23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
26 ARALIK1992CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 11 Tolan'ın takıları Guggenheim Müzesi Özel Programlar Müdürü Jan Ernst Adlmann, İstanbul'da bir dizi seminer verdiI Kültür Servisi - Eğitimini Almanva'da yapan Ankara"lı sanatçı Tolan'ın takı sergisi. 31 aralık tarihine dek Nişantaşı'ndaki Artisan Sanat Galerisi'nde görülebilir. En büv ük esin iynağı doğa olan sanatçı, .akılannda. gümüş ve altının yanı sıra çakıltaşı. kirpi oku gibi malzemeler de kullanıyor. Yunanlı sanatçılar grevde • ATİNA(AA)-Atina Dev let Opera ve Balesi sanatçılan. ücretlenne zam yapılması istemiyle dün 24 saat süreyle grev yaptılar. Devlet Opera ve Balesi yönetimi ile sanatçılar arasındaki görüşmelerin sonuçlanmaması üzerine yapılan grev nedeniyle Rossini'nin "Korint Kuşatması" adlı yapıtının galası ileri bir tarihe enelendi. Sahneye konması için 1.6 milyar lira harcanan •'Korint Kuşatması"nın galasının grev nedeniyle enelenmesi. Yunan sanat çevrelerinde tartışmaya yol açlı. 'ElifAna' Makedonya'da • Kültür Senisi - Makedonya Cumhuriyeti ile ülkemizarasında kültürel yakınlaşma sağlamak amacıyla Turan Oflazoğlu ile Haldun Taner'in oyunlan Makedonya Üsküp Halklar Tiyatrosu'nda sahnelenecek. Makedonya'da yann ilk göslerimi yapılacak olan Oflazoğlunun "Eüf Ana" adlı oyununu Kemal Lila önetiyor. Oyunda Müşerref Lozana, Mustafa Yaşar, Perihan Eyüp, Atılla Klinçe ve Sabahat Rahman rol alıyor. Haldun Taner'in "Lülfen Dokunmayın" adlı oyunu ise şubat ayında sahnelenecek. İstanbul'dan Ayrıntılar' • Kültür Senisi - İstanbul Büyükşehir Belediyesi. "İstanbul'dan Aynntılar" adı alünda bir fotoğraf yanşması düzenledi. Başkanlığını Nurettia Sözen'in yapacağı yanşma seçici kurulunda Ara Güler, Mehmet Bayhan, Barbaros Gürsel. Hilmi Yavuz ve Gökhan Yalta yer alıyor. Sıyah-beyaz ve renkli baskı dallannda yapılacak yanşmada. birinciye 8, ikinciye 6, üçüncüye de 4 milyon lira ödül verilecek. Şfrinlerin yaraüası öldü • BRLKSEL(AA)- Ülkemizde "•Şirinler" olarak bilinen çizgi-roman ve çizgi fılm kahramanlannın yaratıcısı Peyo'nun Brüksel'deöldüğü bildirildi. Gerçek adı Pierre Culliford olan Peyo. 64 yaşındaydı. jugün bilsak 26 Aralık Cumartesi: 19.30 UilsakTiyatroAtöljesi Ya/iin: Mclıh Ccvdci Anday "Müfeııi'jlcr" Oynayanlar: Halidc Eşbcr, ÖndcrGüvcnç, Şcrif Erol, Tolga K. Yalçınkaya Mü/.ık: Ccm Çınlar Sahnc Koordinasyonu: Alp Girilli 20.00 «ilsak Ti>atro Atölyesi: Ya/an: Stephcn Poliakoff "Giımcdcn Öncc" Otnajanlar: Emrc Baykal N'ihaİ G.Koldaş. Ccysu Koçak Yer: Tvventy-Nineteen Re«r\as\on ltilsak Tai-Chi Chuan Harckcıli Mcdiiasyon ÇinEgscrsizlcri Erol KESKİN yöncümindc Kayıılanmı/başlamışur Gorsel Sanat Atölyejeri Mchmct GÜLERYÜZ yöncümindc Pcrşcmbc-Cuma Fotoğraf ve Sinema Atölyesi Sclçuk TURANL1 Seramik Atölyesi KadriycEffil AĞAOĞLU yönctinündc Salı - Pcrşcmbc-Cumancsi Cafe-Fojer-Bar(Giriş) AkusıikGitar-TanjuA. Rock Cafe-Bar(5.Kat) Grup Kesmeşeker Kıtalararası ımizecilîğe doğru... TOMURATAGÖK LUDMILLA BEHRAMOĞLU İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı ve Yıldız Cniversitesi iş- birliğinde İstanbul'da yeni bir sanat müzesinin kunıluş çalı- şmaları yapılıyor. Yeni sanat müzesi için birçok ataşelik ve konsolosluğun yanısıra Ameri- kan Basın ve Kültür Merkezi de katkıda bulunmayı amaçlı- yor. Kuruluş aşamasında danı- şmanlık yapmak ve Yıldız Tek- nik Cniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'ndeki Müzecilik Yüksek Lisans Prögramında scminerler vermek üzere Gug- genheim Müzesi Özel Prog- ramlar Müdürü Jan Ernst Adl- mann İstanbul'a geldi. Kaldığı 15 günlük süre içinde birçok müzemizi gezen Adl- mann, Nejat Eczacıbaşı Sanaı Müzesi'ni inceledi. müzelcrin genelde desteklenmesi için neler yapılabileceği hakkında konuş- malar yaptı, ilgili gruplarla gö- rüştü Kendisi ile Yıidız Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstilüsü Müzecilik Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Tomur Atagök ile Sanat Tarihçisi Lüd- milla Behramoğlu birlikte bir söyleşi yaptı. LB- Amerikan müzelerinin günümüzde sorunları olduğu bi- lirüyor. Bize ABD müzelerinin durumu konusunda bilgi \erir misiniz? ABD'de 4 eyalet dışında (Florida. Virginia. New Mexi- co. North Carolina) tüm müze- ler kamu yaranna özel kuruluş- lardır. Şirket statüsünde ancak büyük ölçüdc \ ergiden muaftır- lar ve kazandıklannı kullanma özgüriüğüne sahiptirler. Dev- letten bütçe almazlar ancak NEA'dan (National Endovv- ment For Arts-Ulusal Sanat Fonu) özel projeler için yardım alabılırler. Oysa müzeler büyük giderleri olan kuruluşlardır. Yenı koleksiyonlar edinmenin yanı sıra para; var olan koleksi- vonlann bakımı, teşhiri. korun- ması. sergilenmelerinin sürdü- rülmesi için. personel giderleri vb. içingerekli. Bir bütçe oluşturmak ve gi- derleri karşılamak için müzeler gelir getirici bazı yöntemler dü- şünmek durumundalar. Tabii müze girişleri, özel sergileme ücretleri. müze satış mağaza- lanndan edinilen gelirler, kafe- terya. restoran gibi yan hizmet- lerden gelen paralar, özel eğitim hizmetleri karşıhğında alınan ücretler. müzeye üye olanlar- dan alınan 5 sıfirh sayılara ula- şan yüksek aidatlar ve bağışlar- la önemli bir gelir elde ediliyor. Ancak şu sıralarda Körfez krizi ile ülkenin genelınde olan eko- nomik kriz müzelerin bu tarz gclirlerini de gittikce düşür- mektedir. LB- Peki bu ekonomik krize karşı müzelerin var olmayı sür- dürmek için aldtğı önlemler var mı? Türlü önlemler var. Örneğin; bazı müzeler 6 gün yerine 5 gün açılıyor. Bazılan ise sabah er- ken açılmak yerine daha geç açılıyor, ama iş saatlerinin öte- sinde açık kalıyor. Amaç daha çok izleyiciye hitap etmek. Yeni sergilerin ücreti de çok yüksel- di. MOMA'da (Museum of Modern Art'ta) bugünlerde yer alan Matisse sergisine giriş üc- reti şimdiye dek görülmedik düzeyde: 12.5 dolar. Guggenheim Müzesi'nde şu anda sergilenen "Rus Avan- gardf'nın giriş'ücreti ise 10 do- lar. İçeride ek olarak sergilenen baa bölümler için fazladan "extra" ücretler var. Ama deği- şiklikler. yenilikler de gerek. Guggenheim 1959'da ünlü mi- mar Frank Lloyd Wright'ın inşa ettiği orijinal binasını onanp. bir kanat ılave etti ve bu yıl daha çok yapıt sergjleyecek biçimde yeniden açtı. Bu da yeni izieyicileri çeken bir öğe. Var olan sergi alanı yüzde 6'ya yönetim kurulu ve sanat tarih- çiliğinin yanı sıra işletmeci olan bir müdürü var. Thomas Krenz, ama bu yönetim kadar önemli. "UIuslaraTası Konsey" admda bir kurulu da var. Yılda iki kez (bir kez Nevv York'ta bir de bir dış ülkede) toplanan bu kuruj müzenin uluslararası giri- şimlerine karar verir. Guggen- heim artık iki kıta üzerinde bir Kendi patentimizi ' taşıyan müze olmalı. Bu amaçia iki denizaşın pro- je geliştirildi. Sanatseverler ve mesenlerden (sanat koruyucu- su) oluşturulan Uluslararası Konsey. Venedik ve Salzburg projelerini kotardı. Biz buna Overseas-Denizaşın Proje di- yor; çok değer veriyoruz. Salz- burg. Avusturya'dan gelen bir Frank Lloyd VVright tarafından yapılan New York'taki The Slomon R.GugfienrK'irn Müzesi. yakın büyümüş olsa da bütünü sergilemek için yetersiz. Oysa karanlıkta uyuyan yapıtlar bize daha masraflı gelivor. LB- GuggenheinTin koleksi- yonlannı uluslararası piyasaya açacağını gazetemizde yazmtş- tım. Bu projeler konusunda bilgi verir misiniz? Evet. Guggenheim "Geliştir- me programı" adı alünda bir dizi proje gerçekleştiriyor. Bili- yorsunuz Guggenheim'in bir müze. Sahip olduğu koleksiyonlar- dan ancak yüzde 5'ini sergjleye- bilen müzemiz daha çok yapıtı gün ışığına çıkarmak istediğin- den dünya ile işbirliğine gitme- ye karar verdi. Uluslararası sa- natseverleri bir arada tutmak ve aidat getiren üyelikİeri tüm dünyadan sağlamak için buna gereksinim var. Ancak kirala- ma ve yabancı müzelerde sergi- leme bize göre bir çözüm değil. teklifle başladı. Salzburg'da, Hans Hollein'in projesine göre bir dağın içinin boşaltılması ile Nevv York'taki Guggenheim'in ayrusı spiral bi- çimi ile oluşturulacaktı. Bina olmayan bina Thomas Krenz'e ilginç geldi ve kabul etti. Böyle- ce Nevv York-Venedik-Salz- burg zinciri oluştu. Biz yalnızca koleksiyon. kadro ve uzmanlı- kla katılıyoruz; parasal katkımız olmayacak. Aynca Avusturya. Guggenheim Vakfı'na da para öde\ecek. Tüm proje 100 milyon dolara mal olacak. Bu projenin yanı sıra yeni bir proje daha çıktı ortava İspan- ya'nın Bask bölgesindeki Bıl- bao'da. Proje konstrüktıvisı (inşaaa tarzda) mimar Frank Gery'everildi. 150 milyon dola- ra çıkacak bir proje. Amaç. ka- ranlıkta yatıp duran koleksiyo- nu ortak kullanmak ve giderek kuruyan ortamda müzeolgusu- nu korumak. LB- Lluslararası damşmanla- nnız da var mı? Evet. uluslararası etkinlikle- rin bir bölümüde bu. "Board of Trusteins-International Shovv and Programs" içinde Japony a da Arjantinli işadamlan gelişi- mimize katkıda bulunuyorlar. Aidatlar özel kuruluş üyelikleri içinde en az 25 bin dolar. Bu ki- şiler aynı zamanda bize danı- şmanlık da yapıyorlar ve karşıhğında değerÛ ayncalıklar elde ediyorlar. Uluslararası Kurul için yılda iki kez bu kişi- ler küratörler ve müdürlerle ile- riye dönük programlar tasarlı- yorlar. Bu tavır bir 'elit' sınıfı tutmak ya da yaratmak gibi ge- liyorsa da aslında paralı sınıftan alınan destek ile toplu- mun diğer kesimlerine hizmet vermek mümkün oluyor. TA- Bugün müzeleri bir eği- tim kurumu olarak kabul ediyo- ruz. Guggenheim'da bu konuda neler yapıvorsunuz? Müze bir eğitim kurumu. her ne kadar Guggenheim Müzesi eğitim alanında bazı diğer bü- yük müzeler kadar aktif değilse de müzemizde eğitim her türlü biçimde yapılmakta. önce 'In- teraktif teknoloji programla- nndan söz edeyim. Ekranda sa- nat yapıtlan ya da sergilerle ilgi- li sorular ve seçmeli yanıtlar ızlcyici ile makinc arasında karşılıklı bir diyaloğun kurul- masını. onun sanat yapıtına tekrar bakışını sağlıyor, anında gördüklerini makinede olsa da birisı ıleçek ctmek... Yine video çekimlerinin sa- lonlarda gösterilmesi sergilerin algılanması açısından öneınli. Elemanlanmız tarafından yapı- lan fılm scrginin hazırlık aşa- masmdan. sanatçının >aşamıy- la ilgili belgeleri vermesine. ba- zen çok profcsyonel olmasa da sahnc arkası bilgileri akıar- masıyla ilgi çekici oluyor. Compact-diske benzeteceği- miz video-disk ile hcrhangi bir müzenin ya da müzelerin arşiv- leri yazılı ve görüntülü olarak kayıtlanabiliyor, araşürmacılar için çok büyük bir kolaylık sağlıyor. Başka bir teknolojik gelişim, masa üstü yayıncılık bugün müzelerde çok kez hızlı iletişim için kullanılıyor. Tur ya da rehber yerine geçen "Akustiguide" müzeyi dolaşa- nın hızına göre ayarlanabildi- ğinden "dostça" bir teknoloji. Bunlar girişte kiralanarak, sa- lonlara göre ayarlanmış. TA- Bize biraz tur' program- lanndan söz eder misiniz? Turlar her müzenin uygula- dığı bir yöntem. Genelde çocuk ile gençler ve yetişkinler için turlar bulunmakta. Çocuklar ve yetişkınlere yönelik turlarda etnik grup kadar cinsiyet farklılıklan dikkate alınarak programlar yapılır. Bir de müze dışına turlar var ki bu da kenün mimari, tarihi ve sanalsal özellikleri dikkate alınarak yapılan turlardır. Ko- leksiyonculann evlerine, sa- natçılann atölyelenne düzenle- nen gezıler de ilgi çeken bir baş- ka tur programı. Fransız Kültür Merkezi'nde ocak ayı fılmleri Camille Oauderin hüzünlü öyküsü Phiippe Noiret >e Omella Muti Kültür Servisi - Fransız Kültür Merkezinin ocak ayı sinema programı belirlendi. Ocak ayında Fransuz Kültür Merkezi'nin Tak- sim İstiklal caddesindeki salonun- da yedi fılm izlenebilecek. Regis NVargnier'nin "Çinhindi" fılmı. 8 ocak cuma günü saat 15.30 ve 19.00'da izlenebilecek. Enki Bi- lal'ın "Bunker Palas Oteli" ise 11 ocak pazartesi günü saat 15.30'da, 13 ocak çarşamba günü de saat 19. OO'da izleyici ile buluşacak. Fransız Kültür Merkezi'nin si- nema programı çerçevesinde Uluslararası İstanbul Film Fesvi- vali'nde geçen yıl festivalde "Aşka Susayan Kadın" adıyla gösterilen ve başlıca rollerini Philippe Noiret ile Ornella Muü'nin paylaşüklan film, "Bütün AşkJanmm Kadını" adıyla gösteriliyor. Gianfranco Mingorzi'nin 1989 yapımı filmi. 11 ocak pazartesi günü saat 19.00, 13 ocak çarşamba günü saat 15.30, 15 ocak cuma günü saat 19.00 ve 21 ocak perşembe günü de saat 15. 30'da olmak üzere toplam dört kez izleyici karşıısına çıkacak. Bruno Gantillon'un "Uşak ve Metres" filmi, 15 ve 21 ocak tarih- lerinde izlenebilecek. Bruno Nuy- tten'ın kadın heykeltraş Camille Claudel'in hüzünlü öyküsünü an- lattığı filmi "'03011116 Claudel" ise 25-26 ocakta saat 15.30'da izlene- bilir. Claude Miller'ın "Küçük Hırsızı" ise ayın sonfilmi.Film. 27 ocak çarşamba günü saat 15.30 ve 19.00'da izlenebilir. Tüm filmler Türkçe altyazılı olarak gösterile- cek. Seramikçi Nasip Iyem'in sanatını içeren bir kitap yayınlandı Boya ve çamurla geçen yanm yüzyıl Pişmiş topraktan kadın heykelciği. Kültür Servisi - Unlü Serarrikçı Nasip İyem'in > aşamını ve sanatını anlatan bir kitap yayımlandı. Ki- tap, sanatçınjn yaşam öyküsü ve sa- nat anlayışı üzerine yanlmış yazı- larla, resim ve seramik yapıtlan- ndan örnekleriçeriyor. Nasip İyem, Güzel Sanatlar Akademisi resim bölümünde Leo- pold Levy'den ders aldı. Akademi- de tanıştığı Nuri İyem'le evlenen sa- natçı, 1955'de ilİc kişisel sergisinı açtı. 1958'de Eczacıbaşı Seramik Atölyesi'ne giren sanatçı bu tarih- ten itibaren, çok sevdiği çamurla, toprakla uğraşmayı seçti. Sanatçı bunu şöyle dile getiriyor: "Hep re- sim çalıştım ama. gariptir. sanki gene hep doyumsuzdum. Aradığım bir şey vardı, ama ne? İşte seramik atölyesinde çalışmaya başladığı- mda bırden sankı aradığımı bulmu- şum gibi bir duygu uyanmışü içim- de." Nasip İyem 1962'de İstanbul'- da ilk kez, resımlerinin yanınında seramiklerini de sergiledi. 63'te sc- ramik atölyesini kurduktan sonra sanatçu neredeyse hemen her ytl bir seramik ve pişmiş toprak sergisi açtı. Birçok yapıtı yurtdışında çeşit- li ülkelerde sergilenen. Nasip İyem, birçok uluslararsı ödül de aldı. Na- sip İyem'in resimleri kendisinin de belirttiği gibi "saf yürekli, naif" re- • simler olarak nitelenebilir. Değişik anlatım yollan arayan, değişik este- tik anlayışı yeğleyen sanatçının bu özelliği seramik çabşmalannda da görülür. Nasip İyem'in seramiklerinde iki izleğın ağırlığı duyumsarur. resim ve pişmiş topraktan bebek motifi. Tiyatrokare , 7 ocakta perdesini 'Müziksiz Evin Konuklan'ile açıyor Sevgi ve hoşgörünün zaferi KONUK YAZAR BENAL TANRISEVER Kültür Senisi - Sanatsal te- melleri sağlam, gişe kaygısı- ndan uzak bir topluluk yarat- mayn amaçlayan ve geçen ay Nedim Saban tarafından kuru- lan Tiyatrokare, ilk oyunu " Mü- ziksiz Evin Konuklan"nı 7 ocak tanhindc sahnelemeye başlıyor. Ünlü tiyatro sanatçısı Macide Tanır, yedi yıl ara ver- diği tiyatroya 'Müziksiz Evin Konuklan" ile dönüyor. Broadvvay'de yıllarca kapalı gişe oynanan ve başta Pulitzer Odülü olmak üzere çeşıtli ödül- ler kazanan "Müziksiz Evin Konuklan". sevgi ve hoşgörü- nün zaferini kutlayan çağdaş bir aile oyunu. İstanbul Beledi- yesi Şehir Tivatrolan'nın sah- rielediği "İlk Gençliğim" oyu- nun yazan Neil Simon'ın bu son yapıtı. ödün vermeden ya- şama/ı ilke edinen bir kadının çocuklan ve torunlan ile ilişki- lerini konu alıyor. Oyunda, bi- reyi ezmekte olan bir toplumun trajedisi ile çelişkilerin komedisi içiçe yaşanıyor. Bur türlü bulu- namayan kimlikler, en yoğun biçimde vaşanan iletiş'msizlik. birevin varolma ve kendini to- luma kabul ettirme savaşı ve toplumun engel tanımaz, katı kurallan üzerine kurulu bu yapıt. acı. hüzün, mutluluk ve umul dolu yüreklere vapılan bir Yedi yıl aradan sonra yine tiyatroya dönen Macide Tanır. bu kez bir babaanneyi canlandıracak. yoculuk olarak da tarumlanabi- lir. ABD'de alü yıl boyunca ti- yatro eğitimi göre edim Saban'- ın sahnelediği oyunda başrolü Macide Tanır üstleniyor. Yedi yıldır saiıneye çıkmayan Devlet Sanatçısı Macide Tanır, "Ağaç- lar Ayakta Ölür ", "Altın Göl" ve "Günden Geceye" gjbi çalı- şmalannda yarattığı kompozis- yonlara "Müziksiz Evin Ko- nuklan"ndaki babaanneyi de eklemeyı hazırlanıyor. Tiyatro yaşamı boyunca birçok ödül alan Macide Tanır, geçtiğimiz günlerde dünyada yalnızca üç kadına verilen Adaleide Ristori ödülüne de değer görüldü. "Orkestra" ve "Hayvanat Bahçesi' oyunlannda başrol oynadıktan sonra Fransa'da ti- yatro eğitimi gören genç oyun- cu Sedef Ecer de oyunde önemli bir rol üstleniyor. Oyunun kad- rosunda avnca İstanbul Beledi- yesi Şehir Tiyatrolan'ndan ko- nuk sanatçı Kahraman Ace- han. Ziya Kükürt. Muret Pres- çiler. Vehbi Aslan ve Emine Umar yer abyor. Türk tiyatrosunun içinde bu- lunduğu salon sorununu. kendi mekanını yaratarak çözmeyi amaçlayan Tiyatrokare. Nişan- taşi Şişli Terakki Lisesi Tiyatro Salonunu restore ederek istan- bul'a 350 kişilik yeni bir tiyatro salonu kazandırdı. 150.yaşını kutlayan New York Filarmoni Orkestrası'nın arşivi halka açıldı Yüzel bilsak, sırasclviler cad., soğancı bok. 7 cihangir 243 28 79-99 Kültür Senisi - Nevv York FTlarmoni Or- kestrası, 150. yaşını kutladı. 1842 yılında kurulan ve o günden bu yana 11 bini aşkın konser veren Nevv York Filarmoni Orkest- rası'nın kutlama konserleri. geçen hafta or- kestranın üç büyük şefı, Zubin Mehta. Pi- erre Boulez ve orkestranın yönetmeni Kurt Masur'u aynı sahnede biraraya getirdi. Bu arada Nevv York Filarmoni Orkest- rası'nın 150. yılı etkinlikleri çerçevesinde klasik müzik hayranlannı en çok sevindi- ren olay. orkestranın arşivinin bulunduğu 10 bini aşkın konserLincoln Merkezi'ni halka açması oldu. Or- kestra ile bugüne dek yazılmış herşey, or- kestra ile ilgili özel yazışmalar ve beîgelerin yer aldığı bu arşivde, Nevv York Filarmoni Orkestrası'nı daha önce yönetmiş ünlü şef- ler Arturo Toscanini. Leonard Bernstein ve Gustav Mahler'in üzerinde çalıştığı no- talar da yer alıyor. Nevv York Fjlarmoni Orkestrası'nın "sadık" dinleyıcilerine sah- ne arkasında neler olup bittiğini gösterme- yi amaçladıklannı söyleyen arşiv yetkilile- rinden Barbara Hevvs. "Konser salonunun arkasında eler olup bitiyor? Bu salonda olup bitenler Nevv York'lu dinleyiciyi nasıl etkiliyor? Bana kabrsa birçok kişi orkest- rayı oluşturan o 106 kişiyi sahneye çıkara- na kadar neler olup bittiğini bilmiyor" di- yor. Nevv York Filarmoni Orkestrası arşi- vinin çok zengin olduğunu belirten Hevvs. "Bu arşivde ilk günden bu yana herşeyi çok özenle korumuş. Bütçelennden tutun da sözleşmelerine kadar hepsi çok düzenli bir biçimde yer alıyor. 150 yıllık bir tarih yani!" diyor. Klasikmüzik desteklenmeli müzikte 80'li yıllann başından itibaren günümüze dek yavaşça fa- kat çığ gibi büyüyen kriz bu alanda çalışan müzisyen ve yöneticileri bü- tün dünyada paniğe doğru itmekte. Dünyarun küçük. büyük bütün kentlerinde. özellikle Avrupa'da müzik okullan 2.Dünya Savaşı'ndan sonra patlama yaptı. İnsanlar sa- vaş sonrası yıkılan iç dünyalannın yaralannı sarmak için müziğe ve diğer sanat türlerine daha fazla sanldılar. Müzik yapmak veya bir konsere gitmek, ki- liseye gitmek gibi. nihlan güzelliklerle doldu- rup, savaşın çirkin anılannı silmek için bir te- rapi oldu adeta. Bu akımla oluşan müzik okullan ve burada yetişip mezun olan müzis- yen sayısı da aynı oranda çok yüksek sayılara ulaştı. Avrupa'daki müzik okullanna Aıneri- ka, (eski) Sovyetler Birliği ve ^ ^ ^ ^ ^ ^ Uzak Doğudakilerdeeklenin- ce rakamlar bocalatıcı düzey- lere ulaştı. Savaş sonrası bü- yük ekonomik başan kazanan Japonya ve Kore gibi uzak doğa ülkeleri bu başanyı. kül- tür çıkartmasıyla klasik müzd- ğe de yansıttılar. Kültürel ba- şan olmadan yeterli uluslara- rası prestijin sağlanamayacağı bilinci ile Avrupa ve Ameri- ka'ya büyük sayılarda müzik eğitimi için öğrenci gönderildi. Buraya kadar belirttiğimde esasen bir alaım yok; aksine bu gelişmeler klasik müziğin ne kadar yaygınlaştığını gös- termekte. Ne jazık ki. bundan sonra değine- ceklerim daha karamsar olacak. Geçen hafta Nevv York'ta eski piyano ho- cam Joseph RaiefTi görmeye Juilliard'a git- tim. (Juilliard, müzik dünyasında en seçkin öğretmen ve öğrencilerin bulunduğu önde ge- len müzik okulu olarak bilinir..) Bu buluş- mamızda bana ilginç birkaç bilgi aktardı. Okuldan mezun olan öğrencilerden eko- nomik krizden dolayı 7 dolara piyano dersi verenler olduğunu ( normal ders ücreti 40- 60 dolar civanndadır). bazılannın da büvük eko- nomik mecburiyetten piyasada geçerli olduğu için istemeyerek bilgisayardalına geçtiklerini. bazılannın da büyük hayal kınkhğına uğrayıp piyanoyu tamamen bıraktığını söyledi. Bu geçtiğimiz bahar döneminde ön elemelerden sonra imtihana giren 216 kişiden sadece 3 kişi- yi okula kabul etmişlcr. Düşünün. dünyanın her yerinden bütün müzik okullannın en iyi talebeleri bu okula girmek için kıyasıya sa- vaşıyor ve 3 kişi başanyor ve bu üçünün dahi mezun olduktan sonraki gelecekleri meçhul. Her sene müzik dünyasına doğan binlerce müzisyenle birlikte. iş alanı aynı hız ve oranü- da büyü^nedi. Böylelikle arz-talep dengesi bo- zuldu. Bu dengesizlik yetmiyormuş gibi. diğer ekonomik faktörler de bu bunalımı yoğun- laştırdı. Örneğin eskiden orkestralara, müzik festivallenne parasal destek veren özel şirket- ler. şimdi daha çok görüntü ve popülerite sağ- layan spor faaliyetlerine, örneğin tenis turnu- valanna bu desteği veriyorlar. Büyük özel şirketlerin başında olan ve ya- şamlan boyunca sanat ve sanatçıya kıymet, destek vermiş yaşlı müdürler yerlerini, bu de- ğer yargılannı laşımayan ıhtiraslı. nasıl daha çok para ve reklam yapabilirim düşüncesiyle hareket eden ikinci kuşak oğullanna bırakıyorlar. Tele- vizyondan verilen bir tenis tumuvasını üstlenip, kupa vermek bunlara daha cazip geliyor. Eğer bu parayı bir orkestrayı desteklemek için verse, programın son say- fasında ufak baskıyla yazılmış. hir teşekkür bulacak ve alkışlar onun için değil müasyenler için olacak. Müzik tarih boyunca des- teklenmiştir. Eskiden bunu asilzadeler. krallar yapardı. Bugün özel şirketler bu şerefli taa giydiler. Tabii ki, bu iki taraflı bir destektir. Aldığı destek karşısında müzisyen de dinleyicisini bambaşka bir dünyaya alıp götürür. Bu dün- yada günlük problemlerin, yorgunluklann unutulduğu, müzisyenin dinleyicisine yeni ruhsal heyecanlann çerçevesini. çağin yönel- diği yeni fikirsel oluşumlan sunduğu, ruhun yüceİdiği bambaşka boyutla'ra ulaşıldığı his- sedilir. Müzik sanatçının dinleyicisine ruhsal gelişimini aktardığı bir lisandır. bir eğitim çembcri sayılabilecek böyle bir sorumluluğun vazgeçilmez bir parçasıdır. Mozart 201 sene önce yoksulluk içinde öldü, fakat müziği bugün azametiyle yaşama- y a devam ediyor ve edecek. Klasik müziğin di- ğer müzik türlennden farkı zaman kavramı olmaması. kalıcı olması, yani klasik olması- dır. Bunu topluma maleımek ve yaşatmakta kamu kuruluşlanna olduğu kadar, yine toplu- mun bir parçası özel kuruluşlara da önemli görevler düşmekte. Klasik müziği topluma maletmekve yaşatmak için kamu kuruluşlan kadar özel kuruluşlara da önemli görevler düşüyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear