23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 0 Cumhuriyet dünyada geçen hafta 27 Ocak 1992 Ordu politikaya ısmıyor RüSYA HAKANAKSAY - Son zamanlarda en yaygın tartışma konusu, ordu. Sovyet devletinden geriye kalan K ızılordu, Bağımsız Devletler Topluluğu'nun en büyük sorunu haline gcldı. Bazı eski Sovyet cumhuriyetlennin kendi ordularını kurma girişimleri, Ukrayna ile Rusya arasmda Karadeniz • fılosu konusundaki anlaşmazlık ve kuşkusuz. ekonomik durumu zaten pek ı parlak sayılamayacak ordu i mensuplannın, son üç haftadır ! uygulanan serbest fıyat politikasına duyduklan tepki, konunun ; güncelleşmesine yol açan »etkenlerdendi. jOrdunüfusu 30 milyon «150 mılyon nüfuslu Rusya'da, 8 milyon • kişi, silahlı kuvvetlerde veya onunla > ilgili bır üretım biriminde hizmet j veriyor. Ailelenyle birlikte bu sayı 30 j milyonayükseliyor. Yani herbeş ! kişiden birinin yazgısı, ordunun | durumuyla yakından ilgili. ] Moskova'dakiordutemsilcileri ı toplantısındayapılan biranketin ı sonuçlan geçen günlerde açıklandı. I Buna göreordumensuplarıarasmda Kravçuk ve Gorbaçov'un saygınlığı ] oldukça düşük düzeydeyken, en j popüler ısımler arasmda Kazakistan ı liden Nazarbayev, Yeltsin'in asker jkökenlı komünist yardımcısı Rutskoy | ve nihayet darbe çağnsını sık sık jtekrarlayan Albay Alkanis sıralanıyor. ! BDT Sijahlı Kuvvetleri Başkomutanı 'Şapoşnikov, ordu temsilcileri 1 arasındaki kargaşayı, birazda "istifa edebılirim" tehdidinin yardımıyla ! geçici olarak bastırdı. Ordunun hıçbir ! zaman darbe gınşıminde ' bulunmayacağına ilışkin güvence verdi. Koşullarkötüleşiyor [Ancak ordunun şimdiye kadar görülmedik ölçüde bir tartışma konusu j haline gelmesi, silahlı kuvvetler mensuplannın ekonomik ve toplumsal koşullannın hızla kötüleşmesi ve bazı subayların son zamanlarda giderek jdaha aleni biçimde, ülkeyi yıkımdan kurtarma çağnsı yapmalan, görmezlıkten gelinecek gibi değil. 'Ustelık Vilnüs, Tiflis ve Bakü kentleri, ordunun "gerektiğinde" elinı kana bulayabıldiğinin örnekleri olarak pelleklerde yer alıyor. Ordu konusunda yoğunlaşan tartışmalar, görünürde hiçbir şeyi değiştirmedi. Ancak tartışmanın gûndemin ön sırasına çıkması ve ordu saflannda "politikacılar ordunun yazgısını belirleyemezlerse, ordu politikacılann yazgısını belirler" tezinın giderek daha sıkça duyulur olması, silahh kuvvetlerin -silahh olmasından öte, bir de- politik olarak bağımsız bir güç haline gelmeye başladığının işaretlerinden. Kelepir istihbarat DANIMARKA FERRUHYILMAZ - Eski Sovyetler Birliği'yle ilgili herşeyincılkı çıktı. Nükleerenerji konusundaki bilgilerini Batı ülkelerine satmak için yanşa girişen Sovyet bilim adamlan pbı şımdı de eski KGB ajanlan bildiklenni salışa çıkardılar. Batılı haber alma örgütlerinden yûz bulamayan KGB ajanlan şimdi damping uyguluyorlar ve gazetelere sansasyon haber kaynağı oluyorlar. t>animarka'da da eski Sovyet Büyükelçiliği görevlilerinden bir KGB ajanı, tanınmış bazı kişilere "KGB ajanıydı" diyerek ortalığı kanşürdı. Bu suçlamalardan nasibini en ağır şekiide, Information gazetesinin güvenlik politikası konulanndakı yazarlarından biri aldı. Gazete yazarlanndan Jörgen Dragsdahl, Danimarka'nın ünlü iansas>ongazetelerinden Ekstra Bladet'eçarşaf oldu. Yalnızeski KGB fjanının Ekstra Bladet'teki iddialan sadece iddia olarak kalıyor ve hiçbir fcanıt ileri sürülmüyor. Bu nedenle Dragsdahl, gazete hakkında tazminat davası açarak, bu konuda dava spnuçlanıncaya kadar hiç ^onuşmayacağmı açıkladı. Eski KGB ajanının suçlamalanndan nasibini alanlardan biri de !970'Ii Vıllarda ABD'yi boydan boya îlolaşarak Amerika'nın öbür yüzünü, yanı özellikle zencilerin içinde yaşadığı manılmaz sefaleti resimleyen gezgin Jacob Holdt. Holdt'un bu fotoğraflan, daha sonra " Amerika Resimleri" âdıyla. Information gazetesi yayınlan arasında kitap olarak çıktı. Jacob Holdt bu kitap sayesinde sadece Danımarka'da değil, tüm tskandinavya'da üne kavuştu. Geçıminı Extra Bladet'ten sağlamaya çalışan eski KGB ajanının, "ajan" suçlamasına maruz kalan Jacob Holdt, dolayısıyla Information gazetesini bir kez daha töhmet altına sokmuş oldu. Informaüon gazetesi de şımdilerde, "Onlar ve Biz" başlığıyla, Danimarka'daki ajanlık faaliyetlenyle ilgili birdizi yayımlamaya başladı. Jandarma-polis rekabeti sona erdiNİLGÜNCERRAHOĞLU - 21 ocaktan ıtibaren İtalya'nın da bir FBI'ı var. Adı DIA olan bu kuruluşa, dığer tüm AT ülkelerindeki acil güvenlik servisi için olduğu gibi 112 telefon numarası çevrilerek ulaşılabiliyor. DIA, İtalya'nınjandarma, polis, mali polıs gibi üç temei güvenlik kolunun işbırliği ıle gerçekleştirilen birörgüt. Şımdıyedek hep birbirleriyle rekabet ıçınde faaliyet gösteren bu güçler, bundan böyle aynı verı bankasını kullanıyor. En büyük mafya babası ya da katilı yakalayarak basın tarafından yalnız kendi kuruluşlannın alkışlanması için birbirlerinden işbirliğini sakınan jandarma ve polis, yalnız kanun kaçaklannın işıne yarayan bu anlamsız rekabeti artık bır kenara bırakıyor. İçişleri Bakanı Enzo Scotti'nin ilk DIA konsey toplantısının ardından yaptıgı açıklamaya göre artık ttalyan güvenlik güçlerine akan tüm haber ve bilgiler tek birdata bankasında toplanacak, ihtiyaç içinde olan yurttaşlar ise " 112" numarah telefonla temas ederek DIA'ya başvurabilecek, bundan böyle polis, kentlerdeki güvenlik sorunlannda, jandarma kent dışı sorunlarda, mali polis de kaçakçılık ye para aklamak gibi konularda ihtisaslaşacak. ABD'de olduğu gibi uyuşturucu konulanna ise İTALYA DIA bakacak. Nisan başındaki genel seçimlere jki ay kala parlamentonun yaptıgı son işlerden biri de KtT'leri özelleştirmek için geçirdiğı yasa oldu. AT içinde Yunanistan'dan sonra en büyük kamu acıklarına sahip olan ttalya, böylelikle bu açıklan kapatmak için önemli kaynaklara şahip olmayı umuyor. ttalyan TÜSİAD'ı sayılan "Confindustria" bu karan gecikmiş " bulmakla birlikte alkışlıyor. Sol ise memnun değil. Özel sektörün elıne geçen KİT'lerden çıkanlacak işgücünün, özellikle güneyde yüzde 20'lere varan işsızliği arttırmasından korkuluyor. Nitekim sosyalist Gıorgio Benvenuti "İtalya'nın, savaş sonrası dönemin en büyük ekonomik krizinegirdiğini" söyleyerek uyanyor: "KÎT'lerin saüşı en az 100 bin kişinin işini kaybetmesine yol açacak. Bu da işsizlik sorunu için büyük darbe olacak."Iki haftadır yayına geçen özel TV haber programlan ilk günlerde RAI'yı sollayan başdöndürücü ilgiyi devam ettirmekte güçlük çekiyor. Büyük tarüşmalardan sonra nisan seçimleri arifesinde haber programı yayımlamaya başlayan özel televizyonla devlet televizyonu RAI arasındaki yanşın önümüzdeki günlerde kızışması bekleniyor. Şimdilik yapılan "izleyici" araştırmalan, öncülüğü RAI'ya veriyor. Aynı saatlerde yayım yapan RAI'nın 1. kanalı ortalama 8 milyon izleyici toplarken, Berlusconi'nin 5. kanalı 6 milyon seyırcıye sesleniyor. Özel televizyon kralı Silvio Berlusconi'nin kanalında haber programlannı hazırlayan gazetecılenn hedefi, programın ilk günlerindekı gibi en kısa sürede RAI'yı gende bırakmak. Bu yanşta iddialı olan 5. kanal habercileri ekrana devlet televizyonunda olduğu gibi uzun demeçler veren politikacılan getirmekten kaçınıyor. Kübalılar Castro'ya artıkinanmıyorABD'de yaşayan Kübalılar önceki gün New York'ta Küba lideri Fidel Castro aJeyhinde gösteri düzenlediler. Times Meydanı'nda toplanan on binden fazla Kübah, Castro'nun iktidardan uzaklaştınlmasını talep etti. "Küba'ya Banş" isimli gösteride Küba'ya seyahat kısıtlamalarımn, 30 yıllık ticari ambargonun kaldırılması ve Guantanamo Körfezi'ndeki ABD deniz üssünün kapatılması da istendi. YUzlerce Küba bayrağı arasmda "Ülkemiz arük özgürlügüne kavuşsun. Dünyada bir Küba hâlâ komünizmle yönetiliyor" sloganlan atıldı. Taşınan pankartlarda "Castro Stalin'den de beter", "Castro 30 yıldır katliam yapıyor" yazıyordu. (FOTOĞRAF: AP) Yolsuzluk skandalı gazetelere yaradı FRANSA MİNEG.SAULNIER - Bağımsız Fransız adaletinin özel bir inat ve kararlılıkla üstünegittiği rüşvet, dolandıncıhk ve yolsuzluk dosyalan, ülkedeki sosyalist iktidan içten içe kemiriyor. Ama kıminin felaketı, başkalannın mutluluğunu oluşturuyor ve Sosyalist Parti çevresinde kopan kıyamet, aşın sagın ekmeğine yağ sürmekle kalmayıp basının tırajını da- artünyor. Geçen hafta, Sosyalist Parti Genel Merkezi'nde arama yapan sorgu yargıcının rüşvetçı milletvekillerinin adlannı kapsayan bir bilgısayar disketini ele geçirdiğmi açıklaması, Le Figaro'nun tirajını ikiye katladı ve televizyonlardan parasız reklamını yaptırdı. Söz konusu dısketteki bilgıleri daha aynnülı yansıtan haftahk Le Canard Enchaine dergisi ise dağıümının yapıldığı çarşamba günü yok sattı. Başbakan Edith Cresson başta olmak üzere, bûtün Sosyalist Parti ilen gelenleri,'"Adalet önünde boynumuz kıldan ince. Ama bir sorgu yargıcının denetıminde mahkeme dosyasına girecek belgelerin basına sızdınlması yasa dışıdır" diye şaşkınlık ve kızgınlık belirtiyorlar. Ancak söz konusu belgelerin kamuoyuna yansıması, aşın sağcı Ulusal Cephe lideri Le Pen'in bayramlık ağzını bir kez daha açmasına neden oldu. Ve Amiens kentindeki bir gövde gösterisi sırasmda Le Pen, sosyalist hükümet için; "Bunlar bir hırsız, yankesici ve gangster topluluğudur. Hatta içlerinde bazılannın katil bile olduğunu iddia ediyorum. AIDS virüsü bulaşmış kan satışına bile bile izın veren bu hükümetin başlan, bugün binlerce insanın onulmaz bir hastahğa tutulmasına, on binlercesinin ölümüne neden olmujlardır" deyiverdi. Sözlerini evirip çevirme ahşkanlığı yok. Bundan önce iki kez, milletvekili dokunulmazlığını kaldırmak istediler. "Kaldınn" dedı. Diğer partilerden pek çok milletvekili, "dokunulmazlık kalkışına" kötü bir kolaylık başlangıcı olur diye, anayasal gerekçeler göstererek ' Le Pen'in dokunulmazlığını, kendi "göz bebekleri" gibi korudular ve Ulusal Cephe lideri, muhalefetin oylanyla mahkemeyeçıkmadı. Amiens'teki hakaret, Sosyalist Parti'de "şok" etkisi yarattı dersek yalan olur. Le Pen, benzer hakaretleri her fırsatta ediyor. Ancak bu kez hükümet başkanı Edıth Cresson, altta kalmayı sevmeyen, ateşli bir kadın. Başbakan olarak Ulusal Cephe lideri Le Pen aleyhine, 21 ocak günü Nanterre adliyesinde hakaret davası açtı. Sosyabst Parti sözcüleri de aşın sağcı lideri "küfürbaz, ağzı bozuk ve aşağılık" olmakla suçladılar. ı dokunulmaılığı Eğer Edith Cresson, hakaret davasını kazanırsa, Jean Marie Le Pen'in Avrupa Parlamentosu'ndaki dokunulmazlıgı da kaldınlmak durumunda kalacak. Ancak Le Pen'in umurunda değil. Mahkûm olsa bile, kendisini ve partısıni yine ön plana çıkarmış ve düşüncelennı daha geniş kitlelere ıletmek için "olağanüstü bir kürsü" edinmiş bulunuyor. lşte böyle bir bela Jean Marie Le Pen. Son yapılan kamuoyu yoklamalan, sağ partilere oy veren seçmenlerin % 55'inin Le Pen'e ve sözlenne güvendiklerini gösteriyor. Yapılan en ölçülü tahminler, 1993 seçimlerinde, Ulusal Cephe'nin şimdı 35 olan milletvekili sayısını, 50'ye çıkaracağı yönünde. Hem milletvekilliği, hem avukatlıktan oldu STELYO BERBERAKİS - Yunanıstan'da geçen hafta siyasi boyutlu, heyecanlı olaylaryaşandı. Hafta, bir önceki hafta içinde eski Başbakan Andreas Papandreu'yu aklayan, ancak iki eski bakanı suçlayan mahkeme karannın yankılanyla başladı Suçlu bulunaneski bakanlardan Dimitris Covolas'ın milletvekıllığinin mahkeme karanyla birlikte "düştüğü" meclis başkanı tarafından açıklandı. Bu karann "affedilmesi" için PASOK milletvekilleri parlamentoya bir öneri getirdi. Ancak parlamentonun çoğunluğunu o^luşturan iktidardaki Yeni Demokrası Partisi Covolas'a "af önerısınin" aleyhinde oy kullanacağını açıkladı. Covolas'a verilen bu "ceza"dan başka, paraya çevrilebılen 2 yıl 6 ayhk hapis ve avukatlık mesleğinden "men" cezalan da var. Covolas, tüm bu cezalan protesto etmek için ilk önce gündeliğı yaklaşık 6 dolara mal olan hapis cezasını paraya çevirmeyi reddederek "hapsegirmeyi tercıhettiğini" açıkladı veyatağını yorganını alarak PASOK merkez bınasının ıçıneyerleşti. Ancak PASOK, aldığı kararla Covolas'ın hapis cezasım "paraya" çevırdi. Covolas'ın YUNANİSTAN milletvekıllığını ve avukatlık mesleğini kurtarabilmesi için cumhurbaşkanı tarafından " a f edilmesi gerekecek. Yunan kamuoyunun konuştuğu ıkinci konu da başka bir mahkeme ile ılgiliydı. Yalnız yaşayan, yaşlı ve zengin insanlara "dostça" yaklaşarak öldüren ve miraslanna konan bir "şirkef'in üyeleri geçen hafta içinde yargılanmaya başladı. Çok ıyi çevrilmış bir korku fılmini aratmayan bu olay, üç yıl önce açıkhğa kavuştuğunda Yunanistan'da yer yerinden oynamıştı. "Cinayet şirketi" olarak anılan bu çetenin başını da bir beledıye başkanı çekıyordu! Türk-Yunan dostluğunu öngören Abdi İpekçi ödülleri geçen hafta içinde Atina'da düzenlenen törenlerle sahiplerine verildi. Buödüller24 Yunanlı ile 16 Türk arasında paylaşıldı. Üçgün süren törenlersüresince paneller, geziler düzenlendi, yemekler verildi. Türk-Yunan dostluğunun öneminı vurgulayan konuşmalar yapıldı. Azız Nesin de özel ödül alanlann arasındaydı. Yunan Turizm Örgütü Genel Sekreteri Kostas Pilarinos'un 45 kişilik Türk heyetinin onuruna bir gemınin içinde verdiği akşam yemeğinde oldukça ilginç espnli konuşmalar yapıldı. Pilarinos, dostluk ve banş içerikli konuşmasında iki ülkenin turizm alanında işbirliği yapabileceğinden söz etti. Altan Oymen ise kafile adına yaptıgı konuşmasında, Yunanistan'ın uyguladığı vize işlemlerinden sitem ederken Yunanistan'ın güneşinı övdü. O sırada Azız Nesin, "Yunanistan'ın sıcak güneşini kutlamalıyız" deyince, Pilarinos " Yunanlılann kalbındeki güneş, güneşten de sıcaktır; bütün mesele bunu arayıp bulmanızdadır" dedi. Kelle vergisi yarım kaldı İNGİLTERE Bu da Giyom TelPin moderni Covent Garden, Londra'nın en renkli semtlerinden birisi. Sokak kahveleri, sokak çalgıcılan ile ıç ıçe. Gun olmuyor ki, bir köşede biri ya da bir grup çevresine meraklıları toplamamış olsun. Dunyanın binbir yoresinden gelen göstericiler, izleyicilerini şarkıları, müzikleri, danslan ile ülkelerine doğru hos bir gezintiye çıkanyorlar. Geçen hafta Covent Garden'a gelenler çocukluk donemlerinin masal kahramanı ile karşılaştılar. Modern Giyom Tell'in ok-yay yerıne palası vardı ve elmayı da dazlak başının uzerine yerleştirmişti. Tek hareketle palası elmayı ikiye bolerken, başında tek cizik olmaması dikkat çekti. (Fotoğraf: REUTER) EDİPEMİLÖYMEN - Margaret Thatcher'ın başbakanlığma mal olan büyük hata, iş dünyasının Avrupa Topluluğu ile bağdaşma arzusuna aldırmaması, ikinci hatası da seçmenin nefretini çeken kelle vergisi olmuştu. Toplanması belediyelere bırakılan 'kelle vergısı'nı iki yıldır ödemeyen mılyonlarca kişi var. Belediye gelirleri düştü. Özellikle Londra'da milyonlarca sterlın tutarında vergı hâlâ toplanabılmış değil. Herkese bildirim yapıhyor. Eğer ödemezlerse, bir süre sonra ihtar, sonra da mahkemeye çağn yazısı geliyor. O zaman çoğu ödüyor. İşi böyle uzatmak, herkesin peşine düşmek, belediyelere ek masraf. Hatta ana muhalefet Işçi Partili bir milletvekili, "Bu vergiye ilke olarak karşıyım" diyerek ödemedi, hapse gırdı. Şimdi çıktı vekahraman. Belediyeler, o kadar çok kişiyi mahkemeye verdiler ki bu kez de yargıclar yasalan farkh yorumlayıp çelişkili kararlar aldılar. Belediyelenn mahkemelere sunduklan bilgısayar belgelerini yasal belge olarak kabul etmeyen yargıclar oldu, yasada bu tür belgenin "delil" olarak kabul edıldiği yazmıyordiye. Yasa ise 1936'dan kalma. O dönemde değil bilgisayar. televizyon bile yoktu daha. Vergi davalan sırf teknik nedenlerle birer birer düşmeye başlayınca işe hükümet el koydu. Başbakan Major, 'kelle vergisi' karşıtlanna, tam erken seçim arifesinde koz verecek her türlü yasal gediğin kapatılmasım istedi. Ancak hükümet, hangı önlemi alsa da 'kelle vergisi' derdinden kurtulamadan secime gidecek. Seçimde seks skandalı geleneği ŞEBNEMATİYAS - Amerikan başkanlık seçimlerinde gelenek haline gelen seks skandallan şimdiden başladı. New Hampshire ön seçimlen yaklaşırken, Demokratlann en güçlü adayı olarak bilinen Arkansas Valisı Bill Clinton, "sıcak" bir skandalın içinde. Mutlu evliliğı ile tanınan Vali Clinton, 12 yıldırgizlice devam eden bir aşk ilişkisi ile suçlaruyor. Jennifer Flowers adlı sanşının iddialannı yalanlayan Clinton, "Ben Gary Hart değilim" diye bağınyor. The Star adlı dedikodu dergisınde yayımlanan "paraü" röportajda Jennifer Flowers, "Bu yalanlardan, gizlilikten ABD bıktım, usandım. 12 yıldır onun sevgilisiyim. Benden yalan söylememi istiyor. Bana soru soran gazetecilere böyle bır şey yok dememi istiyor" dedi. Vali Clinton, The Star'da röportajın yayımlanmasını takıben New Hampshire'de kampanyasını durdurdu. Yardımcılan, valinin gelişmelere bakarak hareket edeceğını bildiriyorlar. Bu arada basına dağıtılan fotoğraflarda Vali Clinton, eşi Hillary'yi kucaklarken görülüyor. Hillary Clinton gazetecilere, bu iddialann tümüyle uydunna olduğunu söyleyerek Cumhuriyetçilerin olayı körüklediklerini söyledi. Vali Clinton, geçen seçımlerde gizli ilişkileri ortaya çıktığı için adayhktan çekilen Demokrat Gary Hart'a benzemedığini iddia etmesine rağmen kampanyaya devam edip etmeyeceği konusunda son kararını vennı'ş degıl. Clinton'ın kampanyadan çekihne karan alması durumunda Demokratlar, New • York Valisı Mario Cuomo gibi büyük isimlerin devreye girebileceğini umut ediyorlar. Ancak Cuomo, secime girmeyeceğini dalıa önce açıklamıştı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear