23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 HAZİRAN1992 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 11 Tupizm Bakanlıgı diapozitif alıyor • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Tunzm Bakanlıgı, Türkiye'yı tanıtıcı yayın. afış ve broşürlerde kullanmak üzerediapozitifalacak. Türkiye'nin tanhı yapıtlan, arkeolojik değerleri, doğal güzelliklen. korunan çevre, folklor, Türk yemekleri, modern Türkiye imajı veren şehir görüntüleri gibi konulan içeren diapozitifler, değerlendirildikten sonra Turizm Bakanlığı tarafından satın ahnacak. Diapozitifler bayram sonuna kadar, Turizm Bakanlıgı Tanıtma'Genel Müdürlüğü Tanıtıcı Yayınlar Dairesı Başkanlığı Foto-Arşiv Şubesı Başkanlığı'na verilecek. 'Benim Anam' • Külrür Servisi- Kartal Sanat Evı'nce ortaokul ve ilkokullararasında düzenlenen' Benim Anam' adlı resım yanşması, sonuçlandı. Yağlıboya çalışmalann yer aldığı yanşmada, ortaokullar arasında Haticc Akın birinci, Hande Sanyar ikinci. Gülcan Ateş üçüncü seçildi. fIkokullar arasında Devran Keleş geleceğın ressamı seçildi. Yanşmarun ödül töreni. 4 temmuz günü TürkıveDenızcilik İşletmelen'nın Karaköy iskelesınde gerçekleşecek. 'Deli Dumrur Avrupa'da • ANKARA( AA> Ankara Devlet Tiyatrosu'nca sahnelenen "Deli Dumrul" adlı oyun. Federal Almanya'nın Bonnkentinde düzenlenen Avrupa Tiyatro Bıenalı'ne davet edildi. Bonn'da 18-28 haziran tanhlen arasında yapılacak bıenalde Moskova Sanal Tiyatrosu. Moskova Stanıslavski Tiyatrosu, Varşov a Stüdyo Tiyatrosu, İsveç Kraliyet Tiyatrosu ile birliktedört ayn Alman topluluğunun yanı sıra İngıltere, Romanya, Fransa, Finlandıya, Çekoslavakya, İspanya, Macanstan. Bulgaristan ve Litvanya'dan seçilmış 19 oyun sahnelenecek. Connery'yeiO milyon dolar • ATİNA(AA)-James Bond fılmlen ıle yıldızı parlayan ve son yıllarda çevirdıği "Gülün Adı" ve "Kızıl Ekim" gibı filmlerle ününün doruğuna ulaşan İngilizsınema sanatçısı Sean Connery'e son filmi"MedicıneMan"ıçin 10 milyon dolar ödendi. Bu miktann bugünedek bir İ ngıliz aktöre ödenin en vükseği olduğu kaydedılıyor. Paloma Picasso ve elmaslar • ATİNA(AA)-Ünlü İspanyol ressam Pablo Picasso'nun kızı Paloma Picasso, "erkeklereelmas takı" modasma öncülük ediyor. Babasından aldığı sanat zev kını, gırişimciliğıyle bırleştıren 43 yaşındakı Paloma, erkeklenn kısa siirede elmas takılara alışacağına ve bu takılann erkeklerde altın takının yerini alacağına inanıyor. Alman yönetmen Rainer Werner Fassbinder ölümünün 10. yılında anılıyor Asi, kuraldışı ve yalııız GÜNER YÜREKLtK BERLlN - Alman senaryo yazan, film yö- netmeni ve oyuncusu Rai- ner Werner Fassbinder, ölü- münden 10 yıl sonra ilk kez, geniş kapsamlı bir programla Berlin'de ve; doğduğu kent Münih'te anılı- yor. Alman si- nemasırun asi li- deri; lOyılönce, 10 Haziran 1982'de, Mü- nih'teki evinde ölü olarak bu- lunduğunda, ge- ride çok kjsa bir yaşamla birlik- te, yönetmenli- ğini kendisinin yaptığı 44 film, 37 senaryo ve 14 de tiyatro oyu- nu bırakmışü. Tüm bunlan 37 yıllık yaşa- mının son 14 yılına sığdıran Rainer Wemer Fassbinder, 'filmlerinde ge- nellikle kendisi- ni anlatrruş, yalnızlığı, sevgisiz- liği, bozuk ilişkileri, kini, nefreti konuedinmişti. Gösterilerin ağırlık noktasını Münih değil, Berlin oluştu- ruyor. Çünkü o, Münih'i hiçbir zaman kendi evi gibi görmemiş- ti. Berlin'de ise başyapıü sayı- lan Alfred Döblin'in "Aleksan- der Meydanı"nı çevirmiş, ya- şamının en önemlı yıllannı bu kentte geçirmiştı. İşte tam bu meydanda, Berlin'in ortasında- ki Aleksander Meydanı'nda, televizyon kulesinin alünda bü- yük bir sergı açıldı. 2400 metrekarelik bir alana •Yetmişli yıllann kuraldışı sa- natçısına ölümünden 10 yıl son- ra ilk saygı gösterisi sunuluyor. Fassbinder'in ünlü fılmine adını veren Aleksander eydanı'nda2400 metrekarelik bir sergide asi yönetmenin yaşamına ilişkin tüm belgeler gözler önüne seriliyor. yayılan sergide Rainer Werner Fassbinder'in doğumundan ölümüne yaşamıyla ilgili tûm belgeler gözler önüne seriliyor. 20 ayn bölümden oluşan ser- gıyi dolaştıktan ve dosyalar do- lusu senaryo çalışmalannı gör- dükten sonra ınsan, 37 yıllık bir yaşama tüm bunlann nasıl sığdınldığına hayret ediyor, dehşete kapılıyor. Çünkü Fass- binder'ın tüm dünyası çalışmak değıldı. Daha doğrusu, yapüğı sinema ile yaşadığı hayat iç içeydi. Kuraldışı yaşamı ve sanatı onu son yıllannda giderek daha da toplumun dışına itmış, erkek arkadaşı Annin Meier'in de in- tihar etmesiyle artık iyice sonu belli bir yalnızlığın içine gömül- müştü. 10 Haziran 1982 günü ölümünün nedeni, kalbinin ye- tersızliğiydı. 31 Mayıs 1945'tedoğan Rai- ner Werner Fassbinder, 4 kez okul değiştırdıkten sonra lise- den bir diploma alamadan aynldı. Münih'te bir tiyatro okuluna gıtti. Sonradan ulus- lararası sinema yıldızı yapüğı Haıma Schyguila ile ilk kez bu okulda tanıştı. Bu arada çeşitli işlere girdi çıktı. Sanatsal ilk uğraşısına Mü- nih'teki amatör bir tiyatroyla başladı. 22 yaşlanndaydı. Kısa zamanda tiyatroda kendi gru- bunu oluşturmuş, avangard- radikal oyunlar sahneliyordu. Berlin Film Akademisi'ne ilk kez yapüğı başvuru ise geri çev- rilmiştı. Almanya 68 gençlik hareketleriyle çalkalanıyor, gençlik lideri Rudi Dutschke öl- dürülüyor, ama o, Rainer Wer- ner Fassbinder tüm bunlardan doğrudan etkilenmiyor, kendi bildiği yolda gidiyordu. Sanatçı,filmlerinde,"Katzel- macher' ve "Korku Ruhu Yi- 1 yor"da olduğu gibi azınlık- lann, Alman- ya'da yaşayan yabancılann, dışlanan insan- lann sorun- lanru ele alır. Eşcinselleri, transseksüeUe- ri, sanatçılann yazgılannı anlatır. Savaş sonrası Al- manya'nın toplumsal ve bireysel sorun- lannı irdeleyen filmlere yöne- lir. "Maria Bra- un'un Evliligi" (1978), "Uli Marlen" (1980), "Lola" (1981) ve 1981'dc çevir- diği "Veronika Voss'un öz- lemi", Fassbin- der'i sanaünın doruğuna geti- rir ve "Veroni- ka Voss" ile 1982'de Berlin Film Festivali Alün Ayı ödü- lü'nü alır. Berlin'deki etkjnlikleri, bu yıl başında daha yeni ku- rulan "Fassbinder Vakfi" ger- çekleştiriyor. Wim VVenders, Volker Schlönderf gibi ünlü film yönetmenlennin hamiliği- ni üstlendiği ve desteklediğı bu bir buçuk aylık etkınlikler, Aleksander Meydanı'nda, dev bir ekranda gösterilecek 15 sa- atlik "Berlin-Aleksander Mey- danı" filmiyle donık noktaya ulaşünlacak. Böylece Almanya, Romy SchnekJer'e. Marlene Dietrich'e olduğu gibi olağan ve kuraldışı Fassbinder'e de ancak ölümün- den sonra kucak açmış olacak. Asilere saygı gec gelir... Hülya Düzenli Koç'un 'Bir Sergiden Tablolar' başlıklı sergisi 19 hazirana dek AKM'de Resmiıı ıııüziğiııdeıı, müziğin resmine AHU ANTMEN Atatürk Kültür Merkezi'ne girdiniz, en üst kala, sergi salonuna çıkünız. Sa- lon gırişınde, bir masanın üzerinde dizili vvalkman'Iere gözünüz takıldı. Sonra sergiyi gezenlere şöyle bir bakünız. Hepsinin kulağında vvalkman, bir re- simden ötekine yavaş yavaş yürüyorlar. Siz de masanın üzerinde duran aletler- den binni alıp, kulakhğını takünız, içeri girdiniz. Ve "play"... Artık, dışanyı kısa bir süre için de olsa unutma zamanı. Şimdi başka bir zaman kesiünde, başka bir tarihte - bir geçmişte yer alıyorsunuz. Yıllar önce- sinde, 1870'li yıllarda, ölmüş bir ressam dostunuzu, onun soluğunu taşıyan re- simleriyle anıyorsunuz -derken bir mü- zik yankılanıyor kulaklanmzda- Mus- sorgski, Ravel, "Bir Sergiden Tablo- lar"... Ressam Hülya Düzenli Koç, mart ayında Kare Sanat Galerisi'nde açtığı kişisel sergisinden kısa bir süre sonra bu kez Atatürk Kültür Merkezi'nde yine il- ginç bir sergj ile karşımızda. "Bir Sergi- den Tablolar", Hülya Düzenli Koç'un Mussorgski'nin Ravel'in orkestrasyonu ile ünlenen "Bir Sergiden Tablolar" pi- yano suitinden yola çıkarak son iki yıldır üzerinde calışüğı bir "beste". Re- simlerin mûziğinden, tekrar müziğin re- sımlerine dönüyor Hülya Düzenli Koç. Resimlerin müzığı; çünkü 1874 yılında tamamlanan "Bir Sergiden Tab- lolar", Mussorgski'nin ressam arkadaşı Victor Hartmann'ın ölümünün ardın- dan kendisinin düzenlediği sergiyi ge- sorgski'nin kendisi, ünlü Rus bestecinin unutulmaz yapıtlanndan "Bir Sergiden Tablolar'Y Hülya Düzenli Koç'un fır- çasıyla, bu müzik yeniden 'bir sergiden tablolar' oluveriyor. Sergi, geleneksel Rus müzıği ezgileri eşliğinde "Gezinti" adb resım ile başlı- yor. Girişte size verilen walkman'i takıp zerkenki izlenımlendır. Hartmann'ın resimlerinden esinlenmiştir Mussorgs- ki, sergi boyunca her resmi müziğe dö- nüştürür kendine özgü duyarhlığıyla... Hülya Düzenli Koç da tam aksini yapı- yor sergisinde. Bu kez anılan, Mus- "play"e basüktan sonra sergi salonu- nun içinde, ilk "Gezinti" tablosunun önündesiniz. Müzikte "Gezinü'' bölü- mü bitip, siz bir sonraki pıyano notasını duyduğunuzda, bir sonraki tabloya geçmenin zamanı... Dört kez rastlaya- cağmız farkb "Gezinti" tablolannın arasında, "Tahta Bacaklı Cüce", "Eski Şato", "Tuileries Bahçesi", "Civcivlerin Dansı" gibi başlıklar göreceksiniz. Hartmann bazen cıvıl avıl oynayan ço- cuklardan, bazen bir gezisinde gördüğü bir şatodan, bazen kendi tasarladığı bir bale kostümünden esinlenerek yapmış tablolannı...Hülya Düzenli Koç da ger- çekten "duyarak" içine sindirdiği mü- zıği Hartmann ile aynı başlıklan kulla- narak tuvaline yansıtmış. Bu sergi, as- lında parçalara aynlmış kocaman bir re- simden oluşuyor. (Bu arada sanatcının çok sevdiği ve bu sergiyi oluştururken yaklaşık bir yıl üzerinde calışüğı eskizle- rini de unuünamak gerek) Yapıtlann tümü 1,5 metre yüksekliğinde. Resim, (yani bir bütün olarak) 31.2 meü^ uzun- luğunda. Müziğin süresi de 31.2 dakika. Dolayısıyla, bu sergiye bir yanm saaü- nizi ayırabilirseniz, Hülya Düzenli Koç'un tasarladığı şekilde, siz de her ez- giyi ve her ezginin karşılıgındaki resmi, her notanın karşılıgındaki rengi, coşku- yu daha yoğun, sanatçıya daha yakın duy\ımsayabilır, yaşayabilirsiniz. "Bir Sergiden Tablolar" Hülya Dü- zenli Koç resim sergisi j Atatürk Kültür Merkezi I 27 mayıs- 19 haziran / Tel: 2515600. Schygulla'ya göre Fassbinder: Heııı bir dâlıi hetn bir canavardı Kültür Servisi - Almanya'da yayımlanan Stern dergisi, Rainer Wenıer Fassbinder'in üne kavuşturduğu Haıma Schyguila ile bir söyleşi yapü. Schygulla'nın Fassbinder'i anlatüğı söyleşiden kısa bir bölüm sunuyonız: - Fassbinderie nasıl taıuştmız? - Münih'teki oyunculuk okulunda. Davraruşlanyla hemen dîkkatimi çekmişti. Hem küstah ve hırçın, hem de utangaç ve cekingen. - Ama siz Fassbinder kJanını terk ertiniz... -Rainer hem birdâhi, hem de bir canavardı.Çevresindekilerin çoğu aile ilişkileri bozulmuş insanlardı, yedek bir aile arayı- şındaydılar. Ben, toplulukla yaşayabilen biri değilim. - Fassbinder, klanmdakikri psikolojik deneyleri için kobay gibi kuihuur,filmlerindedeğerlendirirdi... Hanna Schyguila, Fassbinder'in gözde oyuncusuydu. - Rainer, deneyimlerini insanlann gücünü sonuna kadar kul- lanarak edindi. Bu, bir kedi-fare oyıınuydu: Acı çektırerek yok etme. Zorkullarurdı. - Size bir kez evlenme teklifinde bulunmuş... - Evet. İlk zamanlardaydı. Ama o zaman böyle bir şeye hazır değildim. Daha sonralan kabul edebilirdim, ama artık çok geç- ti. Rainer uyuşturucular arasında kaybolup gitmişti. - EşcinseUiğini gizlemeyen Fassbinder neden evlenmek istemis- ti? - O bütün aşın uçlan aynı anda yaşamak istedi. Bir yandan toplumsal ve ahlaki ölçüüeri yok sayarak, bütün tabulan kı- rarak yaşarken, öte yandan da geleneksel mutluluğu yaşamak istedi. - Size, 40 yaşından fazla yaşamayacağını söylemiş miydi? - Oyunculuk okulundayken söylerdi. Çok film çevireceğini, ama uzün yaşamayacağını söyleyip dururdu. Tann'nın sevgili kullan erken ölür... ,FransızKültürMerkezi etkinlikleri Düııyamüzikgünü 1982 senesinde ilk kez 21 hazi- ranı Dünya Müzik Günü' olarak kutlama fikrini ortaya attı. Istanbul Fransız Kültür Merkezi, Dünya Müzik Gü- nü'nün 10. senesinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Kültür Servisi- Fransız Neşet Ruacan ToplulıigTT.tudn Kültür ve lleüşım Bakanhğı, Deniz Grubu, önder Focan In- terplay Soyata 92 Vokal Gru- bu, Gürol Ağırbaş, Jmer Demi- rer ve Ayşe Gencer, Erol Pek- can Trio-Edibe ve sürpriz top- luluklar... Fransız Kültür Merkezi'nce düzenlenen haziran a>ı etkin- Işleri Daire Başkanlığı Dış likJen çerçevesinde 26 haziran lÛşkiler Müdürlüğü işbirliği pazar gününün'Dünya Sinema ile 20 haziran cumartesi ve 21 Günü' olması nedeniyle 22 ha- haziran pazar günleri Taksim ziran pazartesi gününden itiba- Parkı'nda çeşitli müzik toplu- ren ay sonuna dek çeşitli film luklanrun kaülacağı bir mü- gösterilerine yer verilecek. Sinemaseverlerin ilgjyle izle- yecekleri filmler arasında Jack Deray'ın 'Aşk Hastahğı', Fran- cis Girod'nun 'Bankacı', Coli- ne Serreau'nun 'Üç Adam Bir Beşik'. Yves Robert'ın 'Yu- murcaklann Savaşı' (1962 Jean Vigo ödüUü) ve 'Mutlu Alex- andre", Jean Jacques Beineix- in 'Diva' (1982 Cesar ödülü) ve Jacques Rouffio'nun 'Le Sucre' adlı filmleri yer alıyor. Yetkib- ler film gösterilerinin her gün zik şenliği düzenleyecek. Şenlik kapsamında 20 hazi- ran cıımartesı günü saat 19. 00-24.00 arası Saınt Benoit Orkestrası, Atilla Demırcioğ- lu, rock topluluğu Bogart, Aysun Timurcan ve grubu ile Boğaziçi Üniversitesi Müzik Kulübü'nden Zen Topluluğu konserverecek. Taksim'de düzenlenecek olan müzik şenliğinde 21 hazi- ran pazar günü 16.00-24.00 arası konser verecek diğer gruplar ise şöyle: Süheyl Denizci yönetimin- de TRT İstanbul Hafıf Müzik ve Caz Orkestrası, Nükhet ve saat 15.30 ve 1.9.00'da iki seans olmak üzere İstanbul Fransız Kültür Merkezi Sinema Salo- nu'nda yer alacağıru aktanyor- lar. STÜDYO İMGEA Y L I K M Ü Z İ K D E R G İ S İ LOU REED • JOHN LEE HOOKER • THECURE • ROCK GARAJI BULUTSUZLUK ÖZLEMİ LİVANELİ VE KÖŞE MÜZİSYENLİĞİ GUNS N'ROSES Kadir Çöpdemir - Erdal Göksoy - Burak Eldem Orhan Kahyaoğlu - Gökalp Baykal Barbaros Devecioğlu - Murat Beşer Ceyhun Canbazoğlu - Serdar Ateşer Eyüp S.lblağ - Abdülika - Afşin Akın - Recep Karaş Osman Çakmakçı - Mert Özmen - Murat Ersan Cengiz Alkan - Nezih Onur - Alan Hosman Nuri Kurtcebe - Ogan Güner • Merkez Gazete Bayilerinde • Bazı Plakçılarda • Bazı Kitabevlerinde İSTEME ADRESİ: Zeynep Sultan Cami Sok 21 Alemdar Mah. 34410 Cağaloğlu-lstanbul Tel: 512 16 36-512 36 76 Ünlü keman Stradivarius'un Türkiye maceralan Şeyhülislamfetvasıyla6 telef edileııkeman NİLGÜN TOPTAŞ Donizetti Paşa. Müzikai Hü- mayıın'u geliştirmek için 1840'- larda diğer enstrümanlarla bir- likte keman da getirtmış. Bazılanna göre içlerinde Stra- divarius yokmuş, ancak ünlü ustalara ait çok iyi enstrüman- lar varmış, Baldantoni, Berlan- der, Luppot... Bunlardan bir- kap günümüze ulaşrnış. Bazı- lanna göre ise bu enstrümanlar arasında Stradivarius da varmış ancak bunlann ne ol- duklan bilinmıyor. Bir söylen- tiye göre de, Kanuni devrinde 12 keman getinlmiş, aralannda Stradivarius da varmış, yine söylenüye göre bu kemanlar Şeyhülislam fetvasıyla "telef edilmiş. Türkiye'de Stradivarius'un macerası, son Rus Çan Niko- la'nın kücük kızı "Anastasia"- nın öyküsüne benziyor. 47 yıllık "luthier (fr.-Lütiye-yaylı sazlar yapıması)" Ethem Özen'e yılda yüz kadar keman getiriliyormuş "Stradivarius" mu?diye. Öğreünen Selçuk Yıhnaz ile emekü memur Ercan Merkuş son "Stradivariuszede"lerden. Yılmaz ıle Merkuş, TV'den, "Elınizde anüka olduğunu dü- şündüğünüz şeyler varsa bize başvurun" duyurusuna uyan 7 keman sahibinden ikisi. İstan- bul Televizyonu yapımcılann- dan Sezen Yilmaz ile Tuhfe Te- zel'in, TV'nin yeni yayın dö- nemı için hazırladıklan. "Geç- mişin Aynasından... Anüka" adlı program için yapüklan bu duyuruya Türkiye'nin her yanın- dan "çuvallarla" başvuru ol- muş. Her türlü eşyayı kapsayan başvuru içinde 7 Stradivarius keman da varmış. Programın amaçlanndan biri olan Lavta. yapımalanna ise "luthi- er (lütiye)" denirmiş. İspanya'- dan Fransa'ya gelen lüü'yelerin, keman yapımına geçtikten son- ra da adlan değişmeden sürdü- rülmüş. Şef Lütiye Ethem Özen. her iki kemanı da daha görür görmez anlıyor. Stradi- varius değitler. Özen'e göre her ikisi de Çekoslovak mab fabri- kasyon. Emekli memur Ercan Mer- kuş, kemaru eşinin yaklaşık yir- • Dünyanın en ünlü kemanı Stradivarius'un Türkiye'de ilginç bir serüveni var. Bir söylentiye göre, Kanuni devrinde 12 keman getirtilmiş, aralannda Stradivarius da varmış. Yine söylen- tiye bakılırsa, bu kemanlar Şeyhülislam fet- vasıyla 'telef edilmiş. "halkımızdaki eski ile anti- kanın aynrru konusundaki be- lirsizliği gidermeye yardımcı ol- ma" uyannca konunun uz- manı, istanbul Devlet Opera Orkestrası "şef lütiye"si Ethem Özen ile "konunun ilgilisi", M. S.Ü. Devlet Konservatuvan öğretim görevlisi Reşit Erzin çağnlmışlar. "Luthıer'' kelime- şinin kökü uda dayanıyor. Ispanya'ya Endülüs Emevileri'- nin getirdiği "El Ut"dan "lut"a geçilmiş. Lut, bugünkü adıyla mı yıl önce birçok enstrümanla birlikte aldığını anlaüyor. Etiketini fark etmemiş, Stradi- varius çıkarsa iyi bir fiyata sat- mayı umuyor. İlkokul öğret- meni Selçuk Yılmaz da "Stradi- varius 1721" etıketli kemanı 1976'da. maaşı 1200 lirayken Ankara'dan almış. "Daha ucu- za, 900-1000 liraya kemanlar davardı. Ama ben iyisi olsun dedim. Hani derler ya ucuz etin yahnısı yenmezmiş.." Ucuz etin yahnı- sini yiyemiyor Yıhnaz, pek de ikna olmuşa benzemiyor, eti- ketteki işaretleri ileri sürüyor. Yılmaz pek de ikna olmuşa benzemiyor, etiketteki işaretle- n ileri sürüyor. Ethem Özen buna şu şekilde karşıhk veriyor: "Stradivari'nin kemanlannda bu şekilde etiket olamaz. Usta kendi yapüğı kemanlara adını yazarmış. Zaten sayıh keman yapmış ve bunlann çoğunun adresleri bellidir. Bir kısmı da savaş vb. olaylarda ortadan kaybolmuş. Kemanlan yapıldığından bu yana daima iyi ellerde olmuş, akıbetleri izle- nebilmiştir. Türkiye'de Ayla Erduran'da bir tane olduğu bi- liniyor." Özen'e, bilinen "rivayetleri" de gözönüne alarak, Türkiye'- de Stradivarius olup olmaya- cağını soruyoru: "Olabilir, mil- yonda bir ihtimal de olsa, ama Türkiye'de bir kemana bakıp da "Bu Stradivarius" diyebıle- cek düzeyde biri yok. Ben 'ol- madığını' anlanm." Selçuk Yıhnaz ile Ercan Merkuş bir nebze buruk ke- manlannı kilitlerken, "Geçmi- şin Aynasından... Anüka" programının, Stradivarius'un, "Anastasia"nın öyküsüne. ben- zer öyküsünü ne derece etkile- yeceğini merak ediyoruz. Ayla Erduran'da bir Stradivarius olduğu büiniyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear