Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 10ARAUK1993CUMA
HABERLER
Köleliktengünümüzeinsanlıaklan
Yaytna hazırlayantar:
SHZATp&&ntm A «BÇflÖİJ
Insan
Haklan
Haftası
etkinükleriHaber Merkezi-İnsan Haklan
Derneği'nin (İHD), İnsan Haklan
Evrensel Bildirgesi'nin 45. yılı nedeniyle
düzenlediği bir dizi etkinlik bugün
başlıyor. Yedi gün boyunca sürecek
etkinlikler, saat 10.30'da Ankara'da
Karayollan Genel Müdürlüğü Toplantı
Salonu'nda başlayacak. Açılış
konuşmasını. İHD Genel Başkanı Akm
Birdal'ın yapacağı toplanlıda,
konuklann konuşmalanndan sonra
insan haklan ödüllerinin dağıtım töreni
yapılacak. "İnsan Haklan ve Banş "
konulu açıkoturumla, saat 14.00'te
başlayacak 2. gün etkinükleri, Harb-İş
Toplantı Salonu'nda devam edecek.
Gazetemizden Oral Çalışlar. Özgür
Gündem Gazetesi'nden Ferda Çetin,
Turkısh Daıly News'dan Isnıet Imset.
Aydmlık Gazetesi'nden Hasan Yalçın'ın
katılacağı toplantıyı, Ragıp Zarakolu
yönetecek. Etkinlikler çerçevesinde, 12
aralık günü, Harb-İş toplantı salonunda,
"Banş Hakkı" konulu uluslararası bir
sempozyum gerçekleştirilecek. Doç. Dr.
Semih Gemalmaz'ın yöneteceği oturuma,
Filistin Büyükelçisi Foed V asin Yesiıı,
Birleşmiş MilletlerTürk Demeği Başkanı
Prof. Dr. CahitTalas. İngiliz
Akademisyen avukat Ivan Topping
konuşmaa olarak kaülacak. Türkiye
Soroptimistler Kulüpleri Federasyonu
ve Ankara Soroptimist Gruplan adına
Gazı Osman Paşa Soroptimistleri Klubü,
insan haklanyla ilgili olarak bir panel
düzenledi. Paneli, Merkez Bankası
Başkan Yardımcısı Bediz Denüray
yönetecek. MahmutTaliÖngören,
Ankara Hukuk Fakültesı Öğretim Üyesi
Prof. Clker Gürkan, Türkiye Soroptimist
Kulüpleri Federasyonu, İnsan Haklan ve
Kadın Statüsü Koordinatörü Gûlriz
ÖzyıMmm ile gazetemiz yazarlanndan
Mıistafa Ekmekçi konuşmaa olarak
katıJacaklar. Açış konuşmasını, Gazi
Osman Paşa Soroptimist Kulüp Başkanı
Prof. Dr. AyferGünalpyapacak
Toplantı. bugün saat 14.00'de, TC Ziraat
Bankası'nm Tandoğan'daki toplantı
salonunda vapılacak.
İzmir
İzmir Barosu, ÇHD ve İzmir Tabip
Odası temsilcileri, Buca Cezaevi, çocuk
yurdu. ıslahevi, huzurevi, genelev ve
karakollara giderek İnsan Haklan
Bildirgesi dağıtacaklar. Hafta nedeniyle.
bugün Atatürk Müzesi'nde insan haklan
karikatür sergisi açılacak. Gecede
Bilgesu Erenus, Metin Kahraman Koma
\e Harun'un katılacağı, şiir
dramatizasyon gurubunun katılacağı
konser gerçekleştirilecek. Karşıyaka
Belediyesi'nin bu yıl Ufnr Mumcu'ya
\erdiği İnsan Haklan Odülü'nü kardeşi
Ceyhan Mumcu alacak. 12 Aralık Pazar
günü saat 17.30'da Karşıyaka İnsan
Haklan Parkı'nda yapılacak törene SHP
Genel Başakanı Murat Karayalçın'm da
katılacağı bildirildi.
İstanbul
İnsan Haklan Derneği bugün saat 12.00'-
de Sultanahmet Parkı'nda basın
açıklaması yapacak. Akşam saat 19.30'-
de Mecidiyeköy Kültür Merkezi'nde
"Insanlık adresine gönderibniş bir
mektuptur Emil Galip" gecesi. TYS,
ÇGD. TİHV ve Pen Yazarlar derneğinin
katkılanyla gerçekleştirilecek. Çağdaş
Gazeteciler Derneği, bugün saat 10.00'da
taplaülan, kapatılan. baskıya uğrayan
hasın kuruluşlannı temsilen Özgür
Gündem Gazetesi'ni ziyaret edecek.
Ziyarete ÇHD, ÇASOD. İHD ve DİSK
temsilcileri de kaülacak. Yann İHD'nin
*Savaş ve Biz" adlı forumu Mecidiyeköy
Kültür Merkezi'nde saat 11.00'de
gsrçekleştirilecek. 12 Aralık pazar günü
sıat 12.00-17.00 arasında Beyoğlu Mis
Sokak'ta sokak şenliği yapılacak. Akşam
saat 20.00"de Cemal Reşit Rey konser
salonunda "Zıkkmıın Kökü" adlı fılmin
plası gerçekleşecek. 13 Aralık pazartesi
İHD İstanbul Şubesi'nde "tnsan Haklan
Mücadelesinde Bir Uzun Yiirüyüş"
tonulu söyleşi ve video ve dia gösterisi
jerçekleştkirilecek. 14Arabksalıgünü
sıat 19.00'da Mecidiyeköy Kültür
Merkezi'nde "Medya ve insan haklan"
tanulu panel yapılacak.
Kölelik sisteminde bütün insanlar için
geçerli haklardan söz edilemiyordu. Bu
dönemdeki haklar öncelikle özgür vatan-
daşlar için geçerliydi. Özgür vatandaşlar
ise sadece erkeklerdi.
Ortaçağ'da Avnıpa, dini ve dünyevi ik-
tidarlann çatışmasına tanık oluyordu.
Kilise ile yönetici otorite arasındaki bu
çaüşma, iktidarlann sınırlandınlması fik-
rini ortaya çıkardı. Kral ile derebeyler.
derebeyler ile köylüler arasındaki ilişİciler
de insan haklan kavramının gelişmesinde
rol oynadı.
Ortaçağ Avrupası, gücünü arttırmak
isteyen merkezi iktidarlara karşı yerel
güçlerin mevcut haklanru koruma savaş-
lanyla doludur. Bu mücadeleler sonu-
cunda ilk insan haklan belgeleri oluştu.
Bunlann başında 1215 tarihinde İngilte-
re'de imzalanan "Magna Charta" gelir.
Soylular ile kral arasında imzalanan bu
anlaşmayla, krala karşı soylulann hak-
lan güvence altına alınmış ve baronlar ta-
rafından oluşturulan bir komisyon, bir
tür iktidar kontrol organı olarak çalışma-
ya başlamıştı. 1514"te "Tübingen Anlaş-
ması" olarak bilinen anlaşmayla da
Würtenberg'de oturan herkesin namus.
vücut ve hayatını ilgilendiren konularda
kanunlarda yazılı olanlar dışında cezaya
mahkum edilemeyeceği hükme bağlandı.
16'ncı yüzyıl kilise reform hareketinin
insan haklan düşünccsinin gelişmesinde
etkisi olduğu savunuluyor. "Martin Lut-
her"le birlikte kilise karşısında insanjn
değeri aıttı.
16 ve 17'nci yüzyıllarda, insan haklan
kavramı sistemleşmeye başladı ve dinsel
ögelerden kurtulma sürecine gjrdi.
Fransız Devrimi ile kilise karşıtı, din düş-
manı bir karakter kazanan doğal hukuk
anlayışı, bu dönemde yerleşmeye başladı.
Artıİc insan haklan mantıkta, dolayısıyla
akh ile düşünebilen insanda temellendiri-
liyordu.
1689'da İngiltere'de, İkinci İngiliz Dev-
rimi sırasında İnsan Haklan Beyanname-
sinin (Bill Of Rights) ilanıyla "John Loc-
ke". her birey için geçerli olan değiştirile-
mez haklar anlayışını sistemleştirdi. Bu
beyannameyle bugünkü insan haklan
anlayışının klasik ilk biçimi temellendiril-
di.
Fransa, insan haklan kavramının
yüzyıllar süren mücadelesinde tepe nok-
tayı işgal eder. 1789 Fransız Devrimi'nde
ilan edilen Vatandaşlık ve İnsan Haklan
Bildirgesi, aynı zamanda bir çağın haber-
cisidir. Bu beyannamenin oluşmasını sağ-
layan"Rousseaıı","Montesquieu","Volta-
ire" gjbi isimler, insan haklan kavramıyla
birlikte anılmaya başlandı.
Günümüzdeki içeriği
İnsan haklanrun günümüzdeki içeriğini
kazanması, başlıca üç aşamadan sonra
oldu. İlk aşama, 17 ve 18'incı yüzyıllarda
İngiliz. Amerikan ve Fransız devrimleri-
nin klasik hak ve özgürlükleri yaratması-
ndan sonra, haklar zemininde bireysel ve
kişisel haklar ortaya çıktı. Yasal eşitlik.
ÖzürHilere tamnanhaklarda 'özürlü
9
Diğer insanlardan "farklT olanın insan
haklanndan yararlanamayacağını kim
iddia edebilir? Bazı "uç" ideoloji ya da
düşünceye sahip olmayan hiç kimse.
İnsan haklanyla ilgili bütün kurallar.
bütün insanlar için geçerli. Özürlüler için
de. Kuramşal olarak. Ya gercekte?..
Ortopedik Özürlüler Federasyonu
Başkanı. Türkiye Sakatlar Derneği
Genel Başkanı Şükrii Boyraz, insan
haklanmn bir bütün olduğu kuramşal
olarak herkes tarafından kabul edilse de
yaşamda bunun böyleolmadığmı
söylüyor. Aileden devlete kadar
toplumun bütün kurumlannın,
bireylerinin özürlülere diğer insanlardan
farklı davrandığını anlatan Boyraz,
"Aile, sakat çocuğunu acıyarak böyütür.
Ona güvenmez, beceremeyeceği
düşüncesiyle hiçbir iş y aptırmamava
çalışır. Toplum da ailenin bu da> ranrşını
gösteriyor; sakata işe yaramaz göziiyie
bakıyor"diyor. Eksik olduğu dü^ünülen
ve nüfusun yüzde 13'undan fazlasını
oluşturan sakatlar. ne kadar yetenekli
olurlarsa olsunlar iş bulamıyor. toplum
içindeki yerlerini hakettikleri ölçüde
alamıyor. Sakatlar, Anayasal bir hak
olsa da pratikte diğer ınsanlarla eşit
tutulmuyor. Türkiye Cumhuriyeti
Devleti'nin sakatlarla ilgili doğrudürüst
bir poliükası olmadığmdan yakınan
Şükrü Boyraz. "Bırakın doğru düriist bir
politikay ı, devlet, sınırlan içinde yaşayan
sakatlann sayısını dahi net olarak bil-
miyor. Resmi rakamlara göre Türkiye'de
6 milyona yakın sakat olduğunu iddia
ediyorlar. Oysa bu rakam. bize göreçok
daha fazla. Tedavi için önce teşhis
koymak lazım. Clkesinde y aşayan
sakatlann say ısını bilmeyen devlet,
tedaviyi nasıl gerçekleştirecek?" diye
soruyor. "Madem ki bizlerin de insan
haklanndan aynen yararlanacağımız
söyleniyor. iddia ediliyor, peki o zaman bir
sakat için koskoca İstanbul'da neden iki
tane tuvaJet var? Neden kaldınmlar. yoUar
yapıiırken sakatlar da düşünübnüyorT"
diyen Şükrü Boyraz, sakatlann çaiışma
hakkının da verilmediğini vurguluyor.
Yasalara göre işyerlerinde. her yüz kişi
için iki sakaün istihdam edilmesi
gerekirken işverenlerin buna uymadığı,
devletin de bunu takip etmediği
belirtiliyor. Birçok sakaün dört du var
arasında yaşamak zorunda bırakıldığını
da belirten Boyraz, '"Bunun, insan
haklannda hiçbir yeri olmasa gerek" diye
konuşuyor. Sakatlarda okuma- yazma
oranmın yüzde 2, istidamın yüzde 2 oldu-
ğuna değinen Boyraz," Yaşamak
herkesin başta gelen hakkı. Insanlann her
alanda toplum icinde yer alması gerek.
Tüm bu söylemlere karşın, evimizden çıkıp
tiy atroya. sinemaya bile gidemiyoruz.
Çoğumuz işsiz. Bunlarda insan haklan
kapsamına girmiyor mu?" diye soruyor.
Dev let yardımmın 300 bin lıra olduğu
düşünülürse, bırakın en sıradan insan
haklanndan yararlanmalannı, onlara
yaşama haklanmn bile
tamnmadığı söylenebiür.
tnsîinlar lıjıkİMnnı fı*»n aradı a m a İnsanoğlu, yüzjıllardır haklarmın peşinde koştu durdu. Bazen tek tek, ba-
ınsanıar naKiarını nep araaı ama... Kn
^ ^ ç o c u ğ u a i l e s i y l e
^ t , ^ , göste
riierde haykırdı: "insan, hak-^ ^ ç ğ y g
y ,
lanyla insandır". Yasa koyucuya 'teba' değil yurttaş olduğunu sürckli anımsattı. Haklanmn bilincinde olduğunu gösterdi. Zorladı
yasa koyucuyu insan haklan için. Bu zorlamalarla oluştu insan haklan manzumesi.
İnsan haklanmn sivil örgütleri: Türkiye insan Haklan vakfı
Önen: Türkiye bir rönesans yaşayabilirİHD ve İHD'nin 32 kurucusu tarafından Ankara'da 15
Şubat 1990"da kurulanTürkiyeİnsanHaklan Vakfı işken-
ce görenlere yardım eden bir merkezin bulunmaması ne-
deniyle bu işlevi ağırlıklı amaç olarak edinerek çalışma-
lanna başladı. Türk Medeni Yasası'na göre kurulan, hü-
kümet dışı ve bağımsız bir kuruluş olan vakfın gelirleri,
bağışlar, günlük Insan Haklan Raporu'nun satış gelirle-
rinden oluşuyor. Vakfın İstanbul ve İzmir'de temsilcilikle-
ri bulunuyor.TİHV Başkanı Yavuz Önen sorulanmıza şu
yanıüverdi:
-Eklenen yeni kavramlarla birlikte Türkiye'de İnsan hak-
larının genişJeyen boyutunun yeterince uygıdanabilir oldu-
ğuna inanıyor musunoz? Hangi nedenle uygulanıyor ya da
uyşjlanamıyor?
ONEN-İnsan haklan Türkiye'de uygulanabilir mi so-
rusu, devletin ya da hükümetlerin insan haklanna yak-
laşırrana bakmamızı gerektiriyor. Bugün Türkiye'de iki
ideolojinin devlet ve hükümet kaünda etkinleşmesine ve
yükselmesine tanık oluyoruz. Bunlardan bir tanesi İslama
ideolojidir. Bu ideoloji toplumumuza şeriat hükümlerinin
belirlediği bir yaşam biçimini öngörüyor. Baü kökenli in-
san haklan kavramlannı ve kurumlannı (devlet biçimi da-
hil) yadsıyan yaklaşımı var.
ikinci ıdeolojik akım milliyetçiliktir. Ülkemizde bugün
demokrasi ve insan haklan kavramlan Türk milliyetçiliği-
nin şoven politikalan uyannca belirleniyor.
Her iki ideoloji güncel olarak dünyadaki gelişmelerin de
yarattığı ivmeyle psikolojik bir avantaj sağlamış bulun-
maktadır. Bu ideolojik avantajm sağlaîimasmda yalnız
devletin ve hükümetin değil, parlamentonun. siyasi parti-
lerin, sendikalann. demokratik kitle örgütlerinin, meslek
odalanrun da önemli sorumluluk ve katkılan vardır. Ge-
nel tepkisizlik ortamında ve faşist bir anayasal ve hukuk-
sal sistemin şemsiyesi altında her iki ideoloji halen, evren-
sel insan haklan değerlerinı ve onlann kurumiannı genlet-
• TIHV Başkanı Yavuz
Önen: 12Eylülaskeri
darbesinin anayasasının ve
ona dayanan hukuk
sisteminin ve demokratik
yaşamı düzenleyen tüm
yasalann insan haklan ve
demokrasi ilkeleri ışığında
değiştirilmesi gerekir
miştir. Bugün ülkemizde. devlet ve hükümetin bakış açısı
ne yazık ki özetle tanımlamaya çalıştığım ideolojilerin ege-
menliği alündadır. Bu nedenle evrensel insan haklan de-
ğerlerini, kavramlannı ve kurumlannı kabul etmekte ve
uygulamakta sıkıntı çekmektedir. Onlan uygulamakta,
geliştirmekte bir yükümlülük ve sorumluluk duymamak-
tadır. Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi düzeyinde
imzalanmış olan sözleşmeler de bu ideolojilerin süzgecin-
den geçirilmektedir.
Sonuç olarak, insan haklan ve demokratikleşme alanı-
nda toplumsal bir baskı hissetmeyen. aksine dinci, şoven
milüyetçi akımlann, militarizmin ağır baskısı ve yönlen-
dirmesi altında bir devlet rejiminde, ek olarak ağır savaş
koşullannda, Türkiye'de bırakalım genişleyen boyut-
lannı, insan haklanmn başlangıçta olanlan bile uygulana-
mamaktadır. Bu koşuliar sürdükçe de beklenen uygulama
gerçekleşemeyecektir.
Uluslararası sözleşmelere uyulmalı
-İnsan haklan ihlallerinin Türkiye'de önlenebUmesi için
ne gibi önerileriniz var?
ÖNELN-İnsan haklan ihlallerinin önlenmesi. dünyaya
ve in<;ana insanca bir bakışın ışığında verilecek uğraşlara
bağlıdır. İnsan haklan kavramlannın ve onun uğruna mü-
cadelenin önce toplum icinde yerleşmesi ve yaygınlaşması
gerekmektedir. Demokrasimizin gerçekten yaşanır bir du-
ruma geürilmesi ve bu amaçla toplumun siyasi partilerle
beraber diğer tüm kurum ve kurulıışlannın özgür bir or-
tamda etkinlik göstermeleri ve gelişmelerinin önündeki
engellerin kaldınlması gerekir.
Kişi ve kuruluşlann düşünme. örgütlenme özgürlükleri
kısıtlıdır. Bütün bu engel ve kısıtlılıklan ayakta tutan 12
Eylül askeri darbesinin anayasasının ve ona dayanan hu-
kuk sisteminin ve demokratik yaşamı düzenleyen tüm ya-
salann insan haklan ve demokrasi ilkeleri ışığında değişti-
rilmesi gerekir. Türkiye'de insan haklan ihlallerini teşvik
eden, koruyan ve ihlalcileri koğuşturmayan bir anlayış ve
ona uygun bir yasal düzenleme var. Bütün bu anlayışın ve
düzenlemelerin terkedilmesi gerekir. Uluslararası sözleş-
melerin iç hukukumuza temel veri oluşturması gerekir.
Bu değişime kararlı siyasi akımlar veya hükümetler için,
Türkiye elverişli bir ortama sahip. Demokrasi ve insan
haklan alanında hergün ileri bir adım atılabilir. Toplu-
mun böyle bir sürece girmesiyle, istemleri hakkında doğru
saptamalar yapılabilir ve Türkiye bir insan haklan röne-
sansı yaşayabilir.
Yeni yasal düzenleme olayı Türkiye'de ertelenemez
önemdedir. Tüm toplumu bu amaçla tartışma sürecine
sokacak bir erken genel seçime gidilebilir. Siyasi partiler
Kürt sorunu, insan haklan ve demokratikleşme konulan-
nda halka mesaj iletebilir, halkın tepkisinı ölcebilirler.
Ancak dinamik ve acil bir tartışma ortamında, devletin,
hükümetin, medyanın bugünkü ideolojik kısıtlanmadan
sıynlması ve banşcıl demokratik bir toplum kurma
yolunda adım atması gerekir. Toplumsal ölçekte özgür bir
örgütlenme ve propaganda ortamı yaratılmadan,
Türkiye'de insan haklannı koruma ve geliştirme alanında
daima sorunlar yaşanacaktır.
kişi güvenliği, bireysel özgürlük, düşünce
ve inanç özgürlüğü, siyasal haklar ve mül-
kiyet hakkı bunlann en önemlisi olarak
belirirken, kapitalizmin yükselişi döne-
mindeki bu gelişmeleri devletler sadece
"seyretti." Çünkü çağın egemen ideolojisi
liberalizm ve bireycilik, devletin rolünün
en düşük düzeyde kalmasını öngörüyor-
du. Ekonomik ve toplumsal güçten yok-
sun geniş halk yığım için, soyut içerikteki
bu tür bir insan haklan kavramı anlam
taşımıyordu.
Insan haklanmn gelişmesinde ikinci
aşama, 19'uncu yüzyılın ortasından sonra
yükselmeye başlayan kitle hareketleriyle
belirginleşti. Kitle hareketleri, bu kez sos-
yal eşitlik eksenıne yönelirken, sosyalist ve
reformcu düşünceler bu hareketlere ön-
derlik ediyordu. Bu hareketlerin sonunda
insan haklanmn içeriği genişledi ve devle-
tin tutumunun "sosyal devlet" olması ge-
rektiği sentezine ulaşıldı. 20nci yüzyılda
anayasalara, yasalara ve uluslararası söz-
leşmelere giren ikinci kuşak insan haklan
maddeleri. ekonomik. sosyal ve kültürel
nıtelıkteydi. Çaiışma, adil ücret. sosyal gü-
venlik, sendıka. grev, sağlık ve eğitim gibi
haklan kapsıyordu. Bu haklar devlete, ka-
pitalizmin yarattığı sosyal eşitsizliği gi-
derici müdahalelerde bulunmak, çalışan
sınıflan ekonomik. sosyal ve kültürel yön-
den desteklemek görevini veriyordu.
Böylece "bekçi" ya da "jandarma" devlet,
yerini "sosyal devlef'e bırakıyordu.
Üçüncü aşama 20'nci yüzyılı ikiye ayı-
ran İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra
Üçüncü Dünya Ülkeleri'nin istemlerini
yansıtan uluslararası bir anlayışın yaygı-
nlaşması ve uluslararası destek bulmasıyla
ortaya çıktı. Bu süreçte. gelişmemiş ya da
az gelişmiş ülkelerin siyasal. ekonomik,
sosyal ve kültürel geleceklerini belirleye-
bilme, doğal kaynaklardan yararlanabil-
me hakkı dile getirilirken, ezilen uluslann
halklannın bağımsızlık. dünya nimetle-
rinden eşit ve adil yararlanabilmek için
verdikleri mücadele ön plana çıktı. Banş
hakkı, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşa-
ma hakkı, kadın ve çocuklann sahip oldu-
ğu haklar gibi bütün insanlığı kucaklayan
biçimlerde uluslararası düzeyde antlaşma-
lar düzenlendi ve Birleşmiş Milletler'in
öncülüğünde bu haklann uygulanması
için üye ülkelere tavsiyelerde bulunuldu.
Bu süreçte görüş birliğine vanlan haklann
kollektif nitelık taşıması. bunlara topluca
"dayamşma haklan''' denmesine yol açtı.
Osmanlı İmparatorluğu'ndan
Türkiye CumhuriyetTne
Türk toplumlannm yapısını inceleyen
araşürmalarda, şiddetin, yöneticilerin
elinde bir hak olarak kullanıldığı görülü-
yor. Araştırmalarda ilk Türk toplum7
lannın dini olan Şamanizmde akıllı kışile-
rin tannnın işine yarasm düşüncesiyle
öldürülmesi ve "adam ötdünnek insana
cennette bile varar sağlar" gerçeğiyle
karşılaşılnor. fslamiyeün kabul edilme-
siyle de "fslant kılıç ve gaza dinidir" sözün-
de olduğu gibi yaygın uygulama sürüyor.
Osmanlı döneminde padişahlann 3'te
birinin, 200 vezirden 76'sının öldürülmesi,
padişahhk için kardeşlerin bırbirlerini bo-
ğazlatmalan. hep bu düşüncenin ürünü
olarak ortaya çıkıyor. "Siyaseten Katl"
adıyla insanlar idam ediliyor. 1837 yılı-
ndaki Kürt ayaklanmasının bastınlması
için. kesilmiş Kürt başı getirene 200 kuruş
verildiği tarihçilerce belirtiliyor.
Osmanlı İmparatorluğu'nun modern
içerikteki ilk düzenlemesi Tanzimat Fer-
manı ile oldu ve işkence yasaklandı. Bunu
izleyen 1858 Ceza Kanunu da işkenceyi.
"menınu" kılarken sürgünü ceza olarak
içeriyordu. Modern hukukta "ilkd" ola-
rak nitelenen sürgün cezası 20'nci yüzyılın
başında yeterli görülmedı ye siyasi cina-
yetler işlenmeye başlandı. İlk gazeted ci-
nayeti. bu dönemde işlendi.
TürkiyeCumhuriyeti tarihinde de"Tak-
rir-i Sükun" yasasıyla İstiklal Mahkeme-
len kuruldu ve bu mahkemeler birçok ki-
şinin idamını kararlaştırdı.
Tek parti döneminin ardından "daha
çok demokrasi'* vaadiyle iktidara gelen
Demokrat Parti döneminde de. bir süre
sonra "komünLst a»ı" başladı. Devlet
baskısı her alanda kcndısıni iyice hissettir-
meye başladı. Bu dönem. özellikle öğrenci
başkaldınlannın etkisiyle 27 Ma>ıs 1960
ihtilaliyle sonuçlandı. Bu kez de Demok-
rat Partili avı başlamıştı. 1961 Anayasası.
görece daha demokratik haklar içeriyor-
du.
12 Mart 1971 askeri muhtırasının ardı-
ndan da insan haklan iyice ayaklar altına
alındı. Toplumun ilerici. aydın unsurlan-
nın neredeyse tamamı cezaevlerine girdi.
Ünlü Ziverbey Köşkü. bu dönemin insan
haklanna bakışı açısından karakterisuği-
ni ortaya koyan işkencelere sahne oldu.
Yine Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin
tnan siyasi eylemlerinden ötürii. siyasi ka-
rarla asılarak öldürüldü.
12 Eylül'ün bilançosu
Askeri darbelerin sonu henüz gelme-
mişti. Türkiye. bir 12 Eylül darbesini de
yaşamak zorunda kalacaktı. Bunun fa-
turası ise, insan haklan açısından, çok çok
ağır oldu...
Dünkü sunuş yazımızda da yer verdiği-
miz gibi bu dönemde 650 bin kişi gözaltı-
na alındı, bunlann 210 bini hakkında da-
va açıldı. 6 bin 353'ü hakkında idam ce-
zası istendi, 50'si idam edildi. 370 bin kişi-
ye pasaport verilmedi. 14 bin kişinin siyasi
haklan elinden alındı. Sorgusu sırasında
300 kişinin ölümü "kuşkulu " bulundu. 17
kişi işkenceden ölürken 52 bin kişi çeşitli
hapis cezalanna çarpünldı. 937 fılm ya-
saklandı. 251 kitap yakıldı. 458 süreli
yayın ile 23 bin 667 dernek yasaklandı.
Bütün bu karanhk tablo insanlan ör-
gütlenmeye itti ve başta İnsan Haklan
Derneği olmak üzere çeşitli sivil örgütler
kurulmaya başlandı. 2000 yılına hazı-
rlanan dünya ve Türkiye'de insan haklan
hala ihlal ediliyor ve hemen her ülkede
insanlar haklannı korumak; yeni haklar
elde edebilmek için örgütleniyor.