22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 ARALJK1993 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI 11 ŞIRKETLERDEN HABERLER • KEMPER LLLSLARARASI YÖNETİM Danışmanlık Merkezınin İstanbul'da açtığı yeni ofisin çahşmalannı. Can Bi ve Orly Toledo ortaklığı gerçekleştirecek. •INTERPRO YAZILIM ın I992>ıhithal | yazılım pazan araşürması sonuçlanna göre 97 bin adet PC satılırken işletim sistemleri dışında 30 bin adet ithal yazıbm satıldı. •ORIFLAME KOZMETÎK bayram ve tatil günlerinde de müşterilenne hizmet verebilmek ıçın '"Oriphone" hattını devreye sokıu. • EKİNCtLER YATIRIM VE MENKUL DEĞERLER Izmir'deaçtığıyeni şubesinde. hazine bonosu. devlet tahvili satışlan. repo işlemlcn. vadeli ışlem piyasalan. portföy yönetimi. yatınm danışmanlığı ve kurumsal finansman hizmetleri verecek. •SLZLKI Çatalca Deli Yunus'ta kurulan "Çekül 7Ağaç" ormanından 40 dönümyer alarak müşterilerini araçlanyla beraber ağaç dikim aününedavetetti. • UNfx SİSTEMLERİ KLLLA.MCILAR1 DERNEĞİ "Açık Sistem 94'" Unix Sempozyumu'nu 23-25 şubat tarihleri arasında Svviss Otel'de düzenleyecek. • LEVER yeni tekonlojiyle üretilen Ornomatik Mikro Plus ve Omomatik Mikro Color'u piyasaya sürdü. • KWIKCOPY PRINTTNG25yildır8ayn ülkede sunduğu "hızJı basım" hizmet ağma Türkiye'yi de kattı. •SELECT Reklam Ajansı geçen ay Cen Ajans Grey'den aynlanCemTopçuoğluile Sungurlar Reklamcılık ortaklan Levent Kavuzlu ve Serim Sunguroğlu tarafından kuruldu. • CANKOR OTOMOTİV Sanayi ve Ticaret"e Otomotiv Sanayi Derneği tarafından "1993 YılıBaşanh Yan Sanayi Ödülü" verildi. •TÂMSİGORTAIocak -30 kasım tanhleri arasında 40.5 milyar liralık hasan karşılarken, son üç ayda 1.884dosyayal9.2mılyar lira hasar ödemesi yaptı. K BEVİEK SİGORTA geçen yıla oranla üretimini yüzde 140 oranında artırarak 152 milyar liraya ulaştırdı. • ÎZİBELLİ MENKUL DEĞERLER 1 milyar 450 mılyondeğerindeki Göltaş Göİler Bölgesi Çimento Sanayi veTicaret A.Ş'ye ait hisse senetlerinı 13-15arahk tarihleri arasında satışa sunaçak. •DÜNYAGCBRE ÜRETICILERI DERNEĞI 62'nci kongresini 9-12 mayıs tarihleri arasında İstanbul'da düzenleyecek. A BMITSLBIS- Hlinsan, otomobil ve cevre arasındaki MITSUBISHI dengeyi korumak için "birlikte yaratalım" sloganını benimseyerek çalışmalanna bu yönde ağırlık verdi. • KARBOSAN ZIMPARA TAŞI Sanayi. Ankara satış bürosunu Ötel Merit Altınel'dedÜLzenlenen bir kokteylden sonra açtı. • HYLNDAI Motor Company. Hyundai Excel marka otomobil satışlannda 2.5 milyon adede ulaştı. • POLINMağazalar zincirine İstanbul Akmerkez ile Alsancak İzmir şubeleri eklendi. •BAROCCO Florya-Beşyol'da "Büro Dünyası" adıyla yeni mağazasını hizmete açtı. •SEIKOsaatleri distribütörü Aydın Saat İthalat ve Ticaret AŞ kullarucılannı "Japonya tatili"şansııle ödüllendiriyor. BHALK YAŞAM SİGORTA primlerini I I ödeyemeyen sigortahlanna uygun şartlarda ödeme yapma imkanı tanıyor. BTOPRAK HOLDİNG e bağlı Toprak Enerji'ye ISO 9002KaIiteGüvericesi Belaesi verildi. BEGESERAMİKdüzenli aralıklarla düzenlediği bılgilendirme ve dayanışma amaçlı "müteahhit toplantılarf'nın sonuncusunu İzmir'de gerçekleştırdi. 50ıııilyoıılııkotomobilkapıda Lada'nın Rusya'da Samaranın yan fıyatına sattığı OKA modelini Çelik Motor Türkiye'ye getirecek BÜLENT KIZANLIK Türkiye'de 50 milyon lira civa- nnda fıyatla satışa çıkanlacak bır otomobilin büyük bir pazarşansı bulunduğu kuşkusuz. Ancak en ucuz sıfır kilometre otomobille- rin yan fiyatına satılma olanağı bulunan bu otomobillerin Türk tüketicisine ulaşması. ne kadar il- gınçtir ki Rusya'daki özelleştir- me ve modernizasyon çalışmala- nnın başansına bağlı. Bu yıl 23 bin adede ulaşması beklenen satışıyla Türkiye'deki ithal otomobiller arasında ilk sı- rada bulunan Lada, OKA adlı "goir' benzeri modelini, Rusya'- da ıhraç modeli olan Samaranın yan fiyatına satı>or. Fakat Lada yöneticileri. yılda 10 bin adet üre- tebildiklen bu ekonomik otomo bili daha çok kendi işçilerinin oluşturduğu iç pazara dağıtmayı tercih ediyorlar. Büyük talebe rağmen yurt dışına OKA gönder- meye yanaşmıyorlar. Yılda 700 bin otomobıllik üre- timle Rusya'da adeta "dört teker- kğin simgesi" haline gelen Lada. dev fabrikasının da bulunduğu merkez üssünün kapılannı Türk basmına ilk kez açtı. Bunun içın Togliati ve Moskova'ya bir gezı düzenleyen Lada'nın Türİciye distnbutorü Çelik Motor"un yö- neticileri ise yaptıklan ikili göriiş- mclerde Rus firmasından yine bugüne kadar ithal edilemeyen OKA'lardan ıstediler. Çelik Motor'un Genel Müdü- rü Metin Ecevit, ziyaret sırasında yaptıklan özel görüşmelerde bu modele yönelik taleplerini yeni- den ilettiklerini söyledi. Ecevit. 2 silindir ve 850 cc'lilc motora sahip Lada başkanı Boris ile Çelik Motor murahhas a/ası Ecevit (yukarıda). ikili görüşmelerde OKA (aşağıda) ithalini konuştular. Lada yılbaşında J ^ . attığı özelleştirme operasyonu çerçevesinde yüzde 27.5 hissesini General Motors'a satmak için görüşmeleri sürdürüyor. Şirketin yüzde 50 hissesi de 100 bini a^an fabrika işçisine dağıtılıyor. OKA'lann Türkiye'deönenılı bır pazara enşebileceğinı kaydetti. Samaralar 10 bin dolar civannda fiyatlarla satılırken OKA'lann Rusya'da 4 bin dolar dolayında fiyatlarla Rus tüketicisine sunul- duğunu anlatan Ecevit. fabnka- nın ucuz otomobıii şu anda ağır- lıklı olarak kendı işçilerine sat- mayı tercih ettiğinı belirtti. Metin Ecevit, rejim yıkıldıktan sonra ekonomik sıkıntılan daha da belirginleşen ülkede dev oto- motıv kuruluşuolan Lada'nın da kapasite arttınmı ve tcknoloji ve- nileme çabasında olduğunu, bu konudadaadımlaratıldığını vur- guladı. Metin Ecevit, zamanının henüz belli olmadığını. ancak bu gelişmelere paralel olarak OKA'- lan da Türkiye'ye getirebılecekle- rını sövledı. Duvarlann yıkılmasından son- ra iki süper rakıpdevlet arasında- ki yakınlaşma otomotiv sektörü- ne de Ruslann devı Lada'nın. ABD'nin devi General Motors (GM) tarafından desteklenmesi şeklinde yansımaya başladı. Türk gazetecilerin sorulannı ya- nıtlayan Lada'nın başkanı Sergei Boris, yılbaşında başlattıklan özelleştirme operasyonu çerçeve- Ladiuunyeni modeli 1995'tepiyasada Ekonomi Senisi - Lada klasık çızgısinın dışına çıkarak. Opel Vectra ve Huyndai ıle bıraz da Fiat Tempra'lan çağnştıra; modern dizayna sahıp yeni mo- deli 2110'lan 1995 başı'ndan ıtı- baren piyasaya sunmayı plan- lıyor. Sedan, hatck-back ve station olarak 3 versiyon halinde üretı- lecek Lada 2İ10'lar. 2106'lan üretımine son verilmesini sonuç- layacak. Deneme üretim] 1994 sonunda başlayacak 2110'lann 1500 cc'lik 8 ve 16 supaplı olmak üzere iki motor tipt olacak. Her ikisinin de enjeksiyonlu ve kar- büratörlü modellen bulunacak. Yakıt tüketimi Samaralardan yüzde 10 az olacak. Lada Niva modelini de yenili- yor. Yıl sonunda üretimine baş- İanacak yeni Nıva 21213'lerde oc yer verilerek, hava kirliliği agsından USA 83 uluslararası vvvre standardına uygun hale getırilecek. Aynca iç görünüm full değişecek ses yalıtımı sağla- nacak. Çift kapılı Nıva üretimmin ise 1998 yılında gerçekleşiirilmesi için hazırlıklann sürdürüldüğü \;lirtiliyor. Bu model arazi tipi .ımobıl olarak geliştiriliyor. Lada GM ile işbirliği yapa- rak. Samaralar'ın da enjeksi- yonlu modelini yıl sonunda üretmeyc başlayacak.- motor hacmi 1600 cc'den 1700 Böylece ha\a kirliliği kanun- cc'ye yükselecek. karbüratörlü lanna uyum sağlanacak. L'reti- modelin yanısıra enjeksiyonlu minbaşındaGM'ninmalzemele- ve katalitik konvertörlü modele ri kullanılacak. Otomobil üreticileri süre istedi Otomotivcilerden AT alarmı Ekonomi Senisi - Avrupa Topluluğu ıle gümrük bırlığınc gıderken 3-4 yillık geçiş süresi is- teyen otomobil sanayicileri, güm- rük vergilenni birdenbire düşür- menin iç pıyasayı durduracağını savundular. Mülkiyeliler Birliği İstanbul Şubesı tarafından düzenlenen "AT ile Gümrük Birliği'nin Ge- tireceği Olanaklar ve Taşıdığı Riskler" sempozyumunda ko- nuşan Otomobil Üretıcıleri Der- neği Başkanı İhsan İlkbahar gümrük birlığinde öngörülen 22 yıllık geçiş süresinin 20 yılında hiçbır şey yapılmadığını, son 2 se- nesinde de gerekli tedbirlerin alı- nmadığım belirterek "Geçiş dö- nemini 1993 gjbi heba edersek bu sektörün rekabet gücü kırdır" dedi. İlkbahar " 1 9 9 5 ^ sonra, 3-5 senelik geçiş döneminden son- ra büyük bir rekabet gücü kazana- bileceğimize eminin" dedi. Arupa ülkelerinde otomobil- den alınan vergi yüzde 16 iken Türkiye'de bu oranın yüzde 41-50 seviyesinde olduğunu,-yeni vergi tasansıyla vergi oranının yüzde 70'e çıkacağını belirten îlkbahar "Türkiye'de hiçbir üriin- de bu seviyede >ergi \ok. Eğer bu oran yüzde 70 olarak sıirecek ise şu andaki üretimi bile unutmak lazun" dı_ye konuştu. İhsan flkbahar, 2000yılına ka- dar Türkıye'nin toplam otomobil ve ticari vasıtadaki artışmın 6 milyon adet, bunun karşılığının ise 60 milyar dolar olduğunu söy- ledi. Avrupa'nın Türkiye'yi çok büyük bir pazar olarak gördüğü- nü vurgulayan İlkbahar, gümrük birliğinin olası risklerini şöyle sı- raladı: "Gümrük vergilerinin düş- mesi, ithal araç beklentisi iç piya- sanın durmasına neden olabilir. Kullanılmış araç ithalinde patla- ma olabilir. AT dış) ithalatı kont- rol edemeyebiliriz." İlkbahar, gümrük birliğinin re- kabete açık piyasa ekonomisinin avantajlannın yanı sıra Avrupa Topluluğu'ndan ithalat artsa bile Uzakdoğu ülkelerine uygulana- cak kota nedeniyle toplam itha- latı azaltabileceğini ve üretim maliyetleri ile fiyatlan düşürebi- leceğini söyledi. Volvoile Renaultevlenemedi MÎŞEL PERLMAN PARİS - İsveç'in. büyük bir prestije sahip ünlü kuruluşu Volvo ile Fransa'nın otomobil sanayii devlerinden ve kamu sektörünün güçlü fırmalanndan Renault arasında kararlaş- tınlmış bırleşmenın Stockholm tarafından ipta- linin açıklanması. Fransa'nın ilgili çevrelerınde önceki akşam "bomba" etkısi yarattı. Buradaki uzmanlar. bırleşme halinde. Rena- ult-Volvo kuruluşlannın birlikte dünyadaki sa- nayi gruplan icinde 19. sıraya ulaşabileceğini vurguladıktan sonra, Fransız firmasının öngö- rülmüş özellcştirilmesinin. meydana gelen du- rum üzerine, gerçekleştirilip gerçekleştirile- meyeceğı sorusunu da ortaya atmış bulunuyor. Bu konuda İsveç Başbakanı'nın geçen 22 kasım tarihinde. Fransız muhatabı Edouard Balladur'dan bir mektup aldığını açıklayarak. bunda. Renault'nun özelleştirilmesinın "1994*- ün ilk 6 ayı içinde gerçekleştirilebileceğini" ifade cdildiğini kaydettiğine dikkat çckiliyor. Ekonomi uzmanlan. Volvo'nun yönetim dü- zeyinde genel müdürü Sören Gyll'in başında bulunduğu bır grubun gerçekleştirdiği "komp- lo"nun. gerek İsveç şirketi. gerekse Fransız ku- ruluşu ıçın "pahalıya mal olacağı" değcrlendir- mesini yaptı. Bu görüş iki nedene dayanıyor l)Renault ile Volvo arasındaki oldukça ilerle- miş durumdaki işbirlıği. 2)İki grubun sevk ve yönetimiyle gelişmesinin tüm alanlarda olduk- ça ilerlemiş bir aşamaya varmış olması. Uz- manlar bu görüşten hareketle bir "sil baştan" durumunun zorluğu üstünde duruyor. Öte yandan, önceki akşamki son gelışme üzenne. "Fransız hükümetinin zor dunımda kaldığını" yazan günlük ekonomi gazetesı La Tnbune Desfosses. bundan böyle Renault'nun özellcşti- rilmesinin "başka şekilde değerlendirilmesi ge- reğini" öne sürdü. Bu görüşün gerekçeleri de iki kuruluşun çapraz katılımlara sahip olması ve karşılıklı mecburiyetlerle birbirlerine bağlı olmalan. Yine aynı kaynağa göre son ana değin, Fransız hükümetinin savunduğu politika. Renault-Volvo birleşmesi olmadan, Renault'- nun özelleştirilmesine gidilmeyeceği şeklındey- dı. İsveçli kuruluşun birleşmeden vazgeçmesi. Renault'nun özelleştirilmesinin iptaline yol açacak mı° Perşembe akşamı Stockholm'de de patlayan "bombV'dan sonra, Fransız ekonomi ve sanayi bakanlan sıcağı sıcağına bir açıkla- mada bulunmadı. Renault-Volvo birleşmesi. geçen 6 Eylül 1993 tarihinde. Pans'te resmen açıklanmış ve adı "Renault-Voho RVA"adını alacak kurulu- şun hissclcrinin yüzde 65"inin Fransa'ya, 35"- inin de Volvo'ya aıt olacağı belirtilmişli. Geçen perşcmbe akşamı. Pehr Gyllenhaınmer Volvo Yönetim Kurulu Başkanlığı görevinden aynlırken kendisıni. aralannda Renault'nun cskı "patron"lanndan Raymond Levy ile diğcr 3 kişinin izlediği de öğrenildi. Bu arada. Gyllen- hammer'in "20 yılı aşan bir stire boyunca tanıdığnn Vol\o'yu artık tanıyamıyorum" dedıği de aktanldı. Stockholm'de rneydana gelen "dar- be"konusunddçcşitlispekülasyonlaryapılırken, Renault ile Volvo'nun, yine de yıllardan beri su- ren işbirliğine devam edeceği de söy leniyor. sinde kuruluşun hısselerinın yüz- de 27,5'ıni GM'ye satmak için görüşmeleri sürdurdüklerinı açı- kladı. 100 binı üretımde olmak üzcre yan sanayi ıle birlikte Lada bün- yesinde 270 bin kişinin çalıştığını anlatan Sergei Boris, ocakayında anonim şırket olan kuruluşun yüzde 50 hissesini çalışanlara devretmek içın ilk aşamada onla- ra 10 bin ruble nominal değerli özelleştirme kuponu dağıttıklan- nı söyledi. Yüzde 22.5 hissenin de küçük yerli ve yabancı yatınmcı- lara satılacağını, bunun ıçin de Rat ve Honda gibi uluslararası kuruluşlann yanında yabancı brokerlarla da görüştüklerinı kaydedcn Lada'nın başkanı. fab- rikanın genişlemek ve yenılen- mek zorunda olduğuna işaret etti. Sergei Boris. yeni bır modeli 6 yılda üretime hazır hale gctır- diklerini ancak buna üretim ban- tı açmanın 2.5 milyar dolar yatı- nm gerektirdiğini vurguladı. Lada'nın üreticisi olan Auto- Vaz'ın geçen yılı yüzde 17 karla kapattığını ve 700 binlik ürelimin 400 bıninın 120 ayn ülkeye ihraç edildiğirji de kaydeden Lada Baş- kanı Boris. iki Almanya'nın bir- leştikten sonra bu yıl 26 bin adete ulaşacak satışla en büyük dış pa- zarlannı oluşturduğunu, onu Türkiye'nin izlediğini ifade etti. IgÇMIN EVREMNDEN ŞÜKRAN KETENCİ Acele ve Gizli Özelleştirme Özelleştırmede acele ve ne pahasına olursa olsun hız- la yol almak isteyen Başbakan Tansu Çiller, Anayasa Mahkemesi'nin anayasaya aykırı olduğu içın kanun hük- münde kararnamelerini iptal etmesı karşısında yeni bir yol keşfetmiş. Koalisyon ortağı ile sorun yaratan özelleş- tirmeler konusunda, muhalefet partilerini de atlatacak "gizli özelleştirme" formülünü bulmuş KİT'ler hisse se- nedine dönüşebılir tahvillerle önce borçlandırılıp sonra satılacak. SHP ve diğer bütün muhalefet partilerine rağmen MHP milletvekilleri ile ittifak yapılarak Plan ve Bütçe Komis- yonu'ndan geçirilen özelleştirme formülü tabıi ki anaya- saya aykırı Ancak Amerika dönüşü PTT'nin T'sı dahil özelleştirmeyi mutlaka gerçekleştireceğini ilan eden ve yasal gereksinmeye gerek duyulmayan yöntemler bul- duklarını söyleyen Başbakan Çiller bu işte göze kara gidi- yor. "Saydam özelleştirme" ilkesini de çiğniyor. Acele özelleştirme çalışmalanna bir de gizli özelleştirme ilkesi- ni ekliyor. öte yandan da TÜSİAD Başkanı Halis Komili terör yü- zünden özelleştirmenin gündemden düşmesi konusunda Başbakan Tansu Çiller'i uyarmış. Özelleştirmede za- manlamanın önemine değinerek, yabancı uzmanların kendilerine birtakım uyarılarda bulunduklarını söylemiş. Hiçbir şeyin bugünkü yerinde durmayacağına işaret et- miş. işveren cephesi, sermaye ve Başbakan'ın bu telaş ve aceleleri neden? Neden kamunun malını bir an önce, ne pahasına olursa olsun satmak istiyorlar böyle? Sayın Ko- mili acelelerinı "Kriz kapıyı çalmadan mucadeleye de- vam edecek mecalimiz kalmayabilir..'' gibi gerekçelerle açıklamak istemiş. Bizım bildiğimiz, malı almak zordur da satmak çok kolay bir iş. Acaba Sayın Komili, "mucade- leye devam edecek mecallerinın kalmayabileceğinden" söz ederken aklından neler geçirdi? Bize göre sermaye cephesinin. işverenler ve Çiller'in bu acelesinde. yangından mal kaçırır gibi kamu mallannı satmak istemelerinde çok başka önemli nedenler yatıyor. 2 aralık günu gazetemizin ekonomi sayfasmda yayımla- nan Prof. Oıtıan Şener*ın "Meksika ozelleştirmesi'ne iliş kin yazısını atladınızsa lütfen bir okuyun Hani şu özelleş- tirme ile mucizeler yaratıldığı söylenen Meksika'da neler olup bittiğine bir göz atın. Babanızın yıllarla, alınteri dökerek size bıraktığı bir mi- rası hovardaca sattığınız ilk günlerde, elinizde bol para vardır. Acısı sonradan çıkar Düşünün ki Meksika kamu kuruluşlannın %80'ıni satmış veya kapatmış. Elde ettiğı 21 milyar doların tamamını dış borç ödemelerinde kullan- mış. Alınan bir dizi diğer önlemle de enflasyon oranını ilk aşamada%150'lerden %10larakadardüşürmüş Ancak aradan çok az bir zaman geçtiği halde, bu işin acısı çok erken çıkmaya başlamış. Özelleştirme nedeni ile işsız sayısında 400 bin kışilik bir artış olmuş. Rekabet ortamın- da beklenen verimlilik artışı olmamış. Ozelleştirilen ka- mu kuruluşlarının mülkiyeti öne sürüidüğü gibi oyle hal- kın eline değil birkaç zenginın elıne geçmiş Meksikalı sadece 13 aile özelleştirmelerden mültimilyarder olmuş. Tüketicilerin ve işçilerin sorunlarına duyarsız kalınmış. Yabancılara yapılan satışlar başarısızlıkla sonuçlanmış. Kapatılan işletmelerin sayısı satılanların sayısını geçmiş. Sosyoekonomik sorunlar giderek artmış. Telefon tşlet- melerinin özelleştirilmesi sonucu hizmetler aksamış, te- lefon bağlanabilmesı içın bekleme sürelerı bir yılı aşmış. Ozelleştirilen kamu bankaları kredı faizlerinı anormal de- recede yükseltmişler Enflasyonun düşürülmesının de özelleştirme ile değıl, alınan diğer önlemlerle ilgili olduğu ortaya çıkmış.. Meksika mucizesi böyle de gelişmiş ekonomisi olan In- giltere'deki özelleştirmelerin sonu ne olmuş? Özelleştir- meyi şiddetle isteyen sermaye cephesinin uzmanlan, TUSIAD toplantısında konuşan Ingiliz özelleştirmesinin mimarları bile satır aralannda çok fazla ıtıraflarda bulu- nuyorlar. Telekomünikasyonun özelleştirme çalışmala- rında önemli düşkırıklıkları yaşamışlar. Haberleşmenin stratejik önemini gözeterek. hisse senetlerinin tümünün yabancıların ellerine geçmesini önlemek uzere, yabancı hisse senedi oranını %15 ile sınırlı tutmuşlar. Üniversite- ler ve sağcı entelektüellerin işbirliğinde. afiş ve televiz- yon reklamları ile özelleştirmenin halka benimsetilmesi- ne karşın, 1974te başlatılan özelleştirme uzun yıllar almış. Bir de Ingiliz özelleştirme mimarlarının bu toplantıda dile getirmedikleri, bu özelleştirmelerin Ingiltere'deki so- nuçları var Londra'nın sımgelerı arasında olan tarihi metrosunun en önemli hatt 1 , gerekli onarım ve bakım ya- pılmadığı içın şu anda işlemez bır konumda. Şimdi ayakta tutulabilmesi için kamu desteğinin yolları araştırılıyor. Metronun kurtarılması kampanyaları açılıyor. Özelleştir- me ile bağlantılı ek işsızlerin sayısı ise her geçen gun artı- yor. Evet. yeni dünya düzeninde, çokuluslu şirketlerın, dürv ya finans kuruluşlarının çıkarlan için, özellikleaz gelişmiş ülkelerde hızla özelleştirme isteniyor. Ucuz işçilik için, bu ülkelerin açık pazar yapılabılmesi için isteniyor. Acele, ne pahasına olursa olsun, hızla yapıimak istenmesinin en önemli nedeni ise özelleştirmenin yapıldığı ülkelerde çı- kacak ve hızla artmakta olan olumsuz sonuçların görul- memesi. Sayın Komili çok haklt, şimdi. çok acele, gizli yapamazlarsa, sonra yapabilmek içın mecalleri kalma- yacak. Halk uyanacak. Ülkenin açık pazar yapılması, hal- kın daha fazla sömürülmesi, yoksullaştırılması işsiz kal- ması anlamına gelen özelleştirmeye şiddetle karşı du- racak. Konuk Yazar Meksika'da özelleştirmenin geliridışborcagitti Prof. Dr. ORHAN ŞENER Marnmra L'niversitesi - Meksika uygulaması. özelleştirme gelır- lerinin tamamına yakın bir bölümünün dış borçların geri ödenmesinde kullanıldığını göstermektedir. Bu nedenle. Türkiye'de özellıkle 1980'li yıllarda başlatılan ve günü- müze kadar en az 3 kat arttırılan dış borçla- rın toplum refahını azaltıcı etkilerinin önemi göz önünde bulundurulmalıdır. Genellikle gösterişli politik yatırımlara harcanan dış borçların vergi yerine kullanılmasının alter- natif sosyal maliyeti oldukça yüksektır. Söz konusu malıyet, Türkiye'nin dış borç yükü- nün reel anlamda oldukça yüksek olmasın- dan kaynaklanır. Bilındiğı gibi, aşırı borç yükü (excess burden) de denilen bu toplum- sal refah kaybı, alınan borçların sağladığı prodüktıvitenın borç içın ödenıten faızin al- tında gerçekleşmesı dolayısıyla ortaya çık- maktadır. Ulkemizde-borçlanma ilefinanse edılen örneğin telekomünikasyon hizmetle- rinin, gelir durumu temel alındığında, fiyatı- nın Batı ülkelerine göre çok yüksek olduğu görülür. Bu örneğimiz, ülkemızdeki aşırı borç yükünün yüksekliğine bağlı olarak, alacaklı ülkelere yapılan kaynak transferı de artmaktadır. Bu açıklanan nedenlerle, bır an'önce aşırı borç yükünü düşercek ön- lemlerin alınması gerekmektedır. - Özelleştirmeyle ılgılı olarak, düşük enf- lasyon oranı ve yüksek düzeyde işsızlık arasında seçım yapılırken ışsızlığın artma- sına yol açan politikalara karşı önlemler alı- nmalıdır Meksika'da olduğu gibi, özelleş- tirmenin başarısı uğruna işsızlığin artması- na göz yumulması önemli sosyal sorunlar yaratır. Özelleştirme programları uygula- maya koyanlar, prodüktivıte artışı ile işsızlı- ğin uzun dönemde ortadan kalkacağını ıleri sürerler. Ancak Meksika uygulamasından açıkça görüldüğü gibi olumlu rekabet ko- şullarını yaratmadan. prodüktivıte artışını sağlama olanağı da yoktur. Bu nedenle, özelleştirme uygulamasının yol açtığı reka- bet yetersizliğinin prodüktivıteyi azaltıcı et- kısi ile kamu kuruluşlarında fazladan istih- dam edilen işçilerin prodüktivite üzerindeki olumsuz etkileri karşılaştırılmalıdır. Eğer, ıkisı arasında eşitlik durumu varsa, mevcut durum özelleştirmeye tercih edılmelidir. Çünkü kamudaki fazla istihdam bir tür geltr* dağılımı bıçimı ya da transfer olarak değer- lendırılebılır. Ancak kamu işletmesinin ka- patılması nedeniyle işsiz kalan kimselere yapılan ödemeler birçok ışçı tarafından gu- rur kırıcı (pride swallowıng) olarak kabul edilmektedir. Bu durumdaki çalışanların ış başında eğıtıme tabi tutularak başka alan- lara kanalize edılmelerinin sosyal barışı sağlama yönünden daha yararlı olacağı- nı söyleyebiliriz. - Hızlı ve büyük çapta yapılacak özelleş- tirmelerin yaratacağı sosyoekonomik so- runların da oldukça cıddi boyutlara ulaşa- cağı, dünya uygulamasından alınacak baş- ka bir derse konu olmaktadır. Böyle bir özelleştirmeye gidılmeden önce, piyasa ve kamu sektörünün yeniden yapılanması ıçın gerekli ortam sağlanmalıdır. Örneğin, anti tröst ve kartel yasaları uygulamaya konul- madan önce özelleşmeyegıdilmesi sonucu olarak, ulkemizde çimento ve elektrık alan- larında olduğu gibi monopol kurulmasına yol açacaktır. Çünkü, kamu kuruluşları ta- rafından üretilen mal ve hizmetlerin geli- rinin talep elastıkiyeti oldukça sert olduğun- dan. bu tür hızmetlen üreten firmalar doğal olarak tekelleşme eğilimındedirler. Meksi- ka özelleştirme uygulamaları da aynı sonu- cu vermiştir. - Türkiye'de özel sektör firmalarının da verimli çalışmadığı görüşü bizce oldukça geçerlıdir. Örneğin araba ureten firmalar ölçek ekonomılerinın öngördüğü miktarda ve fiyata göre üretim yerine, az sayıda ve yüksek fıyatla satmaya olanak veren tekelci üretim biçımlerinı tercih ederler. öte yan- dan, özel sektor en az 30 yıldan beri dünya- da eşi görülmemiş vergisel teşvik önlemle- rinden ve vergisel avantajlardan yararlan- dığı halde, uluslararası rekabet koşulları yönünden lyi durumda değıldir. Bizce en az kamu sektöründeki savurganlık kadar, özel sektörde de vergi harcamaları savurganlığı vardır. - Meksika uygulamalarından çıkanlacak başka bir ders ise bu ülkenin özelleştirme mımannın geçen ay TÜSİAD tarafından or- ganize edılen uluslararası konferansta kı- saca vurguladığı gibi, Meksika'nın kamu hizmetlerınin üretimine özel sektörün aşırı bır bıçımde gırişı ile ilgili bulunmaktadır. özelleştirmenin özel bir uygulama bıçimı olan serbestleştırme (deregulation) olgu- sunun Meksika'da aşırılığa kaçtığı ve son derece ciddı sosyal sorunlar yarattığı aynı konuşmacı tarafından vurgulanmıştır. An- cak bu sorunların neler olduğuna ılişkın so- rumuza. doyurucu bir yanıt vermekten kaçınmıştır. Bizce yanıt oldukça basit olup; eğıtım, sağlık ve taşımacılık hızmetlerınde- ki üretim ve kalıte düzeyinın oldukça duştü- ğü biçımindedır. Bu nedenle. Türkıyedede aşırı serbestleştırme olgusunun ele alına- rak gerekli düzenlemelerın yapılması gere- kir. Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: Yukarı- daki açıklamalarımızın ortaya koyduğu gi- bi, Türkiyenın kapsamlı ve acil bir özelleş- tirme programını uygulamaya koymasının sosyal maliyetleri son derece yüksektır. Gerçekten, IMF ve Dunya Bankası'nın gö- rüşlerini yansıtan, Finance and Develop- ment Dergisi'nin haziran sayısında da vur- gulandığı gibi, dünya uygulamasının başa- rısızlığı ve ozelleşmeden beklenenlerin gerçekleşmediği ayrıntılı olarak açıklan- maktadır. Bu nedenle Türkiye'nin özelleştirme giri- şimıni daha soğukkanlı bir biçımde ele ala- rak, önce piyasanın ve kamu sektörünün yeniden yapılandırılmasını sağlaması ge- rekir. Böylece yeniden yapılanma olgusu içinde özelleştirme olayı da kendılığinden gerçekleşecektir Bunun ıçin ise kamu har- camalarında ve kamu gelirlerınde yapıla- cak reformlara öncelık verılmesi gerek- mektedır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear