25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet f Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Türk Anonün Şirketi adına Berin Nadi « Murahhas Üye: Emine Uşaklıgil • Genel Yayın MüdUnı: Hasan Cemıl, Yazı Işleri Mudüru: Okay Gönensin % Yazı tşleri Mudur Yardımcıları: Salim Alpasian, Kerem Çalışkan, Necdel Dogan, Lotfu TIDÇ Sayfa Düzenı Yönetmeni: AB Acar % Ankara Temsılctsı: Ahmct T»n lç Politika: Mebmel Tezkan Ekonomi: Meral ftmer, Kültür: Cel»l Üster, lstanbul Haberleri: Muhittin Sirer, Spor: Abdülkadir Yucelman, Makaleler: Şahin Alpay, Duzeltme: Abdullah Vazıcı 0 Koordina- tör: Ahmet Korulsan # Mali lşler: Erol Erkut # Muhasebe: Bülent Yener 0 BUtçe-Planlama: Sevgi Osmanbeşeoglu # Reklam: Ayşe Torun £ Idare: Hüseyin Gürer 0 İşletme: Önder Çelik 0 Bilgi-lşlem: -Nail İnai 9 Personel: Sevgi Bostancıoglu Basan vt YayaK Cumhunyrt Mubualık »e Gazrtcalil T.A.Ş. TOrtocagı C«d. 39/41 Cajıloflu 34334 Isl PK 246 lsuuıbu! TeL 512 05 05 (20 hıt), Teta 22246, Fax: (1) 526 60 72 0 BamUtr Kmkmrt: Zıys Gökalp Blv Inkılap S. No: 19/4. Tet 133 II 41-47, Tela 42344, Fat (4) 133 05 65 % Izmir H. Ziya Blv 1352 S 2/3, Tcl: 13 12 30, Telct 52359, Fo: (51) 19 53 60 % AıbM: InOnü Cad 119 S. No: I Kıl 1, Tü. 19 37 52 (4 h«t). Ttlec 62155. Fax: (71) 19 25 78 TAKVİM: 25 OCAK 1992 Imsak: 5.45 Güneş: 7.14 Oğle: 12.21 İkindi: 14.54 Akşam: 17.18 Yatsı: 18.41 Organ bağışı Öldükten sonra da yaşayınAlmanya'da yayımlanan Stern dergisine göre organ bağışına evet diyenler genellikle gençler. Yaş ilerledikçe organ bağışlamak isteyenlerin sayısı azalıyor. Stern dergisi, son sayısında organ bağışını kapak konusu olarak işledi. Tartışma, bağışın nasıl düzenleneceği konusuyla ilgilL Bu yasa tasarısına göre organ bağışı yapmak isteyen değil, is- DİLEK ZAPTÇIOĞLU BERLİN — Ölen bir kazaze- de veya hastanın vücudundan sağlıkh organlann alınıp ihtiyacı olan başka bir hastaya nakledil- mesi, yani "organ bağışı", Al- manya'da bugürüerde en çok tartışılan konulardan biri. Tartışma, organ bağışırun na- sıl düzenleneceği sonısunda dü- ğümleniyor. Sosyal demokrat- lar, öldükten sonra organ bağı- şı yapmak istemeyen kişilerin bunu özel bir belgeye yazdırma- larını ve devamlı yanlarmda ta- şımalarım talep ediyorlar. ve karaciğer nakli için talebin yarısının bile karşılanamadığı temeyen şahıslar bunu üzerle- Almanya'da halkın "organ ba- rindeki belgeyle kanıtlayacak. ğışı belgesi" çıkartmaya karşı tembellik gösterdiği anlaşüıyor.Eğer ölenin uzerinden böyle bir belge çıkmazsa otomatikman sağlam organları başkalarına nakledilecek. Tartışma Almanya'da sağhk otoritelerinin tüm çabalarına karşın pek az kişinin "ölümün- den sonra organ bağışını kabul ettiğine" dair bir belge çıkart- masından kaynaklamyor. Yılda 2 bin 500 kişiye böbrek nakli ya- pıldığı, ancak 8 bin kişinin ame- Konuyu bu hafta kapağında işleyen "Stern" dergisinin "Forsa" adlı Kamuoyu Araş- tırma EnstitüsU'ne hazırlattığı ankete göre Almanlann dörtte üçü, "tıbben hayata döndürü- lemeyeceği anlaşıldığı takdirde organlannın başkalarına nak- ledilmesine" razı. "Evet" diyenlerin oram, yaş ilerledikçe düşüyor, gençler da- liyat için sırada beklediği; kalp ha cesur. Ancak organ nakline razı olanlann yarısı, şimdiki dü- zenin sürmesini; yani bağış yap- mak isteyenin gidip belgesini çı- kartmasını savunuyor. Anketin en ilginç sonucu ise şu: Halkın üçte birine yakın bö- İümü doktorlara güvenmiyor. "Doktorlann ancak bir basta tamamen ümitsiz dunımdaysa organlarını alıp başkasına nakledeceğine" inanmayan; ya- ni doktorun hastayı iyileşme ümidi varsa bile kesip biçeceği- ni düşünenlerin oram yüzde 29. Organ nakli, "beyinsel ölii" olarak adlandırılan hastalardan yapılıyor. Örneğin beynin kaza veya tümör sonucu hasara uğ- radığı, beyin dalgalarının artık tespit edilemediği durumlarda hastaya "beyinsel ölii" teşhisi konulmakta. Kalp, böbrekler, akciğerler ve karaciğer sağlam olmasına kar- şın dışandan aletlerle ve ilaçlarla çahştmldıkları sürece işlemeye devam ediyorlar. Tıp bilimi, beyni çahşmayan bir hastanın ne çevresini ne de kendini artık bilinçli olarak algılamadığını saptamış bulımuyor. Dışandan hiçbir etkiye, acıya da tepki gös- termeyen, suni teneffüsle yaşa- tdan hastanın durumuna günliik dilde "bitkisel hayat" da deni- yor. Talebi karşılayacak kadar çok gonüllü bağışçı olmadığı için bu alanda yasadışı yöntem- ler varlığını sürdürmekte. Tur- kiye'de birkaç yıl öncesine ka- dar manşetlerden inmeyen "böbrek satmak" gibi olaylara Avrupa ülkelerinde de rastlanı- yor. Benetton reklamı yineolay çıkaıdı EDİP EMİL ÖYMEN LONDRA — AIDS'ten ölen oğluna sanlmış ağlayan bir ba- ba. Küçük kızına sanlmış, çare- siz gözlerle bakan bir anne. Iki yıl önce Batı basın ve kül- tür çevrelerinde tartışma yarat- mışolan bu ödüllü fotoğraf, ye- ni bir tartışmanın daha odağı durumuna geldi. Fbtoğrafın yeniden tartışma yaratmasının iki nedeni van llki, ölen gencin küçük bir rötuşla Hazreti Isa'ya benzetilmesi. îkincisi ise fotoğrafın Benetton reklamlannda kullanılması. Benetton, henüz doğmuş ve göbek bağı bile kesilmemiş, kan içindebir bebeği reklam fotoğra- fı olarak kullandığı için eleştiri- leli dört ay oldu. Bundan önce "Bunun mal tanıtunı Ue ne ilgi- d var?" diyesordurtan Benetton reklamlannı sineye çeken basın, bu kez işin içine çağın vebası AIDS kanştığı vehele ölen genç, özellikle Hazreti tsa'ya benzetil- diği için resti çekti. "Eİle" gibi önde gelen bazı modadergileri, Benetton rekla- mı için sayfa ayırdıklan halde, zaran göze alarak reklamı bas- mayacaklarını açıkladılar. "EHe" reklama iki tam sayfa ayırdığı için o sayfalar beyaz ya- yımlanacak. Derginin Genel Ya- yın Yönetmeni Maggie Alder- son, "Mükemmel bir fotoğraf ancak bir moda ürününii sat- mak için değil ve miithiş bir ha- karet AIDSkurbanısanki Haz- reti tsa'ymışgibi. Mide bulandı- na" dedi. tngiltere'de AIDS konusunda çalışmalanyla tamnan "Terence Higgins Vakfı" sözcüsü de "Tri- ko satmak veticariauşveriş için hastabk ya da öhım döşegini seç- mekie rüketiciye ne demek isti- yortarî" diye sordu. tngiltere'de reklamlann ahlaki ve ticari dü- zeyini denetleyen "Reklam Stan- dartlan Kurumu", Benetton'u, reklmamını halka açık yerlerde ilan tahtalarına asmaması için uyardı. Benetton, haarladığı rekla- nun doğuracağı tepkiyi hesaba katarak klişeyi basın-yayın kuru- luşlanna vermeyi son dakikaya kadar geciktirdi. Benetton daha önce de reklamlannda "beyaz bir bebeği emziren siyah bir ka- dın, öpüşen bir rahip ve rahibe, elindeki kumbaradan dolarlar göriinen bir Yabudi çocukJa sar- maş dotaş bir Arap çocuk. mekk kıhğmda bir beyaz çocuk Ue şey- tan kıtağında bir siyah çocuk" görüntüsu kullandığı için Papa dahil çok kişiden eleştiri topla- mıştı. Aliağada santral gölgesi IZMtR (Cumhuriyet) — Çevre Bakanı Doğancan Ak- yürek'in "Aliağa'mn Gencelli yöresinde ithal kömürle çabşa- cak termik santralm mutlaka kurulacağı" yolundaki açıkla- ması daha önce yapılan sant- ral tartışmasını yeniden alev- lendirdi. Aliağa Belediye Baş- kam Hakkı Ülkii, "Eğer Gen- celli'ye santral kurmakta ısrar ederierse ANAP dönemindeki protesto eylemkrini yeniden başlatınz" dedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ersin Fanüyalı'nın 29 Kasım 1991'de yaptığı "yap- işiet-devıet modeliyte Japonla- nn gerçekleştirmek istedikleri Aliağa Termik Santralı'nın yapılmayacağı" açıklaması Ue durulan santral tartışması, Çevre Bakaru'nın açıklamasıy- la yeni bir boyut kazandı. TURKIYE^DEKI UYGULAMA Organ bağışına kim izin verecek?İZMİR (AA) — Açılan kampanyalar ve TV'de yayımla- nan programların, organ bağışında bulunanlann sayısını art- tırdığı, buna karşılık, olümleri halinde bağışta bulunanlann aileleriyle "izin sorunu" konusunda sıkmtılann yaşandığı bil- dirildi. Ege Üniversitesi Tıp Fakultesi Organ Nakli Merkezi Baş- kanı Prof. Dr. Özdemir Yararbaş, organ bağışının amacımn, "bağışta bulunan kişinin olümu halinde organlannın nakil bekleyen hastalara aklanlması" olduğunu ifade ederek, "Ancak, uygulamada o>le olmuyor. Organları sağlığında bağışlayan kişive bir kart veriliyor. Olumü halinde bağış kartı yanında değilse, organlann alınabilmesi için ailesinin izni ge- rekiyor. Yasal olarak alma hakkımız olmasına rağmen, aile- sinden tepki görebiliyoruz" dedi. Mavi Melekfin km, cmnesinin aşk hayatını anlatan bir kiîap yazdı Marlene Dietrich: evîr çevir oku66 yaşındaki Maria Riva'nın 90 yaşındaki annesi Marlene Dietrich'in aşklarını anlattığı kitabı yakında ABD'de satışa çıkıyor. Orion Yayınevi'nden çıkacak kitap yüzünden ana-kız arasındaki ilişkiler bozuldu. Kitapta ünlü yıldızın erkeklerin yani sıra, gözüne kestirdiği ünlü kadınlarla da ilişki kurduğu anlatılıyor. BAKTI MI YAKARDI — Marlene Dietrich, hafızalarda hâlâ güzel ve yakıcı. Bakışlan kim bilir kaç erkeğin aklını başından aldı. Haber Merkezi - Bir za- manlann ünlü sinema yıldızı Marlene Dietrich'in 50 yılı aş- kın zamandır büyük titizlikle gizlediği aşk hayatı yakında dillere düşecek. Bu nedenle de geçen günlerde 90. yaşgününü kutlayan Marlene Dietrich'in, kızını dava etmesi'bekleniyor. Olay, "Mavi Melek" filmiy- le yıldızı parlayan Marlene Dietrich'in kızı 66 yaşındaki Maria Riva'nın, annesinin bi- yografisini yazdığı ve Orion Yayınevi'nden yakında kita- bının piyasaya çıkacağı haberi üzerine patlak verdi. ABD'- deki yayın haklannı bir mil- yon dolara, lngiltere'deki ya- yın haklannı da 300 bin sterli- ne satan Maria Riva'nın, kita- bında, annesinin birlikte yaşa- dığı erkeklerle geçirdiği mace- ralan, hatta lezbiyen ilişkileri- ni anlattığı öğrenildi. Kitapta, özellikle de unutul- maz Amerikalı yazar Ernest Hemingway'in Marlene Diet- rich'e yazdığı aşk mektuplan- nın ilgi uyandıracağından söz ediliyor. The Sunday Times gazete- sinde çıkan habere göre Maria Riva, kitapta, annesinin 52 yıl evliliğini sürdürdüğü, ama çok ender birlikte olduğu ko- casıyla yaşamının perde arka- sını da anlatıyor. Marlene Dietrich'i tanıyan- lar ise daha önce yazılan bi- yografılerinin mahkeme kara- nyTa yayımlanmasını önledi- ğini, şimdi de kızının, yaşamı- nı konu alan bir kitabı yazma- sı yüzünden dava açmaya ha- zırlandığını söylüyorlar. Bir zamanlann dillere destan si- nema oyuncusunun Paris'te oturduğu apartmandaki kom- şulan, Marlene Dietrich'in birkaç hafta öncesine kadar kızıyla günde birkaç kez tele- fonda konuştuğunu, ancak şimdi anne-kız arasında bu dostluktan eser kalmadığını belirtiyorlar. Yakın zamana kadar anne- siyle bu kadar sıkı fıkı olan Maria Riva'nın böyle bir ki- tap yazma gereğini neden duyduğu da merak konusu. Ailenin yakınlan, Maria Riva'nın dekoratör olan koca- sının ağır bir hastalığa yaka- landığını ve kan kocanın pa- raya ihtiyaçlan olduğunu an- latıyorlar. Orion Yayınevi'nin Yöne- tim Kurulu Başkanı Antbony Cheetham, kitabın, şimdiye kadar gelmiş geçnıiş en büyük sinema yıldızîanndan birinin büyük bir açıklık ve sevgiyle «anlatılan yaşamöyküsü oldu- ğunu söylüyor ve diyor ki: "Bu kitabın, Joan Craw- ford'un kızınm, annesinin ya- şamoyküsünü yazdığı Sevgili Annem kitabıyla uzaktan ya- kından bir ilgisi yok. Çünkü Joan Crawford'un kızı anne- sinden nefret dolu bir anlatımla söz ediyordu. Oysa Maria Ri- va annesini sevgiyle anlatıyor. Bu kitap, yılın en büyük yayın- cılık olaylanndan biri olacak." Marlene Dietrich'in John VVayne, Gary Cooper, hatta John Gilbert gibi tanınmış si- nema oyunculanyla yaşadığı maceralann bir zamanlar dil- lere destan olduğu belirtiliyor. Bu maceralann mekânlannın transatlantikler, fılm setlerin- deki karavanlar ve birçoklan- nın yatak odalan olduğu da dillerden düşmüyor. Hatta Marlene Dietnch'i daha ya- kından tanıyanlar onun sık sık, "gözüne kestirdiği" ünlü kadınlarla lezbiyen ilişkiler kurduğunu da söylüyorlar. Bir yakını, bir zamanlann "Mavi Melek"inin, yakın dos- tu ünlü yazar. ve şarkıcı Noel Coward'ı baştan çıkarmak için bir keresinde bütün dişili- ğini kullandığını da anlatıyor. Kandelen başta olmak üzere soğanlı türlerin üınacı sona erecek Avrupabitküeıimize kök söktürüyorTürkiye'de 9 bine yakın bitki türünün yaklaşık üç bini sadece ülkeye özgü. Geçen yıl Avrupa ülkelerine yapılan ihracat, 64 milyon 468 adet soğanlı ve yumrulu bitki içeriyor. Kardelen gibi bazı türlerin nesli tükenmek üzere. rumaya alınan bitkiler için de kota koyacakla- BÜLENT ECEVtT ANTALYA — Türkiye'den yıllardır doğadan sökülerek ihracı yapılan bitki türlerinin neslinin korunması için abcı ülkeler birlik oldular. Bu amaçla Hollanda, Amerika, İngiltere ve Alman- ya, başta kardelen çiçeği olmak üzere doğal bit- kilerin yapay üretiminin sağlanması için "Bitki Koruma Projesi"nin uygulanmasına karar ver- diler ve bunun için de Ortak Yürütme Kurulu oluşturdular. Almanya, doğal bitkilerin yapay olarak yetiş- tirüip ticaretinin yapılır hale gelene kadar Türki- ye'den doğrudan veya dolaylı hiçbir bitki itha- latı yapmayacağım açıkladı. Diğer ülkeler ise ko- nnı bildirdiler. Hollanda'da yapılan toplantıya Türkiye'den Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Tanmsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğü'nden Genel Mü- dür Prof. Dr. Celal Er ve Rıza Duman, Doğal Çiçeksoğanlan Üretici ve İhracatçıları Derneği Başkanı Hasan Tahsin Veliağagil ve üyelerden Kemal Yasemin, Mehmet Bilgin, ayrıca Prof. Dr. Tuna Ekim, Prof. Dr. Neriman Özhatay ve DHKD Genel Müdürü Nergis Yazgan katıldı. Nergis Yazgan, Türkiye'de 9 bine yakın bitki türünün yaklaşık 3 bininin endemik yani sadece Türkiye'ye özgü bitki olduğunu hatırlatarak "Aslında bircok ülkede yetiştirilebUen kardelen çiçeği, yurtdtşında yapay olarak üretOen stoklara saglıklı yabani gen kaynagı olarak gerekli oluyor" dedi. Yazgan, Türkiye'den geçen yıl ya- pılan bitki soğanı ihracatmın miktarlarırun kar- delen 30 milyon 378 bin, eranthisin 11 milyon 23 bin, anemonenin 10 milyon 278 bin, Leuco- jum'un 6 milyon 257 bin adet olduğunu belirte- rek toplam miktann 64 milyon 468 bin adeti bul- duğunu açıkladı. Nergis Yazgan, doğal bitki so- ğanlannı alıa ülkelerin başında Hollanda, Al- manya, İngiltere ve ABD'nin geldiğini söyleye- rek bu ülkelerdeki çevre örgütlerinin on milyon- ları bulan ihracat karşısmda harekete geçtikle- rini vurguladı. Yazgan şöyle dedi: "Son beş yıldır bu ülkelerdeki çevreciler hem Türk hükümetine, hem de alıcı firmalara baskı yapmaya başladılar. İngilterede FFPS, Almanya ve Hollanda'da TRFFIC. ABD'de NRDC ve Hollanda'daki çeşith' örgtttlerin baskılan sonu- cu ihracat kotalan alıcı ülkelerce düşiiriilmeye başlanmıştır. Derneğimiz, yıllardır arzu ett^i halde elindeki kaynak yetersizliği nedeniyle baş- layamadığı bitki koruma konusundaki çalışma- yı, Diinya Doğayı Koruma Vakfı (WWF)'na snnduk. Projenin kabul edilmesiyle 1991 kasım ayından itibaren FFPS Ue ortaklaşa olarak yü- rütmeye başladık." Prof. Dr. Tuna Ekim, Prof. Dr. Neriman ve Engin Özhatay, Prof. Dr. Ali Çırpıcı ile Prof. Dr. Ertan Tuzlacı'dan oluşan Bitki Projesi Bi- limsel Damşma Kurulu, hangi türlerin hangi yö- relerde korunması ve yetiştirilmesi konusunda araştırmalar yapmaya başladılar. Bu arada Çevre Bakanı Doğancan Akyürek, ABD Başkanı Ge- orge Bush'un "kardelen çiçeklerini koruyun" mesajından sonra konuyla ilgili bilgi edindi. Devriıııci klasik Küba sanat müzigi tstanbul Haber Servisi — Sosyalist Parti'nin (SP) düzen- lediği Enternasyonal Şenlik '92'ye katılmak üzere Istanbul'a gelen Kübalı sanatçı Raf ael de la Torre Guerrero, ülkesinin ekonomik durumunun çok bo- zuk olduğunu belirterek "Eski Sovyetler Biriiği ve Doğu Avru- pa'daki gelişmeler Küba'yı ve halkını olumsuz yönde etkiledi. Özellikle petrol kullanımında sı- kınb çekiliyor. Ancak Küba hal- kı sorunlannı yine kendisi çözecektir" dedi. SP'nin yann Abdi tpekçi Spor Salonu'nda gerçekleştire- ceği Enternasyonal Şenlik '92'nin davetlisi olarak tstan- bul'a gelen Rafael de la Torre Guerrero, dün lstanbul Tabip Odası Sevinç özgüner Konfe- rans Salonu'nda bir basın top- lantısı düzenledi. Sosyalist Par- ti Genel Başkanlık Basın Sekre- teri Sibel Karaoğlu'nun da bu- lunduğu toplantıda sanatçı, mü- zik yaşamı dışında ülkesinin po- litik ve ekonomik durumuna ilişkin sorulan da yanıtladı. Sözlerine "Kübtfnm kültür ve tarihinin daha iyi anlasılmasını sağlamak için Türkiye'de bulunuyorum" diyerek başlayan sanatçı, bir soru üzerine Küba- mn ekonomik durumunun iç acıcı olmadığım belirtti ve şun- lan söyledi: "Başta ABD olmak üzere ba- zı.Güney Amerika ülkeleri Kü- ba'yı dünya düzeninden uzaklaş- ünnaya çalışıyorlar. Çıkardıkla- n zorluklar sonucu ihracaümız engellendi ve Küba ekonomik darboğaza girdi. Bunun dışında eski SSCB ve Doğu Avrupa ül- kelerindeki gelişmeler Küba'yı ve içinde yaşayan halkı oldukça olumsuz yönde etkiledi." Kübah sanatçı Rafael de le Torre Guerrero, ülkesinde 196O'lı yıllarda ortaya çıkan ve Küba devrimci hareketinden et- kilenen "Küba Yeni Türkü" akı- mının öncüleri arasında yer alı- yor. Bu akım içinde Silvio Rod- riguez, Pablo Mlanes, Vicente Felio, Sara Gonzalez de bulunu- yor. Yeni Türkü akımını, Latin Amerika müziğinden oluşan sentezin Küba'daki versiyonu olarak yorumlayan sanatçı, Kü- ba Ulusal Gösteri Topluluğu'n- da kompozitör ve yorumcu olarak görev yapıyor. Küba Ya- zarlar ve Edebiyatçılar Ulusal Biriiği üyesi Guerrero, lstanbul dışında Bursa, Izmir ve güney il- leri başta olmak üzere Türkiye'- nin çeşitli yerlerinde konserler verecek. Sanatçı 6 şubat tarihi- ne kadar Türkiye'de kalacak. Rafael de la Torre Guerrero'nun dün düzenlediği basın toplantı- sında bulunan Sosyalist Parti Genel Başkanlık Basm Sekrete- ri Sibel Karaoğlu, yann Abdi Ipekçi Spor Salonu'nda yapıla- cak olan Enternasyonel Şen- lik'92've Guerrero'nun dışında Senegal Ulusal Balesi'nden Mo- dou Seck ve Gnıbu, Yunanis- tan'dan Pallas, Rusya'dan Vişen- ka, Koreli sanatçılar ile Edip Akbayram ve Dostlar, Rock grubu Devil, Mustafa Eroğln, Tonguç, Alaattin Taş, Fırat Bas- kale, Beşir BUiciler ve Anadolu Kafkas Haik Danslan Toplulu- ğu'nun katılacağmı söyledi. Samaras. Gali ile • New York (Cuımhuriyet) — Yunanistan Dışişleri Bakanı Andonis Sajnaras, dün BM Genel Sekreteri Butros Gali ile 45 dakika süren görüşmesi sonucıjnda "Kıbns görüşmelerine ivmenin kaybedilmeden devam edileceği izlenimi edindiğini" belirtti. Samaras "Genel Sekreter, Vasiliu ve Denktaş ile yaptığı görüşmeler konusunda bana bilgi verdi. Ancak söylediklerini açıklamam doğru olmaz" dedi. Yunanistan Dışişleri Bakanı "Görüşmelere sıfırdan başlamanın bir anlamı yok, temel fikir kalınan yerden devam etmektir" diye konuştu. Eczacı Odası'ndan Hodri Meyd an'a • tstanbul Haber Servisi — lstanbul Eczacı Odası, 21 Ocak 1992 tarihinde TVl'de yayımlanan "Hodri Meydan" programınduki eski Sosyal Güvenlik Bakanı Mustafa Kalernli'nin açıklamalanna tepki gösterdi. lstanbul Eczacı Odası Yönetim Kurulu adına yapılan yazılı . açıklamada Kalemli'nin programda eczanelerle ilgili sorulara verdiği yanıthu-ın gerçeğe aykın ve saptırmalarla dolu olduğu iddia edildi. TUROM kuruluyor • tstanbul Haber Servisi — Türkiye'de veya yurtdışındaki üniversitelerin turizm bölümlerinde ön lisans, lisans ve lisansüstü öğrenim görmüş ve öğrenimine devam etmekte olan turizmcileri bir araya getirerek mesleki düzeyde maddi ve manevi dayanışmalanm, mesleki gelişmelerini sağlamayı amaçlayan "Turizm Okulları Mezunlan Birli# Derneği" (TUROM) kuruluyor. Ifeşiller: Arşivler açılmah • tSTANBUL (AA) — Yeşiller Partisi, Türkiye"nin son 11 yılı, Cumhuriyet tarihi ve gizli Osmanlı arşivlerinin açılmasını, resmi ve gayri resmi tarihin, kamuoyu önünde tartışılmasını istedi. Parti Genel Sözcüsü Aydın Ayas, dün yaptığı yazılı açıklamada, insana duyarlı bireylerin partisi olarak açıklıktan yana olduklannı, vatandaştan hiçbir şeyin gizlenmemesini istediklerini kaydetti. Libya macerası • tSTANBUL (AA) — Libya'ya, 5 yıl önce para biriktirebilme umuduyla giden 108 Türk işçisi, çalıştıkları şirketten bugüne kadar para alamamalan sonucu, çeşitli kişi ve kuruluşlardan sağladıklannı belirttikleri paralarla yurda dönebildiler. Ataturk Havalimam'nda gazetecilerle konuşan Türk işçileri, Libya yetkililerinin bu ülkede bulundukları süre içinde kendilerine esir muamelesi yaptıklarını, ancak parasız da olsa yurda donebilmenin mutluluğu içinde olduklarını bildirdiler. Amiral Bristol'de tıbbi yönetici • tstanbul Haber Servisi — Amerikan Bristol Hastanesi'nde 1992 yılı tıbbi yönetim komiteleri belirlendi. Hastane doktorlarının yıllık toplantısı sonucunda seçimle belirlenen 1992 yılı tıbbi yöneticileri şunlar: Genel Sekreter: Dr. Emin Mumcuoğlu, Dahiliye Departman Şefi: Dr. Faruk Turnaoğlu, Cerrahi Deparman Şefi: Dr. Gürbüz Barlas, Kadın Hastalıklan ve Doğum Departman Şefi: Dr. Gökçe Ergün, Doktorlar Yönetim Kurulu üyeleri: Dr. Mehmet Hacıhanefioğlu, Dr. Ragıp Tanntanır, Denetim Komitesi Üyeleri: Dr. Nural Ergün, Dr. Turan Gürgen, Dr. Şengün Ulutin, Dr. Erdoğan Yalav, Eğitim Komitesi Üyeleri: Dr. Akif Berki, Dr. Orhan Iskeçeli, Enfeksiyon Komitesi Üyeleri: Dr. K.Erhan Palaoğlu, Dr. Burhan Tanyıldız.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear