25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6TEMMUZ1992 PAZARTESİ Sadece 8 saniv ûaya talgary'dekı üzere tribünleri' Amerikalı, iinlü Etvan'ınat gösterisini izlemek tutmuştu. Ancak starttajı sadece 8 dengesini kavbedince kendisini çamurlanniçinde buluverdi. şentikleri izlemek dolduran binJerce rodeocuMc üzerindeki üzere nefeslerini ünJürodeocu f saniye sonrası CUMHURİYET SAYFA 17 Izmir-Tampa kardeş kent İZMİR (AA) - Türk-Ameri- kan İşadamJan Dcrneğfnin (TABA) Florida vc Ege şube- lerinin ortak çabalan sonucu, İzmir ve ABD'nin Tampa kentleri kardeş şehir oldular. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Yüksel Çakmur, bu ikı önemli ticaret ve kültür merkezinin kardeş şehir olma- sının. Türkiye ile ABD arasn- daki ticari, ekonomik ve kültü- rel ilişkilerin, daha da gelişme- sindc önemli rolii olacağını söyledi. TABA'nın Çeşme Altınyu- nus'ta düzenJediği 2. Amerikan Haftası etkinlikleri çerçevesinde verilen akşam yemeğinde ko- nuşan Çakmur, Türk-Ameri- kan işadamlannın ortak giri- şimleriyle kardeş şehir ilişkileri için gerekli ortamın en iyi şekiJ- de sağlanacağıru belirtti. prOteStOSU- Yeni Delhi'de bir grup Süı Sisayi Partisi sempatizam, Afga- nistan'daki soydaşlarına yapılan saldırıları kınamak için bu ülkenin büyükelçiiiği önünde bir gösteri düzenlediler. Afganistan Devlet Başkanı Rabbani'nin maket tabutunu yakan Sihler güçlükle sakinkştirilebilditer. Mimar adayları Türkiye'de ANKARA (AA) - AraJannda îngiltere, Almanya, Italya, BDT ve Romanya'nın da bu- lunduğu 36 ülkede mımari öğrenim gören 600 mimar adayı, Avrupa Minıarük Öğ- rencileri Toplantısı (EASA) için ağustos ayında Türkiyc'- ye geliyor. Bu yıl 12'ncisi ger- çekİeşürilecek olan EASA, 2-16 ağustos tarihleri arasın- da Ürgüp'te gerçekleştirile- cek. ODTÜ Mimarlık Fakül- tesi'nin desteğiyle gerçekleşti- rilecek olan toplantının bu yılki konusu, "İ)rgûp-2000'e Dogru Çevre" olarak belir- lendi. Toplanüya, Türkiye'- den, aynca İstanbul Teknik, Gazi ve Yıldız üniversitele- rinde öğrenim gören mimar adaylan da katılacak. HABERLER1N DEVAMI GUNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada Zaten giderek arttığını gösteren kanıtlar da ortada. Ge- çen pazartesi PİAR araştırma grubunun Başbakan Demi- rel'e sunduğu sonuçlarda "lndirilsin"\er yüzde 45'di. Yüzde 30, ''Şimdilik kalsın " diyordu. Oysa yaklaşık bir hafta on gün sonra halkımızın yüzde $9'u indirilmesini istiyor. PİAR'a oranla , Hürriyet'in KAMAR'a yaptırdığı araştır- ma daha somut, daha boyutlu sonuçlar veriyor. Üstelik lcimi önemli mesajlarla. Yıllardır bir tartışma sürüp gidiyor ülkemizde. Tö'nün anayasa tanımazlığı... Kendine uygun yorumlarla sorum- suzluk sınırlarını aşarak hükümetlerin, hatta parlamento- nun görevlerine, işlevlerine elini sokması!.. Tartışmaları özenle izleyen halk soruna kesin birsapta- mayapıyor. Yüzde70'iTö'nün "yetkileriniaştığına'inanı- yor. Böylece halk kimi aydınlardan, kimi partilerden çok daha bilinçli, çok daha dikkatli bir gözlemci olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Bireyler, sade mantıkta pek çok çevreden, erdemli oldu- ğu varsayılan pek çok kişiden ileride. Açmazları çözecek, yol gösterecek yanıtlar veriyor. Bir yandan indirilmesini onaylıyor, öte yandan bu işlemlere gerek kalmaması için istifa etmesini öneriyor. Hem de yüzde 62.1 çoğunlukla. Doğnı yoldaki Mesut Yılmaz Kuşkusuz TÖ'ye acı bir darbe. Yüzde 55 çoğunluğa göre TÖ'nün siyasaf "misyonu" artık sona erdi. Sonuçlar şöyie yo- rumTInabİNr: Halk istifa etmezse yasal yollardan Çankaya'- dan indirilmesini ve artık "köşesine çekilmesini" istiyor. Tabii anlayana sivrisinek saz...Sonuçların verdiği işaretleri Öiddiye almamak için karşı gerekçeler dünden ıtıbaren kimi koylarda ya da Çankaya yöresindeki odalarda üretilmeye başlanmıştır. 4 Anketlerin ciddiye alınmayacağını öne süren kimi karala- malar bugün yarın piyasaya sürülürse hiç şaşmamalı. Açıkyüreklilikle söylemek gerekiyor. Son anketlerin niteliği ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın pa/tı yönetımindeki tu- tumunu onaylıyor. 1 Yılmaz, Okluk'tan dolaylı yollardan üst üste gelen baskılara ANAP grubunun son toplantısında yanıt verirken partiyi lider partisi olmaktan kurtarmayı ve kitle partisine dönüştürmeyi hedef aldığını söylüyordu. önemsenecek sözü şuydu: "Ben görevde bulunduğum bir yılltk sürede ANAP'ı kimsenin güdümüne sokmadım."Söy\e- mek istediği insan elbette Tû'ydü. •' Gerçekten Mesut Yılmaz, TÖ'ye saygıda kusur etmedi. An- cak Köşk'ten buyruklarla -örneğin Yıldırım Akbulut dönemin- de olduğu gibı - partinin yönetilmesine karşı çıktı. Tö sorunu, ANAP ve Yılmaz için çok duyarlı bir sorundu. Açıktan savaşım veremiyor, ama politikanın inceliklerini kul- lanarak, demeçleri ve davranışlarıyla TÖ'ye yeterince tavır koymaya, engel olmayaçalışıyordu. Başarabildi mi ? Tümüyle olumlu bir sonuç aldığı söylene- mez. Çünkü ANAP grubu içinde TÖ'ye körü körüne bağlı "as- fter milletvekilleri" var. Okluk Koyu'nda serinleyen TÖ ise halkın eğilimlerine yine değer vermeyecek, ola ki, anketleri uydurma, hatta "tertip" diye niteleyecek. istifa etmeyeceğıne göre indirilmesi "vacip!" - Kısacası ve türkçesi, "gerekli". Akaryakıta %5 zam ANKARA (AA) — Petrol Dfisi A.Ş., petrol ürünlerine ^üzde 5 oranında zam yaptı. Petrol Ofisi Genel Müdürlü- jü'nden yapılan açıklamaya gö- re, rafineri satış fiyatlan yarın- dan geçerli olmak üzere yüzde 5 oranında arttınldı. Buna bağlı olarak mahalli perakende satış fiyatlan da yeniden düzenlendi. Ankara İstanbul İzmir Esfci Yeni Eski Yeni Eski Yeni Süper benzin 4.784 5 022 4 786 5 032 4.735 4.969 Normal benzin Sazyağı yiotorin ÎK.Yakıtı (.Yakm : .0il No 5: .0il No 6 4.251 4.462 3.500 3.676 3.405 3576 1.815 1.930 1.472 1 545 1.331 1.397 4.246 3.488 3 401 1528 1.403 4.464 3.667 3.571 1.607 1.476 4.200 3.455 3.359 1.482 1.380 4.409 3.622 3.522 1.555 1.447 993 1.049 1.095 1.157 1.074 1.131 fcelirler Genel Müdürü Iufan görevden alındı Ekonomi Servisi - Maliye Ba- anı Simer Oral, Gelirler Genel •îüdü-ü Altan Tufan'ı üçüncü enernede görevinden aldı. Tu- ın, bugün Cumhurbaskanlığı aşd anışmanhğı görevine aşlıyor. Oral, ilkin üçlü kararname cHuyla Tufan'ı görevinden al- lak istemiş, ancak Cumhur- »şkaıı Turgut Özal'ın Hous- >n'a gidişinden bir gün önce ınulan kararnameyi vekiü Hü- ımetin Cindoruk imzala- Üçîi kararname Özal, Başba- m Efemirel ve Oral adına im- ıva ajılmıştı. Cinloruk, "Özal'ın kendisin- :n g^eıel müdürlük kararname- •ini. izellikle Tufan'ınkini im- Jannınıasını rica ettiği için" ı kaarnameyi hükümete geri md rdiğini belirtmiştı. Mslye Bakanı Oral'ın bunun eriaf ikinci kararnamede ye- bir 'önteme başvurdufu sap- ıdL.Bu kez kararname, 'ge- nel müdür' yerine 'danışman' ve 'Altan Tufan' yerine 'Necat Al- tan Tufan' olarak düzeniendi. Kararname, Tufan'ı 6.000 dolar (42 milyon lira) aylıkla Paris'te OECD nezdindeki Türk delegasyonuna maüye-gümrük danışmanı olarak atıyordu. • Bu kez konu 'dış atama' ol- duğu için dörtlü kararname ha- zırlandı. Bir öncekine ek olarak Dışişleri Bakanı vekili Erdal Inönü'nün imzası da açıldı. Ancak Çankaya Köşkü'nde- ki bürokratlar birinci ve ikinci kararname arasındaki farkı kendisine bildirince Cumhur- baskanı Vekili Cindoruk, ikin- ci kararnameyi de imzalamadı. Tufan'ın bu görevi de reddetti- ği öğrenildi. Özal, Houston'dan dönünce, Tufan'ı kendisine başdanışman yapacağını bildirdi. Bu öneri üzerine Oral, Tufanla ilgili üçüncü kararnameyi hazıriattı ve yürürlüğe koydu. Türkiye banş luııııclıı MBaştarafi I. Sayfada Gürcistan'm başkenti Tiflis"- teki Devlet Konseyi binasında görüştüğümüz Şevardnadze, Güney Osetya sorununa politik bir çözüm bulunması için adım- lar atıldığını da belirtti. Devlet Konseyi Başkanı Şevard- nadze'ye yönelttiğimiz sorular ve yanıtlan şöyle: - Sovyetlerdöneminin en ön- de gelen isimlerinden biriydiniz. Gerek Gürcistan Komünist Partisi"nde gerekse SBKP'de önemli görevler yüklendiniz. Komünist sisteminin çöküşü sizde nasıl bir duygusal etki yaptı? ŞEVARDNADZE - Özel bir duygusal etki yapüğını söyleye- mem. Ben bu noktaya yaşam deneyimlerim sonucü zaten gel- miştim. Hayat, bana ve pek çok arkadaşıma, totaliter rejimlerin çökmesi ve demokrasinin yük- selmesi gerektiğini öğretmişti. Bilindiği gibi ben SSCB'nin da- ğılmasından iki yıl önce KP'- den aynlmıştım. Bu rastlanüsal bir karar değildi. - Eski Sovyet cumhuriyetle- rinde dolaştığınızda, insanlar- daki en güçlü duygunun anti- komünizm olduğunu görüyor- sunuz. Komünist rejim, 70 yıl boyunca insanlan neden ko- münizme inandıramadı? ŞEVARDNADZE - Çünkü komünizmin. insanlann kafası- nı değiştirmek gibi bir amaçı voktu. Komünizm, totaliter bir düzenle her şeyi çözmek istedi. - Eski Sovyet cumhuriyetle- rinde süregelen etnik ve politik çatışmalarda komünist döne- min hatakınnın payı var mı? ŞEVARDNADZE - Elbette. Bugünkü soruniarda komünist rejimin büyük sorumluluğu, payı vardır. Ancak sadece ko- münizmin değil, nasyonal sos- yalizm gibi tüm totaliter rejim- ler böyle sonuçlar doğurur. Tüm totaliter rejimler ulusal duygulan, insanlann kendi ba- ğımsız devletlerine sahip olma taleplerini bastınr. SSCB'de de on yıllarca bu böyle olmuştur. - 5 yıl boyunca Gorbaçov'a en yakın insanlardan biri oldu- nuz. Şimdi geriye bakıp bu 5 yılı değerlendirdiğinizde, 'bu hatay- dı' dedığınız uygulamalar var mı? Demokratik devrim ŞEVARDNADZE - Bu dö- fıemi konuşurken ilk elde hata- lardan bahsetmek istemem. Şunun altını çizmek isterim ki o dönem büyük bir devrimdi. Halkın kafasmda, düşünme tarzında yapılan bir devrimdi. Milyonlann kafasını değiştiren bir devrimdi. Demokratik bir devrimdi. Eski Sovyet cumhu- riyetlerin bağımsızlıklannı ka- zanmalan bu devrimin sonuç- lanndandır. O dönem global bir değişim doğurdu. Örneğin silahsızlanma konusunda önemli gekşmeler sağlandı. Tüm bunlar dikkate alınınca, o dönemin olumlu yönleri ağır basar. Ama elbette bazı hatalar vardı. Hatalan olmayan hiçbir devrim yoktur. - Birer lider olarak Yeltsin ye Gorbaçov'u karşılaştırabilir misiniz? ŞEVARDNADZE - Elbette bu iki lider karşılaştınldığında çok farklı olduklan görülür. Karakterleri tamamıyla başka- dır. Ancak Gorbaçov'a olduğu kadar Yeltsin'e de saygı duya- nm. Fakat kıyaslama konusun- da aynntıya girmeyi gereksiz görûyorum. - Kendinizi politik açıdan na- sıl tanımlıyorsunuz? ŞEVARDNADZE - Benim gibi politik görüşlerinde köklü değişiklikler yapmış ve tama- mıyla yeni bir demokratik top- lumun kurulmasına kaülmaya başlamış biri için politik görüş- lerden bahsetmek gereksizdir. Ben, totaliter rejimi terk ederek demokratik bir hareketin başı- na geçtim. - Türkiye'nin Kafkaslar ve Orta Asya politikasını nasıl de- ğerlendiriyorsunuz? ŞEVARDNADZE - İstan- bul'da Başbakan Süleyman Demirel'le görüştüğümde ken- disine, Türkiye'nin, Kafkasya'- da, Avrupa'da ve dünyada ar- tan önemine ilişkin gözlem ve izlenimlerimi aktardım. Kuş- kuya yer bırakmaz bir şekilde eminim ki Türkiye bu büyük enerjisini işbirliğinin geliştiril- mesine ve banşın kurulmasına yöneltecektir. Zaten KEÎB zir- vesinde, bir sekreterlik oluştu- rulmasını ve bunun merkezinin de İslanbul'da olmasını önerir- ken bu güvenle hareket etmiş- tim. - Bölgede bir 'Pan-Türkizm tehlikesi' görüyor musunuz? ŞEVARDNADZE - Eğer Türkiye, az önce de belirttiğim gibi enerjisini işbirliği ve banşın kurulmasına yönlendirirse, bu politikasını sürdürürse, bir Pan-Türkizm tehlikesi olmaz. Türkiye'nin bu politikasmda bir değişiklik olabileceğine de ihtimal vermiyorum. - Sizden, Ermenistan ile Azerbaycan arasında arabulu- culuk yapmanız istendi mi? ŞEVARDNADZE - Böyle bir istek gelmedi. İstanbul'daki görüşmelerimde Türkiye ve Gürcistan'ın Kafkasya'da is- tikrann sağlanması için işbirliği yapması gerektiği konusundaki inancimızı dile getirdim. - Kafkasya'da banşın sağlan- ması için Ermenistan ve Azer- baycan arasında arabuluculuk yapmayı düşünüyor musunuz? ŞEVARDNADZE - Bu ça- tışmada arabuluculuk yapmak Gürcistan için bir yükümlülük değildir. Ancak Gürcistan bu soruna bir çözüm bulunması için mümkün olan herşeyi ya- pacaktır. Ancak bu, doğal bir akış içinde olmalıdır. - Sizce Kafkaslar banşa ka- vuşacak mı? ŞEVARDNADZE - Elbette, bu kaçınılmazdır. KEİ anlaş- O, şimdi demokrat • Baştarafi 1. Sayfada sı. Büyükçe bir toplantı masası, küçük bir çaüşma masası, çok sayıda telefon, sandalye ve kol- tuk tüm dekoru. Duvarlar çıp- lak. Daha el sıkışıp merhabalaşır- ken "hadi hemen başlayalım" uyansı alıyoruz. Çahşma masa- sında karşılıklı oturuyoruz. Şe- vardnadze saatini çıkanp ma- saya koyuyor. Sık sık kaçamak bakışlar atıyor. Sonralan saati eline alıp sakmmasız bakı- yor. Sorulanmıza kısa ve kaça- mak yanıtlar veriyor. Çok en- der gülümsüyor. GenelİikJe do- nuk bir ifade taşıyor. Gözleri ve mimiJderi hiçbir şey anlatmı- yor. Şevardnadze kendini 'devlet başkanı' olarak tarumlamak- tan ısrarla kaçıruyor. 1992 oca- ğmda dönemin devlet başkanı Zviad Gamsahurdiya'nın dev- rilmesinin ardından oluşturu- lan ve ekim ayında yapılacak seçimlere kadar ülkeyi yönete- cek olan Devlet Konseyi'nin başkanhğma davet üzerine gel- diğini vurguluyor. Şevardnadze, komünizmden söz ediyor. Hayatırun 42 yılını verdiği komünizmi eleştiriyor. Eleşürmek ne kelime. Komü- nizmi nasyonal sosyalizmle aynı kefeye koyuyor. ABD'li bir politikacmın İngiliz işada- mının kullandığı dili kullanı- yor. Nasıl değiştiğiru, •demok- rasinin üstünlüğünü' nasıl daha yıllar önce kavradığını anlatı- yor. İnandına mı? Pek değil. Insanın aklına şu soru geliyor: Peki o zamanlar niye karşı çık- madınız? O zamanlar neredey- diniz? Aslında yanıt belli. Şe- vardnadze o zamanlar sıradan bir (KP) üyeliğinden Politbüro üyeliğine giden yolu tırmanı- yor. Göğsünü madalyalarla dolduruyor. Eski Sovyet cumhuriyetlerin- de şuna inanılıyor SBKP-Mer- kez Komitesi üyeleri 'kral'dır. Politbüro üyeleri ise Tann. Ge- nel sekreteri vann siz hesapla- yın. İki yıl öncesinin Tann'sı Şe- vardnadze, komünizmi. en bü- yük siyasi düşmanı faşizmle nasyonal sosyalizmle aynı kefe- ye koyuyor. Değişimi yadsımak, doğayı yadsımaktır. Ancak doğada de- ğişim bir süreçtir. Sürekliliği ve tutarlılığı vardır. Bir düzeni vardır. Bir Gürcü gazeteci anlatıyor: Tanıdığım pek çok komünist var. Dürüst ve çalışkan insan- lar. Komünist olmanın aynca- lığını reddetmiş insanlar. Ve hâlâ komünizme inanıyorlar. Belki tüm politik görüşlerin üs- tünde başka bir kategori var: Ayncalıklılar kategorisi. Şevardnadze "dün dündür' diyor, 'bugün bugündür". V ! J - LATASÂHAr samsriYL HJç bir takm, faraftarı ile bu katfâr büîünleşmedt. Artık btr tetefonia, Galatasaray'a direkt faaâlanmak mümkün. Galafâ^ray hakkındakf en doğru, en yeni haberler bundan böyle resmt kulöp hattınds kirmtzı nat araman çerçekbjf tarafî. masına katılan ülkelerilişkileri- ni sadece ekonomik işbirliği ile sınırlamamaiıdır. Bu ülkelerin, her türlü sorunun üstesinden gelmek için büyük potansiyelle- ri vardır. - Gürcistan'daki istikrarsızlı- ğa son vermek için neler yap- mayı planlıyorsun-uz? ŞEVARDNADZE - Bu soru- ya ancak çok uzun bir yanıt verilebilir. Pek çok sorunumuz var. Personel açığımız çok bü- yük. Geçen hafta biliyorsunuz bir darbe girişimi oldu. Darbe girişiminde bulunanlann çoğu yakalanamadı. Bunlar hâlâ kentte. Sabırlı olmak gerekiyor. - Güney Osetya sorununa si- yasi bir çözüm bulunabilecek mi? ŞEVARDNADZE - Bu so- run elbette çözülecek. Adım adım çözülecek. İlk aşamada ateşkes sağlandı. Yapılan gö- rüşmeler sonucu Tskhinvali, 'banş bölgesi' ilan edildı. Şimdi, evlerini terk ederek başka böl- gelere kaçanlann yurtlanna dönmeleri sağlanacak. Sorun, çözüm sürecine girmiş bulunu- yor. Ahıska Türkleri - İkinci Dünya Savaşı sonra- sında Gürcistan'da yaşayan Ahıska Türkieri başka cumhu- riyetlere sürgüne gönderilmişti. Ahıskalar şimdi Rusya-Gürcis- tan sınınnda Saçi yakınlannda Gürcistan'a dönmek için izin bekliyorlar. Ahıskalann yurtla- nna dönmelerine izin verecek misiniz? ŞEVARDNADZE - Prensip olarak evet. Ama şu anda istik- rarsızlık var. Bu nedenle acil pratik adımlar aülamıyor. Ama sorunun farkındayız. Bu soru- nu da aşama aşama çözeceğiz. - Gürcistan'da ekim ayında yapılacak seçimlerde aday ola- cak misiniz? ŞEVARDNADZE - Bu ko- nuda henüz karar vermedim. Bunu düşünmek için zamanım var. PORTRE • Baştarafi 1. Sayfada Şevardnadze, 1961 'de Mtscheta Bölge Partisi Merkez Komitesi I. Sekreterliği'ne terfı etti. Şevardnadze 1963'teTiflis Parti Komitesi I. Sekreteri, ertesi yıl da Gürcistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti İçişkri Bakanı oldu. 1972'de Gürcistan KP Merkez Komitesi 1. Sekreteri olan Şevardnadze, 1976'daSBKP Merkez Komitesi üyeliğine seçifdi. 1978-85 yıllanndaSBKP Politbüro adayı olan Şevardnadze. 'l985'te Mihail Gorbaçov tarafından Sovyetler Birliği Dışişleri Bakanlığı'na getirildi. 1985-1990 yıllanndaSBKP Politbüro üyeliği görevini de yapan Şevardnadze, 1990 yılında Dışişleri Bakanlığ'ndan aynldı. 199 l'de KP'den istifa eden Şevardnadze. mart I992'de Gürcistan Devlet BaşkanlığYna seçildi. ÜkKürt • Baştarafi 1. Sayfada Seçimlerin bu ay yeniden ya- pılması bekleniyor. Bu arada, Fransa Cumhur- başkanı François Mitterrand'- ın Türkiye'de bulunan eşi Da- nielle Mitterrand, helikopterle Di>arbakır üzerinden Kuzev Irak'a geçti. Mesut Barzani ta- rafından karşılanan Bayan Mitterrand. Kürt Parlamen- tosu'nda bir konuşma yaparak, ülkesinin Kürdistan'a destek olacağını söyledi ve salondaki milletvekillerinden büyük alkış aldı. GOZLEM UĞURMUMCU • Baştarafi 1. Sayfada kamplarına giderek ve Musevileri taşıyan trenlere bine- rek Musevilerin kamplarda öldürülmelerini önlediklerini de anlatıyor. O günlerin tanıklarından Emekli Büyükelçi Sayın Nec- det Kent ile bu olayı görüşüyoruz. Sayın Kento günleri şöyle anlatıyor: - Almanlar Yunanistan'; işgal ettiklerinde ben Atina da ikinci kâtip olarak görev yapıyordum. Işgalden sonra el- çiliği kapatarak Türkiye'ye döndüm. 1942 yılında Mar- silya'ya konsolos olarak atandım. Fransa'nın kuzeyi Almanların işgali altındaydı. Petain hükümeti iş başın- daydı. Sonra biliyorsunuz, Fransız donanmasmm batırıl- ması üzerine Almanlar Güney Fransa 'yı da işgal etti/e,r. Soruyorum: - Fransa da yaşayan Museviler, Türk Cumhuriyeti yurt- taşları mıydı? Yanıtlıyor: - Hayır. Bunlar, büyük çoğunlukla 1. Dünya Savaşı yıl- larında Fransa 'ya sığmmış Osmanlı vatandaşlanydılar. Tabiyetleri meşkuktu. Almanlar, yakaladıkları Musevile- ri, apar-topar götürüyorlardı. Türkiye Cumhuriyeti vatan- daşı olanlar, dükkânlarma tabiyetlerini bildiren levhalar asıyorlardı. Sayın Kent'e Marsilya'da yaşayan Osmanlı Musevile- rinin konsolosluğa başvurup başvurmadıklarını soruyo- rum. Emekli büyükelçi anlattyor: - 7ao/7 başvuruyorlardı. Ellerinde Türkiye Cumhuriyeti pasaportları yoktu. Osmanlı pasaportları vardı. Bazılan- nın da hiç pasaportu yoktu. Şöyle bir yolbulmuştuk. Kon- solosluğa başvuranlara geçici bir belge veriyorduk. Bu belgeyle bu Musevileri, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı sayıyorduk. Bir çeşit geçici vatandaşlık statüsü tanıyor- duk. Böylece, Musevilerin kamplara gönderilmelerini önlemeye çalışıyorduk. Peki, Naziler, Marsilya'da Musevileri yakalayıp götür- memişler miydi? Sayın Kent'in bu konuda anlattıklan çok ilginç. - Konsoloslukta bir Musevi mahalli kâtip vazife görü- yordu. Bu mahalli kâtip, bizlere bu konularda çok yar- dımcı oluyordu. Bir gün haber aldık. Almanlar, sokakta yakaladıkları, evlerinden topladıkları Musevileri yük va- gonlarına bindirerek Paris'e gönderiyorlar. Istasyona gittim. Alman subaya, Türkiye'nin harpte bitarafolduğu- nu, vagonlanna bindirilenlerin Türk vatandaşlan olduk- larını söyledim. Adam aldırmadı. Emir aldığını, bunlan götüreceğini söyleyerek trene hareket emri verdi. - Siz ne yaptınız? - Trene bindirilen Museviler beni görünce bağrıştılar. Alman subayına anlatmaya çalışıyorum. Trene bindir- diklerinin bir kısmı Türk vatandaşı. Adam dinlemiyor. Ben de trene binerim. Beni zorla indirirsiniz. Onu da tav- siye etm&m, dedim. Trene bindim. 100-150 km. gitmiştik ki tren durdu. Istasyonda birgestapo, birsivil bekliyorlar- dı. Yanlışlık olduğunu söyleyerek hepsini bıraktılar. Bir kısmı hemen orada evlere sığındılar. Sayın Kent'in anlattıkları bunlar... Türkiye, o günün güç koşullarında yoğun baskılara karşı koyarak savaşa girmemiş, böylece olası işgal ve bölünmeden kendisini korumasını bilmişti. Dışişleri Bakanlığı'nın Naziler tarafından öldürüldüğü ileri sürülen Budapeşte Basın Ataşesi Dr. Emrullah Ne- rin Gür olayı başta olmak üzere "Türkiye'den herhangi bir Musevi kökenli Türkyurttaşının Nazikamplarına gön- derilip gönderilmediği" konusunda ayrıntılı inceleme ve befgelere dayalı açıklama yapması sanırız bir zorunlu görev olmuştur.. Belediye-iş Sendikası Başkanı Fuat Alan, belediye yönetimlerini eleştirdi 'Halkı işçiye karşı kışkırtıyorlar9 • Şişli Abide-i Hürriyet Meydanı'nda düzenlenen 'Emeğe Saygı Mitingi'nde konuşan Alan, belediye- lerde özelleştirme çalışmalanyla yeni arpalıklar ve KİTler oluşturulacağını öne sürdü. İstanbul Haber Servisi -Belc- diye-İş Sendikası Genel Başka- nı Fuat Alan, bütün kamu kuruluşlannda olduğu gibi be- lediyelerde de verim düşüklü- ğünün işçilere yüklendiğini be- Iirterek. "Belediye yönetimini yüzüne gözüne bulaştıranlar kendi ayıplannı kapatmak için halkı işçiye karşı kışkırtıyorlar" dedi. Belediye-İş Sendikasf nın Şiş- li Abide-i Hürriyet Meydaru'n da düzenlediği "Emeğe Saygı MitingTnde belediye yönetim- leri eleştirildi. Sendika Başkanı Fuat Alan, mitingdeyaptığı ko- nuşmada, belediyelerde özelleş- tirme ve şirketleştirme çalışma- lanyla yeni arpalıklar ve KİT'- ler oluşturulacağını öne sürdü. Yetkin ve yeterli belediyelerin hukuk ve sosyal devlet ilkesine saygı göstermesi. demokrasinin gcrcklerini yerine getirmesi, ça- lışanlann haklanna saygılı ol- ması ve çağdaş hızmet üretmesi gerektiğini belirten Alan sözle- rini şöyle sürdürdü: "Ama umutla, özenle göreve getirdiğimiz politikaalar, çifte standartlı davranıyorlar. Oy abp seçilmek için demokrat ve halkçı gözüküyorlar ama yöne- time gelince fabrika ağaşı bir anlayışla davranıyorlar. İşçiyi ucuza çalıştırmak, belediye ola- naklannı keyfince kullanmak, halka hesap vermemek gibi an- layışla davranıyorlar. Basın da 17 şubattan bu yana sözleşmeyi imzalamayan belediye başkan- lannın konuyu çarpıtıcı demeç- lerini yayınlıyor ama sendika- dan yapılan açıklamalan görmezden geliyor." Mitingden sonra gruplar ha- linde yürüyüşe geçen ve "Özel- leştirmeye Hayır", "İşçiler El Ele Genel Greve". "İşçiler Bir- leşin Sefılliğe Son" gibi slogan- lar atan işçiler Mecidiyeköy'de sessizce dağıldılar.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear