22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
&JTFA CUMHURIYET 26 MART1992 PERŞEMBE 14 GORUŞLER BURAŞI TÜRKİYE HiLUKSAHİN Kışbakışı O laylann yanık lastık kokulu boğucu ve bunaltıcı dumanının orlasından >ukselıp duruma kuş- bakışı bakmakta yarar var Yoksa kafalanmız daha da kanşacak Lanşacak, çunku ılk bakışta bırbınne karşıt gorunen "nanyetık" guçlenn etkısı altındayız \xa adeta surukleyen bu güçlerden bınncısı. "globalleş- me' ya da "kureselleşme" dedığınıız olgu Yanı, ekonomık ve tâlturel düzeyde tum dunyada ortaya çıkan buyuk bu- turieşme, sınırlann anlamını yıtırmesı. kavramlann evren- sdbşmesı Insanlık tanhının en genış çaplı homojenleşme- si. \e bu bütunleşmenın karşısında, ımparatorluklan da- ğıUn, ulkelen paramparça, uluslan bolukporçukeden "mık- ro-mıllıyetçılık" dalgalan Unutulmuş, ya da unutulmuş olrrası gereken kınlenn, a>nmlann hatırlanıp bır bolunme necbnı halınde hortlaması Neredeyse her mahallenın özerk ve bağımsız olmasını ıstemeye \aracak bır •self-determınas- yon" tutkusu Bu nasıl ış Bır şey hem butunleşırken hem nasıl parca- lcinır* Gıttıkçe daha bır ornekleşjrken nasıl daha fazld farklılaşir 9 Işte 21 Yuzyıl'a beş kala gunumûzun anahtar sorusu BJ soruya, bırbırıne kdrşıtmış gıbı gorunen ıkı gucun as- lındt bırbınne destek olduğu, ardlannda bır çelışkının bu- lunmddığı yanıtı venlebılır Dunyayı kendı ımgesıne gore butunleştıren büyük gücün kapıtalızm olduğunu bılıyoruz Bu "sıstem"ın genlennde gıttıkçe buyumek, ydyılmak, genışlemek var Bu buyume- nın mantıksal hedefi tum yerkureyı pazan, tum ınsanhğı emekçısı ya da tuketıcısı halıne getırmektır Globdlleşme dedığımız olay ışte bu surecın ılerlemesıdır • Yırmıncı Yuzyıl'ın îkıncı yansına gırdığı- mızde globalleşmenın önunde ıkı engel vardı "Proleterya enter- nasvonalızmı" ddı dl- tındd kendı globelleşme modelını savunan K o munızm ve hukum- ranlık haklan konu- sunda tıtızhk edebılen ulusal devlet mıllıyetcılığı Ulusal devleti içerden çökerten "mikro-milliyetçilik" örneklerine şu sıralarda bir çok yerde rastlıyomz Türkiye'ye de bu gözle bakanlar var. Kırk yıl suren Soğuk Savaş'la Komunızm yenılgıye uğ- ratıidı Şımdı de, farklı parçaları dynı bunye ıçınde bırleştır- mek ıddıasıyla tanh sahnesıne çıkan ulusal devlet hırpalanı- yor Örneğın, Yugoslavya bundan 20 yıl once federal yapıda bır ulusal devlet olarak hem kendı hukumranltğı (pazan) konusunda duyarlıydı, hem de bu turden korumacılığın ıdeolojısının yapıldığı Uçuncu Dunya hareketının oncü- lennden bınydı Şımdı bu ulke, gerekırse bırbırlenyle dö- ğüşturulerek, mınık parçalara a>nlı>or Buyuk akıntıya karşı koyamayacak kadar zayıf, dışanya muhtaç kuçük parçalara Ulusal devleti ıçerden çokerten "mıkro-mılhyetçılık" or- neklenne şu sıralarda bır çok yerde rastlıyoruz Bu turden patlamalara gebe başka adaylar da goruyoruz 21 YuzyıF- ın hantalannda bu> uk bınmlenn kuçük bınmlere bolündü- ğunu, adeta mozayıkleştığını farkedıyoruz Malum Turkıye'ye de bu gozlerle bakanlar var Guney- doğu'dakı aynlıkçı hareket bu tanhsel ruzgârdan yararlan- maya çalışıyor Turkıye'yı kendı çıkarlan ıçın destabılıze et- mek ısteyen bır takım ulusal devletler de eskı moda motıf- lerle bunudestekhyorlar Oysa, aynı sert ruzgânn kendılennı de allak bullak etmek uzere olduğunun tarkında bıle değıl- ler îşın ozu şu neredeyse kabılesel duzeyde parçalanmalara yol açan çağımız mıllıyetçılığını Fransız Devnmı'nden son- ra dunyayı sarsan mıllıyetçılıkle kanştırmamak gerek Bı- nna "makro-mıllıyetçılık" dalgası feodal mozayığın uzen- ne kocaman bır ulusal bayrak resmetmeye çalışıyordu Bunu başardı da Şımdıkı mıkro-mıllıyetçılık dalgası ıse bu bayrak resmını daha ust bır otonte adına parçalayıp moza- yıkleştırme çabasmda Butun bunlann bır takım bıreyler va da gızlı orgutler ta- rafından planlanmış bır komplo olduğunu ıddıa etmı- yorum Sıstemın dınamıklen şu anda boyle çalışıyor Bun- dan bınlen yararlanıp, bınlen zararlı çıkıyor 9 Kımler 9 Bız hangı obekteyız 9 İlerde çok tartışacağız 60-30 YIL ÖNCE CUMHURIYET 1962: Arap BirliğiKonseyi Arap bırlığı genel sekreterngınden bıldırîldığınegore Genel Sekreter Abdulhalık Hassuna ve yardımcısı Saıd Neofal 31 martta Rıyad da yapılacak Arap Bırlığı konsey toplanusının hazırlıklan ıle meşgul olmak uzere 27 mart tanhınde uçakla Kahıre'den Suudı Arabıstan'ın başkentıne hareket edeceklerdır Dün akşam, Suudı Arabıstan hükumetı bır bıldın yayınhyarak Arap Bırlığı konseyımn otuz yedıncı toplanusının Rıyad'da yapıiması hakkındakı karannın muteber oluduğunu behrtmıştır TARİHTE BUGÜN Ml MTAZ 4RIkAN WILLIAMSJ19li'O£ &UGuM,UMLU AMERtKAU OYUN YA- ZAGt rEMA/E£SE£ IA//LUAMS(TENtSİ VİL- YfMS) obĞMUÇrU. OYUflJiAG(M£>A, UYUMSUZ MSAA/O4/ZfA/ /L/ŞKftE&Mf (ÇLEYEAJ yA24£; Bu AMAÇtA, rtPLeet'M, SAtcArL4e,AL- SO- ZÜK P MAM£P f / o r OF THE IGUAKA), ' r G£ÇE« rAZ g/&>EMBlZ£ (SPPENL? lAsrsuMMEfŞ <s/8t UULU yAP LAKf S/MEMAM £>A e*> n*z Sırdenbi ,/e A/1or>tgomery Cltff- goröfuyor: Ermenistan, Karabag ve Türkiye Prof. Dr. TUNCER GÜVENÇ Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi K ısa bır sureden ben Turkıye, pek de ıyı tanımadığı kardeş ulkelerle kucaklaşmak ve on- lara yardım etmek zorunda kalmıştır Sorunlannı, ekonomılennı ve hatta küJturlennı bıle ıyı tanunadan Turkıye'y 1 kardeş ve hatta bazılannca 'ağabey' bılen halklar ve yonetıcıler ıle ışbırlığı yoluna gıdılmek zorunda kalın- mıştır Turkıye bır taraftan ehndekı olanak- lan da zorlayarak yardım etmek ıste- mekte, kamuoyunun da bu yonde bas- kısını duymakta ve aynı zamanda yakın geçmışın bıraktığı duygular ve çekın- genlıkîerden de kurtulamamaktadır Ne yazık kı bu konuya hazırlıksız yakalan- manın sonucu baa talıhsız sozJer söy- lenmış ve konu bır ıç polıtıka ve TBMM dışı muhalefete dönuşturulmek havası- na bürunmüştur Bugun Turkıye, geç- mışın sağlıksız duygulanndan kurtul- mak, sorunu ıçınde bulunduğu çeşıtlı sorunlarla bırlıkte soğukkanlı ve objek- tıf olarak ırdeleyerek Batı ve Orta Asya polıtıkasını duzenlemek zorundadır Artık olaylann tanhı gunlük kıldığını da unutmamak gerekır Turkıye bugun Kafkasya'da ve Orta Asya'da yenı ve onemlı gehşmelere açık pek çok sorunlarla karşı karşıyadır ve bu sorunlar, eğer gerçekçı ve ılenye dö- nuk polıtıkalar saptanmaz ve gereklı onJem ve gınşımlerde bulunulmaz ıse pek yakında Türkıye Cumhunyetı'nı ve Turkçe konuşan uluslan çok gûç du- rumlarda bırakacak ve hatta boîge dışı- na taşacak sorunlan yaratacaktır Bun- lann en başta gelenı ıse Ermenistan so- runudur Turk ulusu ve Ermenjler, 19. ve 20 yuzyıllarda çok acı olaylarla karşılaş- mışlar ve yuz bınlerce olü vermışlerdır Bu sorun Osmanlı Imparatorluğu'nun Ingıltere, Fransa ve ABD (evet ABD) tarafından paylaşılması ıçın Ermenıle- nn kullanılmasından doğmuş ve her ıkı ulusda bundan çok acıçekmıştır Yakın zamanda Anadolu'da ortaya çıkartılan (neden daha once değjl 9 ) toplu katlıam mezarlan bunu belkı daha açık hatırla- tır Aynca 1917-1924 Turkıye-Ermenı ılışkılennı nedense kımse hatırlama- maktadır Pek çok farklar olmasma rağ- men bugünku durum 1917'dela duru- mu hatırlatmaktadır Bu donemde Kaf- kasya Konutesı'nın, Seym Önkafkasya Federasyonu'nun ve bunlann ıçınde Er- merulenn Ingalız, Fransız ve ABD ıhşkı- lennın sonucu kabul ettıklen utuslara- rası anlaşmalan once kabul, sonra ret ve hemen arkasından Kars ve Batum'u alarak hemen Buyuk Ermenıstan'a yo- nelmelen, Gurastan'ın Alman koru- masına gırmeye zorlanması, Gurastan'- ın (Çenkelı) banş çabalan, çıkan savaş sonucu yenıden Brest-Lıtovsk'u tanı- malan, Antraruk ve çetelennın bunu da tanımayarak Azerbaycan'a geçerek Ka- rabağ'a yerleşmelen, bu arada Mond- ros'tan sonra tekrar Anadolu'yu ışgale başlamalan, Gumru Antlaşması (1920), Moskova ve Kars antlaşmalan (1921) neden hatırlanmaz 9 Paris "Şartı" veya AGİK'te yapılan çabalar ve alınan başanlar yerindedir... Fakat bu yeni kuruluşları harekete geçirmenin fazla bir sonuç vermeyeceğini de düşünmek gerekir. Bugun SSCB dağılmış ve Kızılordu artık kendı kendıne kımın ordusu oldu- ğunu ye mısyonunun ne olduğunu sor- maktadır Nasıl 1917'deçarlık ve ordu- su dağılınca Kafkasya'da bu ordunun, İngılızlenn, Fransızlann yardımı ıle Er- menistan yayılma polıtıİcasına başladı ıse 1991 *de de aynı yola başvurmuştur Değışen, teknolojı ve yerel koşullardır Artık Batum'da ve Kars'ta Batı ışgal or- dulan bulunmamaktadır Ama Batı yı ne her şeye rağmen Ermerustan'ın arka- sındadır Ermenıstan'dakı, Karabağ'- dakı ağır sılahlar nereden gelmışür 9 Er- menistan hükumetınde ve dışışlennde Batı vatandaşlan var mıdır 9 Ne değış- mışür 9 Başka kımler vardır 9 Bugun Turkıye, 1917-1924 sorunlan- nı tekrar yaşamayı goze alabıbr mı 9 Sanınm ana sorun budur Hıc kımse Turkıye'de buna evet dıyemez Oyleyse Turkıye sorunlara sadece kardeş ülkele- re yardım açısından bakamaz Sorun Turkıye'nın olduğu kadar Ermenistan'- ın, Azerbaycan'ın Gurcıstan ın ve Batı- nın sorunudur Sorun Batı Asya'nın ve dolavısı ıle Orta Asya'nın guvenlık ve banş sorunudur ve bu sorun herkesı ılgı- lendınr Turkıye ne yapmalıdır 9 önümuzdekı sorun, Turkıye açısın- dan çok yonludür ve hazırlıksız, hızla değışen ve gelışen bır durumla karşı kar- şıya olduğumuz da açıktır Şuphesız Turkıye kardeş ülkelere her turlü yardım ve ekonomık, külturel, bı- hmsel ışbırlığı yapacaktır Şımdıhk pro- tokollerde kalan bu ışbırlığı hemen ger- çekleştınlmeye başlanmaîıdır Aynca Turkıye bu ulkelerde banş ve kardeşlık duygulannı gehştınnek, Mezgıtlenn so- runlan gıbı sorunlann ortaya çıkmama- sı ıçın yol ve çaba gostermelıdır Bu yeru dünyada Türkıye, bır kardeş ulke ola- rak onlarla eşıt koşullarda ışbırlığıne gıımelıdır Bu konuda yapılacak yanlış- lar çok beklenmedık ve ters sonuçlar ve- rebılır Bu sorunlardan çok daha onemlı ve güncel sorun, Kafkaslar'da sınırlann garantıye almması ve Azerbaycan'dakı azınhk sorununun çözulmesıdır Bura- da yapılacak ılk ış, Rusya, ABD, Fran- sa, îngıltere ve Almanya'yı bu bölgede sılah ambargosuna zorlamaktır Kara- bağ'dakı sılahlar ve özellıkle ağır sılah- lar 75 000 Ermenı azınhk tarafından yapılmamıştır "Bunlar Kızılordu'dan çalınmıştır, bız vermedık" de denılemez Bunun dışında Türkıye gerekh on- lemlen almahdır ve alacaktır Pans "Şartı" veya AGIK'te yapılan çabalar ve alınan başanlar yenndedır, fakat bu yenı kuruluşlan harekete geçırmek ve onlem almalannı beklemek, olaylann gelışmesını onleyemeyeceğı gıbı fazla bır sonuç vermeyeceğmı de duşunmek gere- kır Turkıye, Karabağ sorununu durdur- mak zorundadır Bu, bolge banşı ıçın kaçınılmazdır Turkıye her turlu banşçı yolu denemeh ve zorlamahdır Özellıkle Rusya, ABD, Fransa ve Almanya'ya donuk banş çabalannı arttırmalı ve so- run un hıç kımsenın ısteyemeyeceğı bo- yutlara doğru gelıştığıru ve Turkıye'nın çabalanna katılmalan ve desteklemelen ıstenmelı ve Turkıye ve bolge ıçın ya- şamsal olan banşı sağlamada, Turkıye'- yı tek başına onlem almaya zorlamama- lan gerektığı anlatılmalıdır FERRUHDOĞAN Sendikaalıkîa YeniBirSes EMRE KOCAOĞLU Endüstri tlişkileri Damşmam Son gunlenn çığlı, gnzulu. depremlı ortamında aalanmız ve huzunlenmız o kadar bu>uk kı başka konulara dıkkat etmeye vaktımız de. halımız de kalmı- yor Bu sıkıntıh gunlerde sendıkacılık dunyamızda yenı bır ses duyuldu Ses yenı, ama sesınsahıbı yenı değıl Yıllann Otomobıl-İş Sendıkası, dunya ıçın ol- masa bıle Turkıye ıçın yenı sayılacak bır sendıkal anlayışı seslendırmeye başladı Otomobıl-Iş'ın soyledığı kısaca şu Teknolojık gelışme dunyayı ovlesıne sarstı kı her şey kökunden değıştı Ydnı Mevlana'nın yuzyıllar once seslendığı gıbı. 'Dunle beraber gıttı cancağızım, nevarsddunedit, artıkyenı şeylersoyle- mek lazım 1 " Konumuz açısından teknolojık gelış- menın nelen ' goturdüğu" ortada Komunızm çoktu, kol emeğıne daydlı sıyasal ve sendıkal tezler endı. teknolo- jıyle banşık yenı ışçı kuşaklan yuksek bıreysel vasıflan sayesınde artık kolektıf sendıkdl hımdyeye ıhtıydç duymddıkla- nnı fark ettıler, ışçırın azalan "mensubı- yet duygusu"nu tekrar kazanmak ıçın sendıkalar. değışen ışçı profilıne uygun venı arayışlar ıçme gırdıler Teknolojık gelışmenm bunlann >en- ne ne "getırdığı" sorusunun cevabını butun dunya anyor, ama asıl cevabı ve- recek olan "haydt" henuz konuşmaya başlamadı Ufak tefek bazi ışdretler dı- ^ında yannkı endustn ılışkılennın ve sendıkacılığın profilı henuz td/n olardk bılınmıyor Ama ILO'dd, ICFTU'da. bazı ulkelenn konfederasyonlanndd cıddı araştırmalar yapılıyor Otomobıl-Iş'ın goruşlennın sendıkal dunyamızdd tdrtışıldığı muhdkkaktır Bu konudakı yayınldrdan anlayabıldı- ğımız kadanyla sendıkanın bdptadığı genel doğrultu sağlıklıdır. ama goruşle- nn ıçenğınde ve uslubunda eleştınlecek yanlar da vdrdır Mesela, ıçenk olarak şu eleştmlebılır Dunyada sendıkdahk soylendığı gıbı '"devnmcı" ve "'uzlaşma- cı" dıye ıkıye aynlmaz, bu aynm sadece bızım entel'lenmıze ozgudur Dolayı- sıyld bır uçuncu yol keşfine de gerek joktur Pratıkte dunya sendıkacılığı. WFTU nun temsıl ettığı muteveffa" ko- munıst sendıkacılık", VVCL'ın temsıl ettığı vdtaldk 'dını sendıkdcılık" ve ICFTÜ'nun temsıl ettığı sağlıklı "hur ve demokrdtık sendıkdcılık dıye uç genel çızgıde ıncelenebılır Bu uççızgının tem- sılcılennden VVFTU ve VVCL ıdeolojıle- nyle bırlıkte yok olurken ICFTU guçle- nerek \arlığını sürdurmektedır Bu uç Türk sendJkacısı birtakım arkaik lakırdılar ve köhne ideoloji hülvaları uğruna dün> adaki hızlı gelişmenin gerisinde kalmavacaktır. Şimdiki modernleşme sınav ından da elbette başarı> la çıkacaktır. çızgının fafklı ıdeolojılennı burada tdr- tışmaya yenmız >oktur mucadelenın galıbı ICFTU ıdeolojısının Turkıye"- dekı temsılcısının Turk-Iş olduğunu be- lırtmek yeterlıdır ICFTU gıbı Turk-Iş'- te de hur ve demokrdtık sendıkdcılığın genel sınırldn ıçınde kalmâkşdrtıvla de- ğışık goruşlerden sendıkaldr ve sendıkd- cıldr bulunmaktadır Ama temel bır ılke. partıler, dernekler. ışverenler. ındnçldr ve sıyası ıdeolojıler vs gıbı her turlu bunye dışı etkene kdrşı orgutun bağımsı/lığını tıtızlıkle korumdktır Otomobıl-Iş ın bdzı tdhlıllennı bu uçlu a>nm temelınde yenıden gozden geçır- mesı bızce ydrdrlı oldcaktır Bu tdrtı^mdlar, yayınlarda da ışaret edı- len yonde sendıkacılık anla>ışında ve sen- dıkal hızmetlerde de venıhkler getırecek- ıır İşcının sendıkasından laf pehlıvanlığı ve ıdeolojık onderlık değıl. gerçck ve so- mut hızmet bekledığı gunumuzde. bu ve- nılıkler hem ulkeye hem de ışcılere buyuk rahdtlık sağlayacaktır Otomobıl-İş. bu venı ses " yuzunden belkı ılk anlarda sıkıntı çekebılır Çunku Mevlana ne derse desın eskı kove venı adet getırmek kola> değıldır Mevcut du- rumdd butun koşeler kdpılmı^tır herkes | kendı planını yapmıştır ve ıyı-kotu yenn- | den memnundur Şımdı durup dururken j yenılıklerden söz etmek doğal olarak pek çok kıştde kurulu duzenın bozuldcağı kav- gısını uyandırabılır Bu nedenle de sendıkd ılk zamjnlarda hıç beklemedığı verlerden hıç hdk etmedığı eleştınler alacaktır Ama madem kı teşhısı ve ıfadesı doğrudur ^u haldc havat sendıkayı kısa zamanda doğ- rulaydcaktır Otomobıl-Iş başlattığı çağddşlaşma gırışımıne yılmadan devam etmelıdır Sa- dcx;e soyle>erek de değıl, sendıkal faalıyct alanlannı genışleterek uyeve goıürduğu sendıkal hızmetlen çeşıtlendırerek, vonetı- cı ve temsılcılennı teknık sendıkacıhk an- lamında eğıterek uluslararası ıhşkılerden somut yararlar sağlavarak muzakere vc ıkna teknıklennı gelıştırerek, ulkede ka- muoyunu kazanarak surdurmelıdır Bu volda yılmadan devam ederse ılk zaman- lardakı sıkıntı ve >alni7İık kısa zamanda sona erecck ve sendıka sandıgından daha fazla dosi \e muttefık bulacaktır Turk sendıkacısı birtakım arkaik lakır dılar ve kohne ideoloji hulvalan uğruna dun>ddakı hızlı gelişmenin gensınde kal- mayacaktır Hem ı^çının vıkarları bunu gerektınr hem de sendıkacımız buna bcn zer sınavlan şımdıve kadar hcp alnının akıyld vcrmı^Ur Şımdıkı modcrnic^mc sı navından da clbettc başanyla çıkacaktır ' POLTTIKA VEÖTESİ MEHMED KEMAL Bir Dize Alıp Götürür... E lımde zarf buyukluğunde bır antolojı var Ustune "Kuçük Şur Guldestesı" dıye yazmışlar Bır za- manlar antolojılere Ataç "guldeste' derdı Uzun bır süre guldeste tuttu, sonra seçkı denmeye baş- landı Seçkı, eskılenn 'muntehabat' karşılığı oldu Bundan otuz ıkı yıl (1960) once basılmış, pıyasaya çıkmış olan "Kuçuk Şur Guldestesı"nı -antolojıyı- (ıcende oyle ya- zıyor) Mazhar Leventoğlu duzenlemış Mazhar Leventoğ- lu' Mazhar Leventoğlu' Bu ad bızı alıp elh yıl oncelere goturebılır Mazhar Leventoğlu'nu Mulkıye'de oğrena ıken tanınm Şımdı gozlenmın onüne mceak, uzun boyu ıle gelıyor Yakın arkadaşı Kıvırak Fuat'tı Daha başkalan da vardı ama kım 9 Onlan pek çıkaramayacağım O gunlenn genç şaırlenrun gıttığı kuçuk ıçkı evlenne ge- lırdı Bır de Kıvırcık Fuat ve arkadaşlan gıbı cebınde at yanşlan Iıstesı (ganyan, plase, müşterek bahıs) olurdu At yanşlan bugünkü Jcadar yaygm değıldı Kahvelerde, bıra- hanelerde oynanmazdı Hıpodrama gıdılır, atlar gorulur, favonler seçılırdı Kıvırak Fuat kazandıysa hepımız bayram ederdık Şışe- ler açılır, geç saatlere kadar ıçılırdı Masada, başta Suphı Taşhan olmak uzere butun ıçıçıler bayram ederlerdı Mazhar Leventoğlu'nun, bır de yıllar sonra Dıl Ku- rumu'na taktığını anımsıyorum Bır anlaşmazükü ama ney- dı 9 Şımdı tam çıkaramayacağım Gelelım 'guldeste>e Gerçekten ınce bır beğenı ıle du- zenlenmış Mazhar Leventoğlu da, şıır yazardı Gızlı dıye- ceğımız bır şaır "Yenı Türk şıın uzenne bır mceleme sayılan bu betık Şair,"Birkarınca götürür hakka beni" diyorya bir dize de nerelerden alıp, nelere götürüyor!.. 1960 Kasımı'nda Ankara Baylan Bası- mevı'nde dızılıp ba- sıldı' denıyor Tıcan bır kıtap değıl An- cak eşe dosta dağıtı- lır, pıyasaya surul- mez Ilk dize Fazıl Hus- nu Dağlarca'dan, "Sevgı, sevda, muhabbet, aşk ustune " Altında Metın Eloğlu var "Aşk mı 9 O en kesın yasam" dı- yor Cahıt Kulebı'nın 'Dışı' dıye uzun bır şıınnı goruyoruz Şıırler, aşk, çocukluk, gençlık, kadınlar, kızlar, olum, yal- nızlık olarak dızılmış Hangı şaırler yok 9 Bugünkü çağdaş şıınn ddha une kavuşmamış, bır gun gelecek kavuşacak olan şaırlennın hemen hepsı yer almış Kım derdı kı gun ge- lecek, bır donemın on sırada şaırlennın hepsı bır yerde top- lanacak' Şaırler ABC'ye gore şoyle Saıt Faık, Nahıt Ulvı Akgün, Akın Gulten, Aksel Sabahattın Kudret, Mehh Cevdet An- day, Sunullah Ansoy, Ece Ayhan, Mehmet Başaran, Faık Saysal, İlhan Berk, Salah Bırsel, Edıp Cansever, Necaü Cu- malı, Asaf Halet Çelebı*Fazıl Husnü Dağlarca, Anf Da- mar, İlhan Demıraslan, Turhan Dokmea, Metın Eloğlu, Bedn Rahmı Eyuboğlu, Attıla İlhan, Orhan Velı Kanık, Mehmet Kemal, Cahıt Kulebı, Oktay Rıfat, Zıya Osman Saba, Cemal Sureya, Cahıt Sıtkı, Celal Vardar Bu şaırler, bır donemın polıs fışlenne geçer, yurtdışına çı- kacaklan zaman pasaport alamazlardı Şımdı edebıyatımı- nn yurtdışmda oğunç Iıstesı oluyorlar Çok değıl, otuz yıl ıçınde değer yargılan nasıl da degışıyor 9 Sovyet Imparatorluğu yıkıldıktan sonra her şey nasıl kı- lıklara gınyor Bır kuçuk antolojı bızı nelerden uyanyor, nelerden aydınlığa kavuşturuyor 9 Şaır. "Bır kannca göturur hakka benı" dıyor ya bır dize de nerelerden alıp, nelere goturuyor 1 OKURLARDAN Bizlcri çağırmalısımz Haceltepc Lruversıtesı Sağlık İdaresı Yüksekokulumuz çağınıcaplannave memlcketın gercekknne uvgun4>ilhk lısans eğıtımı vermektedır Okulumuzders mufredatı da aynı paralelde haarlanarak gorev alacağırruz kurumlannı >onetım ve ışletme sureçlenne uvgun olarak voneüm bıLm ve sanatı doğrultusunda voneumienne ılışkın tum bılgılen kapsamaktadır Gorulen bu derslenn pratıkte uygulaması olan stajlanmız. uçuncu sınıf bahar somestn sonunda tıbbı unıtclenn tanjtılmasını hedefleven ve IV sınıf bahar sometnnde sağlık kurum ve kuruluşlannın (hastane ve benzen) tüm ıddn malı tekruk hukuksal mevzuatırun oğreülmesı uygularuşının gostenlmesını hedefleven ıdan stajımız olmak uzereeğıüm programında ıkı stajımıza yer venlmışür ABD Ingıltere. Almanyave dıger muasır medenıyet sevıvesını jakalamışolan ulkelerde sağlık hızmetlennın venlmesınde tıbbı personelın >arunda protesyonel sağlık ıdarecılennm onemı anlaşılmış veozellıkle ABDpopolontesı > uksek meslek gruplan arasına gırmıştır Fakat Turkıve de bu mısvonu uzenne alan sağlık ıdarealennı ietışuren Hacettepe Lnıversıtesı Sağlık idaresı \ uksekokulu kurulduğu vılda gorduğu ıtıbar ve ehemrruvetı s.ımdı gorememektedır Mezunlanna ıse bu mısvonun ıddmcsı. gelıştınlmesı ve uygulanmabi ıçın gereklı olan ortam ve koşullar unutulmakta veya sunulmamaktadır rurkıyedesağhk hızmetlennın sunulmasında Sağlık Bakanlığı na dırekt bağlı bulunan hastanelenn ancak (ıyımser bır oran olan) yansının başmda Hacettepe Lnıversıtesı Sağhk idaresı Yuksckokulu mezunu olan profesv onel ıdarecıler gorev vapmaktadır Lnıv ersıte hastanelennde. SSK hastanelennde KlTlere bağlı bulunan sağlık kurumlannda yok denecek kadardır Sağük Bakanlığı"nda bde bu koşullann gorulduğu aşıkardır Sayın Başbakanım ve Sayın Sağlık Bakanım, Ulusal sağlık polıukasımn oluşturulmaya çalışüdığı bu gunlerde modem Türkıye'nın doğuşunda Hacettepe Unıversıtesı Sağlık idaresı Yüksekokulu mezunu olan bızsağlık ıdaret lende gorev almak ıstıyoruz Bunun ıçın yılda mezun sayısı 80'ı bulan sağlık ıddrealenne ıhüyaç olduğu bu koşullarda 4 yıldır açılrnayan veterühk \e vanşma ımtıhanının acıkn dçılmasını ve>a oğretmenler ıçın kaldınlan bu ımühanın bızlerıcın de kaldınlmasını ısuyoruz Sayın Sağlık Bakanım, 1986 yılına kadar açıktan atanması yapılan Hacettepe Unıversıtesı Sağlık idaresı Yüksekokulu mezunlannın karşılaşuklan bu mağdunyetı kaldıracak cahşrnalannızı bekhyoruz YukseiÇakşkan S l k idaresı Merunloarı İLAN PENDİK 2. ASLtYE HUKUK HÂKİMLtĞl'NDEN 1990/980 Çapa Mıllet Cad 254/B Utanbul adrcsınde bulunamayan davaraı- an davalısı Şark Türızm San ve Tıc. Koilekuf Şırketı Anf Şışman ve ortaklan aleyhıne davacı Zıya Erdağ tarafından açılan ferağa ıc- bar davası 25 12 1991 tanhınde netıcelenraış olup, buna göre davalı adına Pendık Yayalar Köyu 7 pafta 147 parsel sayılı taşınmazda ka- yıüı olan 10840/48400 payın ıptab ıle davaa Mürteza oğlu 1927 Doğ Zıya Erdağ adına tapuya kayıt ve tesalıne karar verümıştır lşbu kararın ılanen teblığ yoluna gıdılmıştır Ilanın neşnnden ıtıbaren 15 gün sonra teblığ edılnuş sayüacağı ılan olunur 11 3 1992 Basın- 3433
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear