25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 14 KASIM1992 CUMARTESİ DIZIYAZI InönüUniversiteli'nin bitmeyen yolcıüuğu •Ana kampusu, kent merkezine 10 kilometre uzaklıktaki üniver- sitenin 8 bin öğrencisi var. Bunlardan yaklaşık 3 bini, çevre il ve il- çelerdeki bölümlerde okuyor. SELAHATTİNGÖKATALAY ü 'y° r Yücesoy a göre, üruversıte öğreni- ; mı paralı olmalı. Gerekçesı de şöyle: MALATYA - 17 yıl önce İktisadi ve "Bakıyorsunuz insanlar. çocuklannın îdari Bilimler, Fen-Edebiyat ve Eğitim orta öğrenimi için milyonlarca lira har- fakülteleriyle kurulan İnönü Üniversı- cıyor. Ama üniversitede 1 milyon lira is- tesı, 1988 yılında tıp ve mühendislik fa- kültelerini de oluşturdu. Üniversite'nin, Malatya'dakinin dışında, Arapgir, Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesi ve Adıyaman'da da meslek yüksek okulla- n bulunuyor. 21'i profesör, 32'si doçent, 85'i yar- dımcı doçent olmak üzere 138 öğreüm üyesi bulunan İnönü Üniversitesi'nde Üniversitede dikkatimizi ilk çeken, konuşruğumuz öğ- rencilerin adlannın vazılmasuıı keanlikle istememeleri. tendiğinde, buna karşı çıkıyor. Eğer ço- cuğunun geleceğini düşünüyorsa, yük- sek öğrenim için de belli bir kaynak ayı- rması gerekir." Ana kampusu, kent merkezine 10 ki- lometre uzaklıktaki üniversitenın 8 bin öğrencisi var. Bunlardan yaklaşık 3 bi- ni. çevre il ve ilçelerdeki bölümlerde okuyor. Merkezdeki 5 bin öğrenci için ise. sorunlann başında. her gün 10 kilometre- lik yolculuğu yapmak geliyor. Ulaşım yalnızca belediye otobüsü ve mi- nibüsle sağlandığından. öğrencıler henüz derse girmeden yorgun düşü- yor. Akşam kente dö- nüşler ise. bir sefalet fil- minin karelerini andın- yor. Üniversitede dikkati- çeken ilk şey. ko- bir o kadar da öğretım ve araşürma gö- revlisiyle okutman görev yapıyor. Üniversıte. daha da gelişmesi ve adıru uluslararası ölçütlere çıkarması umudu- nu. yapımı halen süren Turgut Özal Tıp Merkezi'nin tamamlanmasına bağla- mış durumda. Rektör Prof. Dr. Mehmet Yücesoy, üniversitelerin sorunlannın, YÖK'ten önce de var olduğuna dikkat çekiyor ve çağdaş üniversıte kavramının. slogan olmaktan kurtanlması gerektiğıni belir- nuştuğumuz öğrencilerin, adlannın ke- sinliklc yazılmaması için ısrar etmeleri. Kimle neyi konuşsak. "Adım geçmeye- cek. değil mi?" diye endişeyle kaş çatı- yor. Bazılan, fotoğraflannın çekilmesi- ne de karşı. Yine ad konusunda özen gösteren bir grup öğrenci, şunlan söylü- yor "Çağı yakalamak için gayret gös- termeüyiz. Bir an duraklamamak gerek. Çünkü toplum, sürekli değişim içinde. Çağdaş üniversiteli olmanın yolu, yöne- timde temsil edilmekten geçer." Cumhuri} et'in çeşitli fakülte ve yüksek okuiundan öğrenciler, gereksinimkri olan sağlıkla ilgili ve sosyal öğe- lerin karşılanamamasının, kendilerini zor durumda bıraknğını vurguluyorlar. (Fotoğraf: HATİCE BtÇER) Cumhuriyet Üniverateliler Öğretim üyeleriyle diyaloğumuz yok Kongre keııtiııiıı öğrencileri koııuşamamaktaıı yakınıyorr »97A HATİCE BtÇER SIVAS - 1.974 yılmda kurulan Cumhuriyet Üniversitesi, 4 fakülte, 7 meslek yüksekokulu ile eğitim ve öğretime devam ediyor. 44 profesör, 47 doçent. 86 yar- dımcı doçent, 102 öğretim görevli- sı, 49 uzman. 61 okutman ve 33 araştırma görevlismin bulunduğu üniversitede Tıp. Mühendislik ve Fen-Edebiyat fakültele- ri ve son alınan kararla üniversite olma kapsa- mına alınan Tokat Zira- at Fakültesi ve Hemşire- lik MYO. Sıvas MYO. Sağhk MYO, Divriği, Tokat Zile veNıksarMYO'nu bünyesinde bu- lunduruyor. 4 fakülte ve 7 meslek yüksekokulunda toplam 8 bin 342 öğrenci öğrenimgörüyor. Cumhuriyet Üniversitesi Rektö- rü Asım Gültekin, şunlan anlaü- yor: "Şehre 8 kilometre uzaklıkta kurulan üniversiteler kampusu- muzda 5 bin 718 öğrenci bulunur- ken bu öğrencilerden bin 994'ü Kredi ve Yunlar Kurumu'na bağlı yuıtlarda bannıyor. Tokat, Zile, Divriği ve Niksar'da bulunan 2 bin 624 öğrenci ise bulunduklan yerler- de bannma ve diğer ihtiyaçlannı karşılıyorlar. Daha önce kent mer- kezinde bulunan ve 4 Eylül Sıvas Kongresi Şenlikleri esnasında Baş- bakan Süleyman Demirel'ın açılışı- nı yaptığı Tıp Fakültesi Hastanesi'- nin kampusa taşmması sonucu ye- • Üniversitenin bünyesinde Tıp, Mühendislik. Fen- Edebiyat fakülteteri ve son alınan kararla üniversite ölma kapsamına alınan Tokat Ziraat Fakültesi ve Hemşirelik MYO, Sıvas MYO, Sağlık MYO. Divriği, Zile ve Niksar MYO bulunuyor. mekhanelerimizde sıkışıklık yaşı- yoruz. Sıvas Valisi Ahmet Karabil- gin'in girişim ve önerisiyle de Sı- vas'ta 320 milyon liraya iki otel ki- ralandı. 300 öğrencinin bannacağı iki otelle hiçbir öğrenci açıkta kal- mayacak." 1992-1993 öğretim yılı ıçerisinde Cumhuriyet Üniversitesi öğrencile- rinin sorunlan genellikle kendileri- nin dışında gelişen olaylar olarak görünüyor. En çok yakındıklan konu. boş zamanlan yeterince de- ğerlendirememe ve birincil derece- deki ilişkilerin oluşmaması . Yurt sorunundan harç ve öğre- nim kredisi, spor yapamama, kül- türel etkinliklerin yetersizliği. sa- natsal eğılimlerinin değerlendiril- mesinde îiderlik yapacak. yön veri- ci kişilerin olmamasından yakınan Cumhuriyet Üniverşitesi.öğrencile- ri. YÖK hakkında tam bir bilgiye sahip olmadıklannı belirti- yorlar. Gereksinimleri arasında bulunan sağlıkla ilgili ve sosyal öğelerin karşılanama- masının kendilerini zor durumda bıraktığını vurgula- yan öğrenciler; telefon, TV, sıcak su. yemeklerin yetersiz kalması, si- nema, tiyatro. eğlence, arkadaşlar- la gezme. spor. ulaşım,-arkadaşlar- la, öğretim üyeleriyle diyalog kura- mama. yabana dil eğitiminin yeter- siz kalışı. derslere devam zorunlu- luğunun kaldınlması, Sıvas halkıy- la aradakı kopukluğun yükünün kendi omuzlanna binmesi ve bunu izleyen birçok sorunlan sıralıyor- lar. Olayların üniversitesi SERGÜZEŞT-İ İHSAN KEMAL GÖKHAN Dicle'nin dertleri Karacadağ'ın zirvesiııi aştı OSMAN \TLDIZ DİYARBAKIR - 7 fakülte ve 7 yük- sek okulda 11 bin öğrencinin okuduğu Dicle Üniversitesi'nde sorunlar, dağ gi- bi yükseliyor. Bu nedenle de öğrenci olajlan eksik olmuyor. Otekı Anadolu üniversitelerinde ol- duğu gibi. DÜ"de de sorunjar. araç ge- reç eksikliğiyle sınırlı değil. Öğretim ele- manı sayısındaki yetersizliğe ek olarak temizlik, sağlık. bannma, yemek ve ulaşım. öğrencileri canından bezdirecek kerteye gel- ^ ^ ^ — mış. Bunlara ek olarak. okulun has- sas bölgede bulun- masının da etkisiyle, po- lis baskısı, öteki okul- lardan çok daha yoğun • DÜ'- de de so- runlar araç ge- reçle sınırlı de- ğil. Te- mizlik, sağlık, ban- nma, yemek ve ulaşım, öğrenciyi canından bezdirmiş. biçimde görülüyor. Öğrencilerin, po- tansıyel suçlu yerine konmalannı ve sık sık gözaltına ahnmalannı protesto amacıyla gerçekleştirdikleri eylemler. doğal olarak öğrenimi engelliyor. YÖK kaldırılmalı Dicle Üniversiteliler, YÖK'ü "Yük- sek öğrenim gençliğine karşı suç işleme dönemi"' olarak değerlendiriyor. Kuru- )un temel amacının tek tip yaratmak ol- duğunu belirten bazı öğrenciler, gele- ceğin bilım adamlannı yetiştirecek ku- rumlann özerk ve demokratik olması gerektiğine dikkat çekiyorlar. Ünıversi- telerarası bir kurulun gerekliliğine ina- nan DÜ'lüler. "Ama bu kurum, kolek- tif bir çahşmanın ürünü olarak doğmalı ve yaşamalı" diyorlar. Kadro dengesizliği Rektör Prof. Dr. Sedat Antürk ise, YÖK"ün en çok üniversite öğretim ele- manlan ve kadrolannın dağıümında ye- tersiz kaldığını sövlüvor. Buna örnek .olarak da, kendilerine yeterli kadro veril- men: t> sini gösteriyor. Antürk. "Buna karşın YÖK, hükümet ve bakanlık ara- sında koordinasyonu sağlama görevini, bugüne kadar yerine getirmiştir" diyor. Rektör Yardıması Prof. Dr. Bünya- min Işıkoğlu da. YÖK"ü eleştirenleri, alternatif getırmemekle suçluyor. Işı- koğlu"nun değerlendirmesi şöyle: "YÖK yanlışsa, doğru olan nedir? Bunu sövleyebiliyor musunuz? Bence bugünkü koşullarda YÖK"ü tartışmak. kökten yanlıştır. Çünkü biz. herşeyi tek taraflı olarak ortaya atıp, uygulanması için başkalanna dayatıyoruz. Bence YÖK'ün getirdıği ve götürdüğü aynı- dır. Ancak daha güzeli yaratılmak iste- niyorsa. kolektif çalışma yapılmalı, YÖK'ün eksiklikleri giderilmelidir." YARDV: 19 Mayıs, KTÜ ve Gaziantep üniversiteleri Akdeniz Üniversitesi Bir öğretim üyesine 11.3 öğrenci BÜLENTECEVtT ANTALYA - Turizm kenti Antal- ya'da 1982 yılında kurulan Akdeniz Üniversitesi, bir yandan sorunlannı çözmeye çalışırken, bir yandan da bü- yümeye devam ediyor. Rektör Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğ- lu'nun kafasından geçen üniversite, ABD üntversiteleri modeli. Prof. Kar- puzoğlu, yıllardan beri hükümet üyele- ri ve cumhurbaşkanına anlatuklanrun hayata geçirileceği günü bekliyor. YÖK tartışmalanna, rektörlük ata- ması tartışmalanna girmek istemeyen Karpuzoğlu. "Kimı nasıl ve ne jjekilde rektör yaparlarsa yapsınlar. Onemli olan üniversitenin çağdaşlığı. bilim üretmesi. çözüm üretmesi. beyinleri ge- liştirmesidır. Demokrasilerin 'olmazsa olmaz'ı seçımdir. Ancak sadece seçim ekleyerek yönetim sistemini demokra- tik yapmak mümkün değildir" diyor. Öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısının 11.3 olması, eğitim açısından olumlu bulunuyor. Ancak öğrencilerin eğitim konusundaki sıkıntılan da yok değil. Üniversite kampusundaki en önemli sorun ulaşım. 3 bin 777 dönüm alanda kurulmuş olan kampusta Tıp Fakültesi'nin bir bölümü, Ziraat Fa- kültesi, Sağlık Hizmetleri Meslek Yük- sek Okulu, Turizm Okulu. yurt ve rek- törlük binası bulunuyor. Fen-Edebiyat Fakültesi kampusa 25-30 kilometre uzaklıklaki Topçular bölgesinde eğitim venyor. Tıp Fakültesi'nin bir bölümü de 12-15 kilometre uzaklıkta Kepez bölgesinde yer alıyor. Kampustaki okullar arası uzaklık da 2-3 kilometreyi buluyor. Konuştuğumuz öğrencilerin. rektör seçimı konusundaki görüşleri özetle şöyle: "Öğrencinin üniversite veya fa- külte yönetimıne katılması gerekli. Se- natoda bir öğrenci temsildsi olmalı. Rektör seçimınde de öğrencilerin katılımı gerekli." Öğrenciler, derslerde tarüşma ortamına kuşkuyla bakılmasından yakınıyor 100. Yıl: Ezberle, diplomayı al, git VAN (Cımynariyet) -100. Yıl Üniversitesi Rektönl Prof. Dr. Mehmet Seyit Şen, YÖK'ün, üniversiteleri di- siplin altına aldığını ve başı- na buynık, dükalık olmak- tan kurtardıgını öne sürdü. Üniversitelerin, YÖK saye- sinde Anadolu'y a yayıldığı- nı savunan Prof. Şen, "Üni- versiteleşme, YÖK'e kadar fevkalade yavaşu" dedi. Fen-Edebiyat, Ziraat, Ve- teriner, Eğitim, Tıp ve İlahı- yat fakülteleriyle Tatvan ve Hakkari meslek yüksek okullan ve üç enstitüden oluşan Van 100. Yıl Üniver- sitesi*nin, 419 kişıden oluşan öğretim elemanlan kadrosu bulunuyor. Altı fakülte, üç enstitü ve iki yüksek okulda okuyan toplam öğrenci sayı- sı 2 bin 856. İlahiyat ve Tıp öğrenciye daha eğitim ola- nağı sağlayabıleccklcrini söyledi. Bitüs, Ahlat, Adilce- vaz, Erciş ve Van'da beş meslek yüksekokulu açıbna- sı için planlama ve hazırhk nın, başka bir üniversitede rastlanamayacak kadar hızlı çahşmalar sonucunda ulaşıl- dığına dikkat çektı. 100. Yıl öğrencüeri, en önemli sorunlannın, yurttaki • Üniversıte, ikilı eğitime hazır olduğunu YÖK'e bildirdi. Rektör Şen. önerileri kabul edildiği takdirde, 260 öğrenciye daha eğitim olanağı sağlayabileceklerinı söyledi ve üniversitelerin, YÖK sayesinde Anadolu'ya yayıldığını savundu. Prof. Şen, "Üniversıteleşme, YÖK'e kadar fevkalade yavaştf dedi. fakültelerinde öğretime, ge- lecek yıl başlanacak. Üniversite. ücıli eğitime hazır olduğunu YÖK'e bil- dirdi. Rektör Şen. önerileri kabul edildiği takdirde, 260 yapuklannı belirten Şen, ilk inşaata sekiz yıl önce başla- malanna kafşın, bu süre içinde 60 yataklı misafirha- nesi, 76 daireli lojmaru bulu- nan bir üniversite olmalan- koşullar ve yemek parası ol- duğunu söylüyor. Yurt ka- pasitesinin düşüklüğünden yakınan öğrenciler şunlan söylüyor: "Şu anda size so- runlanmızı anlattığımızı po- lis ya da okul idaresinden biri, hatta bir yurt görevlisi görse, müthiş tepki gösterir. Arök belirü yaşa gelmiş, kişi- likleri oturmuş insanlanz. Sorunlanmızı anlatarak çö- züm aramaya çalışmamızı anlayamıyorlar. Derslerde demokrasi yok. Bir konuda hocayla çelişiyorsanız, söz hakkınız elinizden alınıyor. Üniversite dediğiniz, tarüş- ma ortamıdır. Belli bir sınır içinde de olsa, fikirler tarü- şılmazsa, üniversite ol,ur mu? Ama burası 100. Yıl Üniver- sitesi. Burada böyle şeyler, kuşkuyla karşılanır..." POLTTIKA VE OTESI MEHMED KEMAL Bfgisayarlı Rştenme..Bizde devletin ışleyişini jurnal (fişlenme) üstüne ku- ran padişah Abdülhamittir. Meşrutiyet ilan edilince bu jurnaller Ittihatçıların elinegeçmiştir Emekli Süvari 8in- başısı Asaf Tugay, jurnalleri incelemekle görevlendiril- miş. Ibret' diye iki ciltlik bir kitabı var (Okat Yayınevi). Asaf Tugay, bu fişlenmeler için şöyle der: "Jurnaller diye dillerde dolaşan bu yıldız evrakı, bil- mem şimdi kimi ilgilendirir. Bu kağıtların içeriğinin şim- di eskisi kadar bir anlamı yoktur. Ama gene de iftira, külah kapma için jurnal verenler olmuştur." Bu yıldız evrakının bir çoğu Cağaloğlu Hamamı Kül- ham'nda yakılmış, birçoğu da şurada burada yitmiştir. Bunların içinde birbirine padişaha gammazlayan dev- rimcilerde vardır. Demokrat Parti'nin iktidara gelmesinden sonra Içişle- ri Bakanlığı'nın kaloriferleri sürekli yanmıştır. llgililerin, fişleri yaktığı söylenir. Yeni iktidar partisinin eline geç- mesin diye bunlar yakılmıştır Birkaç hafta sonra Başbakan Yardımcısı Samet Ağa- oğlu, içişleri Bakanlığında bir basın toplantısı düzenle- miş, bu fişleri basına açıklamıştı. Bu basın toplantısında bulundum. Yalan yanlış öyle fişlemeler olmuş, öyle çok jurnaller verilmiştir ki herkes şaşmıştır. Ağaoğlu bu fişlerin bir daha tutulmayacağını, eskileri- nin de yakılacağını söylemişse de fişler yakılmamış, üstelik yenileri tutulmuştur. Demokratların tutturdukları fişler, 27 Mayıs'ta askerle- rin yönetime el koyduklarında ortaya çıkmıştır. 27 Ma- yısçılar da bu fişlerin bir daha tutulmayacağını söyle- mişlerse de 12 Mart ve 12 Eylül askeri darbesinde fişler yeniden ortaya çıkmıştır. Dahası 12 Eylül faşizmi fişlen- meyi bir yöntem olarak benimsemiş, hatta yasallaştjr- mıştır. 12 Eylül faşizmi sadece fişlemeyle kalmamış, buna baskı ve işkenceyi de eklemiştir. Kurulan koalisyon hükümetinin programı içinde de- mokratikleşme ve fişlerin yok edilmesi vardır. Gerçi ta- sarı Meclise gelmiş, geri dönmüşse de demokratikleş- me ve fişlerin yok edilmesi zorunludur. Demokrasinin ölçeği fişlerin yok edilmesidir. Adalet Bakanı Seyfi Oktay'ın açıkladığına göre "Tür- kiye'de fışlenmiş insan sayısı bir milyonu aşmaktadır." Bakan şöyle demektedir: "Bir milyon demekten kaçın- mıyorum, belki daha da fazladır. Elde, şu anda gerekli bilgiler yok. Türkiye'de fişlenmiş insan sayısı gerçekten çoktur." 12 Eylül rejimi fişlemeyi bir yöntem olarak benimse- miştir. Arşivler dosyalarla doludur. Devletin bir görevi de vatandaşını fişlemek olmuştur. "Bugüne değin fiş- lenmiş ne kadar insan varsa onların dosyaları tek tek elden geçirilecektir. Amaç bunların toplu halde yok edil- mesi, yakılmasıdır." Hersıyasal iktidar dabufişlenmelerdenyakınır, bu fiş- lerin yakılacağını söyler. Ama aradan belli bir süre gec- tikten sonra bu fişler gene ortaya dökülür. Kalktığı, yok edildiği söylenen fişlenmeler, dosyalar yeniden ortaya çıkar. Şimdi fişlenmeler, dosyalar yeniden ortaya çıkar. Şimdi fişlenmelere bilgi sayarlar da karışıyor.Soylendi- ğine göre fişlenmeler bilgisayara dökülmüştür. Dosya- lar, fişler yakılsa bile bilgisayarın belleği bunları koru- mayacak mıdır? Bir yüz yıldan beri fişlenmelerden yakınılır. Komis- yonlar kurulur, dosyalar çıkarılır, hatta yakılır. Ama fa- şizm ucunu azıcık göstermeye başladı mı bu fişlenmeler bir yerden çıkıp gelirler. Abdülhamit döneminde böyle olmuştur, Halk Partisi döneminde böyle olmuştur. Her yeni dönemde böyle olduğu kanıtlanmıştır. Bakalım bil- gisayarlı dönemde nasıl olacaktır? Bakanın söylediği gibi her şey bilgisayara yüklenmiştir, bu yükü nasıl çe- kecekler? BULMACA SOLDANSACA: 1 2 3 4 5 6 7 8 1/ Osmanlı devletin- de üst düzey yetkili- lerinin vekil ve yar- dımcılanna verilen unvan. 2/ Düsman... Pilotlar ve havacılar için yayımlanan bül- ten. 3/ Zorunlu ge- reksinme maddeleri için devletçe sapta- nan fiyat... Iran'da tarihi bir kent. 4/ Çalgılı meyhanc 5/ Gemiyi baştan ya da kıctan halatla kara- ya bağlama. 6/ Ar- jantüı'in plaka işareti... Güney Ana- dolu'da bir dağ. 7/ Serbest meslek adamlannı içinde toplayan resmi bir- lik... Eski dilde erik. 8/ Erzunım'un bir ilçesi... En kısa zaman süresi. 9/ Avrupa'da bir ülke. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/ Hekimlikte kulİanılan, san çiçekli ve küçük bir bitki. 2/ Borç ödeme... Harrnan kaldınldıktan sonra yerde kalan toprak ve samanla kansık ta- _ hıl taneleri. 3/ Meyveli ya da kakaolu bir pasta... Güzel sanat. 4/ At ve benzeri hayvanlann sırtına vurulan keçe, meşin ya da kalın kumaş parçası... Bir nota. 5/ Şöhret... Avustralya'da ya- şayan keseli bir hayvan. 6/ Yaldızlı... Olumsuzluk belirten bir önek. 7/ Gümüşbalığı. 8/ Eski dilde göz... Hadise. 9/ Kemik- lerin yuvarlak ucu... Vurgun yiyen bir dalgıcın iyileşebilmesi için tekrar indirilmesi gereken aynı su derinliği. GERCEK ÇIKTI BAYİLERDE Gözaltında "kaybolma" öyküleri "ÇOCUĞUMU İSTİYORUM!" Analarçocuklarını arıyor.. Görgü tanıkları polis tehtidi altında. Devlet "kayıplar M ın hesabını vere- miyor. Kaybetmek: Bir dehşet politikası. PKK- Peşmerge Antlaşmasının tam metni! PKK- Peşmerge savaşında neleroldu? TSK'nın "güvenlik kuşağı" işe yarayacak mı? Cephe gerisinde PKK eylemleri.. Antlaşma maddeleri tarafları memnun etti. • Diyarbakır'da polis gösterisi • Dersim'de hukuk var mı'' • Elazığ Cezaevi'nde açlık grevi sürüyor • Memurlar toplu sözleşme aşamasında • Takimsan'a sendika geldi, fabrika kapandı • Laspetkım-lşten öne- n: "Referanduma gtdelim" • Petrol-Jş Batman şubesi: "Susmak teslimiyettir!" • Uzak Kurt kadınları • Gençlik 6 Kasım'ı tartıştı • Dubçek'e kim ajladı 7 • Küba inadı • Beıiin'de silahlar geri tepti • TUYAP'ta kitaba saldın • Can Yucel • Ahmet Kahraman
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear