Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
Imtıyaz sahıbı Berin \adi • Genel Yayın Yonetmenı Ozgen \caı •
Oenel Yayın Koordınatoru Hikmel Çetinka>a • Vazı Işlerı Muduru.
Celal Başlangıç • Görsei Vonelmen Ali Acar • Duzenleme MiKtsfa
Saglamer • Ankara Temsılcısı Cune>l Arcayurek Haber Muaurlerı
Mustafa Bsübay. Işık kansu izmır Temsılcı V Serdar Kızık Adana
Temsılcısı Çelin Yigenoğlu
Istanbul Haberlcri: Şeaay Kalkan Dış Haberler Ergnn Balcı tş-Ekonomı Şukran Ketoıci Basım. Cumhuriyet Maıbaacılık ve Gazetecıhk T \ Ş • Yayımlayan. Yeıu Gun Haber
Yurt Haberlerı Mebmel Saraç Makaleler Sami Karaoren SporAMulkadir Vucelman Du- Ajansı Basrft ve Yayıncıhk \ Ş Turkocağı tad 39/41 Cağaloğlu 34334 tsı PK 246
zeltme: Abdullah YazKi • Müessese Mudur V. Erol Erknl • Koordınator Ahmel Istanbul Tel 512 05 05 (20 hau, UCK 22246, Fax. (1) 513 85 95 » Buroiar Aakaır:
Konılsan • Muhasebe: Bulent Yener • Idare: Haseyia Gurer • fşletme: Oader Çelik
• Bılgı-tşlem. Nail taal • Bılgısayar Sıstem Munıvtt Çiltr • Reklanr Rrt» Işıtman
Z. Gokaip Blv Inkılap S Mo 19/4, Tel 433 '1 41 47 7tlex 42344, Fax (4) 433 05 65 <
İzmir H Zıya Blv 1352 S 2/3 Tel- 83 12 30, Telex 523^9, Fa* (51) 89 53 60 • Adasa:
Inönu Cad 119 S No 1 Kat. 1, Tel- 59 37 52 (4 hat), Telex 62155, Fax. (71) 59 25 78
TAKVİM 13OCAK1993 lmsak 5.49 Guneş 7 20 öğle 12 P İkındı 14 43 Akşam-17 04 Yatsı: 18.29
Yurtdışındaki
TüPklerin
sorunlapı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu)- Vurtdışında
yaşayan Türk
vatandaşlannın durumu.
TBMM Genel Kurulu'nun
dünkü gündeminde yer
almasına karşın. karar yeter
sayısı sağlanarnadığından
görüşülemedi. TBMM'de
Bosna-Hersek konusunda
görüşmenın
tamamlanmasmın ardından,
TBMM Genel Kurulu'nda
başkanlık sunuşlanna
geçiIdi.TBMM'nm 1991 yılı
kesin hasaplannın üyelere
sunulmasının ardından SHP
Tunceli Milletvekili Kamer
Genç, komisyon
raporlannda usulsüz
alımlardan soz edildiğini
belırterek komısyonun geniş
açıklamalarda bulunmasını
ıstedı Bırleşımiyöneten
Başkanvekili Yıldınm Avcı,
usulsüzlük varsa başkanlık
dıvanınıngerekeııi
yapacağını söyledi.
NATOKomutanı
TüPkîye'de
ANKARA(Cumhuriyet
Bûrosu)- NATO Avrupa
Kuvvetleri Başkomutan
Yardımcısı Orgcneral Sir
Brian Kenny. 7 saatlik "jet
bir zıyaret" için Türkiye'ye
geliyor. Ankara"ya bugûn
saat 11 00de gelecek olan
konuk komutan. öğleden
sonrailkolarakMıîli
Savunma Bakanı Nevzat
Ayaz. daha sonra da
Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Doğan Güreş ile
görüşecek. Yann akşam
Turkiye'den aynlacak olan
konuk komutamn ziyareti
sırasında, özellıkle Bosna-
Hersek olaylan üzerinde
durulacak Gerek Millı
Savunma Bakanı Ayaz,
gcrcksc Orgcneral Güreş,
ıkılı görüşmcler sırasında,
Bosna-Hersek'te yaşa nan
drama dikkat çckerck
NATO'nun bu konuda neler
yapabilcccğini konuk
komutana ıletecekler. Türk
yetkılıler, aynca. TSK'nın
olası bir askcrt müdahale için
haarlıklan konusunda da
Orgeneral Kenny'ye bilgi
vereoekler
Avrupa'da
çevreci
hareketlep
• ANKARA (AA)-Dünya
hızla kırlenırken. gelişmekte
olan Üçüncü Diinya ülkeleri,
kcndilerini "zehırli atık
deposu' kabul eden Batı
dünyasında "çevreci
düşünce" egemcnliğjni
sürdürüyor. Almanya, 1
Ocakl993'tenitibaren.
"kesin uygulamaya sokluğu"
yeşil nokta hareketine. Türk
ihracatçilann da uymasını
istedı. Çevre kirliliği ile
mücadele için ihraç mallan
ambalajlannda "yeşiJ nokta"
hareketine uymayan
ihracatçılann ürünleri,
kesinlikle Almanya sınırlan
içine sokulmayacak.
Almanya, geçen yıl nisan
ayında uygulamaya
başlattığı yeşil noİüa
hareketinde, nisan aralık
sırasında geçen süreyi
"deneme süresi" sayarken, 1
Ocak 1993'tenitibarenbu
konuda kesin kararlı
olduğunu ihracatçılara
duyurdu.
Nazar değmesin
• ANKARA (AA)-Geçmişi
yazısız tanhe kadar uzanan
nazar, Türkiye'dedeyaygın
bir inanış şekli olma özelliğin
koruyor. Marmara
Üniversıtesi Halk Sağlığı
Ana Bilim Dalfncayapılan
araştırmada, Türkiye'de
yaşayanlann yüzde 30'unun
nazara inandığı belirlendi.
Bunlardan yüzde 4O'ı
nazann ilacı olarak duayı
göstenrken. yüzde 19'u da
"mavi boncuk'la birleşti.
Rambo'mıngözü
yeniden evfbkte
• ATİNA (AA) - Rambo ve
Rockyfilmleriyleüne
kavuşan İtalyan asıllı ünlü
sinema oyuncusu Sylvester
Stallone'nın (46) gözü
yeniden evlilikte. Daha önce
iki başansız cvlılik yapan,
Brigitte Nielsen iJe olaylı
boşanması uzun süre
magazin basınına malzeme
yaratan Stallone halen
Jennifer Flavin (23) ile
birlikteyaşıyor. Stallone, bir
Amenkan dergısine verdiği
demeçte "Kesinlikle yeniden
evlenmek ve bir aile sahibı
olmak istiyorum. Halen
beraber olduğum Jennifer'i
deçok sevıyordum. Tam
emın olmadan evlenmeyi
düşünmüyorum, ancak
gerçek şu kı her geçen gün
evlilığedahaçok
yaklaşıyoruz'dedı.
Sohnelerin askuu dcuısımbitivdiNureyev,mükemmel bir kabiliyet ve ele avuca sığmayan bir enerjiye sahipti
ŞEBNEMAKSAN
2O.yüzyıl balesanaünın. Nijinskygıbidahayaşarken
efsaneolmuşbtfyıldızıkaydı. 1961 yıhnda Sovyetler
Bırlığinden, kaçarak BatTyailticaeden Nureyev,
yakın bir tanhe kadar dans sanatının şüphe götürmez
tek ilahı idı.
Nureyev ismi Batı'da ilk parlamaya başladığnda
onunla yakın uzak karşılaşünlabilecek hıç kimse
yoktu. Böyle birdansçı, böyle bır varlık sanki
görülmemıştı. Mükemmel bir vücut. ınanılmazbir
çekıcıhk ve kabiliyet, ele avuca sığmayan bır enerjı.
Yarattığı herrol, yorumu ve tekniği ile bale
dünyasında müthış bir heyecan yaratıyordu. 60'h
yıllarda erkek dansçılar -bu bilhassa İngıltere için
boyle ıdı- kendıne yaşayan, inanılır bır model
bulmuştu ve dansa rağbet arttığı gibi erkek
dansçılarda belirgin bir ilerleme
görülüyordu. 70'li ve 80'li yıllarda artık
dansçı enflasyonu yaşanmaya
başlanrnıştı. Ünlü okullar art arda
birbinnden iyi dansçılar
çıkanyor, yanşmalarda
kıyasıya birrekabet yaşanı
yordu Ancak
Nureyev'ın
sahnedekı karizmasına kımseleryaklaşamadı.
Bale tarihinin belki de en uzun süreli ve en çok dans
eden sanatçı olmuştu. Her türdansta kendini
denemıştı. Festival bale ile İstanbul'a geldiği zaman
onuruna verilen birdavette Devlet Halk Danslan
grubu, Karadeniz oyunlan oynarken kendini
tutamamış, hareketlen derhal kavrayıp aralanna
kaülmışü. Baledansçılannın modern dans
yapıtlanna burun kırarak baküklan dönemlerde o,
Martha Graham, Murray Luis, Paul Taylor
topluluklan ile dans etmış, o teknik ve stillen
kavrayabilmek için özel çalışmalara gırmışti.
Vücudunu hep zorlanabılecek en üst sınırlarda
kullanmışu. Ne gariptir ki bu dans ve hareket ustası,
hastalığının son demlerinde parmağını dahı
oynatamıyordu... ve yıllarca dans edipcoştuğu Paris
Operası sahnesındeancak ıkı laşinin yardımı ile
ayakta durarak halkı selamlayabilmişü.
George Ballanchınede böyle bır son yaşamıştı.
Trendedünyaya geldi
Bınlerce ınsana dans aşkı aşılamış, parmağırun ucu,
sesinin tonJanyla dansçılan coşturmuş, yönlendırmış
bir koregraf olarak o da aylarca kırruldav amadan
yatağa bağlanmışü.
1938 yılı 17 mart günü Balük Nehri civannda yol alan
bır trende doğan Nureyev, bu olayı,
kendirun ruçbir ülke,evyada
toprakla özdeşieşememesine
neden olarak göstenr. Tatar
asıllı biranne babanın
tekoglu
olan Nureyev'in büyük babasının ismi Nuri Faslı
olup bir kayıt sırasmda yapılan yanlış nedeni ile
Nureyev'e dönüşmüş. Amcasının hala orijinal ismi
kullandığı söylenmektedir. Toprak işçisi olarak
yaşamını sürdüren aılede, ihtılalden sonra baba,
askerliğe yükselmış, ancak bu sefer de sûrekli oradan
buraya yollanarak göçebe hayatı yaşamışlar. Zaman
zaman başka ailelerle ev paylaşarak yersız, yurtsuz ve
çoğu zaman aç olarak ama kendine yeterli olmayı
başararak. Bütün büyük sanatçılargıbi daha
çocukluğunda yalnızlığı ve etrafını ızJemeyı seçmiş
Nureyev ve gene bütün büyük sanatçılar gıbı idealine
ulaşabilmek için pek çok engeh aşması gerekmiç.
Yaşama hep avkınkalmış
>
Kolay değil, böylesı bır kışıhğin doğması, törpülene,
törpülene bir ok gibi hedefını behrleyıp fırlamak...
Nureyev'in yaşamında alışıla gelmış, sıradan, hiçbir
olay ve sürece rastlamak mümkün değil. Her yerde
aykın kalmış, ne okulda ve ne de çahştığı yerlerde
normal kurallara uyamamış, hep kafasınm dıkine ve
asi ama heT zaman idealine sadık, kısaca kendine
sadık bir varlık olarak yaşamını çizmiş.
Leningrad Vaganova okulunda çok geç bir yaşta
girdiği sınavda,jün başkanı dığer hocalara rağmen
bu asi tavırbğı gencı kabul karan aldıktan sonra
yanına gelır ve "Genç adam, sen ya çok büyük bır
dansçı ya da bir hiç olabilırsin. Büyük bır ihtimalte de
bırhıç..."der.
Bu genç adam, sonra olmuş, Rudolf Nureyev! Adına
festıvalkr düzenlenen. en çok kitap yaalan, dansçüığı
yanı sıra yönetmenliğı ve klasik yapıtlan yeniden
yorumlaması ile de ün yapan sanatçı, dünyanındört
bucağında, Pıcasso ismi ile resim nasıl çağınşım
yapıyorsa. Nureyev ile baleyı de yanyana getirecek
bir büyükJüğe enşmişü.
V
\
Nureyev'in sahnedeki karizmasına kimse yaklaşamadı. Bale tarihinin en çok dans eden sanatçısı oldu. Binlerce insana dans aşkı aşdadı. Onun yaşamında ahşı-
lagelmiş, sıradan hiçbir olay ve sürece şartlanmak mümkün değil. Her yerde aykın kalmış biriaydi o.. Hep kafasının dikine, asi, ama her zaman idealine sadık
kaldı. Dans ve hareket ustası Nureve>, hastalığının son gûnlerinde parmağını bile oynatanuyordu.
Bulgadstan ve Romanya sınınnı geçebilmeniz için profesyonel sınırgeçici olmanız gerekiyor
Ver rüşveti, geç suıııı• GümrükçülerN
Bulgar sınınnda sizi'
Marlboro var mı viski
varmısorulanyla
karşılıyor. Rumen
sınınnda ilk soru
Viskinizyar mı? Yanıt:
Yok. Peki ya sigara?
Bizsigara içmiyoruz.
Bu kez Türkçe
"Masanın üzerine bir
dolar koyıan'' diyor.
MURATAR1N
Karayoluyla ya da trenle
Bulgaıistan ve Romanya'dan
geçecekseniz, sigaralan, viskıle-
ri, dolarlan hazırlayın. Komü-
nist rejimin çökmesınin ardın-
dan sınır kapılanndan geciş bir
komediye dönmüş dunımda.
Gürnrükçüler artık reşmi ve
aleni bir uygulama haline dö-
nüşmüş olan rüşveti aiabilmek
için sırası geldiğinde oynanma-
dık senaryo bırakmıyor.
Kısa bir tatil için önce Sofya'-
ya sonra da Bükrcş'e trenle gi-
dip. otobüsle döndüm. Bulga-
ristan'a girişteki tek ilginç nok-
ta, alti kez pasaport kontrolü
yapılması oldu. fstihbarat, res-
mi polis ve gümrükçüler alo kez
gelerek nereye gittığimizi sor-
diı, pasaportlanmıza baktı. Üs-
telik trende beş - altı polis sü-
rekü kaldı. Galiba Bulgaris-
tan'da kapah rejim çöktukten
sonra pollsler işsiz kalmış ve
kendilerine iş yaratmak için bu-
la bula bu yolu bulmuşlar.
Yolculuğun ikincı etabı Bul-
gar - Rumen sınınydı. Ruse-
Giorgio sınır kapısında beni ve
arkadaşımı bekleyen sürprizler-
den habersiz rahat rahat yolcu-
Bulgar ve Rumen sunrlannda rüşvet aimışbaşmı gidiyor.
luğumuzu sürdürüyorduk. Bul-
gar taraünda her zaman olduğu
gibi Türkçe bilen bir polis
"oyun"a başladı. Pasaportum-
dakı fotograf beş-altı yıllıktı ve
şımdı sakallanm vardı. Bu pa-
saportla birçok sınırdan geç-
mıştım, üstehk daha iki gün
önce Bulgar sınınndaki çok sıkı
kontrole karşın, kimse 'bu fo-
toğraftaki sen değılsın' deme-
mişti. Şimdi polis hemen orada
tıraş olmam konusunda ısrar
ediyordu.
Bir yandan dalga gecıyor,
arada bır cıddıleşıp tuvalete gi-
dip sakallanmı kesmemi ısti-
yordu. Ben bu "oyun"dan
sıkıldığımı hissettirerek olum-
suz yanıüar veriyordum. Bu
kez, "Marlboro var mı? Viski
var mıT diyerek hadi yer bir
şey de kurtul havasına giriyor-
du. Ama bız profesyonel sınır
geçici değUdik. "Sağlam" gel-
memiz gerektiğinden hiç habe-
runız yoktu. Çantalanmıza
bakıyor, dişe dokunur bir şey
bulamıyorduk. Sonunda Bul-
gar bizden umudu kesip ısran
bırakmıştı.
Toplam 800 dolanmız var. Yal-
ruzca ıkı gün kalacağımız için
bu Romanya'da oldukça ıyi bir
para. Üstelik daha fazla getirip
caJdırmaya da hiç gerek yok.
Zaten gümrükçü baştan ne söy-
leyeceğinı biliyor.
Paralanmıza şöyle bir bakıp
"Az para" deyip kestirip atıyor
ve çekip gidiyor. Arkadaşım
panik içinde. "Pasaportlanmızı
ıade etmezler de tren kalkarsa
ne olur, pasaportsuz ne ya-
panz?" endişesinde. Onlann is-
tediklen de zaten bu; paniğe
kapüarak trenden inmemiz ve
rüşvet vermeyi kabul etmemiz.
En fazla sınır dışı edebilecekk-
nni söyleyerek trenden ınmiyo-
ruz. Gümrükçü bir iki kez geçi-
yor, ama biz hiç istifimizi boz-
muyonız. Yanm saat sonra,
yakası bağn açık, sakallan
uzamış ıkı genç asker geliyor ve
bizi trenden indiriyor, bir oda-
ya götürüyor.
Benim pasaportumda birçok
Avrupa ülkesinin vizesi var.
Arkadaşımda ıse yalnızca 1987
yıhnda alınmış bır Fransız vize-
si. Onu gözierine kestiriyorlar.
Pasaporttaki fotoğrafa hiç ben-
zemediğinden, Türkiye'de ne iş
yapüğına, Fransızca'yı nerede
öğrendiğine kadar ilgısiz, ge-
reksiz bir sürü soru soruyorlar.
Biz baştan smırdışı edılmeyi gö-
ze aJdığımız için hiç taviz vermi-
yoruz. En sonunda iki memur
dışan çıkıyor ve ıyi Fransızca
konuşan şefle yalnız kalıyoruz.
Hemen konuya giriyor. Viski-
niz var mı? Yanıt: Yok. Peki ya
sigara? Biz sigara içmiyoruz.
Bu kez Türkçe "Masanın üzeri-
ne bir dolar koyun" diyor. As-
hnda biraz demek ıstıyor, ama
ben "bir" dedigi için bır dolar
çıkarüyorum. O sırada odaya
gıren memur, bir dolan görün-
ce kızıyor ve kalsın diyerek bizi
dışan atıyor. Sırunn dışına de-
ğil, içeri. Oyunu kazanmanın
mutluluğuyla yolculuğumuza
devam edıyoruz.
Bükreş'e trenle çabuk dön-
mek için otobüsü tercih ediyo-
ruz.
Otobüste işler daha farklı yü-
rüyor. Bükreş - İstanbul hattın-
da çalışan şoıorler sabah-
akşam geçtikleri için bütün
gümrükçüleri tanıyor ve ne ver-
meleri gerektiğıni iyi biliyor.
Biz geçerken yılbaşı tatili nede-
niyle yol boştu. Normalde sım-
nn Rumen tarafında sıra 15 ki-
lometreye kadar uzuyor.
Bulgar tarafı daha bir alem.
Çıkışta şoförün tanımıyla
"adi" bir gümrükçüye düşüyo-
ruz. Gecenin bir yansı sıra bek-
lerken öndeki otobüsün muavi-
ni eksi 10 derece soğukta bir ki-
lometre gerideki açık olan bir
iki duty free mağazasına dogru
yürümeye koyuluyor. Yanı-
mızdan geçerken Bulgarlann
viski sipariş ettiğini öğreniyo-
ruz.
"Dosthığıuı Dervişi'Sabahattin Eyuboğlu anıldı
Kültür ServisiYazar, çevirmen ve eğit-
men Sabahattin Eyuboğlu, ölümünün
20. yıldönümü dolayısıyla dün PEN
Yazarlar Derneği tarafmdan düzenle-
nen bir toplantıyla AKM'de anıldı.
Toplantıya katılan Atilla özkınmlı, Ve-
dat Günyol, Cengiz Bektaş, Şükran
Kurdakul, Cevat Çapan, Ahmet Cemal
ve Mehmet Başaran'ın Eyuboğlu'nun
sanatçı kışiliğınin farklı yönlerinı anla-
tan konuşmalanndan sonra PEN
Yazarlar Eterneği tarafından bu yıl ilk
kez gerçekleştirilen "Sabahattın Eyu-
boğlu Cteneme Yanşmasfnda başanlı
olanlara ödülleri verildi. Ödül törenin-
den sonra Sabahattin Eyuboğlu ile
Mazhar Şevket İpşiroğlu'nun bırlikte
Bercekleştirdiklen 3. Murat zamanın-
dan kalma Osmanb kutlama, tören ve
yaşamından kesitler resimleyen minya-
türler üzerine bir film gösterildi.
Toplantının açılış konuşmasıru ya-
pan Şükran Kurdakul'un ardından
konuşan Vedat Günyol, Eyuboğlu'nun
"Bütün çağlarda yazann soylusu ezilen-
lerden yana, soysuzu ezenlerden yana
olmuştur" sözünü anımsatarak "Bir
dönemde iktidan ellennde tutan küçük
insanlar. neler reva görmediler Saba-
hattin Eyuboğlu gıbı sanat adamlanna"
dedi. Kültür adamı olarak Eyuboğlu'-
nun en önemli kaygısının "Halk -Sanat
Adamı İlışkisi' olduğunu behrten Cen-
giz Bektaş, yazann halk üzerine özde-
yişlerinden örnekler okudu. Konuşma-
sına Sabahattin Eyuboğlu dosüannı
selamlayarak başlayan Mehmet Başa-
ran, "Eyuboğlu'nun yenı yazm kuşak-
lannm yetişmesinde çok emeği
olmuştur. O, sevgjnın. dostluğun dervi-
şı, gönül adamı ve çağdaş bir bilgedir.
Ekin yaşamımızda mavi bir rüzgârdır.
İlk kitabı 'Mavi ve Kara'da mavi sanat-
tır, kara ise para. Eyuboğlu, canını
koyar sanata. JÜIkemızde 40'lı yıllarda
kimilleri Turan, kimılen Ortaasya düş-
leri kurarken o sağlam basar toprağa:
'Halkımızın tanhi. Anadolu'nun tarüu-
dir' der" dedı. Eyuboğlu'nun Hasanoğ-
lan Köy Enstıtü'sü'ndekı çalışmalardan
soz eden Başaran, konuşmasını, "Saba-
hattin Eyuboğlu, kapatılamaz bir köy
enstitüsüdür" diyerek bıtirdi. Eyu-
boğlu'nun tiyatro ve sinema adamlıgı
yönünü anlatan Cevat Çapan, yazann
Shakespeare'den çevirdiğı "Bir sahne-
dir bütün dünya, bütün erkekler ve
kadınlar da birer oyuncu" sözünü alın-
ülayarak "Onun kendisine seçtiği rol,
kendısı olmakü. Sabahattin Eyuboğlu,
yaşadığı sürece kendısı oldu, hatta yaşa-
dıktan sonra da kendisi olmaya devam
ettı" dedı. Atilla özkınmlı, ise "Sa-
bahattin Eyuboğlu gibi insanlar, özel-
lıkle Türkıye gibi çorak bir ülkede çok
az yetışıyor." dedi
Daha sonra yapılan törenle Deneme
Yanşması'nda başanlı olanlara ödüllen
verildi. 'Sabahattin Eyuboğlu
Deneme Yanşması'nda birincilik ödü-
lün ü, 25 aday arasından seçilen Zeki
Coşkun aldı.
Ekonomik cözüm arayışı
Çöplerikullanıp
aüyoruz
ya sonrası?• Gelecek nesilleri, yüksek teknolojili ancak çevre-
den kaynaklanan kötü yaşam koşullan bekliyor.
Önerilen çözüm, üreticilerin tekrar işlenilebilir, tü-
keticimerin ise tekrar kazanılabilir ürünJeri tercih
etmesinde yatıyor.
ADANA (A.A.)- Yaşam sevi-
yesi yükseltilirken, doğal kay-
naklan koruma ve oluşacak
enerji sorunlannı da ortaya çık-
madan engelleme gerektiğıni
belirten bılim adamlan. aksı
takdirde. gelecek nesillenn,
vüksek teknolojili ancak kötü
>aşam koşullanna mecbur ka-
lacağını bildirdiler.
Çevre sorunlannın her geçen
gün daha da arttığına dikkat
çcken ve "bu sorumsuzluk ne-
den? Göz göre göre bu cehalet
nı>c?" sorusundan ^ola çıkan
Karadeniz Teknik Universitesi
araştırma görevlileri Osman
Üçüncü ve Suzen Temizel Öz-
ba. hazırladıklan raporda, çöp
ekonomısınin geleceği, gelişme-
si ve bu gelişmenin engellenni
araştırdılar.
İnsanlann çoğunun. büyük
bır zenginlik içinde yaşamasına
ve öncekilenn ulaşamadıği bir
refah sevıyesinı yakalamalanna
rağmen. gelecek nesillen dü-
şünmeden hareket ettikleri be-
lırülen araşürmada. 'toplumu-
muz, bılınen, anlaşılan, var
olan ve olabilecek çevre prob-
lemlenni bildiği, gördüğü ve
hissetüği halde. çözümünü zor-
laştırmakta, bazen de çözümü-
nü araştırmamakta sanki ka-
rarlı bır tavır içinde olmaktadır'
deruldi.
Doğal kaynaklann biteceği
düşüncesiyle hareket etmenin
gereğine dikkat çekilen araştır-
mada, şu görüşlere yer verildi:
'Yaşam seviyesi yükseltilir-
ken yeraltı ve yerüstü zenginlik
kaynaklannı İcorumak ve bu-
nun yanısıra oluşacak enerji
problemlerini ortaya çıkmadan
engellemek, olanlan ise çözüm-
lemekjgerekir.
Üretıcıler, üretim sürecindei
çöp değerlendırmesini mutlaka
yaptırmalı, tüketıciler de ürün-
lerin çevreye tekrar kazanılabi-
lir olup olmadığına dikkat
etmelidir. Bunun için de, yeni-
den kullanımı olabilen ürünleri
satın almaya özen göstermeli.