23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 10 HAZİRAN 1992 ÇARŞAMBA 16 HABERLERIN DEVAMI METROPOL ATÜJLÂ DORSAY Yerel Yönetimde 'Parmak Damgası' Merakı Batı kentlerine yapılan yolculuklann insanı onca rahat- latrnasının nedenini düşündüm. Paris'e, Roma'ya, Londra'ya, Amsterdam, Madrid veya Floransa'ya kaçıncı kez giderseniz gidiniz... Bu kentleri, altüst bir halde, yep- yeni kimliklere kavuşturulma çabası içinde bulmanız ola- sılığı var mıdır? Böyle bir şey düşünülebilir mi? Bu ve benzeri sayısız kent, tarih içinde, zaman içinde, bugün on- ca sevdiğimiz, benimsediğimiz kimliklerini bulmuşlardır. Kimse de kalkıp bu kentlerde çok radikal değişikliklere git- meyi, onların gündelik yaşamını altüst etmeyi, onlara "damgasını basmayı" düşünmez. Oysa İstanbulun yönetici olarak başına gelen, bu kenti alabildiğine radikal değişimlere uğratmayı düşlüyor. Ona "damgasını basmazsa" rahat etmiyor. Dalan bu kente ANAP usulü bir işbitiriciliğin ve rant arttırımının yanı sıra neredeyse kişisel bir damga vurmaya çalıştı. Trafiği, ula- şılabi/irliği ön plana aldı, kenti uluslararası finansa, ser- mayeye ve "5 yıldızlı" turizme açtı; kimi zaman yasaları, bireysel hakları ve mülkiyeti göz ardı ederek yıkımlara, yol açmalara, kamulaştırmalara girişti. iyi mi yaptı, kötü mü? Tartışılıyor, tartışılacak ve tarih, hükmünü verecek. Nurettin Sözen ise tam tersi bir tavırla kendi damgasını vurmaya çalışıyor bu kente... Toplutaşımacılığı ön plana alıyor, sermayeye ve uluslararası projelere yüz vermiyor, kent üzerindeki rantdeğerlerinin artmasını umursamıyor. Kenti kitleye açarken, otomobil-otobüs taşımacılığını unut- turup "hızlı tramvay"ı lanse ediyor, kitle turizmini ve ge- nelde kentin turistik niteliğini takm/yor, Boğaz'da lüks villa yıkarken, gecekondunun çığ gibi yayılmasını hoşgörüyle karşılıyor. Bu iki aşırı ucun da kentin gerçek kimliğine, kişiliğine saygısı yok. İki tavırda kendi kafasındaki İstanbul'u yara- tırken, Istanbul denen eşsiz kente, gerekli saygıyla, dikkat- le, özenle yaklaşmıyor. Ama bizce Sözen politikası, çok daha beter. Çünkü Dalan'm yaptıkları, hiç olmazsa kentin altşılmış düzenine ve temel yaşamına o denli müdahale edici uygulamalar değildi. Haliç düzenlemeleri, yalıların bir bölümünün önünden geçirilen kazıklı yol gibi uygula- malar tartışılıyor. Ancak bunlar, bizim kişisel görüşümüze göre olumlu işlerdi. Park Otel veya Swiss-Otel gibi tartış- manın ötesinde yanlış uygulamalar ise "mevzi" yanlışlar olarak kalıyor, kenti altüst etmiyordu. Nurettin Sözen'in uygulamaları ise kenti kolay onanla- mayacak biçimde tahrip ediyor, değiştiriyor. Mantar gibi biten gecekonduları görmek için artık Sultanbeyli veya Ar- mutluya gitmeye gerek yok. Haliç Köprüsü'nden veya Piyalepaşa bulvarından geçmek, olayın facia boyutlarını göstermeye yeterli. Sahi, Dalan, Piyalepaşa'yı "gökdelen bölgesi' yapmaya kalkışınca kıyameti koparanlar... Şimdi "gecekondu bölgesi" olunca, acaba daha mı iyi oluyor? Ama en vahim olanı, tramvay uygulaması. Kentin en önemli ticaret, imalat ve turizm bölgesini neredeyse tüm araçlara kapayıp yalnızca tramvay ve yaya bölgesi olarak düzenlemek için gerkli araştırmalar yapıldı mı? Geçen pa- zar Milliyet'te ûzcan Ercan'ın başkanla yaptığı çok ilginç konuşmada, Ercan haklı olarak büyük çaplı yayalaştırma projelerinden tüm dünyada vazgeçildiğini söylüyor. Nite- kim Paris'e son gidişimde, kimi yerlerde, örneğin Saint- Michel Bulvan'nın Seinee yakın bölümünde, SaintSeve- rin Kilisesi sokağı çevresinde oluşturulan yaya bölgesinin yeniden araçlara açtldığını gördüm. Niye? Yaya bölgesi kötü bir şey mi? Değil. Ama araç da günümüzün vazgeçilmez bir gereği. O çevredeki oteller, lokantalar, dükkânlar ve de evler, aracın getirdiği kolaylık- lardan vazgeçmek istememişler. Belediye de, uygulama- yı, kaldınmtarı çok geniş tutmakla yetinip değiştirmiş. Ama Sözen bunu kabul etmiyor, "Bütün Avrupa böyle yapıyor" diye ısrar ediyor. Böylece, Istanbul trafiğiyle ilgili tüm uygulamaların sorumlusu olan ve başkanın bir danış- manının deyişiyle "çoğu zaman ayda gezen" Ulaştırma Koordinasyon Başkanı Ismail Hakkı Acar denen zatın ka- fasından çıkan bu "riskli" projeyi, Sözen, yine bilinen ve çok konuşulan inatçılığıyla sonuna dek savunuyor. Evet, bu proje "riskli". Geçen yazılarda sözünü ettiğim turizmle ilişkili kaygılar bir yana, yine Milliyet'te pazartesi günü çıkan bir haber, aslında bir "kapalı ulaşım" sistemi olan "hızlı tramvay "ın "fren sistemi güçlendirilerek" açık bir sisteme adapte edilmesinin tehlikelerine ve başlayan "tramvay korkusu"na işaret ediyor. Tanrım, biz bu kenti böylesine radikal biçimde değiştir- mek sevdasına düşmeyen, bu yaşlı ve yorgun kentin altını üstüne getirmeden rahat etmemek huyuna sahip olmayan yöneticiler de göremeyecek miyiz? Siyasette devrini dol- durmuş gözüken radikalizm, kent yöneticiliğinde ne za- man gözden düşecek? 60 YBL ÖNCE Cumhuriyet Malul Gaziler 10 HAZİRAN 1932 Istanbul. Ankara, tzmir ve diğer vilayetlerde bulunan harp malülleri aralanndaki tesanüdü ku vvetlendirmek ve bütün harp malullerini temsil edebilecek bir umumi merkez vucüde getirmek maksadile yakında Ankara'da büyük bir kongre akdine karar vermişlerdir. Kongreye iştirak edecek murahhaslann seyahat, iskan ve iaşe masraflan Ankara malülleri tarafından temin edilecektir. Bu kongrede umumi merkezin ne şekilde ve nerede teşkil edileceği kararlaştınlacak, merkezin esas ve dahili nizamnameleri hazırlanarak varidat menbalan tesbit olunacaktır.Kongrenin vücude getireceği umumi merkezin başhca vazifeleri mevcut kanunlann henüz tatbik edilemeyen maddelerinin tatbikine çalışmak, Türkiye'de mevcut bütün inhisar bayiliklerini almak ve malullerden iş yapabileceklere iş bulmak olacaktır. Diğer taraftan kongreye iştirak edecek murahhaslan bir malüller bankasının veyahut büyük bir teavün sandığının teşkili için de lazım gelen teşebbüslere girişeceklerdir. Bankanın veya teavün sandığının gayesi, maaşlann terhine mukabil murabahacılara yüzde 200-300 nisbetinde faiz veren malülleri bu feci vaziyetten kurtarmak ve kendilerine senede azami yüzde 12 faizle para ikraz etmek, iş yapabileceklere sermaye temini maksadile kredi acmak olacaktır. Teavün sandığının tesisi için gerek hükümet ve gerekse Halk Fırkası umumi kitabeti malulleremuzaheret vadetmişlerdir. İçki lehtarlığı mı? M. Hoover'in Cumhuriyetçi Fırkasının riyaseti cumhur intihabı proğramı meyanına içki memnuiyetinin kaldınlmasına ithal eylemiş olduğuna dair çıkanlan işaaün Beyaz Saray tarafmdan tekzip edilmiş olmasına rağmen bu tekzip umumiyetle ve tamamen teknik addolunmaktadır. Bütün hayatınca 'kuru' kalmış olan John Reckfeller'in oğlunun son günlerde içki memnuiyetinin kaldınlması lehinde neşretmiş olduğu heyecanlı beyanname akabinde M. Hoover tarafmdan ittihaz edilen tavn hareket anlaşma olarak telakki edilmektedir. Mîlli Eğitim 'kadro operasyonu' hazırlığmcla • Milli Eğitim Bakanlığı'nda üst düzey atarnaları için hazırlanan kararname Cumhurbaşkanı Özal'ın önünde. Başbakan tarafından imzalanan görevden alma kararnamesinde Anadolu liseleri sınavı skandah için yoğun eleştiriler alan Müsteşar Yardı- mıcısı Abdülkadir Türkmen'in adı geçiyor. ANKARA (Cumhuriyet Bü- bildirilerek. gerçekleşecek. Bır- rosu)-Mılli Eğiıim Bakanlığf- çok üst düzey yöneticinin gö- nda u/un süredir "kadro operasyonu' Bu\ramı sonrasında beklcncn Kurban ilgililerc rcvden alınmasına ilişkin karar- namelerin Başbakan Süleyman Dcmircl larafından imzalandı- ğı ve Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a sunulduğu öğrenildi. Bakanlık. Cumhurbaşkanı'nın bu kararnameleri imzalamaya- cağı endişesini taşırken. gdecck tepkilerede kendini hazırhyor. Başbakan tarafından görev- den alınma kararnameleri im- zalanan yöneticiler arasında. Anadolu Lisesi sınav skandah ile ilgili yoğun eleştiriler yönelti- len Müsleşar Yardımcısı Ab- dülkadir Türkmcn de bulunu- yor. Türkmen'in bu görevinden alınarak, Azerbaycan'a eğitim ataşesi olarak atanacağı belirti- liyor. Milli Eğitim Bakanlığı Teşkilat Yasası'na göre yeni oluşturulan 2. boşalan 1 müşte- şar yardımcılığına da atamalar yapıhyor. Alınan bilgiye göre, bu makamlara, bakanlık danış- manı Ahmet Sevgi. eski Orta- öğretim Genel Müdürü Mu- ammer Özdcmir vc eski Perso- nel Gencl Müdürü Mehmet Gündüz getirilecek. Talim Tcrbiyc Kurulu Baş- kanı Örrc Okutan'ın da görev- den alınma kararmımesi Cum- hurbaşkanlığı'na gönderildi. Okutan'ın yerine bakanlık mü- fettışi Ramazan Çetın Dağh'- nın atanması bekleniyor. Ozel Eğitim Kurumlan Genel Mü- dürü Necdet Özkaya. Dın Eği- timi Genel Müdürü Halil Hayat. Ticaret \e Turizm Eğiti- mi Genel Müdürü Cahit Özgi- TRT 700 sözleşmeliyi işten çıkardı \NKARA (Cumhuriyet Biiro- su)- TRT'de ısiisna akdı (stv- lcşmeli)ılc çalışan 700 kadar pcısoncl ışlen aiıldı. TRT bu kararı. SSK nın sigoriası/ ola- rak çahşiırılan bu staiüdcki ki- şılenn sıgorta prımlcrinin pro- jükiörlcr larafından ödenmcsi- nı uılcp etmcsinden sonra aldı. TRT-TV Prodüktör \c Yönct- menler Dcrneği. TRT'yi suç- hıviirak "Kötü işleimccilığın bedclini bu kişılerdcn çıkarmak kararı. yayını saboie etmekıen başka bir amaç gütmemekıe- dir" dcdi. Ankara. İstanbul ve İzmır'de TRT için çahşan vaklaşık 700 sözleşmeli personelin durumu u/ıın süredir lariışma konusu oluşturuyordu. Ankara'da 350 kadar islisna akitlı personelin bu avki ücrclleri dc ödenmcdi. Sosyal Sigortalar Kurumu da bu personelin sigorta primlcri- nın ödenmcsini TRTdcn talep etmısiı. TRT'dc dairc başkanlan vc prodüklörlcr. sözleşmeli perso- nelin durumunu değcrlcndir- nıck ıvin toplandı. Toplantıda prodüklörlcre bu şekilde söz- lcşmc ile cleman çalıştınlama- yacağı. çalıştırmanın zorunlu olması halindc sigorta primini prodüktörlerin ödemesinin ge- rektiği söylendi. TRT kaynak- lan, sözleşmeli personelin çalış- maması halindc günlük prog- ramlann büyük oranda aksa- yacağını ifade ettiler. TRT Pcrsoncl Dairc Başkanı Halil Dinçol. islisna akiıli per- soncl çalıştırma uygulamasının "kanun dışı" olduğunu ifadc ederek. bu işlcmi kanun çcrçe- vcsinc çcktiklerini söyledi TRT'nın Çalışma vc Sosya Güvenlik Bakanlığı'na 337 söz- lcşmcli personcl için 3 milyaı lira sigorta primi ödcdiğini ifa- de edcn Dinçol. istisna akdinir hizmct akdine dönüşmesinir kanunsuz olduğuna dıkkat çc- kerek. "Sigorta. bu hizmet ak- dine dönüşmüş dediği için \atı- nn divor. Bu noktadan sonra hizmct akdı ile sürdürmek mümkün dcğil. Kanunumuz iş- çi calıştırma}a ımkân vermi- yor. Bir vcrdc yasalara aykırı uygulanırkcn, diğer \andan ya- saların çığncndiği bir durum var. Çözüm islisna akdi. sınırla- n içine çekmek. Çalışmaya son verilmesi dive bir şey vok." TRT'yi uyaran Çankaya SSK Bölgc Müdürü Sacit Bcrgin, TRT'nın ödemesi gereken ge- cikme zammının prim borcunu da aşacağını ifade ederek. TRT'nin çahşan sözleşmeli per- sonelin hukuken hizmeı akiıli olduklannı \ e sigortalı olmalan gerektiğinı smledi. Sözleşmeli personelin. ışlcnne son verilme- si üzcrine. bayram sonrasında TRT'\c büyük miktarlarda tazmınat davalan açacaklan bclirtildi. TRT-TV Prodökıür \c Yönet- mcnlcr Dcrncğı. 7(X)'den fazla yajınçahşanının topluca ıştcn g- kanlmasını proiesto ctlı. Yıllar- dan bcn. çoğu basın-vavın cğilı- migörcn vcTRT'deıkıa> önccsı- nc kadar 513 bin lira gibi komik bir ücretle ve sıgortasız çalıştın- lan personelin sosyal güvence la- lepleri üzerinc işıen çıkanldıklan kaydedilen açıklamada şöyle dc- nıldi: "TRT yönetiminin bu kararı in- san haklanna. sos\al devlel ilke- sinc ve anayasava a\kındır." '.. v >"••?"" .";»«'<'» '"" ıcKiıgı suvıcnuı. 11\ ı Kayııan.- ameaonuşmuşaeaıgı ıçın vaıı- gcıcKiıgııu s«ı\ıeuı. ao^ıcşmeıı san haklanna. sos\al devlel ılke- sözleşmeli personelin durumu lan, sözleşmeli personelin çalış- n n divor. Bu noktadan sonra personelin. ışlcnne son verilme- sincveanayasa\aa\ kındır." Lİselİ Bariş'l îstanbul'un çıldırtan ulaşımına solukvermesi için yeni bir uygulama başlatıldı mBastarafıl.Savfada Lâ~^ w 1 r¥l ^ 1 1I Başiarafı 1. Sayfada ğıya atlamıştı. Park etmiş bir dolmuşun üzerine düşen Banş. ağır yarah olarak Çapa Tıp Fa- kültesi Reanimasyon Servisi'ne kaldınlmıştı. Banş Keleş'in tedavi gördü- ğü hastanede öldüğunü öğre- nen ailesi. akrabalan ve okul arkadaşlan genç lise öğrencisı için uzun süre gözyaşı döktüler. Okulda ağabeyi ile birlikıe öğ- renim gören Banş Keleş'in ba- bası Mehmet Keleş. oğlunun üniversite giriş sınavlannın ikinci aşamasını da kazandığını söyleyerek ölümle sonuçlanan intihar girişimine neden olan olaylan bir kez daha anlattı. Sözkonusu dayak olayının ger- çekçi biçimde aydınlaülabilme- si için tüm aynntılann dikkatle birbirine eklenmesi gerektiğini savunan Mehmet Keleş, okul müdürü Muammer Ekti'nin başta kızlar olmak üzere diğer tüm öğrencilere karşı "baskıcı. aşın otoriter ve kaba kuvvete dayanan bir yöneticilik anlayı- şıyla" kötü davrandığının özel- likle altmı çizdi ve şunlan söyle- di: "Tüm öğrencilerde bir biri- kim oluşmuştu. Tepkiler gide- rek şiddetleniyordu. Bunu aynı okulda okuyan Banş ve ağabe- yi gibi diğer öğrencilerin bizlere anlattığı dayak olaylan nede- niyle çok önceden biliyorduk. Tepkilere kayıtsız kalan müdür aynı tavnnı sürdürmekte ısrar- hydı. Hatta geçen mayıs ayının 23'ünde Swissotel'de öğrencile- rin bir veda partisi yapılacaktı. 130 bin liradan satılan biletler- den toplanan ve 30 milyona malolacak gece için otele 5 mil- yon lira kapora yatınlmıştı. Ancak Muammer Ekti bu tür partilere ancak 'kötü' kızlann gidebileceğini söyleyerek parti- yi iptal ettirdi. öğrenciler gerek veda partisinin iptal edilmesi, gerekse bilet paralannın geri verilmemesi ve müdürün dav- ranışlannın son bulmaması nedenlerinden ötürü taşma noktasına gelmişlerdi. Ben de bunun üzerine İstanbul Vila- yeti'ne sözlü olarak başvuruda bulundum ve müdürü uyanma- lan, müfettişlere gerekli araştır- malan yaptınnalan konusunda ricada bulundum. Özelh'kle okulda kız ve erkek öğrencilere atılan dayaklar aşın derecede siklaşmıştı. Ancak yönetim ge- len müfettişleri bir yolunu bu- lup ikna ediyor ve dosyalan kapattınyordu." Keleş, Banş'ın müdürün baskı- lanndan doğan bir birikim so- nucu intihar ettiğini savundu ve "keşke oğluma okul müdürüyle yapüğım görüşmenin hemen sonrasında ulaşıp, ona "Disiplin kuruluna verilmeyeceksin. ayn- ca okuldan da atılmayacaksın' diyebilseydim" diye dert yandı. Baba Keleş, intihar girişimin- den hemen sonra suç duyuru- sunda bulunmamasını ise "eğer hemen savcılığa gitseydim ve okul müdürü yine sucsuz bu- lunsaydı öğrenciler galeyana gelir, hatta cinayet bile çıkardı. Bunu önlemek için okulun bit- mesini bekledim ve ondan son- ra Cumhuriyet Savcihğı'na suç duyurusunda bulundum. Şimüi savcılıktan gerekli soruşturma- yı yapıp, müdür Muammer Ekti'nin oğlumun intihar etme- sine neden olan psikolojik bir zeminin oluşmasında etkisi olup olmadığının ortaya çıkanl- masını istiyorum" şeklinde ko- nuştu. İntihar girişimınden sonra tedavi görmek te olduğu Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi Reanimasyon Servisi'nde yaşa- mını yitiren Banş Keleş'in ce- nazesi dün Fatih Camisi'nde kılınan ikındi namazının ardın- dan Kozlu Mezarhğı'nda lop- rağa verildi. Cenaze törenine genç lise öğrencisinin ailesi. \e okul arkadaşlan katıldılar. 'Çağdaş Tramvay' huzurunuzda Belediye Başkanı Sözen, Bavınduiık Bakanı Kumbaracıbaşı «e \ ali Kozakçıoğlu açılışta. Talabani: Ttirkîye bîzd koruyacak • Baştarafi 1. Sayfada olduğudur" dedi. Talabani. Çekıç Güç konu- sunda umutlu konuşurken. Bir- leşmiş Millctler'in ambargosu- na rağmen. ticari ilişkilerin geliştirilmesi konusunda um- duğunu bulamadı. Dışişleri çcv relerinden alınan bilgiye gö- re. Talabani'ye, BM'nin aldığı ambargo karannın Kuzey Irak'ı da kapsadığı bildirilerek kararlar çerçcvesinde insani yardıma devam edileceği. ama karşılıklı ticaretin olmasına im- kân bulunmadığı aktanldı. Aynı kaynaklar. Irak'ın toprak bütünlüğü konusunda Tür- kiye'nin hassasiyetinin "'sert" bir şekilde aktanldığını söylü- yorlar. Kaynaklar. Kuzey Irak'ın. BM ambargosu kapsa- mından çıkanlması amacıyla. Kürt liderlerin yürüttüğü ulus- lararası çahşmalara. Türkiye'- nin "insanı ncdenlerle" karşı çıkmayacağını bildiriyorlar. Kuzey Irak'ta, ilk kez Irak'- tan bağımsız olarak ortaya çı- kan Kürt yönetiminin. Kürdis- tan Demokrat Partisi Başkanı Mesut Barzani'yle birlikte li- derliğini yapan Talabani, dün Ankara'da Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin ve Başbakan De- mirel ile görüştü. Talabani, Demirel ile görüştükten sonra. bir gazetecinin. "Görüşrneniz- den. Çekiç Güç'ün süresiz ola- rak uzatılacağı yolunda işaret- ler aldınız mı?" şeklindeki sorusuna. başını "evet" anla- mında sallayarak "Öyle olaca- ğını umuyorum" yanıtını verdi. Talabani, görüşmelerinde. Türk yetkililerin, Kuzey lrak'- taki halkı koruyacağını ve des- tekleyeceği bildirdiğini de açık- ladı. Talabani'den bir süre sonra, Başbakanlık'tan çıkan Demirel, bir gazetecinin. Tala- bani'nin. Çekiç Güç'ün süresiz olarak uzatılacağı "işaretlcrinı" aldığı anlamına gelen bir yo- rum yaptığını bildirmesi üzeri- ne. şöyle konuştu: "Çekiç Güç. Meclis'in işidir. Bizim kendilerine söylediğimiz şey. konu Meclis'tedir. Meclis bu mesclenin her şeyini düşüne- rek bir karara varacaktır. Bun- dan hangi izlenim çıkar. bilmi- yorum." Demirel. konunun Milli Gü- venlik Kurulu'nun 23 haziran- da yapacağı toplantıda ele alı- nacağını. MGK'nın tavsiyesine göre Bakanlar Kurulu'nun kendi tavsiyesini Mechs'e tez- kere ile göndereceğini söyledi. Demirel. Bakanlar Kurulu. Meclis'e tavsiyede bulunmazsa. konunun Meclis'e gelmeyeceği- ni ve bu durumda Çekiç Güç'- ün süresinin biteceğini bildirdi. Demirel. Kuzey lrak'ta ma- yıs ayında yapılan secimlerde. "'Kuzey Irak'ın lıderi olan" Ta- labani">i seçimdeki başansı nedeniyle tebrik ettieini bildir- di. Demirel. 1991 nisan ayında Kuzey Irak'a yönelik saldınlar olduğunu söyleyerek. Türkiyc'- nin. bütün dünyaya. "oradakı kardeşlerimizin kötü muamelc görmesine" razı olmayacağını söylediğini bildirerek "Bir daha Halepçe olmayacaktır" dcdi. Demirel. "Herkes hesabını ona göre >apsın. Bir daha Halepçe olayı yaşanmayacaktır."dedi. İstanbul Haber Servisi -İs- tanbulun ulaşım sorununa köklü çözüm sağlayacağı belir- tilen raylı sistemin önemli bir parçası oian ," Çağdaş Tram- \a> " ın Aksaray-Çarşıkapı bö- lümü. dün düzenlenen törenle hizmetegirdi. Aksaray-Sirkeci arasında hizmet verecek olan ve yapımı- na geçtiğimiz yıl Mayıs ayında başlanılan "Çağdaş Tramvay"- ın Aksaray - Çarşıkapı bölü- münde 4 durak bulunuyor. Çarşıkapı-Aksaray arasındakı mesafeyi 6 dakikada. Sirkeci- Aksaray arasınıda 12 dakikada alacak olan " Çağdaş Tram- vay" ın her katan 500 kişi taşı- yacak. Aksaray'da düzenlenen tö- rende konuşan, Bayındırlık ve İskan Bakanı Onur Kumbara- cıbaşı. ülkemizin demiryolu ve raylı sisteme uzun süre sırtını döndüğünü. bu tür hizmetleri getirmeye çahşanlann da engel- lendiğini belirtti. Kumbaracı- başı," Hızlı tramvay, hem çev- reyi kurtarma açısından hem de ekonomiye yararh bir proje. Sayın Sözen'in dedikodulardan dolayı üzülmemesini istiyorum" dedi. İstanbul-Ankara ve İzmir'in su sorununu kesinlikle çözme kararlılığında olduklannı belir- ten Kumbaraabaşı. Galata Köprüsü'nü de 17 Haziran'da hizmete açacaklannı söyledi. Törende bir konuşma yapan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen de çevreyi kirletmeyecek, daha hızlı ulaşımı sağlayacak bir sis- temi hayata geçirmekten dolayı mutluluk duyduğunu dile geti- rerek, şöyle konuştu: "Halkı- mıza bayram öncesı mütevazı bir bayram armağanı sunuyo- ruz. hayırlı olsun. İstanbul nü- fus ve yüzölçüm bakımından Avrupa'nm 24 ülkesinden bü- yük bir kent. Bu kentin sorun- lanna çözüm getiriyoruz. İşte hızlı tramva). işte doğalgaz. iş- te kollektörler. Tarihi dönü- şümdür bu. İstanbul. tarihi dönüşümüyaşacak. Hızlı tram- vay. tunel ve otobüslerle kentin ulaşım sorununa çözüm getire- ceğiz. Tramvayı Topkapı'dan Kabataş'a . Esenler'den Ha- vaalanı'na ulaştıracağız." Nurettin Sözen yeni hükü- metin. bütçelerine tek kuruş katkıda bulunmadığını. ancak kendilerine moral verdiğini ve yollannı açtığını belinerek, da- ha önce ithal edilen ve çürüme- ye bırakılan 60 vagonu. bu sis- teme dahil ettiklerini söyledi. Sözen. çağdaş tramvayla ilgili eleştiriler için de " Freni tutmu- yordeniliyor. Halkımızın aklını İcanştırmak istiyorlar. ama uta- nacaklar. halkımızdan özür di- leyecekler" dcdi. İstanbul Valisi Hayri Kozak- çıoğlu da. kentte 1 milyon araç bulunduğunu. 600 bin aracın gelişigüzel park ettiğini, 400 bin aracın dolaşıığmı ve hcrgün 500 yeni aracın trafiğe çıktığını an- İattı. HAVA DURUMU TURKIYE'DE DUNYA'DA Devlet Bakanlığı Meteoroloıı' Genel Mûdüriüğü'nden alınan Mgiye göre yurdun Kuzeybatı kesımlen parçaiı çok bulut- lu. Marmara. Batı Karadenız . ile Iç Anadolu'nun kuzeyba- \ & tısı Sdğanak ve gök gûrûitû- lû sağanak yağı?lı. diğer yer- ler u bulut/u ve açık geçe- cek. Hava sıcaMığında önem- _ _ lı bir değışrtlık olmayacak Rûzgâf. güney vebat yönleıden hafif orta kuv- vette, yagış alan yerlerde yağış anında yer yer kuvvetlıce esecek Van Gölü'nde hava, u bulutlu ve açık geçecek Rûzgâr, gûney ve batı yönlerden hafif ara sıra orta kuvvette esecek Göl kûçük dalgalı olacak Eskrçehır Istanbul İ2n«f Kars Konya Mersın Samsun Tratoon ZonguUak 32° 19° 26° 9" 20° 7° 28° 14° 30° 1«° 34° 17° 25° 13° 26° 17° 31° 16° 26° 15° 20° 5° 28° 11° 24° 15° 33° 18° 19° 8° 27° 13° 29° 20° 23° 15° 23° 15° 20° 13° Amsterdam Amman AOtu Bağdat 8/utael Cenevre Frankturt Leltaşa Peiersburg Londta Kt3ûnö Mılano Moskova MOrah Oslo Parıs Prag Rıyad Roma Vıyana Zunll B A B A y Y Y A B B y Y B Y B Y y A Y Y Y 17» 31° 26° 37° Î9° 19° 22° 32° 23° 16° 19° 20° 22° 21° 26° IV 18? 41° 24° 20° 20° ray, trkek leknık Genel Müdürü Mehmet İyigün, Kız Teknik Genel Müdürü Gönül Gültekin de görevden ahnacak- lar arasında bulunuyor. Talim ' Terbiye Kurulu üyeliklerine de, eski Yayımlar Daireşi Başkanı Ahmet Gül ile eski İlköğretim' Genel Müdürü Ömer Açıkel'in getirileceği öğrenildi. Boş bulu- nan Okul Öncesı Eğitim Genel Müdürlüğüne Asuman Ural'ın getirileceği ifade ediliyor. Polis açık »slı A ac* B bulu*j G-gûnes* K-kark S srsk • Baştarafı 1. Sayfada mamızı isicdi. Karşı çıktık. yine dövdülcr. Morgdan cena- /eyı aldılar. Tepki gösteren morg görevhsını de dövdüler. Cenazcyı bir polis aracina yer- lcştınp gölürdüler. Daha sonra da bızı alıp başka bir araca bin- dircrek mezarhğa götürdüler. Mezarhğa başka kimsenin gir- mcsine izin vcrmediler." Gazeıeci Akdemir'in ailesine haber \erilmeden morgdan alı- nan cenazesı Gazi ve Turistik caddelerinden geçirilirken genış gü\enlik önlemleri alındı. Ak-- demir'in cenazesinın morgdan alındığını duyan gazetecıler me- zarhğa gitmek istediler. Ancak güvenhk güçlen Mardinkapı Mezarhğı'nda gazetecileri "Siz niye geldinız? Çekın. gidın bu- radan" diye karşıladı \e mezar- lığa sokmadı. Dıvarbakır Bağımsız Mıllet- vckili Hatip Dicle. gazeıeci Ha- fız Akdemir'in cenazesinin aile- sının bılgısı dışında polisler. tarafından morgdan kaçınla- rak gömüldüğünü söyledi. Dıc- le bu da\ranışın suç olduğunu. konuyla ilgili yetkililere suç du- yurusunda bulunacaklannı kavdetıi. Dicle özeile şunlan söyledi: "Özgür Gündem Gazetesi yöneticileri öncülüğünde Ak- demır için bir tören yapılacaktı. Biz de bu törene destek vere- cektik. İki günden beri emniyet. müdürü ve vah nezdindc giri- şimlerde bulunduk. mılletvekili olarak sorumluluk duyduğu- muzu anlattık. Cenazenın ba-' nşçı bir şekilde toprağa verile-. ceğini ancak bu olaya lepkisiz kalamayacağımızı söyledik.. Yetkililere güvenlik güçlerinın tören sırasında herhangı bir provakasyona girişmemeleri konusunda da uyanda bulun- duk. Kitlemize hâkim olduğu- muzu ve olay çıkmayacağı konusunda da garantı verdik. Buna karşın cenazenin ailenin iradesi dışında alınıp Mardin- kapı Mezarhğı'nda yine polisler tarafından toprağa verildiğini' öğrendik. Oysa ailesi yann (bu- gün) cenaze namazı kıhndıktan sonra Hafız'ı doğum yeri olan Lice'de toprağa vermek istiyor- du. Ortada şu anda bir suç var.' Cenaze. ailenin bilgisi dışında gömülmüştür. Aile yetkili ma- kamlara suç duyurusunda bu- lunacak. Aynca tekrar kabir- den cıkanlarak Lice'de toprağa verilmesi konusunda dilekçe verilecek. Cenazenin kaçınlma- sı aileyi ve halkı tahriktir. Biz' devreden çıktık. Bundan sonra meydana gelebilecek olaylann. sorumlusu Olağanüstü Hal Bölge Valisi Ünal Erkandır." Demirel: Niye kaçırsınlar? Başbakan Süleyman Demirel.' Akdemir'in cenazesinin kaçınl- madığını savundu. Demirel An- kara da gazetecilerin sorusunu yanıtlarken şöyle konuştu: "İki saat evvel. Olağanüsıü Hal Valisi ile konuştum. Yok böyle bir şey. Niye kaçırsınlar ya- ni? Yalnız. cenazeyi bahane edip.- orada bir asayişsizlik meydana getirmenin yanlış olduğunu söy- • lemiş. Ailesine söylemiş. herkese söylemış vah. Cenaze acı bir şey. Kım olursa olsun bu ülkenin in- sanlannın öldürülmesını şıddetle. nefretle karşılıyoruz. Ama ol- muş. Olunca da bunu bir olay haline getirip halkın huzurunu. kamu düzenini bozmak yanlış- tır." Tepkiler fstanbu'da da Çağdaş Gazete- ciler Cemiyeti önünde dün sabah toplanan bir grup gazetecinin İs- lanbul Valilıği'ne kadar yürünıe ısteği emniyet güçlcrince engel- lcnmek istendi. Gazei(xilcrin "Bizim basın merisubu olarak can güvenhğimİ7 yok. Validen can gü\enliğimizin sağlanmasını isteyeceğiz" diye direnmeleri üze- rinc Emniyei Müdür Yardımcısı Vedat Cem bir süre sonra kaldı- nmdan yürümcleri koşuluyla izin verdi. Alkış luıarak valiliğin önüne gclcn grup adına konuşan ÇGD Yönetim Kurulu üycsi Fahri Alakent gazetecı Hafız Akde- mir'in gerçekleri sonuna kadar savunan ve doğunun kcndine öz- gii koşullan içinde gerçeklerdcn ödün vcrmcdcn mesleğinı yerine gcıırdığını söyledi. însan Haklanndan Sorumlu Devlel Bakanı Mchmci Kahra- man da dün Ankara'da düzenlc- dığı basın toplantısında Akde- nıır'ın öldürülmesinın. demokra- tıkleşme hareketini cngellcmc vc toplumsal düzcnı bozma çabalan gösıcrenlcr larafından gerçeklcş- tınldığıni bclirlcrck. "Hükümeti- nıı/ ııısan haklan. hukukun üs- lünlüğü vc dcmokrusının gelişip güçlcndınlmcsi hedctlndcn asla uı\ı/ vcmıcvccekiır" dcdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear