14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 16ARALIK1992ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER Suyollan ve büyük projeler Türkiye'deki otomobillerin yarısına yakın bir sayısı her gün İstanbul'un iş merkezleri olan Eminönü ve Karaköy yörelerine gelip gitmektedir. Bu trafık denize atılmadıkça ne yol yeter ne de Boğaz ve Haliç köprülerinin kapasitesi. Dr. NEZİH H. NEYZİ Ulaştırma Bakcmhğı E. Damşmanı D eniz taşımacılığı başsız kaldığı içın bir türlü düzene konamıyor. Ov sa o kadar çok ola- nak \ar ki... Fakat bunlan kullanamıvo- ruz. Bir taraftan trafik sorunu yollan- mızda dc\amlı can alıyor: ulusal varlı- ğımız hcba oluvor. Bir yandan Orta Avrupaılebağlantımıztehlikealtında; burnumuzun dibınde Boğaz. Marma- ra. Karadcniz ve biz bu suyollarını kullanmıyoruz. Öbür yandan da işsiz- lik karşısında hükümct kıvranıp duru- yor; mılyonlarca iş^ız ve gızli işsiz iş aranıp duruyor. Suyollan Avrupa'da krallıklar zamanında başlatılmış ve halledilmış. Su kanallan ağı Alman- ya"da hala genişleiiliyor \e Tuna nehri kanailar aracılığı ile Atlantık dcnizine bağlanıyor. Bız. hazır suyollanmızı kullanmıyoruz. Büvuk projeler devince öncelıkle fi- nansman sorunu akla geliyor. Gemi üretimı ve su kanallannı fınanse ede- cek güç. ülkemizde vardır. Yüzvıllarca önce Süveyş kanalı \e Panama kanalı nasıl kazıldı? Önemli olan. bu işleri başlatacak ve devam ettirecek bir ku- ruluşun olmasıdır. Su vıllan işi bizde DSİ ve Denizcilik Bankası'na bırakılmıştır. DSİ ancak baraj yapar vesulama kanallan ile ilgı- lenır: başarılı. sessız sedasız çalışan bir kuruluşumuzdur. Denizcilik Bankası. Emlak Kredı Bankası içinde yok edil- di. Demek ki bu işleri ele alacak dına- mik bir kuruluşa ivedi olarak gereksi- nım vardır. Dcvlctle ve KİTlerde bu kadar fazla ıstihdam \arken bu insan- lan verimli çalışabilecekleri bir veni bakanlığa kaydırma düşünülemez mi? Denizcilik Bakanlığı bir an önce ku- rulmalıdır. Yalnız •"kurulmak"'la. An- kara'da yeni bır bürokrasi yaratıl- masını kastetmiyoruz. Bakanlık. ha- zırlanacak yeni projelerle bırlıkteorta- ya çıkarılmalıdır. Şimdiki Ulaştırma Bakanlığı'ndan bırkaç genel müdür- lük ayırarak yeni bakanlık kurulacak- sa hiç olmasın daha iyı. Çünkü bu gibi ayırmalar bürokrasi içinde de aynm- lar ve gelecek kaygılan yaratır. Politik düşünceler. alamalar... Hepsinin kaçı- nılmaz sonuçlan olacaktır. Büyük amaçlarla kurulacak yeni bır bakanlık bu sosyal huzursuzluklan giderecek dmamizme sahip olacaktır. Herkes bılmelidir kı işler büv üyecekıir. çalışan insana hep gereksinim vardır. yeni projeler atılım gücü ıster ve gençlere yapacak ış yaratılacaktır. Bu yeni pro- je hükümete de bir canlılık getirecek- tir. "Bir yıl oldu. 500 gün olacak" kı- sırdöngüsünden kurtulmak gerekir. Yeni veetkin bir bakanlık bu hüküme- te de yeni kan kaıacaktır. Enflasyonve anarşı dumanı arkasında ekonomık kalkınma görünemez olmuştur. İleri- ye doğru adımlar atarak bu durgun- İuktan çıkmak gerekir. Kısa ve uzun vadeli iki proje öneri- yoruz Denizcilik Bakanlığı'na: Bal- kanlar"dan geçişi en alt düzeye indire- cek Ro Rogemileri üretilmeli ve Kara- deniz"de liman yapılmalıdır. Kamu ve özel tersanelerimiz bu gemileri yapabi- lırler. D.B. Naklıyat'ın iki küçük Ro Ro gemisi Derince-Venedik ve tstan- bul-Köstence'yi birbirine bağlamıştır. Bu gemilerin daha büyüklerini yapa- rak İzmir-Brindizi bağlantısı kurul- malıdır. Balkan ülkelennce alınan T1R geçiş ücretleri artmaktadır. Bul- garistan Türk TIR'lannın transit ge- çişlerine vize koydu. Romanya, Yu- goslavya ve Macaristan her geçişten I.OOOila l.500mark ücretalmaktadır. Derhal beş gemilik bir Ro Ro fıiosu tezgaha konulmalı. siparişler bizim tersanelerimize verilmelidir. Bır yıl içinde bu gemiler tamamlanabilır, ge- ce gündüz çalışmak üzere. İşte. üç var- diyadan birkaç bin kişiye iş çıktı de- mektır. Uzun vadeli olarak Denizcilik Ba- kanlığı'na yeni bir lıman projesi öneri- yoruz. Karadeniz"de hiçbir iç limanı- mız yoktur. Bartın bu iş ıçin çok elve- rişlidır. Bir süre önce İstanbtıl-Barun feribot seferleri konmuş ve çok başan- lı olmuştu. Ancak dere temizlenmediği için işletme durduruldu. Bartın deresi temızlenmeli ve Karadeniz"den içeriye kadar nhtımlar yapılmalıdır. Kuzey- batı Anadolu limanı Bartın'da kuru- lur ve Zonguldak'taki fazJa işgücü bu- raya çekilebilir: bu en az yedi sekiz yıllık bir projedir ve ülkenin yeni bir denizcilik politikası olduğunu ortaya koyar. Bartın veyöresı hem İstanbul'u besler hem de Karabük gibi önemli bir demir çelik sanayiinin kömür ve diğer hammaddeleri ile mamul madde taşı- macıhğını kolaylaştınr. Almanya. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra bu iç limanlar sayesinde kalkınmıştır. Av- rupa'da ağır yükler hep nehir ve ka- nallardan taşınmaktadır. Bizim de de- niz taşımacıhğına önem vermemızin zamanı çoktan gelmiştir. Denizcilik Bakanlığı'nın ivediliklc ele alması gereken bir konu da Istan- buPun deniz ulaşımı sorunudur. Bcle- diyenin yaptığı araştırmalara göre Türkiye'deki otomobıllerin yansına yakın bir sayısı her gün İstanbul'un iş merkezleri olan Eminönü ve Karaköy yörelerine gelip gitmektedir. Bu trafık denize atılmadıkça ne yol yeter ne de Boğaz ve Haliç köprülerinin kapasite- si.İlk iş. Boğaziçi. Anadolu ve Avrupa yakaları arasını hızlı araclarla birleş- tirmekıir. Katamaran tıpi hızlı deniz otobüslen geliştırilmeli. işletme mas- raflannı gözönüne alarak verimli tek- neler üretilmelidir. Denizcilik İşletme- leri elinde kalmış olan y olcu taşıma te- keli artık fiilen kalkmıştır. Dolmuş motorlan her gün binlerce insanı Bo- ğaz ve Anadolu-Avrupa yakalan ara- sında taşıyıp durmaktadır. Yasal ol- mayan bu tür kuruluş ve özel ışlet- meleri kabullenip ona göre yeni bir su- yollan taşımacılığı düzeni getirilme- lidir. Denizcilik İşletmelerinin Şehir Hatlan İdaresi de bugünkü ve yannki on milyonluk İstanbul'a göre yenıden düzenlenmelidir. Bu işler kısa vadede yapılacak işlerdir. Uzun vadeli olarak da Haliç'in te- mizlenmesı ve bu suyolunun Kefeli- köy'e kadar uzatılarak Boğaziçi'ne bağlanma projesi uygulanmaya başla- tılmahdır. Hesaplan ve incelemesi ya- pılmıştır. Bu iki nokta arasındaki ara- zinin konturlan ve Kefeliköy'e doğru akan dere. kanal açmaya elverişlidır. Bu kanal gerçekleştirilince Karaköy, Beyoğlu ve Beşiktaş yeni bir adaduru- muna gelecek, her tarafı ulaşıma elve- rişli bir suyolu ile çevrilecektır. Bu su- yolu ve kanal. yılın her günü kullanıla- bilirdurumda olacaktır. Yeni Denizci- lik Bakanlığı Türkiye'nin suyollan ve limanlannın geliştirilmesini üstlenece- ğine göre geniş bir anlayışla kurul- mahdır. Koalisyon hükümetinden bu yönde hızlı adımlar bekliyoruz. ARADABIR ALİ KÖSE Hukukçu Biraz Araştırmak Yeterli Bır Istanbul milletvekili, bir süredir Atatürk ile ilgili il- gınç sözler söylemekte, çeşitli ithamlarda bulunmakta. Elbette, her ınsanın kendine özgü bir düşünce yapısı vardır ve herkesi sevmek zorunda değildir. Politikacılar dabelirlibirkesime(özellikleoytabanlarına)hoşgörün- mek için çeşitli hareketlerde bulunur ya da sözler söy- lerler Belki de bu şekilde oy tabanlarının düşüncelerini okşayarak sıyasal yaşamlarını birkaç seçim daha sür- düreceklerini düşünmektedirler. Bütun bunlara karşın, milletvekili seçilmiş bir kişinin bir düzeyin altına düşme- mesi, ezbere değıl araştırdıktan sonra konuşmasının gerektiği kanısındayım. Ama polıtika yaşantımızdaki dü- zeysizlik bunların önünde büyük bır engel olarak duru- yor. M. Kemal de bır insandır. Hata yapmaz bir mitos değil- dir elbette. Ümmet olmaktan ulus ve yurttaş kavramına geçişin, laikliğin. kadının sosyal yaşama katılışının, çağ- daş demokrasi sevdasının. modern toplum oluşturma uğraşının adıdır Atatürk. İşgal altmdaki topraklarda bir halk hareketıyle, bir yığit başkaldırı ile sağlanmış ulusal bağımsızlığın simgesidir Atatürk. Ilkeleri, fikirleri ve yaptıkları ile günümüzü aydınlatan bir ışıktır Atatürk. Ama hiçbir zaman tartışılmaz bir tabu değildir. Zaten kendisi Ulusal Kurtuluş Savaşımız sırasında bile parla- mentoyu kapatmamış. eleştirileri ve önerileri kulak ardı etmeyip parlamentoya her zaman başvurmuştur. M.Kemal, 20. yüzyılın başlarında yaşamıştır. Yaptı- kları ya da yapamadıklarını o günün koşulları içerisinde değerlendirmek gerekir. O günde elde bulunan olanak- lar gözönüne alınmalıdır. M. Kemal'in tam bir yıkıntıyı devraldığı, ülkenin işgal altında olduğu ve Osmanlı Dev- leti'nin o zamanki (Sevr Antlaşması ile belirlenmış) top- raklarını gözönüne almak gerek. Kısacası, herkes gibi M. Kemal'i de önyargılardan sıyrılarak, yaşadığı çağın koşuiları dikkate alınarak, nesnel bir biçimde değerlen- dirmemiz gerekir. Böylece, "Selanik'li Mustafa"yı daha iyi anlayabiliriz. Geçenlerde, pek muhterem bir milletvekili, Lozan Ant- laşması'nı eleştirmiş ve Lozan Antlaşması öncesine dö- nülmesi gerektiğini savunmuş! Bilindiği üzere milletve- kili seçilebilmek için en az ilkokul öğrenımi görmüş ol- mak gerekiyor. Ilkokullarda da yeterince tarih bilgisinin öğretildığini sanıyorum. Bir ilkokul çocuğu bile Lozan Antlaşması öncesinde, altında Osmanlı Devleti temsilci- lerinin imaaları olan Sevr Antlaşmasf nın yürürlükte ol- duğunu bilir. Esaret belgesi niteliğindeki Sevr'i ise hiç kimse (bu kim olursa olsun) savunamaz. Savunursa, bmdiği dalı kesmiş olur, varlık nedeni ortadan kalkar, hayınlık sınırları içine girer. Atatürk tartışılmaz değil. Elbette tartışılacaktır, ama çeşitli hesaplar için, belki de bir yerlere olan dıyet borç- ları için gerçekleri saptırmamak gerekir. Çok değil, bi- razcık yurttaşlık bilinciyle araştırmak yeterli» OKURLARDAN Çevre ve insan t)Haziran 1972'deStockholm'deimzalanan Birleşmiş MilletlerDünvaÇevreKonferansıBildirgesi'nde. "Çevre her iki yönüyle de. yani hem doğal çevre hem de insan yapısı çev re olarak. ınsanoğlunun esenliği ve temel insan haklanndan yararlanması için ve hatta hayatın kendisi ıçin gereklidir.""...İnsanınşereflivehuzurlubırhayataizin verecek kalitede birçevrede. özgürlük.eşıtlık veelverişli hayaı şartlan içinde yaşaması temel hakkıdır" deniliyor. Evet, insanlığı veçevrenin geleceğini. eğergerekli önlemler almmazsa bır daha asladüzeltilemeyecek İcötüsonuçlar bekliyor. Yıllargeçiyorvesorununciüdiyeti her gün biraz daha önem kazanıyor. .FCC(floroklorohıdro) gazının. yani parfüm.deodorant ve buzdolaplannda kullanılan gazın bilinçsizce vedenetimsiz tüketimi sonucu atmosferin ozon tahakası delindi ve bu dclık hcrgün biraz daha büyümekte. Ozon tabakasının delinmesi sonucu süzülemeyen rady asyonlu ışınlar insan sağlığını tehdit etmekte. ciddi deri yanıklanna. v üksek oranda cilt kanserlerine neden olmakta. . Artanısı sonucu ılımankuşaklarçölleşmeeğiliminde. . Denizlerdc yaşam tükenmekıe ve içme suyu kaynaklan kırlilik yüzünden terk edılmekte. Tanm ilaçlarınınbilimselliktenuzak.denetimsiz kullanılması sonucu y apay v e hormonlu gı3alar insan sağlığını etkilerken. tanm alanlan \e canlı türleri azalmakta. . Insanoğlunun vüzy ıllardır yarattığı kültüreldeğerler. miman yapılar yok edılip yağmalanıyor ve hızla gelişen betonlaşma doğal çevrcyı. kıyıları öldürüyor. . Yok edilemeyen sanayi atıklan çöpdağlan oluşturmakta. İnsanıhıçesayansanayininyarattığıçevresorunlarıöylesine yüksek düzeylere ulaştı kı. 1972'de Stockholm Bildırgesi'nın altını çizdıği e\ rensel gerçek her gün biraz daha ağır yaşanmaya başlandı. Başkalannın çizdiği gündemc takılıp kalmadan gelin birlikte çevre ile ılgılı ama işlcvlı birörgütlenmcyaratalım. Dr. Hüseyin Özkahraman Istanbul TARTIŞMA Cumhııriyet ve demokrasi oktor Toktamış'ı tanırsınız: Türkiye'deki vc dünyadaki Cumhuriyetin vc demokrasinin künhüneermiş bir genç profesördür. Yaİanlarda Tartışma sülununda bir yazısı çıklı: Cumhuriyetimizi ve demokrasimizi "Sapık bir zihniyet ve tutumla" karalayan veüstelık kendisi gibi düşünmeyenlcri de. sözde alçaklıkla niteleyen birsütun yazannı ele almış. Bunun bu ınsafveyetenekdışılığını yenyor. Şiddctleveöfkeyle... Çünkü boyle insaf ve yetenek dışılığa çoİc üzülmüş. Üzülme evladım kanıt iste. yeter. Alçaklıkların kapısını. dcğerlendirmelerinı kanıta dayamama açar. Türkıye Cumhuriyetinive demokrasisini kuran kadronun Cumhuriyeti ve demokrasiyi reddeden bir tek ilkesini göstersinler de görelim. Amasimdi bizCumhunyet ve demokrasinin ilkelerıni anımsatalım. .Bu kadronun Türkiye'ye ilk kezgetirdiği '"Ulusal istenç" kurma demokrasi değilse. nedir demokrasi? .Bu kadronun. egemenliği. "Kendısıne rakip. benzer.eşil" bır statüdeki başka bır makamla paylaşmadan "halk"amaletmesi. Cumhuriyet ve demokrasi değilse nedir? . Bu kadronun. saltanat ve hılafeti kaldırarak.onun, "tek"in bireysel keyfı öznel istenciliğcdayalı ^ultası yerine. halk istencinedayalı temsil yöntemini getirmesi, Cumhuriyet biçimi içine bir demokrasi ilkesini koyma değilse nedir? .Siyasal iktidan uygulamadaki bütünsosyo kültürel handikaplara karşın, gene de ancak ve ancak "seçim"den gelenlerin istencine bırakma ilkesi. Cumhurivet ve demokrasi değilse nedir? .Devlet oluştunnayı.devlet v önetimini. bütün sosy o kültürel ve politik dinamiklerden birinin. birkaçının tekelinden çıkarıp seçimle kendini belirten halkın temsili temelinedayatma. Cumhuriyet ve demokrasi değilse nedir? .Cumhuriyeı ve Demokrasi, seçim yöntemi yolu ile halk temsilınedavalı yönetimin eylemlerini de denetim altına alma. Cumhuriyet ve demokrasi değilse nedir? Bilindiği üzere, bu denetim, önce, içine kadın yurttaşlan da alan bir dönemli bir genel seçimle. halk tarafından yapılır. Sonra da hukuk yoluyla denelim başlar. En sonra da anayasa denetimi olarak. devam eder. Adı geçen kadro zamanında bu anayasa denetimi de başlama istidadı göstermiştir: "Türk muhakiminin. kanunlann teşkilatı esasiyeye mugaveretini tetkike salayettar mıdır'* tartışması açılmış ıdi. Sonraki Anayasa Mahkemesı bu tartışmalann sürmesinden meydana gelmiştir. Prof.BahriSavcı Istanbul (ILLLSTRATION AMERICAN SHOVVCASE) Sığmık insanlann hakları I nsanhak!an.44yıl önce gündeme getirihnişolmasına karşın. bugün dünya. insan haklannın neresinde dersiniz? Irk. dıl. din. düşünce ayrımı yapıldığı sürece. insan haklan hak getire. Türkiye'de. 12 Eylül dönemini bağışlatmaya yönelik bir takım atılımlaryapıldı. Kimi «•uçlamalaraklandı. Amayurt dışındaki sığınıklar(mülteciler) sorununa köklü birçözüm neden getirilmedi? Sığınıklar. tüm ülkelcrin. tüm insanlığın sorunudur. Yönetimdeki insanlann düşüncelerine, ey lemlerine ters düşen insanlann tutuklanması. cezalandınlması. dışlannw;ı (dilim varmasada) öldürülmesi hangi hakla yapılmaktadır? İnsan haklannasığarmı? Ankara Halk Oyunculan'nın oy nadığı "Bir Ceza Avukatının Anılan" oyununun galasında sahneyeçağnlan.yapıtınyazan Prof. Dr. Faruk Erem'in, "Suçluyu kazırsanızaltından insan çıkar" sözüçoşkuyla alkışlandı. Bualkışlarbana. insanlann suça, suçluya bakış açılarının. yetkililerinkinden değişik olduğu düşüncesini çağnştırdı. Daha olgun, daha olumlu, daha insanca bir tutum özlemi var insanlarda. Ovsa kimi yönetimler. insana karşıt yöntemleriyleinsanlan karşılanna almaktadırlar. Ardından. "karşılığı" suçlulukla nitelendirerek, insan haklannı görmezlikten gelmektedirler. Bu birkısır döngüdür. Sığmık insanlann (Türkiye'deki) güç yaşam koşullannı. yöneticiler bilmiyor olamaz. Bunlannçalışma hakkı, gelirleri yok. (Kimisi Birleşmiş Milletler'den 90 dolar ayhk almaktadır.) Çoğunun kimliği yok. Onlann "yoklar'Ma. "yokluklanyla" yaşamaya zorlanması insan haklanna uyar mı? İnsan Haklan Bildirgesi'nin yıldönümü olan bugünlerde. Türkiye Cumhuriyeti hükümetinden. önce kendi sığınık insanlanmızın adlanndaki suçlamalan kaldırarak özgürlüklerini geri vermesini. sonra öbür ülkelerin de böyle yapması için girişımde bulunmasını dilıyorum. Sığınık insanlar. insanca yaşama haklanna kavuşmalıdır. İnsansal sorunlar çözülmedikçe, insan haklanndan nasıl söz edilebilir.? Şükran Yurdagül Ankara Bodrumlular istemiyor!.. E l sürülmedik bir Adaboğazı kalmıştı... Bodrum'un "akvaryum"u dıye anılan o güzelım köşesini de turizm adına yok etmeye kalkışıyorlar... Evet. yok etmeye!.. Böylesineözelliğiolan köşelerin doğal silüetini bozmak orayı yok etmek demektir. Özelliklennı boza boza yörelerin kendine özgü karakteri. kimliği yitirılmekte ve kötü kopyacılıkla sıradan kentleryaratılmaktadır. Turistik tesis yapmak için böy le bir silüete dokunmaya kimsenin hakkı olmamalı... Çok sevindiricidir ki, Bodrum'da bunun düşüncesine bile kimsenin tahammülü yok. Bodrumlular "akvaryum"lannı yitirmemeye kararlı. Kısa sürede toplanan imzalar bunun kanıtı. Gırişimcilere sesleniyoruz: Lütfen Adaboğazı'na el sürmeyiniz... Bırakında bari o köşe olduğu gibi kalsın. Böylesi turizm açısından da çok daha ıvi. Zaten, Bodrum yeterince dolmadı mı acaba? Hatta taştı bile... Elbette turizm çok önemli. Ama. titizlıkle korunması gereken değerlerimızi ezip geçerek değil. Aksine onları yaşatarak turizm yapmak zprundayız. Üslelik mevcut tesislerden kaç tanesi sağlıklı işletilmektedir. En iddialı tesislerin hizmetlerinde görülen hayret venci aksaklıklann gözden geçirilmesi gerekmiyor mu? Sorumluluk ve denetim... Bunlarçok önemli. Yoksa turizmin geleceğinden söz etmemizimkansız. Aynca bir yörede yaşayanlar o yörenin elde kalan değerlerinin şorumluluğunu taşımalıdırlar. İşte Bodrumlular da. Adaboğazı'nın görünümünü korumasının şorumluluğunu yüklenmiş durumdalar. Yetkililerin de bu ve benzeri konularda duyarlı olmalannı diliyoruz. Savnur Gelendost PENCERE Kuyruğuyla Oynayan Kedi.. Yaramaz kedinin kendi kuyruğunu yakalamaya çalış- ması, sevimlı bir oyundur Kerata hoplar, sıçrar. döner, yatar, yuvarlanır, kuyru- ğunu yakalar, ağzına alır, ısırır, sonra bırakır, yine yaka- lamaya çabalar. ortalıkta fır döner.. Türkiye de siyasal yaşam, kedinin kuyruğuyla oyna- masına dönüşmedi mi? Solun başı iktıdarda, kuyruğu muhalefette; sağın başı iktidarda, kuyruğu muhalefette!. Yatyuvarlan, hoplasıç- ra. kuyruğunu yakalamaya çabala.. • Yaramaz kedi halının üzerinde kuyruğunu yakalama- ya çalışırken, önüne bir makara atıver.. Kerata kuyruğunu bırakır.. Makaraya döner. Makarayı yakalamak kolay mı? Oyun bu!.. Kedi maka- rayı tutar. bırakır, atar, ağzına alır, sonra pençesiyle makaraya vurdu mu, hop, odanın ötkeki köşesine.. Çankaya. kendi kuyruğunu yakalamaya çalışan kedi- nin önüne bir makara atıyor: Başkanlıksistemü. Oynabakalım. • Siyasal yaşamda ne muhafet kaldı.. Nede parti.. Eskı partiler açılıyor, yeniler kuruluyor, kurulanlar parçalanıyor, bölünüyor.. Kedi kuyruğuyla oynuyor.. özal, bu arada Çankaya'dan işe karışıyor, anamuha- lefet partisinin kulislerine dalıyor, Mesut Yılmaz'la atış- malara başlıyor, yeni "vizyonlar"\ lafla türetîp, rüyaları- nın "transformasyonları'm pazarlamaya kalkışıyor. Tiyatroda, kimi zaman, bir oyuncu aynı oyunda iki rolü birden oynar.. özal muhalefet lideri mi? Cumhurbaşkanı mı? Bellı değil. Siyasal yaşamda kedi, kuyruğuyla oynuyor. Ha yakaladı ha yakalayacak.. • Gazetenin manşeti: "Özaldiyorki." Ne diyor: "Türkiye'yi başkanlık sistemi kurtaracak, valiler se- çimle gelecek, Brezilya ya da Arjantin gibi olacağız, parlamenter sistemi bir yana bırakacağız, başımız göğe erecek, 'büyük ülke planı' hele bir uygulansın.." Nasıl yapacak Özal bu işi? 12 Eylül'deki gibi ordu darbesiyle mi gelecek, yoksa tabandan tavana bir eylem mi yaratacak? Öyleyse "ca- hiliyye devri artıklan" ile bir parti kuracak. Peki, bütün bunlan yaparken Çankaya'da mı oturacak? Bir tek oyun- da kaç role çıkacak? Bu işin suyu çıktı artık.. Özal ne demokrasiyi takıyor. ne halkı ciddiye alıyor, ne de emekçileri seviyor.. "Fakirleri sevmem " demedi mi? • Oyna yaramaz kedi, oyna!.. Sana ne demokrasi? yargı reformu? Hukukun üstünlü- ğü?İLOSözleşmeleri?.. Seni kurtaracak olan, "vizyon "daki büyük "transfor- rtlasyon", "başkanlıksistemi"d\r.. Oyna yaramaz kedi, oyna. Kuyruğunlaoyna.. .,'. ." M . . . Yetmedi mi kuyruğunla oynamak..„ . _.. Al sana bir makara!.. M • V Z — UllVLyl SU TERAZİSİ TARTIŞMA SÜRECİ YAZILARI 1DEVRİMCİLER TARTIŞIYOR : * Bırtarfısmaplatformu için ön norlar ya da satırbaşları * Satırbaşları belgesi üzerine eleştiriler, yanıriar, sâylesiler * Kürt sorunu üzerine tartışma notlort * Sosyalizmin ikHsadı socunları, teknolojilc değişim, ideobjik sorun ve l i praKk-politik mücodele |u| üzerine oraştırma ve f f l inceleme yazıbrı... LBI v»oruşı©r"wuşuncei0r SOKAK SÜRMELİ I$HANI NO 10 KAT 3 TEL: 5183653 - SULTANAHMET - ISTANBUL CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜNDEN ARMAĞANLI KİTAP KAMPANYASI. ÜYE OLAN VE OLMAYAN HERKESE, TÜM OKURLARA... 7-31 ARALIK 1992 o35> varan indirimler... 150.000.- T.L.'ya kadar armagan kitap Cumhuriyet Kitap Kulübü Taksim Mağazanuzda (lsükJal Cad. Zambak Sokak 4/1 Fransız Konsolosluğu yani) dilediğiniz kitabı seçin, aımağan pakeünizi ve sürpriz hedıyeruzi alın. Cumhuriyet Kitap Kulübü, Çağ Pazartama A.Ş. Istıklal Cad. Zambak Sokak No.: 4/1 Taksim Te): 252 38 81-82 ÇOKKAPIU ODA Asım Bezirci 3. bası 20.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağatoğtu-tstanbul Ödemeli gönderilmez. GİDERAYAK YAŞARKEN Vedat Giinyol 20.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-İstanbul Ödemeli gönderilmez.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear