25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28Ocakl992 haberler Cumhuriyet 5 ANETte yolsuzluk • CUMHURİYET (Antalya) - Belediye Başkanı Hasan Subaşı'nın, Ajıtalya Entegre Et Sana^i ve Ticaret A-ŞMeki (ANET) yolsuzl-uklarla ve Yeni tleri gazetesi sahibi Bülent Eyilik'in beledıyeye yaptıgı baskılarla ilgili açıklaması bugün Belediye Kültür Salonu'nda yapılacak. Başkan Subaşı, yapacağa toplantıya gazetelere ilan vererek Antalya halkını (Ja çağırdı. Belediye olarak şirket kurularak mezbaha yapımını gerçekdeştiren ve yönetim kurulu başkanlıgmı da DYP'li Başkan Subaşfnın yaptığa ANETteki yolsuzluklar ile ilgili geçen yıl dava açılmıştı. Yılmaz'ın kabulö • AA (Ankan) - ANAF» Genel Başkanı Mesut Yılmaz, Avlman Sosyal E>enıokrat Parti Türkiye Koordinasyon Grubu Başkanı Ludmig Fellermeier'i kabul ederek bir süre görüştü. ANAP Genel Merkezi'nde yapılan görüşmede, Fellermeier ile birlikte Tttrkiye'ye gelen Gert Andess ve Almanya'ıun Ankara Büyükelçisi Eberthald Eickhof da bulundular. Bölücü örgüt • AA (Şanlıurfa) - Şanhurfa'da bölücü örgüte yardım ve yataklık ettikleri bildirilen 11 kişi >akalandı. Şanlıurfa Valisi Ziyaeddin Akbulut, yaptığı açıklamada, ll Jandarma Komutanlığı sorumluluk alanında yasadışı bölücü Örgüte yönelik başlatüan çalışmalarda, 31 Aralık 1991 gecesi illegal yollarla yurda girdigi belirlenen 15 kışilik terörist gruba yardım ve yataklık yapan, lojistik destek sağlayan, teröristleTe kılavuzluk eden ve araç sağlayan 11 kişinin yakalandığını bildirdi. Vali Akbulut, sözkonusu sanıklann ifade ve yer göstermeleri sonucu, iki Kalaşnikof marka silah ve bu silahlara ait 6 şarjör, techizat, çok sayıda mermi, iki kasatura, bir susturucu ve örgütsel dokUmanın da ele geçirildiğini kaydetti. Ünyrtle halkoylaması • CUMHURİYET (Ünye) - Ordu'nun Ünye ilçesine bağh Düzçiftlik, Çayırh ve Meydan köyleri birleşerek Düzmeçay adı altmda bir belediye oluştunnak için halkoylaması yaptı. 1381 seçmenden 1064'nun beş sandıkta oy kullandığı seçimde geçerli 1063 oy aıasındaki dağılımda 1009 seçmen belediye olunması yönünde oy kullanırken 54 seçmen de 'hayır' oyu verdi. öte yandan aynı gün tstiklal, Selviler ve Bolluk köylerinde de, Yenikent adı altında belediye oluşturulması yolunda yapılan seçimde de 1360 seçmenden oy kullanan 900 kişiden 709'u olumlu oy verdi. Semra Özal'ın istifası • AA (tstanbul) - ANAP lstanbul ll Başkaru Semra özal'ın, "görevini bir süre sonra bırakacağı" yolundaki haberlerle ilgili görüşlerini açıklayan ll Başkan Vekili Zeki Aytaç, "Semra Hanım görevini yapmıştır. Yerine kim gelirse gelsin, yarattığı havayı devam ettirecektir" dedi. Zeki Aytaç, söz konusu haber hakkmda detaylı bilgiye sahip olmadığmı, "Semra özal'ın istifa edeceğini" gazetelerden öğrendiğini belirtti. Semra özal'ın Kongre ile seçüdiğini vurgulayan Aytaç, "Bu konu tamamıyla Genel Merkez'in mütalasına bağlıdır. lstanbul ll Başkanı'nın Genel Merkez ile paralellik içinde çalışması gerekir" diye konuştu. SBP genel kurulu • CUMHURİYET (Ordu) - Sosyalist Birlik Partisi Ordu 1. Olafan Genel Kurul Toplantısı yapüdı. Ordu Sineması'nda yapılan genel kurul toplantısına Sosyalist Birlik Partisi Genel Başkanı Sadun Aren de katıldı. Aren kongrede yaptığı konuşmada, Türkiye"de halkı hazırlamadan sosyalizmi kurmanın mürnkün olmayacağını söyledi. Aren, "Ama sosyalist düşünceden vazgeçilmesi mümkün değildir. önceki merkezi yönetim kaldırılmalı ve bu görev belediyelere, yerel yönetimlere verilmelidir. Bugünden itibaren parça parça, adım adım sosyalizmi gerçekleştirmek zorundayız" dedi. Bingöl'de kepenk • UBA (Bingöl) - Evlerınin önünde susturucu takılmış silahla saldırıya uğrayan konfeksiyoncu Ahmet Bayrarh olay yerinde öldü. Ahmet Buzruğ ise Diyarbakır Tip Fakültesi Hastanesi'ne kaldınldı. Çevrelerinde sevilen iki esnafın saldınya uğramasının ardından bugün Bingöl'de Kontrgerilla cinayetlerini protesto için kepenkler kapandı. Ortadoğu Konferansı • AA (Ankara) - MÇP Genel Başkam Alpaslan Türkeş, Türkiye'nin, 28-29 Gcak tarihlerinde Moskova'da yapılacak Ortadoğu Barış Konferansı'nda, "Kurtçülük, Dicle ve Fırat'ın sularının milletlerarası denetim altına alınma teşebbüsü ile Kıbns" konularında duyarlı olması gerektiğini söyledi. Alpaslan Türkeş, Parlamento'da düzenlediği basın toplantısında, Ortadoğu Banş Konferansı'nın 3. turuna Türkiytfnin resmen davet edildiğini, bu konferansta Kürtlerle ilgili konunun da gündeme geleceğini belirterek "Avnıpa Parlamentosu'nun Kürtlerle ilgili almış olduğu 18 Nisan 1991 tarihli karann ülke bütünlüğümüz üzerine getirmiş olduğu tehdit kalkmış öeğıldir" dedi. O tuz delege "İnönü olmazsa hükümet dağılır" şantajın- dan değil de, "Baykal seçilmezse SHP gemisi batar" tehdidinden etkilenseydı sonuç tam tersi olacaktı. Aca- ba kurultay sonucunu belirleyen, şantaj-tehdit dengesı mi oldu? Kurultayı, İnönü değıl de Baykal'a karşı olanlar mı ka- zandı? Kimbılir, belkı de öyle... Bıraz dedikodu gibi olacak, ama kurultayın hükümette de et- kıleyeceği SHP'li delegeler gibi Demırel için de korku kaynağı idi. Delege, daha çok yakın çıkarlarını ön planda tutan profesyo- nel partici demek. Delegelikte de, başbakanlık gibi polıtik kazanç, iş yapma ve yaptırma esastır. Baykalcılar, her ne kadar "Biz hü- kümetin devamını istiyoruz" deseler de, delegeler Baykal'ın ku- rultaydakı zikrini, fikri gibi algıladı. Baykal'ın, "Niye Milli Eğitim Bakanlığı, niye Köyışleri Bakanlığı, niye Sağlık Bakanlığı SHP'de değil" sözleri, yalnız delegeleri de- ğil, Demırel'i bile işkillendirdi. Pazar öğle vakti, kurultay konuşmalarının canlı yayında veril- diği saatlerdeydi. Demirel ile telefonda konuştuk. Baykal'ın bakanlıklarla ilgili "n/ye"lerini anımsattık. Demirel, "Kardeşim, koalisyon bu. Birbakanlık olmasa öteki bir tarafta olacak" demekle yetindi. Ama sesinde fazla ferahlık olduğu söylenemezdi. Demırel'i bir de dün gördük. Belki yine dedikoduculuk olacak, ama gördüğünü aktarmak da gazetecinin görevi. Başbakan, çok sevinçliydi. Başbakanlık'taydık. Cumhurbaşkanı ile görüşmesinden dön- müştü. Makam komşusu, Inönü'yü zıyarete gelmıştı. BAŞKENTTEN AHMET TAN Kurultay Vitesi• •• Kurultayı İnönü ile nşredeyse aynı sözcüklerle değerlendirdi- ler: "Kurultay, koalisyonun başarısına hizmet etmiştir. Destek ver- miştir." İnönü bir ek daha yaptı, "Kurultay bir anlamda hükümetin onay- lanması oldu" dedi. Demirel gerçekten çok keyifliydi. Bu keyıfte. ortağının kurultayı kazanmış olmasının payı çok bel- liydi. Demirel, "Bızim için siyasal istikrar çok önemlidir" dıyordu. Acaba, SHP kurultay sonucunun siyasal istikrara bir katkısı oldu mu? Başbakan'a bu soruyu da sorduk: "Evet" dedi, "herpartinin içindeki sorunlar kendisiniilgilendirir. Ama SHP, hükümet ortağı bir parti. Sanki, içindeki sorunlar hükü- mette bır sorun varmış görüntüsü veriyordu. Şimdi o sorun kalktı. Hükümet olarak programımızı, hedeflerimizi uygulamayı, milleti- mize hizmeti sürdürüyoruz." Hem de bir ileri vitese takarak... Bu "vites" sözü bizim değil, Başbakan'ın. Demirel, dün siyaset sözlüğümüze 'V/tes'l de ekledi. Konuşurken birkaç kez "wtes"li cümleler yaptı. Birisi, kurultay sonrası ile ilgili. Bır başkası ise Davcs toplantısıyla. Bilindiği gibi, Başbakan ya- rından sonra İsviçre'deki bu toplantıya gidiyor. Dün, Özal ile Davos konuştu. Akşam ve sabah Davos çalışı- yor. Özetle, kurultaydan sonra Demirel, "vitesi Davos'a taktığını" söf- lüyor. Hükümetin SHP kanadı ise daha bir süre "kurultay vitesi"nöe gidecek. Parti Meclisi'nin, İsmail Cem'e göre 20, gazetelere gö- re 17 olan "Yeni Solcu" üyesi, İnönücü çoğunlukla birlikte parti üst organını, o da genel sekreterini seçecek. Yeni genel sekreter ve ekibinin, Baykalcı örgütleri feshedece- ği endişesi işe daha şimdiden ortaya konuyor. "Kurultayı İnönü kaybetmedi, ama Baykal da kazanamadı. Ya da kurultayı İnönü değil, Baykal'a karşı olanlar kazandı." Vitesi yoruma takınca git gidebildiğince... Ama yalın gerçek şu: İnönü bir kez daha güven verdi. Hem de öksürüklü konuşmasına rağmen verdi. Baykal bir kez daha güven veremedi. Hem de "öksürüksüz" konuşmasına rağmen... "Partide değişim" deniyor. Belkı de parti değişiyor, Artık "güzel" konuşanın değil de "gü- ven vericı" konuşanın peşinden gidiyor. 30 farkla da olsa... Demirel'in tnönü'yü ziyareti dün Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile görüştfikten hemen sonra gerçekleşti. Demirel-fnönü, gazetecilerin isteği üze- rine üç kez tokalaştılar. tnönü, kendisini kutlayan Demirel'e şeker ve çikolata ikram etti, Demirel, "Şekerle aram iyi değil" diyerek almadı. Inönü'yü kutlayan Demirel, kurultayın hükümetin başansına hizmet ettiğini söyledi Koalisyonun keyfi yerindeCUMHURİYET (Ankara) - Başbakan Sü- leyman Demirel, Başbakan Yardımcısı Erdal Inönü'yü makamında ziyaret ederek, SHP genel başkanlığına yeni- den seçilmesinden dolayı kutladı ve kurultayın koalisyon hükümetinin ba- şarısına hizmet ettiğini söyledi. Demirel'in Inönü'yü ziyareti dün Cumhurbaş- kanı Turgut Özal ile görüştükten hemen sonra ger- çekleşti. Demirel-lnönü, gazetecilerin isteği üze- rine üç kez tokalaştılar. İnönü, kendisini kutlayan Demirel'e şeker ve çikolata ikram etti, ancak De- mirel, "Şekerle aram iyi değil" diyerek almadı. Demirel, kurultaydan önce bir yorum yapmak-. tan kaçındığıru belirterek, Inönü'nün yanında şu değerlendirmeyi yaptı: "Kurultay, demokratik bir kurul olarak görevi- ni yapmıştır. Koalisyon ortakları olarak biz, iyi- niyetle yola çıktık ve Türkiye'nin büyük sorunla- rını çözmeye çalışıyoruz. Koalisyon partilerinden birinde herhangi bir sorun varmış gibi bir görün- tüyü de ortadan kaldırmıştır. Benim olaya bakı- şım, başarısı açısındandır. Kurultay hükümetin ba- şarısına hizmet etmiştir, destek vermıştır. Bundan sonrasını biz gotureceğiz. içeride ve dışarıda bu- nun yorumu böyle yapılacaktırT Demirel, gazetecilerin sorusu üzerine de, koa- lisyon ortağı SHP'nin iç sorunlarmın hergün tar- tışüır olmaktan çıktığını söyledi. Demirel, şöyle ko- nuştu: Partiler hür ve serbest bir ülke yönetimini sa- vunurken, kendi içlerinde de her türlü serbest ol- ma fırsatlanndan yararlanacaklardır. Bu tamamen kendi bilecekleri iştir. Ama hükümet başkanı ola- rak benim meseleye bakışım, koalisyonu Sayın İnö- nü ve SHP yöneticileri ile birlikte kuran bir kişi olarak, 'Koalisyon ahenk içinde yürüyor ama, ar- kasındaki güçler de zoraki değil, gönüllü bir uyum içindedir' denilmesi hükumete guç verir. SHP ku- rultayı, tamamen partinin kendi işi olmakla bera- ber, 'Turkiye'de istikrarsızlığa mı gidiliyor' gibi bir şUpheyi ve istifhamı ortadan kaldırmışür. Demok- rasiyi guçlendiren bir olaydır. Gayet tabii ki Turki- ye'deki istikrarın da iç ve dış görunüşu bakımın- dan güçlenmesine yardımcı olmuştur. Madem ki bir tartışma vardı, bu tartışmayı bitirmiştir, hiç ol- mazsa şu zaman için bitirmiştir. Böylece hükümeti değerlendirenlerin sadece ortaklardan birisine iliş- kin sorun zihinlerinden atılmıştır!' tnönü ise, "Sayın Başbakan buradayken ben de görüşlerimi ifade edeyim" diyerek, hükümet ku- rulurken parti organlannın desteğini almak için oylama yapıldığını anımsattı. İnönü, toplanan ola- ğanüstü kurultayın seçim sonuçlarını ve hüküme- tin SHP'nin rolünü değerlendirdiğini belirterek, şöyle konuştu: "Kurultay mevcut yönetime güven vererek hü- kümetin devamını istediğini, hükumete güven ver- diğini göstermiş oldu. Olağanüstü kurultay, parti içi meselelerimizle ilgili olmakla beraber iİctidara önemli bir destek vermiş oldu. Yani parti olarak verdiğimiz desteği şimdi kurultay olarak bir defa daha ortaya koymuş oldu" Bir kurultayın öyküsü 'Dd gün anamızı ağlatbnız'ÎDRİS AKYÜZ (Ankara) - SHP, bol kü- fürlü, kavgah ve uzun süren tartışma- larıyla bir kurultayını daha geride bı- raktı... Parti içi iktidar yanşındaki bö- lünmüşlüğün, "kemikleşmiş" taraflı- hgın yarattığı gerginhk, önce otel lo- bilerinde başladı, ardından kurultayın yapıldığı Atatürk Spor Salonu'na ka- dar yansıdı. Partililer, aralarında uzlaşamaymca, yumruk- lar konuştu, sandalyeler havada uçtu. tnönü- Baykal tercihi önecesideki görüntü ile kurultay so- nuçlarının belli olduğu andaki tablo aynıydı. Bir taraf, "Başkan İnönü" diğerleri, "Örgüt-Baykal omuz omuza" sloganları atıyordu. SHP'liler, üç gün önce yurdun dört bir köşe- sinden Ankara'ya akın ettiler. Delegelerden kat kat daha fazla, kurultay heyecanını yaşayan par- ti üyeleri vardı. Oteller tıklım tıklımdı. Cuma ak- şamı, lokantalarda bile yer buhnak mümkün de- ğildi. Inönü-Baykal ikilemi, kalacak yer tercihinde de kendini gösteriyordu. Yeni Sol'u ya da Baykal'ı destekleyenlerin çoğu Stad Oteli'ni karargâh seç- mişti. İnönü yanlılan ise Hilton, Dedeman ve Kent Oteli'ndeağırhktaydı. Otel lobilerindeki kurultay sohbetleri zaman zaman tartışmalı hatta, kavgalı geçiyordu. Kent Otel'de kalan lstanbul delegele- ri arasındaki "küfürlü-yumruklu" görüntü en il- Baykal 3. kez kaybetti ginciydi. Delege kartı dağıtımı yuzünden, tstan- bul ll Sekreteri Mustafa Küçüköner ile Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan lobide birbirine girdi, karşüıklı küfürleşme ve bağırışlar, uykuda olanlan bile yatağından kaldırdı. Kurultayın ilk günü Divan Başkanı Ünal Ozan'- ın tutumu ise zaman zaman her iki tarafın izleyi- ci ve delegeleri tarafından şiddetle protesto edih- yordu. İnönü ve Baykal'ın söz aldığı ikinci gün, salo- na izleyici almmadığı için daha yumuşak bir ha- vada geçti. Oylamaya geçildiği sırada, Adnan Kes- kin'in yamna gelen Ethem Cankurtaran, "İki gün- dür anamızı ağlattınız" diyordu. Keskin de güle- rek "Ne ağlatması Ethem, biz hakkımızı aradık" karşılığını veriyordu. tnönü-Baykal oylaması sonuçlan daha açıklan- madan, Inönü'yü destekleyenler, bir yandan "Başkan İnönü" diye bağınrken salonun öteki kö- şesinde bir grup kadın, "Yar saçlann lüle lüle, Baykal sana güle güle" şekünde slogan atıyordu. Bunlar da havayı oldukça gerginleştiriyor, Bay- kal yanlılarından bir kısmının, tnönü'yü "yuhalamasına" yol açıyordu. Baa delegeler bir- biri üzerine yürüyor, kimijeri "Parti bitti, parti bitti" diye bağınyordu. Erruğnıl Günay, böyle ko- nuşanlan, "Üzülmeyin örgüt bizimle" sözleriyle teselli etmeye çalışıyordu. Divan kesin sonucu açıklayınca Baykal, kendi- sini destekleyenlere üzülmemelerini öğütlüyordu. Bazı delegelerin-gözleri dolu dolu olduğu gözle- niyordu. Eşref Erdem, Fuat Atalay ve tstemihan Talay'la ayaküstü değerlendirme yapan bir dele- ge ise "Acaba tnönü kaybetseydi, kaç kişinin göz- leri dolardı" diyor ve devam ediyordu, "Bu işin galibi yok, tek mağlubu var o da SHP. Dilerim, PM'nin yapısı durumu knrtanr." İzlenimler Hayati sorunlar gürültüye gitti MEHMET TEZKAN (An- kara) - SHP'de iki gün, gece yanlanna dek süren kurultayın görünen, heyecanlı yanı genel başkan ve parti meclisi seçim- leriydi. Ancak ön plana çıka- rılmayan, karşılıklı slogan yanştıran seyirci ve delegelerin hiç ilgisini çekmeyen hayati bir tartışma daha yapıldı. SHP 20 Ekim seçimlerini neden kay- betmişti? İsmail Cem, Mümtaz Soy- sal, Ertuğrul Günay ve Ercan Karakaş bu sorunun üzerinde ağırhkla dururken sözcükleri- nin arasına örgüt sorununu, üyelik yapısındaki, delege ya- pısındaki tutarsızlıkları da sı- kıştırdılar. Mümtaz Soysal, siyaseti de- lege bazında yapmamanın, kimliğinde siyaset adamı ol- maktan öte bflim adamı olma- nın taşıdığı ağırhkla örgüt sorununu en açık dille dile ge- tiren kişi oldu. Soysal, "Belki bana kıza- caksınız, ama söylemek zorundayun" diyerek SHP'nin yapısını şöyle anlattı: "Üyelik tabanı olması gere- ken taban değildir. Bu taban mevzuatla kabul ettirilen ta- bandır. Bu taban değiştirilme- lidirf' SHP'de seçim yenilgisinin başta gelen nedeni üye yapısın- daki çarpıklık, bozukluk, bi- linçsizlik, bilgisizlik miydi? inönü yanlılanndan Baykal yanlılanna ka- dar görüştüğü- müz tüm kişiler, bu so- runun altını çiziyordu. Ozellikle bü- yük kentlerde SHP örgütü ile o kentte, o ilçe- de yaşayanlar birbirinden ko- puktu. Farklı umutlan, farklı beklentileri, farklı söylem- leri vardı. Er- tuğrul Günay, "Büyük kentle- rin kenannda kalmış, marji- nalleşmiş birtakım grupların elinde parti. Büyük kenti ku- caklayan, o kentin sorunlarını tartışabilen, çözüm yollan üre- ten insanlar partinin dışında kaldı. Sıkıntı burada" diye özetledi SHP'nin kendi ya- pısını. SHP'nin büyük kentlerde, ozellikle tstanbul'daki sıkıntı- sı şöyle anlatılabilir: SHP örgütü, ilçenin bir ke- nannda kalmış, o ilçede azın- lıkta olan bir grubun hâkimiyeti altmda. A ilçesi Ka- radenizlilerin, B ilçesi Yozgat- lılann, bir diğeri Güneydo- ğululann, Alevilerin sesi, örgü- tü durumunda. Üye kaydından delege seçimine, belediye baş- kanı ve milletvekili adayının belirlenmesine kadar her şeye önseçim maskesi altında hâ- kim olan bu grubun gücü, se- çilen kişilerin de bölgeyi değil, sadece kendini o göreve getiren kişilere yönelik politika yap- masına neden oluyor. Bu geüşme kent insanı ile SHP örgütünü birbirinden ko- partıyor. SHP o ilçede giderek marjinalleşiyor. Seçimlerde SHP ilçe örgütü, ilçe insanı ile aynı beklentileri taşımadığı için SHP hızla oy kaybediyor, küçülüyor, eriyor... Yine Günay'a göre; 1987'de 'demoknasi adına' tüm üyele- rin katıümı ile yapılan önseçim sahte üye yazımının, içinden çıkılmaz yapının teşvikçisi oldu. Mümtaz Soysal ile Ercan Karakaş'ın bu konudaki sapta- malan birbirine çakışıyor: ör- güt yapısı elden geçirilmeli, gerçek üyeler kaydedilmeli, âdeta bağlanmalı, anayasa ve Siyasi Partiler Yasası'ndaki de- ğişikliklerle sendikalardan, üniversitelerden, kamu kuru- luşlarından partiye katılım sağlanmah. Dinamik, üretken, politika oluşturabilen bir örgüt yapısı kurulmalı. Orgütten yakınan Soysal, "SHP'nin CHP'den gelen kö- kü az kaybedilmeli, yerine ta- ze kan şırınga edilmeli" formülünü öneriyor. Bu yapıdan genel merkez de Yeni Sol da rahatsız. Genel Başkan İnönü, kurultay ko- nuşmasında yenileşmenin altı- nı sık sık çizerek seçimsiz kurultayda tüzük ve programın değişeceğini vurguladı. Baykal da değişim istiyordu. tsmail Cem, "Solculuğumuz, umutlarımız, kimliğimiz ne oldu" diye soruyordu. SHP örgütü, taraflann çok farklı algıladıklan, ama özün- de savunduklan 'değişime 1 , 'ye- nileşmeye', 'çağı yakalamaya' direniyor muydu? Kurultay gecesi ayaküstü görüştüğümüz Türkân Akyol da aynı sıkıntıları dile getirdi. Akyol, "Bütün örgütü yeniden ele almahyız. Çok işimiz var" diye bir değişimin, yenileşme- nin sinyallerini verdi. lstanbul tlı ll Başkanı Boz- "<••• kurt Nuhoğlu, SHP'nin yapı- sım, "Köylülük hâkim" diyerek basit, ama çar- pıcı bir şekilde formüle etti. Kurultayın ikinci günü Baykal, tnö- nü'yü eleştiri- yor, değişim istiyor. İnönü, Baykal'ı yanıt- lıyor. O da farklı açıdan yenileşmeyi sa- vunuyordu. İki gün boyunca yapılan düşünsel tartışmalardan sıkılan bir de- legenin tepkisi oldukça ilginçti. — Bu Baykal'a oy vermeye- ceğim. — Neden? — Enerji Bakanlığı sırasın- da bizim köyü unutturdu... Delegelerin bir bölümü 1970'leri mi yaşıyordu hâlâ? SHP yönetimi ile örgütün bü- yük bölümünün farklı yapıla- n SHP'nin atıl kalmasının, çok ağır hareket eden bir dev görüntüsü vermesinin baş ne- deniydi? Kurultayda çıkan sonuç, herkesin sıkıntı duyduğu bu örgüt yapısının uzun süre ka- lacağının sinyalini verdi. Kar- nıyank gibi bölünen partide bir il, ilçe örgütünde sağlıklı bir yapı oluşması için iyi niyet- le yapılacak her tür girişim bir tarafın 'tasfiye* bağrışlan ara- sında geri tepecek veya yeni tartışmalara sahne olacak. SHP'de herkesin bildiği ama açıkça konuşmaktan, tartış- maktan özenle kaçındıklan bu somut gerçeği bir örnekle nok- talayalım: Kâğıthane ilçesinin Gültepe Mahallesi'nde SHP'nin 1200 üyesi vardı. Bu üye sayısı 800'e indirildi. Son seçimde SHP, o mahallede iki meclis üyesinin bulunmasına karşın sadece 245 oy alabildi. 800 SHP'li- den 245'i SHP'ye oy ver- mişti. TÜRK KALP VAKFI Muayene, Teşhis, Tedavi 17512 44 / 45 Laborûtuvar, Röntgen 148 58 66
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear