25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhunyeti Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Türk Anonitn Şirketı adına tç Politika: Mehmet Tezkan Ekonomi: MeraJ Tsuner, Kultür: Celal Üster, Istanbul Haberlerı: Mubitün Berin Nadi 0 Murahhas üye: Emine Uşakhgil 0 Genel Yayın Mudtlnr Sirer, Spor: Abdulkadir Yucelman, Makaleler: Şohio Alpay, Düzeltme: AbdulJah Yazıcı • Koordina- Hasan Cemal, Yazı Işlerı Müdurü: Okıy Göneosin 0 Yazı tşleri Mudur tor- Ahtnel Korulsan 0 Mali Işler: Erol Erkut 0 Muhasebe: Bülent Yener 0 Butçe-Planlama: Sevgi Yardımcılajı: Salim Alpaslan, Henm Çabşkın, Necdel Dogan. Lulfu Traç Osmanbeşeoglu • Reklam: Ayşe Torun 0 Idare: Huseyin Gorer 0 İşletme: Önder Çelik 0 Bilgı-tşlem: Sayfa Dûzeni Yönetmeni: AIi Ac«r 0 Ankara Temsıtası: Ahmef Tan Nail Inal 0 Pereonel: Sevgi Bostancıoglu Bastm vr Yaym. tumhunycl Malbaacılık vr Gazetealık T.A.Ş. TCIrkocıJı Cad 39/41 Cıgıloihl 34334 lsl PK 246 tsunbul Tö. 512 05 05 (20 tutt), T«ex- 22246, Fax (1) 526 60 72 # Barokır Aakarc Zıya Gokalp Blv. Inkılıp S. No 19/4, Td: 133 11 41-47, Telej- 42344, Fu (4) 133 05 «3 0 Imıir H Zıys Blv 1352 S. 2/3, Tel. 13 12 30. TUra. 32359, Fu. 151) 19 53 60 0 U I M Inönü CKL 119 S. No- 1 Kjl 1, Tel. 19 37 52 (4 hu), Ttia. 62155, Fu. (71) 19 23 71 TAXVfM: 28 OCAK 1992 Imsak: 5.43 Guneş: 7.11 Öğle: 12.22 İkindi: 14.58 Akşam: 17.22 Yatsı: 18.44 Almanya'da yayımlanan bir rapora göre piyasada yaygın olarak satılan bir çok ilaç sağlığa zararlı Ağrı kesiciilacıngizliağrısı Müstrasyon yarışı • Kiiltür Servisi - Türkiye'deki tüm grafık tasanm öğrencilerine açık illüstrasyon yarışması sonuçlandı. Grafıkerler Meslek Kuruluşu ile Aksoy Matbaacılık AŞ'nin birlikte düzenlediği "Altın Üçgen" İllüstrasyon Yanşması'nda Hacettepe Üniversitesi'nden Cengizhan Sürme'nin yapıtı birinciliğe değer görülürken, Marmara Üniversitesi'nden Kaan Saçan, Murat Arlı, Faruk Akın, Haydar Ergin Sargın, Mehmet Güldiz ve Rana Mermertaş, Mimar Sinan Üniversitesi'nden Yetkin Başarır'a başan ödülü verildi. Türkiye'de ilk kez gerçekleştirilen ve grafik tasarımı eğitimi veren fakülte ve yüksekokullarla işbirliğine girerek sektöre genç yeteneklerin kazandırılmasının amaçlandığı yanşmanın seçici kurulunu oluşturan grafık tasanmcılar Mengü Ertel, Ccmalettin Mutver, Serdar Benli, Ateş Aydemjr ve Haluk Tuncay birinciliğe değer görülen yapıtı 143 yapıt arasmdan seçti. Çiçekier ve aspirin • ANKA(İzmir) - İnsan saghğı için sayısız yararları olan aspinnin, çiçekleri de çeşitli hastalıklardan koruduğu ve direncini arttırdığı belirlendi. İsviçre'nin Cıba-Geigy laboratuvarlarından Jean Pierra Metraux önderliğinde bir grup biyolog tarafından salatalık bitkisinde hastalığa karşı direnç oluşturan sinyaller araştınlırken, bitkinin damar dokulannın kalburlu boru kısımlannda salisilik asit bulundu. Bunun sonuçta bitkiyedaha önceden verilen aspirinin hastalığa karşı direnç sinyallenni arttırmada etkili olduğu belirlendi. Bomba ihbarı • İstanbul Haber Servisi - Dünya gazetesine ait üç binaya bomba konduğu ihbarı yapıldı. Bomba ekipleri haber verildikten 1.5 saat sonra olay yerine gelerek ihbarın asılsız olduğunu tespit ettiler. Gazeteleri arayan ve ismini açıklamayan bir kişi, Dünya gazetesine ait üç binaya bomba koyduklarını bildirerek, "Mason yazarları ve Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nezih Demirkent'i protesto etmek içüı bomba koyduk" dedi. Bomba ihban alınır alınmaz binada bulunan personel dışan çıkartıldı. Gazetenin sahibi Nezih Demirkent, odasına çıkarak çaJışmaya devam etti. Demirkent, çeşitli zamanlarda öldürülmekle tehdit edildiğini belirterek konuyu emniyet yetkililerine ilettiğini ve kendisine koruma verildiğini, ancak korumayı kendisinin istemedigini söyledi. 1% ÇevpekuPtulacak" • CUMHURtYET(Seydişehir) - Alûminyum Tesisleri Müdürü Osman Aykaç, Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, "Tesislerimizde devam eden modernizasyon çahşmalan ile yıllık kapasitemiz 60 bin tondan 120 bin tona çıkanlacaktır. Elektrik tüketiminde yûzde 25 azalma olacak, yapılan çalışmalarla alûminyum işçisi ve doğal çevremiz duman ve flor gazlanndan kurtulacak. Pamukkate tar&ştocak • CUMHURtYET(DenizU) - UNESCO'nun "Dünya Kültür Mirası" listesindeki Pamukkale için alınan boykot karan bilim adamlan, turizm acenteleri, mimar, mühendis ve çevreciler arasmda büyük tartışmaya yol açtı. Uluslararası platformda tartışılarak kabul edilen Pamukkale'yi koruma amaçlı 1 /25 binlik nazım imar plamnın aradan 6 ay geçmesine karşın halen Başbakanlık Ozel Çevre Koruma Kurulu'nca onaylanmaması da konuyla ilgili tepkilerin bir başka odak noktası oldu. Pamukkale'nin korunmasını 2 yıl önceriddi bir şekilde kamuoyunun gündemine getiren MimarlarOdası Denizli Şubesi, son gelişmeler karşısında nasıl bir tavır alacak? Konuyu Oda Başkanı Zeki Kaplan'a ilettik. Boykot karannı ciddi bir eylem olarak gördüklerini anlatan Kaplan, "Olay bir platformda tartışmaya açılmah" diyerek odanın göfüşünüözetledi. DtLEK ZAPTÇIOĞLU (Berlin) - Piyasada satılan ağrı kesici ilaçla- nn birçoğu sağlığa zararlı ve bağımlılığa yol açıyor. Almanya'da yayımladığı test sonuçlanyla bir "kurum" işlevi gören Öko-Test dergisinin uzmanlara hazırlattığı rapora göre, ağrı kesici ilaçlann büyük bölümü, başta böbrek hastahklan olmak üzere vücutta birçok hasara yol açıyor ve uzun süre kullanıldıkları takdirde bü- yük sakıncalar içeriyor. Alman Sağlık Bakanlığı, özellike kof- fein içeren ağn kesicilerin bağımlılık ya- rattığı için reçetesiz satılmasını yasakla- maya hazırlanıyor. Uzmanlar, Almanya'da eczanelerden reçetesiz elde edilen ağn kesici ilaçlardan en çok satan 60 markayı laboratuvarda inceleyerek bileşimini ve etkilerini sapta- dılar. Bu ılaçlar. pazann yüzde 97'sinı elinde tutuyor. Toplam ağn kesici ilaç sa- tışının üçte ikisi sadece 9 ilaç üzennde yoğunlaşıyor. Uzmanlar bu ilaçlardan sadece dördü- nü gönül rahatlığıyla tavsiye edebılıyor. Bunlar: Aspirin, ASS-Ratiopharm, Be- nuron ve Paracetamol. Piyasada önde gelen Thomapyrin, To- gal, Spelt N ve Vivimed adlı ağn kesici haplann kullanımı ise sakıncalı olduğun- dan tavsiye edilmiyor. Ağn kesici ilaçlann Almanya'da çok yaygın kullanılmaya başlanması, uzman- lan konuya daha dikkatli eğilmeye sevk etti. Almanya'da yetişkinlerin yaklaşık yüzde 5'i "ilaç bağımlısı". Yılda 120 milyon ağn kesici ilacın satıl- dığı Almanya'da yapılan bir araştırma, ilkokullardakı çocuklann bile yüzde 20'- sinin sürekli baş ağnsı çektığinı ve düzen- li olarak ilaç kullandığını ortaya koydu. İsviçreli uzmanlann vardığı bir sonuca göre ise kronik böbrek hastalıklannın dörtte biri, uzun yıllar ağn kesici ilaç kul- lanımına bağlı. Almanya'da böbrek yet- mezliği yüzünden diyaliz aletine bağla- nan 30 bin hastanın 5 bininin böbrekleri- ni bu ilaçlarla tahrip ettikleri belirlendi. Uzmanlar. ıçınde çeşitli maddeler bu- lunan' kombine ilaçlann, özellikle "kof- fein" içeren ilaçlann zaranna dikkat çekiyorlar. KofTeınli iiaçlar ayılmak, ne- şelenmek için de kullanılıyör. Bu kombi- ne iiaçlar, uzun süreli kullanımdan sonra ağnyı kesmek yenne ağnya neden olu- yor. Alman Tabipler Odası'nın açıklaması- na göre, kronik baş ağnsı şikâyetiyle doktora gelen hastalann yüzde 70'inde ağn, uzun süreli ağn kesici ilaç kullanı- mının bir sonucu. Kombine iiaçlar kısa vadeli iyileşme yaratırken, sürekli alındıklan zaman ağ- nlann sıklaşmasına ve bağımhhğa yoj açıyor. Kombine ilaçlann içindekı bir di- zi maddenın (kinin, ütyum,, salacetamid, saicylamid, ethenzamid) ağn kesici etkisi kamtlanmadığı halde, alerjiye yol açtık- lan saptanmış durumda. örneğin kullammı tavsiye olunan As- pirin'in etkin maddesi ASS veya Parace- tamol adlı maddenin ağn kesici özelligi kanıtlanmışken, uzmanlar "Phenazon" ve "Pyrazolon" gibi maddelerin kan tab- losunu bozduğunu ve alerjilere neden olduğunu belirîediler. Bağımhlıkta en büyük pay, ilaçlann içindeki koffeinde. Berlin'den böbrek hastahklan uzmanı Prof. Martin Mol- zahn "kafein içeren ağn kesici ilaçlann tamamen yasaklanmasını" talep eden doktorlar grubunun sözcüsü. İlaç sanayii, doktorlann ve uzmanlann suçlamalarını geri çevirerek "koffeinli ilaçlan kullanan hastanın, bunun zarar- lannı da bilmesi gerektiğini" söylüyor ve "İlaç bağımlıhğında sorumluluk hasta- nmdır" diyor. Beyazıt Meydanı kimi zaman yükseltildi, kimi zaman havuz kondu. Şu anda 'meydan' niteliği tartışmalı bir duruma geldi. (Fotoğraf: ERDOĞAN KÖSEOĞLU) Tarihi meydanda yapılan düzenlemeler boşa çıktı. Seyyar satıcılar kol geziyor Beyazıt tlikiş tutmuyorİstanbul Haber Servisi-Paris'in "Etoile" Meydanı ile kıyaslanan Be- yazıt Meydanı, 1991 yılının yaz aylarında yapılan düzenleme ça- lışmalarına karşın kentin bütün kaosunu yansıtan bir meydan ol- ma özelliğini koruyor. Çevresindeki alışveriş merkezleri nede- niyle gün boyu yoğun yaya hareketlerine sahne olan meydan, bugünlerde fonksi- yon kargaşası yaşıyor. Düzenleme çalış- malanndan sonra belediyenin üç çay bahçesi yerleştirdiği meydanda, kuruian seyyar satıcı tezgâhlan da yaya hareket- lerini önemli ölçüde kısıtlıyor. Tarihi meydan aynı zamanda Kazakistan'dan Balkanlar'a uzanan geniş bir coğrafya- dan İstanbul'a akan girişimci turistlerin serbest satış piyasası' dunımunda. Eskilerin "İş güç sahibi olup da Beya- zıt Mcydanı'ndan geçmeyen adam yok- tur" sözü bugünlerde ış güç sahibi olma- yanlar için de geçerli. Ancak, Beyazıt Meydam'ndan geçmek eskisi kadar ko- lay değil. Meydanm üç yerine kuruian çay bahçelerini aşıp, seyyar satıcı tezgâh- lan arasından geçerek diğer uca ulaşmak için yayalann iyi bir mücadele etmeleri gerekiyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nce 40 bin metrekarelik alanda yapılan düzenle- me çahşmalan 1991 yıhnın yaz aylannda tamamlandı. Yapılan çalışmalarla mev- cut döşeme dokusu korunarak onanldı. Meydana hazır büfeler, küçük satış bi- rimleri, sabit oturma elemanlan ve çıçek havuzlan yerleştirildi. Ordu Caddesi'nde otopark olarak kullanılan alan yayalann kullanımına açıldı. Meydanın üç yerinde seyyar çay bahçeleri kuruldu. Ancak yapılan bütün düzenleme çalış- malanna karşın meydan kentin bütün kargaşasını yansıtmaya devam ediyor. Özellikle Doğu Avrupa ve Rusya'dan ge- len turistlerin "bavul turizmi" yaptıklan Beyazıt Meydanı'nda belediye ile satıcı- lar arasındaki mücadeleyi şimdilık sey- yar satıcılar kazanmış görünüyor. Bele- diyenin, bir süre önce meydanın bir köşesine diktiği, "Bu meydana seyyar sa- tıcı giremez" yazılı tabelaya karşın sey- yar satıcılar günboyu meydanı istedikleri gıbı kullanıyorlar. Belediyenin düzenleme çalışmalannın ardından Beyazıt Meydanı daha önce ta- nımadığı bir seyyar satıcı türüyle tanıştı. El arabalannda balık ve et türii maddele- rin kızartarak satışını yapan bu satıcılar, bugünlerde meydanın köşebaşlannı tut- muş durumdalar. İstanbul'un bu önemli meydanı cum- huriyet tarihinde üç kez düzenlenmesine karşın henüz kımhğini bulamadı. Kentin tarihinde önemli olaylara tanık olan meydan bugün de yerel yönetimlerin ilgi- sini çekmeye devam ediyor. Batı dünyasında kahvenin modası geçiyor. Şimdi gözde olan, çeşitli bitkileri çay gibi içmek Gel güzelim, gül kaynatalım Haber Merkezi - Kahvenin yatıştıncı, hazmettirici niteliğiyle yüz- yıllardır insanoğlu üzerinde kurduğu egemenlik son buldu. Artık insan, yeni tatlar peşinde. Bu yeni tatlar da son zamanlarda büyük lokantaların listelerine bakıldığında hemen göze çarpıyor. Şimdi moda sakinleştirici, yeni bir tat getiren bitkileri demleyip içmek. Kahveden bıkıp yenilikler arayanlar için ideal bir moda bu... Baharatçılarda kolayhkla bulabileceğiniz ve Batı'da ye- niden keşfedilen bu bitkiler örneğın me- yankökü, biberiye, vanilya, gül, ana- son... Ama bunlan karannca ölçüp ağızda hoş bir tat, burunda hoş bir koku bıraka- cak şekilde demlemek gerek. Hatta, tat- lan birbiriyle bağdaşan bitkileri harman- layıp demleyebilir, daha sonra da afiyetle içebilirsiniz. Batı'da kokulu bitkilerin demlenip içil- mesine öncülük edenlerden Paris Meridi- en Oteli'nin baş aşçısı Gerard Poulard diyor ki: "Demlenen bu bitkiler içilmez, bunlar- dan tat alınır. Önce demine bakarsınız, koklarsınız, tadarsınız kokulannı sap- tarsınız. İlk fincan ikincisine kesinlikle benzemez. Sevdığiniz bir bitkiyi seçmek gastronçmik bir şiir evrenine girmek de- mektir. İyi bir yemeğin üstüne bunlardan daha iyi içecek düşünemiyorum." Tam anlamıyla bir "tat simyacısı" olan Gerard Poulard, bütün dünyada buluna- bilecek bu bitkilerden en az otuzunu har- manlayarak dem yapıyor. Örneğin Himalayalar'dan yabankekiği, Pro- vence'den mercanköşk, Seylan'dan tar- çın, France-Comte'den zencefıl ve biberi- ye getirtiyor, daha sonra da kendi harmanını kendı esınine göre hazırlıyor. Çok karmaşık, çok özel ve çok revaçta olan harmanlar ortaya çıkıyor böylece... Poulard, "Benım harmanlanma me- raklı olanlar genelde kadınlar. Erkekler daha çok kahve ve likörü yeğliyor. Arada bir benim harmanlanmdan bir dem isti- yorlarsa bunu bilin ki hatır için içiyorlar- dır" diyor. Bu bitki demleri genelde hazmettirici, sakinleştirici ve padişah macunu gibi cin- sel uyancı etkiler yapıyor. Bir bitki uzmanı bu konuda şunlan an- latıyor: "Bu bitki ve baharat harmanlan, insan organizması üzerine doğrudan etkiler ya- pıyor. Örneğin Çin anasonu zehirlenme- yi engeller, adaçayı kolay hazmettirir, nane dınçleştirir. ıhlamur sakinleştirir. Bir zamanlar, köhnemiş, demode ola- rak yüzüne bakılmayan bu bitki harman- lan bugün kapış kapış satılıyor, insanlar bunlan her derde deva diye içiyorlar." BttH Mnl Içm Hpfcaç W t Bitkileri demlemeden önce nitelikJeri- ne, mevsimine dikkat etmek gerekir. Ağız tadınıza en uygun gelen hangileriy- se onlan seçmeye özen gösterin. Miktar- lanm karannda tutun. Kullanacağınız su kesinlikle kaynar değil, sadece sıcak ol- inalı, bitkileri bu suyun içine bırakıp bi- raz beklemelisiniz. Bitki demini ılık icme- niz damağınıza daha hoş bir tat verecek- tir. Havanda dövülmüş çay üzümünü şeker yerine kullanabilirsiniz. Gerard Poulard"dan bir dem örneği. Poulard bütün bitki demlerine kadın ad- lan veriyor. Bunun adı da Monique: 1 gr. çayüzümü, 1 kahve kaşığı anason, 1 çay kaşığı meyankökü, 1.5 dilim zence- fıl, iki Japongülü çiçeği. Kadınlann kayıpdili Haber Merkezi - Çin'de, bugün pek az kişinin bildiği ve kadın- lar arasında yaygın olarak ko- nuşulan "Nuşu" adlı bir dilin varlığı ortaya çıktı. Çin'in ba- tısındaki Hunan eyaletinde ka- dınlar yaklaşık bin yıl süreyle bu dili kendi aralarında yaygın olarak kunuştular. "Time" dergisinde yer alan habere göre kadınlar Nuşu diliyle kendi ara- lannda ya konuşuyor, ya da bu dilde günceler tutuyorlardı. Erkekler ise bu dili bilmiyorlardı. Bir gehç kız, evlenip kocasmın evine taşınan kız arkadaşına Nuşuca şöyle bir mektup yazmıştı: "Sen gidince kendimi o kadar yalnız hissediyorum ki bilemezsin." Başka kadınlar ise kocalan savaşa gittiğinde, ya da çok sevdikleri öldü- ğünde duygulannı, acılannı bu dildc ifade ediyorlardı. Bazılan da 1840'lar- da Ingiltere'yle Afyon Savaşı ya da 1930'larda Japonya'nın Çin'i işgali sı- rasındaki izlenimlerini yine Nuşuca yazmışlardı. Bugün, kadın yazısı anlamına gelen Nuşu'yu Çin'de birkaç kadından baş- ka artık hiç kimse konuşuyor. Dili korumak amacıyla Pekin'de bilim adamlan Nuşuca yazılmış metinleri topluyor ve bu dilin kökenlerini araş- tınyorlar. Pekinli bir profesör olan Çen Kigu- ang, "Nuşu çok önemli, çünkü dünya yüzünde sadece kadınlann kullandığı tek dil" diyor. Önümüzdeki mart ayında Çen, Ju Şuoyi ve Jao Limi adlı iki bilim ada- mıyla birlikte "Nuşu Metinleri Kolek- siyonu" adh 900 sayfalık bir kitap yayımlayacak. Kitartta Nuşu diliyle yazılmış 400 metin ve çevirileri yer ala- cak. Beş yıl süreyle Nuşu üzerinde çah- şan bilim adamlan bunun kökenleri konusunda hâlâ kesin bir bilgi sahibi değiller. Bazılan bunun iki bin yıl ön- ce ortaya çıktığını tahmin ediyor. Di- lin hem eski, hem de yeni Çince öğele- re sahip olduğuna dikkat çeken Çen ise bunun bin yıllık bir dil olabileceği üzerinde duruyor. En az 2.000 harfi olan bu dil oldukça karmaşık. Brezilya 92 Temiz çevre dünya zîrvesi AA (Brüksei) - Haziran ayında Brezilya'nın Rio de Janeiro kentinde toplanacak olan ve kısaca "Dünya Gezegeni Zirvesi" diye anılan BM Çev- re ve Geliştirme Konferansı (UNCED), çevrecilar tarafın- dan 1992 yılının en önemli ola- yı olarak nitelendiriliyor. 166 BM üyesi ülkenin devlet ve hü- kümet başkanlannı bir araya getire- cek dorukta liderler, çevreyi kurtar- mak için ekonomi politikalannda ne gibi değişiklikler yapıhnası gerektiğini tartışacaklar. AT ve Japonya tarafından yürütü- len konferansın hazırlık çahşmalan için Brüksel'de incelemelerde bulunan UNCED Genel Sekreteri Maurice Strong, ilk kez bu kadar çok lideri bir araya getirecek olan zirvenin başan- sından emin olduğunu söyledi. 1972'de İsveç'in başkenti Stock- holm'de birçok ülkenin çevre bakan- lan arasında yapılan konferansta çevre konusunda büyük yükümlülük- ler getiren bir yönetmeliğin kabul edil- mesine karşın ekonomik politikalann çevreye zarar vermeye devam ettiğini belirten Strong, "Stockholm'de çevre- yı dünya gündemine getirdik, Rio'da çevreye zarar vermeyen ekonomik po- litikalann önceliği olması gerektiğini savunacagız" dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear