14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/4 HABERLER 11 OCAK 1992 OZGURCE TURKER ALKAN Türko-Sakson Sistemi... İktidar değişir de bürokrasi tartışılmaz mı? Günümü- zün en gözde konularından birisi, yeni yönetimin kendi- sine yakın bürokratları atama girişimi ve Cumhurbaşka- nı'nın buna direnişi. Yiğit Gülöksüz sorunu bitti, Türkân Akyol tartışması gündeme geldi. Bu arada Sayın DemireHn ilginç bir önerisi var. "Ata- malar konusunda Anglo-Sakson örneğini benimseyelim" diyor. "ingiltere ve Amerika'da iktidar değişince üst ka- deme yöneticileri de otomatikman istifa ederler. Siyasi ik- tidar isterse ontarı kullanır, isterse kullanmaz. Valıler, se- firler, müsteşarlar, genel müdürler bu cinstendir. Sayın Demirel televizyonda yayımlanan sevimli dizi "Emret Başbakanım"ı izlemiş olsaydı, İngiltere'de duru- tnun hiç de söylediği gibi olmadığını çok iyi bilirdi. Demi- rel'in sâyledikleri ABD için geçerlidir, ama İngiltere'de tam tersi birsistem vardır. "Uyakat sistemi" (merit system) di- ye adlandırılan bu düzenlemeye göre iktidara kim gelir- se gelsin, kamu yönetimindeki kişiler değişmez. İngittere'nin çok köklü siyasal yapısına, süreklilik gös- teren bürokratik geleneğine dayanan bir düzenlemedir bu. Bürokrata, yasalara Yasalara göre, bizde İngiltere'dekine benzer bir liyakat sistemi var. Ama, uygulanmıyor. Asıl oygulanmakta olan, Amerika'daki "yağma sistemi"dir. Yani, kendi meşrebimize uygun bir Türko-Sakson sistemi tutturmuş gidiyonız. ve siyasal otoriteye tabi bir kişi olarak gü- venilmesi gerektiği fikrinden hareket eder. Liyakat sistemi- nin arkasındaki var- sayımlardan birisi de iktidara gelip giden siyasal partilerin programları arasında çok büyük bir fark bu- lunmayacağı beklen- tisidir. Siyasal partiler birbirine çok zıt prog- ramlar uygulamaya kalkacak olsalardı, hangi bürokrat böylesi ters esintilere dayanabilirdi? Nitekim, daha sonra İşçi Partisi'nin liderliğine yükse- len George Lansbury, 1929-1931 yıllarında iktidarda bu- lunan İşçi Partisi'nin reform programlarının uygulanma- sını Hazine bürokratlarının engellediğinden yakınmıştır. Rusya'da iktidarı ele geçiren Lenin de Devlet ve İhtilâl adlı yapıtında, bütün bürokrasinin, derhal ve her yerde çö- kertilmesi gerektiğini belirtmişti. Fakat bunun gerçekleş- tirilmesi zor bir ütopya olduğunu ve eski bürokratik yapı- yı kırarak yerine yenisini kurmaya başlamaktan başka çare olmadığını söylemiştir. Sovyetler'de gerçek anlamda sosyalist bir yönetim ku- rulamamasını, bu bürokratik değışimin tam olarak gerçek- leştirilememesine bağlayanlar da olmuştur. Bize gelince... Gerçek şu ki bizde hem İngiliz hem de Amerikan sistemleri aynı anda uygulanmaktadır. Yasala- ra göre bizde İngiltere'dekine benzen bir liyakat sistemi var. Ama uygulanmıyor. Asıl uygulanmaktaolan, Amerika'daki "yağma sistemi" dir. Yani, Sayın Demirel'in düşlediği gibi bir Anglo-Sakson sistemi değilse bile, kendi meşrebimize uygun bir Türko- Sakson sistemi tutturmuş gidiyoruz. Ortada bir sorun olduğu ve çözülmesi gerektiği muhak- kak. Çözümü ararken kendi sıyasal kü|tü.rümüzü, gele- neklerimizi ve olanaklarımızı göz önüne almalıyız. Fakat, ne yaparsak yapalım, yasal durumla gerçek du- rum arasında gözlenen sevimsiz çelişkiye bir son vere- lim: Devleti asıl yıpratan şey, yasaları ve hukuk düzenini hafife almaktır. Demirel; Işler fevkalade sarp • ANKARA (AA) — Başbakan Süleyman Demirel, "Işler fevkalade sarptır. Ama gözünüzü korkutmayın. Altından kalkacağız" dedi. Demirel, dün Başbakanhk'ta Afyon Karacaören, Aydın Germencik, Tunceli ve Zonguldak Karabük'ten gelen heyetleri kabul etti. Heyetlere hitap eden Başbakan, "Biz burada sizin için varız. 30 sene sonra yine burada varsak, sadece sizin için var olduğumuzdandır" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Işler fevkalade sarptır. Ama gözünüzü korkutmayın. Altından kalkacağız. Şikâyeti hiç sevmem. Ancak size her şey düzgündür dersek, içinde bulunduğunuz sıkıntıları anlamakta zorluk çekersiniz. Biz evvela arapsaçına dönmüş, ucu yumağın içinde kaybolmuş meseleleri çekip çıkartmak ve düzene koymak için uğraşıyoruz" Sezgin, ikinci kez ağladı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — İçişleri Bakanı İsmet Sezgin, ilahiyat fakültesi mezunlanna da kaymakamlık yolunu açan kararnamenin incelendiğini, "yanhş bir yönu varsa düzeltileceğini" söyledi. "Devlete anarşiyi 657 sayılı Devlet Memurları Yasası'nm getirdiğini" söyleyerek bu yasanın düzeltilmesi için çalışma yapıldığını belirten Sezgin, Dernekler Yasası'ndaki antidemokratik hükümlerin de kaldınlacağını açıkladı. Bakan Sezgin, İdareciler Günü nedeniyle dün Türk İdareciler Derneği'nde düzenlenen törende ikinci kez ağladı. Sezgin, 28 Nisan 1991 tarihinde, PKK militanlarınca öldürdülen Solhan Kaymakamı Ersin Ateş'in eşine plaket verilirken gözyaşlarını tutamadı. Sezgin, Başbakan Süleyman Demirel ve Başbakan Yardımcısı Erdal Inönü'nün birlikte gerçekleştirdikleri Güneydoğu gezisi sırasında, Siirt Valisi Atilla Koç*tan bölgenin sorunlarını dinlerken de ağlamıştı. Sezgin, "20. ytizyılın ikinci yarısına özgürlükçü parlamenter rejim ile giren yurdumuzda bütün ekonomik, sosyal ve politik gelişmelere rağmen toplumun yönetiminde bu gelişmelere uygun radikal düzenlemeler yapılamamıştır" dedi. Vatandaşa sağlık güvencesi • BOZÜYÜK (AA) — Devlet Bakanı Şerif Ercan, hastane kapılarında "paran yoksa öl" muamelesinin önüne geçeceklerini söyledi. Devlet Bakanı Şerif Ercan ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Moğultay, Bilecik'in Bozüyük ilçesinde dispanser olarak yaptırılan ve daha sonra hastaneye dönüştürülen 50 yataklı SSK Hastanesi'nin açılış törenine katıldılar. Devlet Bakanı Ercan, törende yaptığı kbnuşmada, "250 gün içinde sağlık kartları bütün halkın eline geçecektir. 500 gün içinde de bütün vatandaşların genel sağlık sigortalan ihdas edilecektir. Muhtaç durumda olup sigorta primini ödeyemeyecek vatandaşların primlerini devlet karşılayacaktır" dedi. Nokta'ya soruşturma • İSTANBUL (AA) — Ankara Devlet Güveniik Başsavcısı Nusret Demiral'ın, Nokta dergisi hakkında dergide yer alan bir haberle 'PKK'ya hedef gösterildiği' iddiasıyla başlatılan soruşturma dolayısıyla derginin sorumlu müdürü ve haberi yazan muhabirin ifadeleri alındı. Nokta dergisinin 22-26 Aralık 1991 tarihli sayısında yer alan 'Vara vara darağacına' başlıkh yazıyla ilgili olarak Nusret Demiral'ın şikâyeti üzerine Istanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcılığı, derginin sorumlu müdürü Can San ve muhabir Müşerref Seçkin'in ifadelerini aldı. Terörle Mücadele Yasası'nm 6. maddesine muhalefet etmekle suçlanan Can San, ifadesinde, yazıda suç unsuru bulunmadığını ve bu yüzden yayımladıklarını söyledi. Demiral'ı sadece basından tanıdığını kaydeden Müşerref Seçkin ise "Ona herhangi bir husumetim yok. PKK'ya hedef göstermek gibi bir niyetim yok, olamaz da" dedi. Başbakanlıkta "tek imzalı" kadro sayısı arttınldı Demîrel 9 in ilk 6 by-pass'ı. _.. . ..._.. J JLANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Başbakan Süleyman Demirel'in, Çankaya engeüne takılma- mak için öngördüğü "by-pass" yönteminin ilk adımı atıldı. Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlanan kanun hükmünde kararnameyle "cumhurbaşkanının imzasına gerek olmadan ata- ma yapdabilecek" kadrolarda artışa gidildi. Bu çerçevede, Başbakanlık müşavirlik kadrosu 40*tan 85'e, başdanışmanlık kadrosu 7'den 10"a, danış- manhk kadrosu da 13'ten 20'ye çıkanldı. Bu durumda Demirel, Cumhurbaşkanı Özal'ın imzasına gerek olmadan 55 kişiye Başbakanhk'ta müşavir, başdanışman ya da danışman olarak gö- rev verebilecek. Söz konusu KHK, Başbakanlığa bağlı çeşitli kuruluşlarda ciddi değişikliklere de yol açıyor. Buna göre MİT dışındaki çeşitli kuruluşlarda müsteşar ve yardımcılantun statüieri yeniden be- lirlendi. Başbakanlığa bağlı Devlet Planlama Teş- kilatı, Devlet Istatistik Enstitüsü, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı, Tarutma Fonu, Sosyal Da- yanışma ve Yardımlaşma Fonu gibi kuruluşlar- da, bu kadrolarda "isüsnai memur" çalıştınla- mayacak. 15 ocak tarihinden itibaren söz konu- su kuruluşlann müsteşar ve yardımcılannda, dev- let memuriyetine sınavla girmiş olma, en az 12 yü devlet hizmetinde bulunma ve yükseköğrenim görme koşullan aranacak. Durumlan bu koşul- lara uygun olmayan ve "istisnai memur" statü- süyle çalışan müsteşar ve yardımcılarımn görevi aynı tarihte sona ermiş sayılacak. KHK'nın "istisnai memur" statüsünü kaldır- masının ilk sonuçlan, Hazine ve Dış Ticaret Müs- teşarlığıVda yaşandı. Müsteşar yardımcıları Os- man Ünsal ve Turgut Tiiten, "istisnai memur" olarak atandıkları görevlerini, koşullan yeni du- ruma uymadığı için 15 ocaktan itibaren sürdü- remeyecekler. Müsteşar yardımeılanndan Turgut Tüten, 16 Şubat 1990 tarihinde bu göreve geti- rilmişken Osman Ünsal'ın, 5 Aralık 1991 tarihin- de Demirel hükümetince atandığı belirtildi. Kanun hükmünde karamame, Başbakanlık ör- gütünde geniş bir değişikliğe yol açarken kalao personeli de sevindirecek. Başbakanlık persone- li, daha önce kaldırılan fazla çalışma ücretini ye- niden alabilecekler. Buna göre en yüksek devlet memuru aylığının 15 ile 11. derece arasındakile- re "yiude 20'si", 10 ile 7. derece arasındakilere "yüzde 25'i", 6 ile 4. derece arasındakilere "yüz- de 30'u" ve 3 ile 1. derece arasındakilere de "yüz- de 35'i" tutannda her ay "peşin" fazla çalışma ücreti ödenecek. Fazla çalışma ücretinden gelir vergisi kesilmeyecek. öte yandan, KHK ile yüksek yargı organlan mensupları ile hâkim ve savcıların "kurumlann- dan izinli" sayılıp sözleşmeli olarak Başbakan- hk'ta görevlendirilmesi olanağı getirildi. KHK ile Türk Silahlı Kuvvetleri'nde daha ön- ce yalnızca kıdemli albaylara ödenen malcam taz- minatının, tüm albaylara ödenmesi de hükme bağlandı. İçişleri Müsteşan Çakmakoğlu merkez valisi; Halil Tunç, SSK'da Hazine temsilcisi Başkentte atama günüANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Cumhurbaşkanı Turgut Özal, İçişleri ve Milli Eğitim ba- kanlıklanndaki müsteşar deği- şikliklerine ilişkin imzaladığı atama karamamelerini Başba- kanlığa dün gönderdi. İçişleri Bakanlığı müsteşarlığına Başba- kanlık Müsteşar Yardımcısı Fab- ri Öztürk, Milli Eğitim Bakan- lığı Müsteşarhğı'na da Necati Eışen getirüdiler. Içişleri Bakan- lığı Müsteşarhğı görevinden alı- nan Sabahattin Çakmakoğlu- nun da merkez valiliğine atan- dığı kaydedildi. Cumhurbaşkanı özal, çeşitli görevlere ilişkin atama kararna- melerinden bir bölümünü de dün imzaladı. Buna göre, Türk- tş eski genel başkanlanndan Habi Tuuç, SSK'da Hazine tem- silcisi oldu. Şeker Fabrikalan Genel Müdürlüğü'ne Erdoğan Erteken getirilirken Orman Ürünleri Genel Müdürlüğü'ne Yaşar Gülbay'ın yerine Mehmet Yümaz, Milli Parklar ve Av Ge- nel Müdürlüğü'ne Hayri Berk, Ağaçlandırma ve Erozyon Kont- rol Genel Müdürlüğü'ne de Is- mail Özkahraman atandı. Gü- neydoğu Tanzim Satış Koopera- tifleri Birliği Genel Müdürlüğü 1 ne Hasan Öztürkmen getirilir- ken İçişleri Bakanlığı müşavir- lerinden Osman Aslan ile Ibra- him Saracoglu da bu görevlerin- den alındılar. Çorum Tanm 11 Müdürü tmdat Aydörtlü bu görevinden alınırken Maliye Bakanlığı'nda- ki 9 mûfettiş yardımcısı da mü- fettiş yapıldı. öte yandan TTK Genel Mü- dürü Zekai Akçan ve Karabük Demir-Çelik Fabrikalan Genel Müdürü Sencer tmer görevlerin- den alındı. TTK Genel Müdür- lüğü'ne Özer Ölçer, Karabük Demir-Çelik Fabrikalan Genel Müdürlüğü'ne de Atilla Sezgin atandı. Atamalarla ilgili karar- name Cumhurbaşkanı Turgut özaFın onayına sunuldu. DEMİREL'İN HEP YANINDA — Frman Yerdelen (sağda) veCavit Çağlar(solda) hemen her >erde Dt ınırt !'in yanındaydı. 20 Ekim se- çimlerinde herikisi de aday oldu. Ama Çağlar Meclis'e girerken Yerdelen seçilemedi. Yerdelen şimdi, Yaşar Topçu'nun (sag arkada) ba- kanlığına bağlı olan THY Yönetim Kunılu Başkanı. PORTRE THY YÖNETİM KURULU BAŞKA1VI EBMAN YERDELEN Demirel'in 4 silahşöründen biri...THY Yönetim Kurulu Başkanı olan Er- man Yerdelen, parti içinde Demirel'e "so- nuna kadar" bağlı bir politikacı olarak ta- nınıyor. Hatta DYP kulislerinde yapılan esprilerde adı Cavit Çağlar, Ömer Barutçu ve Yaşar Topçu ile birlikte Demirel'in ya- nından aynlmayan "dört silahşör"den biri olarak geçiyor. Demirel'in tum seçim gezi- lerine katıldığı gibi TRT çekimlerinden önemli görüşmelere kadar hiçbir yerde De- mirel'i yalnız bırakmıyor. Yeni görevi de bu yakınlığın bir ödülü olarak değerlendiriyor. AP döneminde Istanbul il örgütünün ba- sın komitesinde görev yaparak politikaya atıldı. Kunıcu üyesi olduğu DYP'nin kuru- luşundan bu yana GIK'teki yerini korudu. Politilcaa arfcadasları arasında "miıla- yim", "sempatik" ve "fedakfir" bir kişi ola- rak tanınıyor. Yakın arkadaşlanndan GlK üyesi Hamdi Üçpınariar, "fedakârlığına" örnek olarak 1987 seçimlerinde listenin ilk sırasındaki yerini bugün Devlet Bakanı olan Ekrem Ceyhun'a bırakmasını gösteriyor. Kendisinin de Ihsan Sabri Çağlavangil için liste başındaki yerinden vazgeçtiğini, diğer GlK üyelerine de aynı şekilde davranması için yaptığı çağnya sadece onun uyduğunu söylüyor ve "kader arkadaşlıgı yaptık" di- yor. Ancak bu kader arkadaşhğımn sonunda Üçpınariar, milletvekili seçilirken o, seçim bölgesini değiştirmenin bedelini, Mecüs dı- şında kalarak ödedi. Zonguldak'ta başlayan öğrenim yaşamı, kısa bir süre özel Ingilizce öğrenimini" bir yıllık 1Ü Matematik Bölümü öğrenciliği ve Almanya'da işletme eğitimi ile sürdürdü. Eğitimini 3 yılhk Almanya döneminin ar- dından döndüğü Türkiye'de Iktisadi ve Ti- cari tlimler Yüksek Okulu'ndan mezun ola- rak noktaladı. tskoçya'da bir Amerikan şir- ketinde 6 aylık çalışma denemesinin ardın- dan, aile şirketi olan Iktko'ya girdi ve üst düzey yöneticüiğe kadar yükseldi. Evli, iki çocuk babası... Onun "babas" ise hiç kuş- kusuz Demirel. Adalet Bakanı Oktay, yeni anayasa taslağının yakında tartışmaya açûacağını bildirdv Anayasaya konsensüs aramyorANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Adalet Bakanı Seyfi Oktay, hukuk sisteminin çağ- daşlaştırılması çalışmalannın hızh bir biçimde sürdüğunü, ye-^ ni anayasa taslağının da kısa sü- rede hazırlanarak, kamuoyu ve Mecüs gündemine getirileceğini açıkladı. Türkiye Barolar Birli- ği (TBB) Başkanı Önder Sav da, Doğu ve Güneydoğu'daki olay- lan endişe verici olarak nitele- yerek, "kişi teröriine de, devlet terörüae de, örgüt teröriine de karsıyız" dedi. TBB Yönetim Kurulu ile ba- ro başkanlannın dün yapılan ortak toplantısına katılan Ba- kan Oktay, hukuku ayak bağı sayan anlayışı, ilkel ve çağdışı olarak niteledi. 12 Eylül döne- mini de eleştiren Oktay, bu dö- nemde, demokratik hukuk dev- leti Ukesinin yani sıra, laikliğin, hukukun üstünlüğü ile yargı ba- ğunsızlığı ve yargıç güvencesi il- kelerinin büyük yaralar aldığı- ÇHO Ankara'da sempozyum düzenledi 'Yeni demokratik anayasa' tartışılıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosa) — Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) tarafmdan düzenlenen "Yeni Demokratik Anayasa" sempozyumu bugün Ankara Türk-îş Konferans Salonu'nda başhyor. tki gün sürecek sempozyumun bugünkü bölümünde saat 16.00'daki panelde Türk-îş, DİSK, Hak-Iş, Halkevleri Genel Merkezi, Türk Tabipleri Birliği, Eğit-Der temsilciîeri öngörülen yeni anayasa hakkındaki görüş ve yaklaşımlannı dile getirecekler. Yann saat 11.00'de düzenlenecek panelde ise değişik üniversite ve kuruluşlardan hukukçu ve öğretim üyeleri konuşacaklar. Saat 15.00'te ise siyasi parti temsilcilerinin tartışacağı panel gerçekleştirilecek. Bu panele kaulacak kişiler şunlar: Ohaa SungBriu (ANAP), Coskua Kıroı (DYP), Murat Bozlak (HEP), Errogrul Günay (SHP), Sevket Kazan (RP), Doga Perinçek (SP). nı belirtti. Oktay, yürütmenin yargmtn görevlerini üstlenerek, onu dışladığını, yargı kararlan yerine yürütmenin kararlanmn geçirildiğini savundu. "12 Ey- lül'e yatakuk ve kaynakük eden anayasayı da demokrasinin önündeid en önemli engelierden biri" olarak niteleyen Oktay, "Yeni anayasa hazuianması ko- nusunda çok ciddi calışmalan- mız var. Bizim ve DYP'nin bu konudaki hazuiıklan birleştiri- lerek oluşturulacak taslak, de- mokratik katılım ile geliştirüe- cek ve Meclis'te sağlanacak bir konsensüs ile oluşturulacaktır" dedi. Oktay, yeni anayasanın kısa sürede gündeme getirilece- ğini de belirtti. Hukukun çağdaşlaştınlması yönünde bakanlığın bünyesinde kapsamlı çalışmalar yapıldığını da anımsatan Oktay, "Gerçegin üzerine insa edilecek, hızlı bir yargı sistenıi"ni amaçladıklan- nı kaydetti. Orman Kanunu ile ilgili karar, Anayasa MahkemesiBaşkanı'nı kızjdırdı Ozdeırden sert eleştiriÖzden Anayasa Mahkemesi, yasama organının sakat ve aykırı işlemlerini iptalde çekinme duyarsa, anayasayı koruma görevini yerine getiremez. Siyasal iktidarların oy arttırmak için gereksiz açma ve daraltma eylemlerinin hoşgörüyle desteklenmemesi gerekir. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Gün- gör Özden, "Anayasa Mahkemesi, yasama organının sakat ve aykın işlemlerini iptal- de çekinme duyarsa, anayasayı koruma gö- revini yerine getiremez" dedi. Anayasa Mahkemesi'nin, Orman Kanu- nu'yla ilgili dünkü Resmi Gazete'de yayım- lanan karanna karşı oy yaası yazan Ozden, oyçokluğu ile alınan karan eleştirirken şu görüşleri savundu: "Zorlama yorumla yasanın onnanı konıduğunu kabul edip baglayKi olmaktan yoksun bir sonuca var- maktansa, açıkça iptaJ etmek anayasaya daha uygun olurdu. Anayasa Mahkemesi, yasama organının sakat ve aykırı işlemle- rini iptalde çekinme duyarsa anayasayı ko- ruma görevini yerine getiremez. Öncelikli ve ödünsüz olması gereken görev de budur. Sonuç değişmemekie biriikte, mahkememi- zin önceki kanuiaruun anlanum zayıflatan, duraksamalara neden olan bir anlayıs de- ğişikligi kuşkusu gündeme gelecektir. Oy- sa yargı karan kesin, açık, kapsamlı ve ay- dınlatıcı olmalıdır." Özden, siyasal iktidarların orman konu- sundaki tutumunu da eleştirerek, "Siyasal iktidarların oy arttırmak için ormanlan ge- reksiz açma-daraltma eylemi, orman köy- lüsünü korumaktan ötede bir sakıncalı gi- rişim olarak açıklanırken, tehlikeli oluşum- lara dayanak olacak kurallan ayakta tut- mayı yararsız boşgörüyle desteklemek ada- let tarihinde iyi bir örnek olarak kalmaya- caktır" dedi. Anayasa Mahkemesi, bu karannda, Or- man Kanunu'nun 1. maddesinin, 1987 yı- hnda çıkanlan 3373 sayılı yasayla değişti- rilen (f) maddesini anayasaya uygun bul- du. Kararda, "Tanm arazisi olarak kulla- nılan ve üzerindeki ağaç ve ağaççıklann da- gınık veya yer yer küme ve sıra halinde bu- lunduğu, toplu ve özel mülkiyet konusu yerlerin orman sayılamayacağı" belirtildi. TBB Başkanı önder Sav da, "Paris Şartı'nı imzalayan ülke- mizde demokratik hukuk devle- tinin sağlıklı işlemediğini üzüle- rek söylemek zorundayız. 141, 142 ve 163. maddeleri kaldınh- yor görüntüsü alünda, Terörle Mücadele Yasası, demokratik hukuk devletini teslim almıştır" dedi. "Ayıplarla dolu bir yasa yürüriükte kaldıkça, en iyi dü- şünceli siyasal iktidarlar bile uy- gar dünyaya kendilerini anlatamaz" diyen Sav, ANAP dönemini de eleştirdi ve şunlan söyledi: "Son vıllardaki KHK karma- şası, bu anayasanın maddeteri- ne dayandiruinıştu-. KHK ile in- san hak ve özgürtükleri cignen- miş, temelde hukuka aykın ola- na sürgün kurnmbtşmış, anaya- sada yasaklanmış sansür hortla- tilmış, yargı bağımsızlıgı zede- lenmiştir. Bnnlar yetmezmiş gibi yasamanın devredilmezliği ku- ralı yıkümış, TBMM, yürütme- nin emrinde güçsüz bir organ haline gelmiştir." Doğu ve Güneydoğu olayla- nna da değinerek, bunlan "fev- kalade endişe verici ve üzücü" olarak niteleyen Sav, "Olayla- ra yanuş teşhis koymamak, iç ve dış tahrîklere kapdmamak gere- kir. Türkiye bağimsız bir üniter devlettir dedi. Yöredeki kamu görevüleri ile güvenlik güçlerinin de sevecen devlet anlayışına uygun seçüme- sini isteyen Sav, şöyle konuştu: "Soruna başka çözümler ara- mak, TC sımrian içinde iilke ve ulus bütünlügünü sarsacak ve bozacak 'bağımsız Kürdistan devleti' kunnak istemek yanlış- tır. 'Kürtlerin ulusal kurtuluş savaşı veriliyor' denilerek bölü- cülük ve aynlıkçılık yapmak, 'bağımsızlık savaşı yapıhyor' görüntüsü içinde dışandan bes- lenen örgütlere destek olmak, silahlı mücadele ve iç savaş kış- kırtıcılıgı yapmak, kan dökme- yi, adam öldürmeyi yörede ve yöre dışındaki kentlerde terörii gecerii bir mücadele yöntemi saymak kabul edilemez.'' Divarbakır DGJVTde dava rekoru OSMAN YILDIZ DİYARBAKIR — Güney- doğu'da PKK örgütünün faa- liyetlerinin yoğunlaşmasıyla birlikte Diyarbakır Devlet Gü- venlik Mahkemesi'nde açılan dava sayısında rekor düzeyde artış oldu. DGM Başsavcısı AU Şanver, geçen yıla oranla dava sayısındaki artışın yüzde 60 duzeyinde olduğunu belirtir- ken Diyarbakır Barosu Başka- nı Fethi Gümüş, Anti-Terör Ya- sası yüzünden savcıhklann "yaian yanlış birçok dava dos- yasıyla Ugilenmek zorunda kaldıgım" söyledi. Diyarbakır DGM'ye çeşitli suç savları ile gönderilen dos- ya ve açılan dava sayısında cid- di artışlar oldu. Geçen yıl mahkemede 2 bin 813 hazırlık dava dosyası açılırken bunlar- dan 2 bin 8'inin adli işlemleri tamamlandı, 804 hazırlık dos- yası ise halen soruşturma ko- nusu. Dava dosyalannın ço- ğunluğunu siyasi olaylar oluş- tururken 1 ve 2 nolu devlet gü- venlik mahkemelerinde 1991'de idam cezasına çarptı- nlan tutuklu olmadı. Idamla yargılanan bazı sanıklann ise hafıfletici nedenlerden ötürü müebbed hapis cezasına çarp- tmldığı belirtildi. DGM'ye açılan dava dosya- sında hızlı bir artış olduğunu belirten Başsava Ah Şanver, 1990'da 2010 olan dosya sayı- sımn geçen yıl 2813'e çıktığuu bildirdi. DGM'den ahnan bil- giye göre bu mahkemelerde açılan dava sayıa 1987'de 796, 1988'de 1278, 1989'da 1538'di. Yetkililer, mahkemelerde gün- de 2' davaya bakıldığını, 1991'de 2008 dosya hakkında karar verildiğini, 757'sinin ta- kipsizlikle sonuçlandığım be- lirttiler. Edinilen bilgiye göre DGM'ye intikal eden en fazla sanıklı dava 328 sanıkh Diyar- bakır Olaylan davası. DGM Savolara şikâyet işlemiyorANKARA (Cnmhuriyet Birosa) — Adalet Bakanı Sey- fi Oktay, kendisinin bakanhğa başlamasından önceki dönem- de DGM Başsavcısı Nusret De- miral ve öbür savalar hakkın- daki on şikâyet dosyasından dokuzunda işlem yapıhnasına gerek görülmediğini, bir dos- yanın incelenmesüıin ise sür- düğünü belirtti. SHP Ankara MilletvekiU Uluç Gürkan'ın Demiral ve Coşkun haklanndaki soruş- turmalara ilişkin soru önerge- sini yanıtlayan Oktay, iki sav- cı hakkındaki şikâyet dosyala- nndan dokuzunun kendisinin göreve başlamasnıdan önce so- nuçlandırıldığım söyledi. Ok- tay, Sadrettin Kızılkoyun'un iki savcı hakkındaki şikâyetinin incelenmesinin sürdüğunü kaydetti. Oktay, işlem yapdma- sına gerek görülmeyen şikâyet konulannı şöyle sıraladı: "• Demind hakkmda Yalcm Böyükdagh'ıun, basın toplan- tısı düzenleyen avukaüann gözaltına ıhnm«ı yg bir avu- kabn ev ile bürosunda arama yaptınlması olayına ilişkin şi- kiyeü. • Demiral ile Cumhuriyet Savaşı Nuh Mete Ynksel hak- lannda Ali Koc ve arkadasla- nnca, anti demokratik tutum içinde olduklan ve avukaüara baskı yaparak savunmalannı engelkdikleri Mdiası. • Nusret Demiral ye c u k - riyet savcılan Ülkü Coşkun ve Tevfik Haacüar haklannda avukatlar Rasim Öz ve Engin Cinmen'in Başbakanhk genel- gesine aykın bareket ettikleri şikâyeti. • Nusret Demiral hakkında avukat Hasan Ürei we arkadaş- lannın şikâyeti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear