22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
16 ARALIK1992 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 11 Geieneksel sanat ürünleri • Küitür Semsi - Yıldız Sarayı Sanat Galerisi'nde, İstanbul Büyükşehir Belediyesı ile Dokuz Eylûl Üniversitesi'nin İşbirliğiyle . "Dekoratif Sanatlarda Geieneksel İzler" başlıkh bir sergi açıldı. 25 aralığa dek devam edecek sergide, İstanbul Büyükşehir Belediyesi koleksiyonundan seçilen kumaşlann oluşturduğu geieneksel ürünler ve Dokuz Eylül Üniversitesi Geieneksel Türk El Sanatlan bölümünün çalışmalanndan oluşan dekoratif çalışmalar yer ahyor. Can-Can tarihe karışıyor • PARl's(AA)- •"Can-Can"dansçılanyla Paris'in sembolü halıne gelmişolan "Foli Berjer"in yetkilileri,dün yaptıklan açıklamada Can-Can göstenlerine Noel'de son vereceklerini bildırdıler. Yetkıliler, Foli Berjer'ın kapanacağı yolundaki söylentilerin ıse gercek dışı olduğunu söylediler. Şu anda zararda olan gösten merkezinin bir sözcüsü. alu yıldırsüren "Çılgın Foliler" adındakı gösterinin 20 aralıkta sona ereceğını. ancak gelecek yıl yeni bir "Fanteziler Dizisi'"nin başlayacağını beiirtti. Dayıoğlu'nun 30. sanat yılı • Küitür Sen Lsi - Gülten Dayıoğlu'nun 30. sanat yılı kutlamalan çerçevesinde, 'Sevgi' konulu bir öykü yanşması düzenlenıyor. Genç yazarlan çocuk kıtaplanyazmaya özendırmek amacıyla v düzenlenen yanşmanın seçici kurulu. Prof. Meral Alpay. Gülten Dayıoğlu. Doç. Türkel Minibaş, Yalvaç L'ral, Fatih Erdoğan. Ayla Çınaroğlu ve Elvan Pektaş Deniz'den oluşuyor. Yanşma sonucunda birinciy e beş milyon. ikinci ve üçüncüye de 2'şer buçuk milyon lira para ödülü verilecek. (adres: Gülten Dayıoğlu Oykü Yanşması. Umut Sanat Ürünlen. Halaskargazi Cad. Gazi EthemPaşaSıtesi214/7 80220 Şişli-İstanbul) Kısa film yanşması • Küitür Seryisi-14 İFSAK Ulusal Kısa Film Yanşması'na katılmak steyenlenn yapıtlannı en geç i\ aralık 1992 tarihınedek İFSAK'a ulaştırması gerekiyor. Bu yılki yanma jürisi. Ibrahim AJtınsay, Bedri Baykam, Aytekin Çakmakçı, Yusuf Kurçenli, Yusuf Fakıoğlu ve Ahrnet Kırkavak'tan oluşuyor. Öte yandan İFSAK 18. dönem temel sinema seminerleri 19 aralıkta başlıyor. " Seminere Burçak Evren, Engin Ayça. Hilrrü Etikan, Orhan Oğuz, Güner Sanoğlu, aynca fılm şirketleri Bengi Video ve Fono Fılm katılıyor. bıçün bilsak 16 Aralık Çarşamba: Tai-Chi Chuan HareketlıMeditasyon ÇinEgsersizleri Erol KESKlN yönetiminde Kayıtlanmız Başlamıştır Görsel Sanat Atölyderi Mehmet GÜLERYÜZ yönetiminde Perşembe-Cuma Fotograf ve Sinema Atölyesi Selçuk TURANU Seramik Atölyesi KadriyeEzel AĞAOĞLU yönetiminde Salı • Perşembe-Cumartesi Cafe-Foyer-Bar(Giriş) Akustik Gitar-Tanju A. Rock Cafe-Bar(5.Kat) Grup "Leke" İlk Türk Müze Müdürü Osman Hamdi Bey, eski eser toplamış, arkeolojik kazı yapmış ve eski eser yağmacılığını önlemişti Osmanhdöneumukyan/a uyandaranka&lar NEZİH BAŞGELEN İstanbul Arkeolojı Müzesı'- nın ılk kurucularından bıri sayı- lan Dr. Philipp Anton Dethıer'- in 3 Mart 1881 "de İstanbul'da ölümü üzerine Maarif Nezareti Berlin elçiliğıne bir yazı gönde- rerek Müze-i Hümayun'un ba- şma bir müze müdürü bulun- masını ister. Berhn Müzesı Baş- katıbi Dr. Mıllhofer ile 8 yıllık bir sözleşme imzalanması aşa- masında her açıdan bir dönüm noktası olacak sürpriz bir karar alınır. 11 Eylül 188l"de Müze-i Hümayun'un başına Edhem Paşa'nın oğlu ressam Osman Hamdi Bey atanır. Böylece mü- zecılik, arkeolojı. sanat tarihı- miz açısından yepyenı bir sayfa ve yenı bır dönem açılır. Osman Hamdi Bey müze müdürlüğü- nun yanı sıra Sanayi-ı Nefise Mektebı'nin de müdürlüğünü üsılenerek küitür yaşamımızın önemlı çalışmalannı başlatır. O sırada müze koleksiyonlannın sergilendıği Çinıli Köşk onarı- mdan geçirilir. Hemen yanına Sanayi-i Nefise Mektebi olarak kullanılmak üzere bugün eski Şark Eserleri Müzesi olarak kullamlan bina inşa ettirilir. Nemrut Dağı'ndaki ilk kazı Osman Hamdi Bey ilk ulusal kazıyı 1883 yılında Nemrut Dağı'nda gerçekleştirilir. Aynı yıl bu çalışma İstanbul'da bâsı- lır. "Le Tumulus de Nemroud Dagh" adlı bu eser, Sanayi-i Nefise Mektebi öğretmenlerin- den Osgan Efendi ile birlikte yazılmıştır. Eserin başında bu konuda şunlar belirtılmektedır: "Nemrut Dağı tümülüsü daha önce Dr. Puchstein tarafından ıncelenmiş ve bu konudaki ra- poru 19 Ekım 1892'de Berlin Müzesi tarafindan yayımlan- mıştı. Bu raporun ardından Berlin Müzesi. Humann baş- kanlığında yeni bır heyet gön- dermişti. Diğer yandan Os- manlı hükümeti de kendı açı- sından Nemrut Dağı anıtlannı yerinde incelemek, kıtabeleri ve konuyla ilgili çeşitli problemleri aydınlatmak üzere her çeşit bıl- giyi toplamak üzere Müze-i Hümayun müdürünü ve Sa- Osman Hamdi Be\, ilk ulusal kazıyı 1883 yılında Nemrut Dağı'nda gerçekleştirir. Sayda nekropolündeki kazı, tüm dünyada geniş yankılar uyandınr, Osman Hamdi'yi bir anda meşhur eder. "Isken- der", "Ağlayan Kadınlar", "Likya". "Satrip" gibi önemli la- hitler savaş gemisine yüklenerek İstanbul'a getirilir. Yaptığı en önemli arkeolojik kazı, 1891. Hekate Tapınağı. nayi-ı Nefise Mektebi'nın bir hocasını göndernıişti. Elinızdeki eser. Osmanlı he- yetinin çalışmalannın sonucu- nu vermektedir. buna tarihi ve epigrafik bazı aydınlatıa bilgi- lerin deeklenmesi gereklı görül- müştür." Arkeolojı ve Sanat Yaymlan olarak 198Tde tıpkıbasımını gerçekleştırdığı- miz bu eser Turfc arkeolojisinin ve Müze-ı Hümayun'un ılk önemli esendır. 1883 yılında İstanbul'da Bey oğlunda Tünel Meydanı'nda. F. LoefTler mat- baasında Fransızca olarak basılmıştır. Esas metni 30 sayfa. 6 sayfa kıtabe resımlen. 20 say- fa eski Yunanca kitabelcnn metni vemetin özeli bulunmak- tadır Konu ile ilgili 33 resim ve 2 çizım yer almaktadır. Sayda'da bulunan lahitler 1887 yılı başında Lübnan'ın bugünkü Sayda kentmın yakın- lannda Ayaa olarak tanınan mevkiin sahibi Mehmet Şenf Efendi. yerel yönetıcılerden al- dığı ızın belgesi ile taş ocağı ola- rak ışletmek üzere kazı çalışma- lanna başlar. 2 Mart 1887'de Mehmet Şerif Efendi, eski eserler yasasına uyarak Sayda Kaymakamı Sa- dık Bey'e. altında mezar olması muhtemel bir kuyu bulduğunu haber venr. Kaymakam bu ha- berin doğruluğunu anlamak için ertesı gün buluntu yenne gittığinde. kuy unun doğu ıç du- vanndakı bir delıkten içınde bıri oymalarla süslü iki lahıt odasının yer aldığını saptar Bunun üzenne kuyuyu Sayda jandarma karakolu subaylann- dan Esat Efendi'yeemanelede- rek olayı vakıt geçirmeden Su- riye Genel Valısi Naşit Paşa ile Beyrut Mutasarnfı Nasuh Bey"e iletır Kaymakam Sadık Bey. yap- tığı araştırmalar sırasında, bin güneye, diğen kuzeye açılan ve içinde yıne lahitler bulunan ıki mezar odası daha ortaya çıka- nr. Telgrafla bu keşıften derhal haberdar edilen Naşıt Paşa, ça- lışmalan yönetmesi içın yolla- dığı Vılayet Başmüfetlişi Beşa- ra Efendf nin gelışıne kadar fa- aliyetlen durdurur. İ 5 martta Sayda'ya gelen Be- şara Efendi. birbiri ardına yedı mezar odası açar. Bunlann hepsınde lahitler yer almakta- dır. Hemen bır rapor hazırlaya- rak bunu. bazı planlar ve profıl çızımlenyle birlikte. İstanbul"- daki Milli Eğitım Bakanlığı'na iletılmek uzere 24 martta Naşıt Paşa'ya sunar. SultanMan kazı görevi Sultan II Abdülhamıt, Beşa- ra Efendı'nin raporu üzerine Osman Hamdi Bey'e Say- da'ya giderek henüz bulun- mamış olan değerlı eserleri çı- kararak devlete ait bir gemiyle İstanbul'a taşıma ve gerekırse aynı yerde başka kazılar yapma görevinı verir. Osman Hamdi Bey, 18 Nisan 1887'de İstan- bul'dan aynlır ve aynı ayın 30'- unda Sayda'ya vanr. Eserler İstanbul'da Vakıt geçirmeden çalışmala- ra başlar. 20 hazıranda. lahitle- rin çıkanlarak gemiye yüklen- mesi ışı bıtmiştır. Tüm dünyada geniş yankılar yapan bu keşif pnu bir anda meşhur eder. İskender. Ağlayan Kact.nlar. Satrap. Likya. Tabnit Lahdi gibi birbırinden önemli eserler Osman Hamdi Bey'ın çaba- lanyla çıkanlır ve bir gemiye yüklenerek İstanbul'a getinlir. Bu eserlerin konulması içın bugünkü İstanbul Arkeolojı Müzeleri'nın Klasik Eserler Bölümü'nün yapımı planlanır. Osman Hamdi Bey tarafından Mimar Valaury'ye Ağlayan Kadınlar Lahdi'nın cephesı ör- nek alınarak hazırlatılan plan- lar çerçevesinde. öncelen tek katlı olarak düşünulcn yapı da- ha sonra Osman Hamdi Bey'in çabalan ve II. Abdülhamıt'ın onayı ile ikı katlı olarak yapılır. Türkiye'nin ılk müze binası olan yapı 13 Haziran 1891 tari- hınde açılır. Bunun yanı sıra başka bir özellıği de daha önce- len müze olarak kullanılan Aya İrinı ve Çinili Köşk'ün. halİca açık olmamasına. ancak özel ızınle gezılebilmesıne karşın. yeni müzenın günün belirlı sa- atlerinde halka da açık olması- dır Sidon'da kral mezarlığı Osman Hamdi Bey Sayda yakınlanndakı Fenike krallan- na aıt bu yeraltı kaya mezarlı- ğmdayiımicivanndalahit bu- lur \e büyük bır titızlikle gün ışığına çıkanr. O günkü bilim cevrelennde ve dünya kamuo- yunda* büyük yankılar yapan bu keşif hem Osman Hamdi Bey'ı hem de İstanbul Arkeolo- jı Müzeleri'nı tüm dünyaya ta- nıtır. Bu kazının yayını ise 1892 yılında Paris'te yapıhr. "Une Necropole Royale a Sidon fou- illes de Hamdy Bey" (Sidon"da Bir Kral Mezarîığı, Hamdi Bey'in Kazılan) adlı bu eser Os- man Hamdi Bey ile Theodore Reinach tarafından kaleme ahnmıştır. Eserin sonunda Er- nest Chantre tarafından yazıl- mış bır de ek bölüm yer almak- tadır. Hekate Tapınağı kazılan Bu onemlı eser yazıldığı gün- den bugüne öneminı kaybetme- mıştır. Özellikle le\halar bölü- mündekı rcsımler uzun yıllar birçok çalışmaya rehberlik et- mışur. Bu önemli eserin tıpkı- basımı da Arkeolojı ve Sanat Yayınlan tarafından 1986-87 yıllannda istanbul'da boyutlan biraz küçültülerek yapılmıştır. Sayda kazılarından sonra Osman Hamdi Bey'in yaptığı en önemli arkeolojik kazı. Muğla ılı sınırlanmızdakı Lagi- na örenyenndeki Hekate Tapı- nağı'nda 1891-92 yılında yaptı- ğı çalışmalardır. Bu kazıda tapınağa aıt kabartmalarla süs- lü frizlen gün ışığına çıkarmış ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri koleksıyonuna kazandırmıştır. Birçok kazı 1881-1910 yıllan arasındaki müdürlüğü sırasında gerek Müze-ı Hümayun gerekse ya- bancı bılım kuruluşlan ve mü- zeleri adına ımparatorlukta pek çok kazı gerçekleştirdı. Müze-ı Hümayun adına yapılan çalışmalara yukandaki üç çalışmanın dışında Tralleis'i (Aydın) oğlu Edhem Bey. Ala- banda'yı (Araphisar) İcardeşi Hahl Edhem Bey. Rakka'yı Makridı Bey, Akalan'ı (Sam- sun). Marndı Bey. Sidamara'yı (Konya Ereğlisi) Halil Edhem Bey. Taşoz kazısını Makridi Bey yönetmıştır. Bunlann dışında Osman Hamdi Bey. John Garstang ta- rafından 1907 ve 1909 yılında Gaziantep ili İslahiye ilçesinin kuzcy doğusundaki Sakçagözü höyüğündekı kazılara bizzat katılmıştı. Müzedliğimizin çağdaşlaşmasına çaba gösteren Osman Hamdi Bey Eski eserkonnruıcıhğun başlattı bllsak, sıraselviler cad, soğancı sok. 7 cihangir 243 28 79-99 ERDEM YÜCEL Küitür dağarcığı son derece zengin olan Türkiye'de eski esere yöneliş başlangıçta yalnızca toplamayı amaçlamıştı. Gün geç- tikçe eski eser tutkusu artmış. rastgele baş- layan çalışmalar zamanla bilimselliğe yö- nelmiş. sonra da çağdaş müzecilik doğrul- tusuna ulaşmıştır. Anadolu'da eski eser merakının XIII. yüzyılda başladığını görüyoruz. Selçuklu Sultanı Alaüddin Keykubat, Konya Ala- üddin Tepesı'nde yaptırdığı suru yöreden topladığı mimari parçalar ve heykellerle suslemıştır. Bunu Fatih Sultan Mehmet'in Topkapı Sarayı ikinci avlusunda bir araya getirdıği Bizans lahitleri, sütun başlıklan ve kaideleri ızlemiştir. Sultan Abdüîmecid de Yalova çevresinden toplayarak İstan- bul'a gönderdiği Bizans yazıtlan ile bu çalı- şmalara katkıda bulunmuştur. İlk mûzenin temeli Türkiye'de ılk müzecilik kıpırdanışlan olarak sözünü edebileceğimiz bu çalışma- lardan sonra Sultan Abdülmecid'in emri ile Topkapı Müşiri Ahmet Fethi Paşa. Aya İrini Kilisesı'nde ilk müzenin temelini atmıştır (1846). Mecma-i Asar-ı Atika (Eski Eserler Koleksıyonu) isimleri altında iki ayn bölümden oluşan bu müze Avrupa müzelerinden geri, yalnızca toplanmış bir depo görünürnündeydı. İlk Türk müzesi- nin yöneticileri, İngiliz Goold, Avusturyalı Terentzio ve Alman A.P. Dethier gıbi ya- bancılardı. A.P Dethier'ın ölümünden sonra yenne yine bir yabancı aranmışsa da müze müdürlüğüne bu defa bir Türk geti- nlmiştir: Sadrazam Ethem Paşa'nın oğlu Ressam Osman Hamdi Bey. Ilk Türk müze müdürü Osman Hamdi Bey ilk Türk müze mü- dürü olarak Müze-i Hümayun'u düzenle- meye başlamış ve müzecilik tarihimizın çağdaş atılımı başlamıştır. Osman Hamdi Bey büyük bir özveri ve eski eser sevgısi ile çalışmalannı sürdürmüştür; bir yandan koleksıyonlan bilimsel kurallara uygun sınıflandınrken diğer yandan kataloglannı A. Joubın, G. Mendel gibi uzmanlara hazı- rlatmıştır. Bu arada Çinili Köşk yanında Saray-i Nefise-i Mektebi Ali'sini yaptı- rarak güzel sanatlara olan sevgıyi bilimsel olarak kamuoyuna duyurmayı ba- şarmıştır. Türk müzeciliğınin çağdaş düze- ye ulaşabilmesi, eser sayısının çoğalması amacıyla Nemrut Dağı, Myrina. Kyme başta olmak üzere Aiolus nekropolleri ile Lagıa Haketa mabedinde kaalar yapmıştır. Milas'm kuzey doğusunda 1891-1892'- dekı Lagina kazılannda Haketa mabe- dinin kabartmalannı meydana çıkararak İstanbuPa getırmıştir. Böylece İstanbul Arkeoloji Müzeleri'ne Magnesia'nın yanı sıra en güzel frizleri kazandırmıştır. Gazi- antep ilindeki Sakçagözü'nde Prof. J. Garstang'ın kazılanna yardımo olmuş, geç Hitit sarayı ile neolitik çaga tarihlenen objeleri ortaya çıkarmıştır. Bütün bunlann yanı sıra Osman Hamdi Bey'e büyük ün kazandırankazı LübnandakıSaydaKral- lar Nekropolü'nde bulunan lahitlerdir. (1887-1888) Finike krallanna ait yer allı nekropolünde başta Tabnit. Satrap. Ly- kia, Ağlayan Kadınlar ve İskender Lahdi ısımlenyle tanınan lahitlerin sayısı yirmi- birdir. Bunlarçok güç koşullarda bir savaş gemisiyle İstanbul'a getınlmış. aynca Mü- ze-i Hümayun. kazılardan çıkan eserlerle tıka basa dolmuştur. Bunun kaçınılmaz sonucu olarak Çinili Köşk'un karşısına yeni bir müzenin yapımına başlanmıştır. Mımar P. Valaury'nın esen olan bu bina- nın birinci bölümü 1891 'de. diğer bölümle- ri de 1902 ve 1908 yıllannda tamam- lanmıştır. Türkiye'nin ilk özgün müze ya- pısı olarak nitelenen Arkeoloji Müzesi, 1891'de ziyarete açılmıştır. XIX. yüzyıl dünya müzeleri arasında ön sıralarda yer alan bu müzeye "Asar-ı Atika Müzeleri" denılmiş. Cumhunyetdönemindede İstan- nmaz olanlara zarar verilmemesı. miman özelliklerini yitırmemeleri için çevrelenne onlan etkıleyecek yapılar yapılması yasak- lanmıştır. Öte yandan miman eserlenn yer- lennde korunabilmelerinin sağlanması da nizamnamenin ana prensıplennden bın sayılmışür. Osman Hamdi Bey yabancı- lann tekelindeki kazılan kurlarmayı amaç- lamış, izinsız yapılanlan da suç saymıştır. Asar-ı Atika Nizamnamesi Asar-ı Atika Nizamnamesi 53 madde ve 10 bölümden oluşan 1710 sayılı Eski Eser- ler Kanunu'nunö Mayıs 1973'teyûrürlüğe girişıne kadar Türkiye'de yürürlükte kalmıştır. Eski eserlerin devlet malı oldu- ğunu vurgulayan ve yurtdışına çıkışını ya- saklayan bu yasa. hükümJeri yumuşatılmış "Küitür ve Tabıat Varlıklan Kanunu'- nun" 23 Temmuz 1983'te yürürlüğe ginşi- ne kadar kazılarla. antika piyasasına ege- men olmuştur. Özgün boyaların kaybolmadığı 'İskender Lahdi' cam fanus içindeki korunan lahit, 1887 Sayda kazısında bulunmuştu. (Fotograf: İBRAHİM GÜNEL) bul Arkeoloji Müzelen ısmini almıştır. Osman Hamdi Bey müzenin gelişiminde büyük çaba göstermiş, özellikle eski eserle- rin yurt dışına çıkışını önleyen ve 1973 yılına kadar geçerliliğinı koruyan "Asar-ı Atika Nizamnamesini" hazırlatmıştır. Os- man Hamdi Bey'in 1884'te yürürlüğe koy- durduğu Asar-ı Atika Nizamnamesi ile be- raber arkeolojik kazılar daha sağlam te- mellere oturtulmuştur. İzinsiz kazılar suç Kazıdan çıkan eserlerin 2'3 ü devlete, 1,3ü arazı sahibıne bırakılmış ve kazıyı ya- pana da hiçbir pay verilmemişür. Böylece onlann yurtdışına çıkışlan 7 bölüm ve 37 maddeden oluşan bu nizamname ile önlen- miş, ele geçen eski eserin devlet malı oldu- ğu prensibi geçerlılık kazanmıştır. Aynca eski eserin lanımı daha açık yapılmış, taşı- Osman Hamdi Bey'in ölümünden sonra kardeşi Halil Edhem Bey onun yenne müze müdürlüğüne geıirilmiştir. İstanbul Arkeolojı Müzelerini Evkaf-ı İslamiyye Müzesi, Eski Şark Eserlen Mü- zesi izlemiştir. Bu arada günümüzdekı eski eserleri koruma kurulu görevmi yürüten Muhafaza-i Asar-ı Atika Encümeni kurul- muştur. Türkiye'de müzecilik çalışmalan XXI. yüzyıla pek az bır zaman kaldığı günümüz- de görev alanlannı genişlettığini. çağdaş bir düzeye eriştigıni sevinerek izlıyoruz. Çağdaş Türk müzecıhğinin yepyenı bo- yutlara ulaştığını içtenlikle söyleyebiliriz. Bugün müzelenmiz objeleri sergilemenin yanı sıra kapsamına giren alanlarda ilgili bilgilen toplayan, her çeşit sosyal, dini ve kültürel çalışmalan yapan kuruluşlara dö- nüşmüştür. Atnaa,gevçeklw nuizeycacttmaktı ALPAY PASÎNLİ Osman Hamdi Bey. 19.yüzyıl Osmanlı Türkiye'sinin Batı öl- çülerinde yetiştirdığı ender küi- tür simalanndan biridir. Oluş- turduğu küitür kurumlanyla çığır açmıştır. Bu değerli insan sayesinde ülkemiz büyük bir Arkeolojı Müzesi ile zengin bir arkeoloji kütüphanesi ve Güzel Sanatlar Akademısını kazan- mıştır. "ılk Türk Müze Müdürü" olarak Sadrazam Edhem Paşa'- nın oğlu Osman Hamdi Bey. 11 Eylül 1881 tarihinde Müze-i Hümayun'un başına getirilmiş- tir. Böylece Türk müzecıliğinde yenı bir dönem ve çığır açılmış oluyordu. Aslında. Osman Hamdi Bey'in müze ile olan il- gısi müdür olmadan önce. Det- hier zamanında 1877 tarihinde Müze Komisyon Üyesi seçil- mesiyle başlamıştır. Osman Hamdi. 39 yaşında genç bir müdür olarak işe baş- ladığında. Çinili Köşk "Müze-i Hümayun" unvanı taşımasına rağmen. 600- 700 eserle dev- raldığı bu müze. bir müze ol- maktan çok uzakta, depo ka- raktennde ve eski eser yığını gö- rünümde idi. Ancak Osman Hamdi Bey. büyük bır aşk. öz- veri ve çaba ile arkeoloji ve mü- zecilik ile meşgul olmaya baş- ladı. Osman Hamdi Bey. birtaraf- tan mevcut eski eser koleksi- yonlannın ilmı bir tarzda sını- flandınlması ve düzenlenmesı ile uğraşıyor. diğer taraftan da yabancı arkeologlar getirterek, bunlara eserlerin kataloglannı hazırlatıyor ve arkeolojik so- runlarda fıkırlerini alıyordu Ancak, ülkede sanat eserlenne karşı ilgi ve sevgi yaratılmadan eski eser tahribini önlemenin ve esaslı bir müze oluşturmanın mümkün olamayacağını bilı- yordu. Bunun için Çinili Köşk'- ün yanma şimdiki Eski Şark Eserleri Müzesi olan Sanayi-i Nefise Mektebi'ni (Güzel Sa- natlar Akademisi) yaptırarak 1883'te hizmete açtı ve müze müdürlüğü yanında bu okulun da müdürlüğünü üstlendi. O dönemde müze (Çinili Köşk) küçük bır taşra müzesi karakterinde ıdi. Osman Ham- di müzeyi zengınleştırmek için 1883- 1895 yıilan arasında Nemrut Dağı, Myrina, Kyme ve diğer Aiola nekropollerinde ve Lagina Hakate tapınağında kazılar yapmıştır. Kazılarda bulunan eserler müzeye getiril- miş ve Batı dünyasında ilk defa bir Türk arkeologunun ısmı duyulmaya başlamıştır. Osman Hamdi. Çinili Köşk'- ün tam karşısına, o dönemin ünlü mımarlanndan ve aynı za- manda Sanayı-1 Nefise Mekte- bi hocalanndan Mımar Ale- xandre Vallury'e yeni bir müze binası yaptırdı. "Lahitler Mü- zesi" adı alan bu binanın da ile- ride ıhtıyaçlara yetmeyeceğini lerinden bindir. Birimparator- luk müzesi olarak gereken mi- mari etkiye sahip yapının dış cephesinin Ağlayan Kadınlar ve İskender lahitlerinden esin- lendiği ılen sürülür. Müzede a|t katta 20. üst kat- ta ise 16 olmak üzere, 36 teşhir salonu bulunmaktadır. Üst katta. aynca hazıne. sikke ka- bınelen ve kütüphane yer al- maktadır. Envanter kayıtlan- Neoklasik bir mimari örneği Arkeoloji Müzesi. gördüğünden, 1903 ve 1908 yı- llannda binaya ek bölümler yaptırarak, muhteşem bır müze binası yarattı. "Asar-ı Atika Müzesi" adını alan bu muaz- zam yapı "İlk Türk Müzesi" ol- masının yanı sıra. 19.yy. son- lannda dünyada müze binası olarak kurulan ilk 8-10 yapı arasında da yer almaktadır. Mimar A.Vallaury ve Os- man Hamdi Bey'ın ortak ürünü diyebileceğimız İstanbul Arke- oloji Muzesı yapıldığı dönemde dünya müzelerinin en iyi örnek- na göre. kendi müdürlüğü dö- nemınde 15 bine ulaşan bilim- sel kıtap ve derginin çoğunlu- ğunu kışisel dostluk ve gayret- leri ile Avrupa ülkelennden bağış yolu ile sağlayarak ki- taplığa kazandırmıştır. Osman Hamdi, yurtseverli- ği, ilericiliği, yorulmak bilme- yen çabası, çalışkanlıgı ve özve- nsı ile kendını müzeciliğe adamış. eserlerinden aldığı pa- rayı bile hıç esirgemediğı ve bü- yük emeğı geçtıği müzeye aynmıştır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear