25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9 KASIM 1992 PA2ARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 GUNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK mBaparafil.Sayfada partiyi önce ana muhalefet görevine getirdi, daha sonra, genel bir seçimde iktidara başlıca aday diye niteledi. Kimileri dereyi görmeden paçayi sıvıyor. Bu biryana, Erbakan, coşmuş, "hükümetin istifasını istiyor". DYP- SHP hükümetinin yerini alacak koalisyona girmeye ha- zır. Ancak bir koşulu var. "Bizim inisiyatfflmizi kabul eden herpartiyle koalisyon yapacağını" söylüyor. 40 milletvekiline ve4 ilçesecimine güvenerek oldukça cüretli ve de yürekli bir siyaset sergiliyor. "Bizim inisi- yatifimiz"ın içine hükümetin bünyesel kuruluşundan tu- tun da ekonomik, mali ve sosyal her konuda RP istekleri önkoşul olarakgiriyor. 178 milletvekilli DYP'sizbir hükümet kurulamayacağı- na göre acaba Demirel, Erbakan'ın yüksek perdeden konuşmalanna ne diyor, "inisiyatif kosullu önerilere" nasıl bakıyor? Soruyu yanrtlamadan önce bir iki noktaya değinelim. Olasılıklar örneğin, olağanüstü hal ile Çekiç Güç'ün sürelerinin uzatılmasında koalisyonun ortak kanadıntn SHP grubu- na egemen olup olamayacağı sorulannı Demirel, "O kadar önemli değil. Olabildiğince olacak" diye karşılı- yor. Bu bir. Bu yanıt gösteriyor ki, grup sayısı 50'lere düşen SHP'yle ortakhğa hâlâ sıcak bakıyor; iki. Erbakan ve öteki muhalrflerin, "kurulduğundan beri" hükümet bunalımı beklediklerini söytüyor; üç. Dördüncü noktada RP'nin aşırı iyimser havasına deği- niyor. örnegin olası bir hükümet bunalımında RP'nin kendi kazanç hanesine herhangi bir şey yazamayacağı- nı öne sürüyor, "40 milletvekiliyle hükümete mi ge/e- cek?" diye soruyor. Erbakan'ın, son seçimle yeniden ortaya çıkan hükü- met hevesine, özel söyleşilerde çok kesin bir davranışla karşı çıkıyor. Dediği şu: "Biz onlarla kıyamet kopsa bir araya gele- meyiz!" Ne var ki muhalefet cephesinde erken seçim istekleri giderek yaygınlaşıyor. Mesut Yılmaz'dan sonra RP Ge- nel Başkanı da aynı isteklerle, önerilerle örülü demeçler veriyor. Ancak Erbakan'in yaklaşımı, Mesut Yılmaz'a oranla daha dikkatli, daha hesaplı. Belki de erken seçime o ka- dar inanmıyor. Bu nedenle "llk erken seçimde yada cf21 seçimde biz iktidarda olacağız" diye konuşuyor. Muhalefet erken secimin geldi, gelmek üzere olduğu- nu söyledikçe, seçim kararını verecek olan karşı cephe- den.iktidar partilerinden tersine vurgulamalar yoğunla- şıyor. Örnegin Demirel, Erbakan'a kısa, kestirme, bir ölçüde alaylı şu yanıtı veriyor "Durmasın, seçime hemen git- s/n/"Tabii iktidar açısından gerekçesini açıklıyor: "Bakın, neden erken seçimin gereğiyok. Seçim kararı aldınız. Çıkıp meydaniara, halka, şunu bunu yapacağız diyeceksiniz. O zaman halk, yahu sen iktidardasın, hadi söylediklerini yap, demeyecek mi?" Birbirine ters iki mantık daha uzun süre çarpışacağa benziyor. OLAYLARIN ARDENDAKI GERÇEKUBaştarafı l. Sayfada mu? Var. Devlet -ya da hükü- met- piyasadaki varlıklılardan yüksek faızle para toplar. On vıldan beri yapılan budur. Her ikiyol da zengini daha zenginleş- tirir. voksulu daha yoksullastı- rır. Bu tür ekonomiden 'enflas- yon lohisi'niıı hıçbır şikâyeti yokiur, çıkan vardır; bankalarla iç içe geçmiş tekellerin de bu ya- pıda on ikiyıldan beri geliştikleri apaçık görülüvor. Koalisyon hükümetinin Baş- bakanı Sayırt Demirel'in sık vk yinelediği 'kanuı maliyesini dii- zeltmek'ya da 'devletinhesabtıu kitabuu düzenlemek' ışlemleri '••olaydeğildır. Çünkükısır-dön- ü buna engel oluyor. t'retici birlikleri devlete 20 trilyon borç- ludur, devlet tarım üreticisine borçludur, Ziraat Bankası üreti- cilere ve emeklilere zamanında ödeme yapmak içinjaizleri yük- seltip pıyasadan para toplamak %orunda değil miydi? Faizlerm özel ve resmi bankalarda yüksel- İJlmesî, enflasyon beklentisini pompaiamak demektir. Piyasa- dan para toplamak için, faiz İLAN KARŞIYAKA1. ASLÎYE HUKUK HÂKtMLtĞt'NDEN 991/744-820 Davacısı Gönül Önoğlu tarafından davalı Ahmet Önoğlu aleyhine ikame olunan boşanma davasında, Davalı Ahmet önoğlu'na ilanen tebligat yapılmış olup aşağıda hü- küm özeci yazüı karann gazetede ilan edilerek ilandan itibaren 15 gün içerisinde temyiz etmedigi takdirde karann kesinleştirilmesinin yapı- lacağı hususu ilan olunur. HÜKÜM: 1- Konya ili Doganhisar üçesi Cuma mahallesi cilt: 003/01 saya: 6 kütük: 2'de kayıtlı Gönül önoğlu ile Demirkuf Ahmet önoğ- lu'nun BOŞANMALARINA, 11.800 lira harç alınmasına, davacı ta- rafından yapılan 155.000 TL. yargılama gideri ile davacı vekili için takdir edilen 250.000 lira vekalet ücretinin davalıdan tahsiline Yargı- tay yolu açık olmak uzere davaa vekilinin yüzüne karşı davahnın yok- luğunda açıkça okunup anlatıldı. 26.10.1992 İlan olunur 4.11.1992 Basın: 10761 İLAN GAZtANTEP 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESÎ'NDEN | Davacı Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirkt. vekili Av Banattin | Bozgeyik tarafından davalı Mustafa Kılınçoglu aleyhine açılan sıgor- tah 27 ES 712/702 plakah araca, davahnın maliki bulunduğu 27 EN 393 plakalı aracuı çarparak verdigi hasar bedeli 39.956.250 TL. Kas- ko tazminatı davasının yapılan açık duruşmasında verilen ara karan gereğince: Davalı Mustafa Kıhnçoğlu'na Gaziantep ili Sakarya Mahallesi Nu- ripazarbaşı No: 25 adresine çıkartüan davetiyenin bilatebHğ iade edil- diği, zabıta araştınnasına ragmen açık adresinin tespit edilemediğinden davalıya ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiştir. Davalının mahkememizin 1991/403 esas sayılı dava dosyasının du- ruşmasının bıraküdığı 29.12.1992 günü saat 09.00"da mahkememizde hazır bulunması, delilleri bildirmesi veya kendisım bir vekille temsil ettirmesi, ettirmediği takdirde vargılanmanın yokluğunda vapılacağı ve karar verileceği davetiye ve dava dilekçesi yerine kaira olmak üze- re ilanen tebliğ olunur. Basın: 51230 HAYADURUMU TURKIYEDE DUNYADA IVIeteorolO)! Genel Mj- dLr lugu ider alınan bıtgıye gore, yurdun aoğu kesımle- rı parçalı ve cok bulııtlu , Doğu Karadeniz ve Doğu AnadoluVbn doğusu yağıs- lı otekı yerSr az bulırtL geçecek Yağışlar yağmur Doğu Karadenızın ıc ke- sımlen ile Doğu Anadolu - nun doğusunda kar şeklınde olacak. Marmara ile yurdun iç kesimlennde yer yer sıs gcrutecek Havasıcakiığıbatıbolgelerımızcleartacak doğu boigetenm'Zdedeğtsme- yecek Ruzgar, kuzey ve batı bolgelenmızde yer yer güney yönünden orta kuvvette Doğu Karadenızde kuvveöıce esecek Van Golu nde havacok bulutu yağmurvekar- la kansık yağmurlu çececek. Adana Atyon Ağn AnKara Antalya Aydm Burea Çanakkale Dıyartakır Edırne ErTuruT Eskışetıır stanbul Izmır Konya Merstr Samsun Trabzon ZonguldaK B 25* 11' A 14- -V K 4 ! 3" K 0' U' A 24' 19" A 23' 6S A 16" 3' ir 9" 3" 18° 18' 9' -r z 0" 1? ir r A 22' 10" A -1" 16" A 26" 14° B 14- T Y 1? 6" A 12* T AmSeraam Amman Atına Bağdat Brüksel Cenevre Frankfurt Peterabufg Lond'a Maûod Mılano Mcskova Mûnıh "ans Prag Rıyad Roma Vıyana B 14' B zr A 23' Y 29' B 14' B 12' B W B 27' K 0" B 11" A 20" A 1 8" K 0' B 13" B 12° K 4" A 33' A 20" B 10' A-acık B-bulutlu G-çûneşd K-karlı S-stsi< Y-yağmurlu BüyükAtatürkyann anılıyor Tarhan toprağa verildi Haber Merkezi - Türkiye Cumhuriveü'nın kurucusu. bü- yük önder Mustafa Kemal Atatürk ölümünün 54. >nldö- nümünde yann tüm yurtta. KKTC"de ve dış temsilcilikler- de anılacak. Atatürk'ü Anma Haftası et- kinlikleri sürerken SHP genel merkezi tarafından 10 Kasım nedeniyle il başkanlıklanna gönderilen genelgede. gerçek- leştirilecek anma toplanülan- nın ayn bir önem taşıdığı vur- gulandı. SHP İstanbul İl Başkanlığı'- nca yapılan açıklamada da. "Demokrasi ve cumhuriyeti- miz ortaçağ zihniyetinin tehdidi altmdadır. Çok geç olmadan bu zihniyete karşı kenetlenmeli- yiz" denildi. SHP Genel Merkezi, il baş- kanlıklanna gönderdiği genel- gede bu yılki 10 Kasım'da Ata- türk'ü anma toplantılannın daha etkin bir biçimde gerçek- leştirilmesi istedi. SHP Genel Sekreteri Cevdet Selvi imzalı genelgede "Cumhuriyetin ku- nıcusu, laik ve çağdaş Türkiye'- nin yaraücısı yaratıcısı büyük önder Atatürk'ü anmak ve onun eserlerini düşünce ve eser- lerini. düşünce ve eylemlerini kamuoyuna bir kez daha anlat- mak biz SHP'lilerin görevidir. Köklerini Kuvayı Milliye'den alan ve bizim ideallerinin takip- çisi olduğumuz. CHP'nin kuru- cusu ve genel başkanı Mustafa Kemal Atatürk'ü bu yönüyle de anlatmalı ve anlamahyız" denildi. 10 Kasım nedeniyle SHP İl Başkanı Yüksel Çengel de yap- üğı açıklamada," Yaşadığlmız günlerde. Atatürk ilkeleri, çağ- daş değerler, özgürlük, banş ve demokrasi giderek büyüyen bir tehlike ile karşı karşıyadır. Cl- kemizi ve çocuklanmızı tehdit eden bu anlayışı, şeriat özlemle- ri duyan bazı çevreler hızla bü- yümektedir. 21 yüzyıl eşiğinde akıl ve çağdışı bu zihniyeti, in- sanhgı geriletmek ve tarihi geri- ye işletmek hevesindedirler. Çok geç olmadan hortlatılma- ya çalışılan bu tehlikeye karşı önlem almak zorundayu"' dedi. Atatürk'ü Anma Haftası kapsamında gerçekleştirilen et- kinlikler sürüyor. Çağdaş Ya- şamı Destekieme Derneği de bir dizi etkinlik düzenledi. Dev- let Bakanı ve Başbakan Erdal İnönü'nün de konuşmacı ola- rak kaülacağı etkinlikler İstan- bul'da Cemal Reyit Rey Kon- ser Salonu'nda yapılacak. Girişin serbest olacağı etkinlik- lerde konferans, piyano konse- ri, bale gösterisi, Atatürk'ün sevdiği şarkılar izlenebilecek. AT-ABD karşı karşıya oranlarını gün geçtikçe daha vükseğe çekmek zorunluğu orta- ya çıkmaktadır; bu yola başvu- rıdmayacaksa, yine para bas- mak gerekecektir. Neresinden tutarsamz tutun sonuçta yüksek enflasyondan kurtuiuş umudu görünmüyor. Çünkü ekonominin yapısı bo- zııktur. Bir 'dûzen değişiktiği' anlamı- m tasıyacak kökienci önlemler almadan, basarı olanaksız gibi- dir. Siyasal iktidarlar iki cami arasmda beynamazdırlar: Ülke- de güçlü ekonomik çevrelere dokunamıyorlar. Özel sektörün doruklarında hükümetlerden is- tenen acı reçete, 12 Eylül süre- cindeki gibi halkın sırtma yeni vükler vurarak yürünmesidir. Seçimle gelmiş hükümetler ise 'halk kitkleri aleyhine' ve 'aznt- lık lehine' köktenci önlemleri vürürlüğe koyamıyorlar. Çünkü bu, çok partiîi rejimde bir siyasal iktidarm kendi bindiği dalı kes- mesi demektir. O zaman da 'yılan hikâyesi' uzuyor, gazetelerde aynı 'tef- rika'nvn haberleri her gün yinele- nip duruyor. Koalisyon hükümetinin şimdi- lik ekonomide ikircikli bir du- rumda kaldtğı görülüyor; ama, gelişmeler siyasal iktidarı bir İercih'e er geç zorlayacaktır. * • • IBaştarafi 1. Sayfada da henüz bir anlaşma sağlana- bilmiş değil. Nasıl sağlanacağı dabellideğjl. Sorun, Türkiye'yi ancak do- laylı olarak ilgilendiriyor. Tür- kiye-AT arasındaki katma protokol hükümleri uyannca Türkiye ile AT arasındaki güm- rük birliği 1995'te yürürlüğe gj- recek. Ancak 1963'te imzala- nan Ankara Anlaşması, güm- rük birliğjnin hem tanm hem sanayi ürünlerini kapsamasını öngördüğü halde, katma pro- tokolün 35. maddesi, tanm ürüıüerini gümrük birliği dışın- da bırakmış, •'tercihli rcjim"e almıştır. Tanm ürünlerinin ser- best dolaşımı, Türkiye'nin "AT Ortak Tanm Politikası" ön- lemleriru aldığı saptandıktan sonra 1995'i izleyen yıllarda saptanacaktır. Türkiye'nin AT tanm politikası karşısındaki durumunu değerlendiren İngi- liz uzmanlar, Türkiye'nin, ta- nm ürünlerini ATye ihraç konusunda pazar bulmakta güçlük çekeceğini düşünüyor- lar. Aynca Türkiye'nin ihracau icinde çok önemli bir paya sa- hip olan tekstil ürünleri de An- kara Anlaşması hükümlerine aykın olarak AT piyasasına gi- rerken miktar kısıtlamalan ile karşüaşıyor. PENCERE • Baştarafi 2. Sayfada doğru düşünme yöntemidir. Amerika'nın 'tek süper güç' olarak patronluğunu ne kadar sürdürebileceği sorusu. "diyalektik" gereği ya "fütüroloji" eğilimiy- le gündeme girdiğinde iş değişir. Batı'da dünyamızın geleceğine ilişkin varsayımlar her zaman geliştirildi; öngörülerin çoğu tutmadı. 1950lerin sonuna doğru Sovyetler, uzaya ilk uyduyu attıklarında, kozmonot Gagarin'i geleceğin insanı gi- bi görenler düş kırıklığına uğradılar. O dönemde ABD-SSCB yarışı sürüyordu. Sovyetler'in gümbür gümbür yıkılacağını kim önceden kestirebildi? 1960- lar, sosyalizmin yükseliş ve yayılış yıllarıydı. 1980'lerde, neoliberalizm dalgalarının sınır tanı- madan tüm ülkeleri sarsması sürecini yaşadık. Peki, yann ne olacak? Dünyamız, 21'inci yüzyı.la doğru olağanüstü bir dö- nüşümü yaşıyor; böyle zamanlarda, varsayımlar ve öngörüler kimi zaman fantezilere dönüşürler; biri çı- kıp sorabilir: "-Tarihin sonu mu geldi?" Eğer bu soruyu soran, Batı'da ciddiye alınıyorsa, saçmasapan bir düşünce olduğunu söyleyemezsin; çünkü "onlar bilirler" kanısı, bizde aşağılık duygu- suna kadar ulaşmıştır; ama, tarihin bittiği yerde in- sanlığın da biteceğini anlamak için bilgin olmaya gerek var mı? Elbette dünyamız tek kutuplu olarak yaşayamaz, tek merkezden yönetilemez. Neden? Çünkü varoluşun temelinde tek kutup yoktur. Artısız eksi ya da eksisiz artı olur mu? Her kutup kendi karşı- tını yaratır. Elbette ABD'nin rakipleri ortaya çıkacak; Almanya mı? Japonya mı? Avrupa mı? Ya da Çin mi? ilerde bu soruların yanıtları somutlaşacak. Peki, Kuzey- Güney çelişkisi nasıl çözümlenecek? • Öyleyse güncel sorulara ben de birini ekleyeyim: Emperyalizmin çok kutuplu döneminde iki dünya sa- vaşı yaşandı. Bu, iki paylaşım savaşı demektir. İki kutuplu dünya, 'Soğuk Savaş' ve 'nükleer dehşet' dengesinde barışı az çok koruyabildi. Tek kutuplu dünyada etnik çatışmalar doruğuna çıkıyor; ama dünya savaşı çıkmıyor. Çünkü gezegenimizi saran kapitalist tekeller, ulu- sal sınırları silerek iç içe geçtiler. Öyleyse gelecek- teki dünyamızın nasıl bir gelişme göstereceğini anlamak için "dev/efter"e değil, "tekeller"e bakmak daha doğru bir yaklaşım mıdır? Yanıtlanması güç birsoru, değil mi? İLANEN TEBLÎGAT 1918 sayüı kanuna muhalefetten sanık Yasir KUTKAY, Beyoğlu Bi- rinci Asüye Ceza Mahkemesi'nin 992/463 sayılı 28.4.1992 günlü ka- ran ile İstanbul Gümrükleri BaşmüdürlüP'ne toplam 7.6O8.459r TL. ödemeye mahkûm edilmiştir. Sanığın, söz konusu kararda belirtilen adresindcn başka bilinen bir adresi bulunmadığından, 7201 sayılı Teb- ligat Kanunu'nun 28. ve 29. maddelerine göre ilanen tebliğine karar verildi. Tebligat yerine kaim olmak üzere tebliğ olunur. İSTANBUL GÜMRÜKLERİ BAŞMÜDÜRÜ Basın: 41768 ADANA (Cumhuriyet Güney İlkri Bürosu) - Bulgaristan'ın Başkenti Sofya'da geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamım yiti- ren CHP eski milletvekili ve Köy-Koop Genel Başkanı Ne- dim Tarhan. dün memleketi Adana'da toprağa verildi. Cenazesi önceki akşam Adana'ya getirilen Tarhan için sabah Asri Mezarlık'ta bir tö- ren düzenlendi. Saat 10.00'da başlayan törene Adana Büyük- şehir Belediye Başkanı Selahat- tin Çolak, Seyhan Belediye Başkanı Yalçın Akyol, Yüreğir Belediye Başkanı Sebahattin Eşberk, SHP Adana tl Başkanı Selman Serttepe, Mersin İl Bas- karu Bora Yorubnaz, CHP 11 Başkanı Ziya Yergök, SHP Ankara Milletvekili Mehmet Kerimoğlu, DİSK Bölge Tem- silcisi Yusuf Yüreğir, çok sayı- da oda ve dernek başkanıyla Tarhan'ın yakınlan kaüldı. Ceriaze toprağa verilirken bir konuşma yapan SHP Genel Sekreteri Yardımcısı Mustafa Gazalcı, Nedim Tarhan'ı yok- sul köylükrin öncüsü, banşın simgesi olarak tarumladı. "Ya- şamın kısa, ancak onurluydu. 12 Eylül'den sonra yoksul İcöy- lülerin ve banşın simgesi olarak faşistler seni yargıladılar. Ama tüm bunlardan alnırun akıyla çıkün. Kendin için yakındığını hiç duymadım, hep arkadaşla- nn için vardm. Devlet sana hep köstek oldu. Şimdi seni Adana'nın hareketli toprakla- nna, arkadaşlanrun bağnna gömüyoruz" diye konuştu. AT ile kritik toplantı ANKARA(Cumburiyet Bü- rosu) - Türkiye ile Avrupa Top- luluğu arasında Ortaklık Kon- seyi toplanüsı bugün Brüksel'- de başhyor. Türkiye, toplantı sırasında ekonomik konûlann, siyasi konûlann önünde ele alınması için çalışacak. Dışişleri Bakanı Hikmet Çe- ün, hükümetin AT konusunda aldığı önemli kararlan kapsa- yan bir mesajı ATye iletecek. Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Yunanistan'ın toplantı önce- sinde Türkiye'ye karşı tavırlan yeniden gündeme getirmek için çalışüğını vurgulayarak, "4. Mali Protokol serbest bırakıl- mazsa, bu İngiliz diplomasisi- nin basansızlığı olarak değer- lendirilmelidir" diyorlar. Çetin'in Avrupa Topluluğu'- na, "Biz taahhütkrimizi yerine getirmeye devam ediyoruz, AT de kendi taahhütlerini yerine getirsin" mesajını vereceği bil- dirildi. Getin, Türkiye'nin AT ile ilgili taahhütlerini bütünüyle yerine getirmek için gümrük birliği de dahil olmak üzere AT ile müzakerelere hazır olduğu- nu bildirerek, gümrük birliğj- nin 1995'te gerçekleşebilmesi için AT Komisyonu ile muza- kerelerin hızlandınlması çağn- sında bulunacak. Toplanöda, AT ile ilişkilerin tam üyelik perspektifı icinde yürümesi arzusunun hükümet programında açık olarak belir- tildiği ifade edilerek, bu çerçe- vede, Türkiye'nin gümrük birli- ği dahil olmak üzere, Ânkara'- nın bütün taahhütlerini yerine getirme kararlıhğı nırgulana- cak. Konsey toplanüsı sırasın- da Ankara, patent yasasında değişiklik yapılacağıru, tanm yardımlannın azaltılacağmı ve 1993'te tek vergi sistemine geçi- leceğini, aynca 1993'te de güm- rük listelerinde indirime gidile- ceği de ATye bildirecek. Dışişleri yetkilileri, konsey toplanüsı öncesinde hazırlanan dekJarasyona Yunanistan'ın cekince koymasına dikkat çe- kerek, yaklaşık 800 milyon do- larlık Dördüncü Mali Proto- kol'ün Yunanistan'ın Kıbns sonınunu bahane ederek ser- best bırakılmasını engelleme eğilimine gireceğine kesin gö- züyle bakıyorlar. GOZLEM UĞUR MUMCU • Baştarafi 1. Sayfada Önemli olan, bu devlet kredilerinin alınmasında siya- sal ilişkilerin etkili olup olmamasıdır. İktidar yakınlarının devlet olanaklarından yararlan- malarına "nepotizm = yeğencilik"denir. DYP Genel Başkanı ve Başbakan Süleyman Demirel'i 1970 öncesinde en çok yıpratan olay, kardeşlerinin şir- ketlerine sağlanan devlet destekleri ile yeğeni Yahya Demirel'in Ermeni kökenli eski milletvekili ve işadamı Mıgırdıç Şellefyan ile birlıkte planladıkları "hayali mobil- ya ihracatı"d\r. Altan öymen ile birlikte bu olayı, yurtiçi ve dışı bütün ilişkileri ve kanıtları ile inceleyip yayımlamıştık; bu ya- yınlar üzerine Yahya Oemirel hakkında Zonguldak Ağır Ceza Mahkemesi'nce "toplu kaçakçılık"suçundan dava açılmış, Yahya Demirel de tutuklanmıştı. O günleri yaşayanlar, Ziraat Bankasfından "Terakki Kollektıf Şlrketı "ne ve Türkiye Sınaı Kalkınma Bankası'n- dan "Orma Anonim Şirketi"ne ve "Ûzel Yükseliş Ko- /e/7"ne verilen kredilerin nasıl kulaktan kulağa ve dilden dile dolaştığını anımsayacaklardır. Aynı günlerde Başbakan Süleyman Demirel'in kar- deşleri Hacı Ali ve Şevket Demirelli şirketlere, Emlak- Kredi ve Vakıflar Bankası'ndan da krediler açılmış, açı- lan bu krediler, TBMM'de soruşturma konusu olmuştu. 1990lara gelindiğinde Başbakan Özal'ı ve ANAP'ı en çok yıpratan konular arasında Özal'ın iki oğlu Ahmet ve Efe Özal'ın zenginlikleri yer aldı. Hacı Ali ve Şevket Demirel biraderler, devlet bankala- rından kredi alarak zengin olmuşlardı, özal biraderlerin zenginliklerinde devlet bankalarından alınan kredileri yoktu. O halde nasıl zengin olmuşlardı? Kısa süre bu kadar milyan nasıl kazanmışlardı? Nasıl olmuştu da televizyon kanalları açmışlardı? Neydi bu zenginliğin nedeni? Bu konular aydınlığa kavuşmuş değildir. Cumhurbaşkanı Özal'ın "Allahtan başka kimseye he- sap vermeyeceğini" açıklayan ağabeyi Korkut özal da Suudi ortaklıklarıyla milyarderler arasına katılmıştı. ANAP ın yıpranmasında "Ozal a//es/"nin çok büyük payı vardır. SHP Genel Başkanı İnönü'nün bacanağı Uğur Menge- necioğlu'nun şirketine açılan devlet kredileri, herhalde, gerekli ve zorunlu "teminat" aranarak verilmiştir. Aynı kural, CHP'ye yakın olduğu ileri sürülen "Bayındır inşa- at" için de geçerlidir. Bu konular, derinlemesine araştırılmalıdır. Bu gibi ko- nular derinlemesine araştırılmadan kesin yargı sahibi olunamaz. Bu araştırmalan ve soruşturmaları başlatacak olan, TBMM üyeleridir. Bu konular bir an önce aydınlığa kavuşmazsa, gerek inönü gerek Baykal, muhalefet partilerince ve parti kpi muhalefetlerince yıpratılırlar. Bu yüzden görev onlara düşüyor. Bu konûlann bir an önce aydınlığa kavuşması için ilk önergeler, inönü, Baykal vearkadaşlannca verilmelidir. Bu konu gözard.ı edilemez. Devlet bankalarından alınan krediler bu olayla da sı- nırlı tutulmamalıdır. örneğin, son 15 yılda hangi yayın organları, hangi devlet bankalarından ne kadar kredi al- clılar? Bu paranın ne kadarı ödendi? Ne kadan "batık kredi- ler" arasında unutulup gitti? Örneğin, bugün artık çıkmayan Güneş gazetesinin "Güçlü" adtı şirket aracılığı ile Ziraat Bankası'ndan aldı-., ğı krediler ne oldu? Bunlar artık unutuldu diyelim. Bugün yüksek tirajlı ga- zetelerin devlet bankalarına ne kadar kredi borçları var? Hiç olmazsa Devlet Bakanı Cavit Çağlar'dan bu konu- yu öğrenemez miyiz? BAŞSAĞUĞI Özgürlüğün, demokrasinin, barışm simgesi, kooperatifçiliğin, öğretmen örgütlülüğünün yiğit önderi, ilkeli insan; NEDM T4RHATSP] yitirdik. Tüm halkımızııı ve yakınlarının başı sağolsun. Tnran Altıntaş, Bektaş Afşar. Molla Aran, Şakir Akışık, Melih Atrruş, Kazırn Arguz, Yalçın Akyol, Kasım Avcıoglu, Mümtaz Aşan, Fikret Arık, Tahir Avcı. Şakir Anar. İsmet Apak, Sait Altug, Ahmet Bilgiç. Satni Baytaroğlu. Haşmet Biçer, Mahmut Besit, Güven Burma, Nuriye Boğa. İbrahim Beylunioğlu. Soltan Biçer. Halis Bozdoğan. Demirel Babacanoğln, Ali Başçetinçelik Galip, Can, Salim Canoğullan. Salih Coşkuner, Mustafa Coşkun, Vahap Çolak, Adnan Cem, Kadir Çetinkol. Ömer Çelik. İstnet Rıza Çebi, Ali Çapanoğln, Ahmet Çayb, Erdogan Çolak, Mehmet Çapan, Ramazan Doğru, Cafer Doğan, Yusuf Doğan, Ali Dinigüzel, Osman Eroğlu, Şener Ekiz. Ziibeyir Gök, Mustafa Cökçe, Sait Gürlek, Fevzi Güzel, Metin Gürkan. Bayram Görür, Sami Gürsöz. Abdurrahim Görür, ^fihat tdem, Hacı Ali Işık, Yaşar Karabatak, Hüseyin Kalantor, Hüseyin Kök. Mehmet Kızıhaş. Ahmet Küçük, Ali Karakı^, Emin Kaya, İlhami Kara, Recep Karaahmetli. Sabahat Kala. Elife Kızılçay, thsan Kurkun. Reçit Kıvanç, Hayrettin Kaf, Erkan Karakaya, Alişan Karahan, Adnan Kolubüyttk, Mehmet Karlıdağ, Mahmut Kurt. Necade Kırar, Hüseyin Karakag, Muhirtin Kiri^, Malik Karacan, Mustafa Köseoğlu, Fevzi Koca, Haşmet Kesimci, Cabbar Mamak, Tümer Mavi, Mehmet Mutlu, Mustafa Mercan, Ahmet Melek, Mehmet MerhameUiz, Ayhan Ongun, Sebahattin Ondül, Hüseyin Özkan, Bayram Ali Özer. Erdal Özcan. Mine Özdemir, Sabahattin Önas, Oktay Özbiçer, Mustafa Özgoy, Mahmut Öztekin, Mehmet Özkale, Ali Özdemir, Celal Seçilti, Enver Seçilti, Nadir Seferbeyoğlu, INevzat Sıkık. Yusuf Sağat, Mustafa Seyrek, Mehmet Şerifoğlu, Sadi Şanlıer, Sedat Şengül, Ahmet Turkeli, Alisan Turkay, Cihangir Tavşanoğlu, Ali Turan, Yusuf Tak, Fevzi Türkyılmaz. Ahmet Türkmen, Mahmut Teberik, Bilgin Toaun, Durdu Mehmet Uludağ, Fuat Ünal, Mustafa Yılmaz, Çapan Yağan, Muhittin Yüksel, Abdullah Yigenoğlu, Çetin Yiğenoglu. Ömer Yücetaş, Mehmet Yaramıs, Besim Yakut, Yusuf Zeren.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear