25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22NIAYIS1992CUMA •••• CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 OLAYLARIN ARDENDAKI GERCEK • Baştarafi 1. Sayfada leri Başkanlığı'nm Islama, Sünnı mezhebi açısmdan yaklaştığını ileri sürüyorlar. Türkiye laik bir cumhuriyettir ve devlet çeşitlı dinler, mezhepler ve tarikatlara eşit mesafede bulunmahdır, ül- ke yaşamında Süryani, Orto- doks, Katolik, Cregoryan, Mu- sevi yurttaştan yok saymak doğ- ru değildir. hlamın Alevi mez- hebi -ileri sürüldüğüne göre- yir- mi milyon vatandaşın inancmı oluşturuyor. Oysa Diyanet İşlerı yalnız Sünnilere dönük bir ör- güt olarak çalışıyor, vicdan öz- gürtüğü hiçe saytlıyor. Sünnı mezhebinden olanlar, devlet ha- zinesinden yararlanan ayncalıklı yurttaşlar konumuna giriyorlar. AlevUer devletçe dışlanmış olu- yor. Bu durum, çağdaş demok- rasiye ve vicdan özgürlüğüneya- kışır bir iş değildir. Diyanet Işleri Başkanlığı için hazırlanan yeni yasa taslağı, bu ortamda, koalisyon hiikümeti- nin demokratikleşmeprogramı- na ters bir nitelik taşıyor. Demokratikleşme, bütün ya- salarda vurgulanan tutarlı bir hukuk reformuna dönüşmedik- çe eksik kalacaktır. Diyanet tş- leri Başkanlığı yeni yasa tasla- ğının bu bakımdan eleştirilere ve tartışmalara yol açacağını sanı- yoruz. • • • Diyanette • Baştarafi 1. Sayfada - Mushaflann doğru basımı- nı, sesli ve görüntülü yayınlarda doğru okunmasını sağlayıcı tedbirler almak. - Hac ve umre ibadetlerinin dini esaslara uygun olarak ya- pılmasını ve bu konudaki koor- dinasyon ve işbirliğini sağla- mak. - Başkanhk personelinin dini ve mesleki eğiümlerini geliştir- mek üzere hizmet içi eğitim merkezleri açmak, bu merkez- lerin ihtiyaa olan öğrelim ele- manlannı yetiştirmek. - Başkanhk hizmetleri için ge- rekli dığer tesisleri kurmak ve işletmek." Taslakta, Alevilerin istekleri- ne yer verilmemesi dikkat çekti. Diyanet İşleri BaşkanlığYnın Hanefı mezhebinin güdümün- de kaldığını söyleyen Aleviler, kendileri için bir genel müdür- lük ihdas edilmesini istemişler ve başkanhğın merkcz, taşra ve yurtdışı teşkilatında da görev talep etmişlerdi. Aynca, baş- kanlıkta Alevi dedelerin de gö- rev almasını istemişlerdi. Taslakta, Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı'nın en yük- sek karar ve danışma organı olduğu ve 16 kişiden oluşacağı belirtildi. Kurula bağlı olarak sayı belirtilmeden, "yeteri ka- dar" din işleri uzmanı ve uzman yardımasının görevlendirilece- ğinin yer aldığı taslakta, kurul üyelerinin görev sürelerinin 7 yıl olduğu kaydedildi. Taslakta, Din Hizmetleri Ge- nel Müdürlüğü'nün görevleri şöyle yer aldı: "tbadet yerlerini yönetmek, yurtiçinde ve yurtdışındaki va- tandaş ve soydaşlanmuan din hizmetleri ve dini konularda aydınlatılması ile ilgili işleri yü- rütmek, Kuran kurslan ve Di- yanet Kuran eğitim merkezleri açmak, bunlarla Ugili işleri yü- rütmek, din eğitimi, öğretimi ve müfredatı konulannda ilgili ku- rumlarla işbirliği yapmak, Baş- kanlıkça verilecek benzeri gö- revleri yapmak." Taslakta, araştırma, planla- ma ve koordinasyon ve ilgi iş- lem daire başkanlıklan kuruî- ması da öngörüldü. Taslakta Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yurtdışı teşkilatının din hizmet- leri müşavirlik ve ataşeliklerin- den oluşacağı, müşavirlik ve ataşeliklerin bakanlığı temsil edecekleri de belirtildi. Yeni yasa taslağında başkan ile başkan yardımalannın, Din İşleri Yüksek Kurulu başkan ve üyelerinin, genel müdürlerin, 4 yıllık dini yüksek öğretimi bitir- miş ve alanlannda hizmetleri ile tanınmış olmalan ve başkanhk teşkilatında vaizlik veya daha üst görevlerde veya din öğreti- mi yapan fakülte veya yükseko- kullann İslami bilimleri okutan bölümlerinde öğretim üyesi olarak toplam 10 yıl görev yap- mış olmalan gerektiği de kay- dedildi. Diyanet İşleri Başkanlığı'nda sözleşmeli personel istihdamını da öngören yeni yasa taslağın- da mühürsüz ve onaysız Ku- ran-ı Kerim yasağı getirildi. Bu yasağa uymayanlar, 6 aydan 2 yıla kadar hapis ve 10 milyon li- radan 50 milyon liraya kadar ağır para cezasına çarpünla- caklar. Taslakta, ibadet yerlerinin aydınlatma giderlerinin TEK, su giderinin ise belediyeler tara- fından karşılanması öngörül- dü. Aynca, ibadethanelere yüz metre mesafe içinde kumarha- ne, meyhane, içkili lokanta ve benzeri yerler ile ibadetin huzu- runu ihlal edecek yerlerin açıla- mayacak ve alkollü içkilerin satümasına da izin verilmeye- cek. GUNCEL • Baştarafi 1. Sayfada Dün sabah hükümet, Mareşal Şapoşnikov'a yanıt ver- meyeceğini söylemedi, ama yanıt vermemeyi de yeğler bir davranış sergiledi. Belki de Demirerin Moskova gezi- sine kadar duygu ve görüşlerini hapsetmeyi uygun görü- yor. Başbakanın yüzünden anlam çıkarmaya çalışanlar, hü- kümetin surat astığını söylüyorlardı. Başbakanın dün sa- bah verdiği izlenim son gelişmelere iyimser gözle bakma- dığını gösteriyordu. Ermeni saldırılarını silahla engelleme isteklerine karşı Rusya'dan gelen ters ve sert rüzgârlara, ABD ya da Avru- pa ülkeleri henüz katılmamıştı. Ne var ki Kars anlaşmaları- na göre Türkiye'nin garantör devlet olup olmadığı ya da askeri müdahale hakkının varlığı içeride olduğu kadar ar- tık dışarıda da tartışmaya açılmıştı. Nahcıvan'dan gelen çelişkili haberler değerlendirme ya da yorumları etkiliyor. Orneğin, BDT Savunma Bakanlığı'- na göre Ermeni birlikleri saldırmamış, Nahcıvan-Ermeni sınırını "bir kişi" geçmemişti. Oysa, Nahcıvan'dan Ankara'ya sürekli kırmızı alarm sesleri ulaşıyor, Ermeni topçularının marifetleri anlatılı- yor. Dışişleri'ndeki bilgiye göre Rus askerleri kargaşayı ya- tıştıracak yerde silah ve malzemeyle Ermeni "milisleri" besliyorlar. Askeri müdahale olanağı dışımızdaki dünyada değişik, ama olumsuz yargılarla tartışılırken içimizde sanki fikir beraberliği mi gözleniyor? Tersine davranışlar sergileni- yor. Üstelik kara mizaha malzeme olacak görüşler Meclis kürsüsünden duyuluyor. örneğin, muhalefet partileri "Müdahale hakkımız varsın olmasın, ama biz gerçeği söyleyip Ermenileri daha fazla heveslendirmeyelim" içerikte garipsenecek önerilerde bulunuyorlar. Prof. Mümtaz Soysal'ın tanımlamasıyla "Küçük Enver paşalardan" Ecevit, yanına radikal RP'yi de katmış, ön- de yeşil bayrak, yanındaTürk bayrağı, tezelden Kafkasla- ra yürümemizde direniyor. Çatışmayan göriişkr Bir anlaşma metni var ortada. Hikmet Çetin'in söytediği gibi "dikkatle okuyup, doğru sonuç çıkarmaya çabalayan yok". Rus mareşalıyla Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Çernişev'in müdahale hakkımız olmadığını vurgulayan açıklamalarıyla Türk hükümetinin görüşleri birbiriyle çatışmıyor. Hikmet Çetin, Dışişlerd3akanı. elbette uzmanlarıyla görüş- tükten sonra mevcut anlaşmalara göre "Türkiye'nin 'garan- tör devlet' olmadığını" kesin dille söylüyor. Rusya ile Türkiye arasındaki siyasal köprüleri hasara uğra- tacağından kaygılanılan Moskova kaynaklı son çıkışların, "müdahale konusunda aynı görüşlerin paylaşılmasıyla" bir yerde önleneceğini öne sürenlere rastlanıyor. Beri yandan bugün ufak görünen, ama zamanı geldiğinde büyüyecek haberlere göre Türkiye, Azerbaycan'a, tabii Nah- cıvan'a askeri malzeme gönderiyor. "Ulusal orduların kurul- masına yardımcı olmaya" hazırlanıyor. Mareşal Şapoşnikov'la ilgili yorum yapmak istemeyen Milli Savunma Bakanı Ayaz, dün sabah, bu haberleri hayretle, bir noktadan sonra gülerek dinliyordu. Bakan, "Sovyetler'in da- ğılmasıyla doğan yeni bağımsız devletlerden birinin isteği üzerine ordu kurmak dahil her türden yardım yapılabilir"d\- yor. Yapılmasızorunluydu;çünkü "yardım"birNATOkararıydı. Bakanlar Kumlu'nun dünkü, MGK'nın bugün yapacağı top- lantılarda, Azerbaycan sorunu Mareşal Şapoşnikov'uyla, ABD'sı, Fransa'sı, belki de ingiltere'siyle gündeme geldi, ge- liyor. Bir görüşe ınanılırsa gelecek pazartesi-salı dananın kuyru- ğu Demirel'in Moskova gezisinde ya kopacak ya da... Almanya: PKK haraç topluyor • Baştarafi 1. Sayfada Berlin'den Dilek Zaptçıoğlu 1 nun haberine göre, Almanya'da aşırı uçlann faaliyetlerini izle- mekle görevli Anayasayı Koru- ma Teşkilatı Başkanı Eckard VVerthebach önceki gün Frank- furter Allgemeine gazetesine verdiği demeçte, "Kürt Işçi Par- tisi PKK, şiddete dayalı eylem- leriyle Almanya'nın iç güvenli- ğini giderek daha fazla tehdit etmektedir" dedi. VVerthebach, Almanya'daki 1.7 milyon Türk vatandaşından 300 bininin Kürt olduğunu, bunların yaklaşık 3500'ünün aşın uçlara dahil ol- duğunu bildirdi. Teşkilat Başkanı VVerthe- bach'ın Türkiye'ye silah ambar- gosuyla PKK terörü arasında ilişki kurması ilgi çekti. "PKK, Almanya'yı Türki- ye*den sonra ikinci düşman ilan etmiştir" diyen Anayasayı Koru- ma Teşkilatı Başkanı, "Türkiye 1 ye silah sevkıyatını durdurma- mız sadece geçici olarak PKK'yla aramızda barış sağlamıştır" şeklinde konuştu. VVerthebach, Almanya'da son haftalarda Türklerin Ankara yanlısı gösterilerine de değine- rek, "Buradaki Türkler arasın- da gerek PKK'ya, gerekse Dev- Sol'a karşı protestolar artıyor" dedi ve belli bir rahatsızlığı dile getirdi. Dev-Sol örgütünün 1983'ten beri yasaklandığına dikkat çe- ken VVerthebach, "PKK'yla Dev-Sol arasında son zamanlar- da dayanışma artıyor" dedi ve bunun kendini ortak eylemlerle gösterebileceğini söyledi. PKK'nın Almanyattaki Türk- leri ve Kürtleri haraca kestiği de ilk kez resmi ağızdan doğrulan- dı. Alman makamlarının tespi- tine göre PKK son altı ayda Al- manya'da 4.3 milyon mark "ba- gış" toplamış bulunuyor (yakla- şık 15 milyar 50 milyon TL). Anayasayı Koruma Teşkilatı, bu "bağış"ların ashnda az çok zor- la alınmış haraçlardan oluştuğu- nu bildirdi. Buna göre PKK'nın yöresel teşkilatlarına o bölgede ne kadar haraç toplanacağı ön- ceden emirle bildiriliyor. VVerthebach, "PKK'nın uyuş- turucu ticaretine bulaştığı yo- lunda kesin kanıt bulunmadığı- nı; ama politik eylemlerle adi suçlar arasında paralellik göz- lendiğini" söyledi. Buna göre Sovyetler Birliği'nden mali des- teğin çekilmesi, Avrupalı ve Or- tadoğulu teröristleri uyuşturucu tüccarlarıyla işbirliğine itiyor. 'Apo dönecek' PKK'nın askeri kolu olarak bilinen Kürdistan Ulusal Kurtu- luş Cephesi ERNK'nın sözcüsü Akif Hasan, PKK lideri Abdul- lah öcalan'ın Güney Kıbrıs'ta olmadığını belirterek, "Tahmin ediyorum ki, Apo yakında Tür- kiye'ye dönecek" dedi. Brüksel'de dün düzenlenen basın toplantısından sonra AA 1 nın sorulannı yanıtlayan Hasan, PKK'nın Bekaa Vadisi'ndeN Su- riye'nin baskısı ile atıldıktan sonra zor durumda olduğu yo- lundaki haberlerle ilgili olarak "Zor durumda değiliz, çünkü bizim Türk Kürdistamnda da pek çok kampımız var" dedi. Bekaa Vadisi'ni boşaltmaları için Suriye'nin kendilerine her- hangi bir baskıda bulunmadığı- nı ileri süren Hasan, "Bu kamp- ları biz kendi isteğimizle boşalt- tık, çünkü 'dışardan gelip saldırıyorlar' diye hep suçlanıyorduk" şeklinde konuş- tu. Güney Kıbrıs'ta kamp kur- malarının mümkün olmadığını belirten Hasan, "Ne Kıbrıs'tan, ne de Yunanistan'dan böyle bir talep geldi. Zaten bizi isteseler de gitmeyiz. Güney Kıbrıs'tan Botan'a nasıl geçeceğiz? Aynca böyle küçük devletlerle bu tip ilişkiler kurmak da ilkelerimize aykırı" dedi. Terör örgütü PKK'nın kurtu- luş cephesi ERNK tarafından dün Brüksel'de bir gösteri yürü- yüşü düzenlendi. Yürüyüşe, Av- rupa'nın çeşitli kentlerinden ge- len beş bin civannda Kürt katıl- dı. Ellerinde PKK bayrakları ve örgutün lideri Abdullah öca- lan'ın resimleri ile yürüyen, ara- larında pek çok kadın ve küçük çocuğun da bulunduğu kalaba- lık, Türkiye aleyhinde ve "ba- ğımsız Kürt devleti" isteyen slo- ganlar kullandı. AA'nın haberine göre mitin- ge katılanlar, Avrupa TorJluluğu Bakanlar Konseyi binasının önünden geçerken binanın pen- cerelerinden birinden Yunan bayrağı sallandı. Yunanlı komü- nist milletvekili Alexandros Ala- vanos da mitingde Yuna'n par- lamentosu adına yaptığını be- lirttiği konuşmasında, "Savaşı- nıza devam edin, sizi destekliyo- ruz. Bağımsız ve özgür bir Kürt devleti için sizi destekliyoruz. Sonuna kadar direnin. Kalbüniz ve halkımız sizin mücadeleniz- le beraber" ifadelerini kullandı. PKK'nın girişimleri AA'nın haberine göre Parla- mento Dış İlişkiler Komitesi'nde bu hafta başında kabul edilen "Dury ve Gawronski" raporla- nnda PKK'nın terörist bir örgüt olduğu kabul edilmesine rağ- men, Avrupa Parlamentosu Başkan Yardımcısı Cravinho Rappelle, dün içlerinde PKK'nın askeri kanadı olan ERNK'nın da bir temsilcisinin bulunduğu heyet ile görüştü. Öte yandan, içlerinde ERNK temsilcilerinin bulunduğu bir başka heyet de Avrupa Siyasi İş- birliği Başkanı Pierre Etien Champanion tarafından kabul edildi. Heyette bulunan Belçikalı Sosyalist Milletvekili Jeff Sle- eck, AA'ya, Türkiye'ye silah am- bargosu uygulanması konusu ve Kürt sorununun AT Bakanlar Konseyi'ne getirilmesini talep et- tiklerini söyledi. Sleeck, millet- vekili Champanion'un istekleri- ni Bakanlar Konseyi'ne sunaca- ğına söz verdiğini ve bunun biz- zat Belçika Dışişleri Bakanı ta- rafından sunulması için çalışa- cağını söylediğini savundu. Champanion ve yardımcılarına ulaşılamadığı için, Sleeck'in bu iddiasını, teyit etmek mümkün olmadı. ONLARI UNUTMAYACAGIZ... Onderdiler, tertemiz yaşamlarıyla örnektiler, yeni insandılar. Sabahat KARATAŞ Sinan KUKUL A.Fazıl Ercüment ÖZDEMİR Eda YÜKSEL Taşkın USTA Satı TAŞ Hüseyin KILIÇ Arif ONGEL Şadan ÖNGEL Ayşe NU ERGEN Ayşe UZUNHASANOĞLU 16-17 Nisan'da karanfiller açtı Çiftehavuzlar'da, Üstbostancı, Erenköy ve Sahra-i Cedit Halk Sokak'ta... Avrupa'dan ve Türkiye'den Arkadaşları adına Ahmet Aydın Nahcıvan'a ilkyardım ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Bakanlar Kurulu. Erme- ni saldınlannda yaralanan Nahcıvanlılann Erzurum'da ledavi edilmelerini kararlaştır- dı. Bakanlar Kurulu, Nahcı- van'a insani yardım amacıyla bir sağlık ekibinin de gönderil- mesine karar verdi. Bakanlar Kurulu. Başbakan Süleyman Demirel ve Başbakan Yardım- cısı Erdal İnönü'nün TMMOB'un 32. Genel Ku- rulu'na katılmalan nedeniyle dün saat 10.00 yerine 11.00'de toplandı. Başbakan Demirel'in başkanlığında yaklaşık 3 saat süren Bakanlar Kurulu'nda ilk olarak Türkiye'nin güvenlik so- rununun ele alındığı bildirildi. Bakanlar Kurulu'na ilişkin gazetecilere bilgi veren Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Akın Gönen. Karabağ, Nahcı- van ve Bosna-Hersek'teki olay- lann irdelendiğini, bu konuda yapılan çalışmalann gözden ge- çirildiğini belirtti. Gönen, Ba- kanlar Kurulu"nda, bu konuda Türkiye'nin savaş hali dışında diplomatik alanda yapılabile- cek tüm ciddi girişimlerde bu- lunduğunun saptandığını söy- ledi. Gönen, Bakanlar Kumlu'nun Nahcı- van'a Sağlık Bakanlığı ve Kızı- lay personelinden oluşturula- cak bir sağlık ekibini de gönder- meyi kararlaştırdığını açıkladı. Bu ekibin tümüyle insani yar- dım amacıyla bu ülkede bulu- nacağını belirten Gönen, Ba- kanlar Kurulu'nun aynca, Nahcıvan'daki yaralılann Er- zurum'daki hastanelerde tedavi edilmelerine de karar verdiğini bildirdi 'Müdahale • Baştarafi 1. Sayfada rüşmelere bağlıyorum" karşıü- ğını verdi. Aliyev bu arada, Cumhur- başkanı Özal'ın Houston'da hastanede bir açıklama yapa- rak 'Türkiye'nin Nahcıvan'- daki Ermeni saldınlanna seyir- ci kalamayacağınr söylemesin- den büyük memnunluk duyduğunu da bildirdi. Rusya Devlet Başkanı Sekre- teri Gennadi Burbulis ile Savun- ma Bakanı Andrey Graçov'un Erivan'a giderek dün Ermenis- tan Devlet Başkanı Levon Ter Petrosyan ile görüştüklerini öğ- rendiklerini belirten Aliyev, "Bu görüşmeyi endişe ile karşı- lıyoruz. Görüşme basına kapalı olarak yapılmıştır. Burada Nahcıvan ve Türkiye meselesi ele aiınarak birtakım planlar, oyunlar düzenleniyor şüphesini taşıyorum" diye konuştu. Türk hükümet yetkilileri ile daha önçe yaptığı telefon gö- rüşmelerinde, yaralılann teda- visi için doktor'istediğini kay- deden Aliyev, 6 doktor taşıyan bir helikopterin Türkiye'den Nahcıvan'a geleceğini söyledi. Haydar Aliyev, durumu ağır olan 10 Azeri milisin bu heli- kopterle Erzurum'a götürüle- rek tedavi altın ahnacağını bil- dirdi. Bir gazeteci Aliyev'e, Nahcı- van-Türkiye sınınnda yapımı tamamlanan "Hasret Köp- rüsü"nün ne zaman açılacağını sordu. Aliyev bu soruyu, "Köprünün açılış tarihini Sayın Demirel belirlesin. Onun belir- lediği tarihte açılış için ben ha- zır olurum. Ama 28 mayıs, Azerbaycan'm milli bayramı- dır. Bu tarihe denk gelirse daha iyi olur" şeklinde cevapladı. AGİK Karabağ Konferansı tehlikede ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Avrupa Güvenlik ve İşbir- liği Konferansı çerçevesinde haziranda yapılması öngörülen AGİK Karabağ Konferansı Şuşa ve Laçin'in düşmesinden sonra tehlikeye girdi. Azerbay- can, Minsk'te yapılacak konfe- ransın toplanmasından önce '"durum saptanması" talebinde bulundu. Konferans başkanı olarak seçilmiş olan İtalyan Mario Raffaelli, haziranın ikinci yan- sında yapılması öngörülen AGİK Karabağ Konferansf- nın kesin tarihi ve diğer aynntı- lan konusunda 18 mayısta bir açıklama yapılacağmı bildir- mişti. Dışişleri Bakanlığı Sözcü Vekili Ferhat Ataman. haftalık basın toplantısında yaptığı açıklamada. konferansın yapıl- masmda "bazı güçlüklerin" or- taya çıktığmı doğrulayarak, önceden 23 haziranda yapılma- sı beklenen konferansın tarihi- nin kesinleşmediğini söyledi. Bu arada Helsinki'de dün ya- pılan AGİK Kıdemli Memur- lar Komitesi (KMK) toplantı- sında Azerbaycan'm toprak bütünlüğünün teyit edildiği ABD tarafından verilen bir ka- rar tasansı, Ermenistan dışın- daki 51 ülke tarafından destek- lenerek toplantı tutanağında yayımlandı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ataman, "Ermcnis- tan"ın\etosu, içine düştüğü yal- nızlığı sergilemiştir" dedi. GOZLEM UĞUR MUMCU • Baştarafi 1. Sayfada cek "ambargo" kararı alabilir. ABD, Güvenlik Konseyi'nin beş sürekli üyesinden biri- sidir. Güvenlik Konseyi'nin harekete geçip caydırıcı ön- lem ya da askeri müdahale kararı almasını sağlayacak olan devletlerin başında da bu etkin ve ayncalıklı konu- mu nedeniyle Amerika gelmektedir. Ancak Amerika, öteden beri Ermenilere destek olan bir devlettir. Bu destek, yakın tarihimizin acı olaylarına kadar uzanmaktadır.. Sevr Anlaşması ile Doğu illerimiz Ermenilere bırakıl- mış; ABD Başkanı VVilson, bununla da yetinmemiş, Trab- zon'un batısının bile Ermenilere verilmesini önermişti! ABD, Ermeni yanlısı bu tutumunu Lozan Anlaşması'- nda da sürdürmüş; konferansa katılan ABD delegasyo- nu, 30 Aralık 1922 günü "Azınlık AltKomisyonu" başkan- lığına sunduğu bir bildiri ile "Ermeniler için bir ulusal yurt" kurulmasını önermiş; bu konuda etkin çalışmalar yapmıştı. Şimdi diyeceksiniz ki: - Bugün aynı koşullar yok. Dünya değişti! Evet; dünya değişti, bu yüzden siyasal gelişmeleri, bu gelişmelerin doğup geliştikleri özgün koşullar içinde ele almak gerekir. Bu, doğru ve sağlıklı bir düşünce yöntemi- dir. Bugün hem dünya hem Türkiye, 1920'lerin ortamını ya- şamıyor. Dış siyaset de devletterin karşılıklı çıkarları da dengeler de değişmiştir. Böyle bir dünyada, değişen koşullara ve dengelere bakmak gerekir. Ermenilerin, Amerikan siyasetinde bugün oldukça önemli bir ağırlık taşıdıkları biliniyor. Aynı siyasal etkin- lik, Fransa için de söz konusudur. Ermeni soykırımı anıtlarının, bu iki ülkede dikilmeleri de bu yüzden hiç şaşırtıcı değildir. Başkanhk seçimi öncesinde Amerika, Ermeni saldırı- ları konusunda ancak kınayıcı demeçler verir, bundan ötesini yapmaz; yapamaz. Ermeni saldınlanna müdahale olasılığını, "Üçüncü dünya savaşı başlar" biçiminde değerlendiren Rusya da 1920lerde Ermenistan yanlısı bir siyaset izlemiş; bu si- yaset, Mustafa Kemal'in dirençli, inançlı ve hünerli dış siyaseti ile geriletiimişti. O günlerin belgelerini inceleyenler, Sovyet Dışişleri Komiseri Çiçerin'in Ankara Hükümeti Dışişleri Bakanı Bekir Sami Bey'den Van ve Bitlis illerininin Ermenilere verilmesini istediğini, Anadolu hükümetine sağlanacak para ve silah yardımının bu koşula bağlandığını, Mustafa Kemal'in Bekir Sami Bey'eyolladığı, "26Ekim 1920 gün ve 595 şitre ve 273 sayılı" yönergede, Sovyetler'in bu tu- tumunu, "Emperyalist bir fikri mahsul ile hareket etmek" diye tanımladığını özgün belgelerinden görmüşlerdir. Sevr Anlaşması, Türkiye toprakları üzerinde Ermeni ve Kürt devletleri kurmayı amaçlıyordu. Bugün döne do- laşa aynı noktalara -Lozan'dan Sevr'e doğru- geliniyor. Batının dün olduğu gibi bugün de istediği güçlü bir Er- menistan'dır. Ermenistan, ABD'nin Asya cumhuriyerJeri- ne karşı kullanacağı yeni bir Israil'dir! Ermeni ve Kürt siyaseti, 1920lerden bu yana pek de- ğişmiyor. Bu iki siyaset, Batı için artıkgelenekselleşmiş- tir. Bu koşullarda Türkiye, Nahcıvan'a askeri müdahalede bgjunsa bütün dünya, Türkiye yi karşısına alacaktır. Yal- nızca karşısına almayacak, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi aracılığı ile Türkiye'yi durdurmak, gerekirse ce- zalandırmak isteyecektir. Nahcıvan'da kan dökülüyor. Nahcıvan'da Ermeniler kan döküyör. Başta Amerika ve Rusya olmak üzere bütün dünya, bu saldırıları utanç verici kayıtsızlıkla izliyor. Şapoşnikov'a sert tepki ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Bağımsız Devletler Top- luluğu (BDT) Silahh Kuv\etler Komulanı Mareşal Yevgeni Şapoşnikov"un, "Türkiye mü- dahale ederse 3. dünya savaşı çıkar" şeklindeki sözleri An- kara'nın sert tepkisine yol açtı. Genelkurmay Başkanı Orgene- ral Doğan Güreş, Şapoşni- ko\ u. " Olaylar eski Sovyetle- rin içinde oluyor. Onu evvelâ halletsinler. 3. cihan harbi filan diyeceğine. onu yapsın" şeklin- de yanıtladı. Orgeneral Güreş, Türk Silahh Kuvvetleri'nin (TSK) "siyasi otoritenin vere- ceği her türlü göreve her an ha- zır" olduğunu da bildirdi. Baş- bakan Süleyman Demirel. "Dünya öyle bir hale geldi ki. herkes aklına geleni söylüyor" di\e yorum yapmak istemedi. Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü . Şapoşnikov'un sözleri- nin Türkiye'ye yönelik olmadı- ğını savunarak, "O da çatışma- lar dursun diyor" şeklinde konuştu. Resmi bir ziyaret için Mısır'- da bulunan Genelkurmay Baş- kanı Orgeneral Doğan Güreş dün Ankara'ya döndü. Örgeneral Güreş, bir basın mensubunun BDT Silahh Kuv- vetler Komulanı Mareşal Şa- poşnikov'un, Azeri-Ermeni çatışmasına üçüncü bir ülkenin kanşması durumunda " 3. dün- ya savaşınnveşiğine gelineceği" şeklindeki sözlerini anımsatma- sı üzerine şöyle konuştu: " İyi söylememiş, uygun de- ğil. Evvela AGİK'e hepimiz imza attık, Paris Şartı'na. Bir- leşmiş Milletler'in yasası var. Zorla başka ülkenin, devletin topraklan ele geçirilemez, öldü- rülemez. O da eski Sovyetler'in içinde oluyor işte. Onu evvela halletsinler. 3. cihan harbi filan diyeceğine onu yapsın." Orgeneral Güreş, bir gazete- cinin "Nahcıvan'da tugay da varmış" şeklindeki sözleri üze- rine ise, " Orada da var, öbür tarafta da var. İyi söylememiş," diye konuştu. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Güreş, " TSK'nın bölgede aldığı önlem- lerin arttınhp arttınlmadığına" ilişkin sorusuna ise, " Lüzum yok. TSK siyasi otoritenin ve- receği hür türlü göreve her an hazırdır. Lüzum yok başka şe- ye" yanıtını verdi. K.ı-jb.ık.uı Süle\man Demi- rel. Şapo'jnıkov'un. "Nahcı- \an"a üçüncü bir ülkenin mü- dahalcsi dün>a sa\aşının eşiği- nc getirir" şeklindeki sözlerini değerlendirirken, "Herkes ko- nuşuyor dünyada. İster beğen ister beğenme. konuşuyorlar. Dünya öyle bir hale geldi ki, herkes aklına geleni söylüyor. Yorum yapmak istemiyorum" dedi. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Erdal tnöoû de Ma- reşal Şapoşnikov'un sözlerinin Türkiye'ye yönelik olmadığını savunarak, "Bize yönelik oldu- ğu nereden belli? Biz diyoruz ki, orada Rus tugayı var. Orada kanşıklıklar var, neden müda- hale etmiyor? O da diyor ki, 'Biz gerekirse müdahale ederiz. Buradaki çatışmalar devam et- mesin'. Dolayısıyla ben onun söylediğini aynı doğrultuda gö- rüyorum. Yani, o da çatışmalar dursun diyor" diye konuştu. İnönü, Mareşal Şapoşni- kov'un sözlerinin Türkıye'ye yönelik bir gözdağı niteliği taşı- yıp taşımadığı sorusuna da, "Hayır, hayır. Bize gözdağı fa- lan değil. Çatışmalan yapanlar bu işi bıraksınlar anlamında. Çünkü orada Rus tugayı var zaten" yanıtını verdi. inönü, Türkiye'de BDTnin soruna Ermenilerin yanında taraf ol- duğu yönünde bir izlenim oldu- ğunun anımsatılması üzerine de, "Hayır, söylediği şey çatış- malann durması" dedi. Dışişleri Bakanlığı Sözcü Ve- kili Ferhat Ataman, haftalık basın toplantısında, Şapoşni- kov'un açıklamasına yanıt ola- rak, BDT Silahh Kuvvetler Başkomutanının "soğuk sa- vaş" dönemini çağnştıran be- yanatının Türk kamuoyunu "hayrete düşürmüş" olduğunu belirtti. Ataman. şöyle konuştu: "Kişisel bir değerlendirmeyi yansıttığını düşündüğümüz bu beyan üzerinde aynca bir yo- rum yapmaya gerek görmüyo- ruz. Âncak bölgemizde cereyan eden vahim olaylar karşısmda tüm uluslann, sorumluluklan- na uygun olarak hareket etme- lerinin ve kuvvet kullanımı ve oldu biıtilere göz yummamala- nnın gerekli olduğu görüşümü- zü bir kez daha vurgulamak isteriz." Dışişleri Sözcü Vekili Ferhat Ataman, Balkanlar ve Kafkas Ülkeleri ile İlişkiler Genel Mü- dürü Büyükelçi Ömer Ersun başkanlığında üç kişilik bir he- yetin, Nahcıvan'a dün vardık- İannı açıkladı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear