Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhunyeti
Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Türk Anonitn Şirketı adına tç Politika: Mehmet Tezkan Ekonomi: MeraJ Tsuner, Kultür: Celal Üster, Istanbul Haberlerı: Mubitün
Berin Nadi 0 Murahhas üye: Emine Uşakhgil 0 Genel Yayın Mudtlnr Sirer, Spor: Abdulkadir Yucelman, Makaleler: Şohio Alpay, Düzeltme: AbdulJah Yazıcı • Koordina-
Hasan Cemal, Yazı Işlerı Müdurü: Okıy Göneosin 0 Yazı tşleri Mudur tor- Ahtnel Korulsan 0 Mali Işler: Erol Erkut 0 Muhasebe: Bülent Yener 0 Butçe-Planlama: Sevgi
Yardımcılajı: Salim Alpaslan, Henm Çabşkın, Necdel Dogan. Lulfu Traç Osmanbeşeoglu • Reklam: Ayşe Torun 0 Idare: Huseyin Gorer 0 İşletme: Önder Çelik 0 Bilgı-tşlem:
Sayfa Dûzeni Yönetmeni: AIi Ac«r 0 Ankara Temsıtası: Ahmef Tan Nail Inal 0 Pereonel: Sevgi Bostancıoglu
Bastm vr Yaym. tumhunycl Malbaacılık vr Gazetealık T.A.Ş. TCIrkocıJı Cad 39/41 Cıgıloihl
34334 lsl PK 246 tsunbul Tö. 512 05 05 (20 tutt), T«ex- 22246, Fax (1) 526 60 72 # Barokır
Aakarc Zıya Gokalp Blv. Inkılıp S. No 19/4, Td: 133 11 41-47, Telej- 42344, Fu (4) 133 05 «3
0 Imıir H Zıys Blv 1352 S. 2/3, Tel. 13 12 30. TUra. 32359, Fu. 151) 19 53 60 0 U I M
Inönü CKL 119 S. No- 1 Kjl 1, Tel. 19 37 52 (4 hu), Ttia. 62155, Fu. (71) 19 23 71
TAXVfM: 28 OCAK 1992 Imsak: 5.43 Guneş: 7.11 Öğle: 12.22 İkindi: 14.58 Akşam: 17.22 Yatsı: 18.44
Almanya'da yayımlanan bir rapora göre piyasada yaygın olarak satılan bir çok ilaç sağlığa zararlı
Ağrı kesiciilacıngizliağrısı
Müstrasyon yarışı
• Kiiltür Servisi - Türkiye'deki tüm
grafık tasanm öğrencilerine açık
illüstrasyon yarışması sonuçlandı.
Grafıkerler Meslek Kuruluşu ile Aksoy
Matbaacılık AŞ'nin birlikte düzenlediği
"Altın Üçgen" İllüstrasyon
Yanşması'nda Hacettepe
Üniversitesi'nden Cengizhan Sürme'nin
yapıtı birinciliğe değer görülürken,
Marmara Üniversitesi'nden Kaan
Saçan, Murat Arlı, Faruk Akın,
Haydar Ergin Sargın, Mehmet Güldiz
ve Rana Mermertaş, Mimar Sinan
Üniversitesi'nden Yetkin Başarır'a
başan ödülü verildi. Türkiye'de ilk kez
gerçekleştirilen ve grafik tasarımı
eğitimi veren fakülte ve
yüksekokullarla işbirliğine girerek
sektöre genç yeteneklerin
kazandırılmasının amaçlandığı
yanşmanın seçici kurulunu oluşturan
grafık tasanmcılar Mengü Ertel,
Ccmalettin Mutver, Serdar Benli, Ateş
Aydemjr ve Haluk Tuncay birinciliğe
değer görülen yapıtı 143 yapıt
arasmdan seçti.
Çiçekier ve aspirin
• ANKA(İzmir) - İnsan saghğı için
sayısız yararları olan aspinnin,
çiçekleri de çeşitli hastalıklardan
koruduğu ve direncini arttırdığı
belirlendi. İsviçre'nin Cıba-Geigy
laboratuvarlarından Jean Pierra
Metraux önderliğinde bir grup biyolog
tarafından salatalık bitkisinde
hastalığa karşı direnç oluşturan
sinyaller araştınlırken, bitkinin damar
dokulannın kalburlu boru
kısımlannda salisilik asit bulundu.
Bunun sonuçta bitkiyedaha önceden
verilen aspirinin hastalığa karşı direnç
sinyallenni arttırmada etkili olduğu
belirlendi.
Bomba ihbarı
• İstanbul Haber Servisi - Dünya
gazetesine ait üç binaya bomba
konduğu ihbarı yapıldı. Bomba ekipleri
haber verildikten 1.5 saat sonra olay
yerine gelerek ihbarın asılsız olduğunu
tespit ettiler. Gazeteleri arayan ve
ismini açıklamayan bir kişi, Dünya
gazetesine ait üç binaya bomba
koyduklarını bildirerek, "Mason
yazarları ve Gazeteciler Cemiyeti
Başkanı Nezih Demirkent'i protesto
etmek içüı bomba koyduk" dedi.
Bomba ihban alınır alınmaz binada
bulunan personel dışan çıkartıldı.
Gazetenin sahibi Nezih Demirkent,
odasına çıkarak çaJışmaya devam etti.
Demirkent, çeşitli zamanlarda
öldürülmekle tehdit edildiğini belirterek
konuyu emniyet yetkililerine ilettiğini
ve kendisine koruma verildiğini, ancak
korumayı kendisinin istemedigini
söyledi.
1%
ÇevpekuPtulacak"
• CUMHURtYET(Seydişehir) -
Alûminyum Tesisleri Müdürü Osman
Aykaç, Cumhuriyet'e yaptığı
açıklamada, "Tesislerimizde devam
eden modernizasyon çahşmalan ile
yıllık kapasitemiz 60 bin tondan 120
bin tona çıkanlacaktır. Elektrik
tüketiminde yûzde 25 azalma olacak,
yapılan çalışmalarla alûminyum işçisi
ve doğal çevremiz duman ve flor
gazlanndan kurtulacak.
Pamukkate tar&ştocak
• CUMHURtYET(DenizU) -
UNESCO'nun "Dünya Kültür
Mirası" listesindeki Pamukkale için
alınan boykot karan bilim adamlan,
turizm acenteleri, mimar, mühendis ve
çevreciler arasmda büyük tartışmaya
yol açtı. Uluslararası platformda
tartışılarak kabul edilen Pamukkale'yi
koruma amaçlı 1 /25 binlik nazım imar
plamnın aradan 6 ay geçmesine karşın
halen Başbakanlık Ozel Çevre
Koruma Kurulu'nca onaylanmaması
da konuyla ilgili tepkilerin bir başka
odak noktası oldu. Pamukkale'nin
korunmasını 2 yıl önceriddi bir şekilde
kamuoyunun gündemine getiren
MimarlarOdası Denizli Şubesi, son
gelişmeler karşısında nasıl bir tavır
alacak? Konuyu Oda Başkanı Zeki
Kaplan'a ilettik. Boykot karannı ciddi
bir eylem olarak gördüklerini anlatan
Kaplan, "Olay bir platformda
tartışmaya açılmah" diyerek odanın
göfüşünüözetledi.
DtLEK ZAPTÇIOĞLU (Berlin) - Piyasada satılan ağrı kesici ilaçla-
nn birçoğu sağlığa zararlı ve bağımlılığa yol açıyor. Almanya'da
yayımladığı test sonuçlanyla bir "kurum" işlevi gören Öko-Test
dergisinin uzmanlara hazırlattığı rapora göre, ağrı kesici ilaçlann
büyük bölümü, başta böbrek hastahklan olmak üzere vücutta
birçok hasara yol açıyor ve uzun süre kullanıldıkları takdirde bü-
yük sakıncalar içeriyor.
Alman Sağlık Bakanlığı, özellike kof-
fein içeren ağn kesicilerin bağımlılık ya-
rattığı için reçetesiz satılmasını yasakla-
maya hazırlanıyor.
Uzmanlar, Almanya'da eczanelerden
reçetesiz elde edilen ağn kesici ilaçlardan
en çok satan 60 markayı laboratuvarda
inceleyerek bileşimini ve etkilerini sapta-
dılar. Bu ılaçlar. pazann yüzde 97'sinı
elinde tutuyor. Toplam ağn kesici ilaç sa-
tışının üçte ikisi sadece 9 ilaç üzennde
yoğunlaşıyor.
Uzmanlar bu ilaçlardan sadece dördü-
nü gönül rahatlığıyla tavsiye edebılıyor.
Bunlar: Aspirin, ASS-Ratiopharm, Be-
nuron ve Paracetamol.
Piyasada önde gelen Thomapyrin, To-
gal, Spelt N ve Vivimed adlı ağn kesici
haplann kullanımı ise sakıncalı olduğun-
dan tavsiye edilmiyor.
Ağn kesici ilaçlann Almanya'da çok
yaygın kullanılmaya başlanması, uzman-
lan konuya daha dikkatli eğilmeye sevk
etti. Almanya'da yetişkinlerin yaklaşık
yüzde 5'i "ilaç bağımlısı".
Yılda 120 milyon ağn kesici ilacın satıl-
dığı Almanya'da yapılan bir araştırma,
ilkokullardakı çocuklann bile yüzde 20'-
sinin sürekli baş ağnsı çektığinı ve düzen-
li olarak ilaç kullandığını ortaya koydu.
İsviçreli uzmanlann vardığı bir sonuca
göre ise kronik böbrek hastalıklannın
dörtte biri, uzun yıllar ağn kesici ilaç kul-
lanımına bağlı. Almanya'da böbrek yet-
mezliği yüzünden diyaliz aletine bağla-
nan 30 bin hastanın 5 bininin böbrekleri-
ni bu ilaçlarla tahrip ettikleri belirlendi.
Uzmanlar. ıçınde çeşitli maddeler bu-
lunan' kombine ilaçlann, özellikle "kof-
fein" içeren ilaçlann zaranna dikkat
çekiyorlar. KofTeınli iiaçlar ayılmak, ne-
şelenmek için de kullanılıyör. Bu kombi-
ne iiaçlar, uzun süreli kullanımdan sonra
ağnyı kesmek yenne ağnya neden olu-
yor.
Alman Tabipler Odası'nın açıklaması-
na göre, kronik baş ağnsı şikâyetiyle
doktora gelen hastalann yüzde 70'inde
ağn, uzun süreli ağn kesici ilaç kullanı-
mının bir sonucu.
Kombine iiaçlar kısa vadeli iyileşme
yaratırken, sürekli alındıklan zaman ağ-
nlann sıklaşmasına ve bağımhhğa yoj
açıyor. Kombine ilaçlann içindekı bir di-
zi maddenın (kinin, ütyum,, salacetamid,
saicylamid, ethenzamid) ağn kesici etkisi
kamtlanmadığı halde, alerjiye yol açtık-
lan saptanmış durumda.
örneğin kullammı tavsiye olunan As-
pirin'in etkin maddesi ASS veya Parace-
tamol adlı maddenin ağn kesici özelligi
kanıtlanmışken, uzmanlar "Phenazon"
ve "Pyrazolon" gibi maddelerin kan tab-
losunu bozduğunu ve alerjilere neden
olduğunu belirîediler.
Bağımhlıkta en büyük pay, ilaçlann
içindeki koffeinde. Berlin'den böbrek
hastahklan uzmanı Prof. Martin Mol-
zahn "kafein içeren ağn kesici ilaçlann
tamamen yasaklanmasını" talep eden
doktorlar grubunun sözcüsü.
İlaç sanayii, doktorlann ve uzmanlann
suçlamalarını geri çevirerek "koffeinli
ilaçlan kullanan hastanın, bunun zarar-
lannı da bilmesi gerektiğini" söylüyor ve
"İlaç bağımlıhğında sorumluluk hasta-
nmdır" diyor.
Beyazıt Meydanı kimi zaman yükseltildi, kimi zaman havuz kondu. Şu anda 'meydan' niteliği tartışmalı bir duruma geldi. (Fotoğraf: ERDOĞAN KÖSEOĞLU)
Tarihi meydanda yapılan düzenlemeler boşa çıktı. Seyyar satıcılar kol geziyor
Beyazıt tlikiş tutmuyorİstanbul Haber Servisi-Paris'in "Etoile" Meydanı ile kıyaslanan Be-
yazıt Meydanı, 1991 yılının yaz aylarında yapılan düzenleme ça-
lışmalarına karşın kentin bütün kaosunu yansıtan bir meydan ol-
ma özelliğini koruyor.
Çevresindeki alışveriş merkezleri nede-
niyle gün boyu yoğun yaya hareketlerine
sahne olan meydan, bugünlerde fonksi-
yon kargaşası yaşıyor. Düzenleme çalış-
malanndan sonra belediyenin üç çay
bahçesi yerleştirdiği meydanda, kuruian
seyyar satıcı tezgâhlan da yaya hareket-
lerini önemli ölçüde kısıtlıyor. Tarihi
meydan aynı zamanda Kazakistan'dan
Balkanlar'a uzanan geniş bir coğrafya-
dan İstanbul'a akan girişimci turistlerin
serbest satış piyasası' dunımunda.
Eskilerin "İş güç sahibi olup da Beya-
zıt Mcydanı'ndan geçmeyen adam yok-
tur" sözü bugünlerde ış güç sahibi olma-
yanlar için de geçerli. Ancak, Beyazıt
Meydam'ndan geçmek eskisi kadar ko-
lay değil. Meydanm üç yerine kuruian
çay bahçelerini aşıp, seyyar satıcı tezgâh-
lan arasından geçerek diğer uca ulaşmak
için yayalann iyi bir mücadele etmeleri
gerekiyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nce 40
bin metrekarelik alanda yapılan düzenle-
me çahşmalan 1991 yıhnın yaz aylannda
tamamlandı. Yapılan çalışmalarla mev-
cut döşeme dokusu korunarak onanldı.
Meydana hazır büfeler, küçük satış bi-
rimleri, sabit oturma elemanlan ve çıçek
havuzlan yerleştirildi. Ordu Caddesi'nde
otopark olarak kullanılan alan yayalann
kullanımına açıldı. Meydanın üç yerinde
seyyar çay bahçeleri kuruldu.
Ancak yapılan bütün düzenleme çalış-
malanna karşın meydan kentin bütün
kargaşasını yansıtmaya devam ediyor.
Özellikle Doğu Avrupa ve Rusya'dan ge-
len turistlerin "bavul turizmi" yaptıklan
Beyazıt Meydanı'nda belediye ile satıcı-
lar arasındaki mücadeleyi şimdilık sey-
yar satıcılar kazanmış görünüyor. Bele-
diyenin, bir süre önce meydanın bir
köşesine diktiği, "Bu meydana seyyar sa-
tıcı giremez" yazılı tabelaya karşın sey-
yar satıcılar günboyu meydanı istedikleri
gıbı kullanıyorlar.
Belediyenin düzenleme çalışmalannın
ardından Beyazıt Meydanı daha önce ta-
nımadığı bir seyyar satıcı türüyle tanıştı.
El arabalannda balık ve et türii maddele-
rin kızartarak satışını yapan bu satıcılar,
bugünlerde meydanın köşebaşlannı tut-
muş durumdalar.
İstanbul'un bu önemli meydanı cum-
huriyet tarihinde üç kez düzenlenmesine
karşın henüz kımhğini bulamadı. Kentin
tarihinde önemli olaylara tanık olan
meydan bugün de yerel yönetimlerin ilgi-
sini çekmeye devam ediyor.
Batı dünyasında kahvenin modası geçiyor. Şimdi gözde olan, çeşitli bitkileri çay gibi içmek
Gel güzelim, gül kaynatalım
Haber Merkezi - Kahvenin yatıştıncı, hazmettirici niteliğiyle yüz-
yıllardır insanoğlu üzerinde kurduğu egemenlik son buldu. Artık
insan, yeni tatlar peşinde. Bu yeni tatlar da son zamanlarda büyük
lokantaların listelerine bakıldığında hemen göze çarpıyor. Şimdi
moda sakinleştirici, yeni bir tat getiren bitkileri demleyip içmek.
Kahveden bıkıp yenilikler arayanlar
için ideal bir moda bu... Baharatçılarda
kolayhkla bulabileceğiniz ve Batı'da ye-
niden keşfedilen bu bitkiler örneğın me-
yankökü, biberiye, vanilya, gül, ana-
son...
Ama bunlan karannca ölçüp ağızda
hoş bir tat, burunda hoş bir koku bıraka-
cak şekilde demlemek gerek. Hatta, tat-
lan birbiriyle bağdaşan bitkileri harman-
layıp demleyebilir, daha sonra da afiyetle
içebilirsiniz.
Batı'da kokulu bitkilerin demlenip içil-
mesine öncülük edenlerden Paris Meridi-
en Oteli'nin baş aşçısı Gerard Poulard
diyor ki:
"Demlenen bu bitkiler içilmez, bunlar-
dan tat alınır. Önce demine bakarsınız,
koklarsınız, tadarsınız kokulannı sap-
tarsınız. İlk fincan ikincisine kesinlikle
benzemez. Sevdığiniz bir bitkiyi seçmek
gastronçmik bir şiir evrenine girmek de-
mektir. İyi bir yemeğin üstüne bunlardan
daha iyi içecek düşünemiyorum."
Tam anlamıyla bir "tat simyacısı" olan
Gerard Poulard, bütün dünyada buluna-
bilecek bu bitkilerden en az otuzunu har-
manlayarak dem yapıyor. Örneğin
Himalayalar'dan yabankekiği, Pro-
vence'den mercanköşk, Seylan'dan tar-
çın, France-Comte'den zencefıl ve biberi-
ye getirtiyor, daha sonra da kendi
harmanını kendı esınine göre hazırlıyor.
Çok karmaşık, çok özel ve çok revaçta
olan harmanlar ortaya çıkıyor böylece...
Poulard, "Benım harmanlanma me-
raklı olanlar genelde kadınlar. Erkekler
daha çok kahve ve likörü yeğliyor. Arada
bir benim harmanlanmdan bir dem isti-
yorlarsa bunu bilin ki hatır için içiyorlar-
dır" diyor.
Bu bitki demleri genelde hazmettirici,
sakinleştirici ve padişah macunu gibi cin-
sel uyancı etkiler yapıyor.
Bir bitki uzmanı bu konuda şunlan an-
latıyor:
"Bu bitki ve baharat harmanlan, insan
organizması üzerine doğrudan etkiler ya-
pıyor. Örneğin Çin anasonu zehirlenme-
yi engeller, adaçayı kolay hazmettirir,
nane dınçleştirir. ıhlamur sakinleştirir.
Bir zamanlar, köhnemiş, demode ola-
rak yüzüne bakılmayan bu bitki harman-
lan bugün kapış kapış satılıyor, insanlar
bunlan her derde deva diye içiyorlar."
BttH Mnl Içm Hpfcaç W t
Bitkileri demlemeden önce nitelikJeri-
ne, mevsimine dikkat etmek gerekir.
Ağız tadınıza en uygun gelen hangileriy-
se onlan seçmeye özen gösterin. Miktar-
lanm karannda tutun. Kullanacağınız su
kesinlikle kaynar değil, sadece sıcak ol-
inalı, bitkileri bu suyun içine bırakıp bi-
raz beklemelisiniz. Bitki demini ılık icme-
niz damağınıza daha hoş bir tat verecek-
tir. Havanda dövülmüş çay üzümünü
şeker yerine kullanabilirsiniz.
Gerard Poulard"dan bir dem örneği.
Poulard bütün bitki demlerine kadın ad-
lan veriyor. Bunun adı da Monique:
1 gr. çayüzümü, 1 kahve kaşığı anason,
1 çay kaşığı meyankökü, 1.5 dilim zence-
fıl, iki Japongülü çiçeği.
Kadınlann
kayıpdili
Haber Merkezi - Çin'de, bugün
pek az kişinin bildiği ve kadın-
lar arasında yaygın olarak ko-
nuşulan "Nuşu" adlı bir dilin
varlığı ortaya çıktı. Çin'in ba-
tısındaki Hunan eyaletinde ka-
dınlar yaklaşık bin yıl süreyle
bu dili kendi aralarında yaygın
olarak kunuştular.
"Time" dergisinde yer alan habere
göre kadınlar Nuşu diliyle kendi ara-
lannda ya konuşuyor, ya da bu dilde
günceler tutuyorlardı. Erkekler ise bu
dili bilmiyorlardı.
Bir gehç kız, evlenip kocasmın evine
taşınan kız arkadaşına Nuşuca şöyle
bir mektup yazmıştı: "Sen gidince
kendimi o kadar yalnız hissediyorum
ki bilemezsin."
Başka kadınlar ise kocalan savaşa
gittiğinde, ya da çok sevdikleri öldü-
ğünde duygulannı, acılannı bu dildc
ifade ediyorlardı. Bazılan da 1840'lar-
da Ingiltere'yle Afyon Savaşı ya da
1930'larda Japonya'nın Çin'i işgali sı-
rasındaki izlenimlerini yine Nuşuca
yazmışlardı.
Bugün, kadın yazısı anlamına gelen
Nuşu'yu Çin'de birkaç kadından baş-
ka artık hiç kimse konuşuyor. Dili
korumak amacıyla Pekin'de bilim
adamlan Nuşuca yazılmış metinleri
topluyor ve bu dilin kökenlerini araş-
tınyorlar.
Pekinli bir profesör olan Çen Kigu-
ang, "Nuşu çok önemli, çünkü dünya
yüzünde sadece kadınlann kullandığı
tek dil" diyor.
Önümüzdeki mart ayında Çen, Ju
Şuoyi ve Jao Limi adlı iki bilim ada-
mıyla birlikte "Nuşu Metinleri Kolek-
siyonu" adh 900 sayfalık bir kitap
yayımlayacak. Kitartta Nuşu diliyle
yazılmış 400 metin ve çevirileri yer ala-
cak.
Beş yıl süreyle Nuşu üzerinde çah-
şan bilim adamlan bunun kökenleri
konusunda hâlâ kesin bir bilgi sahibi
değiller. Bazılan bunun iki bin yıl ön-
ce ortaya çıktığını tahmin ediyor. Di-
lin hem eski, hem de yeni Çince öğele-
re sahip olduğuna dikkat çeken Çen
ise bunun bin yıllık bir dil olabileceği
üzerinde duruyor. En az 2.000 harfi
olan bu dil oldukça karmaşık.
Brezilya 92
Temiz çevre
dünya zîrvesi
AA (Brüksei) - Haziran ayında
Brezilya'nın Rio de Janeiro
kentinde toplanacak olan ve
kısaca "Dünya Gezegeni
Zirvesi" diye anılan BM Çev-
re ve Geliştirme Konferansı
(UNCED), çevrecilar tarafın-
dan 1992 yılının en önemli ola-
yı olarak nitelendiriliyor.
166 BM üyesi ülkenin devlet ve hü-
kümet başkanlannı bir araya getire-
cek dorukta liderler, çevreyi kurtar-
mak için ekonomi politikalannda ne
gibi değişiklikler yapıhnası gerektiğini
tartışacaklar.
AT ve Japonya tarafından yürütü-
len konferansın hazırlık çahşmalan
için Brüksel'de incelemelerde bulunan
UNCED Genel Sekreteri Maurice
Strong, ilk kez bu kadar çok lideri bir
araya getirecek olan zirvenin başan-
sından emin olduğunu söyledi.
1972'de İsveç'in başkenti Stock-
holm'de birçok ülkenin çevre bakan-
lan arasında yapılan konferansta
çevre konusunda büyük yükümlülük-
ler getiren bir yönetmeliğin kabul edil-
mesine karşın ekonomik politikalann
çevreye zarar vermeye devam ettiğini
belirten Strong, "Stockholm'de çevre-
yı dünya gündemine getirdik, Rio'da
çevreye zarar vermeyen ekonomik po-
litikalann önceliği olması gerektiğini
savunacagız" dedi.