdit ediyor. Miletvekillerine 'Mecîis'e gelin yoksa secimlerde listeye almam" diyor. Halkı tehdit ediyor "Ben olmazsam RP gelir' diyor. Meclis'i 'Vergi Yasası çıkmazsa Türkiye batar' diye tehdit ediyor. Son olarak da Terör Yasası'nı dondurduklannı söylüyor. Madem önemli bir yasa degjldi. neden hazırlandı. Bu istifamda bardağı taşıran son damla oldu " PKKbayraklıRP amblemi • ANKARA (AA) - MHP Genel Başkan Yardımcısı Servet Turgut, DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'in bir mitingte, PKK bayrakh RP amblemli afişleri göstererek RP'nin bölücülük yaptığı iddialanna karşıhk afişleri MHP'nin hazırladığı yolundaki iddialannın asılsız olduğunu söyledi. MHP'li Servet Turgut. TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, "RP'nin bölücülüğe bakışı kamuoyu tarafından bilinmektedir. Bölücü yayınlar ve bölücülüğe yol açacak Kürtçe eğitim ve Kürtçe yayınlar konusundaki gö'rüşleri bellidır. RP'li yetkililerin bu saldınsını kıruyoruz" dedi. DYPGİKyann toplanıyop • ANKARA (AA)-DYP Genel İdare Kurulu, Genel Başkan ve Başbakan Tansu Çiller başkanlığmdayann toplanacak. DYPGIK toplantısında teşkilat konulan ile son iç ve dış gelişmeler ve yerel seçim hazırlıklanelealınacak. GİK toplantısından önce başkanlık divanı da Çiller. başkanlığında bir toplantı yapacak. Demirel, antilaik tehlikeye karşı kadınlann başanlanna güvendiğini söyledi: En büyükkozıuııhammlarANKARA (Cumhuriyet Bürosu}- Türkiye'de yargı alarunda çahşanlann yüzde 40'ını. eğitim ve sağlık kesinünde calışanlann da yüzde 45'ini hanımlann oluşturduğunu belirten Cumhurbaşka- nı Sülcyman Demirel. "Kadınlanmızın gösterdiği başarüar, 'Türkiye köktenci dini akımlann etkisine girer mi' endişesi- ni yaşayanlara en güzel yanıtı veriyor" dedi. Demirel, kendisine "Türkiye fun- damentalist olur mu" diye soran yabancı devlet adamlanna karşı, Türk kadırunın başansını 'koz' olarak kullandığını ifa- 'En gÜZel yaillt hanimlardan'Cumhurbaşkam Süleyman Demirel, Türk kadmının, siyaset, sağlık, yargı ve eğitim alanlannda gösterdiği başanlannın. "Türkiye köktenci dini akımlann etkisine girer mi" endişesini yaşayanlara en güzel yanıt olduğunu söyledi. Protokoi Karşılama törenlerinde yenidüzen ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Türkiye'ye gelen ya- bancı ülkelerin devlet başkan- lan, bu ülkeye gıden Türk devlet adamlanna koşut ola- rak karşılanacak. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in yapacağı karşıla- malarda da bu ilkenın gözö- nünde bulundurulması be- nimsendi. Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan yazılı açıklamada, yabancı devlet adamlan için yapılacak karşı- lama törenlerinin uluslararası protokoi kurallanna uygun olarak gercekleştirileceği be- lirtildi. Açıklamada, şöyle de- nildi: "Bu çerçevede, Sayın Cum- hurbaşkanunız, resmi konuk- larını Çankaya Köşkü'nde karşılayacak, uğurlayacak ve buna ilişkin törenler Çankaya Köşkü'nde yapılacaktır. Mü- kabilivetin gerektirdiği haller- de ise karşılama >e uğurlama törenleri havaalanında edilecektir." ıcra desteklerıne ise Doj. Dr. Berrak Yeğen, Doç. Dr. Nurşen Lnlü, Doç. Dr. Şule Oktay, Doç. Dr. Beki Kan, Vardımcı Doç. Dr. Sevda Şenel ve Dr. Alev Tür- ker'in çalışmalan değer görüldü. Törende yaptığı konuşmada. ödül alanlann tamamının hanımlar olduğu- deetti. Eczacıbaşı Bilimsel Araştırma ve yılmdan bu yana dağıtılan ödülleri bu na dikkat çeken Cumhurbaşkanı Demi- ÖdülFonunun. 1993TıpTeşvikÖdülü yıl tümüyle hanımlar kazandı. Eczacı- rel."Insanhaklarınainanan,ırk,din,dil ile bilimsel araştırma desteklerini kaza- başı Tıp Teşvik Ödülünü Haceıtepe ayrımı >apmayan bir insan olarak ha- nan genç hekimlere ödülleri Cumhur- Üniversitesi'nden Doç. Dr. Seza Özen nımların başarısını elbette kıskanmıyo- başkanı Demirerin de katıldığı bir tö- ile Çankın Devlet Hastanesi'nden Dr. nım. Ama erkeklerımıze de seslenmek, renle verildı. Geleneksel olarak 1959 Avşe Altıntaş aldı. Bilimsel araştırma teşviketmekiştijonuTiHa^dibej^ııe- redesmız? dedi. Demirel, şoyle devam etti: "Bazen bana soruyorlar, •Türkiye fundamentalist olur mu1 diye. Eğitimde, sağlıkta, a- yasette çalışan hanımlanımzı gösteriyonım. Adam bir daha bana sonı sormuyor. Verdiğim rakamlar Türkiye'yi savun- mamda bana yetiyor. En büyûk kozum hanımlar oluyor." Dünyada artık ülkelerin ge- lişmişlik düzeyinin, yapılan bi- limsel araştırmalann sayısıyla ölçüldüğüne dikkat çeken De- mirel, okul ile üniversiteyi bir- birinden ayıran faktörün yapı- lan bilimsel çalışmalar olduğu- nu vurguladı. Demirel, "Her şev devletten beklenmemeli, üni- versite-sanavi işbirliğine önem verilmeli. Türkive'nin gcleceği güzddir. Kimse oturup. di/ini dövmesin. Bu bize bir şey ka- zandırmaz. Türkiye 59 üniversi- tesiyle, uygar devletler arasında onurlu yerini alacaktır" dedi. Demirel, Eczacıbaşı'nın bilime verdiği katkının, diğer sanayi kuruluşlanna da örnek ol- masını istedi. YÖK Başkanı Prof. Dr. Mehmet Sağlam da Türkiye'de yapılan ve yabancı dergilerde yayımlanan bilimsel araştırma sayısının 1986'dan bu yana hızla arttığını bildirdi. Sağlam, bilimsel araştırma sayısı acı- sından 1986'da dünyada 44. sı- rada yer alan Türkiyenin 1993"te 38. sıraya yükseldiğini kavdetti.Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel,1993 Eczacıbaşı Tıp Teşvik ödülü törenine katddı.(A A) Karayalçın'danbakaıılanııa geçer not SHP'li bakarüarın icraatını anlatan Murat Karayalçın' Muhalefette olup çaresiz kalmak yerine, iktidarda olup gelişmeleri yönlendirmeyi yeğliyoruz. Hükümetimiz ayaktadır' dedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - SHP Genel Baş- kanı ve Başbakan Yardım- cısı Murat Karavalçın, par- tili bakanlan savunarak kendilerine geçer nol verdi. Karayalçın. "muhalefette olup çaresiz kalmak yerine, iktidarda olup gelişmeleri yönlendirmeyi yeğlediklerini" vurgulayarak "Hüküme- tin geleceğiyle ilgili gün sayılıyor. Hükü- metimiz ayaktadır. görevdedir" dedi. Grubun SHP'li bakanlann lümünün değiştirilmesine yönelik baskılannı uzun süredir göğüsleyen Karayalçın, bakanlann çalışmalanyla ilgili olarak birkaç haftadır yapmayı ertelediği de- ğerlendirmeleri dünkü grup toplantısın- da yapu. Karayalçın. SHP'li bakanlann çahşmalannı uzun uzun anlattı. Kara- yalçın'ın bu konuşması "Bakanlarda değişiklik yok. Artık değişiklik ya bütçe görüşmeleri sonunda yapılabilir ya da hiçbir zaman yapılmaz" değerlendırme- lerine yol açü. Karayalçın. konuşmasının başında "Bu bir not atma ya da başarı değerlen- dirmesi olarak görülmemeli. SHP'li ba- kanlann başarılan, kabinenin genel ba- şansından soyutlanamaz. Bizim bakan- lanmız, ayrı bir Bakanlar Kurulu gibi ele alınamaz. İki partinin birlikteliği sürme- sine karşın, 50. hiikümeti. ayrı bir dcğer- lendirmeye tabi tutmak gereki\or" dedi. Son şünlerde hükümetın geleceğiyle ilgili çeşitli yorumlar yapıldığını anım- satan Karayalçın. "Birkaç gündür içinde bulunmadığımız, başlatmadığımız bir tartışmanın içine girdik. Hükümetin ge- leceğiyle ilgili gün sa>ılma>a başlandı. Hükümetimiz ayaktadır, görevdedir" dedi. Karayalçın. hükümetteki laiklik kriziyle ilgili olarak da DYP grubunun kendisine yönelttiği "meydanlarda ko- nuşu>or" eleştirilenni yanıtladı. Terörle Mücalede Yasası'nda değişiklik öngö- ren tasan taslağının kendilerinin metni olmadığım, bir uzlaşma metni. olduğu- nu vurgulayan Karayalçın. "Bu, adalet komis>onuıida değiştirilince, kaygıları- mızı dile gerirdik. O ana dek konuşma- dık. Kimse bizi 'Görüşlerinizi miting meydanlannda dıle getiriyorsunuz' diye eleştiremez. SHP yönetkileri neyi, nere- de yapma durumundalarsa öyle yapmak- tadırlar. Sorunu bugün için çözemesek de bu sorunu aşmakta olduğunıuzu düşünü- yorum" dedi. Bakanlara geçer not Kara>alçın. "bakanlıklar itibanyla değerleıîdirme yapmak \erine. konular itibarnla değerlendirme >apmayı yeğle- diğini" vurgulayarak çeşitli konularda gerçekleştirilen çalışmalan anlattı. Ka- rayalçın. devlet bakanlıklannın çalış- malannın hukuksal ve idan altyapısının oluşturulmasının çok ciddi bir olumsuz- luk olduğunu. buna karşın bakanlan- nın performansının. başanlannın unu- tulmaması gerektığini söyledi. Karayal- çın, çalışma yaşamı. demokratikleşme. iktisadi demokratikleşme. yargı sistemi- nin iyileştirilmesi konusundaki çalışma- lan özetlcdi. Sanayi Bakanlığı'nın KİTlenn kâra geçirilmesı. organize sa- nayi bölgeleri yatınmlanyla istihdam artışı sağlanması çalışmalanna dikkat çeken Karayalçın, Kültür Bakanlığı'nın "kıvanç veren" çalışmalannın kamuo- >una >ansıdığını vurguladı Karayalçın. tunzm sektörunde "çarpıcı gelişmeler olduğunu"'. bayındırlık alanında büyük yatınmlar gerçekleştinldiğıni anlattı. Karayalçın. ANAP ıktidannın 6 yılda 280 kilometre otoyol yaptığını, kendile- nnın iki yılda 800 kilometrelik otoyol yaptıklanna dikkat çekti ve "Karadeniz otoyolunu da biz gerçekkştireceğiz. Ça- nakkale'de dünyanın en büyük köprüsü- nü de biz vapacağız" dedi. Karayalçın. dışişlerinde çok önemli bir geçış döneminin ^aşandığını. "geç- mişte birkaç sorunla meşgul olan bir ba- kanlığın bugün çok sayıda sorunla karşı karşıya olduğunu 1 ' \urguladı. Karayal- çın. "Konu\a dar si>asi açıdan bakıldı- ğında, bu bakanlığın bize çok şe> kazan- dırmadığı smlenebilir. \ncak ben, bu ge- çiş döneminin sorumluluğunu üstlenmiş olma>ı gunırla karşılıvorum" dedi. Ka- rayalçın. Almanya"da PKK'nın yasak- lanmasıyla ilgili olarak Dışişleri Ba- kanı'nın. Başbakan'ın "olumlu çalış- malan"nın yanı sıra Cumhurbaşkanı Süteyman Demirel ile TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk'un katkılannı da andı. DYP grup toplantısı Başbakan: Faiz olmasa bütçemiz fazlaverecek CHPgrup toplantısı ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu)- Başba- kan Tansu Çiller DYP grubunda bütçe ve vergi yasası konu- sundaki yaklaşımlannı anlatırken faiz ödemelerinin 217 trilyona ulaştığını. bütçe açığının ise 192 tril- yon dolayında olduğunu kavdetti. Çiller "Faiz olmasa bütçemiz fazla verecek" dedi. Bütçe ve vergi yasalannın terörle Vş/ iUer > bu yıl büyüme hızının yüzde 7.8, dolayında olacağını söyledi mücadele açısından da önemine dikkat çeken Çiller. bu yıl büyüme hızının yüzde 7.8, toptan eşya fıyat- lan endeksinin ise yıl sonu itibanyla yüzde 60-61 dolayında gerçekleşe- ceğini anlattı. Çiller, bu noklada faiz ödemelerinin çok yüksek oldu- ğunu, 1994 bülçesinde faiz ödeme- lerinin 217 trilyon, bütçe açığının ise 192 trilyon dolayında olduğunu kaydederek "Faiz olmasa bütçemiz fazla verecek" dedi. Çiller. gelecek yıldan itibaren tüm desteklemelerin bütçe içinde yerala- cağını da belirterek şu görüşleri dile getirdi: "Ülkenin bütün çıkariarını her tür- lü siyasi hesabın önüne alarak vergi yasasmı getirdik ve çıkaracağız. Ge- rekirse birlikte sabahlavacağız, sa- bah çorbamızı birlikte içeceğiz ve bunu çıkaracağız. Para basıp vere- lim, kaçalım, bizim >aptığımız yanlı- şm altında bizden sonraki hükümet ezilsin diyemeyiz. Sağlam kaynak yaratmak için bu vergi vasasını çıka- racağız." DYP grubunun daha sonra basn na kapalı olarak sürdürülen bölü- münde Teşkilat Başkanı Esat Kı- ratlıoğlu. örgütlenn durumu hakkı- nda bilgi verip yerel seçimlerde ba- şanlı sonuçlar almak için hazırlı- klannı sürdürdüklerini anlatırken söz alan öteki üyeler vergi yasa ta- sansma ilişkin görüşlerini dile getir- diler. Ankara Milletvekili Irfan Köksalan, vergi tasansındaki hapis cezalannın arttınlması ve vergi ka- çakçılığı suçlannın daha iyi tanı- mlanmasını önerdi. Isparta Millet- vekili Aykon Doğan da daha etkin vergilendirme ve adıl bir sıstem ge- tırdiğini belirttiğı \ergi tasansının yapılacak bazı değişikliklerle daha radikal bir biçime sokulabileceğini anlattı. Doğan, böyle bir vergi yasasının sorumlulannın geçmış dönemde aşın tavizler vererck GSMH'ye göre vergi oranının düşürülmesine neden olanlar olduğunu da söyledi. Baykal: Vergitasansı reform değil, aldatmaca ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- CHP Genel Baş- kanı Deniz Baykal. "İkti- dann önümüze getirdiği vergi tasansı, kesinlikle bir vergi reformu değil. vergi verenin yükünü arttıncı bir aldatmaca" dedi. Bay- kal. tasannın vergı kaçağını teşvik edeceğini ileri sürdü. Deniz Baykal. partisinin Meclis grup loplanüsında yaptığı konuş- mada. vergi vasa ta- sansını eleştirdi. Iktidan oluşturan iki partinin hem koalisyon protoko- lünde hem de hükümet programında yer alan vaatlerine vergi paketin- de yer verilmediğini kay- deden Baykal. "Her iki parti de asgari ücretten vergi almmamasını savu- nuyordu. Bu tasanya p. •R . göre asgari ücretten vergi u e m z Baykai aluıacak. Vergi dilimindeki ilk oran yüzde 25'ten 10'a indirilecekti. Oran düşürülmedi ve bununla ilgili hiçbir çaba da yok" dedi. Vergi beyanı uygulamasının şe- kilde kabul edildiğini. ama vergi ta- sansında yer almadığını savunan Baykal. şöyle konuştu: "Peşin vergi uygulamasını şiddetle eleştirdikleri haide bu tasarı ile hiçbir değişiklik vapmadılar. Uygulama aynen devam edecek. Çağdaş vergi anlayışı gerçek gelire göre vergi alı- nmasını öngörür, varsayımına göre değil. Ama bu tasarıya göre hayat standardı uygulaması da de- vam edecek. Tasannın hiçbir reform niteliği yok." İktıdann vergi tasansını hazırlarken vergi oranını dü- şürmek yerine vergıye tabi olacak miktan yükselttiğini ifade eden Baykal, şunları söyledi: "Çocuk mu aMatıyorsunuz? 32 milyonu 75 milyona yükseltmişler. Bu srfır enflasyonlu bir ülkede an- lamlı olur. 32 milyon. vüz- de 70'i bulduğu şimdiden belirlenen enflasyon karştsında zaten bugün- den 70 milyonu bulmuş- rur. Kalıcı düzenleme > apmak istiyoriarsa, bunu oranla >apmalıydı- lar. Bu, enflasyona bel bağlanarak sergilenen al- datmacadır." Baykal. "Tasan gücü olan yerine, verenden, sesi çıkmayan- dan vergi alalım anlayışı ile hazırlan- nnş" dedi. Ozel tüketim vergisinin kayıt dışı ekonomiyi besleyeceği görüşünü savunan Baykal. "Bu vergi sosyal yanı obnayan, vergi adaleti anlayışı olmayan bir vergidir. Dolaylı vergiye dönük uygulama bu paketle iddialı bir şekilde gelmektedir. Kürkleri, el- masları vergilendirmek kolay değil. Onlar nereden alacaklannı, nereden geçireceklerini iyi bilirler. Ama buz- dolabı, çamaşır makinesi, su, akar- yakıt vergilendirilecek. KDV'den ne farkıvar?"dedi. ÜGÜPOLİTİKA GtJINLÜGÜ HİKMET ÇETİNKAYA Bir Mektup... Kimi okur mektupları haber niteliği taşır... Bizlerin gö- remediği olaylar onların gönderdiği mektuplardan çı- kar... Bir okurumuz şöyle diyor mektubunda: "Ben 198&1987 yılları arasında Eskişehir Anadolu Üniversitesi Idari Bilimler Fakültesi Iktisat Bölümü'nde öğrenciyken 1986-1987 yıllannda Sakarya Caddesi'nde- ki Kredi ve Yurtlar Kurumu'nun kız öğrenci yurdunda kaldım. Bu süre içerisinde bizim yurdun birkaç bina öte- sindeki bir apartman dairesinde Fethullah Hoca yan- daşlan tarafından finanse edilen bu evde bir kız arkada- şım kalıyordu. Ben onun aracılığıyla bu eve iki yıl boyunca rahatlıkla girip çıktım. O dönemde amacım on- ların taktiklerini tanıyıp çok sevdiğim arkadaşımı onlar- dan korumaktı. Maalesef başaramadım. işte bu süre içerisinde şahit olduklarım bu örgütienmenin bir iddia değil, gerçek olduğunun kanıtıdır..." Okurumuz bu mektubu Fethullah Hoca'nın bizim kö- şemizde tekzibini okuyunca yazmış. Diyor ki: "Ben de Fethullah Hoca'nın avukatını tekzip ediyo- rum..." Okurumuz yaklaşık on yıl önce Eskişehir'de yaşanan olayı bize aktarırken kimi ipuçları da veriyor. Evde kaç kişi kaldıklarını, neler döndüğünü şöyle anlatıyor: "Bu geniş, kaloriferli, sıcak suyu olan dayalı döşeli evde odalarm büyüklüğüne göre 2-3 kız öğrenci olmak üzere toplam on bir kişi kalıyordu. Eve haftalık erzak arabalı, tesettürlü bir bayan tarafından getiriliyor, aynca aylık yakıt elektrik vb. gibi giderler için belli bir para veri- liyordu. Evde teyp ve televizyon da vardı ve bunlarda Fethullah Hoca'nın ders programları takip ediliyordu. Bunların dışında televizyon yayınlarını izlemek yasaktı. Aynca her kız öğrenci tesettürlü olup namaz kılıyordu. Her pazar sabahı yalnız yaşayan, evinde halı ve kitap- lardan başka eşyası olmayan Hocam' fŞükran Hanımj dedikleri genç bir bayanın evine kahvaltıya gidiliyordu. Bu gidiş de zorunluydu. Kahvaltıdan sonra sohbet adı altında ders başlıyordu. Derslerde, bugünkü yaşam ko- şullannın zorluğundan, bozulan bir toplumdan, gerçek Müslümanlann birbirlerine yardımcı olduklarından, öğ- rencilerini rahat yaşattıklardan hareketle bugünkü sis- temin değişmesi gerektiği. bunu ancak Müslüman gençlerin başaracağı, bugün yanlış bulsalar dahi bu üniversiteleri bitirip devletin yüksek kademelerinde gö- rev almaları gerektiği, bu amaç için çok çalışılması, son derece yumuşak ve guzel sozcüklerle empoze ediliyor- du. Bu konuda en büyük güçlüklerinin orduyu ele geçir- mek olduğu, ama erkek öğrencilerinin bu konuda ne kadar çalışkan ve azimli olduklan kız öğrencilere güzel bir örnek olarak sunuluyordu. Yani erkeklerin işi daha zordu. Islam dininde kadının yönetımde bulunması gü- nah olduğundan kız öğrencilerin evlenip çocuk doğur- maları ve çocuklarını Islami esaslara göre yetiştirip geleceğe yönelik Müslüman jenerasyon yaratmaları gerektiği, ancak böylelikle toplumsal huzurun kurulup devam ettirilebileceği söyleniyordu." Okurumuz uzun bir süre o evde kalmış. Evde kaldığı sürece sigara içmiş ve başını açık bırakmış. Onu hiç eleştirmemişlsr, üstelik çok sıcak davranmışlar. Amaç- ları da şuymuş: Kaybetmek yerine kazanmak... Yani sürekli hoşgörü göstererek yanlarına çekmek... Mektubu okumayı sürdürüyoruz: "Çağımızın gereklerinden kaçmamamızı, Islamiyette bilim ve teknolojinin zorunluluk olduğunu. ancak bunları Allah yolunda kullanmak gerektiği vurgulanıyordu. Te- mizlik üzermde önemle duruluyor birtakım tuhafesasiar getiriliyordu (Örneğin tuvalete çoraplar çıkarılıp sol ayakla girilecek, çıkarken ayaklar dize kadar yıkana- cak). Vücudun güzel kalması için alkollü parfüm kolon- ya, deodorant vb. yerine gülsuyu salık veriliyordu. Yemekler yerde kaşık, çatal kullanılmadan elle yeniyor- du." Mektup şöyle noktalanıyor: "Her evm yaş olarak en büyük kız öğrencisi o evin imamıydı. Her evde bir imam vardı. Bu imamlar evlere erzak getiren arabalı bayana bağlıydı. Ona da başimam deniyordu (Eşı de erkeklerin başimamı olarak Fethullah Hoca ile irtibat kuruyormuş). Kız oğrenci evlerinden ba- şimam sorumluydu. Şehirlerdeki başimamlar da o böl- gedeki hocalarına bağlı. Hoca işin eğitimini üstlenmiş durumda. Eğitim, ibadet ve sohbet toplantılarını organi- ze ediyor. son derece kapalı bir hayat yaşıyor ve asla mal-mülk edinmiyordu. Okunacak kitaplar hoca tarafın- dan tespit edilip başimam aracıhğı ile evlere gönderili- yor, evdeki imam da akşamları ev halkına sohbet adı altında ders veriyordu. Aynca başimam evlenme çağın- daki kızlara Müslüman bir erkek bulma işini de üstlen- mişti." • ANAP grup toplantısı Yılmaz, Sıvaskatüamını maçkavgasınabenzetti ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz. Başbakan Tansu Çiller'in "Biz gidersek, RP gelir" şeklindeki sözle- rinin temelinde ANAP korkusunun yattığını söyledi. Yılmaz. "Baş- bakan'ın ghmekten söz etmesi. ger- çeği görmeye başladığımn işareti. Şimdi milleti korkutmaya çalışıyor. Aslında bizden korkuyor, ama mille- ti RP ile korkuruyor" görüşünü sa- vundu. Hıçbir düşüncenin suç sa>ı- lmadığı bir Türkiye yaratmayı he- deflediklerini vurgulayan Yılmaz. Sıvas olaylannı da "Bir furbol maçı- nda bile olabilecek olaylar" şcklindc değerlendirdi. Yılmaz. "bölücülük dahil hiçbir düşüncenin suç saydmaması gerekti- ğini" vurguladı. Partisinin Meclis grubunda yaptığı konuşmada. Başbakan Çil- ler'in. ekonomıden sorumlu bakan ve Başbakan olarak 2 yıldır göstere- bileceği hiçbir icraatı olmadığım ifa- de eden Yılmaz. "Sayın Başbakan'- ın sözleri. artık istenmediğini, fo- yasımn meydana çıktığını anladığını gösteriyor. Hükümet ülkeyi yönete- miyor. Memleket bunlan sırtında taşıyor" dedi. Anayasa Mahkeme- si'ne açılan iptal davalan nedeniyle. Çiller'in ANAP'ı eleşürmesinin haksız olduğunu söyleyen Yılmaz. eleştirilerin. Başbakan'ın hukuk an- layışmın Mlkelliğiıu' gösterdiğini sa- vundu. Başbakan Çiller'in kızgınlığının PTT'yi satamamaktan kaynaklandığını öne süren Yılmaz. hükümetın PTT'yi satma düşûnce- sinin temelinde yatan asıl nedenin. satıştan elde edilecek geliri. mart ye- rel seçimlerine kadar dağıluruk ANAP'ı sıkıştınnak olduğunu id- dia ettı. Mesul Yılmaz. "PTT'vi sa- tamayınca kavnaklan kunıdu. Kızgınlıkları ondan kavnaklanıyor" diye konuştu. Koulisvon ortuklunnın Terörle A NAPlideri, Sıvas olaylarını "birfutbol maçında bile olabilecek olaylar" şeklinde nitelendirdi Mücadele Yasa Tasansfnı l.Saydır TBMM Genel Kurulu'na getireme- diğını ve son olarak da tasanyı Ge- nel Kurul'a 1.5 ay daha getirmemek için anlaştıklannı anımsatan Yılmaz, şöyle devam etti: "Bu 3 aylık gecikmenin tek nede- ni, koalisyonu sürdürmektir. Ne memleket, ne de terör umurlarmda değil. Tek düşündükleri. koalisyonu sürdürebilmek ve kolruklarını koru- maktır."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear