25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
23 EKİM1993 CUMARTESİ CUMHURfYET DÜNYADAN SAYFA Kübahalkı,repmlebirlikteyıkraıasürükleniyor üfrto Jjork einu "Bötün isteklerin gerçekkşecek. Yeter Id inan." Bu eskı dızeyı bır za- manlar Kübalı Katolikler diüerin- den düşünnezdi. Fkkl Castro'nun Fulgenrio Batis- ta'ya karşı başlattığı ayaklanmanın ilk dönemlerinde, bu dıze Castro yanlılannı yüreklendiren, inançlan- nı pekiştiren bir slogana dönüştü. Devrimciler bu dizeyi gizlice televiz- yon ve radyo kanallanna sızdırarak, yandaşlanna inanç aşılamaya çalış- ü. Devrimin ilk dönemlerinden bu yana kilise ile Castro'nun arası hiç düzelmedi. Başlangıçta, kilise devri- me karşı çıkü. Ancak sosyalisüer yönetimde güçlendikçe, kilisenin di- renci giderek zayıfladı. Geçen ay, Küba Katolik Kılisesi büyük bir atılım yaptı. Ülke pisko- poslan yöneüme sunduğu bir mek- tup aracılığıy la yumuşak bir bıçemle hûkümetin tüm güçleri tekebnde bulundurmasını eîeştirdi. Mektup ekonomik durgunluğun yol açüğı sefalet ve acılara değinerek, Küba halkı ve medya arasındaki farklıhğa dikkat çekti. Kjsa zaman önce, ekonominin bu kadar kötü olmadığı dönemlerde böyle bir mektup dikkate ahnmaz, marjinal gücü olan yönetim karşıt- lanrun gövde gösterisi şeklinde yo- rumlanırdı. Ne var ki artık aa ve sıkıntılar çok belirgın, kaçmak olası değil. Kilise sıralan eskisine oranla da- ha dolu. Dini eğıtim görmemiş genç Kübalılar da aruk kıhseye devam ediyor. Resmi yayın organlan bu Havana'mn Vieja Meydanı'ndald 18. yüzyıMa yapdnuş bir ev kartoodan bir bina gibi çökmöş. Küba bu bina gibi yıkıma doğnı sürükleniyor. gelişmeleri sert bir dille eleştirip, Kübalı din adamlanru ülkeye Batis- ta dönemini geri getirmeye çalı- şmakla suçluyorlar. Castro daha geçen yıla kadar tüm dünyada solculann simgesiydi, ABD'nin arka bahçesinde sosya- lizm tohumlannı ekip, yeşertmeye çalıştı. Görünüşe göre yeşerdi de. Küba'da gerçekleştirilen sosyal ba- şanlar gelişmekte olan ülkelere yol gösteritiydi. Tüm bu gelişmeler, Kübalılara güven ve gurur veriyor- du, bütün hoşgörüsüzlüğüne karşın, ulus olarak Castro'ya bağhydılar. Ancak, artık görüntü bu kadar parlak değil. Hoşgörüsü2İük devam ederken, emekçılere vaadedilen cen- net hala ufukta görünmüyor. En inanmış Fidelciler bile gelişmelen kuşkuyla izliyor. Havana sokakla- nnda yönetim hatalan özgürce tar- tışılıyor. Kübalılar, sıkınülannı ya- bana basın organlanna anlatabildı- ği gibi. Castro'nun kendisi de za- man ıçınde değişimın gerekh ol- duğunu belirtıyor Ancak Castro'nun değışım karan almakta geciktığı düşünülüyor. Üretim durma noktasında. İşsiz ka- lan emekciler çok ufak bir işsizlik tazminatıyla evlenne gönderiliyor. Telefon ve elektrik hala ucuz; ancak bakım ve yakıt konusundakı eksik- lıkler bu ıkisinin de zaman zaman aksamasına yol açıyor. Gıda sıkıntısı had safhaya vardı- ğından pek çok Kübalı devletin da- ğjttığı kısıtlı yiyecekle yetinmek zo- runda Günü bır öğunle geçıren ke- sim azımsanmayacak kadar çok. En gereklı ilaçlann bile bulunmadığı sağlık sıstemi iflasın eşığinde. Kübanın acı düşüşü, gerçeklerle yüzyüze gelmesi sonucu ortaya çık- tı. Son otuz yıldır ülkede üretim ma- liyeti ve verimlilık konusuna ge- reken önem verilmemiş, yalnızca gözü kara sosyalist bir çizgi izlen- mişti. Sovyetler Birliği'nin dağılması Küba'nın ütopik dünyasının sarsıl- masına neden oldu. Böylece, yalnız- ca en yakın müttefiğini değil, yar- dımsever zengın amcasını da yitirdi. 1970'li ve 1980'h yıllarda, Sovyetler BirliğTnden gelen yardım 80 milyar dolan buluyordu. Sovyetler'uı yar- dım musluklannı bu denli açması ABD'nın tıcaret ambargosu uygu- lamasına yol açü. 1990 yılmda Sov- yet yardımı azabnaya başladı. 1992'de bütünüyle kesıldi. Küba, komünizmın çöküşünden sonra dünya pazarlannda şansını denemeye karar verdi. Yıllardır, ti- careünın yüzde 85'sını kömünist ül- keleriyle gerçekleştiren Küba, bu ül- kelerden satın aldığı gıda ve yakıta karşılık şeker satıyordu. Sovyet yar- dımı kesilince Küba'da gıda ve yakıt sıkınüsı başgösterdi Dolayısıyla şe- ker üretimi ani bir düşüşle ülkenin ihracaüru sekteye uğrattı. Bu karmaşa sırasında Kübalı ekonomistler tek çıkış yolunun pa- Rus yöneticiler yakararsız yakasap T arihteki Rus yöneticilerini başhca iki kategoriye ayırmak mümkün: Kararsızlar ve kasaplar. Son çar II. Nikolay ve son Sovyet lideri Mihâfl Gorba- çev, ilk kategoriye girerken Korkunç tran ve Stalin ıkinci- ye örnek oluşturuyor. Boris YeHsn'in amacı ıse Rusya Curnhurbaşkanı olduğu günden bu yana ak sık gösterdi- ği gibi her ikı gruba da dahil edilmemek. Ne var ki Moskova'da yaşanan ayaklanma ve ardı- ndan gelişen olaylar doğnı dengeyı bulmakta zor- landığıru gösteriyor. Rus tarihi tüm ağırlığıyla ona karşı saldınya geçmiş durumda. Yeltsın, geçtığirniz yaz aylan boyunca, Gorbaçev'in son günlenndeki tutumuna ben- zer şekilde amaçsız ve kararsız tavırlar sergılemekten do- layı eleştiri topladı. Parlamentoyu dagıtarak yenı bir se- çim düzenlemeye kalkınca da dıktatörlüğe soyunmakla suçlandı. Bugün ise süahlı bir ayaklanmayı bastırmış, bir kısım muhaliflenni tutuklatmış ve muhalıf gazeteleri ka- paturmış bıri olarak, özellikle Baa'da, neredeyse tüm Rusya tarihi boyunca uygulanmış olan otoriter idareyi yeniden yerleştirme planlan yaptığı kuşkulannı üstüne çekmeye başladı. Işin özü ise Yeltsin'in henüz çıraklık dönemindeki bir demokrat olduğu. Demokratık prenaplen, pratikte karşılaşükça ve aa bir şekilde öğreniyor. Bu, henüz sade- ce kısmen anlayabıldığı demokratık prensiplere aykın bır şey yapmaktansa hıçbır şey yapmamayı tercıh ettiği geç- mişteki şaşırua hareketsizbk anlannı açıklamaya yardımcı olabilir. Uzun yıllar Moskova'da görev yapmış ABD'lı bir dip- lomata göre, göz önüne ahnmaa gereken ıkıncı bır gerçek ise şu: "Rusya'da tarüşma ortamma imkan tanmryor, an- cak bir noktadan sonra Roslar bu g yı | [ h gy devam eöneme- si gerektiğini düşünme>e baştayoriar. Rus politikasınHi ardnda, doğrudan >a da dolayb olarak yönetim hatalan vüzünden yaşanunı yitirmiş 60 milyon insanın bulunduğu hiçbir "unan ınutubnamaljdır. Çok yakın zamana kadar kavbetmenn bedetimn enseye sıkıian bir kurşun olduğu bir ûlkede potökayı hoşgöriiiü bir çerceveye oturtmaya çab- şmak hiç kolay ohnamau." İRiBya'daHideribfle arayanlar var Rusya üzenne araştırma yapanlann hemfikir olduklan tek konu Rusya'da varolan tüm taraflann guçlü bir lider- liğe gereksinım duyması Otoriter ıdareden yana olanlar, Stalin dönemini hoşnutlukla anıyor. Moskova'da en son yaşanan olaylarda eli silahh isyancılar, Rusya'da bir Hit- ler'in başa gecmesı şeklindeki arzulannı bağırarak dile getiriyorlardı. Ayaklanmayı basürdığmdan bu yana Yeltsin ve onun halkla ılışkıler uzmanlan, Yeltsin'i doruğa tırmanan kri- ze ragmen gücünden bır şey yiürmeyen bır dayanak nok- tası olarak göstermek icin ellerinden geleni yapü. Yeltsin de bir televizyon konuşmasında üst düzey yetkililerinın olaylar sırasında paniğe kapılıp sinirlerine hakim ola- madıklannı belirtü. Bu doğnı olabileceği gibi. Londra'daki Slav Araştı- rmaları Enstitüsü'nden tanhci Geoffrey Hosking'in be- lirttiği gibi, Rus halkını en çok etkileyebılen ımajı. yani Yeltsin'in akdh ve güvenilir çar imajını kuvvetlendirmek için tasarlanmış bir propaganda da olabilir. Yeltsin rejiminin önümüzdeki aylarda demokrasıyi ne denh başanh bir şekılde yerleştıreceğınin en ıyı göstergesi büyük olasıhkla, bir zamanlar KGB olarak bihnen Rus Güvenlik Bakanüğı'nın ülkedekı etkisinin azalması ya da çoğalmasmda aranabilir. Ayaklanmayı basürmada or- dunun oynadığı kesın rolü tanıyan Yeltsin, şimdiden bazı generaDerinin taleplerine boyıın eğmek zorunda kaldı bile. Rusya'nın Doğu Avrupa'daki eski kömünist devlet- lerin NATO'ya kaülmalanna kesinlikle karşı olduğunu söykmesi de generallerin bu taleplerinden biri olarak gö- rülüyor. Ancak eski KGB'nin telefonlan dinleme ve mektuplan kontrol etme gibi birçok işlevıni üstlenen Güvenlik Ba- kanlığı için aynı durum söz konusu olmayabilir. Bir Batılı gözlemciye göre, yeni güvenlik örgütü, Marksist-Leninist ideolpjıyi savunma kaygısını taşımıyor, ancak eğıtim ve örgütlenmede KGB'den çok az farkhlık gösteriyor. KGB'nin eski ajanlan bütün ülkede etkinliklerini sürdü- riiyor. Güvenlik kuvvetleri ayaklananlan basürmakta kendi- lerine düşen görevı yerine getirdi. Üstelik bır ay önccsıne göre çok daha güçlüler. Ancak şu anda en önemM soru bunun daha ne kadar süreceği. BemardD.Kaplan TbeNewYorkTimes Kültür • Sanat 232 64 26 • 230 21 87 Bir STEVEN SODERBERGHFilıni KAFKAJKRKMYIRONS • 1HERLSARLSSEL Yalnız Beyoğlu Sinemosında [251 32 40) 12.15-14.30-16.45-19.00-21.15 ÇOCUK I •• •• •• İBUYUDU ISTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDIYESİ KÜITÜR İŞURİ DAİRE BAŞKANUĞIETKINIİKIERİ "Radyo-TV-Gazeteler ve gazeleciler son yıllardaki gelişmelerin ışığında kcmuoyunun guvenini ve demokrasinin sağlıkh islemesi için kendilerine lonınon imtiyazlı durumu hak ediyorlar mı? Kctilonlar: Aydın Engin,Yakın Pekşen, Yozgülü Aldoğan, Sina Koloğlu, Alp Buğdaycı, Mehmet Oğuz ve dinleykiler Yöneten: Tuğrul Eryılmoz 23 Ekim 1 9 9 3 Saah 15.00 Tarık Zarer Tunaya Kültür Merkezi (Eskı Beyoğlu Evlendirme Dairesi) Tünel Tel: 29312 70 SANAT VE KULTUR GEZILERI MISIR KAHİRE-ASWAN-LUXOR 27 KASIM-5 ARALIK 1993 8 G E C E - 9 G Ü N SANATÇILARA, OĞRENCILERE GRUPLARA OZELINDIRIM Ş A N A T B A N K istasyon sanat merkezi ERENKÖY-385 41 31-32-33 TEŞVİKİYE-240 56 50-230 66 17 loMSyKMTA [M 1172) 110O-R1S-1i.3O-lt.4S-21.00 MACIDETANIR'I BUYH , HANGİ SAL0NDA İZLEYECEĞİZ? tSTİKUl CAD. NO: 140 TIL 251İS 65-64 f U : 144 43 27 Ferhan Şensoy ( HicllSlilLLB FERHANGI ŞEYLER ÇAR^AMM - KRŞEMRI 21.00 Ferhan Şensoy'ı^n GÜLE GÜLE GODOT CUMA 71.00 \9 Şensoy'un KOHNE BIZANS OPERASI Müzik : Fikrer Kııılok CTESİ1S.30-21.00 PAZAR 15.30 Kullur Bakonlığı Kotkılorıyla Newyork <^uler Crılıts Cırrlr, Thr john Gasser Odullu. Amcrikalı Yıuar; VML1.1AM MASTROSIMONE otnayanlar DERYA «UBORA ÖZOEMİR ÇİFTÇİOÛLU ÖZMN SCHUUE ZERRİN SUMER Puar 15.00 P lası Salı 21.00 lîlıtlır; Takıım, Suıdiyı Vıkkoıamı'dı M Eski Ytsil'd* Ttl: 255 20 20 YASEMIN[YALÇIN 35O. OYUNYılmar Erdoğan KADINLIK BİZDE KALSIN Muzıklı Güldürü Yön: M e t i n Serezli Perş-Cuma 21 15 C tesı-Ppzar 15 00-1830 2 9 EKİJVVDEN İTİBAREN aslkla» YUMURCAK Sinaması • 261 O1 91 KADIKÖY HALK EĞITİM MERKEZİ: 348 40 50 T C. KÜLTÜR BAKANLlGl DEVLETTİYATROURI İSTANBUL DEVLET TİYATROSU AKMBUYUKSAION 251 56 00/254 Cml: 21.00, Pazaı: 14.00,19.00 KASSANDRA Yazan : S(«Uo FIORENZA Yön«l*n : Shohroo KHERADftUND Çevinn : S«rra YILMAZ - HUR YUMER Müzik : Mounzio GABRIEU Dans Toıanmı : Sılvona BARBARINI Sohn* Tasarımı : Ist Devfet Tıyalrosu Yopnr» Gry« Toiorıı™ : S«rptl TEZCAN l>tk Tasonmı : Ugo V1GNOLA 23 üm Clıi 21.00-41,. 24,30 tkfc Ct«t:21 JO'k 41 üm l«tttıMt AKM ODA TİYATROSU 251 56 00/254 Sdı. Çar,fcr.(um 1900 ( t « i 1500/1900 - Pozar 1500 GIZLI OTURUM Yazon : Jean Paul SARTRE Yöneten : Slel» FIORENZA Çevıren : Olctoy AKBAL MOzık : Mounzio GABRIEU Sohn. Tasorımı : Stel» FIORENZA GİVS4 Tosonmı : Isl Devlel Tiyolrosu Yopımı l>ık Tosonmı : Ugo VIGNOLA Dramolurg : Esen ÇAMURDAN 23,24,26,28,30,31 Ekin tarihlerbo* Ayrıca Bilel Sotif Vakkoraım Taksim: 251 15 71 Vaklceronra Suadiye: 36O 9O 9O H«aHHHıiîi;ıa:f.aEilıai7^-1 ISTANBULBELEDIVESI • ' ^ ^ . u n D m ^ L u ı £ J Ş E H İ R T İ Y A T R O L A R I I istanbuldevletoperavebalesi öOSMKCı 18/24 Ekim 1993 HotbiyeM. Ertuğrul Sahney (240 77 20) T RICE-A L VVEBBER EVİTA Türkçesi GencayGÜRÜN Yön Kenneth 'JRMSTON 118 Ekim Pazartes» 2030 24EktmPaar 15 00-20 30 ı • E Reşıt REY - C Reşıt REY LÜKÜS HAYAT Yöneten Haıdun DORMEN (20-23 Ekim) • Phılıppe GENTY OERİVES (Surüklenme) Yöneten Phılıppe GENTY (21 22 Ekim) CEP TİYATROSU (240 77 20) AR GURNEY AŞK MEKTUPLARI Türkçesi ArmağanERSIN Yön HakanALTINER (19 Ekim Sah 20 30 21 Ekim Perş -22 Ekim Cunıa 15 00) Kodıköy Haldun Taner Sahnesi (349 04 63) Savaş DİNÇEL MERAKUSI İÇİN ÖYLE BİR HİKAYE Yöneten MacrtKOPER (19 Ekim) • Lyle KESSLER ÇIKMA2 S0KAK ÇOCUKLARI Türkçesi Alı NEYZİ _ Yöneten GencayGÜRÜN (20-21-22-23-24 Ekim) Fatih Reşot Nuri Sahnesi (526 53 80) Haşmet ZEYBEK AYRANGEVEN Yöneten Haşmet Zeybek (19-20-21-22-23 Ekim) • MUSAHİPZADE CELAL FERMANLI DELİ HAZRETLERİ Yöneten EngınULUDAĞ (24 Ekim) GlŞE Y E R L E R İ UKTLIR. TITATRO GISdfMNlN YAMSIRA VUKOROM* TAKSIM. GUlUk STRADt MACtUSI VE «JMKOT HAIDUN HNJR (MCRK(Z) VI MNİZ OIOBUSUkl BOİHNCI GliCSINH .. PISRt CARDIN NI^AHTAŞI MA&A1ASINDA SATIIMAKTADU). Oyn g . J - 1 : Safe 70.30 (.,•_!>* 1 S.00 20.30 P.rt. - Cnm: ÎO.3O C ftt 15 00-70.30 Paıar. 15.00-18.30 ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİNDE U. Gıordano, ANDREA CHENIER opera 4 perde OrkestraŞefı NIKSA BAflEZA Sahneye Koyan YEKTAKARA 23 Ekim, 15.30-da 20 Kasım, 15.30da 0 L.Minkus DON KİŞOT bale 3 perde Koreografı ve Sahneye Koyan: VALENTIN YELIZARIEV Orkestra Şefi ELŞAD BAGIROV 27 Ekim, 20.00de 30 Ekim, 15.30da 9 Kasım, 20.00'd» L Çoker HAYAL YOLCULARI bale 2 perde W. A. Mozari FİGARO'NUN DÜĞÜNÜ operı 4 perde OrkeslnŞefı SERDARYALÇIN Sahneye Koyan: GÛRÇIL ÇELIKTAŞ 28Ekim. 20.00de 4Kasım, 20.00de R Rodgers NEŞELİ GÜNLER müzıkal 2 perde OrkMtra Şefı. SEROAR YALÇIN Sahneyt Koyan ALTAN GÛNBAY 2Kasım, 20.00de P.l. Çaykovski YEVGENİ ONYEGİN opera 2 perde Koreografı ve Sahneye Koyan. Orkeslra Şefı: OKAN DEMIRIŞ OYTUN TURFANOA 3-16 Kasım, 20.00de JS 8ach UVERTÜRLER bale 1 perde Koreogratı TEDBRANDSEN WA Mozart TRIPTYCHON s;'.i 1 perde Koreografı RENATO ZANELLA CENNET MEKAN bal«1 perde Koreografı ASHLEY PAGE 24 Ekim, 15.3(rda (BaMko. Yurus fra! Kullû Uatoo'n*) Sahneye Koyan: AYTAÇ MANIZADE tKasım.15.30da T. Egner KARANFİL KÖY çocuk muzıkalı 2 perde Muzık Yönetmeni: AYDIN KARLIBEL Sahneye Koyan. SUMERAYARIMAN 23-30 Ekim 11.0(rde B>Mtar le<nsıl<tanb>a«önceA K M gıplerınde ölifi ftmıtKt: CİJlTet 2511(123 »1M00 (7 Hal) I lVt Yılmtek , AHMET KAYA nseri 23 Ekim C.tesl 21 .15 24EkimPazar 17.00 '00-100.000-125.000.-TI. Altın Koltuklar i: 3Slf 72 10 Sinema • Tiyatro Gösteri zar ekonomısinden geçtiğini kabul etü. Yapılmaa gerekiı köklü re- formJar için yöntem saptanması amaayla Vietnam ve Çin reformla- nnı inceledüer. Ancak reformlann uygulamaya konulması sırasında Castro ve etrafındaki tutucu yan- daşlan, ekonomıstlere yarduna ol- mak bir yana, köstek oldu. Denetimi elinden kaçırmak iste- meyen Castro'nun engellemeleri so- nucunda ekonomik reformlar, ül- keye giren dolar mıktannı arttırma- ya çalışmakla sınırh kahyor. Yet- kililer çözûm olarak tunzmi gekş- tirmeyi ve dışan biyoteknoloji sat- mayı planlıyor. Aynca yabancı ban- kalann ülkeye girişine yeşil ışık yakılacagı söyleniyor. Ne var ki ya- bana bankalann, ekonomik çökün- tü ıçindeki bir ülkeye niçin gelmek isteyeceği ise merak konusu. Castro son haftalarda bazı re- formlann gerçekleşmesine izin ver- mekle birlikte en önemli konuda eski tutuculuğunu sürdürüyor; kişi- lerin kendi ekonomik kararlannı al- masına karşı çıkıyor. Castro'nun onayladığı kısıtlı serbest girişirn ka- rarnamesi şu koşullan ıçenyor. Devlet fıatlan saptayacak, işveren konumuna girebılmek için izin alı- nacak. Tanm alanında yapılan re- formlar da son derece kısıtlı: Bürok- ratlar küçük çiftliklerin yönetimin- de söz sahibi olacak. Bu arada, döviz karaborsasına engel olmak amaayla dolar kısmen yasallaştınldı. Böylece ülke dışında yaşayan Kübalılar, akrabalanna dolar gönderebilecek: Kübalılar do- larla satış yapan dükkanlardan alış- veriş yapabılecek. Küba'da artık eski inançlar terk ediliyor; yerine yalnızca paranın gecerli olduğu bir düzen kuruluyor. Pisko- poslann yönetime gönder- diklen mektupta bu konu- ya dikkat çekilerek, ekono- mik çöküntünün ahlaksal çürümeye yol açüğı savu- nuluyor. Gerçekten de işsiz kalan Kübalılar gelişmekte olan turizm sektöründe iş bulamayınca, çözümü fa- hişelikte buluyor. Genç kızlar ve erkekler oldukça az bir bedel karşılığında vücutlanru satarâk bir doktorun bir ayda aldığı parayı bir kaç saatte çıka- rabiliyor. Küba'nın ekonomisini çökerten yalnızca Castro'- nun yanlışlan değil Ameri- kan ambargosunun da katkısı büyük. Soğuk Sa- vaş dönemınde solcu terö- ristlere destek sağladığı için Castro'nun cezalandın- lması amaayla yürürlüğe konan ambargo, Soğuk Savaş'm son bulmasma karşın hala kaldınlmıyor. Clinton yönetimı, Mıami'- deki Kübalı sürgünlerin baskısıyla ambargoyu kal- dı rmaya niyeti olmadığını belirtiyor. ICastro'nun sonumu? Son günlerde Castro yö- netimine karşı başlatılan ayaklanmalar Castro'nun sonunun geldiğırun bır be- lirtisı mi? Bu sorunun yanıü şu anda verilemiyor. Sisteme duyulan inanç gı- derek zayıflamakla birlik- te, Kübalılar Castro'nun çekilmesini pek istemiyor- lar, çünkü yıllardır Cast- ro'dan başka lider tanı- madıklanndan, onsuz bir Küba'yı hayal bile edemı- yorlar. Aynca Castro iktidan terk etmeye hiç niyetli gö- rünmüyor. Kurduğu dene- tim mekanizması sayesin- de, muhalefetin oluşmaa- na izin vermiyor. Etevrim Muhafız Kurulu adını ver- diği örgüt, ülkenin her kö- şesıni denetim alünda tuta- rak, karşıt fikirleri arunda yok ediyor. Bugüne dek yönetime karşı örgütlene- rek başkaldın düzenleyen asilerin binlercesı 150 kılo- metre uzaktakı Florida'ya sürgün edıldiğınden, Kü- ba'da kalan başıbozuk mu- halifler herhangi bir tehlike oluşturmuyor. Ekonomik güçlükler arttıkça, Küba halkının di- renme gücü de azalıyor. Çürük teknelere binıp Flo- rida'ya sığınmalan bır çö- züm değil. Yalnızca yitire- cek fazla bir şeyi olmayan insanlann _ umutsuzca çırpınışı. Öte yandan, ABD'nin de Kübah sığı- nmacılara kucak açüğı pek söylenemez. Son günlerde ABD'de ambargonun aşama aşama kaldırdırması tarüşılıyor. Bu projenin uygulamaya konmasıyla, Kübahlann sonunda gerçeğı görecegi ileri sürülüyor. Böylece, ıçınde bulunduklan olum- suz koşullann tek sonımlu- sunun Amerikan ambar- gosu olmadığını, yapüğı devrimin başansızlıkla so- nuçlandığını kabul eüne- yen Casüro'nun da sorum- , lu olduğunu anlayacaklan iddia ediliyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear