25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 NİSAN1992 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 11 1. Perpn'da Selim İleri • Kültür Servisi-1. Peron Sanatevi'n- de bugün saat 15.30'da yazar Selim İleri birsöyleşi gerçekleş- tirccek. Saat 17.00'de ise Erkan ve Sedat ikilisinin gitar dinletisi yeralacak. I. Peron etkinliklen yann tiyatrosanatçısı Meral Oğuz'un tiyatro konulu söyleşısı ile sürecek. Oğuzun söyleşısı saat 15.30'da başlayacak. Sanatevinde açılan resim sergilennden N uran Keskin'in çalışmalan alt salonda, Jale Konduk'un yapıtlan üst salonda sürüyor.( Moda Cad. Gündoğdu Sok.) Cahit Külebiye Yayımlar Dairesi Başkanı Ayla Kuîlu, Kültür Bakanlığı nın yeniyayınpolitikasını anlattı: Kas ™ Koçak'ın resim sergisi Sevimce'de saygı• ANKARA(AA)-"Tut Ellerimi Bebek". "Sıvas Yollannda". "Zerdali Ağaa". "Hasret" gibi unutulmazşıirlerinyazan. Türk şiirinin yaşayan büyük ustalanndan Cahit Külebı ıçin 75. yaşgününde özel bır tören düzenlenecek. Kültür Bakanlığı tarafından27 nisan pazartesı günü Ankara'da Yenisahne"de düzenlenecek yaşgünü töreninde Sami Karaören şairin öğretmen. yönetici ve sanatçı yönlennı anlatacak. Ressam Turan Erol ve Mustafa Şerif Onaran ise Külebi'nin şıırini anlatacaklar. Devlet Tiyatrosu sanatçılan Gülgün Kİıtlu veÖzlem Ersönmezde Cahit Külebı'nınşıırlennden ömeklersunacaklar. Daha sonra Kültür Bakanı Fikri Sağlar. Külebi'yebiranı plaketi\erecek. Erdal Atabek Balıkesir'de • Kültür Servisi - Dr. Erdal Atabek bugün Balıkesır Folklor Araştırma Eğitim ve Turizm Demeği'nde saat 18.00-19.00 arası, 'Gençlik ve Kültürel Değişim" konulu bir söyleşi yapacak. J 5 30-17.30 saatleri arasında ise Arkadaş Kıtap Ktrtasıye'de(CKK Temsilcilıği) Dr. Erdal Atabek \e Enver Ercan kitaplannı imzalayacak. Soner Olgun konseri • Kültür Senisi - Nisan ayı başında piyasaya çıkan ilk albümü 'Letajet'ten sonra Soner Olgun ilk konserini 25 nisan cumartesi günü saat 20.30'da Kenterler Tıyatrosu'ndaverecek. İlk konserinde Soner Olgun'a, NükhetDuruÖzel Orkestrası eşlik edecek. Işık vesesditzeni Melodi PA tarafından hazırlanacak konseri HedefOrganızasyon düzenledi. Aziz PIak"ın katkılarıy la gerçekleştinlecek konserde Soner Olgun. ilk albümü Letafet'te yer alan şarkılarının yanı sıra bazı klasik eserlerin rock versiyonlan ile bazı halk türkülerinin özgün vorumlannı seslendirecek. Kahveler Edebiyatı I Kültür Senisi - İstanbul Avusturya Kültür Ofısi ve Cafe Wien işbirliğiyle 27.28 ve 29 nisan tarihleri arasında Kahveler Edebiyatı başlığı altında bir dizi edebiyat toplantısı düzenlendi. Teşvikiye'deki 'Cafe Wien"in ikinci katında düzenlenecek bu toplantılara Türkiye'den Hilmi Yavuz. Selim İleri ve Ahmet Oktay; Avusturya'dan da Friedrich Zauner (Yukan Avusturya PENKulübü Başkanı). Rosvvitha Zauner \e Elisabeth Hauer katılacaklar. Alay Köşkü'nde sergi • Kültür Senisi-Kültür ve Sanat VarlıklarTnı Koruma veTanıtma Vakfı ve İspanya Bajkonsolosluğu'nun binkte gerçekleştirdıği Teodoro Nieto Anton resim serasi 27 nisan pazartesi gÜBÜ Topkapı Sarayı Alay K-öşkü'ndeaçılacak. Yayınlar 'iticilik'ten kurtulacak AYŞE SAYEM ANKARA(Cumhuriyet Büro- su)- Kültür Bakanlığı yayım politikasını yeniden belirliyor. Kültür Bakanlığı Yayımlar Da- iresi Başkanı Ayla Kutlu, ba- kanlığın. roman. öykü gıbi yapıtlann basımından elini çekeceğini, daha çok kültürel değerlere ilişkin yapıtlara ağırlık verileceğini söyledi. Kutlu. edebiyat yapıtlannın özel yayınevleri tarafından basıldığınadikkatçekerek,"'Ba- kanlık. özel y ayınevleri ile reka- bete girmeyecektır. Özel yayı- nevlerinın alanına girmek iste- miyoruz.Biz daha çok. kültürü- müz içın önemlı olan. ancak okuyucu talebi az olan, bu ne- denle yayınevlerinin basa- madığı yapıtlar ile kültürel varlıklanmızı tanıücı kitaplan basmayı düşünüyoruz" dedi. Bakanlığın yeni yayın politi- kasını Cumhuriyet'e açıklayan Kutlu, basılacak kitaplann se- çimi için, 3 ayn kurul oluşturul- duğunu söyledi. Yayımlar Dairesi Başkan- lığı'nın yapacağı yeni düzenle- melerden ilkini kamuoyunda tartışılan. "çizgi romanlar"- oluşturuyor. Çizgi romanlar- dan örnekler de gösıeren Kutlu, şu görüşlere yer verdi: "Örneğin Manas Destanı, Göç Destanı adh çocuklara yö- nelik çizgi romanlar var.Bunun hangi sayfasma bakarsanız. sa- vaşın her zaman ön planda ye- raldığını görüyoruz. Evet Ma- nas Destanı anlatılmalı ama bunlar çocuğa savaş ögeleriyle donatılarak verilmemeü. Bu ki- taplar sipariş edilirken. arka planda hep savaş olsun denmiş. Bu yaklaşım çocuklan terörize ediyor. Yani çocuklara Türk- ler'in yalnızca savaşçı yönü gös- teriliyor. Çocuk hep 400-500 yıl öncesine yöneltiliyor. Gü- • Kültür Bakanlığı Yayımlar Dairesi Baş- kanı Ayla Kutlu, 'Ço- cuklan terörize eden çizgi roman yayımına şpn vereceğiz" diyor. Özel yayınevleriyle re- kabete girilmeyecek. Yayınevlerinin basa- madığı kitaplar ile kül- türel varlıklarımızı tanıtıcı kitaplar basıla- cak. Kitaplann seçimi için üç ayn danışma ku- rulu oluşturuldu .Çocuk kitaplanna özellikle eğildiklerini belirten Kutlu, öncelikle doğu ve güneydoğu bölgele- rine kitap gönderilece- ğini söyledi. Kutlu, kül- tür bakanlığı yayınla- nnı iticilikten İcurtara- caklannıbelirtti. Ayla Kutlu: Çocuğa sevgiyi aşılayanresimliromanlar yayımlayacağız. nümüz olaylannı içeren bir tek eser yok. Türklerin Orta Asya bozkırlanndaki kahramanlık öyküleri var ve hep savaşçı er- kekler ön planda.Oysa, bu dö- nemde kadınla erİcek eşittir, kadın söz sahibidir. Ama bu eserlere baktığımızda kadını hiç göremiyoruz. Biz de resimli ki- taplar çıkaracağız, ama çocuğa sevgiyi, dostluğu aşılayan re- simli romanlar yapacağız." Kültür Bakanlığı'nın 3 yayın kurulu olan Kültür ve Eserleri Yayın Danışma Kurulu, Ço- cuk Kitaplan Yayın Danışma Kurulu. Klasik Eserler ve Bilım Tarihi Eserleri Yayın Danışma kurulu üyeleri, Meslek Birliği temsilcileri ile • gazetecilerden oluşuyor. Kültür Eserleri Yayın Danışma Kurulu üyeleri arasında, Erhan Bener, Sevda Şener. Günsel Renda, Ali Bu- laç, Doğan Hızlan, Gülten Akın bulunuyor. Bakanlığın Çocuk Kitaplan Yayın Danı- şma Kurulu'unda, Ayla Kutlu, Atalay Yörükoğlu, Nerirnan Samurçay, Türkel Minibaş. Klasik Eserler ve Bilim Tarihi Eserleri Yayın Kurulu'nda da Şerafettin Turan, Gürsel Aytaç. M.Kemal Öke, Ionna Kucura- di, Namık Kemal Pak, llhan Tekeli, Tank Buğra gibi isimler yer alıyor. Kutlu, Yayın Danı- şma Kurulu üyelerinin her kesi- min görüşlerini yansıtacak şe- kilde oluşturulduğunu belirtti. Çocuk kitaplanna özellikle eğildiklerini anlatan Kutlu. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde hiç kitap ulaşma- yan okullar bulunduğunu. ön- celikle buralara kitap gönderi- leceğini bildirdi.Kutlu, "Bu ko- nuda özel yayınevlen ile işbirli- ğini de düşünebiliriz.Çünkü on- lar çocuk kitaplan konusunda. bakanlıktan daha sorumlu da v- ranıyorlar.çok güzel kitaplar çıkanyorlar. Ancak bu kitaplar çocuklara ulaşamıyor, çünkü çoğu yerde kitabevleri bile yok" diye konuştu. Bir çok ülke ço- cuklannın büyük ılgisinı çeken ve okul öncesi çocuklara yöne- lik. "lapsize-kucakboyu" kitap- lannı da ilk kez çıkaracaklannı söyledi. Kültür bakanlığı yayı- nlanrun "iticilik"ten kurtanla- cağınadadeğinenKutlu,"önce- likle kitaplann kapak düzenini çekici hale getireceğiz, çünkü bıçım de okuyucu için çok önemli, bu konuda ' haarlı- klanmız var"dedi. '20. Yüzyılm İlk Yarısmda Türk Kadın Resscunlarından'sergisi • İlk kadın ressam- lar ku^ağı olarak tanımlayacağımız sanatçılardan Mihri Hanım, Müfıde Kadri, Melek Celal' Sofu ve Hale Asaf dönemlerinin sanat akımlannı özüm- semiş, sağlam akademik kurallar içinde yapıtlar üret- mişlerdir. Kültür et- kinliklerinin zayıf olduğu ortamda görgü, bilgi ve be- cerileri ile genç yaş- larda gelen ölümleri büyük bir talihsiz- liktir. fcm Yıldız Üniversitesi Sabancı Kültür Merkezi'ndeki "20. Yüz> ılm İlk Yansında Türk Kadın Ressamlarından" sergisinde Dikmen ve Karsan'ın taUolan da yer alıyor. 'Çektiğim meşakkati ben biliriıır FERİHA BÜYÜKÜNAL Türk resim sanatında ilk ka- dın ressamlann yaşamlanna baktığımızda. İstanbul'un ay- dın çevreleri içinde doğup bü- yüdüklerini görmekteyiz. O yıl- lar içın geleneksel Türk aile vapısında kadın, toplum bilin- cine varamadan özverileri ile çevresine yararlı olmak zorun- dadır. Yetenekleri ile ürettikleri arasında kısır bir döngü yaşar. Tarihimizde Batılılaşma bilin- cinin baş göstermesi ile Tanzi- mat hareketleri, ardından meş- rutiyetler ilan edilir. Türk kadırunın toplum içinde eğiıim alabilmesi, evin ve ailenin dışı- na çıkabilmesi şüphesiz bu ha- reketlerle gerçekleşebilmıştir. Kız öğrenciler. kendileri için açılan ortaokul, lise düzeyinde okullara gidebilmiş, hatta üni- versitenin bazı bölümlerine bir- kaç kız öğrenci alınmıştır. 3 Mart 1883'te erkek sanatçı- lar yetiştirmek üzere Osman Hamdi Bey tarafından kuruJan Sanayi-i Nefıse Mektebi'ne, be- liren ihtiyaç gerekçesi ile 1914 yılında İnas Sanayi-i Nefıse ek- lenir. Sanata eğilimli. yetenekli Türk kızlan akademik sanat eğitimlerini artık bu kurum içinde sürdürmeye başlarlar. Günümüz Türkiyesi"nde sanat ve kadın ilişkisinin gelişimini, 78 yıl önce açılan bu önemli okula bağlamamak mümkün değildir. Laiklığın söz konusu olmadı- ğı, tutucu çevrelerin sanatı be- nimsemediğı dönemde. İnas Sanavı-ı Nefisc'de çeküen fo- toğratlardan başlan kapalı Türk kızlannın uygar bir atölye ortamında resim yaptıklannı görmekteyiz. Ömer Adil Bey'in başkanlı- ğında. sanat eğitimini Roma \e Panste tamamiamış Mihri Ha- ıum okul müdürü olur. Eğiti- min ilk yılında. 33 genç kız aile çevrelerinde sanat ve kültür iliş- kileri içinde yetişmiş. Batı'yı bi- len sanatçı adaylandır. O gün- den bugüne bılinen bir gerçek de erkek sanatçılanmıza göre hanım sanatçılanmızın sayılan- nın az olduğudur. Pek çoğu me- zuniyet sonrası başanlannı ev ve aile yaşamlan içinde eritmiş- ler, sanattan uzaklaşmışlardır. Yıldız Üniversitesi Yüksel Sabancı Sanat Merkezi'nde 21 Nisan 1992 günü, Dünya Ka- dın Yıh nedeni ile açılan sergide 20 kadın sanatçımızın yapıtlan sergilenıyor. Bu sergide başlan- gıcından 1940'lara kadar İnas Sanayi-i Nefıse ve sonraki adı Devlet Güzel Sanatlar Akade- misi'nden mezun olan az sayıda sanatçının yapıtlan da yer alı- yor. İlk kadın ressamlar kuşağı olarak tanımlayacağımız bu sa- natçılardan Mihri Hanım. Mü- fide Kadri, Melek Celal Sofu ve Hale Asaf, dönemlerinin sanat akımlannı özümsemiş, sağlam akademik kurallar içinde yapıt- lar üretmişlerdir. Kültür etkin- liklerinin zayıf olduğu ortam- da. görgü. bilgi ve becerileri ile genç yaşlarda gelen ölümlen büyük bir talihsizliktir. Kısa yaşamında ülkesinden daha çok Batı'da yaşayan Mihri Ha- nım'ın sanata tutkusunu yazdı- ğı bır mektubundaki şu sözler- den anlayabiliyoruz: "Bugün bana gençliğimi hedi- ye etseler, bu meslek uğruna çektiklcrimi. çekmek korkusun- dan reddedebilirim. Çektiğün meşakkati bir ben bilirim bir de Allah biür." İlk kadın sanatçılanmızın ya- pıtlanna baküğımızda, eğilim- îerinin genellikle portre türün- de olduğunu görürüz. Temelde desen güçleri belirlenen bu portrelerde Mihri Hanım, Mü- fide Kadri, Belkıs Mustafa ve Hale Asaf aynı duyarlılık için- dedirler. Müfıde Kadri'nin klasik doğa resimlerinin yanı sı- ra pastel renklı portreleri de ilgi çeker. Mihri Hanım'ın pastel tekniğinde portreleri ise döne- minin ustalan ile ay nı düzeyde- dir. Nazlı Ecevit, Sabiha Bozcalı ve Harika Lifiğ'in peyzajlann- da izlenimci resmin duyarlı renkleri, yer yer kendi teknıkle- ri ile bütünleşmektedir. Nazlı Ecevit'in duyarlı fırçası ile çok sayıda çiçek ve natürmort re- simleri bugüri pek çok koleksi- Yagmur çamur demeden Bîret'e koştular NURAN BAYER ANKARA- Ankarahlar bahan beklerken 21 nisan akşamı sürpriz bir kar yağışıyla karşı- laştılar. O akşam piyanist İdil Biret'in de resitali vardı. Bu karda ve yağmurda resitalin fazla dinleyicisinin olmayacağı varsayımıyla başlama saatine az İcala konser salonuna ulaştığımızda, ayakta duracak yer bile kalmamıştı. Konser sa- lonu kapasitesinin çok üstünde çoğu genç olan dinleyicilerin bır kısmı, sonunda, orkestra pod- yumundaki sandahelere otur- tuldu. Orkestra üyelerinin sandal- yelerine dinleyicilerin oturması hoş bır görüntü oldu o akşam için ancak bunun sempatiklik ya da değişiklik olsun diye de- ğil, yer yokluğundan, konser salonunun yetmezüğinden ol- duğu gerçeği konser boyunca yüzümüze çarpt Geçen yıldan beri süregelen "Ankara'ya yeni bir konser salo- nunu kim yapacak?" tartışması artık kısır çekişmelerin ötesinde değerlendirilerek bir an önce karar \erilmeli. Bu karar da nasıl olursa olsun kimseyi ra- hatsız etmemeli, ister'Türkler yapsın, ister yabancılar. ama kim iyi yaparsa... Ankara"nın kaldınm taşlan gıbı her yıl yapılıp bozulacak şey değil çün- kü... Evet. İdil Biret resitali, güzel- liğinin, hoşluğunun yanı sıra bunlan da düşündürdü . Onca insanı bir resital için konser salonuna çekmeye yalnızca İdil Biret'in adı yetmiş- ti. Çünkü dinleyici de parasız olduğu için değil. İdil Biret ol- duğu için gelen bir dinleyici ke- simiydi. Konser boyunca o hınca hınç dolu salondan çıt çıkmadı. İnsanlar öksürmeye bileçekindi. Milli Piyango'nun sahneye cenaze çelengi gibi bir çiçek koymaması da ayn bir incelikti. Eser bitimlerinde daha son no- tanın tınısı dağılmadan alkışla- ınak ıçin dcclc cden CILT \e /a- mansız alkışlar dışında dinleyici harikaydı. idil Biret için ise tek kelime yeterli, her zamanki gibi "olağanûstü"ydü. yonda yer almaktadır Batı'da değışen sanat akımla- nnın bize yansıması, uygulan- ması ise cumhuriyet sonrası hız kazanır. Portre, peyzaj. natür- mort çalışmalar. tarihsel süreç içinde kadın sanatcılanmızı da soyut arayışlariçineçeker. Fahr EINissa Zeid, Maide Arel, Eren Eyüboğlu, Leyla Gamsız vc Şükriye Dikmen, değışik üslup- larda özümsediklerini yeni re- simlerinde uygulamaya başlar- lar. Zeid'in büyük portreleri. Türk resminin yanı sıra dünya resmınde de yer alır. Şükriye Dikmen'de biçim bozmalar, kesin renk aynmlı portreler, na- türmortlar ön plandadır. Maide Arel kübizmi benim- ser, geometrik düzenlemeler içinde çalışır. Eren Eyüboğlu ve Leyla Gamsız ise çeşitli konular içinde üslup bütünlüğü elde edebılmiş sanatçılanrruzdırlar. Sergide yer alan Aliye Ber- ger'in gra\ ür türündekı yapıtla- n çevresinde önemsediği nice ince güzelliklerin çinko üzerine yansımasıdır. Berger, gravür resminde Türk sanatcılar ara- sında önemli bir yer tutmakta- dır. Toplumumuzda dün de var olan. bugün sesini daha iyi du- yurabılen kadın potansiyelinin sanatta aldığı yol yadsınamaz. Geniş kapsamlı olmasa da genç kuşağa örnekler sunan "20. Yüzyılm İlk Yansında Türk Kadın Ressamlardan" ser- gisi. 2 Mayıs 1992 günü sona eriyor. * :n ya-u/m ilk y.tm.'uki Türk KaJın Ressamlardan , Yıl- dız L'nı tvrsitesi Yüksel Sabancı Kültür Merkezi 21 Nisan - 2 Mayıs Tel: 259 70 7U len 317 Hayatm her alanında 'Maymun Padişahlar' AHUANTMEN Kadıköy yakasındaki Malte- pe'de gerçekleştirdiği resim et- kinlikleriyle bu semti bir "res- samlar yuvasTna dönüştüren ressamlardan Kasım Koçak, son dönem resimlerini Sevim- ce Sanat Galerisi'nde sergili- yor. Feneryolu'nun yeşil ara sokaklanndan birinde, bu küçük ve sevimli galerideki sergi 14 mayısa kadar izlene- bilecek. Kasım Koçak'ın son dö- nem resimleri, sanatçının bu- güne kadarkı değışımınin ipuçlannı taşıyor. 1987 yılında başlayan bu "değişinı"- in öncesi, Kasım Koçak'ın "Muzır Ke- çüer", Kuş- suz Yem Satıcısı", "Köstekli At" gibi isimler ver- diği resimle- ri getiriyor akla: Eleşti- rel bir göz ile sayısız insan ve hayvan tip- lemesi, doğ- duğu yer Tokat'ın kır yaşamından izlenimler... Ama artık konu- lan da farklı Koçak'ın, konu- lannı tuvale yansıtma biçim de. Klasik ustalann resim an- layışma hâlâ eskisi kadar say- gılı, dünden 'bugüne' geldiği- ne ve resim yolculuğunun do- ğal olarak çeşitli değişimlere uğravarak süreceğine inanıyor çünkü. Konusunun sürekli değışime uğraması ise daha doğal. yaşamını resimle iç içe yaşayan bır ressam Kasım Koçak, "Ben güncemi tuhıyo- rum, her şe> resınimin konusu" dıyor. Gizli bir "günce" görebili- yor izleyici Koçak'ın resimle- nnde gerçekten de. Hepimizin yaşadığı. izlediğı. medya boVnbardımanı içinde istc&c dc kendıni dışında tutamadığı bir günce bu, sergi salonunda yeniden canlanan, belli belir- siz ortaya çıkan... Sonra bir de Koçak'ın kişisel güncesi var. Ressamın tuvali karşısında "resim yapamamasının" resmi örneğin! Çeşitli dönemlerde resımle- rinde cadılar, deliler ve kecile- ri konu alan ve bu tiplemeler araahğıyla "içini döken" Kasım Koçak, son dönemde "Mayntun Padişahlar"ı anla- tıyor. Kim bu maymun padişahlar, maymun resim eksperleri, may- mun ressamlar, maymun san- sür ediciler? Kasım Koçak, "işi- nin ehli" olmayan insanlan bi- rer maymun maskesi ardında gösteriyor, bu, onlan eleştirir- ken izleyiciyi de düşünmeye çağınyor. Ressamın bu alaycı tavn, bir anlamda onun umutsuzluğunu da yansıtıyor, Koçak bugün Türİciye'de resim alanında de- mokrasi olmadığı görüşünde. Bunun içın Koçak'ın bır res- minde may- mun padişah ve maymun eksperler bir resmi büyü- teçlerle ince- liyorlar ("Bu bir sanat yaprtı bir başkası- nda may- munlardan oluşan bir jüri başka bir maymuna bir maymun başı şeklinde bir madalya takıyor. maymunlar- dan oluşan bir "nıuzır" kurulu bir sa- nat yapıtının üstünü örtüyor, bir komedi yaşanıyor... Aslında Kasım Koçak her alandaki "maymun padişah- lan"ı eleştiriyor, alaya alıyor ama tabii kendi içinde bulun- duğu ortamda, yani resim or- tamına duyduğu güvensizliği de ortaya koyuyor böylece. Bu ke- sinliklt bir başkaldın. Koçak, "Yapttğım resmin tarzı vüzün- den beni aforoz edenler, beni yazmadan edemeyecekler. Hep soyledim; 20 yıl önce yaptığım resim. bu^ün yaptığım \e ilerde yapacağmı resmin bir taslağıdır diye, ama ne yazık ki içinde bu- lunduğuntuz sanat ortamınuı cokseslili^c tahamnıülü yok. Be- lirli bir anlayışuı baskısı bisse- diliyor hep, bunun dışına çdu- lamıyor" diyor. Evet, biraz karamsar, «ma güncesini tutuyor Kasım Ko- çak. Pek konuşmuyor. Resim- lerine bakıyor. Onlar anlatıyor. Kasım Koçak resim sergisi/ Sevimce Sanat Galerisi 12 nisan-14 mayıs/Tel: 338 53 28 336 79 30 En çok kitap okuyanlar Isveçlîler LONDRA- (AA)- Kitap için kışi başına yaptıklan har- cama ile Almanlar ilk sırayı alırken, İsveçlılerin en çok okuyan millet olduklan belir- lendi. Yunanlılar ise en az kitap okuyanlar olarak sırlamada en son sırada yer aldılar. Merkezi Londra'da bulu- nan Euromonitor firması ta- rafından yapılan araştırmada. 1990 yılı rakamlanna göre, Batı Almanlar kitap için kişi başına yılda 120 dolar (792 bin TL) harcıyorlar. Alman- lan. sırasıyla Norveçliler 115 dolar (759 bin TL), Finlandi- ya ve Isveçliler 95 dolar (594 bin TL) harcıyorlar. Bu dört ülkeyi kitap için kişi başına yılda 90 dolar harcama yapan ABD'liler izliyor. 20 ülkenin yer aldığı sıra- lamada İngiltere kişi başına yıllık6ldolarhk(402binTL) ile II. sırada, Japonya ise 58 dolar (382 bin TL) ile 15. sıra- da yer alıyor. Portekiz ise 21 dolar (138 bin TL) ile 20 ülke arasında kişi başına kitaba en az para harcayan ülke oldu. Öte yandan, ülkelerin kitap için kişi başına yaptıklan harcamalar o milletin en çok okuduğunu göstermiyor. Araştırmaya göre Almanlar kitap için en çok para harcayan ulus olmalanna karşılık, Isveçliler en çok okuyan millet. İsveç'te araştırmaya katılan- lann yüzde 80'i son bir yıl içer- sinde en az 1 kitap okuduğunu belirtiyor. Araştırmaya göre Batı Av- rupa'da her 3 yetişkinden 1 'i bir yıl içersinde bir kitap ancak okuyor. Batı Avrupalı yetişkinlerin hemen yansı da bir yıldır hiç ki- tap satın almamış. Bu arada kisi başına yaptık- lan harcama ve okuma oran- lan ile ilk 20 sırada yer alan ül- kelerin toplam kitap pazannın yıllık 51 milyar dolar (336 tril- yon 600 milyar TL) olduğu da belirlendi. ABD. 21 milyar do- larlık (138 tnlyon 600 milyar) pazan ile ilk sırada yer alıyor. ABD'yi 7 5 milyar dolar ile Batı Almanya, 5.6 milyar dolar ile Japonya ve 3.5 milyar dolar ile İngıltere ve Fransa izlıyor. SEN HEP CÜLECEKSİN Seni anlatamamak var ya şu dizelerde Sevmekten de beter seni. rsiihat çokoğuiiu j'İkı insan, bin 561ı (Ben), bırı 66lı, Türkiye'yi anlatacak. Böy- !e bır romana başlayanlar de- jvam etsin. Ben yeniden başlayacâğım" dedığı ve '0 IŞehir' adını vermeyi düşündüğü Iromanını yazmaya zamanı yet- '• - " : " - - 12 bin lıra Tek ısteklerde ederi kadar postapulu gönderin. KAVRAM, Başkurc Sk 41/2 Ohangır, istanbul
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear