22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 16 EKİM1993 CUMARTESİ HABERLER DYP-MHP isbirtiği • ANKARA (ANK A) - TBMMihtisas komisyonlannda bağımstz milletvekillerine aynlan 12 üyelik için. MHP'nin DYP ile anlaşüğı öne sürülüyor. TBMM'de Plan ve Bütçe Komisyonu'nda 4. KİT Komisyonu"nda4. İnsan Haklan Komisyonu'nda 2 ve Dilekçe Komisyonu'nda da 2 üyelik bağımsız milletvekillerine aynhyor. İçtüzük gereği. grubu olmayan partilerin milletvelulleri de "bağımsız" olarak kabul edildiği için bu üyeliklere grubu olmayan milletvekilleri de seçilebiliyr. Bu dönemde toplam 12 komisyon üyeliğine MHP'lilergöz dikerken Meclis faaliyetlerinde bugüne kadar sürekli iktidan desteklemeleri karşıhğında DYPileanlaştığıöne sürülüyor. DYPGrup Başkanvekili Turhan Tayan, bağımstzlara aynlan komisyon üyelıklerinin verilmesi konusunda MHP üebiranlaşmalan bulunmadığını bıldirdi. Martinez Tüpkiye'den aymldı • İST ANBUL (AA) - Resmi ziyaretini tamamlayan Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanı Miguel Angel Martinez, Türkiye'den aynldı. Atatürk Havalimanı'nda gazetecilerin sorulannı cevaplandıran Martinez, Ankara'da Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, TBMM Başkanı Hüsamettın Cindoruk, Başbakan Tansu Çiller ve ötekı ilgililerle yararh görüşmeler yaptığını şöyledi. Avrupa Konseyi'nce İstanbul Arkeoloji Müzesi'nin' 1993 yılııun müzesi' ödülüne layık görüldüğünü hatırlatan Martinez, konsey âdına bu ödülün müzeye kendisi tarafından verilmesinden de onur duyduğunu bildirdi. Ekincfden gensoru yanıtı • ANKARA (ANKA)- Orman Bakanı Hasan ' • Ekinci,'Görevini kötüye kullanarak kendisine ve bazı çıkar çe\Telerine menfaat sağladığı, Saip Molla özel ormanının yağmalanarak inşaata açılmasına ortak olduğu' yolundaki ıddialara, salı günü TBMM'de konuyla ilgili görüşülerek gensoru önergesi öncesınde yanıt verdi. Hasan Ekinci, "Saip Molla özel ormanındakı tapulu mülküm alın terimdir" dedi. ANAP'ın konuyla ilgili verdiği gensoru açılmasına ilişkin önerge sab günü görüşülmek üzere TBMM gündemine alınırken Hasan Ekinçi, RP Milletvekıli İbrahim Halil Çalık'ınveANAP Milletvekili Ahmet Kabil'in Saip Molla özel ormanına ilişkin soru önergelerini gensorunun görüşülmesınden önce yanıtladı. Ekinci, özel orman içindeki arsada iddia edildiği gibi villası olmadığını bildirdi. Ferruh Adalı öldû • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Yargıtay Onursal Birinci Başkanı Ferruh Adalı vefat etti. Adalı'nın cenazesi. pazartesi günü Maltepe Camii'nde kılmacak öğle namazından sonra Kuşadası'nda toprağa verilecek. 1908yıhnda İstanbul'da doğan Adalı. Ankara Hukuk Fakültesi'ni bitirdikten sonra çeşitli illerde hâkim ve savcılık yaptı. 1953 yılında Yargıtay üyeliğine atanan Adalı, Yüksek Adalet Divanı üyeliği, Yargıtay 4. Daire Başkanlığı ve Yargıtay 1. Daire Başkanlığı görevlerinde bulundu. Abit Öztav toprağa verildi • İSTANBUL (AA)-Geçirdiği kalp krizi şonucu ölen CHP Eminönü İlçe Başkanı Abit Öztav toprağa verildi. Abit Öztav'ın cenazesi, Laleli Camii'nde kıhnan ikindi namazından sonra Topkapı Yeni Kozlu Mezarlığı'nda toprağa verildi. Öztav'ın cenaze törenine, CHP İstanbul İl Başkanı Haluk Ülman, Eminönü Belediye Başkanı Ahmet Naci Akgün, Beyoğlu Belediye Başkanı Hüseyin Aslan. ailesi, yakınlan ve çok sayıda partili katıldı. Karayalçın, özelleştirmede yabancılaştırma politikasına karşı olduklannı söyledi: TnintekelleşmesinehayırANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - SHP Genel Başkanı, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Murat Karayal- çm, DYP ile koalisyonu sürdürmenin kritik eşiğinin, "laik cumhuriyeti koru- mak" olduğunu söyledi. Karayalçın, PTTnin özelleştirilemeyeceğine ilişkin birinci koalisyon protokolündeki şer- hin, ikinci protokolden çıkanlmış olma- sınm, SHP'nin bu konudaki iürazmı zayıflattığıru; ancak telekomünikasyon hizmetlerinin özelleştirilmesinde, "ya- bancılaştırma ve özel tekel" kaygısı taşı- dıklannı bildirdi. SHP lideri. koalisyo- nun devamı için PTTnin T'sinın özel- leştirilmesini şart koşan Başbakan Tan- su Çiller ıçın. "Basından aldığım mesaj- larla önümde olan Tansu Çiller arasında çok fark *ar" değerlendirmesini yaptı. Özelleştirme çalışmalannda, Türkiye'- nin bağımsızlığının gözardı edilemeye- ceğini anlatan Karayalçın, SHP'nin. imar afTı ve il sayısını artürarak yerel se- çimlerden sonuç almaya yönelemeyece- ğini söyledi. Karayalçın, Cumhuriyet'in sorulannı yarutlarken SHP ile DYP arasında ku- rulan koalisyon hükümetinin "gereküli- ğini" tartışmanın, uyumsuzluğu günde- me getirmekten daha önemli oldugunu vurgularken. "Ama uyumsuzluk ya da tartışma geçimsizliğe dönüşmemeli. > a- ptsallaşmamalı. böylelikle boşanma>a giden. aynlmaya giden bir yolu açmama- iı" dedi. Siyasi partiler ile genel başkan- lannın servetlerini açıklamalan çağnsını yineleyen Karayalçın. Cumhu- riyet'in sorulanna, şu yanıtlan verdi: - PTTnin T'smin özelleştirilmesi ko- nusundaki kesin tavnnız nedir? KARAYALÇIN- Doğrusu, anlaş- mazlık konulan net bir biçimde ortaya konulmazsa. bir süre sonra insanlar ne- yi tarüşüklannı, neyi tartışmalan gerek- tiğini unutarak tartışma içine girerler. Türkiye sık sık böyle bir ortama giriyor. PTT'nin T'si ile. Ispanya'nın Bask'ı ile ya da o sırada ne ise gündeme gelen ko- O:zelleştirmenin, yabancılaştırmaya dönüşebileceğinden kaygı duyuyoruz. nu, birdenbire temel tartışma noktasını kaçınyoruz, simgelerle konuşmaya baş- kyoruz. PTT'nin T'si konusunda, bizim SHP olarak duyarhhğımız var. Biz bu- nu stratejik bir dal olarak görüyoruz. ozelleştirme ile yabancılaşürmanın ay- ru tutulmaması gerektiği kanısındayız. Özelleştirmenin, yabancılaştırmaya dö- nüşebileceğinden kaygı duyuyoruz. Ya- bana sermayaye karşı değiliz, ancak ya- bancı sermayenin Türkiye'ye girişini, mülkiyetin transferi şeklinde değjl; doğ- rudan sabit sermaye yatınmlan şeklin- de görmek istiyoruz. Bunlar bizim ter- cihlerimiz. Aynca stratejik mallarda, devlet teke- linin kalkıp bir özel tekelin oluşmasın- dan kaygı duyuyoruz. Biz tekellere kar- şıyız. Bizi biz yapan, temel değer yargı- landır bunlar. Yerli tekellere de, ya- bana tekellere de karşıyız. Biz gücün. hele o güç sermaye ise tek elde toplan- masını demokratikleşme açısından sa- kıncalı görüyoruz. Bunlar bizim müla- hazalanmız. Türkiye'de tartışmalann tek yanıtlı olmasına çalışıyor insanlar. Evet mi, hayır mı? Özelleştirmeye evet mi, hayır mı? Özelleştirmeye kategorik olarak karşı değiliz. Özelleştirmeyi bir kalkınma aracı. stratejisi, kurtuluş rece- tesi olarak gönmüyoruz. Ozelleştirme, kullanılabilecek herhangi bir araçtır bi- zim için. Tılsımlı bir araç olarak görme- memiz söz konusu olamaz. Biz özelleş- tirmeyi, fabrika, tesis bazında. bir ve- rimliük artışı. etkinlik arayışı içinde de- ğerlendiririz. Dünya deneyimini önemsiyoruz. Türkiye deneyimini de dikkate almanın gerekİı oldugunu düşünüyoruz. Tür- kiye'de şu soruyu sorarak arkadaşla- nmdan bir araştırma yapmalannı iste- dim. Ozelleştirme yapılan alanlarda. ozelleştirme sonrası gelişmeleri hiç izle- yen olmuş mu? Çimento sanayii özelleş- tirildı. Nasıl bir yapı çıktı önümüze. yani bu iyi mi oluyor, kötü mü oluyor? Acaba inşaat sektörüne yansıması ne oluyor? Acaba katma değer, sektördeki oalisyonun eşiği, laiklik. • PTT'de, yabancılaştırma ve tekel kaygılanmız var. •Özelleştirmede, bağımsızlığımızı gözardı edemeyiz. • Basından aldığım mesajlarla, önümdeki Çiller farklı. ıstihdam dengesi, verimlilik açısından ne oluyor? Bunlann değerlendirilmesi gerekiyor. Türkiye bunlan değerlendir- meden tartışıyor. Bu konuda yaptırdı- ğım değerlendirmenin sonuçlannı gru- buma sunacağım. Türkiye deneyimin- den kasüm bu. Bir de dünya deneyimine bakmamız lazım. Teletaş, yabancılaştı. Amaç bu muydu? Günün bırinde hep- ten yabanalann eline geçmiş bir şirket yapısı ya da eski bir KIT yapısı. iyi bir yapı mı acaba? Bizce değil. A> nca, şunu da görüyoruz. Örneğin, British Tele- ken bir olgu. Eğer yabana mülkiyet T'de. gerektiğinde. gerekli gördüklerin- de seyrüsefer güvenliğimizi denetleyebi- lecekse, ben bunu kabul edemem. Dün- ya deneyimini de gözönünde bulundu- rarak. Türkiye'nin konumunu gözö- nünde bulundurarak tartışma ihtiyacı duyuyoruz. Kabul edeceklerimiz var, kabul etmeyeceklerimiz var. Bu, bu ko- alisyonun sonu demek değil. Bu, bu ko- alisyonun ozelleştirme ile elde etmek is- tediği amaçlan engellemek de değil. Çe- şitli argümanlar çıkıyor. Koalisyonun com. British Telecom'un yabancılara satılacak bölümü için sınırlama getiril- di. Bunu bir araşürmamız gerekiyor. Yabanalardan ne korkuyorsunuz, za- ten her şeyimizi biliyorlar, her yerimizi dinliyorlar. Laf mı bu yani. Bir iddia var. eğer PTT'nin T'si yabanalann elinde olursa, ya- bancılar diledıkleri an Türkiye'deki hava trafığini dile- dikleri gibi denetle- yebilecekler. Bu iyi mi. kötü mü? Bunu ben kabul edemem. Bunlar bizi biz ya- pan değerler. Bağımsızlığımızı gö- zardı edemeyiz. Yeni bir dünya yapısına gidiliyor doğru. Bugünkü koşullarda bile bağımsızlığımız. korumamız gere- devamından yanayız, ama devamından yanayız diye de doğru bildiklerimizi söylemeyecek değiliz. Hem devamı- ndan yanayız hem de doğru bildikleri- mizi söyleyeceğiz. Efendim, çok zaman kaybı oldu. yani hemen bu işi çöz- mek gerekiyor. Halkımız bir kamu kuruluşu- nun satılacağını rahmetli Özal'ın ağzından 1983 kasımmda duy- muştu. Köprü ile ilgili olarak. Bunu savunanlar. bu- nun altyapısı ile il- gili niye hazırlık yapmadı da şimdi biz bu tartışma noktalannı ortaya koy- duğumuzda zaman yok diyorlar. Yap- salardı. 10 yıldır özelleştiımeciler bu ül- oalisyonun devamından yanayız, ama devamından yanayız diye de doğru bildiklerimizi söylemeyecek değiliz. keyi yönettiler. Niye yapılmamış, o so- ruyu sormak durumunda kalıyoruz do- ğal olarak. - Bu görüşieriniz ve daha önce "Ben- den önce ımzalanmış" demeniz, Anaya- sa Mahkemesi'nin iptal kararı vermesi durumunda, >eni düzenlemenin daha farklı olacağı konusunda tsrar edeceğiniz anlamına mı geliyor? KAR.\YALÇIN- Evet, o benden ön- ce imzalanmış: ama daha önemlisi koa- lisyon protokolü var. 49. hükümet pro- toİcolünde. PTTnin özelleştirilmeyece- ği hükmü vardı. Bu konuda özel bir şerh var. Ama 50. hükümetin protokolünde bu yok. Sayın Başbakan haklı olarak di- yor ki bu şerh olmadığı gibi hızlı özelleş- tirme^apılacağına ilişkin bırdüşüncede var. Ikincisinde. PTT'nin özelleştinle- meyeceğine ilişkin şerh kalkıvor. Bu, benden önce imzalanmış bir bâşka çok önemli obje. Buna dayanılarak denıli- yor ki. "Hem bu protokol olacak hem de PTTnin Tsi olmayacak. Bu olamaz." Her neyse, benden önce imzalanmış iki belge var. Bir tanesi, koalisyon proto- kolü. Protokoldeki PTTnin özelleştiri- lemeyeceğine ilişkin şerh çıkmış. - Ancak, ikinci protokol görüşmelerin- de SHP heyeti, DYP'nin ısrarma karşı çıkarak, PTT'nin özelleştirileceğine iliş- kin bir hükmün protokol metninde yer al- maması için ısrar etnıişti. KARAYALÇIN- Ama o tek başına bir sonuç getirmiyor. Onun sonuç geti- rebilmesi için, birinci protokoldeki "'özelleştirilenıez'' şeklindeki özel şerhin kalması gerekiyordu. Özel şerhı kaldır- dığında. "muhakkak özelkştirilmelT şeklindeki istemi kabul etmeyebıhyor- sunuz. Ama, özel şerhi kaldırdığınızda. o konudaki itirazınıa da kaldırmış ola- biliyorsunuz. Tabii bunun getirebileceği olumsuzluklan telafı edebilecek başka kontr cümleler de var. Konuyu. bıraz önce söylediğim kaygılan telafı ederek aşabileceğimiz kanısındayım. Biz bu konudaki kaygılanmızı anlatmahyız. Eğer bunlar yanlış kaygılarsa, Türkiye'- PTT ve TEK gibi kritik konularda, birbirimizi ikna etmemiz lazım. nin bağımsızlığıyla ilgili bir olumsuzluk- la karşılaşmak söz konusu olmayacak- sa. ikna olabilinz. Ama. "•Türkiye'nin bağımsızlığı önemli değil" gıbı bir tep- kivle ikna olmayız biz. Yani. Türkiye'- nin bağımsızlığı. tekel konumunun bir başka tekele dönüşmemesi, özelleştir- menin yabancılaştırmaya dönüştürül- memesi gibi konularda, bizce haklı ge- rekçelerle kaygılar taşıyoruz. - O zaman, yeni düzenlemeye koyaca- ğınız kayıtları sıralar mısmız? KARAYALÇIN- Devlet tekehnin ye- rine. yeni bir tekel olsun istemiyoruz. Yabana mülkiyetinin belirli bir düzeyle sınırlanması gerektiği düşüncesindeyiz. Yabanalann denetim noktasına gelme- sini kabul edemeyiz. Bu iki nokta, çok önemli bizim için. - Sayın Başbakan, •PTT olmazsa, ko- alisyon olmaz" dedi >e bunu size de peşi- nen söylediğini basma acıkladı. Böyle bir pazarlık oldu mu? KARAYALÇIN- Benimle "PTT ol- mazsa, bu koalisyon da olmaz" şeklinde bir konuşması olmadı. Sayın Başbakan bu konuya çok önem verdiğini. bana ifade etti. "Olmayacaksa, ben bu hükü- rneti kurmazdım" şeklinde bir açıklama- da bulundu. Ama bu benden önce ya- pılmış bir şey. Benimle bağlantıh bir şey değil. Sayın Başbakan'ın duyarlı oldu- ğu konunun. PTTnin Tsi olmaktan çok, özelleştirmenin hızlı bir biçimde yürütülmesi olduğu kanısındayım. PTT ve TEK gibi kritik konularda, bizim bir- birimizi ikna etmemiz lazım. - Başbakan'ın, SHFye özeDikle bu konularda özensiz davrandığı gibi bir iz- leniminiz >ar mı? K\RAYALÇIN- Ben Sayın Başba- kan ile basın aracılığıyla haberleşmeme- ye çalışıyorum. Bana övle gelmiyor. Yani basından aldığım mesajlarla önümde olan Tansu Çiller arasında çok fark var. Ben, bu ikılıden birisi olmasay- dım, konuyu dışandan izleseydim, çok vahim bir tablo oldugunu düşünürdüm. NöTLAR MUSTAFA BALBAY SURECEK AVRUPA^DAN EDİP EMİL ÖYMEN Sırada Kırım mı Var? Kırımdaki Tatar Türkleri, Rusya'nın çeperinde yeni bir çekişme ve gerginlik odağı olmaya mı aday? Ukray- na'ya bağlı özerk bir cumhuriyet olan Kırım'da yaşayan Tatar Türklerınin Milli Meclisi, Ukrayna Parlamentosu'- nda kaç üye ile temsil edilecekleri konusunda Ukrayna yönetimi ile anlaşmazlık içinde. Ukrayna Parlamentosu, perşembe günü aldığı kararla parlamentoda toplam üye sayısını 160'tan 98'e indirdi. Ve Tatarlara 14 üyelik uy- gun gördü. Oysa Tatar Milli Meclisi dahafazla üyelik is- tediğini önceden açıklamıştı. Kırım nüfusunun yüzde 10 u için en az 22 miiletvekili çıkarmak istiyorlardı. Demek ki Türk akrabalarımızı ilgilendiren yeni bir ger- ginlik sureci gelişiyor. Daha doğrusu, çoktan başlamış olan bu süreç, artık dikkatçekecek boyutlara erişmeye, dünya ajanslarının gündemine girmeye aday. Çünkü Kı- rım Tatarları, geçen yıldan bu yana gitgide artan şiddet- te, Ukrayna yönetiminin, Tatarların haklarını tanımadı- ğından yakınıyordu. Bu yakınma, çoğu zaman ve yakın- larda, Moskova kara ve demiryolunu işgal. sokaklarda gösteri şeklinde ivme de kazandı. Kendilerini Ukrayna Parlamentosu'nda en az 22 üyenin temsil etmesini iste- yen Tatarlar, 27 Mart 1994'te yapılacak genel seçimde 14 milletvekiliyle nasıl yetinecekler? Aslında Tatarlar şanslı da sayılmalı. Çünkü Ukrayna'da yaşayan diğer azınlıklar için ise sadece birer milletvekilliği uygun gö- rüldü: Ermeniler, Bulgarlar, Almanlar ve Rumlar için. Bunlar da yaklaşık 50 bin kişi kadar. Tatar Milli Meclisi tanınmryor Tatarlar 30 eylülde, Kırım'ın yönetim merkezi Simfe- ropol'da yaptıkları gösteride, milli meclislerinin de ta- nınmasını istediler. Ama Ukrayna'nın, bunu benimse- mesi mümkün değil Bazı muhalefet partileri de Tatar- larla işbirliğine girişti. Ama nafile. Ekim basından itiba- ren, Kırım'da yaşamı, yasal sınırlar içinde durdurma ya da engellemeye yönelik eylemlerine başladılar. öte yandan da Kırım'dan bir zamanlar sürülen Tatarlar, geri dönmeyi sürdürdükçe, Ukrayna makamları, yeni gelen- lere yer bulamıyor, konut sorunu hızla büyuyor. Kırıma geri dönenler buldukları yerde konaklamaya başlayınca bu kez güvenlik kuvvetlerinin engellemesiyle karşılaşı- yorlar Güvenlik kuvvetlerine birtakım "zınde güçler"\n de yardımcı oldukları biliniyor. Ukrayna'nın bu yöresi ırkçı saldırılar için gitgide uygun bir ortama dönüşmek- te. Zorunlu göçün 50. yıldönümû seneye 800 bin Tatarın Stalin tarafından Orta Asya'yazorunlu göçetabi tutulması, 18 Mayıs 1944'te başlamıştı. Ukray- na Televizyonu, olayın yıldönümünde yaptığı özel yayın- da, zorunlu göçü, iâ30'lardayine Stalin tarafından uydu- rulan yapay kıtlık felaketi ve 1986'daki Çernobil faciası ile aynı boyutta değerlendirdi. Gorbaçov'la birlikte Ta- tarlar. gittikleri sürgün yerinden yavaş yavaş dönmeye başladılar. Resmi rakamlara göre şimdiye kadar 200 bin kişi dönmüş. Daha en az 300 bin kişinin dönmeye hazır olduğu anlaşılıyor. Ancak eski mülklerine kavuşmaları çoğu kez mümkün değil. Ukrayna, bu yeni göç dalgası- nın mali yükünü nasıl karşılayacağının hesabına düş- müş durumda. Ukrayna'nın önerisi, Orta Asya cumhuri- yetlerinden dönen Tatarlar için Kırgızistan ve Kazakis- tan'ın yüzde 4oranında, Rusya'nın yüzde 12 veOzbeki& : " tan'ın da yüzde 30 oranında masrafa katılması. Ukrayna'nın, Tatarların çilesini kabul etmesi, yardımcı olmaya çalışması, ancak bir yere kadar. Milliyetçı duy- guların sel olup taştığı bir dönemde Tatarları bu, ne ka- dar tatmin edecek? Etmezse, bugüne kadar uluslararası ajanslara fazlaca yansımayan protestolarını, ajansların dikkatini çekecek şekilde arttıracaklar mı? Dünya gün- demine bir de Kırım Türkleri mi girecek? Bu durumda Rusya'nın çeperinde yine yeni bir Türk kökenli sorun mu çıkacak? Bencil Batı. daha öncekiler gibi yüzeysel bir bakışla sorunu "Yine Müslümanlar!" diyerek mi özetle- yecek? İ5Ci sendikaları kararlı Özelleştirmeye karşı büyük eylem yolda İstanbul Haber Servisi- Üç işçi konfederasyonu, Kamu Çalışanlan Sendikalar Platfor- mu ve meslek odalan "hükü- metin özelleştirme politikasına karşı" ey lem birliği için bir ara- ya geliyor. ' DİSK'in. Türk-İş ve Hak-lş başta olmak üzere bütün sen- dikal örgütler ile çeşitli meslek odalanna ve derneklere yapüğı çağn üzerine gerçekleşecek olan toplantı. bugün DİSK Genel Merkezi'nde saat 10. 00'da yapılacak. DİSK. 23-28 ağustos tarih- lerinde düzenlediği 4. Ören Toplanüsfnda hükümetin özelleştirme uygulamalanna karşı bir politika belirlemiş ve "İşçi sınıfııun en geniş eylem birliğini" sağlama\ı hedefle- mişti. Ancak. Hak-İş ve Türk-İş DİSK'in çağnsma dün verdik- leri yanıtta toplantıya kaüla- caklanm açıkladılar. Toplantı- ya üç işçi konfederasyonu ve Kamu Çahşanlan Sendikalar Platformu'nun yani sıra şu ku- ruluşlar katılacak: Türk Mühendis ve Mimar Odalan Birliği, Türk Tabipler Birliği, Türk Eczaalar Odası. Türk Veteriner Hekimleri Bir- liği, Türk Diş_ Hekimleri Birli- ği. Öğretim Üyeleri Derneği, Çağdaş Hukukçular Derneği, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Mülkiyeliler Birliği, İktisat Fa- kültesi Mezunlan Cemiyeti, Tüketiciyi Koruma Derneği, İnsan Haklan Derneği. ANKARA - Deyimi yakın geçmişte en çok Demirel kullandı. Köşk'e çıkarken "arkama bakmam" dedi ve devam etti: "Beyaz bir sayfa açıyorum." Sonra, Çiller sık sık beyaz sayfa açtı. Sade- ce içerde değil, dışardaki resmi ziyaretlerinde de misafır olduğu ülkeyle başlaülan yeni iliş- kilerde rumuz "beyaz safya"oldu. Ardından Karayalçın, SHP'nin başına ge- çer geçmez, kongre öncesi olanlan unuttu- ğunu söyledi. Yani, o da bir beyaz sayfa açtı. Karayalçın'la, Başbakanlık'ta. tnönü'nün eski makammda göriiştük. Koltuğa daha yeni yeni ısınıyor. Zaten ilk günleri, "hesap uzmanlığı"yla geçmiş. İSKİ olayını kucağın- da bulan Karayalçın, partinin hesaplannı şefiaflaştırmak için bizzat uğraşuğını söylü- yor. Sınav kasunda Karayalçın. SHP'de asıl liderlik sınavını kasım ayında verecek. Bütün illeri dolaşma- yı planlıyor. SHP'nin örgütlenme biçiminden kamuo- yundaki imajına kadar bir dizi projeleri var. Başta Güneydoğu olmak üzere illerde kur- mayı planladığı insan haklan ve laiklik ma- salan ilginç bir girişim. Bunun, Güneydoğu Beyaz sayfadakisiyahnoktalarsorununun çözümünde de büyük katkı sağ- layacağı görüşünde. Genel başkanlığa seçıldiği gün de belirtti- ğjmiz gibi, "proje" sözcüğünü çok seven Ka- rayalçın, partinin yeniden yapılanmasında bir dizi girişim başlatmaya hazırlanıyor. MYK'da bu konuyu açmış. Aynntılan bir süre sonra oluşacak. Ancak Karayalçın'ın kısa süre içinde, par- ti içi ve dış kamuoyuna "kendi üslubunu" his- setürmek durumunda olduğu iki konu var: 1- Koalisyonun icraatında SHP'nin, yani sosyal demokrat düşüncenin ağırhğı. 2- Parti içindeki gücü. Karayalçın. görüşmemiz sırasında her iki konuda da "kararh"olduğunu vurguladı, ama bir dizi sorunun olduğu da ortada. Önce, "Koalisyon ortağı SHF"yi ele ala- lım: Karayalçın. başbakan yardıması; ama başbakan yekili olamıyor. Çünkü milletve- kili değil. Örneğin, Çiller bugünlerde ABD'- de, yerine Ce>1ıeri vekalet ediyor. Bu konuda Danıştay'dan istenen görüş Karayalçın'ın aleyhine çıktı. SHP'nin koalisyonda "ideoktjik tavnnı" koymak zorunda olduğu önemli konulann başında özelleştirme geliyor. Çiller Viyana'- ya giderken, "PTT ya özelleşir, ya özelleşir. Ben koalisyonu bu şartla kurdunT demişti. Çiller. koalisyonu bu şartla kurduğunu Ka- rayalçın'ın kendisine de söylemiş. SHP lide- ri, ekim başında çoğu İstanbul'dan 20 kadar ekonomistle toplantı yaptı. Onlardan özel- leştirmeyle ilşli bir rapor istedi. Bu rapor so- nuçlanmak üzere. Rapor MYK'da tartı- şıldıktan sonra SHP'nin özelleştirme konu- sundaki "resmi göriişünü" içerecek. Kara- yalçın. "en temel" göstergeleri şöyle sıralı- yor: _ _ "Özelleştirme, yabancılaştırma olmamalı. Özelleştirme, özel tekel yaratmamalı. Geç- mişte \ apüanlardan ders alınmalı. Çimento ve Teletaş olayı var." Bılındiği gibi çimento fabrikalannı İnterS- tar'ın sahibi Uzanlar aldı. Şimdi istedıkleri gibi fıyat belirliyorlar. Teletaş'ta da çoğun- luk uluslararası Arcatel firmasına geçti. Yani Karayalçın'a göre yakın geçmişte özelleştirmede pek iyi sınav venlmedı. PTT konusunda Karayalçın'ın bir diğer kaygısı da ulusal güvenlik ve ulusal bağım- sızlık. Tüm ülke haberleşmesinin yabancı bir şirketin eline geçmesine kesinlikle izin ver- meyeceklerini söylüyor. Rastlantıya bakın ki görüşmemizin tam bu sırasında telefon çaldı. Karayalçın, ahizeyi kaldırdı. "Hayır, yanlış numara" deyip kapattı. Gülümseye- rek, "Şifreü telefon, hay Allah" dedi. ÖzeUeştinmeye bakış Özelleştirmeye. Karayalçın ile Çiller'in "aynı pencereden" bakmadıklan gözleniyor. Ortak bir pencere bulup bulamayacaklan. ABD dönüşü belli olacak. Karayalçın, laikliğın korunması, insan haklan, demokratikleşme yasalannı koalis- yonun "eşikleri" olarak tanımhyor. Parti içı konulara gelince... Karayalçın'ın fena haldecanı sıkkın. Elini "düşünen adam" pozisyonuna geti- rip başını sallıyor: "Çoksesliliğe evet, çokbaşlıbga hayu-." İnönü parti içinde sıkışınca, kendisini or- taya ko\ardı: "Ya dediğim olur ya giderim." O zaman da akan sular dururdu. Ama, Karayalçın pek öyle olacağa benze- miyor. Salı günkü grup toplantısının başına kapalı bölümü başına şöyle yansımıştı: •'Karayalçın sert çıktı: Çokbaşlılık olursa çeker giderim." Parti içi muhalefetin buna yanıtı da ilginç olmuştu: "Acemke." Karayalçın. grupta neler olup bittiğini an- latmadı; ama, parti yönetimi konusundakı üslubunu yineledi: "Partide çokbaşlı bir yönerime kesinlikle izin vermem. Farklı görüşler bizim zenginliği- mizdir; ama, çokbaşlılık asla. Ben böyle bir partinin >önetiminde kalamam, kalmam. Partiyi bu duruma düşürmem." Karayalçın. 400 bin metrekarelik Ankara Anakent Beledıyesi'nin başkanlığından 765 bin kılometrekarelik Türkiye Cumhuriyeti'- nin Başbakan Yardımcıhğı koltuğuna geçti. Şimdi. koalisvonun büyük ortağına "sosyaü demokrat düşunceji", parti kadrolanna da "kendisini" kabul ettirme sınavında.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear