25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
15 NİSAN1992 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 11 AIDS'e karşı Liz • Kültür Senisi - ~ ~ CJnlü Amenkalı oyuncu Ebzabeth Taylor, ABD'dekı AIDSAraştırma Vakfı yaranna düzenlenen etkinliklere katıbyor. "DevlerinAşkı". "Geçen Yaz Bırden"" *'Kim Korkar Hain Kurttan9 ", "KızgınDamdakı ^ Kedi" gibi gilmlenyle daha şımdiden beyazerdenın unutulmazJanarasına giren Liz Taylor. 13 nısanda New York'ta düzenlenen bir müzayedede sunuculukda yaptı. Bu yıl altmış yaşına basan sanatçının sunduğu altın ve elmas maskeyaklaşık bırmilyondolara alıcı buldu. Maskeninsatışındaneldeedilen gelir, A BD'dekı AJDS Araştırma Vakfı'na bırakıldı. Bahar Toplantılan • AA(Ankara)- Dıl Derneğınce düzenlenen Bahar Toplantılan 17 nisanda başlayacak. Türk İdareciler Derneği salonunda yapılacak ılk toplantıda "Anadili Öğretimi" konusu tartışılacak. Genel yazman Sevgı Özel'in yöneteceği açıkoturuma Emın Ozdemır ve Prof.Dr. Mustafa Canpolat kaülacak. Dil Oerneği'nden yapılan açıklamada, anadili öğretımının bıran önce ıyileştirilmesi çağdaş. bilimsel ve sanatsal verilerle donatılması gerektiği kaydedildi. Seramik yarışması sonuçlandı • AA(İstanbul)- Scramik Derneği'nce i!k ke7 düzenlenen seramık yanşması sonuçlandı Seramık sanatçılanndan oluşan ieçıcı kurul tarafından yapılan değerlendirme sonucu, 54 sanatçının toplam 126 yapıü arasından 7 yapıt ödüle değer bulundu. Seramık sanatçılan dahnda Şeyma Reısoğlu Nalça birintilık ödülü, Ferhan Taylan Erder ıse Jüri Ozel Ödülü aldılar Seramik öğrencileri dahnda Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencisi Nalan Danabaş birinci, yme aynı okuldarı Melda Ilgaz ikinci seçildi. Jüri aynca Eskişehır Anadolu Ünıversıtesi öğrencilerinden Bahar Kor ve Marmara Üniversıtesi'nden Şule Kemerdere ile Yeşim Odabaş'ın yapıtlanna üçüncülük ödülü verdı. AntikAŞ'nin müzayedesi • KültürServisi- Antık AŞ.144. müzayedesını 19 nisan pazar günü saat 14 OO'te Sw ıssotel The Bosphorusta düzenlı>or. Osmanlı'dan Çarlık Rusya'sına kadar çeşıtli ülke ve dönemlere aıt eserlerin yer aldığı müzayedede 350 parça antika eser satışa sunulacak. Müzayederunönemlı parçalan arasında Sultan Abdülaziz, Sultan Abdülmecıt ve Sultan Abdülhamıt donemlennın tuğralı gümüşleriılel6., 17. ve 18.yüzyıllaraaıt tombak eserlerönem taşıyor. Seferat Musevileri'nınİspanya'danTürkiye'ye göçünün 500. yılı nedenıyle Musevi dinının önemli bir sembolü olan P.F. Sazikov ımzab "Mezousa" da 1917 Bolşevik devnmı sırasında tahrip gören dmıeşyalararasından kurtanlarak bugüne kalmış olması nedeniyle önem taşıyor. 'Sevda Kalıcıdır' • Cumhuriyet Ege Bürosu (İzmir)- Halil Kocaaöz Şıır Ödülü bu yıl Gülten Akın"Tn "Sevda Kalıcıdır" adlı kitabına verildi. BennTaşan. NafızeÖztok, Mehmet MümtazTuzcu ve Şükrü Kocagöz'ün katılımıyla oluşan seçici kurul, 1986 yıhndan bu yana düzenlenen Halil Kocagöz Şıır Ödülü'nü Gülten Akın'a verdı. Secıci kurul. Akın'ın Adam Yayınlan arasında çıkan "Sevda Kabcıdır" >apıtını biçimsel olgunluğu, düzeyı ve insan sorunlanna karşı duya'rhğı nedeniyle ödüle değer gördü. Yazann da katılacağj ödül töreni cumü günü Atatürk Kültür Merkezi'nde saat 16.00"da yapılacak. Macintosh Operatörü Aıt Servis RUMELI CAD 47 KAT 5 NIŞANTAŞI 147 44 74 SATILIK DAİRE Camlıkahve'de _ oda bir salon, 80 m 2 . Tel: 502 23 69 ABD'deki Osmanlı Saray Hayatı sergisi IDSO'nım konseriyle açılıyor 'Saray Hayatı'nda kadın parmağı EVİN ÎLYASOĞLL ABD'nin Memphis kenünde dü- zenlenen "Osmanlı Sultanlannın İhtişamı ve Saray Hayatı" sergisinin açılışı dolayısıyla İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası bııgün bir konser verecek. Sergjnin konusu Osmanlı sultanlannın görkemli saray hayatı. Orkestramızda ise çağdaş Türkiye'- yi simgeleyen bir başka üye van Kadınlanmız. Üye sayısı nerdeyse erkeklerle yan yanya varan kadın sanatçılanmız ve hepsi kadın olan üç alırnlı solistimiz: Suna Kan, Gü- her ve Süher Pekinel. İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası Amenka'da ılk konser veren Türk orkest- rası olarak bugün Memphıs'te "Osmanlı Sultanlarının İhtişamı ve Saray H ay atı" k o- nulu sergınin açıbş törenındeçabyor. Uzun süreli planlar, izinler, program düzenleme- leri, kılık kıyafet seçimi, solist seçımi, nota sağlanması, mali destek bulunması, üç konser mi, beş konser mi. yalnız Memp- his'teki açılış mı. yoksa New York'ta 500. Yıl Vakfi'nın bir konsen daha mı derken hazırlık evresi sona erdı ve orkestra Ameri- ka Bırleşik Devletleri'ne ulaştı. Sergmın konusu Osmanlı Sultanlannın Görkemli Saray Yaşamı. Orkestramızda ise çağdaş Türkiye'yi simgeleyen bir başka öğe var: Kadınlanmız! Üye sayısı neredey- se erkeklerle yan yanya varan kadın sa- natçılanmız ve tümü de kadın olan uç ahmlı solisümız. Suna Kan, Güner Pekinel Memphiste bugüı açılacak sergi dolayEiyia Suna Kan, Güher Pekinel ve Süher Pekinel de ABD'ye gjttOer. vc Süber Pekinel. Bir yanda tarihin harem saltanatı, öte yanda günümüz Türk kadınının hüneri. Başkcmancılanmızdan Vusuf Güler Ak- söz'ün son dakıkadakı rahatsı/lığj nede- niyle tüm konserlerde başkemancılığı da Gülden Turalı üstleniyor. Geçen konsennde ve bu haftaki konse- nnde İDSO. İsıanbul dınleyıcısıne bu kon- serlenn bırer örneğını dinlettı. Program se- çimınde Amerikahlara özgü, onlann gözde ezgileri. Barber'in Adagio'su. Conland'ın Fanfar'ı gıbı, bızım onlara alımlı gelecek Tüziin Esintiler, Erkin Keman Konçertosu gibı yapıtlar ahnmış L'lvi CemaJ Frkin'ın Evelyn Waugh'un "Brideshead'e Son Gidiş" romanı Show TV'de dizi olarak gösteriliyor 'Kimse acı çekmeden kutsallaşamaz'Yüzyılımızın ünlü İngiliz romanası Evelyn Waugh'un Türkiye'de de ya- yımlanan "Brideshead'e Son Gidiş" adlı romanı, pazartesi geceleri Shou TVde "Dönüş" adıyla gösteriliyor. "Brideshead'e Son Gidiş", ancak bir "Venedik'te Ölüm"le karşılaşünia- bilecek bir "çöküş dönemi" romanı. AHMET CEMAL u Ona bir şey daha söyleyebilirdim; tüm bilgeliğin kökünde, bir insanuı bir insanı sev- mesi yatar diyebilirdim..." Yüzyılımızın ünlü İngılız romancısı Evelyn \Vaugh'un başyapıtı sayılan Brides- head Revisited, 1985 yılında Can Yayınlan tarafından ve Filiz Ofluoğlu'nun güzel çevirisiyle, Brideshead'e Son Gidiş başhğıy- layayımlanmıştı. Türkçedeki bu ilk baskı aradan geçen yedi yıl içerisinde henüz tükenmedı. Şimdı- lerde Show TV'de her pazartesi akşamı ro- mana son derece sadık kalınarak yapılmış televizyon dizisi gösteriliyor. Jeremy Irons ve Qaire Bloom gıbı büyük oyunculann yer aldığı "Dönüş" adlı bu nefıs diziden de basınımızda "kayda değer" bir söz edilme- di. Brideshead'e Son Gidiş, üslup açısından ancak bir Venedik'te Ölüm'le karşılaştınla- bilecek türden bir "çöküş dönemi" romanı Yüzbaşı Charles Ryder'ın anılan bıçımın- de kaleme alınan İcitabın başkişilennden Lord Sebastian Flyte, soylu bir Katobk aile olan Marchmain'lerin oğludur; ıçınde yaşadığı döneme her gün biraz daha ya- banalaşan bu ailenin çöküşünün neredev - se tüm acılan, Şebastıan'da somutlaşır Onunkı Oxford L nıvcrMieıs'nde ılk öğ- rencılik yıllannı pavlaşıın CharlCN Rydcı. hem kılabın sonuna dcğın bulün olup bı- lenlerin bir anlamda ı/lc\ıcısıdır. Bu arada Sebastian. Charlcb ıçın yalnı/- ca bir okul arkada^ı olmanın otesındedır. Bu arada Sebastian, Charles için yalnı- zca bir okul arkadaşı olmanın ötesindedir; ona rastlayıncaya kadar yaşadığı sevgiden yoksun ortamın belkı de tam bilincınde olmayan Charles, bütünüyle sevgi kav- Bugünlerde Shov\ TVde gösterflen "Dönüş" adlı dizide, geçen yıl Oscar ödühlne de değer görülen Jeremy Irons oyımıy or. ramını da ılk kez Sebastian'ın kişıliğınde lan o cinsiyetsiz güzelliğiyle esriticiydi..." tanıyacak. ona ilişkin ilk izlenımîerinden Belli bir zaman ı zamanötesi kılaınadık- hırını dc ^oylc tvctlcyccckur' "İlk genclikte s;a. ılk bakı^ta ı;oku!) ronıanıymış ızlcnı- aşkşarkılanhaykıran. ilksoğukrü/gârlaso- mmı uyandıran hıçbir eser sonunda kahcılığa uiaşamaz. Brideshead'e Son Gi- diş, bir yönüyle yirmıncı yüzyıla ayak uy- durabilmekte yetersiz kalmış bir toplum keMiının cle^lınMdir. kendısıne kulıcılığını kazandıran öteki yönüyle ise gelenekleri, onlann yerini tutabilecek, boşluklannı dol- durabilccck jcnı dcğcrlor buılamadan >ık- makia accle davranmı^, butün topluın- lann aynasıdır. Ailesindeki ve yakın çevresindeki onca uyumsuzluktan kaçış yolu olarak sonunda kendine içkiyi seçen Sebastian Flyte'ın öy- küsü, aynı zamanda hızlı bir akış içersinde belki yönünü bile şaşırmış bir topluma ayak uydurmak için keodince saglıkh bir neden bulamayan, böyle bir arayışın gerek- lılığıne de ınanmayan bir tür bılgenın öy- kusudür. Ermiş Sebastian'ın bu yaşam yolu, en açık biçimde yine arkadaşı Char- les tarafından betimlenir "...Çaresizlik içinde tek dileği, kimsenin ona karışmamasıydı. Kendi iç dünyasınnı ma\i sularında \e salınan palmiyeleri arasın- da küçük bir ada sakini gibi mutlu >e zarar- sızdı; ancak koca gemi mercan kamışlarımn ötesine demir atınca... çizme izi görmemiş [ bavırda tüccarın, esnafın, yönetkinin, misyonerin ve turistin ağır adımlan süriiyün- ce -işte o zaman kabilenin eski silablarını gömüldüğü yerden çıkaımak >e tepelerde davulları çalmak gerekebilirdi va da daha kolayı. güneşin aydınlattığı kapıdan dönüp boyaların işlediği, yetersiz tanrıların boşuna sardığı du\arların arasında, karanlıkta bir başına kalmak. vüreğinin acısını içki şişele- riyle örtmek yoluna gidilirdi." Charles Ryder, Sebastian'ın aksine. görünüşte daha sağhklı (!) bir yaşam bıçımi seçecek. evlenipçocuk sahibi olacak. içinde yer aldığı sınıfın bütün gereklerinı yıllar boyunca aksaksız yerine getırecek. ama bir zamanlar Sebastian'ın ailesının yaşamış olduğu Brideshead'ı yıllar sonra yenıden gördüğünde. şunlan söylemeden edemeye- cektır. "Yirmi yıl sonra geriye dönüp bakı- yonım da, y apmayacağım ya da başka türhl yapacağım pek az şey var..." Eskinin ve yenının ne olduğu. bu kav- ramlar arasındaki çizgjde ınsanoğlunun se- rüveni üzennde derinliğıne düşünmek ıste- yenler için Brideshead'e Son Gidiş, gerçek bir estetik kılavuzu. yirminci (1972 -1992) ölüm yılı da böylece diıılmış olacak Suna K.ın'ın lertemız yayın- da. tiu/cl loııunda Pekıneller gibı şalnız bizim değil. dün- yanın gözbebeğı olan pıyano ikiüs.ınden Poulenc'in gülmece dolu konçertosu bir başka coşku. Genel sanat >önetmcni Alexander Schvvinck'in yöneteceği konserlerde Çay- kovski'nın Romeo Julıet Uyertürü ve Rah-1 manınov'un oldukça ağır İkina Senfonisi' dc >cr alıyur Orkestra. Rahmanınov'un ' uzun soluklu ezgılerini biraz daha dra- [ matik ve enerjık sesiendirebılir. Ağır bö-; lümde Ayşegül Kirmanoğlu'nun klarnet so- losu da topluluğun ıçınden yükselen say-' dam bir ışık gibi. Yıne de Rahmaninov ye-! nnc daha ncl. gruplann daha kola\ jynın- J sanabıleceğı bir sonlonı sccılcmc/ mıydı? j Verdi'den Aida'nın Zafer Marşı; Sousa'- J dan Amenkan Bayrağı Marşı; Copland'-' dan Fanfar; Mozart'tan Türk Marşı der- i ken, Batılılara saray lı vecengaverözellikle- rimizi bir kez daha anımsatmak için Hik- ; met Şünşek de "Milli Marşlar" ve Saray-; dan Kız Kaçırma L vertürii'nü yönetmek üzere kafıleye katılıyor. Turnelerin, orkestra üyelennı vüreklen- dırmek açısından yaran büyük. Öte yanda Türkıye'nın hıçbir Avrupa ülkesındcn aşağı kalmayan klasik Batı müzığı anlayı- şını. dunyanın her köşesınde sesıni yüksel- ten solıstlennı Amenka'ya sunmak. yıllar yılı süren saplantılan yenmek açısından da güzel bir girişım Umanz TV ve radyodan yapılacak canlı yayınlarda, basında ve mü- zik çevrelerinde iyi yankılar uyandınr. olumlu tepkıler derlerler. Sağlar ABD'ye gitti Osmanlılar Memphis'te AA(Ankara> Kültür Bakanı Fikn Sağlar. bugün Memphıs'te açılacak "Osmanlı Sulıanlannın ihtişamı ve Türk Saray Hayatı" başlıklı serginın açılışını yapmak üzcrc ABD'ye gjttk Kültür Bakanhğı ve Memphis Belediyesi'nın işbirliğiyle gerçekleştırilen sergı Osmanlı kültürünü ve çeşitli yan etkinliklerle çağdaş Türkıye'nin tanıtımını amaçlıyor. Sağlar. serginin Türkıye'nin dünyadaki demokratikleşme ve kültürel gelışmesıyle entegrasyonunu sağlamada bir köprü ol- ması amaayla düzenlendığini belirttı. Sağ- lar. "Bundan böyle. Türkiye Cumhuriye- nnın kuluır devlet ı olarak dunyava lanıtıl- ması ılk g(irc\ımız olmalidır" dedi Tanhi eser kaçakçılığında en fazla talebin ABD'- den geldiğıne ışaret eden Kültür Bakanı, eski eserlerin bu ülkeye kaçınlmasının ön- lcnnıcM ıcııı \BD'lı \cikihlcrlo goruşmeler \ap<ıcaklannı da MI; lcdı Aydın Ayan'ın Kanşık Teknik Ayna Resimleri Galeri Lebriz'de sergüeniyor Aynı kalarak değişen ressam: Aydın Ayan Bugünkü çalışmalanna baktığımızda Aydın Ayan'ın resimleri farklılıklar taşıyor. İnsan değişiyor, çevre değişiyor ve doğal olarak bu değişiklikler Ayan'ın resimlerine de yansıyor. Ayan bunu "aynı kalarak değjşme" diye niteliyor. FATMA OR.\N Aydm Ayan'm Lebriz'deki serg&nde tt Hü- zün'dür Âdı" adı yaprtı da yer alıyor. Aydın Ayan, 1953'te Trabzon'da doğdu. 1972'de girdıği İstanbul E)evlet Güzel Sa- natlar Akademisı'nde Bedri Rahmi Eyu- boğlu ve Neşet Günal'ın oğrenasi oldu. 1977'de İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resım Bölümü'nü bi- tirdi. 1979'da aynı kuruma asıstan olarak girdi. 1983'te Mimar Sınan Cn. Sosyal Bı- limler Enstıtüsü'nden "sanatta yeterlik" derecesi aldı. 1986-;87'de Bntısh Counsıl'ın bursuyla Londra Ünıversitesı Goldsmıths Collcge'da vınal konusunda kuramsal ca- lışmalar yaptı. 1977'dekı ılk kışısel sergisin- den bu yana İstanbul, İzmir. Ankara. Eskı- şehir ve Londra'da sekiz kişısel sergi açtı. yurtiçı ve yurtdışında pek çok sergıye kaül- dı.Ulusal ve uluslararası bırçok odülün sa- hıbı olan Aydın Ayan. halen İstanbul Mı- mar Sınan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fa- kültesi Resim Bölümü'nde doçent olarak çalışmalannı sürdürmektedır. Aydın Ayan'ın Galen Lebnz'de 30 nısa- na kadar görülebilecek olan resimlen kışi- sel bir sergi niteliği taşımıyor: Zühtü Müri- toğlu'nun desen çalışmalannın da yer aldığı ıkıli bır sergı bu: Aydın Ayan'ın. Zühtü Müritoğlu'yla aynı galeriyi paylaş- maktan büyük onur duyduğu bir sergi... Yapıtlannda fıgür ve çevre elcmanlara yüklediğı sımgesel anlamlar aracılığıyla toplumsal konulan ışleyen Avdın Ayan'ın bu serşsinde. dördü 50x70 boyutlannda olmak üzere yağlı pastel ağırlıklı. asetat ka- lem. yağlıboya, guaj. çını mürekkebı, yal- dız ve kazıma tekniğiyle yaptığı yırmi üç resmi bulunuyor... "Temalaruuzda başlaı^ıçtan bugüne ka- dar bir değişim oldu mu?" dıye soracağım sırada. sormaktan vazgeçiyorum. vazgeçı- yorum. çünkü Aydın Ayan'ın işkencecilere ve ıdamlara tepki olarak yaptığı o büyük boyutlu. çarpıcı resimlennı anımsıyorum bırden: 12 Eylül sonrası yaptığı resimlenn- den "İnsanın insana ettiğidir" adlı resmıni anımsıyorum; bır çarmıhın altında ust üste \ığılıııış kat'alaslarını. "F.lektrik İ^kcncesi"- nı anıniMyorum sonrıi. ı^kcncc odıLııın oıa- da tzoslcrdığı «.Iırcnı^ı "Pivonların Pi- yonu"nu. "Bir Memleketin Simgesel Port- resi"nı \>dın A\an"ın/ıılmıin dallaıını lıı- çasıvl.ı kırdığı. kiMİcımlı karantll kokan resimlennı... Bugünkü çahşmalanna baktığımızda • \\av, ın resımlcn larklılıklaı ıaşı\oı İMN.III değişiyor. çevre değişiyor. dünya değişiyor \e doâal olarak bu değı^ıklıkler A\an"ın ro- sımlenne de yansıyor. "Aynı kalarak değiş- me" diye nitelendiriyor, Aydın Ayan bunu. Sanatın toplumsal bir bilinç biçimı oldu- ğunu, bu nedenle de sanatçıdan yaşadığı toplum ve dünyaya karşı salt birey olma düzeyinde değil, toplumsal birey olarak so- rumluluk, sanattan da bellı bır ışlevı yenne getirmesini bekleyen Aydın Ayan'ın he- men her resmınde konu. 'insan'dır İnsanı ele alması. her zaman insanı 'resmetmek' bıçıminde olmasa bile. 'anlattığı' gene ın- sandır. Resımlennın çıkış noktası yaşamın ta kendısi olmasına karşın, resimleri gerçe- ğın doğalcı yoldan kuru, katı aktanmı de- ğil. bakılıp geçilmemelen. çarçabuk tüke- tilmemeleri için 'gerçek'le örtüşen 'düşün- ce'run Tesmedilmesi'dırler. Resmın anlatım olanaklannı da göz önünde bulundurarak her nes>neye düşün- ce taşıyıa bir ışlev yüklemeye çalışan Ay- dın Ayan'a, resım yaparken kendisıni nele- rin etkıledjğini soruyorum. Okumayı sev- dığıni söylüyor Ayan, en çok da sııri; Nâzım'ı.AhmedAriri.HasanHüseyin'i. Va- şar Kemal'ı. Orhan Pamuk'u. Ve daha nıce görünüm. nıce yerlı vc vabancı >azar onu sany or. Resırr.lerınde dramatik bır etkı yarai- mak ıstemedığını söyleyen Aydın Ayan. Brecht'in 'yabancılaştırma' efektını kıılla- nırkcn. ızeyıcıye soru sordurtmayı amaçla- dığı ıçın de Bruegel'in o çok merkezlı ola- yından: sahneleme olgusundan yararlanı- yor. "Ayna ResünlerTne gebnce: "Doğaya gönderme yapan. yansımayı ele alan bir yaklaşım olduğunu görüyoruz Batı felsefesi- ne baktığımızda" diyor Ayan ve sürdürü- yor konuşmasını: "Orneğin Van Eyck'la 'y ansıma' olgusu arasında doğrudan bir bağ- lantı v ar. Sonuçta 'sanat y aşamın izdüşümü- dür'. diye bir olgu çıkıyor ortaya. Sanatın yaşama tutulmuş bir 'ayna' olduğunu da söyleyebiliriz tabii. Velazquez, Goya, Mag- ritte gibi ressamların resimleri de aynaya / yansımaya değişik dönemlerde. değişik sa- natçılann farklı yaklaşımlarını içeriyor." Aydın Ayan, "Ayna ResimlerTndc. sö- zünü ettıği sanatçılann getirdiklcn farklı yaklaşımlann tümünü kullanmaya çalıştı- ğını söylüyor Sadece Pistoletto'nun doğ- rudan ayna kullanma olayından yararlan- mamış: Hani, Pistoletto çevredekı dekoru yansıtabilen parlak celık yapraklar üzenne doğal boyutlarda fotoğraf fıgürlcr monu eder de izleyenler -v e v arsa. çev redckı öbüs sanat yapıtlan da- resme kalılmiş olur ya. bu >ok Ayan'ın scrgısindc Dunyanın. ıçdünvanın \c yaşamın ger- çeklenni yansıtAor Aydın Ayan'ın resim- LTI. Kcderli bir ıncelik var hcpsınııı duru- şunda. başka nc bcklivoruz yok cttıfımı/, kırleüığimiz bu hoyrat ortamda'' hJııı Itıt/tiıı 1,/uı Ri.MiııUn (mkn- U'briz, 7 Nisan-30 Hazıran Tel. 2402282
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear