25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 ŞU8AT1992 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 15 CuMARTESiCuMARTESİ Körfez savaşının öbür yüzüKörfez krizinın birinci yılında, sıcak savaşrn tozu dumanında güme gjden bazı gerçekler yavaş yavaş su ûstûne çıkıyor. Gerçi şimdı açıklananlar o zaman da söylennuşü. Ama iletışim araçlannın dûzmece haber bombardımarunda gerçeği yakalamak hiç de kolay değildi. Bugün, savaşın birinci yılında her şeyi çok daha netgörmek mûmkün. Aslında onca savaşa karşın Körfez'de değişen birşey yok. Eski hamam eski tas. Saddarn yerinde otunıyor. Petrol şeyhleri de öyle. Bölgedeki petrol zengjnliklerini şeyhlerle ortaklaşa bölüsenler açısından da durum farklı değil. Oysa Başkan Bush, o sıralar Körfezde artık hıçbir şeyin eskisi gibı olmayacağıru söylüyordu. BÖlgeye demokrası gelecek, petrol şeyhlen birbiri ardından demokrat kesileceİderdi. Savaştan bır yıl sonra. vaat edılenlerin zerresi gerçekleşmedı. Şeyhlikkrde demokrasınin D'sınden söz edenin dili kesilıyor. Basın büıunüyle vahşi bir baskırun altında. Gebr dağdımındaki adaletsizlık tüm hızıyla sürüyor. Baüh şirketler, yeni savaşlara çanak tutan silah satışlanna yeniden başladılar. Dağılan Sovyetler Birliği'nin eski cumhunyetleri de silah tıcareti kervaruna kaüldılar. Peşin dolan basüran Allah ne verdiyse HÜSEYİN BAŞ götürûyor. İki bini aşkan atom uzmanı bir avuçdolar karşılıgmda kaparun elinde. Körfez krizi sırasında büyük bir gûrültüyle istifa eden eski Fransız Savunma Bakanı Jean-Pierre Chevenement şu sıralar Körfez savaşına ışık tutan ilginç bir kitap yayınladı. Adı "Bir Tarz Cumhuriyetçi Düşünce Beni Bunlan Yazmaya Zorladı" şeklinde çevrilebilir. Chevenementkitabmda özetle şöyle diyor "Sonuçta, Körfez savaşından çıkanlacak ders basit: Gelişmiş ülkelerin 3. Dünya Ülketerine ıhüyaçlan yok. Onlann sadece petrollerine ıhtiyaçlan var. 3. Dünya Ülketeri bundan sonra sıkı dursunlar. Bir zamanlarCezayir'de Franaz faşist örgütü O.A.S.'nin duvarlara şu sloganı yazdığını görmüştüm. O.A.S. istediği yeri, istediği zaman vunır. Amerika Birleşik Devletleri, başlangıçta Bir başka gece -.Geçcnhafta. İslam Eserleri Müzesi - MüdürüsevgılıNazanÖlçer, yakın dostlan ile bırlikte Zıhm'nin sıcak ve dûzeyli atmosferinde, yaşını kutladı. En az seîcsen konuğun katıldığı gece neşesinı ve çılgın temposunu yıtırmeden sabaha kadar sürdü. Kimler yoktu? Sadece sayması bile sayfalar doldurur. Ama gecenin mûstesna konuğu ünlü opera sanatçımız Nejat Boren'den sözetmeden olmaz. Nejat, opera dışında öyle önüne gelen her yerde "şarkı" söylemez. Ama Nazan gibi bir sevgili dostun "önemli bir yaş gününde" elbette ki bu ilkesini rafa kaldıracak ve gelip en gûzel parçalan seslendirerek bu mûstesna geceye ayn bir renk katacaktı. Ne var ki Nejat, Nejat'ü. öyle "pat" diye işe koyulmazdı. Bu yüzden kendisine eşlik edecek akordeon sanatçısı ile bir yerlerde "repetisyon" Temel'in Yeri İdris AmerikaMa tdris, Amerika'ya yerleşmişti. Şikago'da iyi de bir işi vardı. Kısa süredeçevresine kendini sevdirmiş, örnek bir Amerikan yurttaşı olmuştu. Gel zaman git zaman bir cinayet davasına jüri olarak seçildi. Yargılanan öyle sıradan bir cani değildi. Dönemin en azılı mafya babalanndan biriydi. Üç kişiyi öldürmekle suçlanıyordu. tdamkesindi. Duruşmalar sürerken Borsalıno şapkalı adamlar Idris'i ziyaret ettiler. tstedikleri basitti. Ne yapıkp edilecek "baba" idamdan kurtanlacakü. Müebbete razıydılar. Aksi halde ölümlerden ölüm beğenmeliydi. Çaresiz kabul etti. Uç gün süren çetin mûzakereden sonra jüri karannı açıkladı. Baba "müebbet"e mahkûm edilmişti. Baba da adamlan dasonucaçoksevindiler. Istedikleri olmuştu. Mafyanın adamlan teşekkür etmek için Idris'e uğradılar. tdris anlatıyordu: "Evet, dedi. Doğrusu hiç de kolay olmadı. Jüriyi müebbete ikna etmek için anamdan emdiğim süt burnumdan geldi. Yoksa herifçioğullan az kalsın "beraate' karar vereceklerdi! Avrupa'daki Sovyet gücûnü dengelemeyi amaçlayan yıkıcı gücünü, Körfez savaşıyla, hiçbirriskigöze almadan güneyde göstermiştir. Körfez savaşı şimdiye değin eşi benzenne rastlanmayan bir "büyük sopa" (Big stick) uygulamaa değüdir. Bu aynı zamanda uJuslararasj ilişkilerde Viktorya döneminin ikiyüzlü politikalannın da yeniden hortlaması anlamına gelmektedir. Küstahça saptınlan "insan haklan" adına "başkalannın" içişlerine burnunu sokmak, birdenbire güçlü olanın cıkan neredeyse oraya (yanı petrol bölgelerine) müdahale hakkma dönüşmüştür. önceki gün Granada, dün Panama, bugün Irak. Theodore Roosevelt'ten miras kalan bu alışkanlık nerede duracak? Birleşmış Milktkr, kuşkusuz Kuveyt'in işgalinı kabul edemezdi. Ama aldığı tüm kararlar ABD'nin tutumu doğrultusundaydı. Ambargodan askeri müdahaJeye geçış BM şartının bütünüyle dışlanmasıyla gerçekleştirikü. Güç kullanımı planlan, Güvenlik Konseyi'nin kurmaylan tarafından değil, general Schwafzkopf tarafmdan haarlandı. BM şartı güç kullanımını, konseyin 5 devamh üyesinin "evet"ine bağlar. Bu durumda konseyin güç kullanımıyla ügili 678 numaralı karan bütünüyle yasadışıdır. Çünkü Çin cekımser kaİmışur. Aynca BM şartının 42. maddesi güç kullanımına ancak, 41. maddede yer alan ambargonun sonuç vermemesi durumunda izin verir. Maurice Allais'nin de yazdığı gibi "tüm iki yüzlü kamuflaja karşın Körfez savaşı ABD'nin kendıne özgü stratejık görüşlenne göre dayatılan ve ABD tarafından yönetılen birsavaşa dönüşmüştür. Güvenlik Konseyı ise olayın dışında bırakılmıştır. Bu durum BM şartı üe bağdaşmamaktadır." BM'nin böyle bir duruma düşürülmesi, kuşkusuz Sovyetler Bırliği ve Çın'in sessiz kalmalan, tngıltere ve Fransa'nın ise bütünüyle ABD çizgısınde yer almalan sayesinde mümkün obnuştur. BM'nin kurallan hiçbir sorunda böylesıne vahşi bir kararhlıkla uygulanmamıştı. Hava stratejinin ilk başansının adı Hiroşima ve Nagazaki'dir. tkinci başans Irak'ür. Düşman, yennde taşa dönüştürülmüştür. Bunun için dün, nükleer silaha ıhtiyaç vardı. Bugün konvansıyonel silahlar ve hava iıstünlüjü yeuyor.Körfez savaşına yol açan koşullann yeniden bır araya gelmesi, kuşkusuz uzak ihtimal. Amerika için esas olan "bu ılk dersin" kurduğu yenı dünya düzeninin 3. Dünya Ülketen için "ibret" olmaadır. yapması gerekiyordu. Zihni, çaresiz, o her zamanki incelıği ile sanatçılanmıza "mutfağı" önerdi. Nejat ve akordeon sanatçısı mutfakta, aşçı ve yardımcılannın şaşkınhktan fal taşı gibi açılan gözleri vedehşet dolu bakışlan arasında notalan çıkanp sö?lü sazlı inanılmaz bir "repetisyona'giriştiler. Sahneye ondan sonra çıkıldı. Sanınm bu, mutfakta gerçekleştirilen ilk "repetisyon"du. Kutu Megapolis öorunlar çığ gibi büyüyor. Başta İstanbul olmak üzere kentlerimiz yönetilmesi olanaksızdev boyutlara ulaşmış durumda. Terörü dizginlemek için büyük olanaklann seferberedilmesi gerekli. Enflasyon gemi azıya almış gidiyor. Hyper-enflasyon kapıda. Her şey mega, her şey hyper. Devleşen sorunlanmızın üstesinden gelmeye, anlaşılan "baba" da yetmiyor. Süper Baba gerek H.B. Avcıhk-Atıcıhk Dış BASINDAN Ara'hk Ara Güler, salt ülkemizin değil, dünyanın önde gelen büyük fotoğraf ustalanndan biri. Yakından tanıyanlar bilir. Ara şakayı sever. Nev-i şahsına münhasır bir espri yeteneğme sahıptir. En sevdiği esprjlerden bin "şakayla kanşık" kendini metheder görünmektir. Aslında Ara, sanıldığının aksine hiç de narsisit değildir. Çoğu büyük sanatcıda olduğu gibi "tevazu", kişiliğinin aynlmaz parçasıdır. Kaplan Geçenlerde kadım dostu, bir başka fotoğraf ustası Şakir Eczacıbaşı ile birlikteydi. Konu, elbette ki fotoğraftı. Şakir Bey, Ara'nın damanna basmadan edemez. Bu kez de öyle oldu. Lafı dönüp dolaştınp "tuzak" soruya getirdi. 'Ara' dedi, sakin bir sesle: - Şu pırımizüstadımızCartier Bres.son'un onca fotoğrafı arasında ortalıkta topu topu otuz kırk, bilemedin clli fotoğrafı dolaşıyor. Sence ondan Safari meraklısı bir avcımn kansı bir gün şöyle bir telgraf aldı: "Ernest, bir av kazasında, sizlere ömür." Avcının eşi telgrafı yanıtladı: "Ernest'in naaşını acele gönderin." Bir hafta sonra avcının dul eşi, safarinin düzenleyicilerine bir telgraf dahayolladı: "Kafeste canh bir kaplan geldi. Ama Ernest yok." Bu acıklı öykü, dul eşin aldığı şu son telgraflasonaerdi: "Ernest, kaplanın içinde." Peki, en büyük canikimdir? Ölüm silahlarım satanlar mı. yoksa onları satın alıp kullananlar mı? R.E.Shenvood Eleştirikolaydır. Zor olan sanatttr. Destouches Cehennem başkalarıdır. Jean-PaulSartre Neşe herşeyin içinde mevcuttur. Çıkarmasım biîmek gerek. Konfiçyus Büyük düşünceleryürekten gelenlerdir. Vauvenargues yarına kaç fotoğraf kalır dersin? Ara, teklemeden yanıtladı: -30. - Peki ya senden kaç fotoğraf kalır? Yirmi beş diye yanıtladı, yanıtlamasına ama anında toparlanmakta gecikmedi. Çünkü karşısındaki dostu da fotoğraf sanatçısıydı. Kuşkusuz yanna ondan da bir şeyler kalacaktı. - Şakir'ciğim, diye ekledi. Korkma, senden de en az iki kalır!. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK . tyf&ıl cJavrarnitğım dderım arkadnşlaı'- An\a, PtKNİK PİYALEMADRA HIZLI GAZETECİ NECDETŞEN ufFF' BUHA KAPIt&Z Ol*UX> AMA PE 01M0K? BU UOŞ 1NSANW USTgNE KA8US SıBı 1 Kı O Z 'TuM SENIN C ' LARlU OLMAK ZOÜUhiPA ÇİZGİLİK KÂMİL MASARAC1 i KGARFIELD J1M DA VIS VE.ŞİMD1' &V KEDİIE BBOEPfâ BLACKIE WHITE CARLOS TRILLO-ERNESTO R.GARCIA SEIJAS GEÇENLE12DE REKUÎM RLVi OLMûSt OEKEOTSI S » C5ÖSTBIUB. OUXJĞU StB OEÖIİ ONU EIKLES2 VE. BEEABB? OtAUiyi 7EKLIF EDEE . VE BÜ K VE TtrnOJLÜBiR. IU Ç OOSTEBA<eZ AtAA. BULUT BEBEK NURA Y ÇİFÇTİ Y&e. niyetlenmiş taırı Nil^âh âez«gcnVn«-
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear