25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 31EKİM1993PAZAF HABERLER Hasip Kaplan Demival hakkmda suç duyurusu • DEP lideri Yaşar Kaya'- nm avukatı Hasip Kaplan, Demirarm anayasa ve yasa- lara aykın davrandığını öne sürerek suç duyurusunda bulundu. İstanbul Haber Senisi - De- mokrası Partisi Genel Başka- nı Yaşar Kaya'nın avukatı Hasip Kaplan. Ankara DGM Başsavcısı Nusret Demiral hakkında, "anayasa ve yasa- lara aykın" davrandığı gerek- çesiyle suç duyurusunda bu- lundu. Kaplan, Demiral'ın DEP milletvekillerini "PKK'- nn siyasi kanadı" olarak nite- leyen sözleri nedeniyle TBMM Başkanı Hûsamettin Cindonık'u tepki göstermeye çağırdı. Avukat Hasip Kaplan. DEP İstanbul il merkezinde dûzenlediği basın toplantısın- da, Ankara DGM Başsavcısı Nusret Demiral'ın DEP Ge- nel Başkanı Yaşar Kaya'nın yargılanması konusunda ana- yasa ve yasalan çığnediğini Ueri sürdü. Demirarm Uğur Mumcu, Bahriye Cçok, Mu- sunmer Aksoy cinayeüennde başansızhğının herkes tara- fından bilindiğini savunan Kaplan, DEP'in TBMMde 17 parlamenteri bulunan bir siyasi parti olduğunu ve bu nedenle DGM tarafından yargılanamayacağını savun- du. Nusret Demirarın bu ko- nuyu bilmesine karşın "görevi ıhşma çıkarak" Yaşar Kaya'- nın Terörle Mücadele Şubesi görevlilerince yakalanmasını ve gözaltına ahnmasını istedi- ğinı kaydeden Hasip Kaplan. "DEP Ğenel Başkanı, bir terö- rist gibi kaldığı misafirhaneden gözaltına alınmış >e Demiral'- ın emriyle 11 saat şubede sor- gulanmıştır" dedi. Yaşar Ka- ya'nın kaldığı yerin hakim ka- ran olmadan arandığını belir- ten Kaplan. Yaşar Kaya'nın suçlanmasına neden olan ko- nuşmasıyla ilgili şöyle dedı: "Dosyada Emin Çölaşan'ın köşe yazısının fotokopisi bu- lunmaktadır. Müvekkihmin suçlandığı konuşma metni bu- lunmamaktadır. Dosyadaki Irak Kürdistan Demokrat Partisi'ne ait raporun ise kimin tarafından ve ne surede kaleme alındığı belirsizdir. Savcılık, müvekkilim hakkında 5 satır- lık suç unsunı içcrmeyen bir paragraf buhınan bu raporun doğruluğunu araştırmamış, de- lil olarak dosyaya koymuştur. Aynca Özgûr Gündem gazete- sine gönderilen, ancak yayun- lanması uygun görülmeyen bir faks metni de faks telefoniarı- na. bilgisayar sistemlerine giz- üce girelerek elde edilmiş ve aleyhe delil gibi dosyaya kon- muştur" Hasip Kaplan, Demirarm dünkü gazetelerde yer alan "DEP milfctvekUleri PKK'nın siyasi kanadr sözlerinin de kesin yargı içeren suçlamalar olduğunu ifade etti. Hasip Kaplan, bu nedenle Adalet BakanlığYna, Ankara DGM Başsavcısı Nusret De- miral hakkında soruşturma açümasma izin verilmesi içın başvurduklanm ve Demiral'- ın cezalandınlmasını istedik- lerini belirtti. Demiral'ın DEP milletve- killerini suçlayan sözlerinin TBMM'ye hakaret içerdığini söyleyen Kaplan. aynı za- manda hukukçu da olan TBMM Başkanı Hûsamettin Cindoruk'un bu sözlere tepki göstermesini beklediklerini kaydetti. Hasip Kaplan, Av- rupa İnsan Haklan Komisyo- nu Genel Sekreteri H.C. Kür- ger'i Yaşar Kaya'nın 8 kasım günü yargılanacağı davaya davet ettiklerini bildirdi. Polisi şikayet Hasip Kaplan, basın top- lanüsı öncesinde DEP İstan- bul il merkezine gelerek ken- disinden basın toplantısında dağıtacağı metni isteyen iki si- vil polisin suç işlediğini ileri sürdü. Polislerin. yasal bir si- yasi partiye ellerini kollannı sallayarak girip basın top- lantısı metni isteyemeyecegini kaydeden Kaplan. bu polisle- rin emir aldıklan kurumu ajaşüracaklannı ve haklan- • nda şikayetci olacaklannı be- 1 hrtti. Eğitim-İş Sendikası Başkanlar Kurulu, öğretmenlere yönelik saldınlann artması üzerine olağanüstü toplandı. Oğretmenler., 20kasnııdaÂnkara'da ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eğjtim-İş Sendikası. hükümetten, Güneydoğu'da can güvenlikleri teh- likede olan öğretmenler için, w de- mokratik çözüm" üreulmesini istedi. 20 kasımda Ankara'da bir miting düzenleyecek olan Eğitim-İş Sendi- kası. 24 Kasım Öğretmenler Günü'- nde ülke çapında öldürülen öğret- menler için saygı duruşunda bulu- nulmasını kararlaştırdı. Cumhuriyetin "en ağır" günlerini yaşadığını belirten SHP Genel Baş- kanı ve Başbakan Yardımcısı Murat karayaJçm da, terör sorununun çö- zümünde, "SHP'nin insan haklan ve demokratik özgürlüklerden asla ödün venneyeceğini'' söyledi. 70 il başkanı katıldı Eğiüm-İş Sendikası Başkanlar Kurulu, öğretmenlere yönelik saldı- nlann artması üzerine, dün olağa- nüstü olarak toplandı. 70 il başkanı- nın kaüldığı Başkanlar Kurulu toplantısında, 20 kasımda Ankara'- da yapılacak mitinge ilişkin son ha- zırhklar değerlendirildi. • Eğitim-İş Sendikası Başkanlar Kurulu yayınladığı bildiride, öğretmenlerin "Önce saygınlığını, sonra yaşam hakkını yitirdikleri" vurgulanarak, "Düzeni ve kardeşçe yaşamayı sağlamada denenmemiş tek yol demokrasidir. TBMM'den ve partilerden beklentimiz, bu yolu denemektir" denildi. • SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın, memur sendikalanna ilişkin yasal düzenlemeye işlerlik kazandırmadan önce, taraflann bir araya gelerek bir degerlendirme yapmasını istedi. Murat Karayalçın, terör ve Güneydoğu sorununu duyarlıhkla birbirinden aynlması gerektiğini belirtti. Eğitim-İş Sendikası yönetim kuru- lu üyeleri ve 70 il başkanı. Başkanlar Kurulu toplanüsından sonra. Baş- bakan Yardımcısı Murat Karayal- çın'ı ziyaret etti. Eğitim-Iş Sendikası Genel Başkanı Niyari Altunya, Ka- rayalçın'a, öğretmenlerin katledil- mesi konusunda hükümetin "Bir bütün olarak duyarlılık göstermesi" ve "24 Kasım Öğretmenler Günü'nde ülke çapında saygı duruşunda bulu- nulması" isteklenni iletti. Terörün üstesinden gelinecek Karayalçın da, terör ve Güneydo- ğu sorununun birbirinden ayn ola- rak ele alınması gerektiğini belirte- rek. "SHP olarak insan haklan ve demokratik özgüriüklerden asla ödün vermeyeceğiz" dedi. Öğretmenleri. "toplumun gözbebekleri" olarak nite- lendiren ve "gelecek kuşaklara de- mokrasi borçlu oMuklarını" ifade eden Karayalçın, "Sıkıyönetim ol- madan, demokratik özgürlükleri askı- ya almadan. insan haklannı ihlal etmeden bu ülkenin cumhuriyetçileri >e demokratlan, terörün üstesinden gelecektir" diye konuştu. 'Sevkurtur SHP lideri, "Cunüıuriyetinûzin 70. yılını coşkuyla ama, biraz kırık duy- gularla kutİuyoruz. Cumhuriyetimiz, kuruluşundan bu yana, en ağır günle- rini yaşamaktadır" dedi. Karayalçın. şunlan söyledi: "Zor günlerde toplumsal sağduyu- nun zaman zaman azaldığını göriiyo- ruz. Halkın sağduyusunu ve demokra- tik değerlerini yitirmesi durumunda, bir toplumun bunalımuı üstesinden ge- lebileceği kanısında değilinı. Terör ve Güneydoğu sorununu duyarlüıkla bir- birinden ayırmak zorundayız. Kürt sorununu terörle kanştırırsak, bu so- runun üstesinden gelemeyiz. Onun için ne Ser kurtıû", ne 'vur kurtuT di- yoruz. 'Sev kurtul1 diyoruz." Karayalçın, memur sendikalanna ilişkin yasal düzenlemeye işlerlik ka- zandırmadan önce. taraflann bir araya gelerek bir degerlendirme yap- ması gerektiğini de söyledi. Başkanlar Kurulu toplantısından sonra yayınlanan bildiride, öğret- menlerin "Önce saygınuğmı, sonra yaşam hakkını yitirdikleri" vurgula- narak . "Düzeni ve kardeşçe y aşamayi sağlamada denenmemiş tek yol de- mokrasidir. TBMM'den ve partiler- den beklentimiz, bu yolu denemektir" denildi. Kathamlann gerekçesinin "insan- lık dışı" olduklannın vurgulandığı bildiride, "Yaşadığımız olaylara sa- ğır yürekler, kör beyinler bile ilgisiz kalamaz. V'üce amaçlar adına da olsa, düzeni koruma adına da olsa sivillerin, masum insanlann öldürülmesini hiç- bir gerekçe haklı kılamaz. Yaşama hakkma saldırının hafıfletici nedeni olamaz. TBMM'den, hükümetten, rüm siyasi partilerden beklentimiz, 'denenmemiş yol" olan demokratik çözümler üretmeleridir. Bizler, Eği- tim-tş Sendikası il başkanları olarak, 'demokrasiye evet" diyor, her türlü şiddet ve vahşeti lanetiiyoruz. Irkçdık ve şovenizme, önce ülkemizde geçiJ vermeyeceğiz. Yurt bütünlüp ideaüv- le kardeşçe yaşanan bir ülke yaratma- ya katkıda bulunacağız. İnsan hakla- rı, banş ve demokrasi eğitiminde etkin görevler üstleneceğiz'* denildi. Me- mur sendikalanrun demokratik hak- lannın önündeki engellerin kaldınl- masının da istendiği bildiride, şöyle denildi: "Bizler, eğitim çalışanlan olarak, Cumhuriyetin laik. demokratik ve sosyal hukuk devjeti ilkelerini ödün- süz savunacağız. İnsan haklan teme- linde yurttaşlarunızın düşünce ve vic- dan özgürlüğüne saygjyı pekiştirece- ğiz. Hiçkünse kuşku duymasuı. Tüm eğitim çalışanlan ve öğretmenler gö- rev basındadır. Cumhuriyetin, demok- rasinin ve halkunızın hizmetindedir. Sendikal haklanmız için, saygın bir yaşam düzeyi sağlayabilmek için, ya- şam hakkımızı savunmak için 20 ka- sım 1993 günü Ankara'da büiikte olalım" KarslılardanDemirel'e 'AçızBaba' AYŞESAYCS/YÜCEL SEZER KARS - Cumhurbaşkanı Sö- leynıan Demirel, "Ülkemizi içe- riden rahatsız etmek isteyenler de, dışandan rahatsız etmek is- teyenler de, ülkemizin bölünmez bütünlüğüne zarar veremeyecek- tir" dedı. Kars'm düşman işgaünden kurtuluşunun 73. yıîdönümü kutlamalan ve Şeker Fabrikası açılışı için olağanüstü güvenlik önlemleri eşliğinde bu ile gelen Cumhurbaşkanı. halkın. "Fab- rika aç Baba", "Açız Baba açız" sözleriyle karşılandı. Törenlerın düzenlendiği Atatürk Caddesı'nde vatan- daşlara hitap eden Cumhur- başkanı'nın. daha önce konuş- malarında olduğu gibi vatan- daşları kürsünün önüne çağı- rmaması dikkat çekti. Kars'a Devlet Bakanı Necmertin Cev- heri. Sanayı ve Ticaret Bakanı Tahir Köse. SHP Kars Millet- vekili Mehmet Alp, CHP Mil- letvekili Zeki Naci Tarhan ve DYP Milletvekili Sabri Gûner ile YÖK Başkam Prof. Dr. Mehmet Sağlam ile gelen Demi- rel'in etrafında, güvenlik kuv- vetleri etten bir duvar ördüler. Çok kısa bir konuşma yapan Demirel, Türkiye'nin sahipsiz olmadığım söyledi. Türkiye'nin bölünmez bütünlüğünü ko- ruyarak yoluna devam edeceğj- ni belirten Cumhurbaşkanı. sözlerini şöyle sürdürdü: "Memleket sahipsiz değildir. İşler kendi başına göre gidiyor değildir. Herşey demokratik dü- zen içinde, herşey konuşularak, herşey tarttşılarak devam edi- yor. Ulkemiz; bölünmez bütün- lüğünü muhafaza ederek yoluna devam edecektir. L lkemizi içeri- den rahatsız etmek isteyenler vardır, Dışandan rahatsız etmek isteyenler de olabilecektir. Ama içeriden >e dışandan rahatsız et- mek isteyenler, ülkemizin bölün- mez bütünlüğüne zarar vere- meyeceklerdir. AUah'ın izniyle devletüniz ve milletinüzin gücü Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel Kars'ta şeker fabrikası temelini artı. (Fotoğraf: AA) ülkeye karşı gelebilecek hcr tür- lü düşmanlığı defedecek güce sa- hiptir." Demirel. konuşmasım sürdürürken baa vatandaşlar, "Açız Baba, açız" "Fabrika aç Baba" diye bağırdılar. Törende konuşan Kars'ın SHP'li Belediye Başkam Sela- hattin Filtekin. Kars'ın sonsuza kadar Türk şehri olarak kala- cağını söyledi. Kente yatınm yapılmamasmdan yakınan Fil- tekin. "Hayvancdık kredileri yetersizdir. V erilen krediler hay- van yetiştiricilerine değil, tücca- ra, otelciye, berbere, sobacıya, hatta kumarcıva verilmistfr" dedı. Abdullah Öcalan, hükümete yardakçılık edenlerin öldürüleceğini söyledi PKK lidemıdeııyenitehditler .. Haber Merkeri - PKK üderi Abdullah Öcalan, Güneydoğu'da basına konulan yasa- ğın yanlış anlaşıldığını söylerken, gazetecileri "gazeteci kdığındaki özel harp elenuuu" ol- makla suçladı. Öcalan. hükümetin sertlik fKJİitikasını sürdürmesi durumunda PKK'- nın da büyük kentlerde Digor ve Lice benzeri eylemlere girişeceğiru söyledi. Abdullah Öcalan dün BBC Türkçe Ser- visi'nden Yavuz Baydar'm sorulannı yanıtla- dı. Öcalan'a yöneltilen sorular ve yarutlan şöyle: - Yani, arnk sivil halk da hedefleriniz arasın- da kesin olarak yer ahnakta diyorsunuz? ÖCALAN: Sıvil halk olmaması için özel- likle bize göre biraz faşist, bu hükümetin poli- tikasına yardakçıhk eden kesimlere, bunlar si\il de olsa yöneleceğiz. -Sivil halkın faşist olup olmadığım nasıl be- lirtiyorsunuz? ÖCALAN: Behrleriz. Özel savaşın yönlen- dirdıği sivil birimler var. Bu son özel ordu da asünda sivil-asken bir ordudur. Biz bu özel ordunun nasıl çahştığını biliyoruz. Bunlan da sivildır diye ayıımıyoruz. Aslında askerdirler, ama elbıseleri sivildir. - Bu son olayia ilgili olarak bir şey sontıak istiyorum. Siz bu saldırıyı düzenlemediğinizi söylü)orsunuz. Oysa hükümet kanadmdan tam aksi yönde bir açıklama geliyor. Şimdi halk hangisinc inansın? Hangisi doğru? -ÖCALAN: Şımdı. açıkça bazı köy eylem- leri oldu. onun sorumluluğunu üstlendiğimi belirttim. Ama bu generaünkini üstlenmiyo- ruz. Gerçekten general bizim kurşunlar tara- fından vurulmadı. Yine Lice'de tek bir gerilla birlığımiz yoktu. Demin konustum. Şimdi or- tada genllaya yönelik operasyonlarda bir basansızlık var. - Geletim basına koyduğunuz, -yabancı ba- sın da dahil buna- yasaklara. Siz habeıieşme özgürlüğünü keatlayarak herkesi karşnuza al- dığınızın farkında değil misiniz? - ÖCALAN: Bu da yanlış anlaşılrruştır. Bi- zim aslında basına sansür uygulama gibi bir karanmız yok. Yeter ki objektif bir temelde gclinsin, bilgi abnsın. Buna yardıma da olu- ruz. Buna Türkiyeü basın da dahildir. Fakat bir şartımız var. Bu basın özel savaşın emrine girerse, örneğin bir Lice katliamı var, bu ko- nuda tek bir doğru bilgi vermezse, biz bu ba- smı nasıl basın olarak kabul edebiliriz. Bası- nın görevi gerçekJeri olduğu gibi aktarmak değil midir kamuoyuna? Bize göre hiç yapıl- madı ve Lice'yle ilgili tek bir doğru haber ve- rilmedi. Bunun gibi yüzlerce-binlerce olay var. Tek doğru bir bilgjlendirme yapılmıyor. Biz buna basın diyemeyiz. Olsa olsa, haberle- ri. olaylan örtbas etmek için basın kıhklı özel savaş birimlendir. Biz bunlara karşıyız veya bunlann Kürdistan'daki baa bürolannı, bazı temsilciliklerini işletmemeye kararlıyız. - Siyasi partiler... Basını da si\asi partilerin izleyeceği yolunda bir açıklama vardı. Bölge- deki siyasi parti bürolannın kapatılması yolun- da bir girişim. Bunun nedeni nedir? - ÖCALAN: Şimdi dikkat edelim. Mevcut partiler devletin propaganda kolu ve korucu- lan örgütlemekten öteye bir görev görmedi- ler. Biliyorsunuz, milli mutabakat kolu adı altmda şimdi bize hepsi aynı politikayı uygu- lamakla görevlendirildıler. En son, biraz demokrat olduğuna ınanmak istedığimiz ve onun için de desteklediğimiz bir HEP-DEP vardı. Onun da milletvekili kurşunlandı. Kendileri kurşunladı. Yani sıradan bir de- mokratik sese kurşun yağdınldıktan sonra herhalde bizim de kendi etkinlik alarumızda bunlann çalışmalanna fırsat tanımayacağı- rnı? açıktır. - Peki bunca şkkkte, bunca rırmanışa karşın hâlâ bir çözüm yolu açık mı sizce? Açıksa nasıl bir çözüm? - ÖCALAN: Şimdi, bugünkühaberleri iz- lediniz. Mesela ben dahil. bilmem yerin altına da girsem, kılık da değiştirsem yine beni ara- yıp imha edeceklermiş. Bizim bütün şeyler imha süreci içindeymiş. Ya teslim olacakmı- şız ya yok edilecekmişiz. Güreş zaten bunu her gün söylüyor. Tansu Çiller de bunu her gün belirtiyor. Siyasi çözüm için bizim bir tek şarümız diyalogdu. diyalog. Diyalog olsaydı bu işler daha lyı bir hal yoluna girebilirdi. Biz öyle, Türkiye'yi parçalamak gibi bir dayat- mada da bulunmadık. Sıradan kimlik hakla- n, demokratik haklar ve siyasal çözüm yolla- nna acıklık dedik. Gelmiyorlar, bizi biüre- cekler. Şimdi bitiremeyeceklerini yakında hep birlikte göreceğiz. - Siz silahlı evlemleri sürdüriirseniz Ankara sıkıyönetime doğru gidecek. Bu, bölgedeki hal- kın huzursuzluğunu, yaşadığı dehşeti daha da arttırmavacaknıı? - ÖCALAN: Aslında ortada sıkıyönetimi büe aratmayan bir dehşet var. Bir tane asker bir yerde vurulunca. ne kadar yurtsever köy- lü insanı varsa gördükleri yerde imha ediyor- lar. Yani. yeni sıkıyönetimlerle bu işın daha da geliştirileceğinı sanmıyorum. Çok şiddetli bir uygulama var. Zaten kendileri de şunu söylüyorlan 'Bizim sıkıyönetime, darbeye ih- tiyacımız yok.' Güreş bunu da söylüyor. Ger- çekten darbeye de sıkıyönetime de ihtiyaçlan yok. Dıledıklerince geliştiriyorlar. - Diyalog istediğiniri söylüyorsunuz, ama di- yalog yohınu da tıkıyorsunuz. Farkmda mısı- iuz? - OCALAN: Ama ortada bizi bitirme, yok etme gibi hiç bir biçimde kabul edilmemesi gereken bir dayatma var. Şimdi adam kelle istiyor. Ben kurbanlık koyun değilim ki kelle- mi uzatavım. SHP Genel Sekreteri Çulhaoğlu, DYP'deki koalisyon karşıtlannı yanıtladı: Koalisyoıııuı maddi temelleri yaşıyor ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - DYP içinde giderek geli- şen ve yüksek sesle dile getiril- meye başlanan '^SHP-DYP koalisyonunun ömrü bitti" de- ğerlendirmelerine karşın, SHP'liler "koalisyonun maddi temellerinin hala sürdüğü" gö- riişünü savunuyor. SHP Genel Sekreteri Halil Çulhaoğlu'na göre DYP'den gelen koalisyon clcştinlen. "partiiçi çekişmele- rin yansması." DYP Meclıs grubunda bazı milletvekillerinin özellikle Gü- neydoğu'da tırmanan terör olaylannın önlenmesi konu- sundaki yaklaşım farklılıklan nedeniyle koalisyon ortağı SHP'p eleştirmelerinin ardın- • Çulhaoğlu. DYP içindeki koalisyona yönelik eleştirilerin partiiçi çekişmelerden kaynaklandığnı söyleyerek, "Ülke yaranna görülmediği takdirde koalisyonda ısrarlı olunmaz" dedi. dan, DYP Genel Başkan Yar- dıması Yaşar Topçu ve Cavit Çağlar'ın bu konudakı demeç- leri, gündeme koalisyon tartış- masını soktu. Koalisyon hükü- metinin iki eskı bakanı Topçu ve Çağlar'ın, "Koalisyonun öm- rü bitti. Arrık SHP'yi tasımak zorunda değiliz" biçimindekı açıklamalan üzerine "koalisyo- nun geleceği ne olacak" sorusu- na yanıt aranmaya başlandı. SHP Genel Sekreteri Halil Çulhaoğlu, Cumhuriyet'in koalisyon ortağı DYP'den ge- len bu değerlendirmelerle ilgili sorusunu yannlarken. "ülke ya- rarına görülmediği takdirde koalisyonda ısrarlı olunmayaca- ğını" söyledi. Koalisyon ortağı iki partinin de başına Çiller ve Karayalçın gibi genç ve yeni li- derlerin geldiğine dikkat çeken Çulhaoğlu, DYP'deki değer- lendirmelerin partuçı çekişme- lerden kaynaklandığını vurgu- larken şöyle dedi: "Bu değerlendirmelerle belki kendi partileri içindeki çekişme- lerin getirdiği bir sorunu Tansu Hanun'm başarısızlığına yönelt- mek istiyorlar. Böyle bir konuda da elbette en uygun iislup SHP"- ye çatarak olacaktır. Ama bizim için önemli olan ülke yararı. Eğer o konuda bir tereddüt varsa elbette koalisyon da her zaman gözden geçiriİebilir." Ana muhalefet ANAP azınlık hükümeti peşinde OSMAN A Y D O C A N ANKARA - Doğu ve Güney- doğu Anadolu bölgelennde tır- manan terörle birlikte getıril- mek ıstenen önlemlere bağlı olarak hükümet içinde başgös- teren sıkjntılar karşısında. ANAP >eni polıııkalar ortaya koyuyor "D\ P ile koalisyon en son seçenek" \e "DYP azınlık hükümetine destek veririz" gö- rüşlenni açıkça dile getıren ANAP yöneticileri. Başbakan Tansu ÇUIerı SHP ile aynlma noktasına getırme\e zorluyor- iar "Buimkiler Tansu Çiller'i tahrik ediyor" diyen bir AN *\P milletvekili. "DYP'ye "SHP ile olmuyor" mesajı \eriliyor. Baş- bakan ve kurmaylan bu mesajı alırlarsa. çok ağır bir anti-terör yasası ya da sıkıyönetün talebiy- le SHP'ye gidebilir ve 'Ya evet deyin ya da koalisyonu bozalım' diyebiİirler" dedi." SHP ile or- taklıkıan rahatsız olan çok sa- yıda DYP milletvekılınin de AN AP'a resmi olmayan koalis- yon önerileri götürmeyi sürdür- dükleri bildirildi. Güneydoğu kozu AN<\P yöneıicilen larafın- dan. Yılmaz'ın sürekli olarak "Meclise PKK vanlılannı sok- mak" ve devletin terörle müca- delesine sekte vurmakla suç- ladığı SHP'yi hükümetten ayı- rmaya, DYP"yi ise azınlık hü- kümeti kurmaya zoriamak için yeni yaklaşımlar açıklanıyor. Yılmaz'ın milletvekilleriyle ön- cekı gün 10 saat süren top- lantısında, parti yöneücilen ta- rafından ANAP'ın DYP ile ko- alisyona gırmesinin son seçe- nek olarak düşünülmesi gerek- tiği görüşü dile getinldı. Terö- rün engellenmesinin zorunlu ol- duğu, ancak bunun azınlık hü- kümeti kuracak olan DYP'ye dışardan destek verilerek sağla- nabıleceği belirtılerek. "Bunun için SHP'nin hükümette buluıunaması gerekiyor" görü- ^ü ifade edildı. Aşık, görüşlen- ntn ANAP"m hükümetin ortağı olmama görüşünde olduğunu belirtü. SHP:Halka _ potansiyelterörist gözüyk baMamaz ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) -12 Eylül dönemıni tasfı- ye etmek iddiası ve geniş bir demokratikleşme programı ile yola çıkan koalisyon hüküme- ti; SHP'nin. DYP grubunun eğjlimlerini dengeleyememesi üzerine. "teröre karşı önlem" gerekçesiyle. antidemokratik düzenlemeleri gündeme getir- di. SHP'li hükümet üyeleri. bu konudaki sessizliklerini sürdürürlerken. parti yöneti- mi. Terörle Mücadele Yasasf- nda değişiklık öngören taslak- ta, "terör suçlan"nın kap- samını genişleten bazı madde- lere endişeyle bakıyor. Taslak- ta, sübjektif tanımlara yer ve- rilmesinin, ciddi sorunlar ya- ratacağı ve yöre halkını potan- siyel terörist gibi gören yak- laşımın kabul edilemeyeceği görüşünde olan SHP, teklif edilen düzenlemede terör suçu sayılan kepenk indirme, kon- tak açmama gibi fıilleri de bu çerçevede değerlendiriyor. SHP, bu amaçla Genel Baş- kan Murat Karayalçın baş- kanhğında bir komisyon oluş- turarak. terör taslağını incele- meye aldı. Komisyonda, Ada- let Bakanı Seyfi Oktay, Çalı- şma ve Sosyal Güvenlik Ba- kanı Mehmet Moğultay ile in- san haklanndan sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Kah- raman yer alıyor. SHP' . Genel Başkan Yardımcısı önay Alpago. ko- alisyon ortaklan DYP ile ara- lannda ciddi knz yaratan yasa taslağını Cumhuriyet'e değer- lendirirken, terörle mücadele- de askeri yapünmlara karşı ol- madıklannı, ancak terörle mücadelede başanya ulaşma- da en önemli yolun. bölgede yaşayan ve terörist olmayan yöre halkının devletin yanına çekilmesi olduğunu belirtti. Alpago. terör taslağı ile ilgiu şu görüşleri dile getirdi: "Dünyanm her yerinde te- rörle mücadele edOirken, sivil halk, teröristlere itilerek değil. devletin yanına çekilerek sonuç alınmıştır. O nedenle burada dikkatli ounak gerektiğine inanıyoruz. O bakundan, yeni lasannın bazı maddelerinde teröristie halk ayrımının zor olacağı dü- şüncesiyle, bazı maddelerde du- yaıiılık gösteriyonız. Bunlann karsılıkh görüşülmesi >e bir mutabakat sağlanması arzu- sundayız." Alpago, bölge halkını terö- nst gibi görmemek gerektiğini ve bu temel çerçevenin tüm si- yasi partilerin kaülması gere- ken temel nokta ohnasını be- lirterek, taslakla ilgili endişele- rini somut bir örnekle şöyle anlatü: "Taslakta terör suçlusu sayı- lırken, Her kım. bir terör örgütünü desteklemek ama- cıyla toplum hayatını etkile- yen kepenk kapatma. kontak açmama, boykot, grev, lokavt veya benzeri hareketlere katıhrsa 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandınhr ve 6 aya kadar meslek ve sa- natının tatiline karar verilir" hükmünde yer alan 'veya ben- zeri' sözcüğü, sübjektif bir tanondır ve yoruma açıktır. Üstelik de ceza hukukunun ev- rensel kuralı olan, 'kanunsuz suç ve ceza olmaz' tanunına uymamaktadır. Oysa ki ne sayılıyorsa, -o sa- ydanlarda anlasıp anlaştnamak da ayn bir konu ama- bunun adı konmalıdır. Hiç de terör amacı taşımayan davranışlar, bu sözcükle insanlan üzebiür ve halkı karşımıza alabilir. SHP olarak tsrarmuz şudun Elbette terörle mücadele edilmeUdir. Ama, terörle müca- dele ediyonız diye günahsız in- sanlan. teröre kanşmamış in- sanlan. böyle bir amaç taşıma- yan insanlan da terör suçlusu gibi görmemek gerektiğine inanıyorum. Bu çok temel gö- rüşümüzdür. İnsan haklannm esası budur. Terörle mücadele- de, teröre bulaşmamtş, hatta te- röre isyan eden insanlan devlet, sevgiyİe yanına çekerek, onları karşısına almadan başanya ulaşabilir. Başka başarı şansı voktur." TERÖRLE MÜCADELE YASASI SHP endişeli ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Koalisyon ortaklan DYP ile SHP'nin üzerinde uz- laşmaya çahştıklan Terörle Mücadele Yasası'nda öngörü- len değişiklikler, terör suçu sayısını arttınrken, Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nin görev alanım da genişletiyor. Kepenk indirme ve kontak kapatma gibi fiilleri de "terör suçu" kapsamma alan taslak- ta. terör örgütüne yataklık edenlerin "terörist" olarak yargılanmalan öngörülüyor. SHP'nin değiştirilmesini ya da taslaktan çıkanlmasını iste- diği bazı düzenlemeler şunlar: - Terör örgütüne mensup olmasa dahi örgüt adına veya örgüt adını kullanarak suç işleyenler veya örgüt mensup- lanna yardım veya yataklık edenler de terör suçlusu sayılır ve örgüt mensuplan gibi ceza- landınhr. - Her kim. bir terör örgütü- nü desteklemek amacıyla top- lum hayatını etkileyen kepenk kapatma. kontak açmama. boykot, grev, lokavt veya ben- zeri hareketlere katılırsa 1 yıl- dan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandınhr ve 6 aya ka- dar meslek ve sanaünın tatili- ne karar veriUr.- Gazete. der- gi. broşür. kitap. bildiri, be- yanname, el ve duvar ilanlan ve benzerlerinin basımını ya- pan matbaa ve basımevlerinin sahip veya sorumlulan. basıh eserin asılması, dağıtılmaşı, satılması veya satışa arzedil- • mesinden önce, iki nüshasını mesai saatlerine bakı- lmaksızın. bulunduğu yerin mülki idare amirliğine vermek zorundadırlar. - Terörle mücadele konu- sunda görevlendirilmiş perso- nelden bu görevlerinin ifası sı- rasında veya ifasından doğan hallerde suç işledikleri iddia edilenlerin, kanunlann suçu tespıt eden asü maddesinde üst smın 5 yılı geçmeyen hürri- yeti bağlayıa bir ceza ile yahut yalnız veya birlikte olarak para cezası ile cezalandırdığı veya müsadereyi yahut bir meslek ya da sanatın yapı- lmasını veyahut bucezalardan birini veya birkaçını gerekti- ren fıilleri hakkında takibat yapılmaz. Mahkumiyet hü- kümleri neticeleri ile birlikte 5 yıldan fazla hürriyeti bağlayıa cezaya mahkum edilenlerin cezalanrun 5 yıh ve para ceza- lannın tamamı affedilmiştir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear