22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
26KASIM1993CUMA CUMHURİYET SAYFA DUNYADAN Peru Başkanı'nınyeni zaferi Jsetu york Simes P eru'nun matematikçiye dönen başkanının önünde kalem kağıt haar bekh'yor. Salı ak- şamı gelen bir Amerikah ziyaretçi içinbaşkan, Perunun geçen 13 yıl boyunca süren sivil savaşta ölen 22 bin kişinin ABD'de 250 bin kişinin ölümüne bedel olduğunu hesap- lamışü. Başkan Alberto K.Fujimori, "Ül- kenizde bu kadar çok kişi öimüş ol- saydı. eminim ki halkmız acil önİem- ler alınraasMiı talep ederdi" dedı Amerikalı konuğuna. Fujimori, ge- çen yıl Peru'nun Maoist gerillalan adına yönetime el koymuş ve mah- kemelerle parlamentoyu kapatmış- tı. "Böyle kannaşık sonuılan anla- yabilmek için içinde yaşamanız gere- kiyor. Bunları W ashington'dan ba- karak anlamak. Ayacucho'dan anla- maktan daha güç" dıyor. "Fuji darbesi"nin yırminci ayında Peru aruk yeni bir parlamentoya. yeni bir anayasaya ve Şili'ninkinden daha düşük bir enflasyon oranına sahip. Gerilla savaşının boyutlan oldukça küçülmüş durumda ve Ay- dınlık Yol lideri Abimael Guzman hapishanesindeki hücresinde sabır- sızlıkla banş görüşmelerinin başla- masını bekliyor. Şu anda Latin Amerika'run en popüler (ve en çok eleştırilen) politi- icacılanndan olan Peru'nun 55 ya- şındaki başkanı.kararlanndan do- layı hiç pişmanlık duymadığını ifade ediyor. Geçen ay yeni anayasa ka- muoyunun onayına sunuldu. Refe- randumdan zaferle çıkan Fujimori, "Hükümetimizin meşnıluğıı konu- sunda hiçbir tereddüt yok" diyor. Pe- ru'da diktatörlük olduğu ıddıala- nna karşı Fujimoro'nun söylemek- ten gurur duyduğu bir gerçek de, asa^o bunun 1992 nisanında gerçekleşen darbeden beri yapılan üçüncü refe- randum olması. Şu sıralar Amerikalı işadamlan- nın yeni yatınm olanaklannı keşfet- mek için Lima otellerini doldurma- lanna karşın, VVashington'daki bazı yetkililer parlamentoyu dağıtan bir başkanla çok yakın ilişkilere gir- mekte isteksiz davranıyorlar. Bu boşluğu kapayabilmek için Peru başkanı 20 yıl önce VViscon- sin'de matematik öğrencisi olarak öğrendiği İngilizcesinin tozlannı sil- keledi ve kendisine kuşkuyla bakan- lan büyüleyebilmek amacma yöne- lik bir kampanya başlattı. • IDünya Bankası krediverecek Geçen hafta kendisiyle yapılan bir söyleşide Fujimori. Dünya Ban- kası Başkanı Leuis Preston'u geçen yıla değin gerillalann deneümindekı Quechua kasabasma götürdüğünü söyledi. "Yanımızda asker olmadan kasa- baya rahatça girdik. Hemen her yere hiçbir gii>enlik önlemi almadan gide- biliyoruz" dedi. Preston Dünya Bankası'nın ka- mu harcamalannda kullanılmak üzere Peru'ya 500 milyon dolar borç vermesini destekliyor. İki yıllığına verilen paranın yansı Andlar'da bu- lunan Ayacucho gibi yoksul bölge- lere akıtılacak. Fujimori'nin bun- dan sonraki hedefı Peru'ya ocak ayında gelmeleri beklenen ir grup senatörü büyülemek. Fujimori'nin iki yılhk hükümetinin başanlannı sergileyen İngilizce video bantlar çalışma odasındaki bir masanın üzerine dizilmiş, hazır bekliyor. IPeru'da insan haklan ihlalleri azalıyor İnsan haklan gnıplan, 1992 dar- besinde Fujimori'nin gardiyan ör- gütünü kaldırmasıyla insan haklan- nın uygulanmasmda büyük geliş- meler görüldüğünü söylemekteler. Peru ordusu, çeşitli kent ve köyler- deki gizemli "kayıplar"dan sorumlu tutuluyor; tutuklanan sanıklar ge- nellikle kimseyle görüştürülmüyor. Amerikan Kongresinin Peru'daki insan haklan ihlalleri konusundaki göriişlerine ilişkin soruya. "Ben çok saborlı bir insaıum. Clinton yöneti- miyle çok fazla anlaşmazuğınıız yok" yanıtını veriyor. Konuklannı ayn bir ofisteki top- lantı odasında, yanında hiçbir da- nışman olmaksızın lacivert takım el- bisesiyle karşılayan Fujimori, ken- disini ülkenin "genel müdürü" ola- rak tanımlıyor. Kendisine yöneltilen "tek adam" mı olduğu şeklindeki soruyu. "Ül- keyi yöneten kişi benim" diye yanıtlı- yor. Şimdilik iki hedefı var: 1995te yeniden seçilmek ve 1990'lann so- nunda Peru'nun NAFTA'ya (Ku- zey Amerika Serbest Ticaret Antlaş- ması) girmesini sağlamak. "Güode 50 telefon konuşması ya- panm" diyerek, kabine toplantılan- nı ve resmi yemeklen sevmedığinı sözlerine ekliyor: "Başkan olduğum- dan beri verilen resmi yemeklerin sayısı 6'yı geçmez." James Brook Madrid mezarlıkları 10 yıllığına kiraya veriliyor M adrid'deki Almudena Be- lediye Mezariığı işçileri yeni ölenlere yer açmak için her gün, 75 cesedi mezardan çı- kanyorlar. İspanya'nın başkentin- de rastlanan bu tuhaf ve korkunç uygulama, mezar yeri kıthğmdan çok basit ekonomik gereklerden kaynaklanıyor. Bundan yıllar önce kentteki mezarlıklarda indirim uy- gulanmaya başladı. Sevdiklerinizi sadece on yıllığına da olsa normal gömme ücretinin üçte birine göm- dürmeniz mümkündü. Gömülenin vakti dolunca kefene sanh kemikleri, çürümüş tabutla- nndan çıkartılıyor. Ölüye ya da on- dan geri kalanlara sahip çıkan ak- rabalara bir kaç seçenek sunuluyor: yerüstündeki çekmece mezarlara gömülmelerini sağlamak için gere- ken ödemeyi yapmak; daha yüksek bir ücret karşılığında 99 yıllığına toprak altına gömdürmek; kalıntı- lann yakılmasına izin vermek. Mezarlık görevlileri, ölü yakma işleminin popülerliğinin gittikçe artmakta olduğunu belirtiyorlar. Almudena MezarlığVnın Müdürü Fernando Pedraza. 10 yıllık dönem sonunda aileleri tarafından alınma- yan ölülere bu yöntemin uygu- İandığını söylüyor. Pedraza. ölüye sahip çıkan aile üyesinin genellikle kalıntılan arabasına atıp, bilinme- yen bir yöne doğru kaybolduğunu sözlerine ekliyor. Bu kadar çok öhı- nün mezardan çıkarülması, bir gün Madrid mezarlıklannda ölü koya- cak yer kalmayacağı kaygısıru orta- dan kaldırdı. Kentteki 13 me- zarlığın yöneticiliğini yapmakta olan Gabino Abanades, "Madrid'e önümüzdeki 50 yıl yetecek kadar mezarlık yer var" diyor. Bundan bu kadar emin olmasının nedeni, ülke halkının ölülerini gömme alı- şkanhklannın gittikçe değişmekte olması. İspanya'daki Roma Kato- lik Kilisesi'nin bundan 20 yıl önce ölülerin yakılma işlemini dine uy- gun olarak kabul etmesinden gö- mülenlerin oranlannda düşüş gö- rüldü. Uygulamanın başlaüldığı 1973 yıhnda sadece 44 ölü yakılır- ken bu sayı 1984 yıhnda 584,1990'- daysa 3 bin 310 oldu. 1992 yıhnda Madrid'de ölen 26 bin 677 kişiden 4 bin 666'sı yakıldı. Abanades, eko- nomik koşullann aile değerlerini ve dini gelenekleri değiştirmesiyle bu sayının önümüzdeki yıllarda daha da artacağıru belirtiyor. "Yakma iş- lemi bem daha ucuz, hem de 10 yıl sonra ölünûn kalıntüannı yerinden çıkartmaktan ya da tamamen yok saymaktan çok daha iyi" dedi. Ilerde ölüleri gömecek yer kalmayacağından endişelenen bele- diye yetkilileri 1985 yıhnda, 10 yıllık gömmeleri durdurarak sade- ce 99 yıllık gömmelere izin vermeye başladılar. Bu da mezar boşaltma- lann 10 yıllığına gömülen son kişi de çıkartılana kadar yani 1995 yılına kadar devam edeceğini göste- riyor. Ondan sonra ise sadece 99 yıl önce gömülmüş bulunanlann me- zarlanndan cıkartılacağıru bunun da yılda ortalama 1500 ölü yapa- cağı behrtiliyor. Louis J. Salome Ruslar seçimle değil, pembe dizilerle i ^ R usya, bu hafta yepyeni bir deneyim yaşıyor. Halk, ko- münizminçökmesinden son- ra ülkede düzenlenecek olan gerçek anlamdaki çok paruli ılk seçim ön- cesinde, pohtik içerikli haber yayı- nlanyla kuşatılmış durumda. Öyle görünüyor ki. bu bom- bardımana karşın çoğunluk, TV'de pembe dizüeri izlemeyi tercih edi- yor. ABD yapımı "Santa Barba- ra*\ Meksika >apımı "Yalnızca Maria", en çok izlenen diziler arası- nda. Santa Barbara düşkünü, Natal- ya, "12 aralıkta ben de o> >ereceğim galiba, ama şimdilik poütika ûstün- de düşünnıek istemiyonım" dıyor. IPolitikacılar heyecanlı, ama halk kayıtsız Halkın kayıtsız tutumunu gö- rünce. Devlet Başkanı Boris Yelt- sin'in zora başvurarak dağıttığı parlamentoyu yeniden belirlemek üzere ülkede üç hafta içerisınde bir seçim yapılacağına inanmak ola- naksız görünüyor. ÜsteEk halk bu seçimde, yerel özerklikleri kısıtlayıp başkanlık yetkilerini parlamento düzeyine çıkaran yeni bir anayasayı kabul edip etmeyeceğjne de karar vere- cek. Son yapılan bir kamuoyu araştırması, Rusya nüfusunun yüz- de 76'sının, anayasa taslağını, bası- nda çıkmasına İcarşın okumadığını gösteriyor. Aynı araştırmaya göre, konuyla ilgili bilgisi olanlann yüz- de 49'u da. henüz bir karara va- ramamış durumda. Politik yayınlarda, hem seç- menlere, seçimlere kaülacak 13 parti hakkında bilgj verilmesi, hem depolitikacılannna9ilolsa'*birbirin- den farksız" olduğu şeklindeki yaygın kanıyla savaşılması gereki- yor. Federasyon Konseyi secimlerine kaülan adaylann yüzde 40'ını şim- di yönetimde bulunan kişiler oluştururken. yüzde 13'ünü dağıtı- lan parlamentodan gelenler oluştu- ruyor. 1991 yıhnda Mihail Gorbaçov'a karşı düzenlenen darbe girişiminin hazırlayıcılanndan iki kişi de birer koltuk kazanma umudunu taşıyor. Ekim ayında Yeltsin'e karşı ayaklananlann başında. Gennadi Zyugano>'un Rusya Federasyonu Komünist Partisi yer alıyor. SBKP'nin ardıh olan partide çalı- şan pek çok gönüllü var. Haber yo- rumculan, partinin. Yeltsin'in re- formlanndan duyulan hoşnutsuz- luktan yararlanarak, oylann yak- laşık yüzde 30'unu alacağını düşü- nüyor. Bu arada Yeltsin taraftarlan, bu- na karşı birleşme fırsatmı ellerin- den kaçırmış gibi görünüyor. Yelt- sin taraftan partiler içerisinde, baş- lannı kabine üyelerinin çcktiği önde gelen iki tanesi, birbirleriyle kapışıyor. Yegor Gaydar önderliğindeki Rusya'mn Seçiıni. serbest pazara radikal bir dönüşümü savunurken, Sergei Şakray önderliğindeki Rus- ya Birliği \e Lzlaşma Partisi, bölge- sel çıkarlar üzerinde duruyor. Başbakan Viktor Çernomirdin. küit isimlerin birbirlerine karşı kampanyalar yürütmelerine karşın, kabinenin iyı işledığini dü- şünüyor: "Bir koaÜsyon hükümeti- ne benzetebiliriz. Üyelerinin politik konumlanışlan farklı ama birükte çalışıyorlar." Seçimlerden sonra da başbakan- hk görevini sürdürmeyi düşünen Çernomirdin, politik kargaşanın dışında kahnaya çalışıyor. Rusya Seceneği ve Rusya Birliği ve Uzlaşma Partisi anlaşabilirse, sandıktan Çernomirdin'in başba- kanlığındaki bir koalisyon hü- kümetinin çıkması hiç de uzak bir olasılık değil. Tabii bu durumda komünistlere kala kala muhalefet kahyor. >£THE INDEPENDENT Helen VVomack APEC ziryesinde sanlık tehlikesi Gecen hafta ABD'nin Seattle kentinde APEC (Asya-Pasifık Ekonomik İşbirliği) görüşmeleri- nin sona ermesi dolayısıyla verilen akşam yemeğini hazırlayan ahçırun, hepatit A (bir çeşit sanlık) olduğu ortaya çıktı. Sağlık Ba- kanhğı'ndan bir yetkiîi, Başkan Bill Clinton ve 13 ülke liderinin hastahk virüsünden etkilenmiş olmasının çok düşük bir olasıhk olduğunu be- h'rtiyor. Seattle Halk Sağlığı Merkezi'- nden doktor RusseJ Alexander orta- da bir risk faktörünün olmadığını öne sürerek, ahçının yalnızca piş- miş eti servise hazırladığını. aynca mutfakta devamh eldiven kul- landığını kaydediyor. Öte yandan hepatit A, sanlık türlerinin en hafi- fı olduğundan telaşa gerek ol- madığı iddia ediliyor. Ne var ki. sağlık yetkilileri Beyaz Saray'ı ko- nuya ilişkin uyarmış bulunuyor. Beyaz Saray sözcüsü Arthur Jo- nes virüsün yayılmasının söz konu- su olmadığına dikkat çekerek, pa- nik yaratmaya çalışanlan uyardı. Ancak. yemeği düzenleyen Boeing Şirketi'nin yetkilisi Laveme Hawt- horne şimdiden paniğe kapılmış bile. Ha\vthome "Ne kadar utanç verici bir dunon. Bunlar dünyanın en önemli kişileri. Şimdi ne yapacağız? Hepsini geri çağınp, teda>i mi ede- ceğiz" diye soruyor. Beyaz Saray sözcüsü Jones. ye- meğe kaulan İıderlerin konuya iliş- kin uyanlıp uyanlmayacaklan so- rusunu, "nasdsa bir şekilde duyar- lar" diye yanıtlıyor. Yemeğe 600 kişinin katıldığı be- lirtiliyor. Konuya ilişkin görüşlerini açı- klayan doktor Alexander, APEC toplantısına katılan Batılılann sanlığa yakalanma olasılığının. As- yahlara göre daha büyük olduğunu belirtiyor, çünkü Asyahlann yedik- leri yemekler yüzünden sanhğa karşı direnç kazandıklannı ileri sü- rüyor. Tom Paulson Batılı gizli servisler şeffaflaşıyor A vrupa ülkelerinin haberalma örgütleri zor durumda. So- ğuk Şavaş'ın sona ermesin- den sonra işsiz kalma tehlikesiyle karşı karşıya kalan örgütler. şimdi veni bir kimlik arayışı içinde. Ka- muoyunda yarattıklan olumsuz iz- leri silmek için yoğun çaba harcıyor- lar. Haberalma örgütleri, bağlı ol- duklan hükümetler ve uluslara karşı bir takım yükümlülükler taşı- yor. Dolayısıyla hükümetler. gizli servislerin bütçeden aldıklan payı nasıl harcadıklanru sorgularken, secmenler de ceplerinden çıkan pa- ranın hesabını soruyor. Haberalma servisleri tüm bu tepkiler karşısında çözüm arayışına girdiler. İlk aşamada yeni işlevler edinme yoluna gittiler. Sınır tanıma- yan terör eylemlerine karşı önlem almaya çahşırken, eski Sovyet Blok'unda ortaya çıkan örgütlü şid- det hareketine karşı uluslarası işbir- liğini gündeme geürdiler. Haberalma örgütieri, ikinci aşamada, kamuoyunu kendi saflan- na çekmek için daha açık bir politi- ka izlemeleri gerektiğini düşünüyor. Geleneksel olarak Alman ve Hol- landa gizli servisi eylemlerinde açık- lığı yeğlerken, Ingjliz ve İtalyan ha- beralma örgütleri gizliliği ilke edin- mısTerdı. Ingjltere'nin M15 ve 1VD6. Alman- ya'run BDN adh haberalma örgütle- ri şimdiden aralanndaki işbirliğıni geliştirerek. uyuşturucu ve silah ka- çakçıhğına karşı önlem aldılar. Doğu Avrupa'da yeni kurulan de- mokrasiler de bu işbirliğine katılma zorunluluğunu hissetuler. cunun >oizde 70'i Çek Cumhuriyeti"- nden geçiyor. İtalyan gizli servisör- gütü, ülkede son yıllarda ortaya çıkan yolsuzluk ve rüşvet olaylan karşısında köklü bir değişime gitti. Bu arada mafyanın yurtdışı bağ- lantılannı ortaya çıkartmak için Çek Cumhuriyeti, Ukra>na ve Ar- navutluk ile sıkı bir işbirliğine gir- mek zorunda kaldı. Italya. aynca haberalma örgütlerinin siyasi güçle- rin denetimine girmesine ilişkin ör- nek alınacak bir uygulama başlattı. Ülkeyi içinde bulunduğu yolsuzluk bataklığından kurtarma çabalan kapsamında, İtalyan haberalma ör- gütleri de soruşturma kapsamına alındı. İtalyan yargı organlan. gizli servis elemanlannı, görevlerini kö- tüye kullanma. mafya ile ilişkide bu- lunma olasılığına karşı çok sıkı bir denetime tabi tutuyor. Gizli servis- ler üzerindeki denetimi kurumlaştı- rmak için, tüm haberalma örgütleri tek bir çatı altında birleştirilerek, Başbakan'ın denetimine sokuldu. A>xıca parlamentoya haberalma örgütünün bütçesi ve eylemlerine ilişkin soruşturma açma hakkı tanındı. IHaberalma örgütleri birleşiyor ttalya'daki uygulamayı İzleyen İngiüzler, haberalma örgütlerinin etkinliklerini düzenleyen yeni bir ya- sa tasansı hazırladılar. Tasanya gö- re MI5, MI6 ve GCHQ bundan böyle, parlamento bünyesinde ku- rulacak özel bir komisyonun deneti- mine girecek. Hollanda ve Almanya da benzer girişimlerde bulundu. İspanya ve Fransa'da haberalma örgütlerinin gızlilik ilkelerinden ödün vermesi, genel bir rahatsızlık yaratıyorsa da. aynı örgütlerin ulus- İararası işbirliğine gitmesi herkes ta- rafından kabul görüyor. tngılız MI5 örgütünün Başkanı Stclla Rimington. örgütün çahşma- lanndan bir bölümü kamuoyunun bilgisine sundu. 4 ay önce M15 ya- yınladığı 36 sayfahk bir kitapçıİcta etkinliklerini açıkladı. Ne var ki, Stella Rimington'un bu girişimi Al- man haberalma örgütü BfV'nin yaklaşımı kadar cesaretli bulunma- dı. BfVnin Başkanı Eckart Werthe- bach, sıkhkla televizyona çıkarak, açıklık politikasını cesaretle uygulu- yor. Öte yandan VV'erthebach, Stella Rimington'u IRA tehlikesine karşı halk arasında çok fazla görünme- mesi konusunda uyardı. İngiliz MI6, MI5'in yolunu izle- meye pek hevesli görünmüyor. MI6nın BaşkanıSir ColinMcCoU, Stella Rimington gibi halkın karşısı- na çıkmayacağını açıkça belirtiyor. Sir Colin, örgütünün hükümet tara- fından yeterince denetlendiği kanı- sında. Mlö'nın eski denetmenlerin- den Barones Daphne Park, örgütten emekli oknasına karşın, televizyon- daki bir açık oturumda örgüte iliş- kin sorulan yanıtladı. Ancak verdiği yanıtlar, örgütün sırurlı açıklık poü- tikasının dışına çıkmadı. Oysa ki, Ahnan BDN örgütünün Başkanı Konrad Porzner, Alman basınında yeralan bir söyleşide, örgütüyle ilgili oldukça aynnuh bilgi verdi. HNANCIALTIMES oğuk Şavaş'ın bitmesi haberalma servislerinin varlık nedeninin sorgulanmasına yol açtı. Avrupa'nın tüm haberalma servisleri şeffaflıkta ve uyuşturucuya karşı mücadelede birleşiyor. Eski KGB'nin devamı olan Rus haberalma örgütünün hala eski işle- vine devam edıp. Batı'nın endüstri- yel ve bilimsel gelişmelerini casuslan kanalıyla izlediği öne sürulüyor. İngiliz MI5 örgütü. Çek, Macar ve Polonyalı gizli servis üyeleri için kurslar düzenleyerek, Batİh anlam- da yeniden yapılanmalanna yar- dıma oluyor. Alman haberalma örgütünden bir sözcü, uyuşturucu kaçakçıhğı ve kirli paranın aklanmasına karşı yü- rüttükleri savaşta, Doğu Avrupa ül- kelerinin haberalma örgütleriyle iş- birliği yaptıklannı belirtiyor. Çek Cumhuriyeti son günlerde haberalma örgütlerinin başanlany- la tüm dikkatleri üzerine çekiyor. Yıl başından bugüne kadar sayısı 20'ye varan. gizli faaüyette bulunan uyuşturucu laboratuannı ortaya çı- kartan Çek haberalma örgütü, bü- yük bir uyuşturucu şebekesini orta- ya çıkarttı. Çek Polisi'nin belirttiği- ne göre Almanya'ya gjren uyuşturu- AVRUPA'NIN HABERALMA ÖRGÜTLERİ Yerel örgütler :Gü\enlik Servisi ve- ya M15, Içişleri Bakanhğı 'ntn dent - timinde. îç terör (en başta IRA teru- rü), karşı casusluk, nûkleer ve kim- yasal silahlarınyaytlması ile ilgileni- yor. Başkanı:5re//a Rimington Bünvesinde iki bin eleman çalışıvor. Bütçesi gizli. 1992de 200-250 'mil- yon dolaylarında olduğu tahtnin edi- liyor. Dış örgütler:G;'z// Haberalma Örgü- tü veya MF6, Dışisleri Bakanlığı'nın denetiminde. İlgi alanları: Doğu Av- rupa, Ortadoğu ve nükleersilahların varılmasmı engellemek. Başkanı:5ı> Çolin McCoy Bünyesinde iki bin eleman çalışıyor. Bütçesi gizli. İşletme giderlerinin MIS 'e yakm olduğu düşünülüyor. Iktişim örgütleri:GC//ö Dışişleri Bakanhğı denetiminde. Uydu ve elektronik avcı uçaklan ile ilgileni- yor. Başkanı.Sır John Adye Elemon sayısı ve bütçesigizli. 6 veya 7 bin kişi çalıştığı sanılıyor. örgütlü şiddet eylemleri ve yabancı- ları izlemek ile ilgileniyor. Başkanı: Arthur Docters van Leeımen 600 kişi çalışıyor. ALMANYA nularıyla ilgileniyor. İki kuruluş Merkezi Güvenlik Örgütü adı altın- da birleşecek. 4.421 kişi çalışıyor. Son yolsuziuk olaylanndan sonra 467 kişi kovuldu, emekli edildi veva tutuklandı. Yerel örgütler: Bundesamt für Ver- fassungsschutz (BfV) İçişleri Ba- kanlığı'nın denetiminde. Karşı ca- susluk, anü-terörizm, aşırı uçtaki si- yasigruplarmyürüttüğü şiddet hare- ketiyle ilgileniyor. Başkanı: Eckart Werthbach 2.300 kişi çalışıyor. Bütçesi 227 mil- yon mark. Lhş örgjâÜer.Bundesnachrichtendi- enst. Başbakan'ın denetiminde. An- ti-terörizm, nükleer silahların yayı- Iması, uyuşturucu kaçakçıhğı ve kir- li paranın aklanması ile ilgileniyor. Başkanı: Konrad Porzner 6500 kişi çalışıyor. Bütçesi gizli. HOLLANDA Yerel örgütler: Binnenlanase Veüig- heldsdienst (BVD). Karşı casusluk, Yerel örgütler: Sisde, İçişleri Ba- kanhğı nm denetiminde. Anti-terörizm, teknik ve bilimselbil- gi toplamak ile ilgileniyor. Askeri Haberalma ve İlusal Güven- lik: Sismi, İçişleri Bakanhğı 'nm de- netiminde. Anti-terörizm, örgütlü şiddet olay- lan, dış operasyonlar ve iletişim ko- Ulusal Güvenlik:G?sk/, Savunma Bakanhğı 'nm denetiminde. İç ve dış haberalma görevlerini üstleniyor. Başkanı: General Emilio Alonso Manglano Elemanlarm çoğu asker kökenli. Yerel örgütler: Guardia Cîvil, sınır- lartn güvenliği, kentlerin ve köylerin güvenliğini koruyor. Policia Nacio- nal, İçişleri Bakanhğı 'nm denetimin- de. Büyük kentlerin güvenliğinden sorumlu. I I FRANSA İç örgütler: Direction de la Surveil- lance du Territoire. Karşı casusluk ile ilgileniyor. Sanayi casusluğunu önlemenin yanısıra, yabancı terör örgütlerinin (Kürtler ve Cezayirliler gibi) eylemlerini izliyor. Başkanı: Philippe Parant Dış örgutier: Direction Generale du Service Exterior Başkanı: Jacaues Denare Kaç kişinin çalıştığı bilinmiyor. Moskova'da evsizlere polis yardımı £t M oskova'nın kuzeyindeki sığınma ve yönlendirme merkezinin 47 yaşındaki so- rumlusu Albay Gennadi Nikolaye- viç polislik yapmaktan çok sosyal si- gorta hizmeti verdiklerini söylüyor. butırka hapishanesinin yakınındaki bu merkezde sokaklardan top- lanmış Bomjiler kahyor. Bomji, Moskovalılar'ın sokaklarda yaşa- yan evsizlere verdiği isimlerden sa- dece bin. Merkezin kapılannı gaze- tecilere açan Nikolayevıç basının tu- tumundan şikayetçı olduğunu sak- lamıyor: "•Bizim insan haklarmı ciğ- nediğJmizi yazıyorsunuz ve başka bir şey bilmiyonım. Ama onları dtşarıda bnraksaydık kaç tane Bomji soğuk- tan ölecekti biliyor musunuz?" Merkez, gazeteciler gehneden önce, kınk camlannın onanlmasına ve koridorlannın temizlenmesine Her gün hapsedilme veya şehir dışına çıkanlma tehlikesiyle karşı karşıya olan binlerce "kafa kağıtsız" sokak insanı ve dilenci başkent Moskova'nın sokaklannda yaşamlannı devam ettirmeye çalışıyor. karşın sefil bir izlenim uyandınyor. İlk kattaki 10 metrekarelik hücrede 7 Bomji kahyor. Derme çatma dö- şeklere uzanmış Bomjilerin kimi uyuyor, kimi ağır kokulu sigara- lannı içiyor. Hücrenin sakinlerin- den 38 yaşındaki Volodiya gazetecile- ri görünce konuşmaya başlıyor: "Esasında yerde yatan üç kişi daha var. Ama sizin geleceğimizi bilen şef- ler onları doktor muayenesine gön- derdi. Burada bize iyi davranılıyor. Bizi dövTnüyorlar". Konuşmasına yaşadıklannı. hapiste geçen günleri- ni ve yiyecek ve sıcak yer bulmakta çektiği zorluklan anlatarak devam ediyor. Anlattıklan, davranışlan ve görüntüsü Paris metrosunda, Hamburg gannda veya New York'- ta yaşayan evsizlerden farksız. Volodiya kendi aralannda tartı- şma olmadığını, çünkü zengin ol- mayınca tartışacak birşeyin ol- madığını söylüyor. Günlük yiyecek olarak 500 gram ekmek ve bir kap lapa alan Bomjiler odalann sıcak ol- masından hoşnutlar. Bugün mer- kezde kalan 105 kişi gibi Volodiya da kendisine bir nüfus kağıdı veril- mesini istiyor. Böylelikle iş ve kala- cak yerbulabilecek. Nüfus kağıdına sahip ohnanın getirdiği en önemli avantaj ise olası bir kontrol sonrası- nda Moskova'nın binlerce kilomet- re uzağına gönderilmekten kurtul- mak. Merkezde kalanlar arasında kadınlar da var. Onlar üçünü katta kahyor. Kadvnlarm da hikayeleri er- keklerinkine benziyor. Belki biraz daha acıkh ama genelh'kle gizemli. Gardiyanlardan biri baalannın hiç konuşmadığını belirtiyor. Nikolayeviç merkezi gezdirirken çahşma amaçlannı eleştiriyor. On- lan kent dışına atmanın bir şeye ya- ramadığını çünkü geri geldiklerini belirtiyor. Bunun nedeninin de Bomjilerin ancak Moskova'da ya- şayabileceklerini, >iyecek ve banna- cak yer bulabileceklerini belirtiyor. Nikolayeviç, merkezin, gerçekte, evsiz kişilere kimliklerini belirleye- cek belgelerini geri almalanna yardırn etmesi gerektiğini belirtir- ken sözlerine şöyle devam ediyon "Sonra, onlar başka merkezJere gön- derilmeli. Çocuklar için doktoriar, psikologlar, hastabakıcılar gerekli.". Jose-Alain Fralon
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear