29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 OCAK 1992 CUMHURİYET/17 € GUMARTESİİ UMARTESİ KİM KİME DUM DUMA BEHH: AK HÜSEYİN BAŞ Gazetenin politika öfkesi Uanimarka ilginç bir ülke. Danımarkalılardaöyle. Ülkenin en büyük gazetesi "Ekstra Bladet" politikacı "makulesinin", "sıradan, ilkel ve boş" zevzekliklerinden "gına" getirip sütunlannı üç ay süreyle bu takıma ve onlarla ilgili her türlu habere kapatmaya karar vermiş. Gerçekten de geçen yıl 4 ekımde, belki de dünya basın tarihinde ilk kez, bir ülkenin en büyük gazetesi sütunlannı "Tüm iktidar halka" başlığı> la politikaya ve politikacılara kapattığını açıklamıştı. 220 bin tirajlı gazete bu karannı harfiyen yerine getirmekte gecikmedi. Tam yüz gün süreyle politikayla ilgili haber ve demeçlerin zerresine yer vermedi. Gazete bu eşi benzeri görülmemiş boykot karannı başyazısında şöyle açıklamıştı: "Akhnızı başınıza devşirmeniz için size yüz günlük süre tanıyoruz. 100 günlük süre içinde Ekstra Bladet politikacılann sıradan, ilkel ve yavan hiçbir sözüne sütunlanndayervermemeyi taahhütetmektedir." Gazete çok geçmeden okuyuculanna verdiği sözü tutmuş ve söz konusu karannı açıkladığı sayısında parlamentonun açılışı ile başlayan politik tartışmalan es geçip, bu konulara ayırdığı sayfaları tümüyle boş bırakmıştı. Gazetenin bu ilginç boykot karannı almasının önde gelen nedeni Başbakan PaulSchlüter'inparlamentonunaçıhş konuşmasıydı. Boykotun örgütleyicisi Jan Jensen bu konuda şu açıklamayı yapıyor: "Biz IMI kampanya ile politikanın bu ülkede ne denli çûrüdüğûnü göstermek istedik. örneğin başbakan açılış konuşmasında, işsizliğin, çalışan nüfusun yizd« on birine tekabül eden 308 bin iş istemiv le rekor düzeylere tırmandığı bir sırada, bu önemli soruna bir tek satırla da olsa deginmekten özenk kaçımnıştı. Estra Bjadet işte bu tavır yüzünden politikaya ayırdığı sütunlannı işsizlik, yashlann, emeklilerin durumu gibi toplum sonuüanna açmayı yeğlemişti." Üç ay süreyle gazete, parlamentodaki goruşmelerin başbakan ve bakanlann hiçbir demecine yer vermedi. Politikacılann ağzından laf kapmak için Christianborg'daki parlamento binası Kopenhag Şatosu'nun kapısını aşındıran Ekstra muhabırleri, üç aylık boykot boyunca parlamentoya adımlannı atmadılar. Gazetenin yazı müdürü Sven Ove Gade konuyla ilgili düşüncelerini şöyle açıkhyor: "Boykot fikri, ashnda Danimarka halkının siyasal partilerden ve seçim komitelerinden giderek artan oranlarda uzaklaşmalarından kaynaklaıuyor. O kadar ki bu ülkede doğayı koruma derneği, siyasal parti ve kunıluşlarının tümünün toplam üye sayısından daha fazla üvevesahiptir. Buna karşüık seçmenler seçimlere % 90 gibi büyük oranlarda katıüyorlar. Bu ise halkın, genel olarak politika ile son derecede ilgili olduğunu gösteriyor. Ama halk her şevden once yerel Mirunlarının çozume ulaştırılmasını istiyor. Bizim başlattığımız boykot demokrasiye karşı değildir. Tam tersine amacunız demokrasiyi savunmak, derookrasinin güçlenmesine y ardımcı olmaktır." Üç aylık boykotun sona erdiği şu günlerde gazete, okuyuculanndan binlerce dayanışma ve kutlama mektubu aldığmı açıkhyordu. Aynca boykot gazetenin satışmı da olumsuz yönde etkilemiş değildi. Politikacılar ise kolaylıkla anlaşılacağı üzere boykota var güçleriyle karşı çıkmışlar, olayı şiddetleeleştirmişlerdi. Ekstra Bladet'in politika boykotu sona ermiş bulunuyor. Ama gazete politikaya gene de sıcak bakmıyor. Örneğin politika bölümünden beş gazeteci, toplum sorunlan bölümüne aktanlmıştı. Gazete şu sıralar vergi, göçmenler, işsizlik gibi toplumsal sorunlann yer aldığı geniş çaplı bir halk oylamasının sonuçlannı açıklamanın hazırlığında. Tannya şükür, Türkiye'de politikacılar Danimarka'daki politikacılar gibi "sıradan, ilkel ve boş" zevzeklikler yapmıyorlar. Aksi halde halımiz nice olurdu!? J Hizmet etmeyi bibneytn, efendi olamaz. ANTON ÇEHOV Doğa hiç kimseyi kendi kendini savunma olanaklanndan bütünüyle yoksun bırakmaz. JACOB GRIMM Savaş politikanın başka araçlarla devamıdır. CLAUSEWITZ tnsan, eylemltrinin toplamından başka bir şey değildir. HEGEL BÛgi mutlak değildir. 'Ama o, bilgi olarak mutlaktır. FICHTE özgür olmadan öıgür olduğuna inanmak esaretlerin en büyüğüdür. GOETHE Şiir yazmak, günah çtkarmaktır. KLOPSTOCK Hiçbir şey gözyaşı kadar çabuk kurumaz. RODOSLU APOLLONIOS Doğa hiç kimseyi kendi kendini savunma olanaklanndan bütünüyle yoksun bırakmaz. JACOB GRIMM T E M E L ' I N Y E R I Dede JVöy kahvesinde oturanlar gözlerine inanamamışlardı. Köyün üç delikanhsı ellerinde kazma kürekler bitkin bir biçimde kahvenin önunden geçiyorlardı. Geçmesine geçiyorlardı da, sorun o değildi. Onlan asıl hayrete düşüren delikanlılann kıyafetleriydi. Üstleri başları paramparça.yüzleri gozleri tırmık içindeydi. Sanki savaştan çıkmışlardı. Köyün ihtiyarlanndan biri t '" dayanamadı: '— Uyy uşaklar ha pu halinuz nedur? Savaştan mı celeysinuz? Delikanlılar durmuşlardı. En büyük kardeş tdris'ti. Soruyu yanıtlamak da ona düşüyordu. '— Dedemuzu cömdük, ordan celeyruz.. "—Başınız sağolsun. Pilmeyurduk.. Eyı da ha pu halinız nedur? Her pi yaninus yara pere içundedur.. "— Efendum dedemuz cömülürken piraz direndu da.. Karavana Rekor J. emel yüksekten atıyordu. 100 metreyi 6 saniyede koştuğunu söylüyordu. tdris'in tepesi atmıştı. "Ula dedi. Amma da ataysun.. Yüz metre tünya rekoru pile tokuz saniyenun piraz altundadur.. Sen puni 6 saniyede nasıl koşarsın? "Deduğun doğridur. Ama pen kestirmeden cideyrum.." D I Ş B A S I N D A .V hiç de başarılı geçmemiş- ti. Neye attıysa ıskalamıştı. Çantası boş, üzgün evin yolu- nu tutmuştu. Durumu gören komşusu alaycı bir tavırla, "Eee, anlat bakalım neler vur- dun?" diye sordu. "Sorma gitsin", diye yanıt- ladı; "Üç tavşan ıskaladım. Bir köpek yaradım. Daha da kötiisu anlatmayı tasariadığım iki av oykusunu unuttum." KUTU Kongre Partisi »II• ''nın küllennden doğduğuSODEP'in kuruculannın açıklamalanna bakıhrsa SHP'deki kördövüşünün geçmişi sanıldığından da beter. Şimdiye değin bu parti, oturup memleket işleriyle uğraşacak yerde 3'ü olağan, 6'sı olağanüstü olmak üzere tam 9 kongre yapmış. Değişen genel başkan ve genel sekreter sayısı ise "saymakla" bitmiyor. Sanırsınız "Kongre Partisi". Bu Kongre'de kavganın biteceğinı söyleyenlere kulak asmayın. Karizma fukaralan, işleri güçleri ortahğı kanştırmak olan "hizbullah"lan, çok bilmiş resimaltı teorisyenleri, yenilgiyi handiyse meslek haline getirenleri varoldukça SHP'de kavga kolay bitmez. Nezamana kadar, , diyeceksiniz? Eh "ebedi aday" işin peşini bırakmaya asla niyetli olmadığına göre, tek şansımız Erdal Bey'in yenip durmaktan bıkarak günün birinde minderden kendi isteğiyleçekilmesi.. "Catilina sabnmızı ne zamana kadar kullanacaksın!" (*) • I Çıçeron Brezüya'da milletvekilleri ayda 110 milyon kazanıyop Br»rezilya, muazzam doğal zenginlik- lenne karşın dünyanın en yoksul ülkele- rinden biridir. ' Ashnda bu ülkede "zengin" eksik de- ğil. Karunu hasette çatlatacak ölçüdeki Brezilya zenginleri pek öyle başka ülke- lerin zenginlerine benzemiyor. Biraz da bu yüzden, diğer Latin Amerika zen- ginlerinin aksine, gözlerden uzak kal- maya özen gösteriyorlar. Bunda da yerden göğe haklılar. Çün- kü ülkede zenginle yoksul arasındaki gelir farkı ürkünç düzeylerde. Dünya Bankasfnın son raporuna göre Bre- zilya'da zenginle yoksul arasındaki ge- lir farkı, otuz yıjdan bu yana karşı konulmaz bir biçimde artarak ğerçek bi uçurum haline gelmiştir. Brezilya Istatistik Enstitüsü'nün veri- lenne bakıhrsa bu ülkede nüfusun sade- ce %10'u, tüm zenginliklerin yaklaşık yansına sahip. Buna karşılık sefaletin lcucağmda yaşamaya çalışan nüfusun en yoksul % 10'u, ülke zenginliklerinin yüzde birinden daha azını (%0.8) pay- laşıyor. Brezilya'nın zenginliklerinin büyük bölümünü "fazendeiros" adı verilen büyük toprak sahipleri elinde tutuyor. Bunlardan bazılarının sahip olduklan topraklar bir milyon hektar gibi (10 milyon dönüm) ürkütücü düzeylere ulaşıyor. Dünya Bankası'mn söz konusu rapo- ru toprak ağalannın aşın zengınliğıni şöyle açıkbyor: "Gelir vergisi, diğer sektörlere oranla tanma önemli indi- rimler sağlamaktadır. Bundan en çok yararlananlar ise büyük toprak sahiple- ri olmaktadır. Vergi yasasının özel hü- kümlerine göre tanmdan elde edilen gelirlerde %80'e ulaşan indirimler ya- pılmaktadır. Bu indirim toprak sahiple- rinin şahsi gelirleri söz konusu oldu- ğunda %90'a ulaşmaktadır. Bu çarpıklığı ortadan kaldırmayı amaçlayan yasalar ise bir türlü meclis- ten geçmemektedir. Bunun sonucunda ortaya çıkan tablo ise şudur: 150 mil- yon nüfuslu ülkede 5.5 milyon kişi gelir beyan etmekte, bunlann sadece bir mil- yon 900 bini vergi ödemektedir. Vergi ödeyenlerin büyük bölümünü, her za- man olduğu gibi "memur"lar oluştur- maktadır. Üst düzeyde gelir sahiplerinin doğru dürüst vergilendirilmesiyle ilgili giri- şimler ise biraz aşağıdaki açıklamalar kolaylıkla anlaşılacağı üzere, parla- mento tarafından sürekli geri çevril- mektedir. Brezilya kısa sürede zengin olmanın, giderek kolay paranın da ülkesidir. Globe televizyonunun sahibi Robert Marinho kısa sürede trilyoner olanlann başında gelmektedir. Xuxa adıyla da anılan güzel TV sunucusu Mana Grace Meneghel, ünlü Amerikan dergisi For- bes'e göre 1990-91 arasında kazandığı 19 milyon dolarla (yaklaşık 104 milyar Türk Lirası) dünyanın en çok kazanan dört "sanatçısı" arasında yer almakta- dır. Amerikan yaşam tarzının simgesi McDonald ise 84 satış yerinde yılda 165 milyon dolar kazanmaktadır. Ama rekor sanınz milletvekili maaş- lanndadır. Bu zengin-yoksul ülkenin sayın temsilcileri ayda 20.000 dolara para dememektedir. Brezilya milletve- killerinin 110 milyon Türk Lirasfna ulaşan ayhklan, sanıyoruz, dünya re- korudur. Bu rakam ülkede sadece 45 dolar (250 bin lira olan asgari ücretin tamı tamına 440 katıdır.) Çünkiı sen. /nce, 2anft ken<tone. dıkfial eden Sçmn/e neden Oko/â değı/Sın vc hept'nden <fe önemdsı fi tfakrn. e ce.vat>ral verebitirim. Sfnı Aem/ime ı. 4ma ûzjûfiûr» Ufini kabvt edemeyeceğim Çı/nkC, 0€ncU /fice, Zart'f, AenJme c/SÂAcıt edetL,vk<j/â ,S//g//i, cZ&ı/i, PİKNİK Pİ) 4LE MAUHA HIZLI GAZETECİ \E< DET ŞK\ & SCMLENTılER \4U? 6UNIARI ClâeRLE, BOBRBKLB MUMKUN â 0OĞRUVSA,56N ET/MEK ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI GARFIELD jı\ı U4IIS BLACKIE WHITE (ARLOS TRILLOERSESTO RJ.ARCIA SEIJAS BBi 6MO GiaroauM VE. MOTOCUKU yiNe ^ u - BULUT BEBEK \(«4> umı Uf£..Ne£is kırıntıiar! TARİHTE BUGUN MİMTAZ ARIKA\ 25 OCAK MONROE'NUN SON E$l.. 196t 'DE 8UGÜN, ÜMLU SINEMA OYUNCUSU MARILYU ice eşi OYUM mz4j& 4/?mu SOŞANMIÇrf. İLK EVULİSİfJI, f6 (Ş ( ) YAPAM MOfJeOS, DAHA SOHGA, SEYZSOLCU JOE Dl A4ASSIO ISE OruM r/4Z4et A£. THuR MfLL£& /L£ X/1Ç/4M/A// g/eL£frİGMİfTİ. MfLLeG 'LA £1/- LlLlĞ/, ÖZELUKLE KÜLrÛISEL AÇIDAN ONA ÇO/C yA/SAGLf OCMUŞTZJ. £O7&MOD£LUkT£M S'MEMAyrt GEÇ£H MAG/LYM A4OU/eo£, ÖNC£- LERl "APrAL SAGrŞ/N" I/E ABOfNOAH "SE*S TAfi/gfÇASt " &OLLE£/NOE GÖ&ÜAJMUŞTİJ. AM- Ç/IK, C/ODF S/& OyctA/CU OLMA H/&S/ / p£/esc£& 4LA*f
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear