25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10ARALIK1993CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI 11 Özel sektör Avrupalılaştı • Ekonomi Servisi - AT ile ilişkilerde özel sektörü temsil eden İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV), gümrük biriiği konusunda beklenen önlemleri zamanında almayan hükümet ve yükümlülüklerini yerine getirmeye yanaşmayan topluluİc yönetımine karşı yine "yumuşak çıkış" y aptı. Hükümetten eşit rekabet koşullannı oluşturması, ATden de mali yardım protokollerini devreye sokması talebini yıneleyen ÎKV Başkanı Sedat Aloğlu, " Avrupa ile bütünleşme yolundakibusüreç içerisinde, sorunlan ve önerilenmizi, bir Avrupah gibi soğukkanlı biçimde anlatmaya devam etmelıyiz"' dedi. Teknoloji nasıl pazarlanır? • Ekonomi Servisi - Avusturya-Klagenfurt Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. D.J.G. Schneıder pazartesi günü Marmara Üniversitesi İşletme Kulübü'nün davetlisi olacak. Prof. Schneider'in " Araştırma Geliştirme ve Pazarlama Arasındakı llişkilerin Şekillendirilmesı" konulu konferansı, Marmara Üniversitesi Almanca İşletme Bölümü Anadolu Hisan Kampüsü'nde saat 10.00'da başlayacak. Çelîk Halara yeni genel müdür • Ekonomi Servisi - Çelik Halat ve Tel Sanayiı AŞ'nin genel müdürlüğüne aynı za- manda şirketin yönetim kurulu murahhas üyesi Bekir Soytürk getirildi. Göreve getirildikten sonra bir açıklama yapan Soytürk "Şirketin pazaraaçık bir sanayı kolunda faaliyet gösterdiğım ifade ederek, amaçlannın Çelık Halat ve Tel Sanayii AŞ'nin kapasıtesini çeşitlendirerek var olan kapasıteyi ikiye katlamak olduğunu" söyledı. Bekir Soy- türk, şirketin hedeflennı; çalı- şanlann motivasyonunu ve katüımını arttırmak, şirketin tüm \ arhklanna dinamizm ka- zandırmak, ürün çeşitlendiril- tnesi ile birlikte kapasıte artün- mını sağlamak, değışen ve geli- şen bir kunımsal kültür oluş- turmak olarak gösterdi. Taşkömûrüne zam • ZONGLLDAK (AA) - Taşkömürü ve yan ürünlerine yüzde 30 oranında zam yapıldı. Zamh satışlara bu sabahtan itibaren başlandı. Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Genel Müdürlüğü'nden alınan bilgiye göre taşkömürü ve yan üriinlenne, enflasyon artışı ve girdılerdeki artış dikkate ahnarak yüzde 30 oranında zam uygulandı Taşkömürü fiyatlarıKDVharic Cari işlemler açığı 9 ayda yüzde 521 artarak 4 milyar 827 milyon dolara çıktı Ctnsi Zonguldak parça Çatalağn parça Anrnjtçuk parça Amasra parça Amutuk 010 AmasraOIO Mıkst Rltrasyon Araürûn Eıti m1'20000 1 '00100 1090000 1060000 535000 «0000 248.00C 330000 365.000 Yenl 1460000 1430000 1 420000 1380000 695000 625000 325000 430000 475000 Trend Holding sermaye arttirdı • ANKARA(ANKA)- Nasrullah Ayan'ın sahibi olduğu Trend Holding ile Borsa'nın yabana ortaklı aracı kuruluşlanndan Global Menkul Değerler'in oluşturduğu yatınm ortaklığı şırketi sermaye arttınmına gıtti. Trend Holding'in sermayesi ikı katına çıkanldı. Holding sermayesi 50 milyar lıradan 100 milyar liraya yükseltildi. Artünmın tamamı nakit olarak karşılandı. • ANKARA(ANKA)- Çitosan gelecek yıl atağa kalkmaya hazırlanıyor. Bu yıl sonundan önce kuruluşa bağlı 10 şirketin toplam sermayesinde yanm trilyondan fazla artış gerçekleştinlecek. Çitosan'ın bağlı kuruluşlan konumunda bulunan Toprak Grubu'ndaki dört şirketin toplam sermayesi 28.5 milyar liradan 185 milyar liraya çıkanlacak. Bu kuruluşlarda gerçekleştinlecek arttmm 156.5 milyar lira düzeyindc olacak. Dış açıktaANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Tür- kiye'nin ödemeler dengesı bilançosuna göre bu yıl dokuz ayda, geçen yıhn aynı dönemine oranla can işlemler açığı yüzde 521 arttı. Merkez Bankası'nın haftahk basın bül- teninde yer alan verilere göre bu yıl ocak- eylül dönemınde cari işlemler dengesi 4 milyar 827 milyon dolar açık \erdı. 1992 vılının ayru döneminde can ışlemler açığı 777 milyon dolar olmuştu. Cari işlemler açığının artmasında etkili olan kalemlerden biri olan dış ticaret açığı da söz konusu dönemler ıtibanyla yüzde 83 orarunda arttı. 1992 yılı ocak-eylül dö- neminde 5 milyar 883 milyon dolar olan dış ticaret açığı. 1993'ün aynı dönemınde 10 milyar 770 milyon dolar olarak gerçek- leşti. Öte yandan, bu yıhn eylül ayında, cari işlemler dengesı 456 milyon dolar açık ver- di. Geçen yıl aynı ayda çıkış işlemler denge- si 160 milyon dolar fazla vermışti. Türkiye, bu yılın dokuz ayında toplam 5 milyar 355 milyon dolar dış borç gen ödemesınde bulundu. Ödemeler dengesi bilançosuna göre bu yıl ocak-eylül döneminde yapılan dış borç ödemelerinin 3 milyar 333 milyon dolannı anapara. 2 milyar 622 milyon dolannı da faiz ödemelen oluşturdu. 1992 ocak-eylül döneminde. 3 milyar 559 milyon dolan anapara, 2 milyar 333 milyon dolan da faiz olmak üzere toplam 5 milyar 892 milyon dolarlık dış borç gen ödenmişti. Bu yıl dokuz ayda. orta ve uzun vadeli kredı kullanımı 3 milyar 705 milyon dolar oldu. Geçen yıl aynı dönemde. 2 milyar 633 milyon dolar tutannda orta ve uzun vadeli kredi kullanılmıştı. Söz konusu dö- nemler karşılaştınldığmda orta ve uzun vadeiı kredi kullanımında yüzde 40.7 : Yüzde500Geçen yıl aynı dönemde turizm gelır- leri 2 milyar 951 milyon dolar düzeyınde bulunuyordu. Ödemeler dengesi bilançosuna göre, tunzrn giderlen ıse söz konusu dönem- ler ıtibanyla yüzde 10.9 ararak bu yıl dokuz ayda 718 milyon dolara yükseldi. Geçen yıl dokuz ayda 647 milyon do- larlık turizm amaçlı harcama yapılmıştı. Bu veriler çerçevesinde, 1992 ocak- eylül döneminde 2 milyar 304 milyon dolar olan net tunzm gehrlen. bu yıl aynı dönemde milyar 326 milyon dolar oldu. Öte yandan, Türkiye'nin döviz girdi- leri arasında önemli yer tutan kalemler- den işçi gelirleri bu yıl dokuz ayda geçen yıla oranla yüzde 6.2 arttı. İşçi gelirleri, bu yıl söz konusu dönemde 2 milyar 261 milyon dolar oldu. İşçi gelirleri. geçen yıl dokuz ayda, 2 mılyar 127 milyon dolar idüzeyinde bulunuyordu. MIKRO oranında artış kaydedildiğı görulüvor. Öte yandan, bu yıl ocak-eylül dönemin- de geçen yıla oranla yüzde 54.7 artışla 3 milyar 644 milyon dolar tutannda kısa va- deli kredi sağlandı. Geçen yıl söz konusu dönemde sağlanan kısa vadeli krediler 2 milyar 355 milyon dolar olmuştu. Kısa va- deli kredılerdekı artışa bağlı olarak kısa vadeli yükümlülükler de bir önceki yılın söz konusu dönemine göre yüzde 72.4 ar- tarak 3milyar961 milyon dolara ulaştı. Kısa vadeli borçlar 1992 yılının dokuz ayında 2 milyar 297 milyon dolar idi. Bu yıl dokuz ayda fıifi yabana sermaye gırişı de geçen yıhn eş dönemine göre yüzde 30 azalmayla 428 milyon dolara geriledı. Geçen yıl dokuz ayda 613 milyon dolarlık fıili yabana sermaye gırişı olmuştu. Yılın ocak-eylül döneminde turizm gelirleri, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3.1 oranında artarak. 3 milyar 44 milvon dolar olarak gerçekleşti. Otomotivde standart anlaşması Ekonomi Servisi - Çevre Bakanlığı ile Türk otomotiv sanayiı arasmda Avrupa Toplulu- gu'nun otomobil emisyon standartlanna uyum programı. Bursa'da yapılacak bir tö- renle Çevre Bakanı Rıza Akçalı tarafından imzalanacak. Çevre Bakanlığı ve Otomotiv Sanayiı Der- neğı arasında sürdürülen müzakerelerle van- lan mutabakat sonucu, Avrupa Topluluğu'- nda 1989 yılında kararlaşünlıp 1993 yıbnda yürürlüğe giren **EURO 93" otomobil emis- yon standartlan Türkiye'de 1995 yılından iti- baren uygulamaya konulacak. Belirlenen uy- gulama takvimine göre en geç 2000 yılında Türkiye'de katalitik konvertörsüz otomobil üretim ve ithalatı tamamen kaldınlıyor. Uygulama ile Türkiye'de otomobillerin yol açtığı zararlı egzoz gazlan temizleniyor. Oto- mobillenn yaydığı karbon monoksit, mevcut duruma göre %40, azotoksitler ve hidrokar- bonlar %70 oranında azalıyor. Katalitik konvertörlü araçlar sadece kur- şunsuz benzinle çalışıyor. Yeni uygulamaya geçılecek otomobillerde avnca karbüratör ye- rini otomatik enjeksıyon sisiemine bırakıyor. VltLY ARLIK NOSTALJİ- Londra'da yapılan bir müzavedede 1904 model Darracq marka otomobil 300 bin paunda (2 milyar 775 mihon TL) satın alındı. E*ert Louvmıens tarafından Rotterdam vakınlarındaki Hollanda l lusal Motor Müzesi için satın alınan otomobil 1953 Mİında en ivi İngiliz filmi seçilen Gene\ie>e adlı komedinin adı ile anılıjor. Karahasanoğlu'nu Hazine Müsteşarı yedi MİYASE İLKNUR/MEHMET GÜÇ - Emlak Bankası Genel Müdürü Şûk- rü Karahasanoğlu'nun görevden alın- masında, Başbakan Tansu Çiller'e en yakm bürokrat olan Hazine ve Dış Ti- caret Müsteşan Osman Ünsal'ın etkili olduğu öğrenildi. Şükrü Karahasanoğ- lu ve Emlak Bankası'yla ilgili çeşıtli söy- lentiler nedenıyle Ünsal'ın Karahasa- noğlu ile yıldızı banşmıyordu. Karahasanoğlu'nun görevden alın- masına, eskiden yapılan projelerin yeni- den pazarlığa açılması ve müteahhıt Ali Balkaner'le olan yakın ılişkisı gerekçe gösterihyor. Bankanın devam eden top- lu konut projelerindekı müteahhıt-ban- ka uyuşmazlığı da görevden alınma nedenleri arasında. Trilyonluk yoisuzluklar tkı eski genel müdürünün de aralann- da bulunduğu 21 yöneticisi "trilyonluk yoisuzluklar" nedeniyle mahkeme önü- ne çıkanlan Emlak Bankası'nın son • Emlak Bankası Genel Müdürü Şükrü Karahasanoğlu'nun görevden alınmasında Başbakan Çiller"e yakınlığıyla bilinen Hazine Müsteşan Osman Ünsal'ın etkili olduğu öğrenilirken, bunda eski projelerin yeniden pazarlanması ve müteahhit Ali Balkaner'le llişkisi gösteriliyor. Şükrü Karahasanoğlu Genel Müdürü Şükrü Karahasanoğlu da bankayla ılgilı çeşıtli söylentiler ne- denıyle görevden alındı. Emlak Bankası eski Genel Müdürü Şükrü Karahasa- noğlu. bankacılık yaşamına Akbank'ta başlamış ve Tütünbank deneyimıyle sektörün gözde banka yönetıcilen arası- na girmiştı. Kendi anlatımıyla, Tütün- bank'ı sıfırdan trilyonluk iş hacmine tırmandırarak kazandı bu "gözde"lik payesini. Ancak sektörde adının duyul- ması, bununla sınırh değıl. Tütünbank'- ın kredi müşterisi Cavit Çağlar'la müş- teri-bankaa ilişkısi olarak başlayan yakınlığı da önemli etken.. Ancak bu dostluğu asıl pekıştıren ve Karahasa- noğlu'nun çevresini genışleten ilişki, te- (ea müteahhit Ali Balkaner'le yaptığı ışbirliğı. İş dünyasının paraya sıkışan her fer- dinın yüksek faizli para kaynağı olarak ün salmış Balkaner'le kurduğu ilişkile- nn Karahasanoğlu'nun önünü açmada büyük kolaylık sağladığı ılen sürülüyor. Buna bir de, Süleyman Demirel'le Tü- tünbank'ın sahibi Selçuk Yaşar arasın- dakı ilişkisi eklenince Karahasanoğlu. 199O'Iı yıllara yıldızı parlayarak giriyor. 1991 seçımleri sonrası gerçekleşen hü- kümet değişikliğinin kamu kuruluşlan- nın yönetimlerine yansıyan ilk uygula- malanndan bıri Emlak Bankası'yla ilgi- lıydi. Devlet Denetleme Kurulu'nun hazırladığı raporlara göre usulsüzlük yaptığı belirlenen Engin Civan görev- den ahnarak mahkeme önüne çıkanldı ve Karahasanoğlu. Emlak Bankası'run başına getirildi. Dönemin Devlet Bakanı Cavit Çağ- lar'a bağlanan kamu bankalanndan bi- n olan Emlak Bankası'nın başına getiri- len Şükrü Karahasanoğlu'ndan kendi- sini bu göreve yükselten herkesin bir beklentisi vardı. Çağlar bu beklentisini kısa sürede ortaya koydu. Bursa'run Demirtaş İlçe Belediyesi sınırlan içinde- kı yaklaşık 2 milyon metrekare arsasını değerlendirmek ıstiyordu. En iyı değer- lendirme yöntemi de buraya Emlak Bankası ortakhğıyla bir toplu konut projesi uygulamaktı. Gerçekleşmesı ha- linde Çağlar'ın trilyon kazanacağı bır projeydi bu. Karahasanoğlu bu teklifi kendi sözleriyle "Kamuoyuna izahı zor bır karar olacak" diyerek reddetti. DİNÇTAYANÇ Suyun Başı Evde oturmus Deyimler Sözlüğü'nü karıştırıyorum... Sayfaları 'öylesine' çevirirken, ansızın gözlerim 'yerinde' bir deyime çakılıp kalıyor: "Suyun başını tutmak..." önemli bir konuma gelip de ınsanları ve olayları denetimi altında tutmak, dilediğince yönlendirmek gibi anlamlara çekilebilecek birdeyim bu. Ama içimdeki şeytan, aynı dü- şüncede değil! Hınzırlana hınzırlana "Suyun başını tut- mak, dilediğini susuz bırakmak anlamına da gelır" diye fısıldıyor içimsıra... Susuz bırakmak der demez, aklım başıma geliyor ve her ay "Hidrofora su basılıyor"teranesiyle, 6 bin TL'lik su kullandığımı belgeleyen sayacıma inat, benden 100 bin TL'yi aşkın su parası kesildiğini düşünuyorum. Duşüncem bununla da bitmiyor, yerimden fırlayıp "Is- tanbul'a su veren barajlardan falancasının suyu kullanı- lamayacak denli kirli. Hatta zehirli. Bu nedenle, Istanbul halkının Anadolu yakasında oturanlanna (kaba bir he- sepla bu 'oturanların' en azından 3 milyonu bulduğunu geçiriyorum aklımdan) üç gün su verılecek, bir gün kesi- lecek" buyuran İSKI Hazretleri'nin hatırını sora sora ban- yoya seyirtıyorum. Musluktan tıss' yok! (Yok, yok hakkını yemeyeyim; sa- dece 'tıss' var. Olmayan suyun kendisı!) Şöyle bir kafamı yokluyorum; dün de böyleydi, önceki gün de... "Hidrofora da n'oldu?" diye söylene söylene, kapıcının ziline seyırtiyorum bu kez de. Efendim, bızim apartmanda akşamları bır saat (o da 18-19 arası) su veri- liyormuş! Hidroforyetmıyormuş! Buyüzden, 'tıss'layetin- mem gerekiyormuş!" Ardından da 'barajın devre dışı kal- ması' öyküsü.. Demek, benım apartmanda (kendisı 40 dairelik bir blok- tur) 'suyun başını' hidrofor tutmuş!' (Ya da apartman yö- neticisi, o da olmazsa kapıcı vekaleten' bu 'tutma' işinı yürütüyorlar1 ) O hırsla mutfağa dalıp kahve yapmaya niyetleniyorum. 'Niyetlenmek' yetmıyor; çünkü içme suyu yok denecek düzeyde. O hırsla dışarı fırlayıp, bu kez de bakkala seyirti- yorum. Bakkalda, 'bir içimlik'inden 5 litreliğine değin bir dolu su ve tümünün üzerinde de anlı şanlı holdinglerimizin markalan var. Beş litreliklerden birini rasgele alıyorum. Bakkal "22 bin TL" buyuruyor! "Yahu, bu daha uç gün once 17 bin liraydı" diye geçiri- yorum içimden. Geçirir geçırmez de yandakı kuruyemiş- çiye seyirtiyorum. Aynı litrelik, aynı marka su 18 bin TL 1 İş edindim ya, daha yukarılardaki sokaklara seyirti üs- tüne seyirti seferleri' düzenliyorum. Market, bakkal, ku- ruyemişçi... Hepsinde 22 bin TL ile 17 bin TL arasında 'farklılaşan' fiyatlar. Farklılaşmayan salt lıtreleri ve mar- kaları... Sonunda 'bık getırip' 18 bin TL'liğine 'boyun eğıyor' ve eve dönüyorum. Demek ki, Feneryolu dolaylarında suyun başını tutan su satıcıları!' Evde, kahvem elimde (ben bu kahveyi dışarıda bir yer- de daha ucuza içerdim herhalde!) TV'de haberlerı dınle- mek için koltuğa yayıhyorum. Haberlerın ilk sırasında ÖTV (özel Tüketim Vergisı'ymiŞ kendilerı) ve Türkiye ekonomisıne getirecegi 'nimetler'i sıralıyor Boğaziçi Sul- tanı... Umarsızca dinliyorum.. 'Yatlardan, binek arabaların- dan, değerli takılar' gibi 'lüks' tüketim mallarından ve de alkollü içkı ve sıgara gibi 'zararlı' keyif vericilerden; (..) daha bir dolu 'luks' tüketim malından alınacakmış bu 'ver- gi.' (Bana kalırsa buna vergı değil, 'Osmanlı salması' de- nirya...) "Havyar" buyuruyor Boğaziçi Sultanı ve ardından ek- liyor "su, maden sodası...'' Gerisıni dinlemiyor, dinleye- miyorum... Sinirsel durumum elvermiyor... Efendim, şu benim ayaklarıma karasular indıren hol- ding hediyesi 1 ıçme sularından yuzde 10 'ÖTH' (Özel Tü- ketim Haracıü!) kesilecekmiş' Ama "fiyatlara yansımaya- cakmış! Çünkü üretim aşamasında, üreticinin maliyetleri arasında yer alacakmış bu vergi...' TV'yi nasıl kapattığımı bilmiyorum. Koltuğum ansızın 'dikenli fıçı'ya dönüşüyor. "Üreticinin maliyet unsuruyMUŞ!" Lafa bak: KDV'yı çı- karhrken de böyle demişlerdi. Şonunda, vergiyi (salmayı) sırtlanan emekçı kitleleroldu. Üstelik, yakında hangi üre- MArkası 14. Sayfada LEASING 2 1 . Y U Z Y I L B A N K A C I L I G I N D A HER ŞEY İNSAN İÇİN Banş'ın düşii, pasta fabrikası kurmak... Ali'nin tercihleri daha farklı. Onlar bilinçli, 21. yüzyıl insanlan... Siz de, şimdiden geleceği düşünün. Yarın "daha büyük" olmak için, bugün Vakıfbank'a gelin. VakrfBohk21. Yüzyıl Bankacılığı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear