25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
29 KASIM1993 PAZARTESİ CUMHURİYET2 SAYFA KULTUR Dünya çapında üne kavuşmuş oyuncular neden yönetmenliğe soyunuyorlar? harlie Chaplin 'Sunnyside'(1919)yan- da.RobertDeNiro'A BronxTale',Clint Eastwood 'Unforgiven', Woody Allen 'Another Woman', Mel Gibson'The Man without a Face' ve Laurence Olivier 'Hamlet' K• ültür Senisi - Gıtgide daha çok sinema oyuncusulca- meranın öbür yanına geçerek. yönetmenhğı meslek edinmeye başlıyor. Mesleğinde dünya çapı- nda başan elde etmiş oyunculan yönetmenliğe soyunmaya iten güdü ne olabilir? flk yönelmenlık denemesini "Yürii Olmayan Adam" fılmiyle yapan Mel Ğib- son'un yan şaka van cıddı söv Jedığı gitu "Yaşım ilerieyip >üzüm bözulduğunda işsiz kalmamak için" mı° Yoksa Hhchcock'un şaka ola- rak algılansa da son derece cıddi bıçımde dıle getırdıği oyunculann "güdülecek sığır " olduğu görüşü- ne katlanamadıklan ıçin mi? Bel- ki de hiç bir yönetmenin kendi oyunculuklannın değerini an- layıp gereğince yönetilmedikle- rinden yeteneklerinın heba edıl- diğine ınandıklan için? Aslinda oyunculuktan yönet- menliğe "scramak" sinema tari- hi kadareski bir uygulama. Üste- lik sınema sektöründe kesin bir işbölümü olsaydı. büyük olasılı- kla sinema tarihı de tümüyle de- ğişık olurdu. Örneğın Orson KamerarunçekicüiğiWeDs genç bir oyuncuyken ılk yönetmenlik denemesini yapma- saydı. "Yurttaş Kane" sinema ta- rihinin gelmış geçmış en iyı filmi olmayacaktı. Ya da Chaıiie Chaplin kamera önunden arkası- na geçmeye karar kılmasa sine- ma belki de bambaşka bir yolda ilerleyecektı. Benzer biçimde La- urenceOlivier yönetmenliğı dene- mese sinemanm konu seçimmde belirgın bir dönüş yaşanamaya- bilırdı. Bu ılk geçişlerden sonra uzun bir süre yönetmenlik ve oyun- culuk iki farklı alan olarak gö- rülegeldi. Yönetmenler her za- man aralanna girilmesı zor bir ayncabkh grup olarak kaldı Sı- nemada asıl sanatçının spotlann altında duran değil, elinde mega- fonu tutanlar olduğuna inanıldı hep. Oyuncular "star" olabilirdı ama yönetmenler "sanatçı"ydı Son 20 küsur yıldır kamerayı kapmak gibi zor ve prestijlı bir işı başarmanm yolu ya sinema oku- V-/yunculuktan yönetmenliğe 'sıçramak* sinema tarihi kadar eski bir uygulama. Son yıllarda yönetmenlik arzulannı tatmin etken isteyen oyuncular, yapımcılardaftöneîfaldıkîlnhdâj""' ' Tamam ama, ben yönetirsem" yanıtını verivorlar. yönetmen koltuğuna 1971 yıhnda. "Drive, He SakT ile otu- ran Nicholson. başansız olması- na karşın. l978de"Goin'Sout»r- fılminiçevirdi. 199O'daıse"China- town- The Two Jokes"la Polans- lu mezunu olmak. ya da işe senar- yo yazarak başlamaktı. Bu ge- lenek o kadar otumıuştu kı. yö- netmenliğe heveslenen gençlere ıyi senanst olmaya bakmalan, pı- yasada aranır hale gelince de "se- naryomu \ennm ama bir şartla ben yönetirsem" demcleri tavsiye edilmeye başlandı SpielbeTg, Lu- cas, Scorsese, Coppola gıbı yönet- menlenn hepsi bu gelenekten ge- çerek zoru başarmışlardı. tşte. son yıllarda yönetmenlik arzulannı tatmm etmek isteyen oyuncular, senaristlerin bu eski numarasına başvurarak amaç- lanna ulaşıyorlar. Filmlerinde oynamalan için milyonlarca dol- lan gözden çıkaran yapımcılar yıldız oyunculardan "tamam ama, ben yönetirsem"yanıtını alı- yorlar. Bir çoğu da başansız olu- yor ya da en azından oyunculuk- İannda daha başanlı olduklan ortaya çıkıyor. Ömeğin birinci sınıf bir oyun- cu olan Jack Nichotson. yönet- menlikte sınıfta kalıvor. tlk kez tasını kapattı. Ünlü komedi oyuncusu Eddie Murphy'ı büyük bir hayran kitlesine sahip olması- na karşın. yönetmenliğe so- yunduğu "Hariem Nights" fil- minde en vefalı hayranı bile öv- guye değer tek bır vön bulamadı. Robert Redford "Sıradan İnsan- lar" ile ılk yönetmenlik sınavını başanyla verdi ancak T h e Mi- lagro Beanfield War" fılmiyle oy- lesine başansız oldu kı. yönet- menlik hevesi sondü. Ancak oyunculan yönetmenli- ğe geçmeye teşvık eden bir örnek de yok aeğjl : Ctint Eastwood. 1971 yıhnda "Ray Misry for Me" ile yönetmenliğe başlavan East- vvood'un bu gecişinin altında ya- tan neden, üstüste birçok fılmde yönetmen hatası yüzünden yanlış rollerde oynatılmasıydı. Kendı işini kendi yapmaya soyunanlar arasında Eastwood beklenmedık bir başan gösterdi. özcllikle "RnT ve "Unforgiven" buyük başan elde ettı Bir başka başanlı geçış de süp- hesiz Woody Aüen'dan gelıyor. On parmağında on manfet olan bu, caz müzisyeni, oyuncu. se- naryo yazan ve yönetmen, sıne- maya oyunculukla gırdiğı halde tulmuş başanlı yönetmenlere de rastlamak olası. "Splash" "Pa- renthood" gibi hasılaı yapmıs, fılmlerin yönetmeni Ron Ho- vsard. Bir başka oyuncu Kennerh Branagh ıse yüklü bir bütçe ko- parmayı başararak kendinin dc rol aldığı son fılmi "Frankenstein"- 'ı yapmaya haarianıyor. Kısa- cası seyirci ne düşünürse düşün- sün, oyuncular yönetmenliğı denemeden sinemadan "emeklı olurlarsa gözlennin arkada' ka- lacağına inanmayı sürdürüyor- lar. Ne de olsa her zaman asıi ij- lerine geri dönebilirler . Üstelik bu denemeden yeni bir Chaplin ya da Welles çıkmayacağını kım bilebilır. Fransa'da Nazım Hikmet'in şiirlerinden bestelediği parçalardan oluşan iki konser veren Esin Afşar: 'Yozluklaryüzündenburadayokum' K ûltür Servisi-6 Kasım"da Strasbo- urg'un Stravinsky Salonu"nda ünlü ozanımız Nazım Hikmet'i anma gecesi düzenlendı. Programın bi- nnci bölümünde tiyatro sanatçısı Genco F.rkal, ozanın şiirlerinden örnekler sun- du. Programın ıkinci bölümünde ise Esin Afşar, bu gece için hazırladığı re- pertuanyla seyirci karşısına çıktı. Sa- natçı. aynı programı Metz"de de sundu. Bu gösterinin ardından, izleyıcıler Nazım Hikmet'in fotoğraflanndan olu- şan sergiyi gezdiler. Esin Afşar"la Nazım Hikmet'i anma gecesi ve yenı projeleri üzerine görüştük - Fransa'daki konserîerinizde reper- ruarmızı nasıl otuşturdunuz? Nazım Hikmet'in ölumünün 30. yılı nedeniyle Strasbourg Üniversitesi'nden Profesör Ragıp Ege bir konser organize etrj. Birinci bolümde Genco Erkal'ın gösterisi vardı, ikinci bölüm benim kon- serimdi. Benim Nazım'a hayranlığım çok eski- dırt dilini bu kadar güzel kullanan bır başka şair herhalde yoktur. Önceden beri de hep yapmak istediğım şeylerden bıriydı bir Nazım çallşması. Şan hocam beni yurekiendırdı. "Sen çok güzel Yu- nusiar besteledin. niye Nazım'dan kor- kuyorsunT" deyınce ben bu işe giriştim. Oradaki programa sadece davulcu ar- kadaşım Uskan Çelebi \e pıyanist arka- daşım Aslıgül Ayas'la gıttım. Ginşte benim söyledığim folklonk şeylerden bir kolaj yaptılar. Sonra ben "Evterinin Önü Mersm"le kolaja dahil oldum. Oradan uzun hava biçiminde bestelediSm "Memleketim"şiırine geçıl- di. Hiç kesmeden Zülfti Livaneli'nin- "Karlı Kayın Ormanı"nı so\ lcdık Bunu sözlen Metin Eloğluna aıt olar Selmi Andak'ın bır bestesı ızledı:*'La chanson d'Anatolie" (Anadolu Türküsü). Edy Mamej'in çe\insiyle. O geceye uygun düşen bir bestem de vardı."Âşka erer miyimT'. sözleri Aslan Tuncata'nın. Sonra sırasıyla Nazım'dan Ahmet Güvenç'in bestelediğı"'Yaşamak'*şiırinı. Aslıgül Ayas'ın bestelediği "Seviyonmı Seni"şıinni, Aslıgül Ayas'la birlikte bes- teledığımiz "Türk Köyliisü" şıınni. Aslı- gül Ayas'ın bestelediği "Yılbaşı'"şiınnı, Esin Afşar, çoğunluğu Nazım Hikmet'in şiirierinden besteienen parçalannı Uskan Çelebi(da\Til)ve Aslıgül Aj as (piyanist) eşliğinde seslendirdi. benim bestelediğim "Servilikler"ve "Tuna Üstüne'"şiırlerinı seslendırdim. Yves Montand'ın daima repertuannda bulundurduğu PHHppe Gerârd'ın beste- sı "La plus drole des creatures"ile de- vamettik. Philippe Gerard'ın en büyük özelliği- nın Nazım Hikmet bestecisi olması ol- duğu söyleniyor. Ardından, ikısi de hümanist olduğundan Nazım Hikmet'le özdeşleştirdiğım Yımus'tan "Bana Seni Gerek Seni"yi söyledım. Fikret Kızılok'- la birlikte besteledığımız Ahmet Arif ın "Vunılmıışum" adlı şıin. gene Nazım'- dan besteledığim "Sen muthıluğım res- mini yapabüir misin AbidinT'adlı şıir, sözleri ve muzıği kızım Pınar Afşar'a aıt olan "Yanna özlem", Tank Öcal'ın bes- telediği Nazım'dan "Tahir ile Zühre Meselesi" ile devam edip "Drama Köp- rüsü"yle noktaladım. -Genco Erkalia birlikte bir şey yaptuuz mı? Hayır, ama eğerçalışacakvaktimız ol- saydı iyi olurdu. Çünkü sonunda ıkimizı birden çağırdılar sahneye. birlikte selam verdık. Anladık ki biz bunu beraber bı- tirmeliydik. Hoş bir final olurdu. Bizim arabesk konserlerde ağlayanlar. bayı- lanlarolur. Duydumkı.Genco'nungös- terısinde bınsı bayılmış Benim kon- serimde bir sürii insan ağlıyordu Çok duygusal bır olaydı -Metz'deki repertuannız da a>nı mı>dı? Strasbourg'da Genco Erkal'la birer saat paylaşmıştık. Oysa Metz'de tek başıma konser verdiğım için iki saatlik bir program oldu. Hem Yunus hem Nazım hem de benim diğer şarkılanm >er aldı. -Bu programı Türk seyirdsi de izieye- bilecek mi? Tabıı. buayıp bir şey. Nazım 30.ölüm yılında Fransa'da anılıyor da, Türkıye'- de neden arulmıyor? Üstelik Nazım Hikmet Vakfı da var. Ben de bu vakfın üyesiyim ve Fransa benim telefonumu oradân bulmuş. Bu konuyu açtım, "Ne- den siz de yapmıyorsunuzT"dedim ama hiç ses çıkmadı. Ama sanıyonım Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğı ıçin bir konser ya- pacağım Cemal Reşit Rey'de veya Atatürk Kükür Merkezı'nde. Onun ıçin, özellikle Nazım'dan Atatürk ile il- gili besle yaptım. - Yeni çalışmalannız var mı? Nazım aslında yeni çalışmam sayilır. Şımdi bır Los Angeles ve Meksika İcon- seri olasılığı var. Oradaki repertuanmda da Nazım yer alacak diğer şarkılanmın yanısıra. Bir de Yapı Kredi Bankasf nın kültür hizmetleri kapsamında "Esin Alaturka' 7 diye bir çalışmam var. Ala- turka muzıği, eski Türk şarkılannı çok seslı yapıyorum hem batı hem doğu enstrümanlanyla. - Yurtdçında sayısu konserter gerçek- leştirmenize karşın. burada »erdiklerinizi sayıs çok az . Televizyonda da izkye- ıra'yoruz sizi.. Yurtdışından daha çok ilgi ve önen ge- hyorda o yüzden. Bu toplumun suçu de- ğil, yolda benı durdurup "Niye televiz- yonda görünmüyorsunuz? Niye böyle bir takım yozluklar ortada da, siz yoksu- nuz?" dıye soru> orlar Ben bu yozluklar yüzünden yokum. Hem müziğimizı. hem dilimizi mahvediyorlar. Medya da o kadar onlann üzerine eğildi ki, ben şu anda beklıyorum, ne zaman uyanırlar diye... - Kaset yapmayı düşûnüyor musunuz? Türkiye de her şey paraya dayanıyor. Kaset yapacağım zaman da "Çok gûzel ama çok 'kültüreT satmaz'Meniyor. Ben Yunus Emre'yı Namık Kemal 2!eybek zamanında yapmıştım. piyasada tüken- diği halde çoğaltmayı düşünmüyorlar. Defalarca uyardım. Bütün beste hak- lanmı onlara verdim. Bu işten kazancım olmadığı gibi. cebımden gitti. Bunu çok ıdealist bir sanatçı olduğum için yaptım Butün ıstedığim halka ulaş- maktı. ama Kültür Bakanlığı üzerine düşeni yapmadı. Bır de Mevlana kaseti yaptım. Eski Kültür Bakanlığı zamanında yapılmış bir anlaşmaydı, şimdiki dönemde de tekrar protokol imzalandı Kaset bir türlü çıkmıyor. Ama bugüne kadar hep idealisttim. değişecek değilim. Her şeye rağmen beni seven belli bir izleyicim \ ar. - Neden uzun süredîr tiyatro yapmryor- suouz? Ne yazık ki sığdıramadığım için. Gûn- gör Dibnen "Ben Anadolu"oyununu ge- tirdi bu \az. "Bunun İngilizcesini hazı- rla" dedi, dış ülkeler için. Önce baş- ladım. bırkaç bestesini de yaptım. Hatta Almanya'da oyunun Almancası oynar- ken kullanılmış benim bestelerim. Ama araya bir sürü şey girdi. zaman ayıra- madım. Tıyatrokare'den bir önen geldi, ona da bır yanıt veremedim. Aslında çok da özledim tıyatroyu. Ben DevletTiyatrolan'ndan aynldıkıan sonra on iki yıl tiyatro yapmadım. Son- ra BOgesu Erenusun "Kelaynaklar"adlı oyunuyla bır dönüş yaptım. Üzerinden on yıl gcçti, herhalde on ıkı yıl dolunca gene tiyatroya döneceğim. Saraybosna, Avrupa'nın Kültür Başkenti GÜRHANTÜMER Artık eskimeye yüz tutan yeni savaş. eski Yugoslavya top- raklan üzerindeki daha başka birçok yerleşmeyi, örneğin Moslar'ı yakıp yıktığı gibi, Saraybosna'yı da yok ediyor. Buralarda insanlar, hem de çocuğuyla. yaşhsıyla, şu kadar- cık bile suçu olmayan insanlar öldürülüyorlar, en korkunç, en acımasız, en iğrenç işkencelerle öldürûlüyorlar. Sırp aske- reri, ağızlannda sigaralan, keyıfle ateş ediyorlar onlara ve sonra da postallannın ucuyla dürtükleyerek bakıyorlar öl- müşler mi ölmemişler mi diye. Biliyoruz, böyle şeyler yalnızca bu savaşa özgü değil. Ne yazık ki. insanın doğasında var bu ve yüzyıllar önce olduğu gibi, 20. yüzyılda da zaman zaman, en çok da savaşlarda. ortaya çıkıyor. kendini gösteriyor. Bu, Freud'un "id" diye adlandırdığı yönü insanın; vahşi yönü, canavar yönü. Insanı insana öldürten o. Fransa'nın ünlü kültür adamlanndan. eski kültür bakan- lanndan Andr Malraux'nun, işın püf noktasmı vurgulayan, çok doğru. çok sevdiğim bir sözü vardır. Der ki Malraux: "L ne vie n'est rien; mais rien n'es une vie," Yanı "Bir yaşam hiçbir şeydir; ama hiçbir şev de bir yaşam değildir." Böyle olunca, insanlar öldükten sonra, neyin değeri, neyin anlamı kalır ki? Evet ama, birde insanın yarattığı kültürel değerler var ve ınsan. iç değilse kimı msanlar. onlara en az kendı yaşamlan kadar önem venyorlar. Haklılar bu gibiler. çünkü o değerler de toplumun yaşamı; toplumlar, uluslar onlarla var oluyor- lar. Ve Bosna-Hersek'te sürüp gitmekte olan savaş, artık Mı- sır'dakı Sağır Sultan bile duydu, insanlann yanı sıra. bu de- ğerlen de öldûrüyor. yok ediyor. Yaşh insanlarla birlikte, yaşlı binalar da ölüyor. yok oluyor. Ve bu gidişe hiç k'imse. Amerika Birleşik Devletleri de Bir- leşmiş Milletler de dur demiyor. diyemiyon daha doğrusu. besbelli ki dur demek istemiyor. Ama yine de bu karanlık ortamda. birtakım umut ışıklan zaman zaman parlıyor. Işte bunlardan biri: Elimde bir bildiri var. Başhğı şöyle: "Saraybosna'nın, Avrupa'nın kühûr başkenti olması için ulus- lararası çağn." öncülüğünü. 1984 Olimpiyat Oyunlan sırasında kurul- muş olan. "Saraybosna Ktş Festivali*'nin müdürü tbrahim Spahic yapmış. Evet, Spahıc, bu kentin Atina'dan. Floran- sa'dan, Berlitı'den, Paris'ten, Glasgovv'dan, Dublin'den ve Madrid'den sonra ve böyle bir girişimi desteklediklerini, be- lediye başkanlan aracıhğıyla duyuran, yeni başkentler An- vers ve Lızbon ile birlikte, Avrupa Topluluğu tarafından, Avrupa'nın kültür başkenti ılan edilmesini istiyor. Hem de sembolik olarak değil, gerçekten. Yayımlanan bildireye göre böyle bir karann çok büyük yararlan olacak, çünkü o zaman, ötekı başkentlerde olduğu gibi, Saraybosna'da da tüm Avrupa'nın, tüm dünyanın katı- lacağı pek çok kültürel etkinlik vapılacak. Birçok yazar. fılo- zof, sanatçı, üniversite öğretim üyesi, politikacı, çağn alır al- maz. Saraybosna'ya gelmeyi daha şimdiden kabul etmışler. Öngörülen. arzulanan, beklenen. umulan, savaş bölgesi- nin göbeğinde yer alacak böylesine yoğun bir uluslararası kültürel alışvenşin, banşın gelmesini kolaylaşürması. Yani, kültürü yok eden savaşa karşı, yine kültürün silah olarak kullanılması düşünülüyor ki. son derece ilginç bir fıkır. Yayımlanan uluslararası çağnnın sonunda, bireylerin. topluluklann. kurumlann, birlikte ya da tek başlanna, Av- rupa Bakanlar Konseyı'ne başvurmalan, Avrupa Toplulu- ğu Bakanlar Konseyı Kültür Komitesi Başkanı M.Eric To- mas'a. mektuplar. imzalı dilekçeler. mesajlar yollamalan da istenıyor Bu fıkır. Avignon Festivâü sırasında ağırUk,,Razandığı için, Fransa daha somut adımlar atmış ve bu ış için bır mer- kez oluşturmuş Başvurular oraya. şu adrese de yapılabili- yor Sarajevo Capitale Culturelle de l'Europe-c o Festival d"- Avıgnon-6 rue de Braque - 75003 Paris Tel: (33-1) 44-61-84- 88. Faks: (33-1)44-61-84-83. Türkmenistan'da Türk Sinema Günleri AŞK ABAT (AA) - Türkmenistanlı sinema severler. Türk sinema ustalannın son yıllarda yaptığı en iyi filmlen izleme olanağma kavuşuyorlar. Yann Aşkabat'ta başlayacak 1. Türk Filmleri Festiv ali'ne. bir grup Türk sinema sanatçısının çağınldığı bildırdi. "Atatürk" adlı özel gösterimın izlenmesı> le başlay acak ve 5 arahğa kadar sürecek festiv allerde. son yıllannen i\i yedi fılmi yer alacak. Festival sürecince. izleyicilerTürk sanatçılarla görüşme olanağı bulabilecekler. Sponsorluğunu Türkmenıstan'ın "Dabara" fırmasının vaptığı festivalin düzenlenmesinde, Türkiye'nin Aşkabat Büy ükelçiliği çalışanlann da yardımcı olduğu kaydedildi. Festivalin sona ermesindcn sonra feslivale katılan Türk filmleri. Koneürgenç ve Daşhav uz kentlerinde de gösterilecek. OBKT, oyunlanm sinemada sergikyecek ORDU (AA) - Çıkan yangın sonucu binası tamamen yananOrdu Beledıyesi KaradenizTiyatrosu'nun. oyuntannı OrduSineması'nda sahneleyeceği bildirildi. 30 yildır perdelerini açık tutan OBKT'nin tarihi binas'.nm yanarak kullanılmaz hale gelmesi sonucu, sezon oy unlanrun sergilenmesi için Ordu Sineması ile anlaşma sağlandı. Ordu Beledıyesi Başkanı Kazım Türkmen, yanan binarun yerine daha modern bır tiyatro binası inşa edileceğını bclırterek, "Bu yangın, tiyatronun bittiği anlamına gelmez Bizim oyunculanmızyıllardırzor şartlarda sanatlannı icra ettiler. Şimdi, bu zorhıklan yine yenecek güçteler. OBKT, 30. yıldönümü nedeniyle "Kördöğüşü" adlı oyunu Ordu Sinemasf nda sahneye koyacak. Bunun için tüm çalışmalar tamamlandı" dedi. Sevim Burak'ın bütün eserleri Kültür Senisi - Nisan Yayınlan. edcbiyaiımızın seçkin isımlerinden Sevim Burak'ın bütün eserlerini yayımlıyor. Dizinin ılk iki kıtabı. kitap tasanmlannı Bülent Erkmen'in yaptığı "Yanık Saraylar" ile ilk kcz gün ışığına çıkan "Palyaço Ruşen" adlı hıkayelennin toplandığı yapıtlar. İlk kez 1965 yıhnda yayımlanan "Yanık Saraylar". sanatçının yayımladığı günden bu yana büy ük yankılar uyandırmış ilk kıtabı. Sarkis'in fotoğraflannın da yer aldığı "Yanık Saraylar"da şu hikayeler bulunuv or. Sedef Kakmalı Ev. Pencere. Yanık Saraylar, Büyük Kuş. Ah Ya Rab Yehova ve Ölüm Saati. "Palyaço Ruşen" ise Gösteri dergısinde yayımlanan "Yalnızlık" hıkayesi dışında Sevim Burakın şimdiye kadar ortaya çıkmamış yapıtlanndan oluşuyor. AFSA D'daA masrafotoğrafları Kültür Senisi- Ankara FotoğrafSanatçılan Derneğı (AFSAD) üyesı 13 fotoğrafçının Amasra'yı konu alan 48 fotoğrafından oluşan "Amasra'dan" adlı sergi, 2 aralıkta Ankara'daaçılacak. AFSAD'danyapılanaçıklamaya gore. 2 aralıkta Megapol Kültür Sitesi'ndeaçılacak sergide, Amasra'nın doğal ve kültürjl dokusunu yansıtmayıamaçlayanfotoğraflar yer alacak. "Amasra'dan" adlı sergi. Ernel Aşkın. Selim Avcı. Perihan Bayraktar. Sevil Delikan. Esin Güllüer, M. Arslan Güven, Ergun Kalbak, Beyhan Kocak, Banş Köse, Dursunali Sankoç. NursenSelen, Derya Şimşek ve Ahmet Tütüncü'nün siyah-beyaz ve renkli 48 fotoğrafından oluşacak. 18 aralık larihine kadar açık kalacağı bclinilen sergi kapsamında, aynca M. Arslan Güven'in ayru konuda saydam gösterisınin yer aldığı da bildinldi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear