Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
6TEMMUZ1992 PAZARTESİ
Sadece
8 saniv
ûaya
talgary'dekı
üzere tribünleri'
Amerikalı, iinlü
Etvan'ınat
gösterisini izlemek
tutmuştu. Ancak
starttajı sadece 8
dengesini kavbedince kendisini
çamurlanniçinde buluverdi.
şentikleri izlemek
dolduran binJerce
rodeocuMc
üzerindeki
üzere nefeslerini
ünJürodeocu
f saniye sonrası
CUMHURİYET SAYFA
17
Izmir-Tampa
kardeş kent
İZMİR (AA) - Türk-Ameri-
kan İşadamJan Dcrneğfnin
(TABA) Florida vc Ege şube-
lerinin ortak çabalan sonucu,
İzmir ve ABD'nin Tampa
kentleri kardeş şehir oldular.
İzmir Büyükşehir Belediye
Başkanı Yüksel Çakmur, bu
ikı önemli ticaret ve kültür
merkezinin kardeş şehir olma-
sının. Türkiye ile ABD arasn-
daki ticari, ekonomik ve kültü-
rel ilişkilerin, daha da gelişme-
sindc önemli rolii olacağını
söyledi.
TABA'nın Çeşme Altınyu-
nus'ta düzenJediği 2. Amerikan
Haftası etkinlikleri çerçevesinde
verilen akşam yemeğinde ko-
nuşan Çakmur, Türk-Ameri-
kan işadamlannın ortak giri-
şimleriyle kardeş şehir ilişkileri
için gerekli ortamın en iyi şekiJ-
de sağlanacağıru belirtti.
prOteStOSU- Yeni Delhi'de bir grup Süı Sisayi Partisi sempatizam, Afga-
nistan'daki soydaşlarına yapılan saldırıları kınamak için bu ülkenin büyükelçiiiği önünde bir
gösteri düzenlediler. Afganistan Devlet Başkanı Rabbani'nin maket tabutunu yakan Sihler
güçlükle sakinkştirilebilditer.
Mimar
adayları
Türkiye'de
ANKARA (AA) - AraJannda
îngiltere, Almanya, Italya,
BDT ve Romanya'nın da bu-
lunduğu 36 ülkede mımari
öğrenim gören 600 mimar
adayı, Avrupa Minıarük Öğ-
rencileri Toplantısı (EASA)
için ağustos ayında Türkiyc'-
ye geliyor. Bu yıl 12'ncisi ger-
çekİeşürilecek olan EASA,
2-16 ağustos tarihleri arasın-
da Ürgüp'te gerçekleştirile-
cek. ODTÜ Mimarlık Fakül-
tesi'nin desteğiyle gerçekleşti-
rilecek olan toplantının bu
yılki konusu, "İ)rgûp-2000'e
Dogru Çevre" olarak belir-
lendi. Toplanüya, Türkiye'-
den, aynca İstanbul Teknik,
Gazi ve Yıldız üniversitele-
rinde öğrenim gören mimar
adaylan da katılacak.
HABERLER1N DEVAMI
GUNCEL
CÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
Zaten giderek arttığını gösteren kanıtlar da ortada. Ge-
çen pazartesi PİAR araştırma grubunun Başbakan Demi-
rel'e sunduğu sonuçlarda "lndirilsin"\er yüzde 45'di.
Yüzde 30, ''Şimdilik kalsın " diyordu.
Oysa yaklaşık bir hafta on gün sonra halkımızın yüzde
$9'u indirilmesini istiyor.
PİAR'a oranla , Hürriyet'in KAMAR'a yaptırdığı araştır-
ma daha somut, daha boyutlu sonuçlar veriyor. Üstelik
lcimi önemli mesajlarla.
Yıllardır bir tartışma sürüp gidiyor ülkemizde. Tö'nün
anayasa tanımazlığı... Kendine uygun yorumlarla sorum-
suzluk sınırlarını aşarak hükümetlerin, hatta parlamento-
nun görevlerine, işlevlerine elini sokması!..
Tartışmaları özenle izleyen halk soruna kesin birsapta-
mayapıyor. Yüzde70'iTö'nün "yetkileriniaştığına'inanı-
yor. Böylece halk kimi aydınlardan, kimi partilerden çok
daha bilinçli, çok daha dikkatli bir gözlemci olduğunu bir
kez daha kanıtlıyor.
Bireyler, sade mantıkta pek çok çevreden, erdemli oldu-
ğu varsayılan pek çok kişiden ileride. Açmazları çözecek,
yol gösterecek yanıtlar veriyor. Bir yandan indirilmesini
onaylıyor, öte yandan bu işlemlere gerek kalmaması için
istifa etmesini öneriyor. Hem de yüzde 62.1 çoğunlukla.
Doğnı yoldaki Mesut Yılmaz
Kuşkusuz TÖ'ye acı bir darbe. Yüzde 55 çoğunluğa göre
TÖ'nün siyasaf "misyonu" artık sona erdi. Sonuçlar şöyie yo-
rumTInabİNr: Halk istifa etmezse yasal yollardan Çankaya'-
dan indirilmesini ve artık "köşesine çekilmesini" istiyor.
Tabii anlayana sivrisinek saz...Sonuçların verdiği işaretleri
Öiddiye almamak için karşı gerekçeler dünden ıtıbaren kimi
koylarda ya da Çankaya yöresindeki odalarda üretilmeye
başlanmıştır. 4
Anketlerin ciddiye alınmayacağını öne süren kimi karala-
malar bugün yarın piyasaya sürülürse hiç şaşmamalı.
Açıkyüreklilikle söylemek gerekiyor. Son anketlerin niteliği
ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın pa/tı yönetımindeki tu-
tumunu onaylıyor.
1
Yılmaz, Okluk'tan dolaylı yollardan üst üste gelen baskılara
ANAP grubunun son toplantısında yanıt verirken partiyi lider
partisi olmaktan kurtarmayı ve kitle partisine dönüştürmeyi
hedef aldığını söylüyordu.
önemsenecek sözü şuydu: "Ben görevde bulunduğum bir
yılltk sürede ANAP'ı kimsenin güdümüne sokmadım."Söy\e-
mek istediği insan elbette Tû'ydü.
•' Gerçekten Mesut Yılmaz, TÖ'ye saygıda kusur etmedi. An-
cak Köşk'ten buyruklarla -örneğin Yıldırım Akbulut dönemin-
de olduğu gibı - partinin yönetilmesine karşı çıktı.
Tö sorunu, ANAP ve Yılmaz için çok duyarlı bir sorundu.
Açıktan savaşım veremiyor, ama politikanın inceliklerini kul-
lanarak, demeçleri ve davranışlarıyla TÖ'ye yeterince tavır
koymaya, engel olmayaçalışıyordu.
Başarabildi mi ? Tümüyle olumlu bir sonuç aldığı söylene-
mez. Çünkü ANAP grubu içinde TÖ'ye körü körüne bağlı "as-
fter milletvekilleri" var.
Okluk Koyu'nda serinleyen TÖ ise halkın eğilimlerine yine
değer vermeyecek, ola ki, anketleri uydurma, hatta "tertip"
diye niteleyecek.
istifa etmeyeceğıne göre indirilmesi "vacip!"
- Kısacası ve türkçesi, "gerekli".
Akaryakıta %5 zam
ANKARA (AA) — Petrol
Dfisi A.Ş., petrol ürünlerine
^üzde 5 oranında zam yaptı.
Petrol Ofisi Genel Müdürlü-
jü'nden yapılan açıklamaya gö-
re, rafineri satış fiyatlan yarın-
dan geçerli olmak üzere yüzde
5 oranında arttınldı. Buna bağlı
olarak mahalli perakende satış
fiyatlan da yeniden düzenlendi.
Ankara İstanbul İzmir
Esfci Yeni Eski Yeni Eski Yeni
Süper benzin 4.784 5 022 4 786 5 032 4.735 4.969
Normal benzin
Sazyağı
yiotorin
ÎK.Yakıtı
(.Yakm
:
.0il No 5:
.0il No 6
4.251 4.462
3.500 3.676
3.405 3576
1.815 1.930
1.472 1 545
1.331 1.397
4.246
3.488
3 401
1528
1.403
4.464
3.667
3.571
1.607
1.476
4.200
3.455
3.359
1.482
1.380
4.409
3.622
3.522
1.555
1.447
993 1.049 1.095 1.157 1.074 1.131
fcelirler Genel Müdürü
Iufan görevden alındı
Ekonomi Servisi - Maliye Ba-
anı Simer Oral, Gelirler Genel
•îüdü-ü Altan Tufan'ı üçüncü
enernede görevinden aldı. Tu-
ın, bugün Cumhurbaskanlığı
aşd anışmanhğı görevine
aşlıyor.
Oral, ilkin üçlü kararname
cHuyla Tufan'ı görevinden al-
lak istemiş, ancak Cumhur-
»şkaıı Turgut Özal'ın Hous-
>n'a gidişinden bir gün önce
ınulan kararnameyi vekiü Hü-
ımetin Cindoruk imzala-
Üçîi kararname Özal, Başba-
m Efemirel ve Oral adına im-
ıva ajılmıştı.
Cinloruk, "Özal'ın kendisin-
:n g^eıel müdürlük kararname-
•ini. izellikle Tufan'ınkini im-
Jannınıasını rica ettiği için"
ı kaarnameyi hükümete geri
md rdiğini belirtmiştı.
Mslye Bakanı Oral'ın bunun
eriaf ikinci kararnamede ye-
bir 'önteme başvurdufu sap-
ıdL.Bu kez kararname, 'ge-
nel müdür' yerine 'danışman' ve
'Altan Tufan' yerine 'Necat Al-
tan Tufan' olarak düzeniendi.
Kararname, Tufan'ı 6.000
dolar (42 milyon lira) aylıkla
Paris'te OECD nezdindeki Türk
delegasyonuna maüye-gümrük
danışmanı olarak atıyordu.
• Bu kez konu 'dış atama' ol-
duğu için dörtlü kararname ha-
zırlandı. Bir öncekine ek olarak
Dışişleri Bakanı vekili Erdal
Inönü'nün imzası da açıldı.
Ancak Çankaya Köşkü'nde-
ki bürokratlar birinci ve ikinci
kararname arasındaki farkı
kendisine bildirince Cumhur-
baskanı Vekili Cindoruk, ikin-
ci kararnameyi de imzalamadı.
Tufan'ın bu görevi de reddetti-
ği öğrenildi.
Özal, Houston'dan dönünce,
Tufan'ı kendisine başdanışman
yapacağını bildirdi. Bu öneri
üzerine Oral, Tufanla ilgili
üçüncü kararnameyi hazıriattı
ve yürürlüğe koydu.
Türkiye banş luııııclıı
MBaştarafi I. Sayfada
Gürcistan'm başkenti Tiflis"-
teki Devlet Konseyi binasında
görüştüğümüz Şevardnadze,
Güney Osetya sorununa politik
bir çözüm bulunması için adım-
lar atıldığını da belirtti. Devlet
Konseyi Başkanı Şevard-
nadze'ye yönelttiğimiz sorular
ve yanıtlan şöyle:
- Sovyetlerdöneminin en ön-
de gelen isimlerinden biriydiniz.
Gerek Gürcistan Komünist
Partisi"nde gerekse SBKP'de
önemli görevler yüklendiniz.
Komünist sisteminin çöküşü
sizde nasıl bir duygusal etki
yaptı?
ŞEVARDNADZE - Özel bir
duygusal etki yapüğını söyleye-
mem. Ben bu noktaya yaşam
deneyimlerim sonucü zaten gel-
miştim. Hayat, bana ve pek çok
arkadaşıma, totaliter rejimlerin
çökmesi ve demokrasinin yük-
selmesi gerektiğini öğretmişti.
Bilindiği gibi ben SSCB'nin da-
ğılmasından iki yıl önce KP'-
den aynlmıştım. Bu rastlanüsal
bir karar değildi.
- Eski Sovyet cumhuriyetle-
rinde dolaştığınızda, insanlar-
daki en güçlü duygunun anti-
komünizm olduğunu görüyor-
sunuz. Komünist rejim, 70 yıl
boyunca insanlan neden ko-
münizme inandıramadı?
ŞEVARDNADZE - Çünkü
komünizmin. insanlann kafası-
nı değiştirmek gibi bir amaçı
voktu. Komünizm, totaliter bir
düzenle her şeyi çözmek istedi.
- Eski Sovyet cumhuriyetle-
rinde süregelen etnik ve politik
çatışmalarda komünist döne-
min hatakınnın payı var mı?
ŞEVARDNADZE - Elbette.
Bugünkü soruniarda komünist
rejimin büyük sorumluluğu,
payı vardır. Ancak sadece ko-
münizmin değil, nasyonal sos-
yalizm gibi tüm totaliter rejim-
ler böyle sonuçlar doğurur.
Tüm totaliter rejimler ulusal
duygulan, insanlann kendi ba-
ğımsız devletlerine sahip olma
taleplerini bastınr. SSCB'de de
on yıllarca bu böyle olmuştur.
- 5 yıl boyunca Gorbaçov'a
en yakın insanlardan biri oldu-
nuz. Şimdi geriye bakıp bu 5 yılı
değerlendirdiğinizde, 'bu hatay-
dı' dedığınız uygulamalar var
mı?
Demokratik devrim
ŞEVARDNADZE - Bu dö-
fıemi konuşurken ilk elde hata-
lardan bahsetmek istemem.
Şunun altını çizmek isterim ki o
dönem büyük bir devrimdi.
Halkın kafasmda, düşünme
tarzında yapılan bir devrimdi.
Milyonlann kafasını değiştiren
bir devrimdi. Demokratik bir
devrimdi. Eski Sovyet cumhu-
riyetlerin bağımsızlıklannı ka-
zanmalan bu devrimin sonuç-
lanndandır. O dönem global
bir değişim doğurdu. Örneğin
silahsızlanma konusunda
önemli gekşmeler sağlandı.
Tüm bunlar dikkate alınınca, o
dönemin olumlu yönleri ağır
basar. Ama elbette bazı hatalar
vardı. Hatalan olmayan hiçbir
devrim yoktur.
- Birer lider olarak Yeltsin ye
Gorbaçov'u karşılaştırabilir
misiniz?
ŞEVARDNADZE - Elbette
bu iki lider karşılaştınldığında
çok farklı olduklan görülür.
Karakterleri tamamıyla başka-
dır. Ancak Gorbaçov'a olduğu
kadar Yeltsin'e de saygı duya-
nm. Fakat kıyaslama konusun-
da aynntıya girmeyi gereksiz
görûyorum.
- Kendinizi politik açıdan na-
sıl tanımlıyorsunuz?
ŞEVARDNADZE - Benim
gibi politik görüşlerinde köklü
değişiklikler yapmış ve tama-
mıyla yeni bir demokratik top-
lumun kurulmasına kaülmaya
başlamış biri için politik görüş-
lerden bahsetmek gereksizdir.
Ben, totaliter rejimi terk ederek
demokratik bir hareketin başı-
na geçtim.
- Türkiye'nin Kafkaslar ve
Orta Asya politikasını nasıl de-
ğerlendiriyorsunuz?
ŞEVARDNADZE - İstan-
bul'da Başbakan Süleyman
Demirel'le görüştüğümde ken-
disine, Türkiye'nin, Kafkasya'-
da, Avrupa'da ve dünyada ar-
tan önemine ilişkin gözlem ve
izlenimlerimi aktardım. Kuş-
kuya yer bırakmaz bir şekilde
eminim ki Türkiye bu büyük
enerjisini işbirliğinin geliştiril-
mesine ve banşın kurulmasına
yöneltecektir. Zaten KEÎB zir-
vesinde, bir sekreterlik oluştu-
rulmasını ve bunun merkezinin
de İslanbul'da olmasını önerir-
ken bu güvenle hareket etmiş-
tim.
- Bölgede bir 'Pan-Türkizm
tehlikesi' görüyor musunuz?
ŞEVARDNADZE - Eğer
Türkiye, az önce de belirttiğim
gibi enerjisini işbirliği ve banşın
kurulmasına yönlendirirse, bu
politikasını sürdürürse, bir
Pan-Türkizm tehlikesi olmaz.
Türkiye'nin bu politikasmda
bir değişiklik olabileceğine de
ihtimal vermiyorum.
- Sizden, Ermenistan ile
Azerbaycan arasında arabulu-
culuk yapmanız istendi mi?
ŞEVARDNADZE - Böyle
bir istek gelmedi. İstanbul'daki
görüşmelerimde Türkiye ve
Gürcistan'ın Kafkasya'da is-
tikrann sağlanması için işbirliği
yapması gerektiği konusundaki
inancimızı dile getirdim.
- Kafkasya'da banşın sağlan-
ması için Ermenistan ve Azer-
baycan arasında arabuluculuk
yapmayı düşünüyor musunuz?
ŞEVARDNADZE - Bu ça-
tışmada arabuluculuk yapmak
Gürcistan için bir yükümlülük
değildir. Ancak Gürcistan bu
soruna bir çözüm bulunması
için mümkün olan herşeyi ya-
pacaktır. Ancak bu, doğal bir
akış içinde olmalıdır.
- Sizce Kafkaslar banşa ka-
vuşacak mı?
ŞEVARDNADZE - Elbette,
bu kaçınılmazdır. KEİ anlaş-
O, şimdi demokrat
• Baştarafi 1. Sayfada
sı. Büyükçe bir toplantı masası,
küçük bir çaüşma masası, çok
sayıda telefon, sandalye ve kol-
tuk tüm dekoru. Duvarlar çıp-
lak.
Daha el sıkışıp merhabalaşır-
ken "hadi hemen başlayalım"
uyansı alıyoruz. Çahşma masa-
sında karşılıklı oturuyoruz. Şe-
vardnadze saatini çıkanp ma-
saya koyuyor. Sık sık kaçamak
bakışlar atıyor. Sonralan saati
eline alıp sakmmasız bakı-
yor.
Sorulanmıza kısa ve kaça-
mak yanıtlar veriyor. Çok en-
der gülümsüyor. GenelİikJe do-
nuk bir ifade taşıyor. Gözleri ve
mimiJderi hiçbir şey anlatmı-
yor.
Şevardnadze kendini 'devlet
başkanı' olarak tarumlamak-
tan ısrarla kaçıruyor. 1992 oca-
ğmda dönemin devlet başkanı
Zviad Gamsahurdiya'nın dev-
rilmesinin ardından oluşturu-
lan ve ekim ayında yapılacak
seçimlere kadar ülkeyi yönete-
cek olan Devlet Konseyi'nin
başkanhğma davet üzerine gel-
diğini vurguluyor.
Şevardnadze, komünizmden
söz ediyor. Hayatırun 42 yılını
verdiği komünizmi eleştiriyor.
Eleşürmek ne kelime. Komü-
nizmi nasyonal sosyalizmle
aynı kefeye koyuyor. ABD'li
bir politikacmın İngiliz işada-
mının kullandığı dili kullanı-
yor. Nasıl değiştiğiru, •demok-
rasinin üstünlüğünü' nasıl daha
yıllar önce kavradığını anlatı-
yor. İnandına mı? Pek değil.
Insanın aklına şu soru geliyor:
Peki o zamanlar niye karşı çık-
madınız? O zamanlar neredey-
diniz? Aslında yanıt belli. Şe-
vardnadze o zamanlar sıradan
bir (KP) üyeliğinden Politbüro
üyeliğine giden yolu tırmanı-
yor. Göğsünü madalyalarla
dolduruyor.
Eski Sovyet cumhuriyetlerin-
de şuna inanılıyor SBKP-Mer-
kez Komitesi üyeleri 'kral'dır.
Politbüro üyeleri ise Tann. Ge-
nel sekreteri vann siz hesapla-
yın.
İki yıl öncesinin Tann'sı Şe-
vardnadze, komünizmi. en bü-
yük siyasi düşmanı faşizmle
nasyonal sosyalizmle aynı kefe-
ye koyuyor.
Değişimi yadsımak, doğayı
yadsımaktır. Ancak doğada de-
ğişim bir süreçtir. Sürekliliği
ve tutarlılığı vardır. Bir düzeni
vardır.
Bir Gürcü gazeteci anlatıyor:
Tanıdığım pek çok komünist
var. Dürüst ve çalışkan insan-
lar. Komünist olmanın aynca-
lığını reddetmiş insanlar. Ve
hâlâ komünizme inanıyorlar.
Belki tüm politik görüşlerin üs-
tünde başka bir kategori var:
Ayncalıklılar kategorisi.
Şevardnadze "dün dündür'
diyor, 'bugün bugündür".
V ! J -
LATASÂHAr samsriYL
HJç bir takm, faraftarı ile bu katfâr
büîünleşmedt. Artık btr tetefonia,
Galatasaray'a direkt faaâlanmak
mümkün. Galafâ^ray hakkındakf en
doğru, en yeni haberler bundan
böyle resmt kulöp hattınds
kirmtzı nat araman
çerçekbjf tarafî.
masına katılan ülkelerilişkileri-
ni sadece ekonomik işbirliği ile
sınırlamamaiıdır. Bu ülkelerin,
her türlü sorunun üstesinden
gelmek için büyük potansiyelle-
ri vardır.
- Gürcistan'daki istikrarsızlı-
ğa son vermek için neler yap-
mayı planlıyorsun-uz?
ŞEVARDNADZE - Bu soru-
ya ancak çok uzun bir yanıt
verilebilir. Pek çok sorunumuz
var. Personel açığımız çok bü-
yük. Geçen hafta biliyorsunuz
bir darbe girişimi oldu. Darbe
girişiminde bulunanlann çoğu
yakalanamadı. Bunlar hâlâ
kentte. Sabırlı olmak gerekiyor.
- Güney Osetya sorununa si-
yasi bir çözüm bulunabilecek
mi?
ŞEVARDNADZE - Bu so-
run elbette çözülecek. Adım
adım çözülecek. İlk aşamada
ateşkes sağlandı. Yapılan gö-
rüşmeler sonucu Tskhinvali,
'banş bölgesi' ilan edildı. Şimdi,
evlerini terk ederek başka böl-
gelere kaçanlann yurtlanna
dönmeleri sağlanacak. Sorun,
çözüm sürecine girmiş bulunu-
yor.
Ahıska Türkleri
- İkinci Dünya Savaşı sonra-
sında Gürcistan'da yaşayan
Ahıska Türkieri başka cumhu-
riyetlere sürgüne gönderilmişti.
Ahıskalar şimdi Rusya-Gürcis-
tan sınınnda Saçi yakınlannda
Gürcistan'a dönmek için izin
bekliyorlar. Ahıskalann yurtla-
nna dönmelerine izin verecek
misiniz?
ŞEVARDNADZE - Prensip
olarak evet. Ama şu anda istik-
rarsızlık var. Bu nedenle acil
pratik adımlar aülamıyor. Ama
sorunun farkındayız. Bu soru-
nu da aşama aşama çözeceğiz.
- Gürcistan'da ekim ayında
yapılacak seçimlerde aday ola-
cak misiniz?
ŞEVARDNADZE - Bu ko-
nuda henüz karar vermedim.
Bunu düşünmek için zamanım
var.
PORTRE
• Baştarafi 1. Sayfada
Şevardnadze, 1961 'de
Mtscheta Bölge Partisi Merkez
Komitesi I. Sekreterliği'ne terfı
etti.
Şevardnadze 1963'teTiflis
Parti Komitesi I. Sekreteri,
ertesi yıl da Gürcistan Sovyet
Sosyalist Cumhuriyeti İçişkri
Bakanı oldu.
1972'de Gürcistan KP Merkez
Komitesi 1. Sekreteri olan
Şevardnadze, 1976'daSBKP
Merkez Komitesi üyeliğine
seçifdi.
1978-85 yıllanndaSBKP
Politbüro adayı olan
Şevardnadze. 'l985'te Mihail
Gorbaçov tarafından Sovyetler
Birliği Dışişleri Bakanlığı'na
getirildi.
1985-1990 yıllanndaSBKP
Politbüro üyeliği görevini de
yapan Şevardnadze, 1990
yılında Dışişleri
Bakanlığ'ndan aynldı.
199 l'de KP'den istifa eden
Şevardnadze. mart I992'de
Gürcistan Devlet BaşkanlığYna
seçildi.
ÜkKürt
• Baştarafi 1. Sayfada
Seçimlerin bu ay yeniden ya-
pılması bekleniyor.
Bu arada, Fransa Cumhur-
başkanı François Mitterrand'-
ın Türkiye'de bulunan eşi Da-
nielle Mitterrand, helikopterle
Di>arbakır üzerinden Kuzev
Irak'a geçti. Mesut Barzani ta-
rafından karşılanan Bayan
Mitterrand. Kürt Parlamen-
tosu'nda bir konuşma yaparak,
ülkesinin Kürdistan'a destek
olacağını söyledi ve salondaki
milletvekillerinden büyük alkış
aldı.
GOZLEM
UĞURMUMCU
• Baştarafi 1. Sayfada
kamplarına giderek ve Musevileri taşıyan trenlere bine-
rek Musevilerin kamplarda öldürülmelerini önlediklerini
de anlatıyor.
O günlerin tanıklarından Emekli Büyükelçi Sayın Nec-
det Kent ile bu olayı görüşüyoruz.
Sayın Kento günleri şöyle anlatıyor:
- Almanlar Yunanistan'; işgal ettiklerinde ben Atina da
ikinci kâtip olarak görev yapıyordum. Işgalden sonra el-
çiliği kapatarak Türkiye'ye döndüm. 1942 yılında Mar-
silya'ya konsolos olarak atandım. Fransa'nın kuzeyi
Almanların işgali altındaydı. Petain hükümeti iş başın-
daydı. Sonra biliyorsunuz, Fransız donanmasmm batırıl-
ması üzerine Almanlar Güney Fransa 'yı da işgal etti/e,r.
Soruyorum:
- Fransa da yaşayan Museviler, Türk Cumhuriyeti yurt-
taşları mıydı?
Yanıtlıyor:
- Hayır. Bunlar, büyük çoğunlukla 1. Dünya Savaşı yıl-
larında Fransa 'ya sığmmış Osmanlı vatandaşlanydılar.
Tabiyetleri meşkuktu. Almanlar, yakaladıkları Musevile-
ri, apar-topar götürüyorlardı. Türkiye Cumhuriyeti vatan-
daşı olanlar, dükkânlarma tabiyetlerini bildiren levhalar
asıyorlardı.
Sayın Kent'e Marsilya'da yaşayan Osmanlı Musevile-
rinin konsolosluğa başvurup başvurmadıklarını soruyo-
rum. Emekli büyükelçi anlattyor:
- 7ao/7 başvuruyorlardı. Ellerinde Türkiye Cumhuriyeti
pasaportları yoktu. Osmanlı pasaportları vardı. Bazılan-
nın da hiç pasaportu yoktu. Şöyle bir yolbulmuştuk. Kon-
solosluğa başvuranlara geçici bir belge veriyorduk. Bu
belgeyle bu Musevileri, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı
sayıyorduk. Bir çeşit geçici vatandaşlık statüsü tanıyor-
duk. Böylece, Musevilerin kamplara gönderilmelerini
önlemeye çalışıyorduk.
Peki, Naziler, Marsilya'da Musevileri yakalayıp götür-
memişler miydi?
Sayın Kent'in bu konuda anlattıklan çok ilginç.
- Konsoloslukta bir Musevi mahalli kâtip vazife görü-
yordu. Bu mahalli kâtip, bizlere bu konularda çok yar-
dımcı oluyordu. Bir gün haber aldık. Almanlar, sokakta
yakaladıkları, evlerinden topladıkları Musevileri yük va-
gonlarına bindirerek Paris'e gönderiyorlar. Istasyona
gittim. Alman subaya, Türkiye'nin harpte bitarafolduğu-
nu, vagonlanna bindirilenlerin Türk vatandaşlan olduk-
larını söyledim. Adam aldırmadı. Emir aldığını, bunlan
götüreceğini söyleyerek trene hareket emri verdi.
- Siz ne yaptınız?
- Trene bindirilen Museviler beni görünce bağrıştılar.
Alman subayına anlatmaya çalışıyorum. Trene bindir-
diklerinin bir kısmı Türk vatandaşı. Adam dinlemiyor.
Ben de trene binerim. Beni zorla indirirsiniz. Onu da tav-
siye etm&m, dedim. Trene bindim. 100-150 km. gitmiştik
ki tren durdu. Istasyonda birgestapo, birsivil bekliyorlar-
dı. Yanlışlık olduğunu söyleyerek hepsini bıraktılar. Bir
kısmı hemen orada evlere sığındılar.
Sayın Kent'in anlattıkları bunlar...
Türkiye, o günün güç koşullarında yoğun baskılara
karşı koyarak savaşa girmemiş, böylece olası işgal ve
bölünmeden kendisini korumasını bilmişti.
Dışişleri Bakanlığı'nın Naziler tarafından öldürüldüğü
ileri sürülen Budapeşte Basın Ataşesi Dr. Emrullah Ne-
rin Gür olayı başta olmak üzere "Türkiye'den herhangi
bir Musevi kökenli Türkyurttaşının Nazikamplarına gön-
derilip gönderilmediği" konusunda ayrıntılı inceleme ve
befgelere dayalı açıklama yapması sanırız bir zorunlu
görev olmuştur..
Belediye-iş Sendikası Başkanı Fuat Alan,
belediye yönetimlerini eleştirdi
'Halkı işçiye
karşı kışkırtıyorlar9
• Şişli Abide-i Hürriyet Meydanı'nda düzenlenen
'Emeğe Saygı Mitingi'nde konuşan Alan, belediye-
lerde özelleştirme çalışmalanyla yeni arpalıklar ve
KİTler oluşturulacağını öne sürdü.
İstanbul Haber Servisi -Belc-
diye-İş Sendikası Genel Başka-
nı Fuat Alan, bütün kamu
kuruluşlannda olduğu gibi be-
lediyelerde de verim düşüklü-
ğünün işçilere yüklendiğini be-
Iirterek. "Belediye yönetimini
yüzüne gözüne bulaştıranlar
kendi ayıplannı kapatmak için
halkı işçiye karşı kışkırtıyorlar"
dedi.
Belediye-İş Sendikasf nın Şiş-
li Abide-i Hürriyet Meydaru'n
da düzenlediği "Emeğe Saygı
MitingTnde belediye yönetim-
leri eleştirildi. Sendika Başkanı
Fuat Alan, mitingdeyaptığı ko-
nuşmada, belediyelerde özelleş-
tirme ve şirketleştirme çalışma-
lanyla yeni arpalıklar ve KİT'-
ler oluşturulacağını öne sürdü.
Yetkin ve yeterli belediyelerin
hukuk ve sosyal devlet ilkesine
saygı göstermesi. demokrasinin
gcrcklerini yerine getirmesi, ça-
lışanlann haklanna saygılı ol-
ması ve çağdaş hızmet üretmesi
gerektiğini belirten Alan sözle-
rini şöyle sürdürdü:
"Ama umutla, özenle göreve
getirdiğimiz politikaalar, çifte
standartlı davranıyorlar. Oy
abp seçilmek için demokrat ve
halkçı gözüküyorlar ama yöne-
time gelince fabrika ağaşı bir
anlayışla davranıyorlar. İşçiyi
ucuza çalıştırmak, belediye ola-
naklannı keyfince kullanmak,
halka hesap vermemek gibi an-
layışla davranıyorlar. Basın da
17 şubattan bu yana sözleşmeyi
imzalamayan belediye başkan-
lannın konuyu çarpıtıcı demeç-
lerini yayınlıyor ama sendika-
dan yapılan açıklamalan
görmezden geliyor."
Mitingden sonra gruplar ha-
linde yürüyüşe geçen ve "Özel-
leştirmeye Hayır", "İşçiler El
Ele Genel Greve". "İşçiler Bir-
leşin Sefılliğe Son" gibi slogan-
lar atan işçiler Mecidiyeköy'de
sessizce dağıldılar.