25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 13 MAYIS1992 ÇARŞAMBA 16 ûffiTROPOL ATtLLA DORSAY Atilla Dorsay Cannes Film Festivali'ni izlediğinden bu haftaki yazısını yayımlayamıyoruz. özür dileriz. İletişimde yeııiufuklar TV SERVtSl-Netaş'ın 25. yıl olacağı, ulaşım araçlannda in- kuüamalan çerçevesinde dü- sanlann ses ve görüntülü sis- temler ile birbirleriyle görüşebi- leceği, ticaretin küresel boyut zenlenen "tletişim Zirvesi" dün başladı. Konuşmacılar, gelece- ğin bilgi toplumunun ne şekilde kazanırken stokiann sıfır düze- yine ineceğini öne sürüldü. Sağ- ğ g p oluşacağını anlattılar. Sheraton Oteli'nde başlayan zirvenin ilk panelinde "iletişim- de yeni ufuklar" tartışıldı. Pa- neli yöneten İLAD Başkanı Halûk Şahin açış konuşmasın- da, yazı ile matbâanın keşfedil- mesi arasında 180 kuşağın geç- tiğini, çağımızda ise bir kuşağın hayatında 180 yeni gelişme ile karşılaşıldığını vurguladı. Ne- taş Genel Müdür Yardıması Suat Baysan, 2012 yıhnda bizle- ri bki y ğ ğ hk alanındaki ilerlerneninse 'uykuda sağlık kontrolü' yapı- labilecek düzeyde olacağı vur- gulandı. Yüksek tleü'şim Konseyi üyesi Bülent Gönç ilginç bir yaklaşımda bulunarak "Eğer Boeing 747 tipi uçağa bilgisayar lekjıolojisi tûm gelişmesi ile uy- gulansaydı yanm saatte dünya turu gerçekleşirdi" dedi. Zirveye bugün de "kitle ileti- ki b l " kri neler bek*liyor sorusunu gün- şimi-Türkiye bağlanüsı" konu- deme getirdi. Üretimde robot lanm içeren konuşmalar ile teknolojinin hayaümıza hâkim devam edilecek. Nahcıvan'da hasar büyük UBaftarafil. Sayfada) arasında Sederek belediye binası ile votka ve şarap fabrikalan, içki depolan bulunuyor. Çaüşmalar şimdilik kesildi ama, savaş şimdi Nahcıvan ve Ermenistan arasında ekonomik boyutta de- vam ediyor. Nahcıvan, Ermeni salduılan sonrasında Azerbaycan'dan gelip Nahavan üzerinden Er- menistan'a giden petrol boru hatünı kesti. Ermenistan da buna karşılık Nahavan'ın di- ğer bağımsız devletlerle bağ- lanüsını sağlayan karayollan- nı kapattı. Nahcıvan'dan Bakü'ye yapılan uçak seferleri ise Ermenilerin iki Nahavan uçağına ateş açmalan üzerine dört gûndür yapılamıyor. Bu nedenle, Azerbaycan'da ya- kınlan hakkında kaygı duyan birçok Azeri Türkü ve Nahcı- varilılar uçak seferlerinın baş- laması için bekliyor. Şu anda Nahavan'ın dışanya bağlan- üsını Türkiye ve İran oluştu- ruyor. • Ancak Aras nehri ûzerinde yapımı hızla sürdürülen 'H«s- ret Köprüsü'nün inşaatı nede- niyle Türkiye Nahavan'a ge- çişleri ayın 20'sine kadar kapattı. Aralık Kaymakamı Hasan İpek, bu kapatmanın Errneni saldınlanyla hiçbir il- gisi bulunmadığını, köprû in- şaatını sürdüren müteahhitlik şirketinin isteği üzerine geçiş- lerin kapatıldığını söyledi. Sınırdan ancak bakanhktan ve valilikten izin alan veya izni olan kamu görevlileri geçebili- yor. Sınır araç trafığine de tamamen kapalı. Nahçıvanlılar Iran'a da gü- vensizlik besliyorlar. İran'da Azerbaycan'ın Ermenilerle ateşkes anlaşması yapıhrken Ermenilerin Şuşa'ya saldır- dıklanna dikkat çeken Nahçı- vanlılar "onlar da biri uyırtu- yortar mı" diye soruyorlar. Bir Nahçıvanb gümrük me- muru, ardından şunlan söylü- yor: "Ben birkaç kez İran'a da- vetü olarak gjttim. Beni gezdi- ren rehber, Tahran'da büyük bir cami gösterdi. Caminin karşısında da bir restoran var- dL Eskkfen ezan okunduğunda restoran da dolu olurmuş, cami de. Ama şimdi ikisi de boş olu- yor. Hafızdan rehber oİmaz. Din dindir,rehberiikbaşka." Aralık'ta yaşayan Azeri Türkleri de Şuşa'da ve Kara- bağ'daki olaylan merakla izli- yorlar. özel antenlerini Bakü'- ye çeviren Aralık'taki Azeri Türkler, Şuşa'daki çarpışma- lan Azerbaycan televizyonun- dan izliyorlar. Haberleri bir- likte izlediğimiz Zeki Tanyeli adlı Azeri Türkü Azerilerin si- lah ve teçhizat açısından tüm olanaksızhklara karşın Erme- ni milisleriyle savaşuklanna dikkat cekiyor. Tanyeli, Nah- avan olaylanyla ilgili olarak da Sovyet yönetiminin Nahçı- vanlılan yıllardır tembelliğe ıtüğını savunuyor. Çünkü, Nahcıvan'da birkaç kumaş ile bir iki içki fabrikası kurulmuş. Yeterli Uretim olmamasına karşın Sovyet devleti Nahcıvanlılan doyur- muş. Çoğunluk, sabah-akşam içki içip oturuyor. Ellerinde ne tank var, ne uçak. Bu ne- denle Nahavanlılar olası bir Ermeni saldınsına karşı Tür- kiye'nin ya da başka btr ülke- nin yardımına muhtaç du- rumda. Ancak buna karşın Nahçı- vanlılar "ipin ucunu hâlâ gev- şek tutuyorlar". Nahcvan, özel silahlı birlik- lerini iki yıl önce bağımsızbğı- nı ilan etmesinden sonra oluş- turmaya çalışmış. Ancak bunda da pek başanlı olama- mış. örneğin, Sederek ve Se- rür'e başlayan Ermeni saldın- lan üzerine halkm çoğunluğu çareyi iç kesimlere kaçmakta bulmuş. Saldınlar şimdilik kesilince de geri dönmüş. Yeni bir saldı- n dunımunda halkın yapaca- ğı yeni evlerini terk etmek olacak gibi. 60 YIL ÖNCE CumhuriYet Mühimbirnutuk 13 MAYIS 1932 M. Brüning, Reichstag'da haricî siyasete ait irat etmiş olduğu bir nutukta tahdidi teslihat konferansının bazı neticeler elde eüniş olduğunu ve Almanya'nın tahdidi teslihat hakkındaki noktai nazanmn diğer memleketler tarafından gitgjde daha iyi bir surette anlaşılmakta bulunduğunu söylemiştir. M. Brüning bundan sonra demiştirki: "- Maatteessüf, bazı memleketler heyeti mürahhasalan bu telâkkiye iştirak etmemektedirler, zira tahdidi tesbhat, tamirat vecihan buhranı birbirine sıkı bir surette bağbdır. Ve Cenevre'de sarfedilecek faaliyetler ve yapılacak işler, daha uzun müddet cihanın mukadderaüna istikamet verecektir." Tamirat mes'elesi hakkında M. Brüning, Alman telkinaunın her tarafta ve hatta alacakb memleketlerde de ileri gitmiş olduğunu ve oralarda efkâri umumiyenin siyasi borçlann ilgasi . hususunun dünyanın tahlisi hususunun baş şarü olduğunu anlamış bulunduğunu söylemiştir. Her iki krepin en canjı Ve cazip renkieri vardi/, Boyalan sabittir, aiç bir ve T.C. MARMARA ÜNÎVERStrESİ YABANa DtLLER EĞİTİM ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGLXAÎV1A MERKEZİ İNGİLİZCE VE ALMANCA DİL KURSLARI Merkezimiz bünyesınde yaz dönerru hafla ıçi sabah 8.30-13.30 ve akşam 18.30-20.30 saatleri olmak üzere İNGİLİZCE ve ALMANCA başlangıç, orta ve ileri seviyelerde iki ayn kurs programı düzenlenecekür. Yoğun sabah kurslan 29 Haziran - 30 Temmuz ile 3 Ağustos - 3 Eylül 1992 tanhlen arasında 12-18 yaş grubu ve yeüşkinler ıçın günde S saat haftada 5 gûn olmak üzere lasarlanmıştır. Her bir devre 120 ders saaü olup 2 devreden oluşacaktır. Bu programdaki devreler birbirinden bağımsız olup ayn ayn veya her iki devreye de katıbnabilinir. Akşam kursu ise cuma hariç 4 iş gûnû. günde 2 saat olarak 6 Temmuz - 25 Ağustos 1992 tarihleri arasında sadece yetişkinlere yönelik 60 saatlik bir program olarak düzenlenecektir. En son müracaat tarihi yoğun program binnci kurs için 22.6.1992, ikinci kurs için 30.7.1992. akşam programı için 2.7.1992'dir. MÜRACAAT: Marmara Üniversitesi Göztepe Kampusu 81040 Ziverbey / Istanbul TELEFON: 348 72 57 - 348 72 58 Basın: 27161 Slikon Bri dereceye girermi? Film Festivali için Cannes'da bulunan Danimarkah aktris Brigitte Nielsen, k ChainedHeat2' fibninin tanıtımı sırasında, dereceye gir- mek içinhayli umutlu oldu- ğunu söyledi. (Fotoğraf: Ozel okul sınav yerleri ! Istanbui Haber Servisi -1992 ; özel Okullar Sınavı'na girecek adaylardan smav yerlerini öğ- renemeyenler için başvurula- cak okullar belirlendi. Smav Yürütme Kurulu Baş- kanı Fahamettin Akıngüç, sı- nav yerlerini gösteren kartlann öğrencilere gönderildiğini, an- cak, sınav yerlerini öğreneme- yenlerin aşağıdaki okullara te- lefonla başvurabileceklerini söyledi. Bu okullar ve telefon numa- ralan şöyle: Özel Amerikan Robert Lise- si: 265 34 30-10 hat. 257 3430- 20hat. Özel Boğaziçi Lisesi: 276 41 40-6hat. Özel Doğuş Lisesi: 339 52 16 - 339 78 80. Özel Kültür Lisesi: 559 85 12 -55904 88-55943 94. Rodeocunun ipı, boğanın boyııuzu Montana'nın Missoula kentinde geçen hafta sonunda yapılan rodeo yarışlarında hevecanlı anlar yaşandı. Heleneli yarışmacı Kevin Nordahl, yere düşen şapkasını almak isterken, dize getirerek ayakiannı bağlaması gereken boğanın hücumuna uğradı. Kendini alanın dışına atmayı başaran NordahTın arkadaşlan "Bir ara boğanın seni yakalayarak ayakiannı bağlayacağını düşündük" dediler. (Fotoğraf: AP) Ankara'da özel okullara zam ANKARA (AA) - Ankara'daki ÖZEI okul ücretlerine >üzde 75 ile 95 oranında zam yapıldı. Yüksebş Koleji sahibi ve Ozel Okullar Da- yanışma ve Gelişürme Derneği Başkanı Haa Ali Demirel, "Özel okullann 1992-1993 ögretim yıh için yüzde 95'in aitında yapacak- lan her artiş, kendı giderlerinin alünda kalacakür" dedi. Ücretleri tespit ederken enflas- yon rakamlan, tüketia ve toptan eşya fiyatlanndaki aruşlar ve etektrik-su giderlerinin dikkate ahndığını ifade eden Demirel, önümüzdeki 14 aylık süre içinde muhtemel aruşjann hesaplandığı- nı, bunun da temmuz-ocak me- mur maaşlanndaki artış, ek ders ücretlerinin katsayıya bağtanmas ve ders geçme ve kredi astemınin maüyeti artûrması gibi etkenler olduğunu açıkladı. HABERLERİN DEV AMI Herkes üzgün ama • Baştarafi 1. Sayfada) Çiftçiye para aranıyor şıyor. lzmir Üçkuyular Camii'nde önceki gün meydana gelen olayda, 8 ve 12 yaşlannda iki çocuk, cami yardım sandığın- dan para aldıklan için cami imamı tarafından önce 055 Po- lis İmdat'a bildirilmişti. Güzel- yalı Pobs Karakolu'nda ifade- leri alınan çocuklar orada damgalandıktan sonra savcılı- ğa sevk edilmişlerdi. Olayın kahramanlan 8 yaşındâki Remzi özdemir de çok üzgün görünüyordu. Evinde başladı- ğımız sohbeti camide sürdür- dük. Paranın alındığı sandığı gösterdi. Olay gününü ve son- raki gelişmeleri şöyle anlattı: "Akşam namannda kapıyı açtım. Baktım para sandığı yere yatınlmış. Sonra çocuklan gör- düm. Cemaat da vardı. Sonra polise haber verdik. Alıp götür- düler. Ben karakolda l'er mil- yon lira versinler lafını çocukla- n korkutmak için söyledim. vazgeçtım, ama kamu davası olduğu için olayın peşini bırak- madılar." Remzi özdemir'e bir din Kira bildirimi yargı K.B.'n-in anne ve babası bu tip Yoksa sandığın ıcınde kaç lıra olaylann gündeme gelmesinin var ne büeyım? Sonra davadan demokratik gelişmelere katkısı olacağını söyledi. Ebeveynler geçirdıkleri olayın baskısından henüz kurtulmuş değiller. Bu- günlerde tüm çabalannı çocuk- lann olayı unutması için harcı- yorlar. K.B.'nin babası kimya mühendısı. K.B.'nin annesi Çağlayan Barka da mühendis. Son gün- lerde gazetelerde yer alan bekâ- ret intiharlan olaylannın ya- nında kendi olaylannın küçük bile kaldığını, demokratikleş- menin lafla olmadığını söylü- yor. Sekiz yaşındâki K.B., sü- rekli kol bileğıni gösterip "Bu- rama, şöyle çapraz bir damga yapülar, eve gelince hemen yı- kadım" diyor. M.Y.'nin babaa Ali Yapan lise mezunu, apartman görevli- si. Herkese yalvardığını, ancak çocuğunun yine de fışlendiğini belirtip sürdürüyor: "tnsan haklan diye konuşup duruyorlar. Bu küçücük çocuk- lara bunca eziyet neden? îmam bizi tanıyor. Ben ramazanda her akşam oğlumla birükte te- ravih namazına gittim. Sonra camide işlere yardıma da olu- yor çocuklar. Benim çocuğum 11.5 yaşında. Savalık bizi adli tıbba gönderdi. Beni kapıda bekletip çocuğu içeri aldılar. Bana babası olarak tek soru so- rulmadı. Sonra aklı başındadır diye rapor vermişler. Sonra ba- na çocuğun fışlendiğini söyledi- ler. İmama yalvardım, savaya yalvardım, herkese yalvardım olmadı." O.Ö.'nün annesi, oğlunun çok zeki, derslerinde de çok ba- şanlı olduğunu belirtip, ailesi- nin bu olayda adının geçmeme- sini istiyor. O da imanun önce velilerle konuşması gerektiğini vıırgulayıp, çocuğuyla ilgili ne- ler yapacağını anlaüyor: "Çevre baskısını önlemek ge- adamı olarak çocuklarla neden konuşmadığını, ailelere neden haber vermediğini sorduğu- muzda yanıtı şöyleydi: "Yardım sandığı açılmış. İcinden para ahnmış. Ben sonra idare heyetine nasıl cevap veri- rim? Bana sonradan bunun he- sabını sorarlardı. Ben de çocuk- lann böyle işlere girmelerine üzülüyorum. Çocuklann ailele- ri benim çocuklan dövdüğümü söylüyor. Kesinlikle bir fıske bi- le vurmadım." Konuştuğumuz tüm insanlar üzgün. Hepsi de bu tür olayla- nn tekrarlanmamasını istiyor- lar. Küçük çocuklann karakol- lara çekilmemesi için. çocuk mahkemelerinin gereği gibi ku- rekiyor. Çocuğun psikolojisi kötü yönde etkılendi. Psikolo- jik tedaviye başlatacağım. Ev- ler camiyİe iç içe. Olay buraya varmamahydı. Lütfen çocukla- ra yazık etmeyelim." Üçkuyular Camisi İmamı • Baştarafi l. Sayfada) bilgi edinme düzeninin sırurlannın aşılmış olduğu, apartman yöneticileriyle ilgili ibarelerin iptalinin talep edil- mesiyle, idarenin hukuka uy- gun davranmasının istenildiği" bildirildi. Dava dilekçesinde, yönetici- lerin bildirim zorunluluğundan muaf tutulmasıyla ilgili olarak şu görüşler savunuluyor: 'Yerleşmiş Yarştay içtihat- lanna göre, kira sözteşmesinin yazılı olması zorunlu değildir. Aynca, danışıklı, muvazaalı bir sözleşmenin sorumluluğu, söz- leşmeden habersiz, sözleşmenin tarafı olmayan bir üçüncü kişi- ye yüklenemez. Yöneticinin tebliğde öngörülen basıh for- mu, kiraanın veya mal sahibi- nin beyanı üzerine doldurup göndermekle yükümlü olduğu kabullenilse bile, çoğu zaman böylesi bir beyanı almakta zor- luk çekecek, kendisi dışında gerçekleşen kira bedelinin bulu- nup ortaya konulması nedeniy- le gereksiz zamana, çabalara gjrmek zorunda kalacakür. Kira bedelinin belirlenmesin- de hiçbir katkısı, bilgisi bulun- mayan bir üçüncü kişinin beya- na zorlanması yasalara aykın- dır. Yasalann idareye verdiği yetki amaa aşmaktadır ve yü- rütme yasa koyucu yerine geç- mektedir ki, bu da anayasarun 6, 7 ve 8'inci maddelerine aykı- ndır." Maliye ve Gümrük Bakan- bğı'nın taşmmaz kira gelirlerini denetlemek istiyorsa, bunun gereklerini ve sorumluluğunu sözleşmenin taraflanna yükle- mesi gerektiği, bunun için de kira sözleşmesinin resmi bir belge niteliğjne kavuşturularak vergi idaresinin bilgisine sunul- ması yönteminin önerildiği di- lekçede şöyle devam ediliyor "Oturanlann kişisel kapris ve istemleri altında bulanımlar ge- çirme noktasına varan yönetici- lerin görevleri, 634 sayıü yasay- la belirlenmişür. Bunun dışında bir görev verilecekse ancak ya- sayla verilebilir. Tebliğin yöneticileri kapsa- ması, istenmeyen birtakım yeni uyuşmazlıklara neden olabile- ceği gibi getirilen yaptınmlar- dan sonra yöneticilik görevi yapacak kişiler bulunamaya- caktır, bu durum apartmarîla- nn yöneticisiz kalması sonucu- nu doğuracaktır. Kamu yaran düşüncesiyle böyle sosyal sıkın- tılara neden olunmamalıdır." Dava dilekçesinde yöneticile- ri de kira bildiriminden sorum- lu tutan tebliğin aykın olduğu öne sürülen anayasarun 6, 7 ve 8'inci maddeleri şu hükümleri içeriyor Madde 6: Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Türk milleti, egemenliğini anayasarun koy- duğu esaslara göre, yetkili or- ganlar eliyle kullanır. Egemen- liğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sını- fa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağmı anayasa- dan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz. Madde 7: Yasama yetkisi Türk milleti adına Türkiye Bü- yük Millet Mecüsi'nindır. Bu yetki devredilemez. Madde 8: Yürütme yetki ve görevi, Cumhurbaşkanı ve Ba- kanlar Kurulu tarafından, ana- yasa ve kanunlara uygun ola- rak kullarulır ve yerine getirilir. Maliye Bakanüğı'ndan bir yetikili ise davayla ilgili, "Böyle bir şeyi bekliyorduk zaten. Her yeni düzenlemede mahkemeye veren çıkıyor. Şu anda bir dava da olsa, birle kalmaz daha fazla olur. Biz abşığız bunlara" yoru- munu yaptı. Bu uygulamadan rulması için ne lazımsa yapıl- masıru istiyorlar. Son söz İconu- nun uzmanlanndan Prof. Dr. Atalay Yörükoğlu'nun: "önemli olan, sorunlan, dal- budak sanp çocuğu mutsüz kıl- madan, onu uyumsuzluğa it- meden ele alabilmektir. Çocuğa suçunu ödetmek yerine toplu- mun çocuğa olan borcunu öde- mesi öne geçmelidir. Çocuğa ceza vermenin sorunu çözmedi- ği görülmüştür. Çocuk bay- ramlannın kutlandığı ve toplu- mun geleceğinin 'gençliğe emanet' edildiği ülkemizde ço- cuk haklanyla ilgili önemli ko- nulann ertelenmesi bağışlana- maz..." rahatsız olan yalnız apartman yöneticileri değil. Uygulama şu günlerde kiraalann da uyuku- sunu kaçınr durumda. Yanlış, eksik beyanda bulunan ya da hiç beyanda bulunmayan kira- cılann hapis veya para cezasına çarptınlacak olması kiraalara da zor günler yaşatıyor. Bilgi formu almak için işi gücü bıra- kıp vergi dairelerine koşan kira- alar bir yandan da evsahibinin "Kirayı düşük göster" baskısı- na göğüs germeye çalışıyorlar. Kiraa cephesinde olaylar deği- şik şekillerde cereyan ediyor. Bir kiraa anlaüyor: "Geçenlerde ev sahibim tele- fon etti. 1.5 milyon kira verdi- ğim ve bu kira üzerinden kont- rat yapüğım halde Maliye'ye bunun yansını bildirmemi iste- di. Avukatlara danışıp böyle bir karar aldığıru da söyleyerek 'Korkmayın. Herkes böyle ya- pıyormuş' dedi. Aynca evi mart ayından önce kiralamış olma- ma karşın vergiyi bir yıl gecik- tirmek için mart ayında kirala- dığımı beyan etmemi rica etti. Ben de bunun üzerine bu ay ekonomik zorluklar nedeniyle kira veremeyeceğimi ve 1 ay sonra versem sorun olup olma- yacağımı sordum. Şimdiye dek kiramı ne zaman geciktirsem her gece telefon edip kirayı iste- yen ev sahibim isteğimi hemen kabul etti." Bir diğer olay da kontratta yazandan daha yüksek kira ödeyen kiraalarla ev sahipleri arasında cereyan ediyor. 1 mayısta başlayan uygula- ma için yaklaşık 5 milyon adet basılan bilgi formlannı almak isteyen kiraalann vergi dairele- rine koştuğu belirtiliyor. Şişli Vergi Dairesi'ne bilgi formu al- mak için gelenlerin sayısının bir günde 30^-40 kişiyi aşüğı söyle- niyor. • Baştarafi 1. Sayfada) ceğiz" dedi. Şeker Fabrika- lan AŞ'nin 5 trilyon lira bor- cu olduğunu beürten Demi- rel, kurumun gelirlerinin, bu borcun faizi ve personel gider- lerini dahi odemeye yetmedi- ğini. kaydetti. Demirel, pan- car üreticisine olan borçlann ödenmesinde sıkıntı çekildiğini ifade etti. Tanmda bu yıl iyi ürün alınmasını beklediklerini söyleyen Demirel, devraldıklan koşullardan yakınarak,"Nere- deyse bereketten şikâyet edece- ğiz" diye konuştu. Halen TMO silolannda 2-3 milyon ton ürün olduğunu, bu yıl da 5 milyon ton alım yapılacağını belirten Demirel, buğday ihracatındaki güçlüklere değindi. Türkiye'de ilk kez 1932 yıhn- da devletin buğday ve üzüm piyasasına müdahale etmesiyle başlayan destekleme alımlan, koalisyon hükümetini zor du- rumda bıraktı. Hükümet, "yüksek fıyat-peşin ödeme" vaadini gerçekleştirebilmek için, gerekli kaynağı, "ekono- mik dengelere en az zarar vere- rek nasıl sağlayabüeceğini" araşünyor. Destekleme alımlan için ge- reken kaynağın ne kadar olaca- ğı tconusunda çelişkili açıkla- malar yapılıyor. Başbakan Demirel'in, önceki gün "Des- tekleme alımlan için 20 trilyon bile az" demesine karşılık, Ta- nm ve Köyişleri Bakanı Nec- mettin Cevberi. aynı gün, "20 trilyon liraya hiç gerek yoktur" dedi. Cevheri, destekleme alım- lannın, tanm politikasının yön- lendirilmesinde önemli bir araç olduğunu belirterek, "Kaynak sıkıntısı her zaman olur. Ama bu, öyle basit bü- mesele değil- dir. Örneğin bu yıl buğdaya 2 bin lira fıyat versek, gelecek yıl kimse buğdaydan başka bir şey ekmez. Bu konudaki kararlar yalnızca kaynak kısıüna bakı- larak verilmez" diye konuştu. Peşin ödeme belirsiz Çukurova yöresine yaptığı gezide, çiftçilere "peşin ödeme ve sınırsız alım" sözü veren Cevheri, peşin ödeme yapılması için çabşmalann devam ettiğini söyledi. Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Tansu Çilkr ise, peşin ödeme konusundaki so- nılan yanıtlarken, "O bedelleri nasıl peşin ödeyeceğiz, bilemi- yorum. Bu yü imkân yok, keşke imkân olsa. Bu uygulamaya ge- lecek sene başlayabiliriz. Halen geçen yıldan kalan borçlan ödüyoruz" diye konuştu. Ekonomi bürokratlannın da peşin ödemeye sıcak bakma- dıkları bildirüiyor. Hazine'nin, Merkez Bankası'ndan cektiği kısa vadeli avanslarda 31 tril- yon lıralık üst sınıra yaklaşıldı- ğmı belirten ekonomi kurmay- lan, peşin ödemeyle piyasaya sürülecek paranın, enflasyonu önemli ölçüde arttırabileceğini vurguluyorlar. Destekleme abmı yapacak Toprak Mahsülleri Ofisi, Tür- kiye Şeker Fabrikalan AŞ, Et ve Balık Kurumu, Türkiye Süt Endüstrisi Kurumu, Türkiye Yapağı ve Tiftik AŞ, Tariş, Anıtbirlik, Çukobirlik, Fisko- birlik, Trakyabirlik, Karadeniz birlik, Kozabirük, Güneydoğu- birlik, Tiftik ve Yapağı Tanm Satış Kooperatifleri Birbği gibi KİPlerin, geçen yıldan kalan 25 trilyon liraya yakın borçlan olduğu ve "yüksek fiyat-peşin ödeme" için gerekli parayı ken- di kaynaklanndan sağlamalan- nın çok zor olduğu ifade ediü- yor. Türkiye Ziraatçılar Derneği Başkanı tbrahim Yetkin, Önü- müzdeki günlerde, hükümetin tanm kesıminde ilk ciddi sına- vını vereceğini bebrterek, "20 Ekim'in yeni bir süreci başlata- cağı söylendi. Hayvanalıkta gümrük duvarlannın yükselül- mesi olumlu bir adımdı. Bunun devam etmesini bekbyoruz" de- di. Çiftçinin alım gücünün son 10 yılda büyük ölçüde azaldığı- nı İcaydeden Yetkin, "10 yılâr ^iretimde de gelirde de kısır bir döngü içerisindeyiz. 80'li yıllar üretici yönünden afet yıllan ol- muştur" diye konuştu. Peşin ödeme konusunda "Sayın Cev- heri'nin yanındayız, Sayın Çil- ler'in görüşlerine kaübnıyoruz" diyen Yetkin, üreticinın hiçbir dönemde yeterb para alamadı- ğını, ekonomideki kaynak sı- kınüsının faturasının da hep çiftçiye çıkanldığını ileri sürdü. Türkiye Ziraat Odalan Birli- ği (TZOB) Başkanı Erol Baraz, üreücinin son 10 yılda meydana gelen sermaye kaybının gideril- mesini isteyerek, "Taünin edici fıyatlar bekliyoruz" dedi. Ba- raz, peşin ödeme konusunda şunlan söyledi: "Hükümet, çiftçinin yanında olduğunu söylüyor. Mutlaka peşin ödeme yapılacakür. Şu anda kaynak bulmaya çalışı- yorlar, halledecekler. Başka yollan da yoktur." Türkiye'de destekleme alım- lan için aynlan kaynak, 1975-90 yıllan arasında yan ya- nya azaldı. DPT verilerine gö- re, destekleme abmlan için yapılan harcamanın tanmsal katma değere oranı, 1975'te yüzde 20.5 iken bu oran 1990 yılnda 12.1'e kadar düstü. Azerbaycan'da tansiyon yükseldi Baştarafi 1. Sayfada) Azerbaycan Devlet Başkanı Vekili Yakup Mehmedov'un önceki gün Şuşa"nın kaybını "ihanet" olarak niteleyip Sa- vunma Bakanı Rahim Gaziev'i suçlamasından sonra Rahim Gaziev de 'bazı güçler'i ihanetle suçladı. AA'nın Moskova kaynaklı haberine göre, Savunma Baka- nı Sözcü Yardıması Azad İsa- zade tarafından Gaziyev adına radyodan yayımlanan açıkla- mada, savunma bakanmın cep- hede çarpışmalara katıldığı, bu nedenle Şuşa'nın kaybıyla ilgili suçlamalara yarut veremeyece- ği bildirildi. Ancak açıklamada. Şuşa'nın düşmesinden sonra HAVADURUMU Azeri kuvvetİerinin çok yönlü olarak başlattığı saldında ele geçirilen Askeran ve Agdam yö- resindeki dört köyün yine Er- menilerin kontrolüne geçme- sınden "hainlerin" sorumlu olduğu kaydedıldi. _. Bakü muhabirimiz Hkrran Öge Gohz'un bildirdiğine göre Devlet Başkanı Vekili Yakup Mehmedov önceki akşam yapu- ğı televizyon konuşmasında Şuşa'nın düşmesinden ötürü Savunma Bakanı Rahim Ga- zSev'i suçlayarak, Gaâev'in. teknik ve insan gücü olarak ye- terli ölduklan, önlemlerin alın- dığı yönünde kendisine güven- ce verdiğini ileri sürdü. Son kez aynı gün saat 18'e kadar Suşa ile doğrudan görüşmelerde, du- rumun çok kötü olduğunu öğ- renmesine rağmen yine de bakanın, "Siz onlara kuiak as- mayın, önlemler almıyor" dedi- ğini. ama çevre bölgelerden kendisine ulaşan bilgilerin ters yönde olduğunu bildirdi. "Ra- him Gazie>'e inanmayın. Suşa Ermenilere verildi" cümlesi ile kötü haberi aldığını anlatan Mehmedov. "Bu çok ağırdı, bıanamıyordum. Şuşa bu kadar kolayukla nasıl verilebilir?" de- di. Daha sonra yaptığı toplantı- da Savunma Bakanı Yardıma- sı General Şahin Musaev'in "Şusa bizim" demesine rağmen Rafsancani'yi, TC. Başbakanı S. Demirel'i ve Rusya Savunma TÜRKİYE'DE Bakanı Graçov'u ve diğerlerini arayarak önlemler alınmasını istediğini söyledi. AFP'nin haberine göre Azeri yetkib'ler, Şusa'yı alan Ermeni milislerin stratejik Laçin kasa- basına yoğun saldınlar düzen- lediklerini bildirdiler. Karabağ'daki son Azeri dire- niş merkezi olan Şuşa'mn Er- menilerin eb'ne geçmesini pro- testo eden silahlı göstericiler dün Bakü'de Azerbaycan Par- lamentosu'nu kuşatülar. AFP'- nin haberine göre, eski cumhur- başkanı Ayaz Muttabbov'un destekçisi olan protestocular, Azeri parlamenterlerin ve Cumhurbaşkanı Vekili Yakub Memedov'un binayı terk etme- DÛNYA'DA Devlet (t BakanlNjı Meteorotoıı Genel MûdûnuğO'nden alınan bilgıye göre, Trakya ile Doğu Anadolu'nun gûneydoğusu sağanak ve gökgûrûltûlû sa- ganak yağışlı, ötekı yerter az boluttu ve açık geçecek HA- VA SICAKLIGI Hava sıcaklı- ğında önemli bir değısik ot- mayacak Rûzgâr kuzey ve batı yönlerden hafif. ara sıra orta kuvvette esecek. Demzlenmızde rûzgâr, Kara- denız'de gündoğusu ve poyraz, öteki denızlerımızde gün batısı ve lodostan 2-4 kuvvetınde. saatte 4-16 deniz mılı hızla esecek Van Gölü'nde hava. parcalı bulut- lu, bir ara sağanak yağışlı geçecek. açık U PetKSburg Londra Madnd Ularo Mostana Munıh OsM Pans ftyal Roma Vıyana Zürıtı A-açık Wxjdu0u frgûneş» K-ört S-sek Y yaOrmjrtu sini bir süre engellediler. Göste- riciler daha sonra parlamento- nun özel bir oturuma çağnbna- sı yolundaki taleplerinin kabul edilmesine üzerine dağıldılar. Demirel'in gnıptaki konuşması Başbakan Demirel gnıptaki konuşmasında, dış politika ko- nulanna geniş biçimde değindi ve Ermeni-Azeri gerginliğinin 3 yıldır devam ettiğini, ancak kendilerine alü aydır bunlann neden engellenmediğinin sorul- duğunu vurguladı. Demirel, olaylann Türkiye yüzünden ya da Türkiye'nin ıhmalı yuzün- den çıkmadığını belirterek. muhalefetin, hükümeti dina- mik davranmamakla suçlama- sının bir değeri olmadığını, ne yapılması isteniyorsa açıkça söylenmesi gerektiğini kaydetti. Bir yıl önce Azerbaycan'da Sovyet ordusunun neden oldu- ğu katliamı anımsatan Demi- rel, "Bu olaylar olurken 'ne yapahm, onlar bizim dinimiz- den değil' diyenler şimdi gelip bizi eleştiriyorlar" sözleriyle Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ı 'üstü kapalı" biçimde eleştirdi. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Vekili Yakup Mehrnedov'la dün de telefonla görüştüğünü, önceki akşam ise ABD Başkanı Georgc Bush'u aradığını anım- satan Demirel, Türkiye'nin Karabağ konusunda Birleşmiş Milletler Güvenbk Konseyi'ne başvururken, Azerbaycan'ı da aynı yolu izlemesi içjn teşvik et- liğini açıkladı. Azerbaycan'da Cumhurbaşkanı ve Başbakan vekilleriyle Halk Cephesi'nden başka yetkili olmadığına da dikkat çeken Demirel, "Bunla- nn hepsi vatanperver insanlar- dır. Vatanperverlik iyi bir şey- dir. Ama yetmiyor. Koordinas- yon lazun, muhatap lazım. İşte seçimler onu çıkaracak" diye konuştu. Başbakan Süleyman Demi- rel, Karabağ olaylannda Tür- kiye'nin askeri müdahalesinin 'istenmediğini' de anlatüğı ko- nuşmasında, Kıbns sorunlan karşısında Türkiye'nin 11 yıl süreyle 'yutkunduğunu' vurgu- ladı. Demirel, "Hiçbir meseleyi silahla halletmeniz mümkün değildir. Zorla toprak alabiür- siniz, ama size bırakmazlar" diye konuştu. Başbakan, dün- yanın 'adalet düzeni'ne sahip olmadığını, ancak burada altta kalmamanın yolunun sesçıkar- maktan geçtiğini, Türkiye'nin bu açıdan üzerine düşeni ve kendisinden isteneni yapüğını vurguladı. Demirel, "Bizim "dokunanı yakanm' deme du- rumumuz yok. Dünya dönüp der ki, nasıl yakarsın? Sizden başka güç mü yok?" dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear