25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
15 Cumhuriyet spor 29Ocakl992 Eski kaleciler, Beşiktaş'ın Polonyalı file bekçisi için kesin yargıya varamadı ^ Bako'mm kaleciliği tarüşıldıARİF KIZILYALES (İstanbui) - Eski milli kaleciler ve kaleci antrenorleri, Beşiktaş'- ın Polonyalı file bekçisi Jaroslaw Bako'- nun 'kaleciliğini' tanıştılar. Çeşitli dönem- lerde milli takım kalesini koruyan Cihat Annan, Turgay Şeren, Şükrü Ersoy, Nec- mi Mutlu ve Rasim Kara, ayın kalecisi se- çilen Bako'nun Türkiye'deki ilk günlerinde hayal kırıklığı yarattığını, ancak sonradan toparlandığını söylediler. BP'nin düzenlediği 'Altın Eldiven' ka- leci yanşmasında bir araya gelen eski ün- lü kaleciler ve spor yazarlan Bako'yu li- giıı son 3 haftasındaki başanlı kurtanşla- n nedeniyle 'ayın kalecisi' seçtiler... Genç- lerbirliği'nden başanh file bekçisi Rama- zan'ı geride bırakan Bako, 19 oyla 1. ol- du. Oylama sonrası Bako ile ilgili olarak yonımlannı açıklayan eski kaleciler Beşik- taşlı file bekçisinin Türkiye'deki ilk gün- lerinde sıradan bir kaleci görüntüsü ver- diğini belirttikr. Ancak son haftalarda Ba- ko'nun Beşiktaş'ı sırtladığını da kaydeden eski milli kaleciler yine de Polonyah oyun- cu hakkında kesin bir yargıya varamadık- larını kaydettiler. Dönem dönem milli takımda yer alan es- ki kalecilerin görüşleri şöyle: •Turgay Şeren (Galatasaray ve milli takım eski kalecisi): Bako ilk geldiği günlerde kö- tüydü. Çok kötü bir Galatasaray maçı oy- nadı. Milli takımda yer alan bir kalecinin bu kadar acemice davranması şaşırtıcıydı. Ve o zaman ben yorumumda 'Bako mu Pi- nokyo mu" diye düşünmUştüm. Ama şim- di topralandı iyi maçlar çıkardı. Yine de uzun boyuna rağmen yan toplarda iyi de- ğil. •Şükrü Ersoy (Fenerbahçe ve milli takım eski kalecisi): Kötü oynadığı maçlar oldu. Ama toparlandı. Bunun değişik nedenleri olabilir. Ama bir Schumacher geldiği ilk yıl harikalar yarattı. Demek ki dil bilme- mesi, önünde oynayanlan tarumaması ba- hane değil. Bako'yu son haftalarda iyi bul- dum. Yine de kesin karar vermiş değilim. •Necmi Mutlu (Beşiktaş ve milli takım eski kalecisi): Bako, Türkiye'de kötü gûnler ge- çirdi. Eşini, ailesini getiremedi. Otelde kal- dı ve bu oylar onu olumsuz yönde etkile- di.Şimdi evine taşındı.Ve huzurakavuştu. •Rasim Kara (Beşiktaş ve milli takım es- ki kalecisi - Kaleci antrenörii): Bako'yu iki ayrı biçimde izledik. llkinde çok kötü bir kaleciydi. Sonra ise toparlandı ve başanh oldu Beşiktaş'ta muhalefete yer yok ASENA ÖZKAN (Istanbul) - Beşiktaş kulübünün eski asbaşkanlanndan Ali Balkaner'in mart ayında yapı- lacak kongrede Süleyman Seba'ya rakip olacağım açıklamasından sonra, yönetim kurulu üyesi ve muhasip üye Ferhat Özgen yaptı- ğı açıkîamada "Ali Balkaner'in adaylığını yadırgamıyorum, an- cak Beşiktaş tarihinde 90 yılda yapılmamış şeyler Süleyman Seba'nın başkanhğında yapılmış- tır" dedi. Ali Balkaner'in geçen günlerde, mart ayındaki kongreye başkan adayı olarak ka- tılacağını açıklamasından sonra bir hayli hareketli günler yaşayan Siyah-Beyazlı ca- miada 16 şubat tarihinde yapılacak mali kongreye kadar söz düellosu gazete sütun- lannda devam edecek. Yönetim kurulu üyesi Ferhat özgen "Kartallar" adında bir grupkurarak mart ayındaki kongrede yine Başkan Süleyman Seba'yı destekleyeceğini açıklarken bu konudaki sorulanmıza şu yanıtı verdi: "Ali Balkaner'in aday olması gayet nor- mal. Siyasette olduğu gibı vaatlerde bulun- ması da yadırganmamalı. Ancak bunlann ne kadannı gerçekten yapabilir, onu dü- şünmek gerekir. Beşiktaş tarihinde 90 yılda yapılamayan şeyler Süleyman Seba'nın 8 yılhk başkanlık döneminde yapılmışür. Toprak sahalarda antrenman yapan fut- bolcular şu anda iki adet çim sahaya ve Avrupa standartlannda bir kamp tesisine sahipler. Kısmet olursa kulübün arkasın- daki 56 arazisine önümüzdeki günlerde temel atılacak ve Beşiktaş, 14 kath bir pla- zanın sahibi olacak. Bir Yeşilköy tesisi ger- çeği de herkesçe bilinmeli." Ferhat özgen, "Muhahf grubun. Başkan Süleyman Seba karşısında şansı var mı?" sorumuza da "Muhalif grubun içınde çok sevdiğimız ve saygı duyduğumuz değerli ar- kadaşlanmız var. Elbette onlar da Beşik- taş'ın çıkarlannı düşünüyorlar. Ancak Beşiktaş'ta Süleyman Seba gerçeği var. Ya- şamda hiçbir insah dört dörtlük değildir. Yalnız, Süleyman Seba'nın artılan eksile- rinden çok daha fazladır. Bu insan Beşik- taş'a ve Türk sporuna yaptığı hizmetlerden dolayı her yıl gazeteler ve kuruluşlar tara- findan "Yılın Spor Adamı" seçiliyor. De- mek ki bu adamın birtakım özellikleri ve başanlan var. Muhalif grubun Seba'yı yer- mesi oldukça anlamsız" karşıhğını verdi. OLEYBOL THY zor sıyrıldı THY: 3 - Beşiktaş: 2 HAKEMLER: Ömer Akın (6), Hüseyin Gencer (6) THY: Derya (6), Filiz (5), Figen (6), Ayşe (7), Didem (8), Zehra (7), Berat (5), Ebru (5), Şunay (5), Nalan (5). BEŞİKTAŞ: Nazlı (6), Arzu (8), Gülbın (5), Mine (7), Esra (6), Marıa (6), Guneş (5), Zeynep (5). SETLER: 15/6, 7/15, 15/2, 13/15, 16/14 ALEV ANAKÖK (İstanbul) - Turkiye 2. Bayanlar Voleybol Ligi'nın onemli maçında THY, Beşiktaşengelinı 5. setteaşarakyenil- mezliğini surdürdu. Öteki sonuç: İÜSBK-Altınyurt: 3-0(15/8, 15/8,15/4) Uzun sakatlık döneminden sonra yeniden sahalara . \FA ERSOY) Hoş geldin Rotariu *METtN TÜKENMEZ "Hiçbir şeyden çekmedi belin- den çektiği ka- dar." Bazıları nasmndan ı. ker, Galatasa- ray'ın yeni transferi Iorfa gibi bazıları da belinden. Rota- ^ ^ _ _ _ _ riu da bu ikincigruba girenlerden. Sezonba- şmda biraz oynar gibi oldu. İyi de oynuyor- du. Sonrasında belindeki sakathk nükset- ti. O günlerdeki gorünümu hiç de futbola dönecek gibi değildi. Gazetelerde çıkan fo- toğraflan açtı, içinde kıvranan bir insanın yüz anlatımımbütün aynntılanyla verirken Rotariu, "Genç yaşta yaşlandım. Bu ağnlar yüzünden futbolu bırakabilirim" diye yakı- myordu. Bu belsakathğı böyledir zaten. Insanı ne umdurur ne güldürür. Ne zaman iyi olaca- ğı belli olmaz. lyileşmesi veya nüksetmesi, yaulan yataktan tutun da sırtına yüklenen yüke, zamana, alana, iklim koşullanna hat- ta elle kaldırılan günlük yaşamdaki zorun- Iu ağırlıklara bile bağlıdır. Onun içindir ki hiç umulmadık anda ortayaçıkan ağnlany- la insana ecel terleri döktürür. Bu anlamda bel ağrısına güven olmaz. ŞimdilerdeGalatasaray'ın kaptaru Rota- riu, çok çektiği bel ağnsmdan kurtulmuş gi- bi görünüyor. Stuttgart Kicker karşısında izlediğimiz Rotariu için, "Bu adam bazen sakatlık numarasına mı yatryor?" şeklinde yorum bile yapılabilirdi. Çünkü güçlU Al- man rakipleri ile maç boyunca savaştı, top kaptı, oyun kurdu, zaman zamanda soldan kaçarak gol ortaları yaptı. Ön liberodaki oyun kuruculuğu ve takırmnı yönlendirme- siyle futbol alanının "en başanlı" oyuncu- su unvanını aldı. Rotariu ön liberoda öylesine başanlı oy- nadı ki sanki Galatasaray'ın lig maçlannda, o yerde Roti eksikliğinden oynayamadığı iz- lenimi verdi. Futbol alanımn her yerini do- iaşıyor; bazenlibero bazen ön libero, zaman zamanda sağ ve sol kanatlarda. Gittiği her yerde o yerin gereklerini yerine getiriyor. Kickers maçında atılan ilk golde Rotariu- nun sol taraftaaltı pasın içinekadartopuiz- lemesinin rolü vardı. Çok klas bir sol ayağa sahip olmasına karşın basit futbolu yeğli- yor? Bu dagucunü ekonomik kullanması- na ve ikili mücadelelerde diri kalmasına ne- den oluyor. Sağında ve solunda Muham- med ve Hamzagibi iki enerjik, mücadeleci oyunlarla maçaağırlığinı koyan Rotariu, bu sayede Galatasaray'ın futbolgörünümünü bile değiştirebiliyor. Ancak Cimbom için bir tehlike var. Yu- kanda söylemiştik. Bu bel ağnsımn ne za- man ortaya çıkacağı belli olmaz. Eğer Ga- latasaray bütün planlarını Rotariu uzerine kurarsa, onun sakathğı yeniden gündeme geldiği anlarda bocalayabilir. Denizli'nin bunu hiç akundan çıkarmaması gerekiyor. "Benim artık Rotarium var" düşüncesi "Rotisiz"h'ğe dönüştüğünde aynı güveni duymak için ona alternatif şart. Gene de kronik bel sakatlığını geçici olsa da yenip Galatasaray'ın başanşma katkıda bulunan Rotariu'ya "Hoşgeldin" diyoruz. G. Saray futbol şube sorumlusu, yeni dönem için karannı henüz vermedi Karahasan: Reklam için gelmedimMUSTAFA ERSOY (İstanbul) - Tamam mı, devam mı? Şimdilerde Yurdaşen Karahasan'ın kafasındaki en önemli sorun bu olsa ge- rek. Galatasaray futbol şube sorumlusu ve taraftarın sevgilisi Yur- daşen Karahasan yönetime girmek için yeni listeyi bekliyor. Herkes heyecanh, herkes duyarlı, her- kes umitli. Galatasaray camiasının butun birimlerı şimdi bu duvguların kaosu için- de. Yeni kongre ne getirir, neler göturur? Kimler kazanır, kimler kaybeder? Bir çok soru işareti. Sarı-Kırmızılı renklere gonül vermisler, hizmet etmişler veya edecekler, şimdi kendi çevrelerinde aynı davaya ina- nanlara hep yukarıda saydığımız bu soru- lan soruyorlar. Şimdilik çok erken. Kong- reden önce bir etap daha bu heyecan ya- şanacak ve Galatasaray camiası yine sar- sılacak. Bu sarsılmanın etkileri neler olu- yor, şimdiden bilinmez ama bazı kisilerin Galatasaray'da ince hesaplara girdiği ve bu yüzden "kafa patlattığı" beili. Bunlann arasında Yurdaşen Karana^diı U«J vaı. uu çok insan onun vereceğı yanıtı bekliyor. iki dudağının arasından çıkacak bir kelırre çok önemli. O ıse temkinli ve bu kez ka- rarlı. Aceleci olmayacağını soyluyor. 'Bu nasıl reklam?' Karahasan Galatasaray'ın kapalı tribun- lerinde çok yandaş toplamış. Onun için bir çok dedikodu çıkarılmış. Dedik ya, çok duyarlı. Hemen tepki gosteriyor. Kufur- leri savuruyor, masaları yumrukluyor; "Beni tanımıyorlar" diyor. Işte bu tavır- ları şu soruyu sorduğumuzda gosterivor: "Taraftarlara para veriyor musunuz?". Bu soru cumlesinin ardından, o yuzunden gulucukler eksik olmayan Yurdaşen Kara- hasan başka birı oluyor. Ağzı kapalı, bur- nundan soluyor. Doğrusu, biz dahıl çev- resindekı herkes urkuyor. Şoyle cevap ve- ri>or kufürlerin ardı sıra: "Tabii para ve- receğiz. Adam beni maça girerken bulmuş. O soğukta ya da sıcakta beklemiş. Içeri gi- rip takımını desteklemek istiyor, bir şey- lere ortak olmak isti\or. Benim ona para vermemem için insan olmarr^am lazım. Içim eriyor. ne yapayım. Ben Tena halde Galatasaray lıyım.'' Karahasan bazı istisnaların dışında ken- di kendine listeler de yapmış. Ya kendisi hatırlıyor ya da onun "adamları". Ne>i mı hatırlıyorlar? Olav çıkarmış, karakola git- miş taraftara para yok. Onlar cezalı. De- vam ediyor Karahasan: "Yok, ben reklam için girmışim bu ışe. W ışım var yahu. İn- san reklam için 6 milyar lırayı gozden çı- karır mı? Ben keriz mıyim? Bunları orta- lığa çıkaranlar ışın bılincine erişmemişler. Benim kapıdan gerı çevıremediğim taraf- tarın yanı sıra futbolcum da var. Onu na- sıl geri çevırırim. Varsa vanımda, >arısını verırim. Bunun reklamla ilgisi yok. Ben Galatasarayhyım; kanımın yarısını da Ga- latasarav'a veririm. Şimdilik benim karar- larım çok negatif. Doğrusu beklediğimi bulamadım. Belki Alp Be> de bulamamış- tır. Normal bu. Aynı olayları yaşamak is- temiyorum. Sanırım haklıyım. insan, ya- nında çahşanları görmek istiyor. Çok yal- nız kaldım, gucumun sınırlarını zorladım, ama zorlandım. Şimdi beklemedeyim. En buvuk dıleğım, Galatasaray'ı VV'erder Bre- men'i elemış olarak gormek. Bu zevki tat- mak istiyorum. Bakarsınız belki de Al- manya'dan iyi bir sonuçla doneriz, hava- alanında hepinize ben de yönetime girmek istediğimı soylerim." Yurdaşen Karahasan yakınlarına Gala- tasaray'ın yeni yonetimine girmek için du- şunduğu planı açıkladı: Karahasan kesin olarak Alp Yalman'dan vana, ama Alp Bey'in iıstesini bekliyor. Eğer beğenmez- se alacağı olan 6 milyann bir kısmını hibe edip cekilmek, beğenirse kaldığı yerden de- vam etmek. HAFTALIK Özerklîk mi? Haydî öyleyse ABDÜLKADİR YÜCELMAN Federasyonlar özerklik istiyor. Seçim- le iş başına gelmek için yıllardır bekleşi- yorlar. Ama başlanna ne gelecek, ondan habersiz gözüküyorlar. Son günlerde DYP-SHP koalisyonu- nun hükümet programında da açıklan- masına karşın spor bakanlığının kurula- mama nedeni olarak gösterilen parasız- lık son haftalarda spora da kemer sıktı- nyor. Örneğin birçok spor dalında mü- sabakalar ya tehir ediliyor, ya iptal. Ki- mi hakemler "Müsabakalar yapılsın, biz parasız da hakemlik yaparız" derken ki- mi federasyon başkanı kendi emekli ma- aşını organizasyona yatınyor. Garip gibi gözükmesine karşın bu, federasyonlann geleceğinin ilk örnekleridir. Federasyonlar seçimle işbaşına geldik- ten ve özerkliğe kavuştuktan sonra dev- let spordan elini ayağım çekecek ve fede- rasyonlar kendi yağlan ile kavnılmayı bi- lecekler. Çünkü Avrupa'daki örnekler böyledir. Devlet "Madem özerklik istiyor- sunuz, o halde buyrun özerksiniz, ama bundan sonra benden kuruş çalışmaz" di- yecek. Belki sadece "gönlünden ne koparsa" verecektir. Çünkü Avrupa'da- ki örnekler boyledir. Devlet özerklik ver- diği federasyonlara "Sporcuna desteği sen bul, sporsor mu bulursun yoksa başka bir maddi destek mi; sporcumı çalıştır, git Avrupa'da başanlı ol" diyecektir, çünkü Avrupa'da model budur. JngiJtere'de olsun, Aimanya'da olsun olimpiyatlara gidecek sporculann mad- di desteğini olimpiyat komiteleri sağlar, hatıra pulu çıkanrlar, sponsor ararlar, ka- pı kapı dolaşıp yardım isterler, sonunda topladıklan maddi yardım ve desteklerle sporculannı önce kampa sokarlar, sonra da oyunlara gönderirler. Devletin maddi katkısı söz konusu değildir. Ya da bir başka model Doğu Bloku ör- neğidir. O ülkelerde parayı devlet verir, ama federasyonlan da seçer, denetler ve istediği anda da değiştirir. Aynen bizde- ki uygulama gibi. Parayı veren düdüp çalar örneği devlet verirse ister, eğer ka- nşmayacaksa da elini cebine sokmaz. Şimdi Avrupa'da olduğu gibi federas- yonlan seçimle işbaşına getirelim, sporu ve sporcuyu özerkliğe kavuşturalım, ama devletin milyarhk desteğini unutalım mı, yoksa bugünkü gibi devlet babanın ku- cağında oturup "Sen ne dersen o olur" mu diyelim. Devlet kısa süre spordan kurtulmanın yollannı anyor. Çünkü spor devlete pa- halıya mal oluyor. (Tabii bu bir düşün- ce.) Kısacası sporumuz tam bir yol ayrı- rmndadır ve bu yol aynmında iki seçenek- ten birisi mutlaka birkaç ay sonra seçile- cektir. Gerçek şu ki demokrasiye giden sporumuz bir hayli zayiat verecektir. tlk örnekler Renault ve Coca Cola Los Angeles Olimpiyat Oyunlan'nı or- ganize eden kim? ABD değil mi? Hayır değil. Los Angeles Olimpiyat Oyunlan- m Los Angeles Belediyesi organize etti. Los Angeles halkuıı olimpiyata destek ol- maya davet etti. Yardım kampanyalan aç- tı, destek aradı, buldu ve organize etti. Sonunda da kâr eden ilk olimpiyat oldu. Oysa Moskova Olimpiyatlan Sovletler Birliği'nin devlet bütçesine dolarla mil- yarlara mal oldu. 2000 Olimpiyatlan'na da aynı yoldan gidilecek. Doğrusu bu. İstanbul Beledi- yesi İstanbul halkına davetiye çıkaracak, destek arayacak, kampanyalar açılacak, özel kuruluşlann katküan istenecek. Yani devletin desteği yokmuş gibi hareket edi- lecek. Bu nedenle Renault, kampanyaya daha şimdiden katılacağını açıkladı. Oli- mpiyatlar için tüm ulaşım organizasyo- nunu Renault üstlendi. Kampanyaya katılan ikinci fırma Co- ca Cola oldu.'örneğin Barcelona Olim- piyatlan'na hazırlanacak dört sporcumu- za maddi destek sağlayacağını açıkladı. Ve yine Coca Cola'run açıklamasına gö- re sporculann olimpiyatlara hazırlanması; için ayrılan bütçe 1 yıl için 1 milyar lira. ! Bu noktada önemli olan sporun kamu- j oyuna iyi anlatılması, özel ve kamu ku- j ruluşlannın spora katkısının sağlanması f ve bu gibi kurumlann, spora yatınmla-; nm, bir sosyal vergi gibi düşünmelerinin sağlanmasıdır. Demirerden Mustafa Denizli'ye Başbakan Demirel'in TÜSlAD'da yaptığı konuşma, şu sıralar spor kamu- oyunda da konuşuluyor. Demirel'in an- lattığı hikâye şöyle: "Bir sadrazam gö- revi yeni sadrazama devrederken 3 tane zarf vermiş. 'Sıkışüğmda bunlan teker te- ker açarsın' demiş. Gel zaman git zaman sadrazam bakmış durum kötü, birinci zarfı açmış, içinde bir yazı: 'Geçmişi kö- tüle.' Başlamış geçmişi körülemeye, ama durum giderek daha da zorlaşmaya baş- layınca ikinci zarfı açmış. İkinci zarfta- ki yazı da şöyle: 'Yamndakileri kötüle.' Başlamış çevresindekileri kötülemeye. Ama vaziyet giderek daha da batağa gi- riyormuş, üçüncü zarfı açmış. Üçüncü zarftaki yaada ise şöyle yaayormuş: 'Sen de üç tane zarf hazırla'." Mustafa Denizli'ye uydurulan bu hi- kâye için de dedikodular şöyle bir sonuç- la noktalanıyor: "Mustafa Hoca da 3 ta- ne zarf hazırlamaya başladı galiba." Şimdi ayıp ettin Gordon Milne Beşiktaş ligin ilk yansı biter bitmez or- talıktan kayboldu, Kıbns kampı, Mersin maçı, oradan da Burdur derken nihayet Istanbul'a döndü. Beşiktaş'ın lstanbul'da yaptığı ilk id- man dondurucu soğuğa rağmen kalaba- hktı.' Ve Beşiktaş muhabirleri saatlerce futbolculann ilk idmanını izledi. Sonra da Gordon Milne'in yapacağı basın top- lantısım. Oysa Milne'in konuşmaya hiç niyeti yoktu. Ama Beşiktaş muhabirleri haftalardır uzak kalmış Beşiktaş'ın pat- ronu Gordon Milne'den bir demeç bek- liyorlardı. İdman bitince Milne'in yam- na yaklaşıp hazırlık dönemindeki Beşik- taş için ne düşundüğünü sordular. "Her- hangi bir problem yok. Kamp iyi gecti." Milne'in verdiği yanıt soğuk havadan da- ha soğuktu. Bir cümle üe yetinmemisti"" Beşiktaş muhabirleri, "Birkaç kelime da-' ha lütfen." Ama MUne patrondu ve In-. giliz daman tutmuştu. Gordon Milne'in en çok yakındıği, ga- zetelerdeki yalan haberlerdi. Ama Mil- ne de konuşmuyordu. Konuşmasımn da bir nedeni olmamalıydı. Üstelik Milne' komışmayacaktı da kim konuşacaktı? - Gazeteciler Milne'inyerine başka kime soru soracaklardı? ,* Konuşmayan Milne'in "Biz teknik adamlann gazetecilerle işbirliği yapması, şarttır" dediği meslektaşlanmıza yaptı- ğı davranışı ne spor adamhğına ne de bir Ingihz centilmenliğine yakıştıramadık; doğrusu. ' AIDS'ten de gol yemeyelim Dresden Dinamo takımı geçen yıl Zambialı futbolcu Çikibala'yı transfer et- miş. Ancak aradan 1 yıl geçince bu fut- bolcunun AIDS'li olduğu ortaya çıkmış- tı. Adanun sözleşmesi 2 yıllık, ama AIDS çıkınca sözleşme falan kalmamış ortada. Çikibala daha sonra Belçika'da bir takı- ma transfer olmuş, orada da kısa süre sonra bu futbolcunun foyası meydana çı- kınca Çikibala'nın Afrika'ya dönmekten başka çaresi kalamış. Bu Çikibala Afri- ka Futbol Şampiyonası'nda harikalar çı- karmış ama artık onun için Avrupa ka-; pıları kapanmış. ; Bunu neden yazdık? Şu günlerde biri- • . leri Türkiye'ye Afrika'dan futbolcu ge-, tirtmek için kulüplerin kapılarıru zorlu-, yor da ondan. Alalım, Afrika'dan da ala- lım, Amerika'dan da. Hatta Eskimola-- nn bir golcüsünü bulursak kacırmayalım., Ama lütfen kimi ahyorsak bakalım, "ne- • dir, ne değildir?" diye. Çünkü kaaklan-- maya müsait bir toplumuz da.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear